• Sonuç bulunamadı

Vazifeleri Dışında İdarelerince Görevlendirildikleri Her Hangi Bir

I V .KAMU YARARI KAVRAMI

C. Kanun Anlamında Malûl Sayılmayı Gerektiren Durumun

2. Vazifeleri Dışında İdarelerince Görevlendirildikleri Her Hangi Bir

Vazife malûllüğüne neden olan ikinci etken ise Kanun’da da belirtildiği üzere, vazifeleri dışında idarelerince görevlendirildikleri herhangi bir kamu idaresine ait işleri yaparken bu işlerden doğan kazalar sonucu meydana gelen sakatlıktır. (Kanun m. 47/1) Kanun’un lafzından da açıkça anlaşıldığı gibi bu durum sigortalının görevi dışında bir nedenden kaynaklanmaktadır.

Söz konusu türden olayların vazife malûliyeti sayılabilmesi için, görevi dışında olan ve başka bir kuruma ait işi, kendi kurumunun vermiş olduğu emir doğrultusunda yaptığı esnada gerçekleşen malûliyet durumunun olması gerekir278.

Burada sözü edilen kurumun, diğer bir kamu kurumu (kamu idaresi) olarak anlaşılması gerekir279. Zira gerek 5434 sayılı Kanun döneminde gerekse 5510 sayılı Kanun vazife malûllüğü imkânlarını kamu görevlilerine tanımıştır. Dolayısıyla da bu kişilerin çalıştıkları işyerleri kamuya aittir ve bir kamu kurumunun, işlerini görmeleri için kendi personelini görevlendireceği diğer kurumun da ancak başka bir kamu kurumu olması gerektiği kabul edilmelidir280.

5510 sayılı Kanun 5434 sayılı Kanun’da olduğu gibi kamu kurum ve kuruluşları listesini sunmamıştır. Bunun yerine Kanun’un 3. maddesinin 21. fıkrasında kamu idaresi tanımına yer vermiştir281. Bu durumda vazife malûliyetine

sebep olacak tarzda görevlendirmelerin, bu madde de beyan edilen kamu idaresi tanımı kapsamında gerçekleşmiş olması gerekmektedir282.

278 AKIN, s.243.

279 Saraç, burada belirtilen kurumları, Emekli Sandığı Kanununun 12/1 bendinde sayılan kurumlar

olarak anlamak gerektiği görüşündedir. Yazara göre maddenin ‘Herhangi bir kuruma ait’ ifadesi, bu duruma işaret etmektedir. Ancak işin yapılacağı kurumların madde 12/1 de sayılan kurumlar olması gerekmektedir. Sandık kapsamında olmayan bir kuruluşa, örneğin, bir Tarım Kredi Kooperatifine veya özel bir şahsa ait bir işi, kurumun talebi olsun veya olmasın yerine getirirken malûl kalan kimseyi, vazife malûlü saymamak gerekir. Zira c fıkrası, sandık kapsamındaki kurumlara ilişkin görevlendirmeleri kapsamakta olup, 12/1 de yasadaki ‘kurum’ kelimesinin, bu Kanun kapsamında olan ve 12. maddede gösterilen yerler için kullanıldığı, açıkça belirtilmiştir,

SARAÇ, s.119.

280 AKIN, s. 243.

281 Kamu idaresi kavramı aşağıda ayrıntılı olarak açıklanmıştı. Bkz. aşa. Birinci Bölüm, §1, I. 282 AKIN, s.244.

Vazife malûliyetine neden olan bu ikinci halde sigortalının, asli görevi dışında kalan ve başka bir kuruma ait işi yerine getirirken malûl olması gerekmektedir. Sigortalının “asli görevi dışında kalan işleri” derken ne anlaşılması gerektiği konusunda öğretide açıklık getirilmiştir. Buna göre söz konusu işler, sigortalının üyesi bulunduğu kuruma karşı yükümlü olduğu, kanun, tüzük ve yönetmeliklerle çizilmiş yetki ve sorumluluk arasında kalan işlerdir. Örneğin, ilde görevli bir polis memurunun, jandarmanın köyde yapacağı bir aramaya destek amacıyla emniyet müdürlüğünce görevlendirilmesi ve köyde nereden atıldığı belirsiz bir kurşunla yaralanması olayındaki malûliyet böyledir283.

Sigortalının söz konusu halde vazife malûlü sayılabilmesi, zarara sebep olan görevi dışındaki işin, kendi kurumunun yetkili amirince verildiğinin ispatı gerekir. Emrin yazılı olarak verildiği durumlarda onaylı bir örneği, sözlü olarak verildiği hallerde ise bunu teyit eden bir belge, ispat aracı sayılabilir. Ancak sigortalının, görevi dışındaki işi kendi insiyatifi ile yaptığı hallerde oluşacak malûliyet, vazife malûliyeti olarak değerlendirilmemelidir284.

Danıştay’a intikal eden bir olayda, bir belediyenin ortaklığı olan anonim şirkette belediye başkanının oluru ile genel müdür yardımcısı sıfatıyla geçici olarak görevlendirilen mühendis, aynı işyerinde çalışan bir kişi tarafından mesai sırasında makamında silahla vurulmuştur. Saldırıyı yapanın, söz konusu genel müdür yardımcısının zimmetine para geçirdiği iddiası ile görevinden uzaklaştırdığı bir kasiyer olduğu ve saldırıyı bir intikam amacıyla yaptığı anlaşılmıştır. Buna rağmen yerel mahkeme ilgilinin, adı geçen şirkette 657 sayılı Kanunun 87/c maddesinde yer alan ikinci görev yasağına285 aykırı olarak çalıştığını, uğradığı saldırıda asli görevi olan mühendislik görevinin sebep ve etkisinin bulunmadığı gerekçesiyle olayı adi malûliyet olarak değerlendirmiştir. Hatta fiili hizmet süresinin 10 yıldan az olması nedeniyle de davacıya aylık değil toptan ödeme yapılması gerektiğini, bu nedenle

283 SARAÇ, s.119; AKIN, s.244.

284 SARAÇ, s.120

285 İkinci görev yasağı düzenlemesine göre memurlara; a) Bu kanuna tabi kurumlarda, b)

Sermayesinin tamamı Devlet tarafından verilmek suretiyle suretiyle kurulan iktisadi kurumlar ile sermayesinin yarısından fazlası Devlet ait bankalarda, c) özel kanunlarda veya özel kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan banka ve kuruluşlarda, ç) yukarıdaki bentlerde yazılı idare, kuruluş ve bankalar tarafından sermayesinin yarısından fazlasına katılmak suretiyle kurulan kuruluşlarla bunların aynı oranda katılmaları ile vücut bulan kurumlarda, İkinci görev verilemez. Bu kurumlarda her ne ad altında olursa olsun para ödenemez ve yarar sağlanamaz.

yapılan işlemin hukuka uygun bulunduğuna karar vermiştir. Kararın temyizi üzerine kararı inceleyen yüksek mahkeme şu gerekçe ile kararı bozmuştur. Belediye başkanının oluru ile belediyenin ortaklığı olan….AŞ’de geçici olarak görevlendirilen davacının eşinin … AŞ’nde yürüttüğü genel müdür yardımcılığı görevi sırasında, görevi nedeniyle verdiği bir karar sebebiyle ve görevi başında öldürülmesi nedeniyle vazife malûlü sayılması gerektiği açık olup … davayı reddeden mahkeme kararında yasal isabet görülmemiştir. Kaldı ki dosyada bulunan … Belediye başkanının olur yazısında, davacının … kadrosundan aylık almak kaydıyla belediyenin %99,2 hissesinin bulunduğu … AŞ’nde geçici olarak görevlendirildiği belirtildiğinden, bu görevlendirmenin, 657 sayılı Kanun’un 87. maddesinde belirtilen ikinci görev kapsamında değerlendirilmesi de mümkün değildir286.

5510 sayılı Kanun m. 47/1’e göre sigortalının malûl sayılabilmesi için, görevi dışında verilen başka bir işin sadece icrası sırasında gerçekleşen kazayı kapsama almaktadır, yani bu işe gelirken veya giderken oluşan kaza öğretide vazife malûliyeti olarak nitelendirilmemiş, adi malûliyet olarak nitelendirilmiştir287. Ancak bu konuya ilişkin olarak AKIN’a göre, söz konusu hükmün çok katı bir şekilde yorumlanmaması gerektiğini belirtmektedir. Çünkü daha sonraki vazife malûliyetine neden olacak durumda açıklanacağı üzere, sigortalının görevi ile ilgili olarak işe geliş ve işten dönüş sırasında karşılaştığı malûliyet vazife malûliyetidir. Dolayısıyla, görevine gelip giderken ortaya çıkan malûliyeti vazife malûliyeti sayan yaklaşımı, görevi dışında da olsa yine kurumunca verilen talimat üzerine yapılacak bir işe gidip gelişte uygulamamak için hiçbir sebep yoktur. Kaldı ki, vazife malûlü sayılamayı gerektiren işe gidiş gelişleri de bu kapsamda değerlendiren yasanın, yine vazife malûliyeti olarak gördüğü diğer bir işe gidiş gelişleri kapsam dışı tutması düşünülemez288.

286 D11D. 17.05.2005, 2002-4992/2005-2602, AKIN, s.244, Sinerji ve Kazancı Mevzuat. 287 AKIN, s.245, SARAÇ, s.120.

3. Sigortalının Kurumun Menfaatini Korumak Amacıyla Bir İş