• Sonuç bulunamadı

BULGULAR VE YORUMLAR

4. Eğitimin Sunumu, Kalitesi ve Beklentileri Karşılama Durumu 1 Akademik Başarının Etkis

4.4. Eğitimin Beklentileri Karşılama Durumu

Eğitimin beklentileri karşılamadığı düşüncesi, ya da okuyup da ne olacak düşüncesi çocuğunuzu okula göndermemenizde etkili oldu mu? Şeklinde sorduğumuz soruya

132

velilerden Güllü; “Okulun en çalışkanları, liseye devam ettiler herhangi bir yere giremediler, bunlar da okusa aynısı olur” (Güllü, 46, Veli). Okuyarak iş sahibi olmayı zahmetli ve uzun bir süreç olarak gördüğünden, çocuklarının okuma-yazma bilmelerini yeterli görmekte ve daha fazla okumalarına gerek olmadığını düşünmektedir.

Eğitim beklentilerinizi karşılamadığı için mi kız kardeşinizi okula göndermediniz? Sorumuza ağabey Musa; “Ondan değil belki bizler, sen ortaokuldan sonra okumayacaksın dediğimiz için kardeşim dersleri fazla takmamış, boş vermiş olabilir. Çünkü ben ona ortaokuldan sonra okumayacaksın demiştim, bunu biliyordu (Musa, 28, Ağabey). Araştırma sürecinde görüşülen öğretmenler, kızların başarısının 5. sınıftan itibaren düşmeye başladığını, bunda da ortaokuldan sonra okumayacaklarını bilmelerinin etkili olduğunu belirtmişlerdir.

Maarif müfettişi “Veli öğrencisinin okuyup da iş bulamayacağı bir durumla karşılaşmak yerine hayvancılığı, tarımı öğrensin diye göndermiyor. Ayrıca şöyle de bakılabilir; eğitim, çocukları terbiye etme anlamında halen tam olarak yeterli düzeyde değil. Bazı veliler çocuklarının okula giderek bozulacaklarını düşünüyor” (Müfettiş, 42). Araştırma boyunca, okulun olumsuz bir ortam sağladığı ve öğrencilerimizi terbiye etmede yetersiz kaldığı yönünde azımsanmayacak oranda fikir beyan edilmiştir.

Kanaat önderi olarak görüştüğümüz Emin, “Veliler çocukların okulda ne kadar öğrendiklerine bakmıyor, bu eğitim sonucunda iş sahibi olup olmadıklarına bakıyor. Bu birazda öğrenci başarısıyla alakalı, umut vaat etmiyorsa okumaması daha iyi gözüyle bakılıyor” (Emin, 51, Kanaat Önderi). Ders başarısı iyi olmayan çocuk, okulda başarılı olamadığı gibi, okula devam ettiği için köy işlerini veya herhangi bir mesleği de tam olarak öğrenemiyor, şeklinde bir düşüncenin de yaygın olduğunu söyleyebiliriz.

İmam-1 (47, Solhan); “Aileler genelde bilinçsiz olduğu için eğitime yönelik beklentileri de net değil. Ancak okulda verilen eğitim ile halkın örf ve adetleri arasında yaşanan çelişkiyi halk hoş görmüyor, bu da bir tepkiye neden olabiliyor. Halk kendi yaşamına uygun bir eğitim beklentisi içerisindedir.” Bu durumun etkisi günümüzde azalmakla beraber geçmişte, pek çok insanın söz konusu nedenle okula gönderilmediğini söyleyebiliriz. Günümüzden 50-60 yıl önce sözü daha çok dinlenen dini liderlerin, okullarda verilen eğitimin, dini değerlere uygun olmadığı düşüncesini taşıması nedeniyle, pek çok insan eğitimsiz kalmıştır diyebiliriz.

133

Diğer İmam, “Eğitim sisteminin öğrencilerin kabiliyet ve yeterliliklerine hitap etmediğini bundan dolayı okulun bir ilim yuvası olma vasfını yitirdiğini düşünüyorum” (İmam 2, 25, Merkez) demektedir. Araştırma kapsamında yaptığımız derinlemesine görüşme ve gözlemlerde, özellikle eğitim seviyesi yüksek kişilerden bir kısmının bu düşünceyi taşıdığı görülmüştür. Söz konusu düşüncenin oluşmasında; sık sık yaşanan sistem değişiklikleri, etkin bir mesleki yönlendirme yapılamaması, öğrencilerin yeteneklerinin ortaya çıkarılamaması ve öğretme etkinliğindeki başarısızlıkların etkili olduğu söylenebilir. Eğitimin beklentileri karşılamadığını düşünen İmam-3; “Karşılamıyor olsa gerek ki kırsal kesimde birçok aile okuyup da ne olacak şeklinde düşünüyor” (İmam 3, 23, merkez). Ancak bu bakış açısı ifade edildiği gibi çok yaygın olmayıp bazı ailelerin böyle düşündüğü söylenebilir.

Odak gurup görüşmesinde (Odak Grup, EML, 11), katılımcılardan Ferhat; “Bazı veliler ‘gitsin diploma alıp gelsin’ diyor. Bazıları da ‘okusun adam olsun’ gözüyle bakıyor.” Başka bir katılımcı; “Veliler çocuğun geçip geçmediğine bakıyorlar.” Eğitimden ne bekledikleri belli değil, öylesine gönderenler yaygındır. Diğer katılımcı; “Kız çocuğu okusa ne okumasa ne diye bakanlar da var.” Bu düşüncenin oluşmasında, “okusa da bir yere gelemez”, “evlenince kıza kocası bakar” gibi anlayışlar etkilidir.

Muhtar Kadri; “Bence eğitim beklentileri karşılıyor, köyümdeki veliler ve öğrencilere bazen soruyorum da, verilen eğitimden memnunlar ve çoğu öğrenci başarılı” (Kadri, 48, Muhtar). Diğer muhtar ise “Köylüler iyi eğitim verilmediğini söylüyor, öğretmenlerin işi sahiplenmediğini, eğitim vermediğini söylüyorlar” (Ahmet, 48, Muhtar). Biri merkeze yakın, diğeri uzak olan iki köyün muhtarları, arasındaki tutum farkını köylerin eğitime verdiği öneme, şehre yakınlık - uzaklığa ve şehirle etkileşime bağlıyoruz.

Eğitimin, beklentileri karşılama durumunu tartıştığımız bu başlık altında edindiğimiz kanaate göre, “okuyup da ne olacak” şeklinde düşünüp çocuğunu okula göndermeyen veli sayısı fazla değildir. Araştırma boyunca etkisi araştırılan, erken evlilikler, cinsiyet ayırımları, geleneksel, dini ve okulun uzak oluşuna bağlı nedenler vb. birçok neden kızların liseye devamını olumsuz etkilemektedir. Ayrıca sadece beklentiyle alakalı olsa, erkeklerde kızlara yakın oranlarda okula gitmezlerdi. Mevcut verilerin, ortaöğretimde cinsiyetler arasında erkekler lehine 10 puanlık bir fark olduğunu göstermesi, okuyup da ne

134

Diğer bir husus da, eğitimin örf, adet ve gelenekler bağlamında, öğrenciye olumlu davranış kazandırmak açısından, beklentileri karşılamadığına yönelik toplumda var olan algıdır. Araştırmanın genelini göz önünde bulundurduğumuzda, bu konuda müfettiş, imamlar, muhtarlar ve veliler endişelerini dile getirmişlerdir. Çocuğun okulda iyi bir terbiye edinememesi, hatta bazı çocukların daha olumsuz davranışlara sahip olması, eğitimin öğrenciye olumlu yönde davranış kazandırma ve terbiye etme misyonuna, kuşkuyla bakılmasına neden olmaktadır. Ayrıca, çocuğun medyadan, sokaktan ve arkadaş çevresinden edindiği birçok olumsuz davranış da, bazen okula mal edilmekte, olumsuz davranışların okulda kazanıldığına yönelik bir algı oluşmaktadır.

Buna göre; “Bingöl yöresinde, kız çocuklarının ilköğretimi bitirmeleri yererli görülmektedir” varsayımının kısmen doğrulanmış olduğu söylenebilir.