• Sonuç bulunamadı

1.5. Okuma Yazma Öncesi Kazanılması Gereken Temel Beceriler

1.5.1. Sözel Dil Beceris

1.5.1.1. Sözel Dil Becerilerinin Desteklenmes

Çocuklar, 4-5 yaşlarında genel olarak dil becerilerini kazanmış olmalarına rağmen bulundukları sosyo-kültürel ortamlardan, anne baba tutumlarından ya da bireysel farklılıklardan kaynaklanan nedenlerle hem ifade edici hem de alıcı dil aşamalarında farklılıklar gösterilebilmektedir. Aile içindeki iletişim düzeyi okulun beklediği iletişim düzeyinden farklı olabilmektedir. Eğitimci, çocuklara birbirleriyle etkileşime girebileceği zengin uyarıcı bir ortam sunması gerekmektedir. Kitap, bu dönemde çocuğun yaşamında bir oyun ve eğlence aracı olarak yer almakta; çocuğun çevresinde var olan nesnelerin hem tanıtılmasına hem de yenilerini ekleyerek çoğalmasına dilin ve resmin anlatım gücüyle katkı sağlamaktadır. Örneğin, hikaye okuma, hikaye tamamlama, yeni bir hikaye oluşturmaya teşvik, şiir okuma ve dinleme, açık hava oyunları, inceleme gezileri, yaratıcı drama, fen doğa çalışmaları, kitap resimlerin yorumlanması gibi etkinliklerle çocukların ifade edici dil gelişimi

desteklenmesi gerekmektedir. Bu etkinliklerin uygulanmasında, çocuklar bileşik cümle yapıları oluşturmakta, oluşturdukları cümlelerde farklı sözcük türleri kullanmaları ve olaylara farklı açılardan yaklaşmaları sağlanması gerekmektedir. Böylece çocuk neden sonuç ilişkileri kurmakta ve bunları kendine uygun bir dille ifade etmektedir (Gönen , 2009:114; Stadler ve McEvoy,2003:504 ).

Çocuklara sesli kitap okuma okuma-yazma için çok önemlidir. Erken okuma- yazma yaklaşımlarının çoğu resimli kitap yoluyla başlamaktadır. Sesli kitap okunması sırasında çocukların hikâyeyi dinleme, kitabın dilinin duyulması, resimler yoluyla bir hikâyedeki anlatılan şeyin farkına varma çalışmaları için uygundur. Fakat çocuklara sesli kitap okumanın uygun zamanlarda yani çocuğun hazır olduğu kritik zamanlarda yapılması gerekmektedir. Çocukların sevdiği kitaplar bunda önemli rol oynamaktadır. Çocuklar kendilerine önceden okunmuş hikâyeleri sıklıkla tekrar edilmesini istemektedirler. Sesli kitap okumada, sevilen kitapları yeniden okuma ve çocukların doğal olarak okumayı isteklerini artırmaktadır. Çocuklar, bilinen hikayeleri yeniden anlatarak ya da kendi hikayelerini yaratarak tüm hikayelerde genel olarak bulunan örüntüleri öğrenmektedirler. Bu örüntüleri kullanma “hikaye öğeleri” olarak adlandırmakta ve olayları mantıksal bir sıraya koymayı ve olaylar arasında niçin belirli bir sıra olması gerektiğinin farkına varmaktadırlar. Metinlerin birkaç gün, hafta ve aylarca yeniden okunması çocukların anlamalarını geliştirmektedir. Çocuklar sevdikleri bir hikâyedeki anlamı yeniden işbirliği ile yapılandırdıkları görülmektedir. Hikâye tekrar okunduktan sonra bazı etkinliklerde kullanılmaktadır. Örneğin, sevdiği bölümle ilgili bir arkadaşı ile konuşma, arkadaşına hikâyeyi yeniden anlatma, hikâyeyle ilgili resim yapma, bir sözcüğü ve bir cümleyi yazma vb. etkinliklerde kullanılabilmektedir. Bu etkinlikler çocuğun okuma-yazma gelişimini desteklemektedir. Bu süreçte çocuklarda yazı ile ilgili kavramlar gelişmektedir. Çocuklar yazı ile konuşma arasındaki ilişkiyi anlamadan okuma-yazma öğrenememektedirler. Bu paylaşımlarda büyük kitaplar kullanılması gerekmektedir. Çünkü çocuklar yazıları ve resimlerini daha iyi görebilmektedirler. Çocuklara evde ve okulda sevdikleri kitaplar okunması önemlidir. Çizme, karalama için yazı ile etkileşimleri sağlanması için fırsatlar sunulması gerekmektedir. Çocukların sevdikleri kitapları tekrar tekrar okumak onların yazı dilini anlamalarında çok yardımcı olmaktadır (Bodrova ve Leong,2007b:254; Morrison , 2007: 329-331; Whitehead , 1990:176; Vacca vd., 2006:83).

Sesli kitap okuma, çocuklara okunan bilgilendirici kitaplar, şiirler, eğlendirici hikâyeleri günde bir iki kez yüksek sesle okumayı kapsamaktadır. Yetişkinler, çocukların ilgilerini çekme kitaplar ve diğer metinler yüksek sesle okunduğunda çocuklar için model olurlar. Çocuklar, kitapları ve okumayı sevdiği için, sesli kitap okuma sırasında çocukların okumalarına yardım etme ve onların ilgilerinden yararlanarak; okumadan önce, okuma sırasında ve sonrasında etkinlikler ve konuşma fırsatları yaratmaktadır. Bu fırsatlar çocuğun sözel dil becerilerinin gelişimine katkı sağlamaktadır. Sevilen kitapları okumayı tekrar etme, çocukların kendi sahip oldukları kitapları okuma çocukların sözel dil becerilerini geliştirmektedir (Morrison , 2007 : 329 ;Roskos vd.,2003:2; Whitehead, 1990: 176; Wortham,2005:222).

Okul öncesi dönemde, çocuğu kitapla tanıştırmak eğlenceli olduğu kadar zor bir iştir. Kitaplar, çocuklara sözlü dil kullanımı ve gelişimi için sonsuz fırsat sağlamaktadır. Ancak çocuğun gelişim özelliklerinin, yaşının, ilgi ve gereksinimlerinin bilinmesi, kitap seçimi ve sunumunu olumlu yönde etkileyeceğinden, yetişkinin işini kolaylaştıracaktır. Günümüzde bulunan çocuk kitapları nitelik ve nicelik yönünden oldukça zengin olduğu bilinmektedir. Burada önemli olan çocukların yaratıcılıklarını ve gelişimlerini destekleyecek kitapları doğru bir şekilde seçmek gerekmektedir. Birlikte geçirilen zaman, daha doyurucu ve eğlenceli olacak ve bir sonraki kitap okuma etkinliğini olumlu yönde etkileyecektir. Kitaplar, çocuğun yazıyı anlamasına yardım etmektedir(Avcı vd.2006:159; Hirsh, 2004 : 51 ; Wortham , 2005:228).

Yüksek sesle kitap okuma bütün okuma-yazma etkinlikleri içerisinde en sevilen deneyimlerdir. Her yüksek sesle okuma çocukların severek ve isteyerek katılabilmelerini sağlamak için iyi bir etkinlik olduğu bilinmektedir. Bununla birlikte yüksek sesle okuma birçok farklı okuma-yazma becerisi için fırsatlar sağlamaktadır. Çocuklara kitap okuma, etkileşimli okuma ve yüksek sesle okuma gibi iki teknikle yapılmaktadır. Yüksek sesle kitap okuma (Interactive read-aloud techniques) çocuklar yeni sözcükler öğrenmelerine, kavrama stratejilerini kullanmalarına ve farklı türdeki edebi kitapları keşfetmelerine yardım etmektedir. Bu teknikler kitabın bilgi içeriğini veya hikayeyi anlamaya odaklandığında bilgi verici kitaplar ve karmaşık okumalar için uygun olduğu görülmektedir. Bu teknik öğretmen ve çocuk arasında karşılıklı bir etkinliktir. Öğretmenler okur, çocuklar ise sorular sorar ve yorum yaparlar. Bu

etkinliklerde, çocuklar dinler; ayrıca soru sormaları sağlanmakta ve tahminlerde bulunmaları istenmektedir(Sipe, 2002; Akt:McGee ve Morrow,2005:64).

Çocuklar bu okuma etkinliklerine katıldıklarında okuma-yazma ile ilgili birçok becerisi desteklenmiş olmaktadır. Bazı çocuklar anaokuluna girmeden önce çocukların yetişkinlerin yüksek sesle okumaları, konuşma ve dinleme gibi birçok deneyimi sahip olmalarından dolayı bu stratejileri kazanmaktadırlar. Ama dinleme becerisi tam anlamıyla gelişmemiştir. Çocuklar sık sık ve kendiliğinden metinler veya resimler hakkında sık sık sorular sormakta ve yorumlar yapmaktadır. Öğretmenin bu fırsatları çok iyi değerlendirmesi gerekmektedir(McGee ve Morrow,2005:52).

Çocuğun, dili daha etkili bir şekilde kullanılmasını sağlayacak ortamlar, çocuğun düşünme ve iletişim kurabilme yeteneklerinin gelişmesine yol açmaktadır. Dil öğretimi için günümüzde anaokullarında birçok resimli kitap, dergi, gazete, ansiklopedi ve diğer birçok eğitici materyal kullanılmaktadır. Araştırmalar, anaokulu çocuklarının gününün yarıdan fazlasını dinleyerek geçirdiklerini göstermektedir(Gönen,2009:105).

Okul öncesi çocukların temel okuma-yazma becerilerinden sözel dil becerileri ve okuma-yazma ile ilgili diğer beceriler çeşitli etkinlikler ve oyun yoluyla geliştirilebilmektedir. Tüm bu becerilerin kazanımı eş zamanlı olarak verilmesine dikkat edilmesi gerekmektedir. Çünkü, çocuklara gerekli deneyimleri eş zamanda verme bütünsel gelişim açısından önemli olduğu görülmektedir(Gentile ve Hoot,1983; Akt: Epspinosa and Burns , 2003:54, Sevinç,2003:178).

Neuman ve Bredekamp(2000)’e göre, yetişkinler, çocuklara kitap okuma sırasında oyun yoluyla çeşitli sözcüklerin anlamlarına vurgu yaparak, yeni sözcükler edinmeleri, farklı seslendirmeleri duymaları, temsili dilden zevk almaları ve farklı sözdizimlerini fark etmeleri gibi etkinlikler ile dil gelişimine katkıda bulunulabilmektedir(Wortham,2005:228).

Oyun, çocuğun tüm gelişim alanlarını desteklemekle beraber dil gelişimi içinde çok önemli unsur olarak görülmektedir. Oyun; dinleme, gözleme, taklit etme, kavram oluşumu ve sembolik anlama gibi dil gelişiminin temelini oluşturan bu becerilerin gelişimine de yardım etmektedir(Baykoç vd.,2000:111; Coe,2009:117).

Oyun içinde okuma-yazmaya yönelik bir etkinliğin oluşturulması gerekmektedir. Oyun, sözel dilin yoğun bir şekilde kullanır; oyun esnasında yeni sözcükler öğrenmekte ve bu sözcükleri kullanma fırsatını yakalamaktadırlar. Oyunlar, çocuğun hayal gücünün gelişimini desteklemekte; ayrıca, oyun, erken okuma-yazma temel becerilerinin ve kavramlarının kazanılmasına ve bunların uygulamasına yönelik özgün içerikler sağlamaktadır(Coe,2009:117-118).

Okuma-yazmanın ayrıca sosyal bir yönü vardır. Çoğu aile ve öğretmenler çocukları okumaya hazırlamak için kitap okumanın yararlı olduğuna ve çocukların sözcükleri okuma ve harfleri öğrenmelerine yardım edeceğine inanmaktadırlar. Fakat çok az çocuk bunu nasıl yapacağını bilmektedir. Çocukların sesli kitap okunması onların kitapları ve okumayı sevmesine ayrıca hikâyeleri anlamasına yardımcı olmaktadır. Çocuklarda meydana gelen anlama gelişimi, kitapların anlatmak istediği şeyleri anlamaya başlama ve kitap diline aşinalık, kavram ve sözcükleri öğrenme ile oluşmaktadır. Bir çok araştırma evde çocuğa kitap okumanın okul ve okuma-yazma başarısı ile ilişkili olduğunu ortaya koymuştur (Dickinson,2001:176;DeTemple, 2001 : 34; Vacca vd.,2006:97).

Kitap okumanın çocukların sözel dil gelişime katkıları nelerdir?

-Okuma-yazmaya karşı istekli hale getirir.

-Çocukların okuma ve yazmanın anlamını çözmelerine yardımcı olur. -Erken dönemde kitapla tanışan çocuğun sözcük dağarcığını geliştirir. -Dilden zevk almalarını sağlar.

-Yazılı dil ile ilgili alfabe bilgisini anlamalarına fırsat verir.

- Yazılı dili ve şekiller ile ilgilenir ve resimden yazıya geçmek kolaylaşır.

-Yazı düzeni, soldan-sağa ve yukarıdan-aşağıya gibi yazı ile ilgili yönleri bilmelerini sağlar.

-Çocuklar resimlerle sözcükleri eşleştirebilmelerine fırsat verir.

-Yeni sözcükler öğrenirken onların yeni yeni kullanım biçimlerini de keşfeder. -Bazı sözcükleri tanımalarını sağlar.

-Sözcüğün anlamını ve sözcükler arasındaki boşlukları anlamalarını sağlar. -Çeşitli cümle yapılarını görmelerini fırsat verir.

-Sıfatlar ve zamirler, çoğul ve soru eklerini, olumlu ve olumsuz ifadeleri doğru ve yerinde kullanmayı öğrenirler.

-Anadilini iyi kullanma becerisi kazanır. Birleşik cümle kurma becerileri, geçmiş, şimdiki ve geniş zaman kullanımları geliştirir.

- Okunan edebiyat ürünlerinden esinlenerek oluşturduğu yeni öykü, tekerlemeler ve bilmeceler ona kendi ürününü oluşturma hazzını verir.

- Çocuk birçok kavramı kitaplar yoluyla daha kolay öğrenir. Renkler, sayı, şekil, mekanda konum (arka-ön, ileri-geri, içeri-dışarı, üst-alt gibi) ve karşıt kavramları (büyük-küçük, uzun-kısa, açık-kapalı vb.) görsel olarak kitaptaki resimler yoluyla daha iyi kavramalarını sağlar.

-Çocukları hikâyeler ile ilgili yazma ve cevap vermelerini sağlar. - Çocuklar kitap dili gibi benzer anlamlar kazanmalarına yardımcı olur.

-Resimlerdeki eylemleri tanımlamayı ve adlandırmayı öğrenmelerine fırsat verir. -Gördüğü şekilleri algılamayı öğrenir ve onlar hakkında da fikirler yürütmelerini sağlar.

-Resim ile yazı arasında ilişki kurmalarına fırsat verir. - Dikkatini yoğunlaştırır ve dinleme süresini arttırır.

- Dinleme, taklit etme ve dil ile ilgili araştırmalar yapma fırsatı bulur.

-Çocuğun ileriki eğitimine katkı sağlar ve okuma yazmayı daha çabuk öğrenmesine yardımcı olur(Avcı vd.2006:156; Brock ve Rankin,2008:68:69;Vacca vd.,2006:97).

Kitap okuma yoluyla çocuklar, kitaplara nasıl bakılacağı ve yazıya aşina olmaktadırlar. Kitap sevgisinin gelişimi aile ve çocuk arasındaki sevgi dolu ve sıcak bir ortam gerekmektedir. Kitap okuma sırasında meydana gelen konuşmalar çocuğun dil gelişimini desteklemektedir(DeTemple, 2001:34).

Çocuğa okunan hikâyeler, onun ilerdeki okul başarısını da olumlu yönde etkilemektedir. Yapılan araştırmalar, bebeklik dönemleri boyunca ebeveynleri tarafından kitap okuyarak büyütülen çocukların, okumayanlara kıyasla okulda daha başarılı oldukları saptanmıştır(Avcı,vd.2006:156).

Çocuklara kitap okurken nelere dikkat edilmelidir:

-Kitap okuma için özel bir zaman ayarlamak(Kitaplar her zaman okunabilmesine rağmen).

-Çocuklar kitaplarla ilgilendiğinde ve merak ettiğinde bu fırsatlar iyi değerlendirmek.

-Çocukların okunan kitap hakkında okumadan önce ve sonra konuşması için fırsatlar sunmak.

-Çocukların ilgilerini kitaba çekmek için uyarıcı olarak ses kullanmak. -Duyarlı olmak.

-Çocuklar kitapların sayfalarını çevirmek, nesnelerin isimlerini sözlü olarak ifade etmek istediklerinde olumlu yaklaşmak.

-Çocukların bildikleri, aşina oldukları ve sevdikleri kitapları yüksek sesle okur gibi yapmaları desteklemek.

-Resimli kitaplar çocukların hayal gücünü uyarıp kendi hikâyelerini yaratmalarına ortam sağladığı için çoğunlukla bu kitaplar kullanmak.

-Çocuklara hikâyedeki karakterlerin ne hissettikleri sorulmak ve ilgili karakterin duygularını irdelemek, onların ne gibi deneyimleri olabileceğini tahmin etmesini istemek.

-Hikâyeyi yarıda bırakıp sonunu başka türlü bitirmesi istemek (Farklı bir sonuç geliştirmekteki amaç, hikâyelerin insanların hayal dünyasından doğduğunu ve kendisinin de istediği hikâyeyi geliştirebileceği düşüncesini vermektir.).

-Çocukların hikâye anlatmalarını ve bunları dramatize etmelerini teşvik etmek gerekmektedir(Konulara uygun materyalleri sınıfta bulundurmak) (Machado,2003:64; Sevinç,2003:179).

Araştırmalar, çocuğa kitap okumanın okuma becerilerinin kazanmada önemli katkılar sağladığını belirtmektedir. Çocuğa kitap okumak, çocuk için bir model oluşturmasına, okuryazarlık becerilerinin gelişimine, kitaplara karşı ilgi duymayı ve okumaya karşı isteği artırmasına, hikaye kavramı hakkındaki bilgileri ve sezgilerini kuvvetlendirmesine, sözel ve kitap dili ayırımını yapabilmesine yardımcı olmaktadır

(Chomsky, 1972; Cohen, 1968; Cullian, 1977; Huck, 1976; Morrow, 1985;Akt: Sevinç, Kuvvet,2006:353).

Horner (2004), Lovelace ve Stewart (2007), Lefebvre ve diğerleri (2011) tarafından sesli kitap okumanın çocukların yazı farkındalığı ve harf bilgisini üzerindeki etkisini incelenmiştir. Araştırma sonuçlarında ise çıkan ortak sonuç çocukların yazı ve harf bilgisinin geliştirilmesinde, sesli kitap okumanın etkili olduğu saptanmıştır.

Bire bir oturumlarda, küçük gruplar ve büyük grup çalışmalarında öğretmen zengin ve verimli konuşmayla çocuklar rehberlik etmektedir. Öğretmen çocuklar ile konuştuğunda;

-Çocukların günlük konuşmalarında kullandıkları sözcüklerin dışında yeni sözcükleri kullanmalarına fırsat vermekte ve sözcük dağarcığının gelişmesini sağlamaktadır.

-Çocukların konuşmalarını daha tanımlayıcı ve gramere uygun olarak düzeltmektedir.

-Çocukları cesaretlendirme ve bilgileri eksik verilen konularda bilişsel olarak tartışmalarını sağlamak için fırsatlar sunmaktadır.

-Öğretmen, çocukların söyledikleri şeyleri dinler ve uygun tepkiler vermekte ve onlara model olmaktadır(Roskos, Christie ve Richgels,2003:2;Wortham,2005:222).

Çocukların sözcüğü anlama ve kavramalarını değerlendirmenin bir yolu da benzer hikayeleri onlara yeniden anlatmak ve sorular sormaktır(Morrow ve Smith,1990; Akt;McGee ve Morrow,2005:51). Öğretmenler, çocuklara kitapları yüksek sesle okumalı, kelimeleri vurgulamalı ve onları yorum yapmaları için teşvik etmesi grekemektedir. Öğretmenler ertesi gün kitabı tekrar okuduktan sonra çocukların ilgilerini çekmek için dramatik etkinlikleri kullanmaktadırlar (McGee ve Morrow , 2005:51).

Bazı çocuklar sürekli konuşurken bazı çocuklar ise çok az konuşmaktadırlar. Çocukları bu konuda izlemek ve desteklemek son derece önemlidir(Soderman vd., 2005:77).

Çocukların sözel dil becerilerinin geliştirilmesinde öğretmenin dikkat etmesi gereken şeyler:

-Sınıfta zengin bir dil kullanmak.

-Çocuklarla düzgün tümceler kurup dili basitleştirmeden konuşmak.

-Çeşitli betimleme içeren ifadeler kullanmak (Örneğin; heyecanlı, kızgın, korkak, olağanüstü gibi duygu belirten sözcükler).

-Çocuklar bileşik tümce yapısı ve farklı sözcükler kullanmaya özendirmek (Çocuklar deneyimleri hakkında, duydukları, dinledikleri hikâyeler hakkında konuş- mak).

-Öğretmenler çocukların isteklerini ne şekilde belirteceğine model olmak (Ör- neğin; "Lütfen oyunun bitince oyuncaklarını toplayıp yerine yerleştirir misin?" gibi.).

-Çocukların yaşadığı problem durumlarında çözüme yönelik konuşmalara model olmak (Örneğin; "Ali ile birlikte kum bahçesinde oyuncakları ne şekilde paylaşabileceğinizi beraberce düşünelim." gibi.}.

-Çocuğun olaylara farklı yaklaşımlar geliştirmesi, seçenekler üretmesi, bunların bağlayıcı sonuçları üzerinde düşünmesi ve kendini uygun bir dille ifade etmesi özendirmek gerekmektedir(Sevinç,2003:178-179).

Çocukların dil becerileri ve sözcük bilgisi yetişkinlerle etkileşimleri sırasında gelişir. Çocukların sözel dil, konuşma, dinleme, hikaye, kafiye, okuma ve şarkı vb. fırsatlara ihtiyaçları vardır. Bunlar okuma-yazma için temel becerilerdir. Yapılan araştırmalar, yetişkin ve çocuk etkileşiminin çocuklara fırsatlar sunması ve yaşantı oluşturması açısından onların gelişimlerine doğrudan etki ettiğini göstermektedir(Brock ve Rankin,2008:99; Epspinosa ve Burns,2003:53).

Öğretmenin, çocuklara temel okuma becerileri hakkında açıklamalar yapma, sorulara cevap verme ve ayrıca yüksek sesle kitap okuma yoluyla çocukların dinleme becerilerinin tamamen edinemedikleri görülmektedir. Çocukların yüksek sesle okunan kitapları anlamaları ve kavramaları dinleme becerisinin gelişmesiyle mümkün olmaktadır. Kitap okunurken dinleme, yeni sözcükleri öğrenme kadar önemli bir yoldur(Wasik ve Bond,2001; Akt:McGee ve Morrow,2005:51). Sözcük ve kavrama,

daha çok yüksek sesle kitap okuma, daha fazla kelimeyi öğrenme ve farklı ilişkileri karşılaştırmayı kapsar. Daha çok çeşitli kitapları ve hikâyeleri anlayabildiklerinde daha fazla sözcük öğrenirler. Anaokullarında çocuklar yüzlerce karmaşık sözcüğü ve daha karmaşık seviyelerdeki kitapları anlama ve hoşlanmayı öğrenmelidirler. Böylelikle çocuklar daha fazla sözcük öğrenebilirler. Bu da okuma başarısına katkıda bulunur(McGee ve Morrow,2005:51).

Okulöncesi dönemde, bir yetişkin tarafından okunan, çocuk tarafından da resimlerine bakılan kitaplar, yetişkin ile çocuk arasında fiziksel ve duyuşsal bir yakınlık oluşturmaktadır. Çocuk, hem sevdiği bir kimseyle birliktelikten dolayı mutlu olur hem de kitabın kendisine sunduğu dilsel ve görsel olanaklarla yeni yaşantılar edinmeye başlamaktadır. Yetişkinin çocukla yaptığı kitap okuma paylaşımında çocuklarla kitaplar hakkında konuşma yapılmaktadır. Bu da çocukların hikayeyi anlama becerisi geliştirmelerine ve sözcük dağarcıklarının da gelişmesine yardımcı olmaktadır (Epspinosa ve Burns,2003:53).

Çocukların dil becerileri geliştirmek için değişik edebi yazılar, yazı kavramları ve harfleri öğrenebilmeleri için çeşitli ortamlar oluşturarak fırsatlar sağlanması gerekmektedir. Yetişkinler çocukların çevrelerinde bulunan yazılar hakkında onlara açıklamalar yapmaktadırlar. Örneğin çocuğa arkadaşının evine nasıl gideceği, bir kekin nasıl pişirileceği, bir sütün hangi süreçlerden geçtiği bilgilerini içeren yazılardan öğrenebileceğine dikkati çekilebilir. Bir oyuncağı kurarken açıklamalarına dikkat çekilmesi gerekmektedir. Çocuklara okuma yaparken insanların konuşmalarının yazıda olduğunu böylelikle yazı dili ile konuşma dili arasındaki ilişkiyi anlamaktadırlar (Ballenger, 1999;Akt: Epspinosa ve Burns,2003:55).

Çocukları okuma-yazmaya hazırlamak için sözel dil becerilerinin desteklenmesi de gerekmektedir. Yukarıda açıklandığı gibi çocukların sözel dil becerileri kitap okuma, paylaşımı, çocuğun çevresindeki yazılar ve oyun etkinlikleri aracılığıyla geliştirilebilmektedir. Burada yetişkinin bilinçli bir yönlendirme yapması esastır.