• Sonuç bulunamadı

BULGULAR VE YORUMLAR

5. Dini Tutumlar

5.1. Dini Yoğunluklu Eğitim Verilmemesinin, Kızların Okula Devamına Etkisi Okullarda dini yoğunluklu bir eğitim verilmemesiyle ilgili olarak Maarif Müfettişi; “Maneviyatın doyurulması çok önemlidir. Son yıllarda dini içerikli derslerin sayısı artmasına rağmen nitelik olarak istenen seviye yakalanamamıştır. Din derslerini verecek öğretmen sıkıntısı çekilmektedir. Başka branşlardan öğretmenler veya pedagojik eğitim almamış olan imamlar din derslerine girmektedir. Bunlar da bilginin aktarımı ve öğrencilerle iletişim noktasında sıkıntı oluşturmaktadır. Şu anda tam manasıyla dini bir eğitim verilememektedir”. Dini içerikli derslerin artması öğrenci devamlarında etkili

olmuş mudur? sorumuza, “Şu ana kadar böyle bir değerlendirme yapmadık, devam

sorunlarına bu açıdan bakmadık. Ancak bazı velilerin, çocukları başarılı olduğu halde götürüp imam hatip okuluna kaydettiklerini gördük. İmam hatip okullarının ders yükü daha ağır ve üniversiteye giriş açısından daha dezavantajlı olmalarına rağmen veli ortaokul seviyesinde bunları tercih ediyor. Ayrıca merkezde, yeni mahalle ve kültür mahallesi taraflarında bağımsız imam hatip okullarına ihtiyaç vardır” (Müfettiş, 42).

Mevcut uygulamada, ortaöğretim okullarındaki öğrenciler seçmeli olarak, Siyer (Peygamber Efendimizin Hayatı), Kuran-ı Kerim ve Arapça gibi dersleri alabiliyor. Ancak dini yoğunluklu derslerin kız çocuklarının okula devam oranları üzerindeki etkisi, müfettişin belirttiği gibi, henüz araştırılmış değildir. Bu konuda bir araştırma yapılması durumunda, dini içerikli derslerin öğrenci devamları üzerindeki etkisi görülmüş olacak, ayrıca ailelerin seçmeli olarak dini dersleri hangi oranda seçtikleri de ortaya çıkacaktır.

141

Şu anda deni dersler seçilebilecekken ailelerin, matematik gibi temel dersleri daha çok seçtiğini belirten Emin; “Bence dini bir eğitim verilmemesi pek etkili değil. Çünkü şu anda seçmeli ders olarak dini dersler seçilebiliyor, ancak ben ailelerin seçimine baktığımda genellikle matematik seçtiklerini görüyorum. Aslında toplum, dini derslerin olmasını ve çocuklarının dini davranışları öğrenmesini istiyor fakat bu çok belirleyici değil” (Emin, 51, Kanaat Önderi). Emin, dini derslerin veya dini yoğunluklu bir eğitim verilmemesinin okula devam oranları üzerinde çok etkili olmadığını düşünmektedir.

Görüştüğümüz eğitimciler, dini yoğunluklu bir eğitim verilmemesinin kız çocuklarının okula devam oranlarına pek etki etmediği kanaatindedir. Serdar; “Bence etkili değil, öyle olsaydı İmam Hatip’e gönderirlerdi” (Serdar, 48, Öğretmen). Diğer eğitimci “Hayır şu anda zaten dini eğitim veriliyor” (Okul Müdürü 2, 43). Bazı öğretmenler, verilmekte olan dini eğitimi yeterli görürken, örneğin Solhan’da görüştüğümüz ve V1 olarak kodladığımız veli yeterli görmemektedir.

Son yıllarda okullarda verilmeye başlanan dini eğitimin halkın bakış açısını olumlu yönde etkilediğini belirten İmam; “Doğuda insanlar dinden uzak yaşasalar bile yine de dindarı ve dini olanı severler. Okullarda son 1-2 yılda konan Siyer ve Kuran-ı Kerim dersleri milleti çok sevindirmiştir. İnsanlar okulda bu ihtiyacı karşıladığı için yazın açtığımız Kuran kurslarına katılımda azalma yaşanmaktadır. Bu durum okullara yönelik bakış açısını olumlu yönde etkilemiştir. Halkın inançlarına saygı gösterilmesi ve değer verilmesi okullara olan talebi artıracaktır. Halk verilen eğitimin dini açıdan iyi olduğunu, çocuklarının ibadet etme alışkanlığını artırdığını ve memleketin örf ve adetlerini unutturmadığını gördüğünde eğitim de bundan olumlu etkilenecektir” (İmam-1, 47, Solhan).

Görüştüğümüz diğer imam, okullarda dini yoğunluklu bir eğitim verilmemesi katılımı

azaltıyor mu? sorumuza, “Hayır hiç zannetmiyorum” (İmam 3, 23, Merkez), derken aynı

soruya öbür imamda bu düşünceye katılarak; “Sanmıyorum, şimdilerde okusun eli ekmek tutsun anlayışı revaçta. Kimsenin, kaliteli din eğitimi almak gibi bir derdi yok” (İmam 4, 33, Merkez). Bu hususların artık eskisi kadar insanları etkilemediğini, geleneksel ve dini değerlerde bir çözülme yaşandığını belirtmektedir.

Muhtar bu konuda; “Bence dini nedenlerin ilgisi yok, bu husus pek etkili değil. Şu anda seçmeli dersler var, çoğu seçiyor” (Kadri, 48 Muhtar) derken, diğer muhtar ise; “Öyle insanlar var göndermeyebiliyorlar. Benim kızım İmam Hatip’e gidiyor, şu an çok

142

memnunum. Tamamen din dersi olsun diye düşünenler var, ama hiç dini ders olmasın diyen de var” (Ahmet, 48, Muhtar). Dini derslerin seçmeli olması, kişilerin tercihlerine saygı gösterilmesi açısından önemli bir unsur olarak değerlendirilebilir.

Okullarda, dini ağırlıklı eğitim verilmemesinin kız çocuklarının eğitime devam oranlarına etkisi konusunda farklı görüşlerin olduğunu söyleyebiliriz. Dini yoğunluklu eğitimin etkili olduğunu söyleyenler olduğu gibi okula devam oranlarının bundan etkilenmediğini düşünenler de vardır. Araştırmadan elde ettiğimiz sonuca göre, dini yoğunluklu bir eğitim verilmesinin, okula devam oranını artıracağı ve katılımı olumlu yönde etkileyeceği görülmüştür. Çünkü çocuğunu okula göndermeyen kitle, çoğunlukla kırsal kesimde yaşayan muhafazakar insanlardan oluştuğu için bu kesim karma eğitimi ve kızlı-erkekli arkadaşlık ilişkilerini hoş karşılamamakta geleneksel ve dini değerlere bağlı bir toplum yapısı istemektedir. Bu açıdan dini eğitim, onların istediği bir eğitim ortamının oluşmasını teşvik edebilir kanaatindeyiz.

5.2. Dini Tutumların Kızların Okutulmasına Etkisi

Mevcut dini tutumları öğrenmek için etkisi araştırılan bir başka konu da; Velilerin ve

toplumun, kız çocuklarını 13-14 yaşından sonra okutulmasını, dini açıdan nasıl değerlendirdiği ve Dini tutumların kızların okutulmamasına etkisidir. Bu konuda, bazen

geleneklerin dinle karıştırıldığını ve din gibi algılandığını ifade edenlerden, Serdar; “Bazen geleneksel nedenlerle okula göndermedikleri için dini nedenlere de bağlayabiliyor, çocuk dinini iyi yaşamaz, gibi. Köyde de dini değil geleneksel bir yaşayış var” (Serdar, 48, Öğretmen). İfade edildiği gibi, çoğunlukla din ile gelenek birbirine karıştırılmaktadır.

Okul Müdürü 1 (28) olarak kodladığımız kişi; “Veli bazen dini açıdan uygun görmeyebiliyor, sistemle çatışıyor ve kız çocuğunu okula göndermekten vazgeçiyor. Zaten burada liseye gidenlerin çoğu genelde İmam hatibe gidiyor”. Diğer Okul Müdürü (2, 43), “Yanlış dini anlayışlar kızların okumasını olumsuz etkiliyor” demektedir. Araştırma süreci boyunca, halkın geleneksel tutumlarının, din gibi algılandığı ve gösterildiğiyle ilgili düşüncelerle karşılaşılmıştır. Bunların bir kısmı dine ve eğitime zarar vermekte ve özellikle kızların okula gitmesini olumsuz etkilemektedir.

Solhan ilçesinde görüştüğümüz İmam, öğretmenlerin görüşlerine yakın bir fikre sahiptir. “Din adına yapılan yanlış davranışlar var, millet dini bilgi açısından cahil olduğu

143

halde dindar olduğunu düşünüyor. Ancak her şeye rağmen ahlaki değerler doğuda yüksek bir düzeyde yaşanıyor. Mesela batıda bir kızın erkek bir arkadaşı olduğu zaman bu durum ailesi tarafından iyi karşılanıyor. Ancak doğuda bu büyük bir ayıp olarak görülür ve kızın ailesi toplumda çok utanılacak bir hale düşer” (İmam-1, 47, Solhan). Türkiye’nin doğusu ile batısı arasında bir kültür farkı vardır ancak, imamın belirttiği gibi, batıda bir kızın erkek arkadaşı olursa ailesi iyi mi karşılar? Bu genel bir durum mudur? Konuyu hakim olmadığımızdan ötürü genelleme yapmanın doğru olmadığı kanaatindeyiz.

İmam 2 (25, Merkez); “Ortamın uygun olmaması, velilerde kızların okutulmasına yönelik kuşku ve endişe oluşturmaktadır. Yoksa dinin ilme ve öğrenmeye verdiği kıymet aşikârdır.” İslam dini ilim öğrenmeye her daim önem vermiştir ancak, geleneksel anlayış zamanla dinle karışarak ya da din gibi algılanarak bazı yanlış tutumların gelişmesine neden olmuştur diyebiliriz.

İmam 4 olarak kodladığımız kişi ise, “Eskiden (dini tutumlar kızların okutulmamasında) çok etkiliydi. Şimdi bu kırıldı biraz, okuyan çocuktan ziyade, okuyan anlayan ve bilinçli aileye ihtiyaç var” (İmam 4, 33, Merkez). Okuyan ve niçin okuduğunu bilen, kendince yeni sonuçlar ve yorumlara varabilen, bilgiyi değerlendirip yorumlayabilen kişilere gereksinim duyulduğunu belirtmektedir.

Dini tutumların kızların okutulmasına etkisi alt başlığı, araştırma içerisinde dolaylı

olarak etkisi araştırılan bir konu olmuştur. Bu hususa değinen paydaşlar, çoğunlukla yanlış dini anlayışların, din gibi algılandığını ve geleneksel bir takım tavır alışların zamanla dini bir mahiyete büründüğünü belirtmişlerdir. Yaptığımız görüşme ve gözlemlerden, yanlış dini tutumların eskiden daha katı olduğu, günümüzde ise genel manada değerlerde bir çözülme yaşandığı görülmektedir. Bu çözülme, kısmen öğrenci sayısının artmasına da etki etmiştir.