• Sonuç bulunamadı

B- VERGİ DEMOKRASİSİ

2. Vergi Demokrasisi Kavramı

Siyasal karar alma sürecinde, kamusal mal ve hizmet üretimi için gerekli kaynakların toplanmasında, bireylerin kümülatif olarak karar vermeleri daha sağlıklı sonuçlar doğurmaktadır. Bu sayede toplumun kendi sosyal ihtiyaçlarını giderecek olan mal ve hizmetlere ne kadar kaynak ayırmak istediği de ortaya konmuş olmaktadır. Bu kolektif kararlara katılacakların sayısı, sosyal ihtiyaçlara yönelik kamusal mal ve hizmetlerden yararlanabilecek olan tüketicilerin sayılarına eşittir. Fayda ve maliyetleri bütün toplum bireylerine yayılan mal ve hizmetlerle ilgili olarak alınacak kararlar, iktisadi anlamda, nüfusun tamamının karar alma mekanizmasına katılması mümkün olmadığından, belli nitelikteki kişilerin bu politik karar alma sürecine katılması sonucunu doğurmaktadır. Bu sebeple yaş ve milliyet gibi bazı nitelikler esas alınarak, kolektif kararlara katılacak olan seçmenler ve onların temsilcileri tayin edilmektedir.77

Bu şekilde oluşan seçmen kitlesi, genel irade doğrultusunda toplumun sosyal ihtiyaçlarına yönelik kararlarını siyasal yapıya aktarmaktadır. Bu da vergi

74 David RAMSAY, “The History of the American Revolution”, Colonists Respond to The Tea Act &

The Boston Tea Party, National Humanities Centre, 2013, s.2.

75 Virginia Declaration of Rights, http://www.constitution.org/bcp/virg_dor.htm, (erişim: 17.12.2015).

76 Declaration of Independence, http://www.constitution.org/usdeclar.htm, (erişim: 17.12.2015).

77 Jerry R. GREEN / Jean LAFFONT, Incentives in Public Decision-Making, Amsterdam, North Holland Publishing Company, 1979, s.163’ten naklen; Mustafa SAKAL, “Siyasal Karar Alma Sürecinde Yer Alan Aktörler ve Rolleri”, DEÜİİBFD, C.13, Sa.1, 1998, s.212.

26

yükümlülüklerinin toplu olarak siyasal karar alma mekanizması içerisinde şekillenmesi anlamına gelmektedir ki bu durum, seçmen kitlesinin mükellef kavramı özelinde toplumun demokratik bir unsuru haline gelmesi sonucunu doğurmaktadır.

Yukarıda açıklanan tarihi süreç değerlendirildiğinde, toplumu oluşturan halk kitlesinin kamu gelirlerinin tamamına yakınını sağladığı ancak bu gelirin yönetilmesi ve paylaşılması konularında hak sahibi olarak görülmediği anlaşılmaktadır. Bu durum, toplumun kendi ihtiyaçlarını belirlemek ve belirlediği bu ihtiyaçları karşılamak üzere yönetime katılma talebi geliştirmesinde önemli bir itici unsur olmuştur. Feodal düzenin yıkılarak hak ve özgürlük kavramlarının önem kazanmasıyla gelişen birey olgusu, özelde kişinin genelde ise toplumun kendi kendini idare etmesi anlayışını güçlendirmiştir. Vergisini veren bir vatandaşın devlete karşı asli ödevini yerine getirdiği kabul edildiğinde, onun katılım hakkının tanınması da devletin vatandaşına karşı asli görevi olarak ortaya çıkmaktadır. Nitekim Fransa’da Genel Meclis içerisinde yapılan tartışmalarda vergi vermek, temsil sistemine yani yönetime katılmanın unsuru olarak kabul edilmiştir.78

a. Vergi Demokrasisi ile İlgili Yapılan Çalışmalar

Vergi demokrasisi kavramı yeni bir kavramdır ve tanımı tam olarak yapılmamıştır. Vergi ve demokrasi arasındaki ilişki olarak ele alınan vergi demokrasisi kavramı yapılan çalışmalarda, verginin demokrasi üzerindeki etkisi olarak kabul edilmektedir.79 Bu etkinin gerçekten var olup olmadığına ilişkin olarak çok az sayıda çalışma yapılmıştır. Geleneksel olarak yüksek vergiler, müdahaleci devlet kavramı ile ilişkilendirilmekte ve zayıf bir yönetimin göstergesi sayılmaktadır. Ancak yükselen bir akımla bu geleneksel düşünce, aslında yüksek vergilerin daha iyi bir yönetim sağlayabileceği savına dönüşerek günümüzde taraftar toplamaktadır.80

Vergi ile demokrasi arasındaki ilişkiyi ortaya koymayı amaçlayan çalışmalar doğası gereği deneysel yaklaşımlara dayanmıştır. Doğu Afrika ülkesi Mauiritius’u inceleyen Brautigam, yüksek vergilerin halkın yararına kullanılması durumunda iyi bir

78 SIEYES, s.164.

79 Nurullah GÜR, “Taxation and Democracy: an Instrumental Variable Approach”, Applied Economics Letters, Vol.21, Issue.11, 2014, s.763.

80 Yener ALTUNBAŞ / John THORNTON, “Does Paying Taxes Improve The Quality of Governance?

Cross-Country Evidence”, Bangor Business School Working Paper, March 2010, s.4.

27

yönetim gerçekleşeceği ve bunun da demokrasiyi güçlendireceği sonucuna varmıştır.81 Afrika kıtasına ilişkin daha geniş bir çalışmayla Collier de benzer sonuçlara ulaşmıştır.82 117 ülke arasında ve farklı zamanlarda ancak az değişkenle gerçekleştirilen diğer bir çalışmada Altunbaş ve Thornton, demokrasinin vergileme ile birlikte gelişebileceğine ilişkin sonuç almışlardır.83 Vergilemeyi gelir eşitsizliği çerçevesinde ele alan Yi, gelir eşitliğinin yüksek olduğu ülkelerde vergilerin de yüksek olmasının demokrasi seviyesini yükselteceği savına ulaşmıştır.84 Yakın zamanda kıtalar bazında gerçekleştirilen başka bir çalışmada da vergilerin demokrasi üzerinde kesin ve önemli bir etki yarattığı; yüksek vergilemenin demokrasiyi olumlu etkilediği ortaya konmuştur.85

Bu sonuçların aksine 113 ülke ve 27 yıllık bir dönemi sınırlı değişkenlerle analiz eden Ross, demokrasi ile vergi arasında bir ilişki olmadığı sonucuna varmıştır.86 Benzer şekilde sadece Senegal açısından bir analiz yapan Juul da vergi gelirlerinin yerelleştirilmesi ile yerel demokratik yapının güçlenmesi arasında bir ilişki olmadığını ortaya koymuştur.87

Mutascu ise yüksek vergilerin demokrasiye etkisini, kamuya geri dönen mal ve hizmetlerin kalitesine bağlamıştır; eğer demokratik olmayan bir rejimde dahi bu mal ve hizmetlerin aynı şekilde kaliteli olarak halka geri yansıtılması sağlanırsa daha yüksek vergilere uyumun da sağlanabileceğini belirtmiştir.88

Barilari ve Brand; 2009 yılında yayımladıkları ampirik çalışmalarında, 130 ülkede vergi yükü, kamu harcamaları ve demokrasi arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir.

Bu çalışmada, vergi yükü belli bir eşiğin (%28) altında ise ve harcamaları karşılamıyorsa sürdürülebilir bir ekonomik ve sosyal istikrardan bahsetmenin mümkün olmayacağı sonucuna varmışlardır. Bu durumda demokrasi yokluğu (yağmacı bir

81 Deborah BRAUTIGAM, “Building Leviathan: Revenue, State Capacity and Governance”, IDS Bulletin, Vol.33, No.3, 2002, s.16-18.

82 Bkz. Paul COLLIER, The Bottom Billion, New York, Oxford University Press, 2007, s.99-124.

83 ALTUNBAŞ / THORNTON, s.13,26.

84 Dae Jin YI, “No taxation, No Democracy? Taxation, Income Inequality, and Democracy”, Journal of Economic Policy Reform, Vol.15, No.2, 2012, s.87.

85 GÜR, s.766.

86 Michael L. ROSS, “Does Taxation Lead to Representation”, British Journal of Political Science, Vol.34, 2004, s.243-246.

87 Kristine JUUL, “Decentralization, Local Taxation and Citizenship in Senegal”, Development and Change, Vol.37, No.4, 2006, s.844,845.

88 Mihai MUTASCU, “Taxation and Democracy”, Journal of Economic Policy Reform, Vol.14, No.4, 2011, s.347.

28

otoriter rejim) veya eksik demokrasi (hibrid rejim) söz konusudur. Vergi yükü bu eşiğin üzerinde olmasına rağmen, harcamaların niteliği ve bileşimi, eşitliğin olmadığı bir toplumdan kaynaklanıyorsa ve böyle bir toplumu yansıtıyorsa, dinamik bir gelişme ile birlikte liberal bir demokrasi, ancak toplumda artan bir eşitsizlik söz konusudur. Vergi yükü yüksek (%40-45) ise ve harcamaların niteliği ve bileşimi de toplumsal eşitliğe dayanıyorsa demokrasinin yüksek olduğu gelişmiş bir ülkeden bahsetmek mümkündür.89

b. Tanımlar

Vergi ve demokrasi arasındaki ilişki olarak kabul edilen vergi demokrasisi kavramı, yapılan çalışmalara rağmen teorik bir tanıma oturtulamamıştır. Bu bakımdan kavramın tanımlanması ihtiyacı doğmuştur. Aşağıda vergi demokrasisi kavramına ilişkin olarak belirlediğimiz bazı tanımlamalar yapılmıştır.

Vergi demokrasisi kavramının klasik anlamını, tarihi süreçte ortaya çıkan vergi yükümü ile yönetime katılma/ülke idaresinde söz sahibi olma ilişkisi içerisinde kabul edebiliriz. Bu kabul, verginin klasik (mali) amacı ile de doğru orantılı olacaktır. Şöyle ki devlet bütçesine gelir sağlama fonksiyonu olarak kabul edilen bu klasik/mali amaç, demokrasi kavramı ile birleştirildiğinde vergi veren kişinin yönetime katılma hakkına sahip olması şeklinde yorumlanabilmektedir.

Günümüzde vergi vermek ve yönetime katılmak arasındaki ilişki, modern devletin müdahaleci olması çerçevesinde ele alınabilir.90 Bu durum vergi demokrasisinin modern anlamını oluşturmaktadır. Devlet, vatandaşlarının ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak üzere gerekli önlemleri almak ve politika geliştirmekle;

başka bir deyişle toplum hayatına müdahalede bulunmakla yükümlüdür. Bu yükümlülük bireylerin ekonomik ve sosyal açıdan gelişme hakkını ortaya çıkarmaktadır.

Geniş anlamda vergi demokrasisi; mükelleflerin, her türlü karar alma mekanizmaları içerisinde yer alabilmeleri olarak tanımlanabilir. Burada kastedilen;

sadece vergi ile ilgili kararlar olmamakta, vergilemeye ilişkin olmayan diğer her türlü

89 André BARILARI / Thomas BRAND, Le Paradoxe de Montesquieu, De La Corrélation Entre L’Importance Des Prélèvements Obligatoires, Le Developpement Économique Et Social Et Le Niveau De Démocratie, Revue Française Des Finances Publiques (RFFP), No:108, Octobre 2009, s.159,160.

90 Marc LEROY, Taxation, The State and Democracy, Brussels, Public Action, Vol.7, 2011, s.17.

29

yönetsel kararların alınmasında de etkinliği vurgulanmaktadır. Dolayısıyla geniş anlamda vergi demokrasisi mükellefiyet temelinde yönetime katılma halidir.

Dar anlamda vergi demokrasisi ise; mükelleflerin vergi ile ilgili kararlara müdahalede bulunabilmesi şeklinde tanımlanabilir. Buradaki sınır, kararların vergilemeye ilişkin olması gerekliliğidir. Bu müdahale; vergi ile ilgili karar alınırken, alınan karar uygulanırken veya uygulandıktan sonra denetim şeklinde ortaya çıkabilir.