• Sonuç bulunamadı

BULGULAR VE YORUMLAR

3. Okulun Başka Bir Yerleşim Yerinde Oluşuna Bağlı Nedenler 1 Ortaöğretim Kurumlarının Yaygın Olmaması

3.3. Yatılı Okullar

Araştırma kapsamında yaptığımız görüşme ve gözlemler sonucunda elde edilen verilere göre, katılımcıların yatılı okullarla ilgili ne düşündükleri, olumlu ve olumuz yanları ile yatılı okulların düzelmesi için sunulan fikir ve öneriler bu başlık altında değerlendirilmiştir. Zeynep isimli kız; “Benim dönemimde taşımalı eğitim köyümüzde yoktu, yatılı okula da ben gitmek istemedim”. Niçin? sorumuza “İyi değil” (Zeynep, 17, Liseye Gitmemiş) demiştir. Burada şartların yeterince iyi olmadığı ve toplumda yatılı okullara yönelik olumsuz bir bakış açısının olduğu belirtilmektedir. Geçmişte 30-40 kişilik koğuşlarda kalınıyordu ve genel olarak yemek, temizlik vb. gibi şartlar da daha kötüydü. Toplumda var olan algı halen yatılı okulların geçmişteki durumuna ilişkindir. Ancak, mevcut yatılı okullar, 4-6 kişilik odalara dönüştürülmüş, koğuş sistemi kaldırılmış ve diğer şartlarda da iyileşme sağlanmıştır. Yine de toplumdaki yatılı okul algısının değişmesi için zamana ihtiyaç olduğu görülmektedir.

Görüştüğümüz kızların çoğu (liseye devam etmeyen), yatılı okulu pek uygun bulmamaktadır diyebiliriz. İsmini vermek istemeyen bir katılımcı (yanında iki-üç kız daha var), Kızlara has liselerde yatılı okumaz mısınız? Sorumuza, “ailemiz bizi yatılı göndermez” (K12, 16, Liseye Gitmemiş) demiştir. Bu gruptakiler, aynı fikre yakın cümleler kurarak; “Akılları bizde kalır”, “acaba ne yaptılar ne ettiler”, “ortama güvenmiyorlar”, “ailelerimiz kızlar okumaz diyor.” şeklinde cevaplar verilmiştir. Bu da yatılı okul algısının iyi olmadığını göstermektedir. Özgül isimli kız ise; “Yatılı okulla ilgili

121

olumsuz bir şey duymadım, arkadaşlarımdan kalanlar var” (Özgül, 16, Liseye Gitmemiş) ‘Sende gitseydin ya’ dediğimizde, “Babam izin vermedi” demektedir.

Müfettiş kız pansiyonlarının şartlarının eskisi gibi olmadığını belirterek; “Kız pansiyonları şu anda ev ortamı gibi, 4’er kişinin kaldığı bağımsız odalar var. Dinlenme odaları, etüt odaları, etkinlik odaları var. Hizmetliler bayan, belleticiler de bayan öğretmenlerden oluşuyor. Zorunlu olarak bazen bayan aşçı bulunamadığı için erkek aşçı çalışıyor, onun dışındaki tüm çalışanlar bayan” (Müfettiş, 42). Ancak yukarıda görüşlerini verdiğimiz kızların bu hizmetlerin bir kısmından haberdar olmadığı görülmektedir. Buradan hareketle yatılı okulların ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün, bu okulları daha iyi tanıtması gerektiği sonucu çıkmaktadır.

Kanaat önderi olarak görüştüğümüz Emin, “Ben daha önce pansiyonlu bir okulda görev yaptığım için söylüyorum; pansiyon ilkokul çağındaki çocuklar için gelişim açısından iyi bir ortam değil, çünkü o çocuk annesinden ayrılırsa psikolojik olarak kötü etkilenir, kendi ihtiyaçlarını karşılayamaz. Ancak 14-15 yaşındaki bir çocuk rahatlıkla pansiyonda idare edebilir. Bence lise çağındaki bir çocuk için okula gidip gitmeme pansiyon şartlarıyla ilgili değil başarıp-başarmamayla ilgili” (Emin, 51, Kanaat Önderi). Emin, eğer çocuk başarısızsa okula gitmiyor, pansiyon şartlarını ve taşıma sistemini bahane ediyor vb. birçok sorun ileri sürüyor. Ancak, başarılı ise okula gidiyor ve pansiyonda da rahatlıkla kalabiliyor şeklinde düşünmektedir.

Eğitimcilerin yatılı okullarla ilgili görüşlerine baktığımızda Serdar; “Okul çevresi ve kültürü ile pansiyon ortamına güvensizlik ailelerin çocuklarını okula göndermemelerinde etkilidir. Veli ben kızımı o ortamda koruyamam diye kafasında bir korku yaratmış ve bundan dolayı göndermiyor. Daha önce yatılı okulu görenler var, önceden yatılı okulda kalmış büyük erkek kardeşleri var, onların döneminde şartlar çok iyi olmamış olacak ki halen öyle olumsuz bir algı var(Serdar, 48, Öğretmen).

Genç bir eğitimci olan okul müdürü, “Yatılı okullardan veliler çok memnun” diyor (Okul Müdürü 1, 28). Bu okul müdürü Bingöllü olmadığı için eskiden yatılı okullarla ilgili olarak, yerelde var olan olumsuz imajdan habersiz olabilir. Mevcut durumda kendi bulunduğu yerleşim bölgesindeki velilerin yatılı okullardan memnun olduğunu ifade ediyor. Eğitim adına, kızların okula devamı adına, bu algılama biçimin olumlu sonuçlar doğuracağı kanaatindeyiz.

122

Okul Müdürü 2 (43); “Yeni açılan kız pansiyonları iyi ama eski pansiyonlar iyi değil, bunların düzeltilmesi lazım. Birde 12 yaşından 18 yaşına kadar çocuklar bir arada kalıyor. Akran zorbalığı denen bir durum var. Büyük çocuklar küçük çocukları tüm önlemlere rağmen bir şekilde ezebiliyor, kendimde bizzat yaşadım.” Uzun yıllar YİBO’larda görev yapmış olan bu idareci, yatılı okulların şartlarını iyi bilmektedir. Ayrıca kendiside YİBO’da okuduğu için çocukların duygularını ve oradaki yaşamı yakından tanımaktadır.

İmam-1 (47, Solhan); “Yatılı okulların şartları iyi olsa da vatandaş kız çocuğunu göndermek istemiyor. Yatılı okullarla ilgili bilinçaltında olumsuz bir bakış açısı var.” Yerel halk, kız çocuğunun daha hassas ve istismara açık olduğunu düşünüyor, okula göndermemede bu husus etkili oluyor. Ayrıca, birçok eğitimcinin dikkat çektiği üzere, yatılı okullardaki herhangi bir küçük olumsuzluk dahi hızlıca yayılıp halkta geniş bir yankı uyandırarak bu okulların gözden düşmesine sebep olabilmektedir.

İmam 2 (25, Merkez); “Yatılı okulların şartlarının yeterli olmadığına dair tepkiler duydum. Ama benim yetersiz görme nedenim, iyi bir disiplin ortamı olmadığı ve çocukların yanlış meyillere kapılmasına ortam hazırlanmasıdır.” İmam 3 (23, Merkez); “Çoğu okul çok donanımlı değil, yurtlarında eksiklikler var. Ancak yine de çocuğu okula göndermemek için geçerli bir sebep olduğunu düşünmüyorum” Sonuncu imamın belirttiği gibi, yatılı okullardaki birtakım eksik ve sorunlar çocuğu okuldan/eğitimden koparmak için yeterli bir gerekçe olmamalıdır.

Odak grup (EML, 11) görüşmesinde ifade edilen bir görüşe göre; “Bence evde kalsalar daha iyi, çünkü aile baskısı olur, ailesi nasihatlerde bulunur, ama yatılıda olursa kimse sahip çıkmaz.” Başka bir katılımcı; “Yatılı okulda aile baskısı olmadığı için, bunun rahatlığıyla çok serbest davranışlara girebilir, bunu da aile beğenmiyor.” Odak gruptaki öğrencilerin çoğu, yatılı okullarda kalan öğrencilerin başıboş ve sahipsiz olduğunu, yeterince kontrol edilmediğini düşünmektedir. Diğer bir katılımcı; “Aileler namusa çok önem veriyorlar bu nedenle yatılı okulda kalmaya izin vermiyorlar.” Araştırma boyunca çoğunlukla direk ifade edilmeyen fakat bilinçaltında yatan ve en çok çekinilen hususlardan birisi namus olgusudur denebilir.

Kadri (48, Muhtar), yatılı okullarla ilgili disiplin durumundan memnun olmadığını belirtmektedir. Muhtarın yatılı okulla ilgili tecrübeleri ilköğretim için geçerli olmakla

123

birlikte, ortaöğretime yönelik pansiyonlarda da öğrencilerin kontrol altında tutulması gerektiği konusunda fikir vericidir. Muhtar;

- “Yatılı okulda her şey öğretmene bağlı, nöbetçi öğretmenden öğrencinin çekinmesi lazım, gece saat 10 -11’de bizim köydeki yatılıda erkek çocukları dışarıda geziyordu. Kontrol yeterli değildi. Bu öğrencinin akşam 8-9’da yatması lazım.

- Liseye gidecek kızlar için yatılı okulu nasıl görüyorsunuz?

- Bence ne olursa olsun gitmeleri lazım. Yatılı okul iyidir, benim öğrencim olsa gönderirim.

- Peki sizin köyde de okula gitmeyen kızlar var mı?

- Evet gitmeyen var ama 3-4 yıldır bu çok azaldı. Eskiden gitmeyenler çoğunluktaydı. Muhtarın bahsettiği söz konusu köyde, 3-4 yıldır taşımalı eğitim yapıldığı için daha çok öğrenci ortaöğretime devam etmektedir. Seçenekler arttıkça velilerin itirazları azalmakta ve daha çok öğrencinin eğitime katıldığı görülmektedir.

Yatılı okullarla ilgili mevcut algıyı araştırdığımız bu başlık altında, aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir:

- Yatılı okullarda disiplin sorunu, başıboşluk ve öğrencilerin istenen başarıyı yakalayamamaları en çok yadırganan durumlar gibi görünmektedir.

- Yatılı okullarla ilgili toplumda var olan olumsuz imajın nedenlerinden biri de geçmişte şartlarının, günümüzdekinden daha olumsuz olmasıdır.

- Okul kültürü ve çevresinden dolayı kız kardeşini gündüzlü dahi okula göndermeyen velilerin varlığı, yatılı okullara gidecek öğrencileri olumsuz etkilemektedir.

- Görüştüğümüz kişilerin çoğu, yatılı okullarda kalan çocukların duygusal gelişimi noktasında bir takım ek tedbirlerin alınması gerektiğini belirtmiştir.

- Yerel halk, kız çocuğunun daha hassas ve istismara açık olduğunu düşündüğü için, çoğunlukla yatılı okula göndermek istememektedir.

- Bazı aileler, namusuna leke gelmemesi düşüncesiyle kız çoğununu taşımalı veya yatılı okul, seçeneklerinden biriyle okula göndermeyi uygun görmemektedir.

Bu sonuçlara göre “ Bingöl toplumunda kızların yatılı okullarda okuması hoş karşılanmamaktadır” varsayımının kısmen doğrulanmış olduğu söylenebilir.

124

4. Eğitimin Sunumu, Kalitesi ve Beklentileri Karşılama Durumu