• Sonuç bulunamadı

DEĞIŞKENLERE GÖRE INCELENMESI

2.1. Veri toplama araçları

Eğitim Bilimlerinde Teori ve Araştırmalar II

2.1. Veri toplama araçları

Araştırmada veriler, öğrencilere RAM’da uygulanan 3 farklı zekâ testinden (Wechsler Çocuklar İçin Zekâ Ölçeği, Stanford Binet Zekâ testi, Leiter Uluslararası Performans Ölçeği) birinin puanı ve kişisel bilgi formundan elde edilmiştir.

2. 1. 1. Wechsler Çocuklar Için Zekâ Ölçeği (WISC-R)

Zekânın farklı bileşenlerinin ölçen temel ve alt testlerden oluşmaktadır (Çelik, 2013). Wechsler Bellevue tarafından 1949 yılında geliştirilmiş ve 1974 yılında gözden geçirilmiş formu (WISC-R; Wechsler Intelligence Scale for Children-Revised) oluşturulmuştur (Tan, Soysal, Aldemir, &

Işık, 2012). Geliştirilen bu zekâ ölçeği, son halini 2003 yılında Wechsler Çocuklar İçin Zekâ Ölçeği-IV (WISC-IV) ile almıştır (Çelik, 2013). 5 ile 15 yaş arasındaki çocukların zekâlarını ölçmek için kullanılan WISC-IV testi, 10 temel ve 2 yedek alt testten oluşur. Yapılan bu testlerin sonucunda öğrencilerin sözel ve performans zekâ puanlarına ulaşılmaya çalışılır (Yiğit, Erden, & Çelik, 2015).

2. 1. 2. Stanford- Binet Zekâ Testi

Alfred Binet ve Thedore Simon 1905 yılında ‘Binet-Simon’ olarak geliştirdikleri testi, Stanford Üniversitesi 1916 yılında standardize ederek 1937 yılında revize etmiş ve Stanfort-Binet Zekâ Testi adı altında yayınlamıştır. Test 1960, 1972, 1987 ve 2003 yıllarında revize edilerek şu anki halini almıştır (Tunalı, 2007). Stanford-Binet zekâ testi 2 ile 18 yaş arasına uygulanan bireysel bir zekâ ölçeği olup, hem sözel hem de performansa yönelik becerileri ölçmede kullanılır (Kemer & Çakan, 2020).

2. 1. 3. Leiter Uluslararası Performans Ölçeği

Russell Leiter tarafından 1939 yılında geliştirilen 5-16 yaş arasındaki bireylere uygulanan ve sözel olmayan bir zekâ ölçeğidir. Her yaş için farklı alt test içeren ölçeği RAM’lar orijinal haliyle kullanmaktadır. (Kemer &

Çakan, 2020).

2.1.4. Kişisel Bilgi Formu

Kişisel bilgi formu içerisinde bireylerin adının soyadının, cinsiyetinin, anne mezuniyet durumunun, baba mezuniyet durumunun ve aile gelir düzeyinin sorulduğu kategorik seçeneklerden oluşan bir formdur. Formun içeriği incelenerek ilgilenilen araştırma değişkenleri araştırmacılarca belirlenmiştir.

2. 2. Verilerin analizi

Araştırmada elde edilen verilerin analizi, SPSS 22 aracılığıyla bilgisayar ortamında gerçekleştirilmiştir. Verilerin analizinde betimleyici istatistikler, parametrik ve non-parametrik testler uygulanmıştır. Veri

Öznur Tulunay Ateş, Musa Anaç, Özlem Akin Mart 22.

analizine geçmeden önce analizin geçerli ve güvenilir olması için veriler kontrol edilmiştir. Verilerin normal dağılıp dağılmadığı incelenirken;

ortalama, ortanca ve mod değerlerine, çarpıklık ve basıklık katsayıları incelenerek merkezi eğilim ölçülerindeki normalliğin kontrolü; histogram, box-plot, normal Q-Q ve eğimden arındırılmış Q-Q grafikleri aracılığıyla da grafikler ile normalliğin kontrolü sağlanmıştır. Yapılan analizlerde aritmetik ortalama, medyan ve mod’un birbirine yakın değerler aldığı görülmüştür. Analiz sonucunda cinsiyet (ortalama: 1.7, mod: 1.7, medyan:

2.0); ailenin gelir durumu (ortalama: 2.1, mod: 2.1, medyan: 2.0), annenin eğitimi (ortalama: 1.2, mod: 1.2, medyan: 1.0) ve babanın eğitim seviyesi (ortalama: 1.3, mod:1.3, medyan: 1.0), öğrencinin sınıf seviyesi (ortalama:

1.3, mod: 1.2, medyan: 1.0), öğrencinin tanısı (ortalama: 1.7, mod: 1.7, medyan: 2.0) değişkenlerinin normal dağıldığı görülmüştür. Ayrıca çarpıklık ve basıklık katsayılarının +1 ve -1 arasında olduğu, histogram grafiğinde normal dağılım eğrisi simetrik ve çan eğrisi şeklinde, normal Q-Q grafiğinde noktalar 45 derecelik çizgiye yakın ve eğiliminden arındırılmış Q-Q grafiğinde verilerin yatay sıfır çizgisi etrafında rastgele dağılım gösterdiği görülmüştür. Normal dağılım göstermeyen değişken ise anne ve babanın birlikteliğidir.

Verilerin çözümlenmesinde betimleyici istatistikler, varyansların homojenliği durumunda parametrik testlerden t-testi ve anova kullanılırken; varyansların homojen olmadığı durumlarda ise parametrik olmayan testlerden Mann-Whitney-U Testi kullanılmıştır. İstatistiksel çözümlemeler için anlamlılık düzeyi p< 0.05 olarak esas alınmıştır.

Anlamlı bulunan sonuçların etki büyüklüğü ise (eta kare/eta square) küçük düzeydeki etki için .01, orta düzeydeki etki için .06; büyük düzeydeki etki için ise .14 (Green & Salkind, 2005) olarak alınmıştır. Bu araştırmada bazı değişkenlerde frekansların düşük olduğu tespit edilmiştir. Bundan dolayı veri setinde değişiklikler yapılmıştır. Çünkü merkezi limit teoremine göre örneklemin en az 30 olması koşuluyla verinin normal dağılım sergileyeceğini kabul edilmektedir (Erilli, 2015). Bu noktada normallik testlerinde ve gruplar arasında anlamlı farklılıklar test edilirken bazı değişkenler n˃30 koşulunu sağlayacak şekilde birleştirilmiştir. Örneğin;

anne babanın eğitim düzeyi (okur yazar değil, ilkokul ortaokul şeklinde bir grup, lise ve üniversite şeklinde ikinci grup olarak ayrılmıştır.

3. Bulgular

Araştırmanın bulgular kısmında öğrencilerin IQ puanlarının; cinsiyete, aile gelir durumuna, anne ve babanın eğitim seviyesine, öğrencilerin tanısına, ebeveynlerin birliktelik durumuna ve öğrencilerin sınıf seviyesine göre farklılaşıp farklılaşmadığı belirlenmiş ve tablolarda yer verilerek incelenmiştir.

.23

Eğitim Bilimlerinde Teori ve Araştırmalar II

3. 1. Öğrencilerin IQ Puanlarının Cinsiyete göre Farklılığı

Öğrencilerin IQ puanlarının, cinsiyetlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığına ilişkin yapılan t-testi bulguları Tablo 2’de verilmiştir.

Tablo 2. Öğrencilerin IQ Puanlarının Cinsiyete göre Farklılığı erkek öğrencilerin IQ puanları (x̄ =5.27) arasında anlamlı bir fark olmadığı görülmektedir [ = 0.371, p>0.05]. Buna göre, öğrencinin kız ya da erkek olmasının IQ puanlarında anlamlı bir fark oluşturmadığı söylenebilir.

3. 2. Öğrencilerin IQ Puanlarının Aile Gelir Durumlarına Göre Farklılığı

Öğrencilerin aile gelir durumuna göre IQ puanlarının belirlenmesi için yapılan anova bulguları Tablo 3’te verilmiştir.

Tablo 3. Öğrencilerin IQ puanlarının Aile Gelir Durumuna Göre Farklılığı

Grup içi 315.968 137 2.306 2.56 0.81

Toplam 327.793 139

Tablo 3 incelendiğinde, ailenin gelir durumuna göre öğrencilerin IQ puanına etkisi anlamlı bir farklılık göstermediği anlaşılmaktadır [

= 2.56, p˃0.05]. Başka bir ifadeyle, öğrencilerin IQ puanları aile gelir durumlarına göre anlamlı bir şekilde değişmemektedir.

3. 3. Öğrencilerin IQ Puanlarının Anne-Baba Eğitim Seviyesine Göre Farklılığı

Öğrencilerin anne-baba eğitim seviyesine göre IQ puanlarının belirlenmesi için yapılan t-testi bulguları Tablo 4 ve Tablo 5‘de verilmiştir.

Tablo 4. Öğrencilerin IQ Puanlarının Anne Eğitim Seviyesine göre Farklılığı

Öznur Tulunay Ateş, Musa Anaç, Özlem Akin Mart 24.

Tablo 4’e göre, öğrencilerin IQ puanlarına ilişkin ortaokul ve altı eğitim seviyesine sahip annelerin ortalamaları (x̄=5.23) ile öğrencilerin IQ puanlarına ilişkin lise ve üstü eğitim seviyesine sahip annelerin ortalamaları (x̄=5.56) arasında anlamlı bir fark görülmemiştir [ =-1.07; p>0.05].

Bu durumda öğrencilerin IQ puanlarının annelerinin eğitim seviyesine göre anlamlı bir farklılık göstermediği söylenebilir.

Tablo 5. Öğrencilerin IQ Puanlarının Baba Eğitim Seviyesine göre Farklılığı eğitim seviyesine sahip babaların ortalamaları ( =5.28) ile, öğrencilerin IQ puanlarına ilişkin lise ve üstü eğitim seviyesine sahip babaların ortalamaları ( =5.37) arasında anlamlı bir fark görülmemiştir [ =-.328; p>0.05].

Bu durumda öğrencilerin IQ puanlarının babaların eğitim seviyesine göre anlamlı bir farklılık göstermediği söylenebilir.

3. 4. Öğrencilerin IQ Puanlarının Tanısına Göre Farklılıkları Öğrencilerin tanısına göre IQ puanların belirlenmesi için yapılan t-testi bulguları Tablo 6’da verilmiştir.

Tablo 6. Öğrencilerin IQ puanlarının Tanılarına göre Farklılığı

Tablo 6’daki bulgular incelendiğinde öğrencilerin IQ puanlarının öğrenci tanılarına göre anlamlı farklılık gösterdiği söylenebilir [ =6.09;

p<0.05]. Test sonucunun etki büyüklüğü d= 0.51 olarak hesaplanmıştır. Bu değer farkın orta derecede olduğunu göstermektedir. Ortalama değerleri dikkate alındığında, normal tanılı öğrencilerin (x̄=6.29) IQ puanlarının, zihinsel yetersizlik tanılı öğrencilerin ( =4.80) IQ puanlarına göre daha yüksek olduğu söylenebilir.

3. 5. Öğrencilerin IQ Puanlarının Ebeveynlerin Birliktelik Durumuna Göre Farklılıkları

Öğrencilerin ebeveynlerin birliktelik durumuna göre IQ puanlarını belirlemek için yapılan Mann Whitney U testi bulguları Tablo 7’de verilmiştir.

.25

Eğitim Bilimlerinde Teori ve Araştırmalar II

Tablo 7. Öğrencilerin Ebeveynlerinin Birliktelik Durumuna Göre IQ Puanları Ailenin

birliktelik

durumu n Sıra

Ortalaması Sıra Toplamı U z p

Birlikte 120 75.12 9014.00

646.000 -3.389 .001

Ayrı 20 42.80 856.00

Tablo 7’deki bulgular incelendiğinde, öğrencilerin IQ puanları ile ebeveynlerinin birlikte ya da ayrı olma durumu arasında anlamlı bir farklılık olduğu görülmektedir (Birlikte-ayrı olma durumu (U=646.000, p<

0.05). Bu durumda, öğrencinin ailesinin birlikte olmasının öğrencinin IQ puanı üzerinde etkisi olduğu söylenebilir. Bu faklılığın yönünü belirlerken, ailesi birlikte olanların IQ puanı sıra ortalamasının (75.12), ayrı olanların sıra ortalaması değerine (42.80) göre daha yüksek olduğu söylenebilir.

3. 6. Öğrencilerin IQ Puanlarının Sınıf Seviyelerine Göre Farklılıkları

Öğrencilerin sınıf seviyelerine göre IQ puanlarını incelemek için yapılan anova testi bulguları Tablo 8’de verilmiştir.

Tablo 8. Öğrencilerin Sınıf Seviyelerine Göre IQ Puanları

Tablo 8’de görüldüğü gibi IQ puanlarına ilişkin anasınıfı ve ilkokula giden öğrencilerin ortalamaları ( =5.19) ile, ortaokul ve liseye giden öğrencilerin ortalamaları ( =5.65) arasında anlamlı bir fark görülmemiştir [ =-1.56; p>0.05]. Bu durumda öğrencilerin IQ puanlarının sınıf seviyelerine göre anlamlı bir farklılık göstermediği görülmektedir.