• Sonuç bulunamadı

Anahtar Kavramlar

4. FİNANSAL KURUMLAR 1. Finansal Kurum Tanımı

4.3. Yatırım Fonları

Tasarruf sahipleri, şirketlerden, aracı kuruluşlardan veya menkul kıymet borsalarından hisse senedi ve tahvil almak suretiyle tasarruflarını değerlendirebilmektedirler.

Ancak menkul kıymetlere yatırım yapmak bilgi ve uzmanlık gerektirmektedir. Ayrıca bireysel birikimler genelde yeterli büyüklüğe ulaşamadıklarından, bunlarla oluşturulan portföyler de gerekli risk dağılımları yapılamayabilmektedir. Bu risk anapara açısından olabileceği gibi portföyün getirisi açısından da önemli olabilir. Bu nedenle sermaye piyasasında kollektif yatırım kuruluşları olarak adlandırılan yatırım fonları oluşturulmuştur.

Yatırım Fonu; halktan katılma belgeleri karşılığı toplanan paraların, yatırım şirketleri tarafından sermaye piyasası araçları ile ulusal ve uluslararası borsalarda işlem gören altın ve diğer kıymetli madenlerden oluşan portföye dönüştürülmüş halidir. Yatırım şirketleri tarafından yönetilen bu fonlar özelliklerine ve yatırım alanlarına bağlı olarak yatırımcılara farklı şekilde getiriler sağlamaktadır. Yatırım fonlarının genel karakteristiği itibariyle hedefi küçük tasarruf sahiplerinin birikimlerini verimli ve güvenilir bir şekilde değerlendirmektir.

Toplanan fonları, fon yöneticisi profesyonel bir anlayışla, çeşitleme ilkelerine uyarak, bilimsel yöntemlerle yatırıma yönlendirmekte ve böylece bireysel yatırımcılardan daha iyi bir şekilde fonları yönetmektedir.

Yatırım fonlarındaki yatırım ilişkisi temelde kurucu, yönetici, saklama kuruluşu ve tasarruf sahipleri olmak üzere dört unsurdan oluşmaktadır. Kurucu; bir yatırım fonu kurarak bu fona iştiraki sağlayan katılma belgelerini tasarruf sahiplerine sunan ve fonun her türlü işlemlerinden dolayı sorumlu olan kuruluştur. Portföy yöneticisi; kurucu tarafından atanan ve fonun varlıklarını fonun amaçlarına yönelik olarak yönetmekle sorumlu olan kişidir. Saklama kuruluşu; fon portföyündeki varlıkları saklama ve bu varlıklara bağlı olarak ortaya çıkan faiz ve temettü gibi gelirleri tahsil etmekle sorumludur. Tasarruf sahipleri ise; fona iştirak eden gerçek veya tüzel kişilerdir. Bu kişiler fonun sahip olduğu portföyü temsil eden hisseleri yani katılma belgelerini satın alarak fona ortak olmaktadırlar. Bu açıklamalar doğrultusunda söz konusu dört unsuru barındıran tipik bir yatırım fonunun işleyişi Şekil 2 ’de gösterilmektedir.

Şekil 2: Yatırım Fonların İşleyişi 4.3.1. Yatırım Fonlarının Avantajları

Yatırım fonları son yıllarda tasarruf sahiplerinin en çok tercih ettiği yatırım araçlarından biri h â l i n e gelmiştir. Yatırım fonlarının giderek artan oranda tercih edilmesinin sebebi, esas olarak yatırımcıya sağladığı avantajlardan kaynaklanmaktadır.

Bunlar çeşitlendirmeyle riskin azaltılması, profesyonel portföy yönetimiyle en iyi şekilde portföy yönetimi, büyük ölçekli yatırım avantajlarından faydalanma, zamandan tasarruf etme, vergi avantajı ve riskin dağıtılmasıdır.

İşleyişinden kaynaklanan nedenlerle katılım belgesi sahiplerine önemli avantajlar sağlama özelliğine sahip olan yatırım fonlarının yararlarını sadece yatırımcılar açısından düşünmemek gerekir. Yatırım fonlarının ekonomiye ve kuruculara da bir takım olumlu katkısı bulunmaktadır.

Çeşitlendirme: Yatırımcıların tüm tasarruflarını tek bir yatırım aracına değil de farklı yatırımlara dağıtmasına çeşitlendirme stratejisi adı verilir. Buradaki temel fikir “bütün yumurtaları aynı sepete koymamak” şeklinde özetlenebilir. Bu yöntemle risk tamamen elimine edilemez. Piyasa riski veya sistematik risk çeşitlendirmeye giden yatırımcıları da etkiler.

Yatırım fonları sayesinde de tasarruf sahipleri, kendi yatırım tercihleri ve risk profiline göre farklı kompozisyonlardan oluşturulmuş çeşitli fonlara yatırım yapabilirler.

Profesyonel Yönetim: Portföy yönetimi, tasarruf sahibinin değerlendirmek istediği tutarın, risk tercihleri, getiri beklentisi, ihtiyaç ve hedefleri doğrultusunda, yatırımcı adına profesyonel uzmanlar tarafından yurt içi veya yurt dışı sermaye piyasası araçlarında değerlendirilmesidir. Yatırım fonlarında da profesyonel portföy yönetim anlayışı hakimdir.

Yatırım fonları, sürekli olarak piyasaları izleyen uzman profesyonel yöneticiler tarafından,

riskin minimum, getirinin maksimum olması ilkesi ile yönetilir. Yatırım araçlarının rüçhan hakları, temettüleri ve vade takipleri profesyonel yöneticiler tarafından yapılır. Yatırım fonlarının uzman kişiler tarafından yönetilmesi kayıp ve zararların en düşük seviyede kalmasına yardımcı olacaktır.

Ölçek Avantajı: Yatırım Fonları sayesinde, tasarruf sahipleri tasarruflarını, büyük ölçekli yatırımcı profiline göre değerlendirme imkânına sahip olmaktadır. Bu şekilde küçük tasarruf sahipleri, yatırımlarında büyük yatırımcının sahip olduğu yatırım avantajlarını elde etmektedir.

Zaman Tasarrufu: Yatırım fonu yatırımcıları, portföy yönetimlerini profesyonel yöneticilere bırakarak, hem zaman hem de para tasarrufu sağlamış olmaktadır. Aynı zamanda portföye büyük miktarlı alım satımlarla da zaman tasarrufu sağlanır.

Vergi Avantajı: 5281 sayılı Kanun ile Gelir Vergisi Kanunu’na eklenen Geçici 67.

madde uyarınca, 2006 yılı başından itibaren menkul kıymet gelirlerinin vergilendirilmesinde tek oran %15 stopaj söz konusudur. 01.10.2006 tarihinden itibaren yürürlükte olan vergi sistemine göre, yatırım fonunun portföy değeri üzerinden günlük olarak yapılan vergi kesintisi, yatırım fonunun dışına çıkarılmıştır. Stopaj fon fiyatı hesaplanma aşamasında değil, yatırımcıların fon katılma belgelerini sattığı anda kesilir. Yatırımcılar fon katılma belgelerini satması hâlinde, elde ettikleri gelir üzerinden sadece %10 vergi kesintisi (stopaj) yapılmaktadır.

Böylece, fon yatırımcısı elindeki fon katılma belgelerini satana kadar vergi ötelemesi yapabilmektedir. Fon yatırımı yapan kurumlarda ise vergi uygulamaları daha net ve basit hâle gelmiştir. Sürekli olarak portföyünün en az %51’i İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda işlem gören hisse senetlerinden oluşan yatırım fonlarının bir yıldan fazla süre ile elde tutulan katılma belgelerinin elden çıkarılmasında vergi kesintisi yapılmaz. Ayrıca yatırımcılar yıllık beyanname vermek zorunda kalmazlar.

Risk Dağılımı: Yatırım fonları; hazine bonosu, devlet tahvili, hisse senedi, repo gibi çeşitli yatırım araçlarından oluşur. Böylece yatırımcı, tek bir yatırım aracının yaratacağı riskten çeşitlendirme yoluyla korunmuş olur.

Ekonomi Açısından: Finansal kuruluşların sermaye ve para piyasalarında en önemli işlevi tasarruf fazlası veren kesimlerin sahip olduğu fonların tasarruf açığı olan kesimlere aktarılmasına aracılık etmektir. Yatırım fonları profesyonel ve uzman yönetim şekliyle, fonların etkin kullanılarak verimli alanlara yatırılması sayesinde ekonomiye büyük ölçüde katkıda bulunur ve sermaye piyasalarının gelişimi ve işlem hacminin artmasını sağlar. Yatırım fonları aracılığı ile hisse senedine yatırım yapmış olan tasarruf sahibi özel sektöre kaynak aktarmış olacak ve bu durumda özel sektörün kaynak ihtiyacına cevap vermiş olacaktır. Yine aynı şekilde yatırım fonları aracılığı ile kamu borçlanma araçlarına yatırım yapılması ile tasarruf sahiplerinin bütçe açıklarının finansmanına katkıda bulunulması sağlanmış olacaktır.

Kurucu Açısından: Kurucu; bir yatırım fonu kurarak bu fona iştiraki sağlayan katılma belgelerini tasarruf sahiplerine sunan ve fonun her türlü işlemlerinden dolayı sorumlu olan

kuruluştur. Kurucular rekabet ortamı içinde çalıştıklarından tasarruf sahiplerine yatırım fonları aracılığıyla yeni bir hizmet sunmaktadırlar. Bu hizmet karşılığında da portföy büyüklüğü üzerinden hesaplanan bir yönetim ücretini, fon bütçesinden yönetim ücreti olarak almaktadırlar.

Halka arzına aracılık ettikleri menkul kıymetleri mevzuatın izin verdiği sınırlar içerisinde kurucusu oldukları fona satabilmektedirler. İştiraklerince çıkarılan menkul kıymetlere yine mevzuat çerçevesinde fonlar aracılığı ile yatırım yapabilmektedirler. Hisse senedi ağırlıklı fonlarda portföyde bulunan senetlerle, borsada gerektiğinde pazar düzenleyici görevini üstlenebilmektedirler.

Yatırım Fonlarının Maliyetleri: Yatırım fonları ile ilgili tasarruf sahibi Fon Yönetim Ücreti, Aracılık Komisyonları, Noter Ücretleri, Tescil ve İlan Giderleri, Sigorta Ücretleri, Bağımsız Denetim Ücreti ve Saklama maliyetlerine katlanmaktadır.

4.3.2. Yatırım Fonlarının Getirileri kazancını veya zararını fon portföy değerine yansıtır.

 Eğer yatırım fonu, fiyatı yükselen menkul kıymeti satmıyor ve elinde tutuyorsa, bu değer artışı fonun katılma paylarına yansır. Eğer katılma paylarınızı satarsanız, ilk ödediğiniz fiyatın üzerinde bir bedel elde edersiniz. Böylece yatırımcılar katılma paylarını sattıklarında, yatırım fonlarının portföyünde o ana kadar gerçekleşen değer artışlarından/azalışlarından kaynaklanan paylarını alırlar.

Ülkemizde yatırım fonlarının yıl sonlarında ayrıca kâr payı dağıtmaları söz konusu değildir.

4.3.3. Yatırım Fonlarına Yatırım

Yatırım fonuna yatırım yapıldığında, tasarruf sahibi aşağı ve yukarı yönlü riskler üstlenir. Çünkü yatırım fonun içinde yer alan menkul kıymetlerin değeri artabileceği gibi düşebileceğinden, yatırım yapılan ana paranın bir kısmı kaybedilebilir. Ancak her yatırım fonunun riski aynı düzeyde değildir. Yatırım fonlarını kendi içlerinde daha riskli ve daha az riskli olarak ayırmak mümkündür. Bunun için kullanılabilecek bir ölçü portföydeki hisse senedi oranıdır. Portföydeki hisse senedi oranı arttıkça risk düzeyi de artmaktadır. Ancak hisse senedine yatırım yapılmaması da fonun tamamen risksiz olduğu anlamına gelmemektedir.

Ağırlıklı olarak borçlanma senetlerine yatırım yapan fonlar içerisinde ise uzun vadeli borçlanma senetlerine yatırım yapan fonlar kısa vadeli borçlanma senetlerine yatırım yapan fonlara göre daha fazla risk içermektedir ve faiz oranlarında artışlar yaşanan dönemlerde bu

fonların dahi değer kaybetmesi mümkündür. Diğer yandan genellikle potansiyel olarak yüksek getiri, yüksek kayıp yani yüksek risk demektir. Riskli fonların kaybettirme ihtimali daha yüksek olmakla beraber, piyasaların iyi gitmesi durumunda diğerlerine göre daha yüksek oranlarda kazandırmaları da mümkündür. Bu nedenle farklı risk düzeyleri arasında tercih yaparken daha fazla kazanabilmek için kaybetme riskinin ne kadar göze alındığı önemlidir.

Yatırımcılar kendilerini bu çerçevede ölçüp yatırım yapacağı fonu da buna göre seçmelidirler.

Yatırımcılar yatırımdan önce ilgilendikleri fonun amacını ve riskinin kendi risklerine ne kadar uyup uymadığına karar vermelidirler.

Risk tercihine göre hangi tür fona yatırım yapılacağı belirlendikten sonra, seçilen fon türleri içindeki fonların geçmiş performansları incelenmelidir. Ancak yatırım fonlarına yapılan yatırımlarda, geçmiş dönemde o yatırım fonunun elde ettiği getirinin gelecek dönemde de elde edileceği yönünde bir garantinin olmadığı bilinmelidir. Fonun geçmiş dönemdeki performansından fikir edinmekle beraber, bu performansın önümüzdeki dönemlerde tekrarlanmasının garanti olmadığı unutulmamalıdır.

Ülkemizde de Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yayımlanan Seri V, No:60 “Bireysel ve Kurumsal Portföylerin Performans Sunumuna, Performansa Dayalı Ücretlendirme ve Sıralama Faaliyetlerine İlişkin Esaslar Tebliğ”in 17. md., c bendine göre, yatırım fonlarının reklam ve ilanlarında, reklam veya ilanın yer aldığı ana metinde kullanılan harf karakterlerinden küçük olmamak üzere, “Portföyün geçmiş dönem performansı, gelecek dönem performansı için bir gösterge olamaz” ibaresinin bulunması gerekmektedir.

Fonun gider oranları getiri üzerinde olumsuz bir etki yapmaktadır. Bununla birlikte, gider oranı daha yüksek olan bir fon daha kötü bir getiri elde edecek anlamına gelmez. Çeşitli nedenlerle fonların gider oranları değişebilmektedir. Örneğin; bir fon, portföyü bir kere oluşturup daha sonra fazla alım satım yapmamayı tercih ederken, diğer bir fon daha sık alım satım yaparak günlük fiyat hareketlerinden kazanç sağlamayı hedefleyebilir. Doğal olarak ikinci fon daha fazla alım satım komisyonu ödeyecek ve gider oranı daha yüksek olacaktır. Ancak belki de bu alım satımlarla elde ettiği kazançlar bu giderleri fazlasıyla karşılayacak ve bu fon daha yüksek bir getiriye ulaşacaktır. Yine de yatırım yapmadan önce fonların gider oranları hakkında bilgi edinilmesi faydalı olacaktır.

Yatırım fonu katılma belgesine yatırım yapmayı planlayan tasarruf sahiplerinin aşağıda sayılan konularda yeterli bilgi edinmelidir.

 Fonun kurucusu ve bu kurucunun yönettiği fonların türü ve tipi,

 Fonun portföyünü yöneten portföy yöneticisi,

 Fonun en yakın tarihli portföy bileşimi ve stratejisi,

 Kurucunun fonlarının geçmiş dönemlerdeki performansı ve diğer fonlara göre başarı durumu,

 Fon katılma belgelerinin alınıp satılabileceği yerler, işlem saatleri, alım satım

şartları ve özellikle satım emirlerinde kaç gün öncede bildirimde bulunması gerektiği,

 Alım satım komisyonu olup olmadığı 4.3.4. Fon Tipleri

Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yayınlanan tebliğ gereğince yatırım fonları, ana hatlarıyla iki gruba ayrılır. Bunlar A tipi Yatırım Fonu ve B Tipi Yatırım Fonudur.

A Tipi Yatırım Fonu: A tipi yatırım fonlarının, portföylerinin en az aylık ortalama bazda, %25’i Türk şirketlerinin hisse senetlerinden oluşur. Hisse senedi ağırlıklı yatırım fonlarıdır. Dolayısıyla risk oranları yüksektir. Orta ve uzun vadede, B tipi fonlara oranla daha yüksek getiri içerirler. Uzun vadeli yatırım aracıdırlar. En çok kullanılan A Tipi Yatırım Fonları şunlardır; Hisse Fon, Karma Fon, Sektör Fonu ve Değişken Fon. Tasarruf sahipleri A Tipi Fon almak yerine doğrudan hisse senedi de satın alabilirler. Ancak özellikle borsa ile ilgilenmeye yeni başlayan bir tasarruf sahibinin yüzlerce hisse senedi arasından seçim yapabilmesi ve bunu uygun zamanlamayla yapabilmesi oldukça zordur. A Tipi Fonlarda bu kararları, alanında uzman kişiler verdiklerinden onların yanılma payları daha düşüktür.

B Tipi Yatırım Fonu: Ağırlıklı olarak sabit getirili yatırım araçları kullanılır. (Hazine bonosu, repo gibi) Dolayısıyla A Tipi Fonlara göre daha az risk içeriler. Doğal olarak getiri beklentisi de A Tipi Fona göre daha düşüktür. A tipi fona göre kısa vadeli yatırım aracıdır. En çok kullanılan B Tipi Yatırım Fonları şunlardır; Değişken Fon, Likit Fon, Tahvil-Bono Fon.Tasarruf sahipleri Tahvil-Bono Fonu yerine doğrudan tahvil ve bono satın alabilirler. Ancak hisse senedinde olduğu gibi tahvil ve bonolar da piyasa gelişmelerine bağlı olarak değer kazanır ya da kaybederler. Bu nedenle vade tercihi alım zamanlaması çok önemlidir ve özel uzmanlık gerektirir. Bu da her tasarruf sahibinde bulunmayan bir özelliktir. Profesyonel fon yöneticileri bilgi ve uzmanlıkları ile yatırımcılara yol gösterirler.

4.3.5. Fon Türleri

Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yayınlanan tebliğe göre 17 ayrı yatırım fonu türü bulunmaktadır. Bunlar; Tahvil ve Bono Fonu, Hisse Senedi Fonu, Sektör Fonu, İştirak Fonu, Grup Fonu, Yabancı Menkul Kıymetler Fonu, Altın Fonu, Diğer Kıymetli Madenler Fonu, Değişken Fon, Karma Fon, Likit Fon, Endeks Fon, Fon Sepeti Fonu, Özel Fon, Koruma Amaçlı Fon, Garantili Fon ve Serbest Yatırım Fonu’dur.

Tahvil ve Bono Fonu: Fon portföyünün en az %51’ini devamlı olarak, kamu ve/veya özel sektör borçlanma araçlarına yatırım yapan fonlardır. Yatırım tercihlerini sabit getirili enstrümanlardan yana kullanan, Devlet İç Borçlanma Senetlerinin (DİBS) performanslarını olumlu gören, bono tahvil piyasasındaki fiyat dalgalanmalarından yararlanmak isteyen orta ve uzun vadeli yatırımcılara önerilmektedirler.

Hisse Senedi Fonu: Portföyünün en az %51'i hisse senetlerinden oluşan fon türüdür.

Portföyündeki hisse senedi miktarını, hisse senedi fiyatları ve faiz oranlarındaki gelişmeler

paralelinde ayarlayarak dengeli bir risk dağılımı yapar. Yatırımcıları hisse senedi piyasasındaki fırsatlardan azami şekilde yararlandırmayı amaçlar.

Sektör Fonu: En az %51′i, devamlı olarak belirli bir sektöre ait şirketlerin hisse senetlerinden oluşur. Fonun adı da ilgili sektörün adını alır. Örneğin; A Tipi İnşaat Sektör Fonu.

A tipi fonlardan biridir.

İştirak Fonu: Fon portföyünün en az %51’ini devamlı olarak, kurucunun iştiraklerince çıkarılmış menkul kıymetlere yatırım yapan fonlardır.

Grup Fonu: Fon portföyünün en az %51'i sürekli şekilde belirli bir topluluğu oluşturan ortaklıkların menkul kıymetlerine yatırılır.

Yabancı Menkul Kıymetler Fonu: Yabancı Menkul Kıymet Fonu, portföyünün en az

%51'i sürekli şekilde yabancı özel ve kamu sektörü menkul kıymetlerine yatırılır.

Diğer Kıymetli Madenler Fonu: Fon portföyünün en az %51'i sürekli şekilde ulusal ve uluslararası borsalarda işlem görmekte olan altın ve diğer kıymetli madenler ile bu madenlere dayalı sermaye piyasası araçlarına yatırılır.

Altın Fonu: Fon portföyünün en az %51'i sürekli şekilde ulusal ve uluslararası borsalarda işlem görmekte olan altın veya altına dayalı sermaye piyasası araçlarına yatırılmış fonlardır.

Değişken Fon: Portföyünün tamamı, portföy sınırlamaları itibariyle yukarıdaki türlerden herhangi birine girmeyen fonlardır. İki türlü değişken fon vardır. Bunlar, A Tipi Değişken Fon ve B tipi Değişken Fon’dur.

Karma Fon: Portföyün tamamı hisse senetleri, borçlanma araçları, altın ve diğer kıymetli madenler ile ve bunlara dayalı sermaye piyasası araçlarının en az ikisi seçilerek oluşturulan ve her birinin değeri fon portföy değerinin %20’sinden az olmayan fonlardır.

Likit Fon: Portföyünün tamamı, devamlı olarak, portföyünde vadesine en fazla 180 gün kalmış likiditesi yüksek sermaye piyasası araçları yer alan ve portföyünün ağırlıklı ortalama vadesi en fazla 45 gün olan fonlardır.

Endeks Fon: Portföyün en az %80’i devamlı olarak, baz alınan ve Sermaye Piyasası Kurulu tarafından uygun görülen bir endeksin değeri ile fonun birim pay değeri arasındaki korelasyon katsayısı (ilişki/paralellik) en az %90 olacak şekilde, endeks kapsamındaki menkul kıymetlerin tümünden ya da örnekleme yoluyla seçilen bir kısmından oluşan fonlardır.

Fon Sepeti Fonu: Portföyünün en az %80’i devamlı olarak, diğer yatırım fonlarının ve borsa yatırım fonlarının katılma paylarından oluşan fonlardır.

Özel Fon: Katılma payları önceden belirlenmiş kişi veya kuruluşlara tahsis edilmiş fonlardır.

Koruma Amaçlı Fon: B tipi yatırım fonlarından birisidir. Yapılandırılmış ürün, yapılandırılmış fon, anapara korumalı fon, koruma amaçlı fon bu ürünler farklı adlarla anılmalarına rağmen, temelde hepsinin amacı, yatırımcıların anaparalarını vade sonunda koruma altına alırken, potansiyel bir getiri yaratabilmektir. Yatırımcının başlangıç yatırımının belirli bir bölümünün, tamamının ya da başlangıç yatırımının üzerinde belirli bir getirinin izahnamede belirlenen esaslar çerçevesinde belirli vade ya da vadelerde yatırımcıya geri ödenmesinin, uygun bir yatırım stratejisine dayanılarak en iyi gayret esası çerçevesinde yönetildiği fonlardır. Ancak fonlar Sermaye Piyasaları Kurulu (SPK) tarafından getirilen düzenlemeler doğrultusunda yapılandırıldığından şeffaftır ve belli dönemlerde bağımsız denetime tabiidir. Bu özellikler, koruma amaçlı fonları diğer benzer ürünlerden ayırmaktadır. Riski "anaparadan kaybetme ihtimali" olarak tanımlayan yatırımcıların ihtiyaçlarına cevap veren, anaparayı korurken farklı yatırım araçlarının getirilerinden de yararlandırmayı amaçlayan fonlar, fon piyasasında büyük bir ihtiyaca cevap vermektedir.

Garantili Fon: Yatırımcının başlangıç yatırımının belirli bir bölümünün, tamamının ya da başlangıç yatırımının üzerinde belirli bir getirinin izahnamede belirlenen esaslar çerçevesinde belirli vade ya da vadelerde yatırımcıya geri ödenmesinin; uygun bir yatırım stratejisine ve garantör tarafından verilen garantiye dayanılarak taahhüt edildiği ve şemsiye fon şeklinde kurulan fonlar “Garanti Fon” dur.

Serbest Yatırım Fonu (Hedge Funds): Katılma payları sadece nitelikli yatırımcılara satılmak üzere kurulmuş olan fonlar SPK Mevzuatında "serbest yatırım fonları" (hedge funds) olarak adlandırılmaktadır. Son yıllarda, gelişmiş ülkelerde özellikle yüksek risk alarak yüksek kazanç sağlamak isteyen kurumsal yatırımcıların, hedge fonlar vasıtasıyla bu amaçlarını gerçekleştirmeye çalıştığı gözlenmektedir. Bu fonlara katılım finansal piyasalarda herkese açık değildir ve başlangıç yatırımı olarak yatırımcının belli bir tutarı yatırmasını gerektirir. Bu fonlara, belirli büyüklükte yatırım yapabilecek bireysel ve kurumsal yatırımcılar katılabilmektedir. Fonu yöneten kişiler genelde fonun ortağı olmaktadır. Serbest yatırım fonlarında yatırılan paranın belirli bir süre fon hesabında tutulması bir zorunluluktur ve bu zorunlu süre genellikle 1 yıldır.