• Sonuç bulunamadı

Devletlerin 12. yy’da ortaya çıkan ve 15. yy’da olgunlaşan süreçte, gelir unsuru olarak vergileri parasal/nakdi biçimde toplamaya başlaması, modern kamu maliyesi sisteminin temeli kabul edilmektedir. Avrupa’da bu süreç maliye tarihi yazınında, feodal tipteki “Mülk Devleti”nden (Domain State) “Vergi Devleti”ne (Tax State) geçiş olarak adlandırılmaktadır.104 Vergi devleti kavramı, egemenlik yetkisine dayanarak vergi koyan ve harcamalarını düzenli olarak topladığı vergilerle finanse eden modern devleti ifade etmektedir.105 Modern devletin üstlendiği ekonomik ve sosyal/beşeri görevlerin yerine getirilmesi için ihtiyaç duyulan gelir kaynağının en büyük kısmını vergiler oluşturmaktadır. Bu durum sürdürülebilir bir yapı için, vergi sisteminin geliştirilmesi ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Devletler daha çok vergi geliri elde edebilmek için vatandaşlarına karşı yükümlülük altına girmiş, insanlar da ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için devletten beklenti içerisine girmiştir. Sonuç olarak modern bir devlet sistemi içerisinde iki taraflı işleyen vergiler, devleti biçimlendiren bir fonksiyona dönüşmüştür.

Tarihi sürece bakarsak, 14. ve 15. yy’da Avrupa’daki kralların mutlak yetkilerinin olmadığı ve yetkilerini zümre meclisleri ve lordlarla paylaştıkları görülmektedir. Bu durum her hükümranın sahip olduğu toprakları, bağlayıcı bir egemenlik kavramı olmaksızın kendi şahsi iradelerine göre yönetmesi sonucunu doğurmuştur. Bu dönemde özel ve kamusal alan ayrımı yapılmamıştır. Devletin asli gelir unsuru, kralın kendi topraklarından ve tebaasından alınan vergi benzeri gelirlerden oluşmaktadır. İlerleyen dönemde bu feodal toplum düzeni, egemen gücün zamanla savaş finansmanını sağlayabilmek adına sermaye gruplarına borçlandığı ve bu grupların da adeta kendi vergi sistemlerini yaratarak devlete kabul ettirdikleri bir sürece dönüşmüştür. Bu bakımdan modern bir devlet olarak vergi devleti kavramı, kapital bir ekonomi düzeni içerisinde devlet borçlanmasını finanse etme amacına dayalı bir toplumsal sistem niteliği taşımaktadır.106

104 Ceyhun GÜRKAN / Yiğit KARAHANOĞULLARI, “Vergi Devletine Kuramsal Yaklaşımlar”, Maliye Dergisi, Sa.165, Temmuz-Aralık 2013, s.2.

105 Recai DÖNMEZ / Özge MUTLU KAYA, “Vergi Devleti Kavramı ve Tarihsel Temelleri”, Uluslararası Antalya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.2, Sa.4, Aralık 2014, s.100.

106 Richard A. MUSGRAVE, “Schumpeter’s Crises of The Tax State: An Essay in Fiscal Sociology”, Journal of Evolutionary Economics, Vol.2 Issue.2, 1992, s.91,92.

33

Avrupa’da savaş finansmanı açısından gelişen vergi devleti kavramı, özellikle Türk akınlarını durdurabilmek için daha fazla asker temin edebilmek ihtiyacından ortaya çıkmıştır. Avrupa’daki savaşlar ve çatışmalar kralın kendi menfaati olarak algılanmaktayken; Türk akınlarına karşı girişilen savaşların kamu güvenliği için bir gereklilik arz ettiği ileri sürülerek feodal devletlerden talep edilen para meşrulaştırılmıştır. Bu sayede feodal devletlerin kralın talebini kabul etmesiyle özel mülkiyet ve kamusal mülkiyet ayrımı kuvvetlenmiş ve modern anlamda devlet doğmuştur.107

Ancak hemen belirtmek gerekir ki Batı tarihinde ortak bir vergi devleti tipinden bahsedilemez; bazı ülkeler açısından vergi devleti idari bir yapılanma temelli gelişmişken diğer ülkelerde yukarıda açıklandığı şekliyle sermaye tabanlı olarak gelişmiştir. Ancak günümüz vergi devleti kavramı, kapitalist piyasa ve üretim ilişkileri ile toplumsal yeniden üretim modelinin küresel ölçekte devletler ve toplumlar arasında kurumsallaşması neticesinde birbirlerine yaklaşmıştır.108

İslam uygarlığı açısından ise, vergi devleti kavramı bağlamında, devletlerin çok erken tarihlerden itibaren sürekli ve düzenli bir vergi sistemine sahip oldukları söylenmektedir. İslam hukukunun temel kaynaklarında yer alan zekât, cizye ve haraç gibi mali yükümlülükler, modern vergi hukukunun uzun bir tarihsel süreç sonunda ulaştığı “vergilerin yasallığı” ilkesinin teorik ve pratik temelini oluşturmuştur. Nitekim özellikle zekâtın konusu, yükümlüsü, vergilendirme dönemi ve vergilendirmeye ilişkin diğer temel unsurları İslam’ın temel kaynaklarında açık ve net bir şekilde ortaya konmuştur.109

Osmanlı Devleti de İslam uygarlığının ilkeleri çerçevesinde bir vergi sistemi uygulamıştır. Ancak diğer İslam medeniyetlerinde olduğu gibi feodal düzenin de devam ediyor olması neticesinde vergi devletine tam bir geçiş olduğu söylenemez. Aşarın 1841 yılında nakdi olarak tahsili ile birlikte Osmanlı Devleti, mülk devletinden vergi devletine tam bir geçiş yapmıştır. Bu geç dönüşüme rağmen dgene de pek çok

107 MUSGRAVE, “Schumpeter’s…”, s.107.

108 GÜRKAN / KARAHANOĞULLARI, s.3.

109 DÖNMEZ / MUTLU KAYA, s.105.

34

araştırmacı, Osmanlı Devleti’ni modern devletin erken dönem örneği olarak nitelemektedir.110

Modern vergi devleti kavramı, müdahaleci devlet kavramının gelişmesiyle ortaya çıkmıştır. Devlet, ekonominin içinde bulunmak durumundadır. Dolayısıyla ekonomiye müdahale etmelidir. Bu müdahalenin vergi aracılığıyla yapılmasında iki olgu ortaya çıkmaktadır. Bunlar; vergi toplamak ve toplanan vergileri kamu hizmetlerinin finansmanında kullanmaktır. Her iki olgunun da verginin amaçları doğrultusunda sağlıklı bir şekilde işletilmesiyle etkin bir vergi sistemi oluşturulabilir.

Vergi devletine tipolojik yaklaşımda; müdahalenin ve vergilemenin yüksek olduğu devlet, müdahaleci devlet olarak karşımıza çıkmaktadır. Müdahalenin yüksek olduğu ancak vergilemenin düşük olduğu devlet, Schumpeter’in ortaya koyduğu vergi devletinin krizi kavramını ortaya çıkarmakta; müdahalenin düşük ancak vergilemenin yüksek olduğu devlet ise müsrif devlet olarak nitelenmektedir. Hem müdahalenin hem de vergilemenin düşük olduğu devlet ise liberal devlet olarak kabul edilmektedir.111 Müdahaleci devlet kavramı doğası gereği, vergi devletini en çok karşılayan kavramdır.

Vergilerin yüksek olması, devletin ekonomik ve sosyal/beşeri hayata müdahalesini kolaylaştırmakta, vergi veren insanların da devletten bu yöndeki beklentilerini artırmaktadır.

Vergi devletine geçiş ile dünya üzerindeki siyasal, ekonomik ve sosyal yapı da değişim geçirmeye başlamıştır. Gerçekten de kamu maliyesi tarihi, ulusların tarihi üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Şöyle ki mali önlemler, sanayileşmeyi ve ekonomik sistemleri meydana getirmiş ve ortadan kaldırmıştır. Kamu maliyesi uygulamalarının bu stratejik rolü, özellikle kriz dönemlerinde belirginleşmektedir.112 Vergi devleti kavramının borçlanma temelli olması, ekonomik olarak kırılgan bir durum ortaya çıkarmakla birlikte kamu yatırımlarının ve dolayısıyla kalkınmanın bir aracı olarak da görülebilmektedir. Ancak devletlerin borçlanarak büyümesi uzun vadede, destekleyen başka enstrümanlar olmazsa, sürdürülebilir bir sistem olarak kabul edilmemektedir.

Farklı türde devlet yapılanmaları içinde modern mali sistem ve vergi devletini ortaya çıkaran belirli bazı unsurlar bulunmaktadır. Bunlar; kapitalist üretim sisteminin

110 DÖNMEZ / MUTLU KAYA, s.106.

111 LEROY, s.133.

112 MUSGRAVE, “Schumpeter’s…”, s.90.

35

gelişimi, sermaye ve ücretli emek arasındaki ilişki, uzun mesafeli ticaretin gelişmesi, ekonominin parasallaşması, devletlerin finansal sermayeden borçlanabilme imkânı ve gücü, sermayenin devlete borç vererek birikim rejimini devam ettirebilme gücü ve olanağı, yeni gelişmeler içindeki toplumlarda feodal yapıların direnç gösterme gücü, devlet yönetimlerinin çıkan vergi isyanlarını bastırabilme güçleri ve vergi devletinin toplumsal sınıflarla politik ilişkisidir.113 Bu unsurlar, vergilerin sosyo-ekonomik ve politik bir rol üstlenmesine sebep olarak devletlerin mali sistemleri üzerinden onları çeşitli yönlerde biçimlendirmiştir.

Vergiler kamu gelirleri arasında en yüksek paya sahip olan gelir unsurlarıdır.

Kamu harcamalarının büyük çoğunluğu da elde edilen bu vergi gelirleri ile finanse edilmektedir. Vergi devletini, kamu gelirini artırmak için yüksek vergiler salan bir sistem olarak görmek isabetli olmayacaktır. Vergi devletinin gerçekleştirilmesi, kamu eliyle ve son tahlilde devlet destekli özel teşebbüs eliyle kalkınmanın sağlanması için büyük önem taşımaktadır. Bu kalkınma yalnız ekonomik anlamda değil, aynı zamanda sosyal ve siyasal olarak da sonuçlar doğuracaktır. Dolayısıyla vergi devleti, refah devletinin gerçekleştirilmesinde ve demokrasinin gelişmesinde önemli bir yere sahiptir.

II. VERGİ DEMOKRASİSİ İLE İLGİLİ YAKLAŞIMLAR

Vergi demokrasisi ile ilgili düşünceler özellikle Montesquieu üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bu bakımdan Montesquieu Paradoksu olarak adlandırılan ve vergi ile demokrasi ilişkisinin teorik temeli kabul edilen bu düşünce sistemi başta olmak üzere, Montesquieu’nün bu düşünce sistemini oluştururken etkilendiği İbn-i Haldun ve günümüzdeki yaklaşımları yansıtan mali sosyoloji düşünürlerinden Tocqueville, Goldscheid, Schumpeter, Mann, Pareto, Sensini, Borgatta, Murray ve Grizotti’nin vergi demokrasisine ilişkin yaklaşımları inceleme konusu yapılacaktır.