• Sonuç bulunamadı

BULGULAR VE YORUMLAR

1. Geleneksel Tutumlar

1.1. Okula Devam Etmemede Etkili Olan Taraflar

Araştırma boyunca cevabı aranan sorulardan biri, kız çocuklarının liseye devam etmemesinde kimin ya da kimlerin etkili olduğu sorusudur. Görüşülen 15 kızdan bu soruya “babam beni göndermedi” diye cevap veren 8 kişi, “ağabeyim göndermedi” diyen 2 kişi, “babam ile ağabeyim ortaklaşa göndermedi” diyen 4 kişi ve “Ailenin ortak kararı” diyen bir kişidir. Katılımcılardan hiç biri bu soruya “köydeki veya yöredeki bir ortak karar gereği” ya da “aşiretin ortak kararı gereği gönderilmedim” şeklinde cevap vermemiştir. Bu cevaplara göre, çoğunlukla baba ve ağabey kızın okula gönderilip gönderilmemesinde etkili olmaktadır. Eskisi gibi aile ve aşiret büyüklerinin ya da toplumdaki dini liderlerin, şeyhlerin “okula gitmek doğru değildir” tarzı yaklaşımların günümüzde büyük oranda ortadan kalktığı söylenebilir. Ancak, köydeki ya da yöredeki genel yaklaşımın velilerin tavır belirlemesinde etkisi vardır. Bu yaklaşımın, bir karar şeklinde değil de kanı şeklinde olduğunu ifade edebiliriz.

Okula göndermeyenin kim olduğu araştırılırken, görüştüğümüz kızların büyük bir çoğunluğu baba ve ağabeyin etkili olduğunu ifade etmişlerdir. Bunda, baba ve ağabeyin, kızın başına olumsuz bir durum geldiğinde ya da herhangi birisi laf ettiğinde, kendilerini birinci derecede sorumlu hissetmelerine yönelik tutumun yattığını düşünmekteyiz. Yapılan

89

görüşme ve gözlemlerde mesela okula giden kızda bir miktar davranış ve anlayış değişikliği olduğunda, “güya babası var”, “abisi var sahip çıkamıyor”, “şuna bak nasıl davranıyor” tarzında hem geleneğe hem otoriteye gönderme yapan ifadeler kullanılmaktadır. Özellikle şehirden uzak köylerde bu tutum etkisini güçlü bir şekilde sürdürmektedir. Mesela, bir köyde yaptığımız görüşmede hazır bulunanlardan biri; “ben

kızımı bu kadar erkeğin içinde okula göndermem” diyor. Bu ve benzeri sözler bir şekilde

babaya ve ağabeye ulaşıyor, ya da orda bulunanlardan baba ve ağabey olanlar var. Dolayısıyla veliler, erkek öğrencilerin yoğunlukta olduğu ve çeşitli olumsuz davranışların bulunduğunu düşündükleri liseye, kızlarını bu olumsuzluklardan korumak için göndermediklerini düşünmektedir.

Görüşülen kadın velilerden biri “Köyde lise olmadığı için Bingöl’de de kalacak yeri olmadığından göndermedik. Gidip yanında kalacağı kimsemiz yoktu” demiştir. (Güllü, 46, Veli). İfade şekli ailenin ortak kararı gibi göründüğünden, teyit etmek için “Kızı göndermemede sen mi babası mı etkili oldu? sorusunu sorduğumuzda; “Baktık ki şartlar müsait değil biz de beraber göndermemeye karar verdik” demiştir. Buradan hareketle anne de alınan kararda etkilidir diyebiliriz.

Diğer bayan veli ise; “Erkekleri okula gönderdik onlar okumadılar, kızları da biz göndermedik. Kızdır fakirdir (gözü açılmamış, çabuk kandırılabilir, evden uzakta bir yerde hiç kalmadı, yaşamadı gibi anlamlar kastedilmektedir), babası ‘Bingöl’de kimsemiz yok, kız çocuğu oralarda çok zorluk çeker’ diye göndermedi” (Esma, 50, Veli). Her ne kadar cevapta biraz babaya gönderme yapılsa da kısmen annenin de bu karara katıldığı göze çarpmaktadır. Her iki kadın velinin tutumlarından hareketle ev içerisinde alınan kararlarda kadının da belirleyici olduğu görülmektedir. Ayrıca, babalarla görüştüğümüzde suçu biraz annelere, annelerle görüştüğümüzde ise suçu biraz babalara atmaya yönelik bir tutum sezilmiştir. Bunda sorumluluktan kaçma ve görüşmeciden çekinme ile çocuğu caydırırken (ve genel olarak eğitirken) baba otoritesinden yararlanma anlayışı etkilidir kanaatindeyiz.

Kızı okula gitmeyen bir erkek veli görüşme isteğimizi şöyle reddetmektedir; “Bana sormayın benlik bir şey yok, abisi göndermek istemedi siz onunla görüşün” aslında bunu derken içten içe oğlunun kararını onaylıyor ama sebep ben değilim diyor. Oğluyla görüştüğümüzde; “Bizim köydeki kızların çoğu liseye gidiyor. Ancak ben kız kardeşimin gitmesini uygun görmedim. Abisi olarak ben etkili oldum, göndermedim, öğrencilerin

90

neler yaptığını görüyoruz. Ortam bozuk bu nedenle göndermedim” (Musa, 28, Veli). Diğer iki baba da kızlarının okula gitmemesinde kendilerinin etkili olduğunu belirtmiştir.(V1, 47, Solhan15; Zülküf, 54, Veli)

Kanaat önderi olarak görüşme yaptığımız kişilerden biri olan Emin, başarılı kız çocuklarının liseye gitmesine kimsenin engel olmadığını, engellemenin başarısız olanlara yönelik olduğunu belirtmektedir. “Bence anne, baba veya dede etkilidir diyemeyiz, veli çalışkan olan çocuğu ceketini dahi satsa okula gönderir, ancak eğer başarısız ise o zaman göndermek istemiyor” (Emin, 51, Kanaat Önderi). Burada veli derken aslında babayı (ceket ifadesi) kastetmektedir. Emin, şehre yakın ova köylerinden birinde yaşıyor. Gözlem ve araştırmalarımızda ova köylerindeki yaklaşım ile şehre uzak dağ köylerindeki tutumların aynı olmadığı görülmüştür. Uzak köylerdeki tutumlar daha sert ve keskin olup, buralarda görüştüğümüz kişilerin bir kısmı, kızları başarılı olsa dahi okula göndermeyeceklerini ifade etmektedir.

Solhan’da görüştüğümüz imam, kız çocuklarının okula gönderilmemesinde, belirli bir kişinin etkili olmadığını ifade etmektedir. “Sadece anne baba ve ya başkası etkilidir diyemeyiz. Sistem kaynaklı sorunlar da var, yani uygulanan karma eğitim, derslerin dini içerikli olmaması gibi hususlar da etkilidir…” (İmam-1, 47, Solhan). İkinci imam “kızın okula gönderilmemesi ailenin ortak kararıdır” (İmam-2, 25, Merkez) demiştir. İmam 3 ve 4 olarak kodladığımız kişiler ise diğer cevaplardan farklı olarak kızın kendisinin de okula gitmemede belirleyici olduğunu vurgulamaktadır. Üçüncü imam “hem kendisi hem de babası etkilidir” (İmam 3, 23, Merkez) derken, dördüncü imam “kızın okula gitmemesinde kendisi, babası ve annesi etkilidir” (İmam 4, 33, Merkez) demiştir. Görüşülen dört imam da kızların liseye devam etmemesinde ailede belirlenen genel bir tutumun etkili olduğu kanaatindedir. Evde, baba, anne ya da kızın kendisi, tek başına bu kararı almamakta, birden fazla kişi kızın okula gitmemesine karar vermektedir.

Görüştüğümüz Milli Eğitim Müfettişi, “Kızın okula gitmemesinde babası etkilidir, ayrıca köyün ileri gelenlerinin de etkisi vardır” (Müfettiş, 42)16, demektedir. Bir köy okulunda görevli olan okul müdürü, kızların okula gönderilmemesine kimin karar verdiğiyle ilgi olarak, “Ailenin ortak kararı gibime geliyor. Genel olarak aile zaten

15 İsmini kullandırmak istemediği için V1(Veli 1) olarak kodlanmıştır.

16 Müfettiş uzun yıllardır Bingöl’de ve bölge illerinde öğretmenlik ve müfettişlik yapmış, okula devam

91

küçüklükten itibaren, seni okutmayız, kız çocuğu okumaz, kızın okula gitmesine ne gerek var, evlenip çoluk çocuğa karışırsın, diyorlar. Bazen çocuklar da bunu kabullenmiş oluyor. ‘Hocam zaten biz ortaokuldan sonra okumayacağız’ diyorlar. Bu durum, ders başarılarını da olumsuz etkiliyor, gayret ve çaba göstermiyorlar” (Okul Müdürü 1, 28).

Görüştüğümüz başka bir okul müdürü; “kızın okula gönderilmemesinin ailenin ortak kararı olduğunu düşünüyorum” (Okul Müdürü, 2, 43) derken, eğitim camiasından iki öğretmen (Serdar, 48, Öğretmen), (Erdal, 30, Öğretmen), “Göndermemede baba etkilidir” demişlerdir. Eğitim camiasındaki müfettiş, idareci ve öğretmenler, kız çocuklarının okula gitmemesinde; “baba”, “ailenin ortak kararı” ve “köyün önde gelenlerinin” etkili olduklarını düşünmektedir. Ancak, kızın okula gönderilmemesine yönelik kararda, babanın daha etkili olduğuna dair görüşün baskın olduğu görülmektedir.

Köyden gelen öğrencilerin çoğunlukta olduğu meslek lisesindeki öğrencilerle yapılan odak grup görüşmesinde ‘kızların niçin okula gitmedikleri’ hususunda katılımcılar; “kızın kendisi istemediği için”, “aile büyüklerinin” ve “anne-babanın” etkili olduğunu belirtmişlerdir. (Meslek Lisesi, 11. Sınıf, Odak Grup).

Görüştüğümüz köy muhtarlarından Kadri, “Anne ve baba kızın okula gitmesini engelliyor, birde yetişkin kız olduğu zaman sıkıntılı olur. Bazı okullarda ortam iyi değil, güvence olmadığı zaman çoğu göndermiyor” (Kadri, 48, Muhtar). Diğer muhtar “Bizde sıkıntı yok, herkes gidiyor” (Ahmet, 48, Muhtar) şeklinde ifade etmektedir. Bu köyde, öğrenci azlığından ötürü, ilkokul kapalı durumdadır.

- Ortaokula mı liseye mi herkes gidiyor?

- Ortaokula …….. köyüne gidiyorlar, liseye de imkânı olan gidiyor. Baba ve anne kızın uzak yerde okula gitmesini istemez (uzak yer derken liseyi kastetmektedir).

Muhtarlar, kızlardaki fiziksel büyümeler, okulun güvenli olmaması ve uzak olması, okullarda öğrenciler arasındaki ilişkilerin beğenilmemesi ve olumsuz öğrenci davranışlarının olması gibi nedenlerle ailelerin, çocuklarını koruma güdüsünün ağır bastığını ve onları, okula göndermediklerini, düşünmektedir.

Aşağıdaki tabloda, bu başlık altında verilen cevapların sayısal dağılımları görülmektedir. Bu cevaplara göre, araştırmaya katılan kişiler kız çocuklarının okula gönderilmemesinde en etkili olan kişinin baba olduğunu düşünmektedir. İkinci olarak

92

ailenin ortak kararı düşüncesi ön plana çıkmaktadır. İzlenimlerimize göre, ailedeki ortak

karar baba, anne ve evde yaşayan diğer yetişkinler tarafından alınmaktadır. Tablo 5.1. Kızların Okula Gitmemesinde Etkili Olan Taraflar

Kız çocuğunun ortaöğretime devam etmemesinde etkili olan taraflar

Görüşülen kişilerin görüşleri (32 kişi + odak gruptaki 10 kişi)

Baba XXXXX XXXXX XXXXX X

Anne X

Ağabey XXX

Kızın Kendisi XXX

Baba ve Ağabey XXXX

Ailenin ortak kararı(baba ve anne) XXXXX XXX Aile Büyükleri(Dede, amca, Dayı, Nene vb.) X

Köyün Önde Gelenleri X

Tablo 5.1’e göre, tüm cevaplar içerisinde “anne, kızın okula gitmemesinde etkilidir” diyen bir kişidir. Ancak, yaptığımız görüşmelerde annelerin de kızlarını okula göndermek istemedikleri, söylem ve tutumlarından anlaşılmıştır. “Ailenin ortak kararı” görüşünün 8 kişi tarafından ifade edilmesi, annenin de bu kararda önemli bir rol aldığını göstermektedir. Örneğin “işimiz çok”, “maddi durumumuz iyi değil”, “kızımızı şehirde yanına göndereceğimiz kimsemiz yok”, “kızlarım erken evlendi bu da evlenecek” ve “bizden uzakta okula gönderemeyiz”, tarzı ifadeler görüştüğümüz annelerin en fazla dile getirdiği hususlardır. Bu görüşlerden hareketle geleneksel yapı içerisinde anneden kaynaklı güçlü bir etkinin olduğu, kültürün koruyucusu ve devamcısı yönünde rol üstlenen annenin, kızların eğitime katılımına yönelik alınan kararlarda önemli bir pay sahibi olduğunu söyleyebiliriz.

Tabloya göre kızın okula gönderilmemesinde ağabeyin büyük bir etkisi varken, sanılanın aksine kızın kendisinin de etkili olduğu görülmekte ve bazı kızlar okula gitmeme kararında, aktif bir rol almaktadır. Konunun başında belirttiğimiz gibi ve tablodan da anlaşıldığı üzere, amca ve dede gibi diğer aile büyükleri ve köyün ileri gelenlerinin kızların okumasına yönelik olumsuz etkilerinin oldukça azaldığını söyleyebiliriz.

Bu bilgiler doğrultusunda, kızların ortaöğretime katılımını artırmak için yapılacak çalışmalarda öncelikle babalara odaklanılması gerektiği görülmektedir. Ayrıca, ağabey, anne ve kızın kendisi de okula devam etmeme kararında etkili olduğu için yapılacak

93

eğitim-bilinçlendirme faaliyetlerinin, bu kişileri hedef grup olarak seçmesi çözüme ulaşılmasını kolaylaştıracaktır. Bunu derken imam, muhtar ve kanaat önderlerinin tamamen dışarıda bırakılması gerektiğini söylemiyoruz ancak, başta babalar olmak üzere aile üyelerine yönelik yapılacak çalışmaların daha etkin sonuç verebileceği aşikârdır.