• Sonuç bulunamadı

Ailenin Gelir Düzeyi

1. BÖLÜM

6.4. Ailenin Gelir Düzeyi

Ailelerin gelir düzeylerine baktığımızda, Tablo 6.20’de gösterildiği üzere, yüzde 40’lık bir kesimin 1001-2000 TL arasında bir gelire sahip olduğu görülmektedir. 2001-3000 TL arasında bir gelir elde ettiklerini söyleyenlerin oranı ise yüzde 22 dolaylarındadır.

TÜRK-İŞ 30 yıldan beri yoksulluk ve açlık sınırı üzerine araştırmalar yapmaktadır. 2017 Temmuz ayı araştırmasının sonucuna göre156 Türkiye genelinde duruma bakacak olursak karşımıza şöyle bir tablo çıkmaktadır:

Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı 1.479,66 TL’dir.  

Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise 4.878,38 TL’dir.  

Aynı araştırmanın sonucuna göre bekâr  bir çalışanın aylık yaşama maliyeti  1.876,53 TL olarak gerçekleşmiştir.

Bu verilen ışığında araştırmanın sonucuna baktığımızda, bütün illerde yoksulluk sınırının üstünde-ki aile oranının neredeyse yüzde 10 civarında olduğu söylenebilir. Bir diğer ifadeyle TRA2 bölge-sindeki ailelerin yüzde 90’ı yoksulluk sınırının altında bir gelire sahip görünmektedir (Tablo 6.19).

Tablo 6.20: Hanenizin aylık toplam geliri yaklaşık olarak ne kadardır?

  Sayı Yüzde

Aylık hane gelirinin eğitim düzeyinde dağılımına baktığımızda, eğitim ile aylık gelir arasında doğ-ru bir orantı olduğu gözlenmektedir. Okumadığını belirtenlerin yüzde 9,2’sinin hane geliri 0-500 TL arasında iken, üniversite eğitimini tamamlayanların yüzde 2,1’i bu düzeyde bir gelire sahiptir.

156 TES İŞ, Açlık ve Yoksulluk, http:// www.tes-is.org.tr/ news-detail/ 35/HAZ%C4%B0RAN-2017-A%C3%87LIK-VE-YOK-SULLUK- , Erişim Tarihi: (11.09.2017).

Üniversite eğitimi alanların yüzde 12,6’sı 5001 TL ve üstü gelire sahiptir. Ayrıca üniversite eğitimi alanların 24,4’ü 3001-5000 TL arasında bir gelire sahipken, genelde 2000 TL üzerinde bir gelire sahip oldukları anlaşılmaktadır. İlk ve orta eğitimi alanlarla lise eğitimi alanların 1001 ile 3000 TL arasında bir gelire sahip oldukları anlaşılmaktadır. Ayrıntılar Tablo 6.21’de aktarılmıştır. Eğitim dü-zeyinin gelir bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılığa yol açtığı anlaşılmaktadır (P,000).

Gelirin yaşa oranla dağılımına bakıldığında yaş ile gelir arasında benzer biçimde anlamlı bir farklı-lığın olduğu görülmektedir (P=,000). Bu bağlamda genç ve orta yaş grubunun daha yüksek ücret kazandığı söylenebilir. Yaşlıların yüzde 48,5’i 1001-2000 TL arasında toplam gelire sahip olurken, genç orta ve olgun yaş grubunun yine çoğunlukla 1001-2000 arasında gelir elde eden bir ailede yaşadığı görülüyor (Tablo 6.21).

Tablo 6.21: Hanenizin aylık toplam geliri yaklaşık olarak ne kadardır? Eğitim ve Yaş ile iliş-kisi

EĞİTİM 0-500 501-1000 1001-2000 2001-3000 3001-5000 5001 ve

üstü Toplam

Okumadı 9,2 27,9 38,3 13,2 6,0 5,5 100

İlk ve orta 5,0 18,9 45,6 20,8 6,6 3,0 100

Lise 3,2 11,0 41,5 27,2 12,2 4,7 100

Üniversite 2,1 5,2 22,3 33,4 24,4 12,6 100

YAŞ

Genç 4,8 16,1 36,9 25,2 11,9 5,2 100

Orta 4,7 14,7 40,5 22,1 11,2 6,9 100

Olgun 4,6 18,5 42,3 22,3 8,3 4,0 100

Yaşlı 9,8 25,4 48,4 9,4 3,7 3,3 100

Yukarıda anılan araştırma ışığında yoksulluk ve açlık sınırı düşünüldüğünde yaşlı ve olgun yaş gru-bundakilerle, eğitim düzeyi düşük veya hiç eğitimi olmayan ailelerin daha kötü durumda olduğu görülmektedir.

Tablo 6.22’de gösterildiği üzere Ardahan’da araştırmaya katılanların yüzde 50’ye yakını, ailelerinin gelir düzeyini 1001-2000 TL aralığında belirtmiştir. Aynı şekilde diğer illerde de gelir düzeyi yine 1001-2000 TL aralığında seyretmektedir. Bütün illerde 3001-5000 TL kazananların oranı yüzde 10 civarındadır. Yüksek gelir grubuna (5000 TL ve üstü) bakıldığında bunların dört il içinde daha çok Ardahan ile Kars’ta yoğunlaştığı görülür. En düşük oranın bu bağlamda görüldüğü il, Iğdır’dır.

Kentler arasındaki fark fazla olmamakla birlikte bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (P=,000).

Tablo 6.22: Hanenizin aylık toplam geliri yaklaşık olarak ne kadardır? İller arası dağılım Ağrı Ardahan Iğdır Kars

0-500 TL 8,0 2,6 5,3 3,1

501-1000 TL 22,1 13,1 16,5 14,4

1001-2000 TL 31,4 49,4 42,7 42,7

2001-3000 TL 23,6 21,3 20,5 23,1

3001-5000 TL 10,0 9,2 10,0 10,7

5001 TL ve üstü 2,8 3,6 1,8 3,7

Diğer 2,1 ,9 3,1 2,3

Toplam 100 100 100 100

Tablo 6.9’da geçimini hayvancılıktan sağlayanların oranının yüzde 8 dolayında olduğuna değinil-mişti. Aynı şekilde hayvansal ürünler olan peynir, yoğurt, süt vb. ürünleri satmak için üretenlerin oranı yüzde 7,6 düzeyindedir. Yani neredeyse hayvan bulunduran her aile bunu ekonomik olarak değerlendirmektedir. Pazara yönelik ev içinde üretim yapanların oranı hiç bir üründe yüzde 10 civarına bile ulaşamamaktadır. Halı, kilim gibi önemli bir kalemin yüzde 1 civarında bile üretimi-nin gerçekleştirilmemesi düşündürücüdür. Zira halı ve kilim üretimi her mahalleye açılabileceği için kadınların ulaşması açısından en kolay ve kârlı üretim alanlarından biri olabilir. Bu bağlamda mahallelerde halı, kilim üretimi yapılıp, ürünlerin satılabileceği olanakları sunmak kadınlar için bir gelir kaynağı olabilir.

Tablo 6.23: Satmak için evde aşağıdakilerden herhangi birini üretiyor musunuz?

  Evet Hayır

Peynir, yoğurt, süt vb 7,6 92,4

El işi, örgü, nakış vb 8,5 91,5

Halı, kilim vb. ,5 99,5

Reçel, pekmez vb. 1,0 99,0

Diğer 5,6 94,4

Evde satmak için üretilen ürünle eğitim ve yaş ilişkisini incelediğimizde peynir, yağ, süt gibi ürünle-rin üretiminin, hem okumayan hem de üniversite mezununun olduğu ailelerde yüzde 6-7 oranın-da gerçekleştiğini görüyoruz. Hangi eğitim düzeyinde olunursa olunsun, evlerde sadece peynir, yağ, süt vb. ile el işi örgü vb. ürünler üretildiği, halı, kilim, reçel ve pekmez gibi ürünlerin satılmak amacıyla neredeyse hiç üretilmediği söylenebilir. El işi ve örgü gibi ürünlerin üniversite mezunu ailelerde diğer eğitim düzeylerine göre daha düşük oranda üretildiği görülmektedir.

Üretilen ürünün yeterli düzeyde pazara sunulması konusuyla ilgili mülakat yapılan katılımcıların çoğu, kadın pazarının açılması ve yöresel ürünlerin satılması gerektiğine değinmiştir.157

Üretilen ürünün yaş düzeyleri arasındaki dağılımına bakıldığında, yaşla, el işi, örgü ve peynir, yo-ğurt, süt gibi ürünlerin üretilmesi arasında bir bağlantının olduğu görülmektedir. Genç orta ve olgun yaş gruplarında el işi, örgü gibi ürünlerin üretilmesi yüzde 8-11 aralığında iken, yaşlılarda bu oran 2,5’e düşmektedir. Gençlerin yüzde 8,4’ü peynir, yağ, süt gibi ürünleri ürettiklerini belirt-mişlerdir. Bu oran diğer yaş gruplarına göre en yüksek düzeydedir.

Tablo 6.24: Satmak için evde aşağıdakilerden herhangi birini üretiyor musunuz? Eğitim ve yaşla düzeylerinde dağılımı

EĞİTİM Okumadı İlk+Orta Lise Üniversite

Evet Hayır Evet Hayır Evet Hayır Evet Hayır

Peynir, yağ, süt vs. 6,7 93,3 8 92 8,2 91,8 6,8 93,2

El işi, örgü, vs. 7,2 92,8 10,1 89,9 8,9 91,1 3,9 96,1

Halı, kilim, vs. ,6 99,4 ,4 99,6 ,7 99,3 ,2 99,8

Reçel, pekmez, vs. 1,1 98,9 ,8 99,2 1,2 98,8 1 99

YAŞ

Genç Orta Olgun Yaşlı

Peynir, yağ, süt vs. 8,4 91,6 6,9 93,1 7,6 92,4 6,2 93,8

El işi, örgü, vs. 8,3 91,7 10,6 89,4 8,6 91,4 2,5 97,5

Halı, kilim, vs. ,3 99,7 ,3 99,7 ,6 99,4 1,6 98,4

Reçel, pekmez, vs. 1,1 98,9 ,8 99,2 1,1 98,9 ,8 99,2

Bütün eğitim düzeylerinde evde üretim yapılıyor olması, eğitimin istihdam açısından önemli ol-makla birlikte tek başına belirleyici olmadığı anlamına gelir. Bu bağlamda bölge illerinde hangi ürün daha çok üretiliyorsa buna dair eğitim ve pazarlama stratejisi geliştirilebilir.

Bütün illerde, her yaş ve eğitim düzeyinde üretim bilgisi kolay ve yatırım maliyeti gerektirmeyen ürünlerin üretildiği söylenebilir. Yani kadınların, genellikle tarıma dayalı geleneksel faaliyetler ve el işleri gibi kendilerinin genellikle bilgi sahibi oldukları alanlarda üretim yaptıkları görülmektedir.

Gelir düzeyi daha yüksek olmasına rağmen belirli bir yatırım ve araç isteyen halı-kilim gibi ürün-lerin üretilmediği görülmektedir. Bu bağlamda pazar değeri daha yüksek ürünürün-lerin üretilmesi için yatırımlar yapılıp, buna uygun eğitim verilebilir.

Tablo 6.25: Satmak için evde aşağıdakilerden herhangi birini üretiyor musunuz?

  Ağrı Ardahan Iğdır Kars

evet hayır evet hayır evet hayır evet hayır

Peynir, yoğurt, süt vb 6,9 93,1 9,6 9,4 6,0 94,0 8,5 91,5

El işi, örgü, nakış vb 11,2 88,8 4,1 95,9 7,4 92,6 8,9 91,1

Halı, kilim vb. 0,8 99,2 0,0 100 0,9 99,1 0,2 99,8

Reçel, pekmez vb. 0,6 99,4 0,5 99,5 1,6 98,4 1,3 98,7

Diğer 2,7 97,3 6,5 93,5 11,5 88,5 6,7 93,3

Ailelerin aylık geliri ile eğitim ve yaş düzeyi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olduğu görülmektedir (P=,000). Aynı şekilde bulunulan il ile hanenin toplam geliri arasında da anlamlı bir farklılığın olduğu söylenebilir (P=,000). Tablo 6.25’e yansıyan verilere bakıldığında peynir, yoğurt ve süt gibi ürünlerin en fazla üretildiği il yüzde 9.6 ile Ardahan’dır. Buna karşın el işi, örgü ve nakış gibi el emeğine dayalı olarak üretilen ürünlerin en fazla olduğu il yüzde 11,2 ile Ağrı’dır. Halı ve kilim ile reçel ve pekmezin neredeyse hiçbir ilde dikkate değer ölçüde üretilemediği ilgili tabloda açıkça görülmektedir. Yukarıda ifade edildiği gibi, halı ve kilim gibi pazar değeri yüksek ve diğer ürünlere göre dayanıklılığı daha fazla olan ürünlerin bölgede üretimi teşvik, yatırım ve eğitimlerle yaygınlaştırılıp, ailelerin gelir düzeyi iyileştirilebilir.

otoğraf: Mukadder Yardımcıel

7. BÖLÜM

KADINLARDA İŞ KURMA VE

İSTİHDAM

7. BÖLÜM

KADINLARDA İŞ KURMA VE İSTİHDAM

Bu bölümde, TRA2 bölgesindeki kadınların çalışma durumları ve çalışmaya dair imkânlarına, kendi adlarına iş kurabilme ve iş hayatına atıldıklarında aile bireyleri tarafından aldıkları tepkilere deği-nilmektedir. En son başlık ise kadınların, kadınlar için ideal yaşam biçimine dair görüşlerine yer verilmiştir.

TRA2 bölgesinde istihdamın genel olarak iki temel sorunu olduğu söylenebilir. Birincisi, istihda-mın çoğunlukla geçici veya kısa süreli gerçekleşmesidir. İkincisi, kalifiye eleman bulma sorunudur.

Iğdır Valisi Enver Ünlü, bölgede birçok işletmenin çalıştıracak eleman bulamadığına değinmiştir:

“Yatırımcılardan alınan bilgilere göre işsizlik sorunu yok. Tekstil firmaları işçi bulmakta zorlanıyorlar. Asansör imalatı yapan firmada Suriyeliler çalışıyor. Firmalar kalifiye personel bulmakta zorlanıyor. Iğdır’da geçici süreliğine gelen Afganlar bulunmaktadır. Bazı işlerde onlar çalışıyor. Organize sanayide ara eleman sıkıntısı bulunmaktadır.”158

Bölgede kimi zaman kadın derneklerinin istihdam konusunda sessiz kaldıklarını İŞKUR müdürü şöyle dile getiriyor: “Bakın biz il istihdam toplantıları yapıyoruz ve bu toplantılara tüm kadın der-neklerini çağırıyoruz ama kimse gelmiyor.”159

Peki, kadınlar daha çok hangi işler de çalışmaktadırlar? Ücret karşılığı çalışan kadınların çalışma alanlarına dair bilgiyi Ardahan İŞKUR müdüründen şöyle alıyoruz: “Kadınlar, marketlerde çalışıyor-lar, satış elemanı oluyorlar. Bürolarda ziyaret ettiğimde çok görmüyorum. Genelde reyon görevlisi oluyorlar.”160

Yapılan mülakatlardan bölgeye özel, istihdam için yapılabilecek bir kaç öneri şöyle olabilir: Özel-likle meyvecilikte gelişebilecek yerlere Kars’ta Kağızman, Ardahan’da Posof, Iğdır’da Tuzluca ve di-ğer birçok Iğdır ilçesi için, sulama sorunlarını ortadan kaldıracak adımlar atılmalı. Seracılık desteği ve buna yönelik eğitimler verilmeli. Ayrıca ürünlerin üretilmesinden çok satışında mağduriyetin ortaya çıktığı düşünüldüğünde, bu ürünlerin satışının yapılabileceği imkânların yaratılması gerek-tiği açıktır. Bu doğrultuda yapılan odak grup toplantısında şu konulara değinilmiştir:

“Sulamada modern teknikler kullanılamıyor. Üretici hasat etse bile ürününün mali değeri çok düşük. Girdi masraflarını karşılayabilecek fiyattan ürünü satamıyor. Tarımda makine-leşme yakıt masraflarının fazlalığından dolayı gelişemiyor. Eski usul tarım yapılıyor ya da

158 E.Ü., Iğdır Valisi, Mülakat: Ömer Çaha v.d., 09 Ağustos 2017.

159 G. G., İŞKUR Ağrı İl Müdürü, Mülakat: Havva Çaha, Ömer Çaha, 21 Temmuz 2016.

160 A.S., Ardahan İŞKUR Müdürü, Mülakat: Oğuzhan Altınkoz ve Durmuş Okan Bozkırlı, 11 Ağustos 2017.

tarım alanları boş kalıyor. Aynı zamanda miras bölüşümünden dolayı araziler parçalanıyor ve bu durum tarım alanlarının yeterince değerlendirilmemesine neden oluyor. Dolayısıyla meyveciliğe elverişli olan Tuzluca’da bile bu sektör gelişemiyor. Hâlbuki topraklar oldukça verimli.”161

Mülakatlardan anlaşıldığı üzere aslında bölgede istihdam sağlayıcı imkânlar bulunmasına rağ-men, bu imkânlar tam kapasiteli değerlendirilememektedir.