• Sonuç bulunamadı

Yaşam Memnuniyeti Ve Bölgede Yaşama İsteği

1. BÖLÜM

3.3. Yaşam Memnuniyeti Ve Bölgede Yaşama İsteği

Araştırmada sorgulanan konulardan biri de kadınların kendilerini mutlu hissedip hissetmedikleri hususu olmuştur. Kuşkusuz mutluluk, maddi ve manevi tatmin duygusunun sonucunda gelişen psikolojik bir durumdur. Her insanın benzer şeylerle, benzer biçimde mutlu olduğu beklenemez.

Bazı insanlar maddi değerlerle mutlu olurken, bazılarını manevi değerler daha fazla mutlu ede-bilir. Yapılan araştırmalara göre insanların refah düzeyinin artışına paralel olarak mutluluk düzeyi ters orantılı olarak düşmektedir. Zira refahın artmasıyla birlikte insanlarda beklenti ve ihtiyaç da artmaktadır. İhtiyaçların tümüyle tatmin edilememesi, doğal olarak beraberinde mutsuzluk

getir-mektedir.89

Araştırmanın yapıldığı TRA2 bölgesi, maddi şartlar bakımından kadınlar için sıkıntılı bir yerdir. Her şeyden önce kış şartları bölgede sert geçmekte ve uzun sürmektedir. İkinci olarak, kadınlar için sosyal imkânlar oldukça kısıtlıdır. Park ve bahçe alanları, alış veriş merkezleri, eğlence ve dinlence mekanları Iğdır şehir merkezi bir kenara bırakılırsa oldukça sınırlıdır. Üçüncü olarak, kadınların istihdamını sağlayacak yeterince yatırım ve ticaret alanları gelişememiştir. Tüm bu olumsuzlukla-rı bir araya getirdiğimizde bölgede yaşayan kadınlaolumsuzlukla-rın yaşam memnuniyetlerinin düşük olduğu tahmin edilebilir.

Ancak araştırma bulguları şaşırtıcı biçimde tersini söylemektedir. Tablo 3.16’da görüldüğü gibi,

“bir bütün olarak hayatınızı düşündüğünüzde kendinizi mutlu hissediyor musunuz?” sorusuna araştırmaya katılan kadınların yüzde 42’si çok mutlu, yüzde 41 ise biraz mutlu olduğunu belirterek cevap vermiştir. Fazla veya hiç mutlu olmadığını belirtenlerin oranı yüzde 16 düzeyindedir. Psi-kolojik bunalımların, anomi ve yabancılaşma duygusunun, daha çok yaşam memnuniyeti düşük kişilerde görüldüğü gerçeğini dikkate aldığımızda bölgede yüzde 16 düzeyinde mutsuz bir kadın kitlesinin bulunması, altı çizilmesi gereken sosyolojik bir soruna işaret etmektedir.

Tablo 3.16: Bir bütün olarak hayatınızı düşündüğünüzde kendinizi mutlu hissediyor musu-nuz?

Bölgede yaşayan bazı kadınlar sosyal imkânların kısıtlılığını kurslarla telafi etmeye çalışmaktadır-lar. Halk Eğitimi yetkilileriyle yaptığımız mülakatlarda bazı yöneticiler bu hususa dikkat çekerek, kadınların sosyalleşme ihtiyacını karşılamak için kurslara katıldıklarını ve bu kurslarda psikolojik rehabilitasyon gördüklerini ileri sürmüşlerdir. Ardahan Halk Eğitimi Merkezi müdiresi N. Y., bu tes-piti şu ifadelerle dile getirmiştir: “Halk Eğitimlerinin kadınların sosyalleşme ihtiyacını karşılama bakımından çok önemli olduğunu düşünüyorum. Psikolojik tedavi gören bir kursiyerimiz kursa başladıktan sonra ilaç kullanmayı bıraktı. Burada sosyalleşiyorlar. Üretim yapıyorlar. Önemli

olduk-89 Yapılan araştırmalara göre insanların refah düzeyi arttıkça mutluluk oranı ters orantılı olarak azalmaktadır. Bu ba-kımdan Ağrı’da elde edilen araştırma bulgularının şaşırtıcı olmadığı söylenebilir. Örnek bir çalışma için bkz. Richard La-yard, “Happiness and Public Policy: A Challenge to the Profession”, The Economic Journal, v.116, is.510, 2006, p. C24-C35.

larının farkına varıyorlar. Üretip para kazanıyorlar. Ait olma duygusunu yaşıyorlar. Bütün bunlar da kadınları mutlu kılıyor.”90

Eğitimin mutluluk düzeyinde bir değişime neden olup olmadığı konusu da araştırmada ele alın-mıştır. Farklı eğitim düzeyleri üzerinden yapılan analize göre eğitimin, mutluluk üzerinde anlamlı bir etki meydana getirdiği anlaşılmaktadır (P=,000). İlgili tabloda görüldüğü gibi, eğitim düzeyi arttıkça kadınlarda mutlu olma eğilimi de doğru orantılı olarak artmaktadır. Çok veya biraz mutlu olduğunu belirtenlerin oranı okumayanlarda yüzde 75 düzeyinde iken, bu oran lise ve üniversite mezunlarında yüzde 88’e çıkmaktadır.

Mutsuzluk düzeyi de benzer biçimde eğitim düzeyiyle yakından ilişkilidir. Araştırma bulgularına göre, kadınlar arasında mutsuzluk düzeyi daha çok düşük eğitimli kadınlarda yoğunlaşmaktadır.

Kendini fazla veya hiç mutlu hissetmeyenlerin oranı okumayan kadınlarda yüzde 24 iken, lise ve üniversite mezunlarında bu oranın yarısı olan yaklaşık yüzde 12’ye düşmektedir. Eğitim, kadınla-rın kendilerini daha fazla ifade etmelerine, kendilerini gerçekleştirmelerine ve toplumsal hayatta daha fazla yer almalarına yol açan önemli bir araçtır. Bu imkândan yararlanma, doğal olarak yaşam memnuniyetini ve mutluluğu da beraberinde getirmektedir.

Tablo 3.17: Bir bütün olarak hayatınızı düşündüğünüzde kendinizi mutlu hissediyor musu-nuz?

EĞİTİM Çok mutlu Biraz mutlu Fazla mutlu değil Hiç mutlu değil Diğer Toplam

Okumadı 37,3 38,1 12,6 11,8 ,2 100

İlk ve orta 41,5 42,7 8,3 7,1 ,4 100

Lise 44,1 43,6 6,0 5,6 ,7 100

Üniversite 48,7 38,3 8,0 4,5 ,5 100

YAŞ

Genç 46,7 40,1 7,5 5,3 ,4 100

Orta 44,1 39,7 8,6 7,2 ,3 100

Olgun 36,5 44,7 9,9 8,2 ,6 100

Yaşlı 35,4 40,7 8,9 14,6 ,4 100

Benzer bir eğilimin yaş kategorilerinde de kendini gösterdiğini söyleyebiliriz. Tablo 3.17’de gö-rüldüğü gibi, kadınlarda yaş arttıkça mutluluk düzeyi ters orantılı olarak düşmektedir. Mutluluk düzeyi genç kuşaklarda yüzde 87 düzeyinde seyrederken, bu oran yaşlılarda yüzde 77’e denk gelmektedir. Mutsuzluğun da benzer biçimde yaşa bağlı olarak değiştiğini görüyoruz. Kadınlarda yaş ilerledikçe yaşam memnuniyeti azalmakta, böylece mutsuz olma olasılığı da beraberinde artış

90 N. Y., Ardahan Halk Eğitimi Merkezi Müdürü, Mülakat: Adem Çaylak, Mukadder Yardımcıel, 11 Ağustos 2017

göstermektedir. Kendisini hiç mutlu hissetmeyen kadınların oranı gençlerde yüzde 5 iken, yaşlı-larda bu oran yüzde 15’e çıkmaktadır. Yukarıda eğitim için yapılan yorumun benzerini yaş için de yapmak mümkündür. Kadınlar genç yaşlarda kendilerini gerçekleştirme ve toplumsal hayata katıl-ma konusunda yaşlılara göre daha şanslıdırlar. Bu da doğal olarak yaşam memnuniyetini arttıran bir faktör olmaktadır. Yapılan varyans analizine göre yaş, kadınlardaki mutluluk düzeyinde anlamlı bir farklılık meydana getirmektedir (P=,000).

Kadınların kendilerini mutlu hissedip etmedikleri konusunda iller arasında da benzer biçimde is-tatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmuştur (P=,020). Araştırma bulgularına göre mutsuz kadınların en fazla yoğunlaştığı il Iğdır’dır. Onu Kars ve Ağrı takip etmektedir.

Tablo 3.18: Bir bütün olarak hayatınızı düşündüğünüzde kendinizi mutlu hissediyor musu-nuz?

Ağrı Ardahan Iğdır Kars

Çok mutluyum 45,1 42,6 38,7 41,2

Biraz mutluyum 38,7 44,5 42,3 42,0

Fazla mutlu değilim 9,4 6,6 8,4 9,1

Hiç mutlu değilim 6,2 5,9 10,0 7,5

Diğer ,6 ,3 ,6 ,2

Toplam 100 100 100 100

Araştırma sürecinde yapılan görüşmelerde bazı katılımcılar, Ağrı’daki kadın intiharlarına dikkat çekmiştir. Bunun çok sayıda psikolojik ve sosyolojik nedenden kaynaklandığı tahmin edilebilir.

İntihar gibi bir vaka görüldüğünde doğal olarak “hiç mutlu olmayan” kitle üzerinde durmak gere-kiyor. Zira intiharın genel olarak bu kitle içinde yer alan kadınlarca gerçekleştiğini tahmin etmek mümkündür. Ağrı’da kadın intiharlarının nedeni farklı kaynaklar üzerinden sorgulandığında aşağı yukarı benzer tespitler ortaya çıkmaktadır. Ağrı İl Sağlık Müdürü bu konuda şu görüşleri dile ge-tirmiştir:

“Biz intihara kalkışan kişilerin psikolojik desteklerini sağlamak için bir çalışma yaptık. Çı-kan sonuçlara göre kadınların intihara teşebbüs etmelerindeki temel nedenin yaşadıkları sorunları kimseyle paylaşamamaları ve çözümsüzlüğe düşmeleri olarak gördük. Bunun temelinde ise Ağrı’nın kapalı bir toplum olması yatıyor.”91

Kadın intiharlarının özellikle Diyadin’de yoğun olduğuna ilişkin duyumlar üzerine ilçede mülakat yapılan kişilerin bu konu hakkında görüşlerine başvurulmuştur. Nitekim ilçe kaymakamı da, il Sağ-lık Müdürü’nün açıklamasına benzer tespitlerde bulunarak şunları ifade etmiştir: “Burada

kadınla-91 C. S. Ağrı İl Sağlık Müdürü, Mülakat: Adem Çaylak ve Mehmet Dikkaya, 21 Temmuz 2016.

rın ve kız çocukların derdini paylaşacağı kimse yok. Bu nedenle dertlerini içlerine atmak zorunda kalıyorlar. Bazı kızlarımız bu psikolojik tramvayı kaldıramayıp intihar ediyorlar.”92

Yörenin kapalı bir toplum yapısına sahip oluşunun yanı sıra, kadınların deşarj olmasını sağlayacak sosyal imkânların ve ortamların bulunmayışı bazı kadınları kendi içlerine kapanan psikolojik bir gerilime sevk etmekte, bu da intiharla sonuçlanmaktadır. Bu hususa dikkat çeken bir işadamının şu sözleri hayli çarpıcıdır: “Toplumumuz, bayanlar için adeta açık bir cezaevi hazırlamış durumda.

Bu nedenle birçok kızımız baskıya dayanamayıp intihar ediyor.”93 Araştırmaya katılan katılımcılar-dan biri, bazı kadın intiharlarının arkasında cinsel taciz, istismar veya tecavüzlerin bulunduğunu iddia etmiştir.94

TRA2 bölgesinin en önemli sorunlarının başında göç olgusu gelmektedir. Bölgede yer alan şehir-ler, Türkiye’nin batı bölgelerine en fazla göç veren şehirlerdir. Kent merkezlerinden boşalan nüfu-su, köylerden gelenler doldurmaktadır. Bu durum özellikle Iğdır ve Ağrı için çok daha geçerlidir.

Bu da kent merkezlerinin doğal olarak köyleşmesini beraberinde getirmektedir. Araştırma katılım-cılarından biri, “Kars eskiden kültürlü bir şehirdi. Fakat kent merkezinden boşalan nüfusun yerini köylerden gelenlerin doldurmasıyla birlikte burası bir köye dönüştü. Şehrin kenar mahallelerinde hayvan yetiştiren aileler var,” diyerek bu duruma dikkat çekmiştir.95

Tablo 3.19: İmkânınız olursa bir gün bu şehirden ayrılıp başka bir şehre göçmeyi düşünüyor musunuz?

Bölgenin en önemli sorununun göç olduğu gerçeğini dikkate alarak araştırmada yer alanlara, “Bir gün imkânınız olursa bu şehirden ayrılıp başka bir şehre göç etmeyi düşünüyor musunuz?” şeklin-de bir soru yöneltilmiştir. Tablo 3.19’a yansıyan verilere göre üç kadından ikisine yakını bölgenin dışındaki bir şehirde yaşama arzusundadır. İmkânları olması durumunda göç edeceğini belirten kadınların oranı yüzde 65 gibi yüksek düzeydedir. Ardahan Belediye Başkanı Faruk Köksoy, bölge-deki göçün esas itici nedeninin kadınlar olduğunu belirtmiştir. Özellikle köylerbölge-deki zor şartlardan

92 M. Ç., Diyadin Kaymakamı, Mülakat: Mehmet Dikkaya, 22 Temmuz 2017.

93 A. E., Jeotermal Genel Müdürü, Mülakat: Mehmet Dikkaya, 22 Temmuz 2016.

94 N. S. Ardahan Kadına Karşı Şiddeti Önleme Derneği Başkanı, Mülakat: Havva Çaha ve Ömer Çaha, 11 Ağustos 2017.

95 F. C. Aktif İş Kadınları Derneği Başkanı, Mülakat: Havva Çaha vd., 5 Ağustos 2017.

(tarım, hayvan bakımı, ev işleri, kalabalık aile ortamı vs.) kurtulmak için kadınlar, ailelerini büyük kentlere göçe zorlamaktadırlar.96

Göç etme eğilimi hangi eğitim düzeyine sahip kadınlar arasında yoğunlaşmaktadır? Bu soruya cevap bulmak için eğitim üzerinden yapılan çapraz analize bakmak gerekiyor. Tablo 3.20’ye yan-sıyan verilere göre göç etme eğilimi en fazla eğitimli kadınlar arasında görülmektedir. Göç etme eğiliminde olduğunu belirten kadınların oranı okumayan kadınlarda yüzde 50 düzeyinde iken, bu oran lise eğitimlilerde yüzde 75, üniversite eğitimine sahip kadınlarda da yüzde 74’e yükselmek-tedir. Eğitim alan kadınlar, kendilerini gerçekleştirecek sosyal faaliyetlere veya işgücüne katılma konusunda doğal olarak daha isteklidirler. Bu isteklerinin karşılanmamasının sonucunda bölgeyi terk edip başka yere göç etmeyi planlamaktadırlar. Yapılan varyans analizine göre eğitim düzeyi kadınlardaki göç isteğinde anlamlı bir farklılık meydana getirmektedir (P=,000).

Benzer bir eğilimin yaş kategorisinde de var olduğu görülmektedir. Göç etme eğilimi daha çok genç kadın kuşaklarında yaygın olarak görülmektedir. Araştırmada yer alan 29 yaşın altındaki dört kadından üçü, imkânları olması durumunda bölgeyi terk edip başka yere göç edeceklerini belirt-mişlerdir. Bu oran yaşlı kadınlarda yüzde 36’ya kadar gerilemektedir. Varyans analizi de yaşın göç etme eğiliminde belirleyici bir faktör olduğunu göstermektedir (P=,000).

Tablo 3.20: İmkânınız olursa bir gün bu şehirden ayrılıp başka bir şehre göçmeyi düşünüyor musunuz?

Göç etme eğilimi “en fazla hangi illerde göze çarpmaktadır?” sorusunun cevabına bakıldığında dört il arasında en fazla ön plana çıkan ilin Ağrı olduğu görülmektedir. Ağrı’da yaşan kadınların yüzde 69’nunun göç etme eğiliminde olduğu anlaşılmaktadır. Göç etme eğilimin en az olduğu il ise Iğdır’dır. Yukarıda ifade edildiği gibi Iğdır, diğer şehirlere göre nüfus hareketliliği en fazla olan

96 F. K., Ardahan Belediye Başkanı, Mülakat: Adem Çaylak, Mukadder Yardımcıel, 11 Ağustos 2017.

ildir. Diğer iller genel olarak verdikleri nüfusu telafi edemeyecek miktarda çevredeki köy ve kasa-balardan göç alırken; Iğdır Doğu ve Güneydoğu’nun diğer illerinden de göç alarak verdiği nüfusu telafi etmektedir. Iğdır, hem sanayi yatırımları bakımından hem de tarımsal faaliyetler bakımından diğer illere göre daha çok gelişmiştir. Bu da buraya emekçi bir kitlenin akın etmesine yol açmakta-dır. Yapılan varyans analizi, göç etme isteği bakımından iller arasındaki farklılığı istatistiksel olarak anlamlı bulmuştur (P=,000).

Tablo 3.21: İmkânınız olursa bir gün bu şehirden ayrılıp başka bir şehre göçmeyi düşünüyor musunuz?

Ağrı Ardahan Iğdır Kars

Evet, düşünüyoruz 69,1 61,2 60,5 66,9

Hayır, düşünmüyoruz 30,2 38,3 39,1 32,6

Diğer ,7 ,5 ,4 ,6

Toplam 100 100 100 100

TRA2 bölgesinde nüfusunun oranı üzerinden en fazla göç veren şehir Ardahan’dır. Ardahan Valisi Mehmet Emin Bilmez, “Ardahan il olduğunda nüfusu 150 bin idi; şu anda nüfus 98 bine düşmüş durumda. Yapılan projeksiyona göre önümüzdeki on sene içinde 87 bine kadar düşecektir,” diye-rek Ardahan’ın yaşadığı göçün ne denli ciddi olduğuna işaret etmiştir.97 Vali Bilmez, Ardahan’dan daha çok ekonomik durumu iyi olanların göç ettiklerini şu ifadelerle dile getirmiştir:

“Ardahan ve ilçelerinin temel sorunu göçtür. Burada herkesin kafasında mutlaka göç düşüncesi yatmaktadır. Fırsatını bulduklarında veya imkânları olduğunda göç ederler.

Buradan göç, genelde imkânı olan, hali vakti yerinde olan insanlar tarafından gerçekleş-tirilmektedir. İş arayan, imkânı olmayanlardan çok, imkânı olanlar göçüyor. Dolayısıyla bu-ranın kaynaklarını da beraberlerinde gittikleri yerlere götürüyorlar. Yatırım imkânı olanlar yatırımlarını genelde İstanbul’a yapıyorlar. Oraya yaptıkları yatırım daha fazla getiri sağla-dığı için bunu tercih etmektedirler. Bugün Ardahan’da göçten dolayı çalışabilir nitelikteki genç nüfus oranı yaşlılara göre çok azalmıştır.”98

Başka katılımcılar da Vali Bilmez gibi göçün ekonominin dışındaki nedenlerine dikkat çekmişler-dir. Sağlık alt yapısının yetersizliği, sert ve uzun kış şartları, ilkel biçimde sürdürülen hayvancılık ve tarımın kadına yüklediği yük, kalabalık aile yaşantısı gibi nedenler özellikle kadınları göçe zorla-maktadır.99 Göle Halk Eğitimi Merkezi Müdürü Halil Aran da benzer bir düşünceyi şu ifadelerle dile getirmiştir: “Bizim burada ekonomik göç yoktur. Eğitimden dolayı göç var. Genç nüfusu götüren eğitimdir.”100

97 M. E. B., Ardahan Valisi, Mülakat: Adem Çaylak vd., 11 Ağustos 2017 98 M. E. B., Ardahan Valisi, Mülakat: Adem Çaylak vd., 11 Ağustos 2017

99 N. Y., Ardahan Halk Eğitim Müdürü, Mülakat: Adem Çaylak, Mukadder Yardımcıel, 11 Ağustos 2017.

Göçten dolayı yaşanan sosyolojik sorunlardan biri, genç kızların şehirde yaşayan erkeklerle ev-lenmeyi tercih etmeleridir. Köyde yaşam koşulları zor olduğu için, özellikle hayvancılıktan dolayı genç kızlar şehirde veya başka bir şehirde yaşayan erkeklerle evlenmeye çalışıyorlar. Bu da köy-lerde genç erkeklerin evlenecek kız bulmasında sorun oluşturuyor. Çıldır Kaymakamı Bedirhan İmamoğlu bu sorunu şu ifadelerle dile getirmiştir:

“Bölgede yaşanan en önemli sorun göçtür. Kadınlar özellikle şehirlerde yaşamak için uğ-raşıyorlar. Hayvancılık bölgede geleneksel usullerle yapılıyor. Bu da kadınlara ilave yük getiriyor. Kadınlar bundan kurtulmak için şehirlerde yaşamak istiyorlar. İmkânı olanlar göç ediyor. Göçten dolayı yöremizde genç nüfus azalmaktadır. Genelde yaşlı nüfus bulunmak-tadır. Bu da iki soruna yol açıyor: Birincisi ekonomik olarak aktif bir nüfusun yokluğuna yol açıyor. İkinci olarak da, evlenilecek kız bulunmasında sıkıntı yaratıyor. Birçok genç ev-lenecek kız bulmakta zorlanıyor. Özellikle kız çocuğu olan aileler kızları tarafından göçe zorlanmaktadırlar.”101

Kars ve Ardahan’da yaşanan göç sorunu aynı boyutlarda Ağrı’da da görülmektedir. Yapılan tespit-lere göre Ağrı ve ilçelerinde son iki yıl içinde 37 bin kişi göç etmek durumunda kalmıştır.102 Kısaca, TRA2 bölgesinde yaşamakta olan kadınlar çok yönlü sorunlarla baş etmek zorunda kal-maktadırlar. Özellikle kırsalda yaşayan kadınlar, geleneksel aile içindeki işlerinin dışında tarım ve hayvancılık gibi faaliyetlerde de aktif olarak yer almaktadırlar. Bu da kadınların köy yaşamından kurtularak kentlere taşınmasına yol açmaktadır. Bu eğilim kadınlardaki okullaşmayla birlikte daha fazla artmaktadır.

101 B. İ., Çıldır Kaymakamı, Mülakat: Havva Çaha ve Ömer Çaha, 11 Ağustos 2017 102 S. A., Ağrı Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı, Mülakat: Ömer Çaha vd. 20 Temmuz 2016.

4. BÖLÜM

EVLİLİK VE

AİLE YAŞAMI

4. BÖLÜM

EVLİLİK VE AİLE YAŞAMI

Aile, bireylerin toplumsal rolleri ilk defa öğrendikleri ve yaşattıkları kurumdur. Aile, yapısı ve üye-leri arasındaki ilişkiler bakımından içinde yer aldığı toplumdan etkilenir ve aynı zamanda toplumu etkiler. Bu sebeple de aile, yaşanılan toplumun bir örneği konumundadır. Elbette ki, kadınlarla ilgili bir çalışma aile kurumu incelenmeden eksik kalacaktır. TRA2 bölgesinde yaşayan kadınların profillerinin çıkarılması amacıyla, bölgedeki aile yapısı ve bu yapı içerisinde kadının yeri de ince-lenmiştir. Bu noktada kadının aile yapısı ve aile içerisindeki konumu, yaşadığı toplumsal yapının bir göstergesini oluşturmaktadır. Modern toplumlarda kadın, ailenin diğer bireyleriyle daha eşit-likçi ilişkiler içinde bulunurken, geleneksel ataerkil aile yapılarında, kadının aile içindeki rolü ikinci plana atılmaktadır. Bu duruma ilaveten modern toplumlarda, çekirdek aile modeli daha yaygın-ken, geleneksel toplumlarda geniş aile yapıları yaygındır.

Çalışmanın bu bölümünde yapılan analizler, yalnızca evli yahut daha önce evlilik deneyimi geçir-miş katılımcılar üzerinden yapılmıştır. Bekâr katılımcılara, bu bölüm kapsamında herhangi bir soru yöneltilmemiştir. Çalışmanın bu bölümü dört alt başlık altında incelenecektir. Öncelikle kadınla-rın ilk evlenme yaşları analiz edilecektir. Bunu takiben kadınlakadınla-rın nasıl evlendikleri ve hangi tür nikâhlarının bulunduğu analiz edilecektir. Üçüncü kısımda, kadınların nasıl bir aile yapısı içerisin-de, kimlerle birlikte yaşadıkları incelenecek ve son olarak, aileyi ilgilendiren konularda, kadınların görüşlerine ne derecede başvurulduğu araştırılacaktır.