• Sonuç bulunamadı

Yaralamanın, Mağdurun Duyularından veya Organlarından Birinin

A- TCK 87/1 Maddesinde Düzenlenen Haller

1- Yaralamanın, Mağdurun Duyularından veya Organlarından Birinin

Kasten yaralama fiilinin, mağdurun duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına neden olması neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama olarak düzenlenmiştir. Bunun için duyu veya organlardan birinin işlevinin sürekli zayıflamasına neden olunmalıdır. Bu düzenleme, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 456/2. maddesinde “havastan veya azadan birinin devamlı zaafını mucip olma” olarak kullanılan kavramın yerine kabul edilmiştir.

Duyu, görme, işitme, dokunma, tatma ve koklama olmak üzere insanın dış dünya ile olan ilişkisini sağlayan organların fizyolojik olarak yaptığı görevin tamamıdır. Duyular işlevlerini duyu organları vasıtasıyla yerine getiriler. Vücudumuzda, göz, kulak, burun, dil ve deri olmak üzere beş duyu organımız bulunmaktadır. Bu duyulardan görme ve işitme vücutta çift organla bu işlevlerini birlikte yerine getirmektedirler. Organlardan birinin zayıflaması diğerini de etkiler ve sonuçta duyu işlevi zayıflar. Görme ve işitme organları çift olmasına rağmen yaptıkları duyu işlevi tektir351.

Organ, insan vücudunda belirli anatomik ve fizyolojik yapıda olan, dokuların birleşmesinden oluşan ve belirli duyuların fizyolojik işlevlerini yerine getiren vücut bölümlerine denir. Vücuttaki organların çift olması halinde çift olan organların her birisi TCK açısından birer organdır352. Doktrin353, Adli Tıp Kurumu354 ve uygulamada Yargıtay355 vücutta çift olarak bulunan organlardan, tek göz, tek böbrek, tek el, tek ayak,

351 Yetim, Servet, “Duyu veya Organ İşlevinin Sürekli Zayıflaması ve Yitirilmesi Ayrımı”, İstanbul Barosu Dergisi, Cilt 80, Sayı 3, Yıl 2006, s.1058; Tezcan/Erdem/Önok, s.198; Meran, Kişilere Karşı Suçlar, s.175; Kaymaz/Gökcan, s.192; Artuç, Kişilere Karşı Suçlar, s.311; Baransel Isır, Aysun/Isır, Tamer, “Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunu Açısından Uzuv Zaafı ve Tatili Kavramları”, www.gapmyo.edu.tr/dergi4/makale.pdf- erişim tarihi 17.02.2009, s.4-5; Özbek, Yeni Türk Ceza Kanununun Anlamı, Cilt II, s.420; Parlar/Hatipoğlu, Asliye Ceza Davaları, s.85; H.Polat, s.176.

352 Artuç, Mustafa, “Organ veya Doku Ticareti”, Adalet Dergisi, Mayıs 2007, s.137; Özbek, Yeni Türk Ceza Kanununun Anlamı, Cilt II, s.420; Yetim, “Duyu veya Organ İşlevinin Sürekli Zayıflaması ve Yitirilmesi Ayrımı”, s.1056; Tezcan/Erdem/Önok, s.198; Baransel Isır/Isır, s.4; Parlar/Hatipoğlu, Asliye Ceza Davaları, s.85; H.Polat, s.176.

353 Yetim, Servet, “Ceza Hukukunun Kaynakları Açısından Müessir Fiillerin Yorumu”, Adalet Dergisi, Temmuz 2003, s.224; Centel/Zafer/Çakmut, Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, s.145; Özbek, Yeni Türk Ceza Kanununun Anlamı, Cilt II, s.422; Toroslu, Ceza Hukuku Özel Kısım, s.49.

354 Adli Tıp Kurumu, Adli Tıp Uzmanları Derneği ile Adli Tıp Derneği tarafından hazırlanan “Yeni Türk Ceza Kanunu’nda Tanımlanan Yaralama Suçlarının Adli Tıp Açısından Değerlendirilmesi ve Adli Rapor Tanzimi İçin Rehber” isimli kılavuzda “vücutta çift olarak bulunan organlardan birinin işlevini tamamen yitirmesi halinde, diğer organ fonksiyon görmeye devam edebilir. Ancak, bu durum da organ işlevinin zayıflaması değil, işlevin yitirilmesi sözkonusudur. Çünkü, Kanun metninde duyu ve organlardan birinin işlevinden söz edilmektedir.” görüşünü ortaya koymuştur.

355 “Vücutta çift olarak bulunan organlardan tek göz, tek böbrek, tek el, tek ayak, tek kulak gibi organlar Adli Tıp İhtisas Daireleri ile Adli Tıp Genel Kurulu ve süreklilik gösteren yargı kararlarında müstakil uzuv sayılmıştır.”, CGK, 26.06.1999 tarih ve 176/180 sayılı kararı, Kaymaz/Gökcan, s.201; “TCY’nin 456.

tek kulak gibi organları müstakil organlar olarak kabul etmektedir. Kanun Koyucu da “duyu veya organlardan birinin” demek suretiyle çift organların tek tek ele alınmasını sağlamıştır.

Duyu veya organın işlevinin zayıflamasından, kasten yaralama suçu öncesine göre işlevinde azalma meydana gelmesi, gereği gibi yapamama veya işlevi zayıf olmasına rağmen bu zayıflamanın ilerlemiş olması veya işlevi yerine getirmede güçlük yaşanması şeklinde anlaşılmalıdır356. Örneğin, işitme kayıpları, görme kayıpları, elin eskisi gibi hareket ettirilememesi gibi durumlarda zayıflama vardır.

İnsan vücudundaki bir parçanın organ sayılıp sayılmayacağı tıbbi bir meseledir. Bu konuda bilirkişi raporu alınmalıdır357.

Bu ağırlaşmış halin uygulanabilmesi için duyu veya organlardan birinin işlevinin sürekli zayıflaması gerekir. İşlevin geçici zayıflaması bu halin uygulanmasını gerektirmez. Zayıflamanın devamlılık göstermesi gerekir. İşlev zayıflığının tedavi ile giderilmesi halinde ise bu madde uygulanmaz. Ancak oluşan zayıflığın protez gibi araç ve aletlerle giderilmeye çalışılması durumunda da bu ağırlaşmış hal uygulama alanı bulur358.

Doktrinde tartışmalı durumlardan biri, dişlerin kırılması halinde duyu veya organ zayıflığının oluşup oluşmayacağıdır. Dişler hem çiğneme hem de konuşmada seslerin çıkarılması hususunda işlev görmektedir. Genel kabule göre organ sayılan dişlerden birinin kırılması durumunda, kişinin kendi özel durumuna bakmak gerekecektir. Bütün dişleri sağlam olan kişinin tek dişinin kırılması işlev zayıflığına yol açmayabilir. Ancak

maddesinde her iki el veya her iki ayağın fizyolojik çalışmalarındaki benzerliğe rağmen ayrı ayrı iş görme yeteneğinde olduğu, bu nedenle her birinin müstakil uzuv bulunduğu kabul edilmiştir. bunun gibi, vücutta çift olarak bulunan organlardan tek göz, tek böbrek, tek kulak gibi uzuvların da müstakil birer organ oldukları adli ve tıbbi uygulamalarda belirtilmiştir.”, CGK, 02.11.1999 tarih ve 183/250 sayılı kararı, Kaymaz/Gökcan, s.201.

356 Keskin-Kiziroğlu, s.197; Toroslu, Ceza Hukuku Özel Kısım, s.49; Artuç, Kişilere Karşı Suçlar, 312; Kaymaz/Gökcan, s.193.

357 Dönmezer, Kişilere ve Mala Karşı Cürümler, s.146; Artuç, Kişilere Karşı Suçlar, s.312; Centel/Zafer/Çakmut, Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, s.145; “eylemin uzuv kaybı, tatili ya da uzuv zaafı olup olmadığı hususunun hukuki ağırlıkta bir sorun olduğu gözetilerek, Adli Tıp Kurumu’ndan dalağın anatomi ve fizyoloji açısından uzuv(organ) olup olmadığı sorulmak, gerekirken duruşmaya devamla hüküm kurulması kanuna aykırıdır”, 4.CD, 23.10.1990 tarih ve 1990/4652-1990/5309 sayılı kararı, Dönmezer, Kişilere ve Mala Karşı Cürümler, s.146.

358 Artuç, Kişilere Karşı Suçlar, s.312-313; Tezcan/Erdem/Önok, s.199; Meran, Kişilere Karşı Suçlar, s.175; Centel/Zafer/Çakmut, Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, s.146; H.Polat, s.176; Özbek, Yeni Türk Ceza Kanununun Anlamı, Cilt II, s.423; Yetim, “Ceza Hukuku Kaynakları Açısından Müessir Fiillerin Yorumu”, s.222.

birkaç dişi bulunan kişinin bir dişinin kırılması halinde işlev zayıflamasından söz edilebilir. Ayrıca birden fazla dişin kırılması halinde de işlev zayıflaması olabilir359.

Duyu veya organın işlevinin zayıflaması ile kaybının birbirinden ayrılması hususunda yaşanan güçlük nedeniyle Adli Tıp Kurumu, Adli Tıp Uzmanları Derneği ile Adli Tıp Derneği tarafından hazırlanan “Yeni Türk Ceza Kanunu’nda Tanımlanan Yaralama Suçlarının Adli Tıp Açısından Değerlendirilmesi ve Adli Rapor Tanzimi İçin Rehber” isimli kılavuzda “Organdaki veya ekstremitelerdeki anatomik kayıp ve/veya fonksiyonel bozukluğun o organ veya ekstremitenin kendi anatomik yapısı ve/veya fonksiyonuna göre %10-50 arasısındaysa işlevin sürekli zayıflaması, %50’nin üstünde ise işlevin yitirilmesi360” olarak değerlendirilmiştir.

Uygulamada duyu veya organın işlevinin sürekli zayıflayıp zayıflamadığı hususunda Adli Tıp Kurumu’ndan olay tarihinden itibaren 18 ay geçtikten sonra bilirkişi raporu alınmaktadır. Verilen rapora göre de nitelikli hal uygulama alanı bulmaktadır361.

2- Yaralamanın, Mağdurun Konuşmasında Sürekli Zorluğa Neden Olması