• Sonuç bulunamadı

Mağdurun TCK 86/1 ve 86/3 Maddesi Kapsamında Yaralanması

D- Kasten Yaralama Sonucunda Ölüm Meydana Gelmesi

2- Mağdurun TCK 86/1 ve 86/3 Maddesi Kapsamında Yaralanması

TCK 87/4. maddesi failin cezalandırılabilmesi için 86/1 ve 86/3. maddeye gönderme yapmıştır. Bu nedenle, kasten yaralama sonucunda mağdurdaki yaralanmanın basit tıbbi müdahaleyi aşacak nitelikte olması gerekir. Kasten yaralamanın ağırlaştırıcı nedenlerle birlikte işlenmesi halinde de yaralanmanın basit tıbbi müdahaleyi aşması halinde fail daha fazla ceza ile cezalandırılacaktır.

31.03.2005 tarih ve 5328 Sayılı Kanun öncesinde Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesinin temel şekli ile ağırlaştırıcı halleri düzenlenmişti. Söz konusu Kanun ile 86. maddeye 2. fıkra olarak yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olması hali eklenmiştir. Aynı Kanun ile TCK 87/4. maddesinde 86. maddeye gönderme yapılırken 1. ve 3. fıkralar sayılmıştır. Yaralamanın basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olması halinin düzenlendiği 2. fıkraya ise bilinçli olarak gönderme yapılmamıştır. Kanun koyucu, kasten yaralama sonucunda mağdurun basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte yaralanması neticesinde ölüm meydana gelmesi halinde faili sorumlu tutmamayı istemiştir411.

408 Tezcan/Erdem/Önok, s. 213.

409 “Bir etkili eylemin nitelik ve şiddeti, ölümü “beklenir sonuç” haline getirmiş ve tıbbi müdahaleye rağmen şahıs kurtarılamayarak ölmüşse, failin öldürme kastıyla hareket ettiğini kabullenmek ve bu doğrultuda ceza yaptırımına yönelmek zorunludur”, CGK, 12.06.1995 tarih ve 1/119-198 sayılı kararı, Gültaş/Canbeldek, s.591-592.

410 “Sanığın ayırmaya yönelik hafifçe itme eyleminden sonra maktulün tanık Gökçe’ye yeniden saldırmaya yeltendiği yolundaki tanık anlatımları da bu tespiti doğrulamaktadır. Bu nedenle sanık hakkında TCK’nun 452. maddesi uygulanamaz. Yukarıdaki açıklamalara göre, maktule yönelik itme eylemini suçun manevi öğesi olan kast unsuru gerçekleşmediğinden sanık, müessir fiil suçundan da sorumlu tutulamaz.”, CGK, 25.11.1997 tarih ve 1/166-258 sayılı kararı, Gültaş/Canbeldek, s.585.

411 Tezcan/Erdem/Önok, s.210; Kaymaz/Gökcan, s.248; Kaymaz, “5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 87/4. Maddesinde Düzenlenen Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama Suçu”, s.88.

Yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olması halinde bu suçtan dolayı failin sorumluluğu yoktur. Ölüm neticesinin gerçekleşebileceğini öngörmesi gerekirken öngörmemesi halinde taksirle öldürmeden, öngördüğü neticenin gerçekleşmeyeceğini düşünerek hareket etmesi halinde ise bilinçli taksirle öldürmeden sorumlu olur. Bu durumda, TCK 86/3. maddesindeki ağırlaştırıcı hallerinde uygulanma ihtimali de kalmamaktadır412. Ölüm neticesinin öngörülmesi mümkün değilse, failin ağır neticeden sorumluluğu bulunmamakla birlikte, gerçekleştirdiği kasten yaralama suçundan dolayı sorumlu olacaktır413.

Kasten yaralamanın TCK’nın 86/1. maddesi kapsamında olup olmadığı alınacak doktor raporuna göre belirlenecektir414. Yapılacak otopsi sırasında her bir yaralanmanın öldürücü nitelikte olup olmadığının yanında TCK 86/1 veya 86/2. maddesi kapsamında basit tıbbi müdahale ile giderilebilir olup olmadığının tek tek belirtilmesi de gerekir.

Kasten yaralamanın teşebbüs aşamasında kaldığı durumlarda da failin kastının TCK 86/1. maddesi kapsamında olduğunun tespiti halinde sorumlu olacağı savunulmaktadır. Bu görüşe göre415, teşebbüs aşamasında kalan yaralanma sonucunda ölüm meydana gelmişse fail TCK 87/4. maddesi gereğince sorumlu olabilir.

Kasten yaralamanın teşebbüs aşamasında kalması halinde, ortada yaralama mevcut değildir. Bu nedenle, failin kastından yola çıkarak yaralanmanın TCK 86/1. maddesine yönelik olduğunun tespiti ile ölüm neticesinden sorumlu tutulamayacağı kanaatindeyim416. Teşebbüs halinde kasten yaralamanın mağdur üzerindeki etkisinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ortada yaralanma bulunmadığından gerçekleşebilecek neticenin 86/1 veya 86/2. madde kapsamında olup olmayacağı şüphelidir. Bu durumda şüpheden sanık yararlanır. Aynı zamanda sanığın yararına olarak düşünürsek yaralanma 86/2. maddesi kapsamındadır.

Doktrindeki kanaat ise 86/2 kapsamında bir yaralanma neticesi ölümün gerçekleşmesi halinde failin taksirle öldürme suçundan sorumlu tutulması gerektiği yönündedir. Kaymaz’a göre, “TCK.nun 86/2. maddesindeki bir yaralama sonucu mağdurun ölmesi halinde 87/4. maddesindeki suç oluşmaz; koşulları mevcut ise taksirle

412 Artuç, Kişilere Karşı Suçlar, s.330. 413 Hakeri, Ceza Hukuku, s.182. 414 Keskin-Kiziroğlu, s.192.

415 Artuç, Kişilere Karşı Suçlar, s.330; Tezcan/Erdem/Önok, s.209. 416 Kaymaz/Gökcan, s.252; Meran, Kişilere Karşı Suçlar, s.189.

adam öldürme suçu söz konusu olabilir”417. Özgenç’e göre, “hafif yaralama(m. 86, f. 2) sonucunda (örneğin karın boşluğuna vurulan bir yumruğun etkisiyle) mağdurun ölmesi halinde, meydana gelen ölüm neticesinden ancak taksirle öldürme suçuna göre (m. 85, f. 1) sorumluluk söz konusu olabilir418”. Hakeri’ye göre, “kasten yaralama basit tıbbi

müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olduğu takdirde, hiçbir zaman için 87/4. madde uygulama alanı bulamayacak, şartları gerçekleştiği takdirde olsa olsa taksirle öldürme kabul edilebilecektir419”. Centel/Zafer/Çakmut’a göre, “TCK m.86/2’de yer alan basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek bir biçimde gerçekleştirilen yaralama sonucu ölüm neticesi ortaya çıkarsa, 87/4’ün uygulanması söz konusu olmayacaktır. Bu durumda failin, koşulları varsa, taksirle ölüme sebebiyetten dolayı sorumlu tutulması söz konusu olabilir (TCK m. 85)420. Tezcan/Erdem/Önok’a göre, “failin ölüm neticesini öngörmesi mümkün olmakla birlikte, objektif özen yükümlülüğüne aykırı davranışı sebebiyle (yani, kendi taksiriyle) bu neticeyi öngörmemişse, taksirle yol açılan neticeden ötürü faili, taksirle öldürme hükmü uyarınca sorumlu tutmak mümkündür421”. Artuk/Gökcen/Yenidünya’ya

göre, “hafif yaralama sonucunda mağdurun ölmesi halinde, fail meydana gelen ölüm neticesinden ancak taksirle ölüme sebebiyet verme suçuna göre sorumlu tutulabilir422”.

Bir diğer görüş ise 86/2 derecesinde yaralanma sonucunda ölüm gerçekleşmesi halinde de 87/4. maddenin uygulanabileceğini savunmaktadır. Parlar/Hatipoğlu’na göre, “Teşebbüs aşamasında kalmış yaralama ve basit tıbbi müdahaleyi gerektiren yaralama hallerinde de meydana gelen ölüm neticesinin oluşumuna failin icra ettiği fiilin sebebiyet vermesi koşuluyla 87/4.fıkra hükmünün uygulanması mümkündür.423

Doktrinde benim de katıldığım görüşe göre, TCK 86/2. maddesi kapsamında yaralanma neticesinde ölüm meydana gelmesi hali için TCK 87/4 açısından yeni bir düzenlemeye gidilmesi gerektiği belirtilmektedir. Kasten yapılan eylem sonucunda taksirle öldürmeden sorumlu tutulmanın karışıklığa ve adaletsizliğe neden olduğu

417 Kaymaz, “5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 87/4. Maddesinde Düzenlenen Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama Suçu”, s.115-116.

418 Özgenç, Ceza Hukuku, s.251. 419 Hakeri, Ceza Hukuku, s.184.

420 Centel/Zafer/Çakmut, Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, s.158. 421 Tezcan/Erdem/Önok, s.210.

422 Artuk, Mehmet Emin/Gökcen, Ahmet/Yenidünya, A. Caner, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Turhan Kitabevi, 3.Bası, Ankara 2007, s.522.

vurgulanmıştır424. Yukarıda açıkladığımız şekilde TCK 87/4 maddesi kasıtlı bir suç olarak kabul edilmektedir. TCK 85. maddesi ise taksirli bir suçtur. Her iki suçun ceza neticeleri ve kişiselleştirilmesi birbirinden farklıdır. Bu nedenle ceza adaleti gereği sağlanamamaktadır. TCK 87/4. maddesinde değişikliğe gidilerek TCK 86/2. maddesinin de neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç olarak bu kapsama alınması yerinde olacaktır425.

Bu konuda önemli bir diğer husus ise, kasten yaralamanın TCK 87. maddesindeki ağırlaşmış sonuçları meydana getirmesi sonucunda ölümün meydana gelmesidir. Bu durumda, yaralanmanın TCK 86/1. maddesi kapsamında olduğunu kabul edersek, failin 87/4. maddesi gereğince sorumlu olması mümkündür426. Ancak, failin TCK 87/1-2-3. maddelerindeki yaralanmalara yönelik kastının bulunması halinde, ölüm neticesinin gerçekleşme ihtimalinin yüksek oluşu nedeniyle failin olası kastının bulunup bulunmadığına bakılmalıdır. Örneğin, kolu kesilen mağdurun kan kaybından ölmesi durumunda, failin kastının sadece mağdurda organ kaybına yönelik olduğunu söyleyemeyiz. Fail, mağdurun kan kaybından ölebileceğini öngörmüş ve kabullenmiştir. Bu durumda olası kastla öldürme suçundan sorumludur427.