• Sonuç bulunamadı

Birleştirme I ve I : Grup içinde yüksek düzeyde bağımlılık

1.3. KAVRAM ÖĞRETİMİ

1.3.5. Tarihsel Bilgileri Kavramlaştırma

Tarihsel bir bilginin, ister somut ister soyut olsun, öğrencinin işine yaraması, onda kalıcı bilgi haline gelmesi bu bilginin kavram ya da kavramlara dönüştürülmesine bağlıdır(Candan,1998:46).

Tarihsel olayların belli kavramlarla ifade edilmesi zorunluluğu, onların, içerdikleri düşünceyi kavrayabilmenin ilk şartıdır. Geçmişteki insan etkinliklerini çözümlemek üzere tarihe eğilen zihin, bu çözümlemeyi ancak, o etkinlikleri yönlendiren düşünceyi ortaya çıkarmakla gerçekleştirebilir. Bu yolda, tarihsel olayların ne tür kavramlarla ifade edilebileceği düşünülmelidir. Zaten tarihsel bilgi bütününü oluşturan şey, geçmiş olayların bir kavramlar dizgesi haline getirilmesidir(Köksal,1996:43).

Tarih dersindeki bir öğrencinin tarihsel bir konu ya da bilgiyle ilk etkileşimi, onda ilgili kavramların ilk izlenimini yaratır. Bu aşamadaki kavramlar daha çok sezgiseldir ve bunların kullanılması öğrenciyi yanıltabilir. Öğrencinin, sezgisel

düzeyde olan kavramlarının sınırlarını ve boyutlarını kavraması sağlanmalıdır. Örneğin, demokrasi kavramının sınırlarını ve boyutlarını kavramak, yeter düzeyde bilgili olmayı gerektirir. Aksi halde öğrenci, yeter bilgiye sahip olmadığında, demokrasi kavramını yanlış ve çarpık kullanabilir(Başaran,1990:291).

Kavramları geliştirirken, öğrencinin somut örneklerden başlaması gerekir. Somut örnekler birleştikçe, öğrenciyi soyut düşünmeye doğru geliştirir. Kılıç, kale, mızrak, vb. somut tarihsel kavramlar için bu kolaydır. Çünkü öğrencilere, bu kavramları duyu organları ile duyumlandırmak (örneğin; resimlerini göstermek, tahtaya şekillerini çizmek) olasıdır. Ancak, soyut düşünce ve kavramların öğrenciye aktarılmasında somut örnekler vermek güç olabilmektedir. Bu durumda, öğrencinin bu konularda, yaşantılarını elverdiğince çoğaltmak ve eğitim araçlarından yararlanmak gerekmektedir. Örneğin, “yurt sevgisi” kavramını öğrenciye aktarabilmek için yakın çevreye ilişkin yaşantılarla birlikte, film, resim, görsel-işitsel araçlar, amaca uygun okuma parçaları, simulasyon vb. malzemeleri kullanmak düşünülebilir(Başaran,1990:291).

Problem Cümlesi

Lise 3. Sınıf İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük Dersi müfredatında yer alan “Atatürk İlkeleri” konusunda kullanılan geleneksel öğretim yöntemi ile yapılandırmacı yaklaşımla geliştirilen etkinliklerin kullanıldığı öğretim yöntemi arasında öğrencilerin kavram kazanmaları bakımından anlamlı bir fark var mıdır?

Alt Problemler:

1- Öğretim materyali olarak yapılandırmacı yaklaşım çerçevesinde geliştirilen etkinlik uygulanan sınıf ile geleneksel öğretimin yapıldığı sınıfın öntest puanları arasında anlamlı bir fark var mıdır?

2- Geleneksel öğretim metodunun uygulandığı sınıfın öntest – sontest puanları arasında anlamlı bir fark var mıdır?

3- Öğretim materyali olarak yapılandırmacı yaklaşım çerçevesinde geliştirilen etkinlik kullanılan sınıfın öntest – sontest puanları arasında anlamlı bir fark var mıdır?

4- Öğretim materyali olarak yapılandırmacı yaklaşım çerçevesinde geliştirilen etkinliklerin kullanıldığı sınıf ile geleneksel öğretimin yapıldığı sınıfın sontest puanları arasında anlamlı bir fark var mıdır?

5- Öğretim materyali olarak yapılandırmacı yaklaşım çerçevesinde geliştirilen etkinliklerin kullanıldığı sınıfın öntest – sontest puanları arasındaki fark puanları ile geleneksel öğretimin yapıldığı sınıfın öntest – sontest puanları arasındaki fark puanları arasında anlamlı bir fark var mıdır?

Sayıltılar

1-Araştırmanın kavramsal çerçevesini oluşturmak için taranan kaynaklar güvenilir niteliktedir.

2-Araştırmada veri toplama aracı olarak kullanılan testlerin geçerlilik ve güvenirlik dereceleri yüksektir.

3-Uygulama esnasında deney ve kontrol grupları arasında tarafsız bir tutum sergilenmiştir.

Sınırlılıklar

1-Araştırmanın örneklemi, Rize Hasan Sağır Lisesi’nin son sınıflarında öğrenim gören 150 öğrenciyle sınırlandırılmıştır.

2-Araştırmanın uygulama safhası, T.C. İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük Dersinin “Atatürk İlkeleri” konusuyla sınırlandırılmıştır.

Tanımlar

Tarih Öğretimi: Tarih öğretimi, bireyin ve toplumun sürekli bir değişim süreci içinde olduğunu kavraması, bu değişmenin nedenlerini anlamasını ve gelecekteki durumu ile ilgili bilgi sahibi olmasını sağlamak ve kendi başına kanıtları değerlendirerek bağımsız yargıya varma yeteneğini geliştirmesini amaçlayan bir öğretim alanıdır(Işık, 2002:4).

Yapılandırmacı Yaklaşım: Öğrenenin bilgiyi yapılandırmasına, oluşturmasına, yorumlamasına ve geliştirmesine fırsat veren öğrenme yaklaşımıdır( Karadağ ve Korkmaz, 2007: 38).

Etkinlik: Etkinlik, hedef davranışlara ulaşma amacıyla öğrenme öğretme sürecini zenginleştiren ve öğrenenlerin kalıcılığını arttıran sınıf içi ve dışı faaliyetlerdir(Şahan,2004:4).

Kavram : Kavram, olgular kategorisini temsil eden bir sözcük ya da cümle ile ifade edilen ve bundan dolayı bir olguya göre düşünülmesi biraz zor olan soyut bir düşüncedir(Sosyal Bilgiler Öğretimi,1997:10.3).

Kavram Kazanma: Oluşturulan kavramı uygun kural ve ölçütlerle sınıflara ayrıştırma işlemidir(Ülgen,2001:114).

Araştırmanın Amacı ve Önemi

Tarih dersi doğası gereği geleneksel öğretim yönteminin yapısına uygun görülmekte, bu yüzden sınıflarımızda öğretmen merkezli bir eğitim sistemi uygulanmaktadır. Öğretmenin genellikle konuları düz anlatımla işlediği ya da en iyi ihtimalle soru-cevap yöntemini kullandığı tarih dersleri en sevilmeyen dersler sıralamasında çoğu zaman ilk sırada yer almaktadır.

Günümüzde geleneksel öğrenme-öğretme ortamlarında davranışçı yaklaşım ilkeleri kullanılmaktadır. Hedeflerin ve hedef davranışların belirlenmesi, sınıf içi etkinliklerin bu davranışları kazandırma amacıyla düzenlenmesi ve öğrencilerin bu davranışları kazanma düzeylerinin test edilmesi gibi öğrenme-öğretme etkinlikleri davranışçı teori ilkeleri göz önüne alınarak düzenlenmektedir. Belirlenen davranışlar öğrenciye genellikle düz anlatım yöntemiyle kazandırılmaya çalışılmaktadır. Bu yöntem günümüzde ilköğretim ve orta öğretim okullarında Hayat Bilgisi Sosyal Bilgiler ve Tarih derslerinde en çok kullanılan yöntemlerden biridir.

Anlatma, öğretmenin ya da onun yerinde olan birinin bir konuya ilişkin bilgileri, karşısında pasif bir biçimde oturarak dinleyen öğrencilere iletmesi biçiminde uygulanan bir öğretim yöntemidir(Karagöz-Çivi,1994:56). Öğrencilerin pasif olarak oturmalarına neden olduğu, onlara düşüncelerini açıklama fırsatı vermediği için sıkıcı bir yöntem olarak kabul edilmektedir. Çok sık ve yanlış kullanımı nedeniyle en etkisiz yöntem olarak da bilinmektedir. Gerçekte de öğrenciler pasif bir durumda oturdukları ve genellikle öğretim sırasında soru sorma ve düşüncelerini açıklama imkânına sahip olmadıkları için etkin bir yöntem sayılmaz. Bu yöntemle dinleyicilerin ilgi ve ihtiyaçlarının karşılanıp karşılanmadığını belirlemek güçtür. Soru-cevap yöntemi, anlatma yönteminin sıkıcılığını gidermek ve öğretimi daha etkili bir şekilde gerçekleştirmek isteğine dayalı olarak geliştirilmiştir. Bu yöntemde etkileşim daha çok öğretmenle öğrenci arasında ve çok sınırlı bir konu üzerinde olmaktadır.

Düz anlatım yöntemi ile bilişsel alanın bilgi, duyuşsal alanın alma ve tepkide bulunma, devinişsel alanın uyarılma basamağındaki davranışlar kazandırılabilir. Ancak bu yöntem ile daha üst düzeydeki hedef davranışlar öğrenciye mal edilmeyebilir(Sönmez,1996:7). Ayrıca anlatma yöntemi ile öğrenciler pasif kaldıkları için dersler etkinliliklerini kaybedebilirler. Bundan dolayı öğrencilerin daha aktif ve derslerin daha etkileyici ve konuların daha kalıcı olması için farklı yöntemler ve farklı öğrenme yaklaşımları denenmelidir.

Tarih dersinin amaçları arasında yer alan, yaratıcı düşüncenin, empatinin, problem çözme becerilerinin, eleştirel düşüncenin, zaman kavramını algılayarak toplumsal değişimi gözlemleyebilmenin, tarihçiler gibi araştırma yapabilmenin, kavramları ve dili doğru bir şekilde kullanabilmenin, anlatı kurabilmenin ve bunu yazıya aktarabilme kapasitelerinin gerçekleştirilmesi için; tarih dersinin algılanışında, öğretim yöntemlerinde, eğitim ortamlarında ve ders kitaplarında önemli değişikliklerin yapılması gerekmektedir.

Tarih dersini amaçları gerçekleşen ve sevilen dersler grubuna dâhil edebilmek için yapılması gerekenler arasında farklı öğretim yöntemlerinin ve ders araç- gereçlerinin kullanılması önemli bir yer tutmaktadır(Akbaba, 2002:82).

Milli Eğitim sistemimizdeki müfredatlardaki yeni yapılanma, öğrenci merkezli, “öğrenmeyi öğrenme” fikrine dayanan, hayatla doğrudan ilintili, öğrenciyi bilgiyi hazır olarak alan değil üreten konumuna getirmeyi amaçlamaktadır.

Türkiye’de eğitim müfredatlarının yapılandırmacı öğretim anlayışı ekseninde değişime tabi tutulduğu şu günlerde, henüz değiştirilmemiş olan ortaöğretim tarih dersleri müfredatlarının öğretiminde bu anlayış ile geliştirilmiş etkinliklerin öğrencilerin kavram kazanma düzeyine etkisini araştırmak için çalışılacaktır. Henüz Milli Eğitim Bakanlığı, ortaöğretim tarih müfredatında değişikliği tamamlamamış olmakla birlikte, bu müfredatlar pilot okullarda da denenmemiştir. Uygulamamızda belirlenen ders olan Ortaöğretim T.C. İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük dersi müfredatının, lise 9. ve 10. sınıf müfredatlarından daha sonra değişeceği tahmin edilmektedir. Dolayısıyla ortaöğretimde yapılandırmacı yaklaşım ile geliştirilmiş etkinliklerin öğrencilerin kavram kazanmalarına etkisi henüz bilimsel verilerle ortaya konulmamıştır.

Çalışma, tarih dersleri için yapılandırmacı yaklaşımla geliştirilmiş etkinliklerin uygulanmasıyla, öğrencinin tarihi kavramları öğrenmeye, pasif bir katılımcı, öğretmeninse sadece bilgi aktarıcısı konumundan kurtulup; öğrencinin bilgiyi üreten

ve kullanan, öğretmeninse öğrenmeye rehberlik eden konumuna etkisini ortaya koyması açısından önem arz etmektedir.