• Sonuç bulunamadı

Birleştirme I ve I : Grup içinde yüksek düzeyde bağımlılık

1.3. KAVRAM ÖĞRETİMİ

1.8.1. Yapılandırmacılıkla ve Tarih Öğretimiyle İlgili Çalışmalar

Yanpar-Şahin (2001a) tarafından yapılan ‘’İlköğretim Sosyal Bilgiler Dersinde Oluşturmacı Yaklaşımın Otantik Değerlendirme Süreçlerini Kullanarak Öğrenciler Üzerinde Etkisinin Belirlenmesi’’ konulu araştırmada, “Deney grubu ile kontrol grubu öğrencileri arasında; ders süreci ve ünite hakkındaki açıklamalar yönünden ne gibi farklılıklar vardır? Deney grubu öğrencilerinin portfolyo konusundaki düşünceleri nasıldır?” sorularına cevap aranmıştır. Nitel değerlendirmenin yapıldığı araştırmada veri toplama araçları olarak gözlem kayıtları, dosya incelemeleri resimler ve kompozisyonlar kullanılmıştır. Araştırmaya deney grubundan 30 öğrenci, kontrol grubundan ise 34 öğrenci katılmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre deney grubu ile kontrol grubu öğrencileri arasında; ders süreci ve ünite hakkındaki açıklamalar yönünden uygulama öncesi ve sonrasında fark bulunamamıştır. Portfolyo konusunda öğrencilerin olumlu düşündükleri ve derse karşı motive oldukları belirlenmiştir.

Yanpar - Şahin (2001b) 5. sınıf Sosyal Bilgiler dersinde oluşturmacı yaklaşımla işlenen derslerin öğrencilerin bilişsel ve duyuşsal öğrenmeleri üzerindeki etkisini çeşitli yönlerden incelemiştir. Gözlem ve kontrol gruplu deneysel desen kullanılan bu çalışma 5.sınıflarda, 2000–2001 öğretim döneminde Zonguldak-Ereğli’deki iki sınıf devlet okulundan ve iki sınıf da özel okuldan olmak üzere toplam 4 sınıfta yapılmıştır. Veri toplama aracı olarak Sosyal Bilgiler Başarı Testi, Sosyal Bilgiler Tutum Ölçeği, Akademik Benlik Kavramı Ölçeği ve Gözlem Kayıtları kullanılan araştırmada gözlem, dijital kamera ile yapılmıştır. Araştırmada, devlet okulu deney grubu öğrencileri ile kontrol grubu öğrenciler arasında hem başarı hem tutum yönünden deney grubu lehine anlamlı farklılık olduğu saptanmıştır. Başarı açısından özel okul deney grubu, tutum yönünden ise en çok devlet okulu deney grubunun yüksek düzeyde olduğu görülmüştür. Uygulama ile öğrencilerin aktif hale geldikleri için duyuşsal alanda farklılık ortaya çıkmıştır. Gözlem kayıtlarının incelenmesi ile

deney grubundaki öğrencilerin, hazırlıklarını ön bilgilerinin yardımıyla araştırarak, inceleyerek, yorumlayarak kendileri yapmakta ve sürekli oluşturma içinde oldukları görülmüştür. Kontrol grubundakiler ise geleneksel süreci izlemektedirler. Araştırmacının elde edilen bulgulardan yola çıkarak öğretmenin rolünün artık öğreticilik olmadığını, rehberlik olduğunu ve bu doğrultuda öğrencilerin ileri düzeyde duyuşsal, bilişsel ve devinişsel işlemler yapması için ortamlar oluşturması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Ders ve etkinlikleri zevkli hale getirmek için öğrencilere farklı materyal ve aktiviteler sunulmalıdır.

Kıyıcı’nın (2004) ‘’Fen Bilgisi Öğretiminde Oluşturmacı Yaklaşım Uygulamasının Akademik Başarıya Etkisinin Belirlenmesi’’ ile ilgili yaptığı araştırmaya Sakarya Üniversitesi Vakfı Kolejinin 6. sınıfından deney ve kontrol grubuna 43 öğrenci katılmıştır. Öntest ve sontest desenli araştırmada, veri toplama aracı olarak Fen Bilgisi Başarı Testi kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre deney grubundaki öğrencilerin geleneksel yöntemin uygulandığı kontrol grubuna göre daha fazla başarı elde ettiği görülmüş, öğrenme motivasyonunun ve öğrenmede kalıcılığın arttığı belirlenmiştir.

Arslan ve Yanpar-Şahin (2004) ‘’Oluşturmacı Yaklaşıma Dayalı İşbirlikli Öğrenmenin İlköğretim 5.Sınıf Öğrencilerinin Duyuşsal Öğrenmelerine Etkilerini’’ortaya çıkarmayı hedefledikleri çalışmalarını ilköğretim 5. sınıf öğrencileri ile yapmışlardır. Veri toplama araçları nicel ölçümler için tutum ölçeği ve nitel ölçümler için gözlem, açık uçlu görüşme soruları ve çalışma dosyalarından oluşmaktadır. 15 gün uygulanan yöntemde işbirlikli öğrenme tekniklerinden oluşan birlikte öğrenme ve grup araştırması tekniği kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre deney grubu öğrencileri, kontrol grubu öğrencilerine göre olumlu tutum geliştirmişler ve derse ilgilerini artırmışlardır. Uygulanan işbirlikli grup çalışmalarıyla öğrencilerin fikirlerini paylaşma, tartışma, sunum yapma, fikrini savunma, düşüncesini ifade etme, arkadaşlarının fikirlerine saygı duyma, soru sorma, ortak ürün oluşturma ve yaratıcılıkla ilgili becerilerde ilerleme kaydettikleri belirlenmiştir. Araştırma sonunda elde edilen verilere göre; deney grubu

öğrencilerinde lehine başarı artışı görülmüş ve deney grubundaki öğrencilerin derse karşı olumlu tutum geliştirdikleri tespit edilmiştir.

Arzu Ekinci (2006), “İlköğretim Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programının Yapılandırmacı Yaklaşım Bağlamında Değerlendirilmesi” adlı çalışmasında İlköğretim Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programını öğretmen görüşlerine göre değerlendirmek ve bu programın yapılandırmacı yaklaşıma uygunluğunu incelemek amacıyla yaptığı alan araştırmasında, 2005–2006 öğretim yılında Eskişehir il merkezi, ilçe ve köylerindeki 123 devlet okulunda görev yapmakta olan ve 4.-5. sınıfları okutan 295 sınıf öğretmeninden anket yoluyla elde edilen veriler için t testi ve varyans analizinden yararlanmış, araştırma sonucunda öğretmenler 2004 Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programının “kazanımlar” ve “içerik” boyutunu olumlu bulmuşlar; özellikle içerikteki ezbere dayalı konuların kaldırılmasını programın olumlu yönü olarak belirtmişlerdir. Ancak yapılandırmacı yaklaşımda öğrencilerin neyi ne zaman öğreneceklerine kendilerinin karar vermeleri gerekirken süreci öğretmenlerin yönettikleri sonucuna ulaşılmış bazı etkinliklerin öğrencilere hitap etmediği sonucuna varılmıştır. Ölçme ve değerlendirmede yapılandırmacı yaklaşımın öngördüğü üzere süreç değerlendirmesi yoluna gidildiği gözlenirken, özellikle formların çokluğundan ve zaman yetersizliğinden kaynaklanan sorunların yaşandığı da elde edilen bulgular arasındadır. Ayrıca yapılandırmacı yaklaşım temel alınarak hazırlanmış olan programın bu anlayışa göre uygulanabilmesi için gerekli olan araç gereçlerin yetersiz ve sınıfların kalabalık oluşu, programın öğrenme öğretme sürecinde karşılaşılan en büyük problemlerinden olup, yine programın birleştirilmiş sınıfları dikkate almamış olması programın eksik yönü olarak tespit edilmiştir.

Behsat Savaş’ın (2006), “İlköğretim 4. Sınıfta Bütünleştirilmiş Ünite Ve Yapılandırmacı Yaklaşımın Öğrencilerin Öğrenme Düzeylerine, Öğrenmeye Karşı Tutumlarına, Akademik Özgüvenlerine Etkisi” adlı ve 4. sınıf Sosyal Bilgiler Dersi “Yakın Çevremiz” ünitesi süresince, bütünleştirilmiş ünite ve yapılandırmacılık temelli öğretim etkinliklerini birlikte ve ayrı ayrı test etmek amacıyla öntest-sontest kontrol gruplu model kullanarak yaptığı araştırmasına göre, araştırma sonucunda

bütünleştirilmiş ünite ve yapılandırmacılık temelli öğretim süreci ile bütünleştirilmiş ünite ve geleneksel öğretim sürecinin uygulandığı deney grupları lehine başarı, tutum ve akademik özgüven puan ortalamalarında kontrol grubuna göre anlamlı düzeyde farklılık gözlenmiştir.

Dilşat Şems’in (2006) Lise 1. Sınıf Biyoloji Dersi Canlıların Temel Bileşenleri” konusunun öğretiminde yapılandırmacı yaklaşımın etkisini geleneksel öğretim yöntemiyle karşılaştırmak amacıyla, öntest-sontest kontrol gruplu desende,yaptığı “Lise 1 Biyoloji Dersi Canlıların Temel Bileşenleri Konusunun Öğretiminde Yapılandırmacı Yaklaşımın Etkisi” adlı çalışmaya göre öğrencilerin biyoloji konularını anlamlı öğrenmelerinde, yapılandırmacı yaklaşıma dayalı 5E öğrenme halkası modelinin geleneksel öğretimden daha etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Ezlam Susam tarafından (2006), Lise 1 Kimya Dersinde yapılandırmacı yaklaşıma dayalı bir programın öğrenci başarısına etkisini belirlemek amacıyla, Malatya Anadolu Lisesi 1. sınıfta öğrenim gören toplam 60 öğrencilik bir örneklemden oluşan, deney ve kontrol gruplu öntest, sontest deseni kullanılarak yapılan “Lise 1 Kimya Dersinde Yapılandırmacı Yaklaşıma Dayalı Bir Programın Öğrenci Başarısına Etkisi” adlı araştırmada yapılandırmacı yaklaşıma dayalı bir programın öğrenci başarısı üzerinde istatistiksel açıdan manidar bir fark yarattığı bulunmuştur.

Ali Arslan (2004) tarafından yapılan “Oluşturmacı (Constructivist)Yaklaşıma Dayalı İşbirlikli Öğrenmenin İlköğretim Sosyal Bilgiler Dersindeki Etkileri” adlı tez çalışmasında çağımızın gereklerine uygun olduğunu düşündüğümüz oluşturmacı (Constructivist) öğrenme yaklaşımının temele alındığı işbirlikli öğrenme yönteminin İlköğretim Sosyal Bilgiler dersindeki kullanımının öğrenciler üzerindeki etkileri araştırılmaktadır. Öntest- son test kontrol gruplu deney deseni kullanılan çalışmanın sonuçlarına göre oluşturmacı yaklaşıma dayalı işbirlikli öğrenmenin Sosyal Bilgiler Dersinde çok yönlü olumlu etkileri olduğu sonucuna varılmıştır.

Yaşar (2005) “Sosyal Bilgiler Programı Ve Öğretimi” adlı çalışmasında yeni ilköğretim sosyal bilgiler programını incelemiş önceki sosyal bilgiler programları ile de karşılaştırmalar yapmıştır. Yaşar programın yapılandırmacı bir anlayışla hazırlanmasını eğitim bilimlerindeki gelişmeler ile örtüşmesi bakımından olumlu bulurken bazı sorunları da içerdiğini belirtmiştir. Yaşar’a göre kazanımların öğretmene hazır olarak verilmesinin yapılandırmacı yaklaşımda yer alan öğrenciye göre öğretim ilkesine ters düştüğü açıklanmıştır. Ayrıca kazandırılacak beceri ve değerlerde kullanılan “doğrudan” ifadesini de aynı şekilde öğrenci merkezli eğitime ters düşmekle eleştirilmiştir. Diğer yandan bu beceri ve değerlerin kazandırılmasının bir süreci içerdiği ve bir ünitede kazandırılmasının olanaksız olacağı vurgulanmıştır. Programda güncel olaylara öğrenme öğretme sürecinde yer verilmesinin olumlu bir yön olduğu vurgulanmıştır. Ancak programda verilmeyen ve çevresel etmenler göz önünde tutularak hazırlanabileceği söylenen etkinliklerde öğrencilerin rollerinin ne olacağının belirlenmemiş olması eleştirilmiştir. Yine ölçme ve değerlendirmenin sürece dayalı olması olumlu bulunmuş ancak not sistemine dönüştürülmesindeki belirsizliklerin güçlüklere neden olacağı belirtilmiştir.

Gülten Ertekin (2006) tarafından; “Çemberde Temel Kavramlar” konusunun, yapılandırmacı sınıf ortamında Grafik Hesap Makinesi kullanılarak öğretimi ile geleneksel yöntemle öğretimi arasında anlamlı bir fark olup olmadığını belirlemek amacıyla gerçekleştirilen “Yapılandırmacı Sınıf Ortamında Çemberde Temel Kavramların Grafik Hesap Makineleri İle Öğretimi” adlı tez çalışmasında, öntest ve sontest kontrol guruplu deneysel desen kullanılmış, test uygulamalarından hemen sonra deney gurubuna “Durum Araştırması Anketi”, kontrol gurubuna“Ders Süreci Değerlendirme Anketi” uygulanmış, Araştırmanın sonucunda yapılandırmacı sınıf ortamında Grafik Hesap Makinesi kullanılarak öğretim yapılan deney grubu ile geleneksel öğretim yapılan kontrol deney gurubunun daha başarılı olduğu tespit edilmiştir.

Halil İbrahim Sağlam (2006), tarafından Türkiye’de ilköğretim okullarında davranışçı ve yapılandırmacı sosyal bilgiler öğretim uygulamalarını öğretmen ve öğrenci görüşleri çerçevesinde karşılaştırarak, ortaya çıkan görüşler ışığında sosyal bilgiler öğretim uygulamalarının daha etkili hale getirilmesi konusunda çözüm önerileri sunmak amacıyla 4. ve 5. sınıf öğretmenleri ile bu sınıflarda okuyan öğrencilerin görüşlerinin incelenmesine yönelik anket modeline uygun, betimsel bir araştırma olarak hazırlanan “Türkiye’deki Davranışçı Ve Yapılandırmacı Sosyal Bilgiler Öğretim Uygulamalarının Değerlendirilmesi” adlı doktora tezi çalışmasına göre, öğrenci görüşleri bakımından yapılandırmacı sosyal bilgiler öğretim uygulamalarının motivasyon, içerik, eğitim durumu ve değerlendirme boyutlarında davranışçı sosyal bilgiler öğretim uygulamalarından; öğretmen görüşleri bakımından yapılandırmacı sosyal bilgiler öğretim uygulamalarının değerlendirme boyutu dışında davranışçı sosyal bilgiler öğretim uygulamalarından daha etkili olduğu görülmüştür.

Erdoğan Tezci (2002), "Oluşturmacı Öğretim Tasarım Uygulamasının İlköğretim Beşinci Sınıf Öğrencilerinin Yaratıcılıklarına ve Başarısına Etkisi," adlı tez çalışmasında oluşturmacı öğretim tasarımını, geleneksel öğretim uygulamalarıyla karşılaştırılarak yaratıcılık ve performans açısından etkililik derecesini belirlemeye çalışmış. Araştırmada öntest son test kontrol grup deney deseni kullanılmıştır. Deney grubunda oluşturmacı öğretim tasannu, kontrol grubunda ise geleneksel öğretim yöntemi uygulanmıştır. Araştırmada öğrencilerin sözel yaratıcılıklarını ölçmek için Torrance Yaratıcı Düşünme Testi (TYDT) Sözel A Formu kullanılmıştır. Öğrencilerin basanlarını ölçmek için geliştirilen hikâye yazma, karşılaştırma görevlerine yönelik yazma, çıkarsama görevlerine yönelik yazma, özet yazma ve demokrasi konusunda ikna edici yazma görevlerine yönelik olarak performans yönergesi kullanılmıştır. Öğrencilerin içerik bilgisini nasıl oluşturduklarına ilişkin hem nicel hem de nitel bulgular bir arada kullanılmıştır. Bulgular, basarı ve yaratıcılık olarak ele alındığında deney grubu lehine anlamlı çıkmıştır. Deney

grubuna uygulanan testlerde sonuçlar son test lehine anlamlı çıkmıştır. Hikâyelerle ilgili içerik bilgisinin oluşturulmasına ilişkin olarak deney grubu öğrencileri kontrol grubu öğrencilerine göre daha derinlemesine içerik bilgisi oluşturmuşlardır.

Dilek Yılmaz(2005), tarafından İlköğretim 8. sınıf kademesinde bulunan öğrencilerin Atatürk İlke ve İnkılâplarını nasıl kavradıklarını ve kavrama düzeylerinde nelerin etkili olduğunu belirlemeyi amacıyla yapılan, tarama modelinde yapılan ve verilerin tutum anketi ve başarı anketiyle toplandığı “İlköğretim 8. Sınıf Öğrencilerinin Atatürk İlke ve İnkılâplarını Kavrama Düzeyleri” adlı tez çalışmasında, öğrencilerin Atatürk İlke ve İnkılâpları ile ilgili hususlar içinde bazı konuları, özellikle Atatürk'ün Milliyetçilik ve Laiklik ilkelerini tam olarak kavrayamadıkları belirlenmiştir. Araştırmacı öneri olarak “Atatürk İlke ve İnkılâplarının önemini anlatan etkinlikler” yapılabileceğini belirtmiştir.

Celalettin Çelebi (2006) tarafından yapılan “Yapılandırmacılık Yaklaşımına Dayalı İşbirlikli Öğrenmenin İlköğretim 5. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersinde Öğrencilerin Erişi Ve Tutumlarına Etkisi” adlı tez çalışmasında, yapılandırmacılık yaklaşımına dayalı işbirlikli öğrenmenin ilköğretim 5. sınıf Sosyal Bilgiler dersinde öğrencilerin erişi ve tutumlarını ne derecede etkilemektedir? Sorusuna cevap aranmış, araştırmada Sosyal Bilgiler Başarı Testi, Sosyal Bilgiler Tutum Ölçeği, Öğrenci Görüşleri Anketi ile Süreç Değerlendirme ölçekleri olmak üzere çoklu veri toplama araçları kullanılmıştır. öntest- sontest kontrol guruplu deneysel desende yapılan çalışma sonuçlarına göre, yapılandırmacılık yaklaşımının öğrencilerin başarılarını artırdığı ve öğrencilerin derse karşı tutumları olumlu yönde etkilediği ortaya çıkmıştır.

Bülent Akbaba (2003) tarafından, tarih öğretiminde fotoğraf kullanımının öğrenci başarısına etkisi, geleneksel öğretim yöntemiyle karşılaştırmak amacıyla öntest- sontest kontrol gruplu deneysel desen kullanılarak yapılan araştırmada tarih öğretiminde fotoğraf kullanılarak yapılan öğretim yöntemiyle öğrenim gören

öğrenciler, geleneksel öğretim yöntemiyle öğrenim gören öğrencilerden daha başarılı olmuşlardır.

Hasan Işık (2001), tarafından “yerel tarih öğretimi ile ilişkilendirilen bir sosyal bilgiler programı, öğrencilerin başarısını ve tarih derslerine ilişkin tutumlarını etkilemekte midir?” sorusuna cevap aramak amacıyla, öntest-sontest kontrol guruplu deneysel desende yapılan, “Yerel Tarih Konularının Sosyal Bilgiler (6. Sınıf) Programı Tarih Üniteleri İle İlişkilendirilmesine Yönelik Bir Uygulama” adlı araştırmada, öğrencilerin konuların yerel tarihle ilişkilendirilmiş bir şekilde öğrenim gördüklerinde akademik olarak daha başarılı ve derse karşı daha ilgili oldukları belirlenmiştir.

Demirhan Yılmaz (2004) tarafından yapılan “Tarihi Fıkraların Tarih Öğretimindeki Yeri ve Kullanımı” adlı tez çalışmasında, tarih öğretiminde örnek olay ve benzetişim metotları çerçevesinde tarihi fıkraların öğretim materyali olarak kullanımının tarih öğretimine farklı bir boyut kazandıracağını dile getirmiştir.

Kenan Kılınç tarafından (2006), tarih öğretiminde materyal olarak karikatür kullanımının öğrenci başarısına etkisi, geleneksel öğretim yöntemiyle karşılaştırılarak incelenmesi amacıyla, öntest-sontest kontrol gruplu deneysel desen kullanılan “ Tarih Öğretiminde Karikatür Kullanımı” adlı araştırmada, tarih öğretiminde “karikatür” kullanılarak yapılan öğretim yöntemi ile öğrenim gören öğrenciler, geleneksel öğretim yöntemiyle öğrenim gören öğrencilerden daha başarılı olmuşlardır.

Mustafa Gençtürk (2005), tarafından tarih öğretiminde biyografi kullanılması yönteminin öğrenci başarısına etkisinin incelenmesi amacıyla, öntest-sontest kontrol guruplu deneysel desende yapılan, “Tarih Öğretiminde Biyografi Kullanımı” adlı araştırmada biyografi kullanılarak öğretim yapılan sınıfların daha başarılı oldukları tespit edilmiştir.

Sezai Öztaş (2007) tarafından, filmlerle öğrenme etkinliklerinin tarih öğretiminde öğrencilerin başarılan üzerindeki etkisini belirlemek amacıyla, öntest- sontest kontrol guruplu deneysel desen modelinde gerçekleştirilen, “Tarih Öğretimi Ve Filmler: Tarih Öğretiminde Film Kullanılmasının Öğrenci Başarısı Üzerine Etkisi” adlı doktora tezi çalışmasında, filmin öğretim metodu olarak kullanıldığı deney gurubunun (konular öğretilirken film durdurularak ve üzerinde konuşulup, tartışılarak yapılan gösterimin) diğer guruplara göre daha etkili bulunduğu belirlenmiştir.

Umut Diriöz (2006) tarafından yapılan “Tarih Öğretiminde Eleştirel ve Yaratıcı Düşüncenin Geliştirilmesi” adlı tez çalışmasında, kişisel bilgiler sorgusu, anket, bilgi testi, tutum ölçeği, (öntest, son test), açık uçlu soru formları olmak üzere beş çeşit veri toplama tekniği kullanılmıştır. Yaratıcı düşünceyi geliştirme sürecini incelemek amacıyla öğretmenler ve öğrencilerden elde edilen veriler doğrultusunda tarih dersi konularının öğretiminde, eleştirel ve yaratıcı düşünce nasıl geliştirilebilir? Tarih öğretiminde eleştirel ve yaratıcı düşünme becerilerini temel alan bir öğretim uygulaması ile geleneksel anlayışı temel alan bir öğretim uygulaması arasında anlamlı bir farklılıklar var mıdır? Sorularının cevapları aranmış, araştırma sonucunda Tarih öğretmenlerinin, tarih öğretiminde proje çalışmalarını, tarihsel kaynak inceleme, kanıt toplama, yazma ve sunma etkinliklerini oldukça az kullandıkları, tarih öğretimi sırasında tarihsel olay, olgu ve düşünceleri öğrencilerin nasıl yorumladıklarını anlamak için resim okuma, kavram haritası oluşturma, öğrencilere tamamlatma, empati kurma gibi etkinlikleri konuya uygun olarak yeterince kullanmadıkları; öğretmenlerin tarih öğretimi sırasında, öğrencileri değişik karakterlerin rollerine büründürerek rol yapma gibi teknikleri gerektiği kadar uygulamadıkları,tarihsel bir olay anlatıldığında öğrencileri tartışma ortamına çekme, olaylar arasında karşılaştırmalar yapma, karar verme, savunma, eleştirme gibi öğrenciyi aktif kılan etkinlikleri az kullandıkları, tarihi bir olay hakkında öğrencilere çokça sorular sorarak farklı görüşler üretme, olmamış bir olayın olabilirliliğini düşündürerek sonuçları tahmin ettirme, farklı görüşleri karşılaştırma faaliyetlerini çok az yaptırmakta olduklarını, ders kitabı dışında farklı materyalleri(tarihsel roman, şiir, film, belgesel, resim, harita) kullanma, öğrencileri kaynaklara yönlendirerek

birer tarihçi gibi çalışma etkinliklerini gerektiği kadar yapmadıkları, okul dışı ortamları, müzeleri, tarihi yerleri, oldukça az kullandıkları gözlemlenmiştir.

Aynı çalışmanın öğrencilere dönük sonuçlarında ise şu tespitler göze çarpmaktadır:

Eleştirel ve yaratıcı düşünce yöntemine uygun tekniklerle ders işlenen deney grubu öğrencileri geleneksel yöntem ve tekniklerle ders işlenen kontrol grubu öğrencilerine göre bilgi yönünden daha başarılı olmuşlardır. Eleştirel ve yaratıcı düşünce yöntemine uygun tekniklerle derslerin işlenmesiyle öğrencilerin başarıları ve tarih dersine karşı olan ilgileri artırmakta, öğrencilerin tarih dersine karşı olan tutumlarını, tarihsel kavramları geliştirmelerini olumlu yönde etkilemektedir. Eleştirel ve yaratıcı düşünme tekniklerinin tarih öğretiminde kullanılması, öğrencilerin görüşlerini transfer etmelerini, yeni durumda kullanmalarını, kendi anlayışını farklı durumlarla birleştirmelerini olumlu yönde etkilemektedir.

Gülay Yalavuz (2006) tarafından yapılan ve aktif öğrenme yöntemlerinin tarih öğretimindeki etkisine yönelik “Türkiye’de Tarih Öğretiminde Aktif Yöntemin Uygulanışı” adlı tez çalışmasında aktif öğrenme metotlarına dayalı olarak geliştirilen etkinliklerin öğrenci başarısını ve derse karşı ilgisini olumlu etkilediği tespit edilmiştir.

Ali Zafer Sağıroğlu(2002) tarafından yapılan, “Yapıcı Öğrenme Modelinin Sosyal Bilimler Dersindeki Tarih Ünitelerine Uygulanması” adlı tez çalışmasında; son yıllarda ilgi görerek yaygınlaşan yapıcı model ile öğrencilere tarih öğretiminde eleştirel, analitik düşünebilme, karar verebilme, problem çözme gibi bilişsel becerilerin kazandırılabileceğini ve öğrencinin okulu daha fazla benimseyen, öğretmeni öğrenmeyi kolaylaştıran bir bakış açısıyla gören, bir yapıya kavuşturulabileceğini ifade etmektedir.

Erinç Çaydaş’ın (2003) “Orta Öğretim 10. Sınıf Tarih Dersinde Tarihsel Düşünme Becerilerinin Geliştirilmesine Yönelik Yapılan Etkinliklerin Değerlendirilmesi: "Adana

İli'nde Bir Örnek Olay Çalışması” adlı, tarihsel düşünme becerilerini geliştirdiği belirlenmiş üç öğretmenin 10. sınıflarda bu becerileri kazandırmaya yönelik ne gibi etkinlikler yaptığını araştırmaya yönelik bir örnek olay çalışması olan tez çalışmasının sonuçlarına göre, öğretmenlerin sınıf ortamında yaptıkları etkinliklerin kronolojik düşünme aşamasında kaldığı belirlenmiş, öğretmenlerin tarihsel düşünme becerilerine dönük en çok gerçekleştirdikleri etkinliklerin neden-sonuç ilişkisi kurma ve bugünle ilişkilendirme olduğu görülmüştür. Ayrıca öğretmenlerin ön bilgileri hatırlatma,