• Sonuç bulunamadı

İşyerinde Meydana Gelen Kazadan Doğan Malûliyet

I V .KAMU YARARI KAVRAMI

C. Kanun Anlamında Malûl Sayılmayı Gerektiren Durumun

4. İşyerinde Meydana Gelen Kazadan Doğan Malûliyet

Hem 5434 sayılı Kanun döneminde hem de 5510 sayılı Kanunda 17.04.2008 tarih ve 5728 sayılı Kanunla değişiklik yapılmadan önceki dönemde düzenlenen ve vazife malûliyetine neden olan bir etken de işyerinde meydana gelen ve o işyerinin mahiyeti veya çalışma konusundan ileri gelen kazadan doğan malûliyet durumudur.

291 Bkz. AKIN, s.247.

292 SARAÇ, s.120. 293 SARAÇ, s.120.

5434 sayılı Kanun döneminde bu durum şu şekilde ifade edilmiştir. Buna göre; fabrika, atölye ve benzeri işyerlerinde, işe başlamadan evvel iş sırasında veya işi bitirdikten sonra, o işyerinde meydana gelen ve yine o işyerinin mahiyetinden ya da çalışma konusundan ileri gelen kazadan doğmuş olması halinde vazife malûlü sayılacağı düzenlenmiştir.

Yine yukarda belirtmiş olduğumuz sebeplerde olduğu gibi bu durumda da vazife malûlü sayılabilinmesi için iki durumun birlikte gerçekleşmiş olması gerekmekteydi. Bunlardan ilki, kazanın işyerinde olması, ikincisi ise kazanın o işyerinin mahiyeti ya da çalışma konusundan ileri gelmesiydi. Belirtelim ki, kaza işyerinde olsa dahi, kaza işyerinin mahiyeti ya da çalışma konusundan kaynaklanmıyorsa sigortalı vazife malûlü olarak kabul edilemezdi. İşyerinden kasıt sigortalının işini icra ettiği yerdir. Yani 5434 sayılı Kanun döneminde örnek kabilinde sayılan fabrika atölye gibi yerlerdir. Sigortalının işini icra ettiği yerdir. İşyerinin mahiyeti veya çalışma koşulları olarak da tehlikeli, patlayıcı, parlayıcı, zehirleyici madde üretilen yerler sayılabilir. Örneğin, Makine ve Kimya Endüstri Kurumu’nun mühimmat deposunda oluşan bir patlamayla yıkılan duvarın, oradan geçmekte olan muhasebe müdürünün yaralanmasına sebebiyet vermesi, o işyerinin çalışma konusuna ilişkin bir kazadan ileri gelmiştir. Bu sebeple muhasebe müdürünün vazifesi ile ilişkisi olmayan bir kazadan dolayı yaralanması söz konusu değil ise de, vazife malûlü sayılacaktır. Mesai bittikten sonra tünelden çıkmak için ilerlediği sırada tünelin çökmesi sonucu yaralanan sigortalı da vazife malûlüdür. Bir başka ifadeyle, hükmün ifade tarzından açıkça anlaşıldığı üzere, kazanın kazalanan sigortalının doğrudan kendi işi ile ilgili olması gerekmediği sonucuna varılabilir. İşyerinin mahiyeti veya çalışma konusundan meydana gelmiş olması yeterliydi. Yukarıdaki örneğe benzer mahiyette patlayıcı madde üreten kamu kuruluşunun personel bölümünde çalışan iştirakçinin, işyerinde stoklanan mühimmatın patlaması sonucu uğradığı malûliyet vazife malûliyeti olarak değerlendirilecektir294.

Memur ve diğer kamu görevlilerinin kamu kuruluşlarında yaptıkları görevler ve çalışma koşulları düşünüldüğünde, madde metninde düzenlenen türden olayların gerçekleşebilme ihtimali çok düşüktür. Bu konuda da yargıya intikal eden pek fazla olay yoktur. Ancak yargıya intikal eden olaylardan birinde silahlı kuvvetler mensubu

294 SARAÇ, s.121; AKIN, s.249.

olan sigortalı, görev yerinde ve vazifesinin başında iken, tüfeğinin dipçiğini yere koyup namlusunu kontrol etmek istemiştir. Tüfeğin üzerine eğildiği sırada ise kendi dikkatsizliği ve tedbirsizliği ile ateş alan silah, hayatını kaybetmesine sebep olmuştur. Davalı idare, ilgilinin ölümünün intihar şüphesi uyandırdığı, bu nedenle hakkında vazife malûllüğü hükümlerinin uygulanamayacağını iddia etse de olay vazife malûliyeti olarak nitelendirilmiştir295. Yüksek mahkemeye göre, ölen askeri intihara teşvik ve ikna eden, intiharı kolaylaştıran veya intihara yardım eden herhangi bir şahıs veya delil bulunamamıştır. Dolayısıyla, ölümün intihar sonucu meydana gelmiş olması karşısında söz konusu olayda vazife malûllüğü hükümlerinin uygulanabilmesi mümkün değildir.

5510 sayılı Kanunda değişiklik yapılmadan önce, 5434 sayılı Kanun’dan farklı olarak sigortalıların işyerinde maruz kaldığı kazanın vazife malûliyetine sebep olabilmesi için, sadece kaza anında görevini yapıyor olmalarına bağlamıştı. Aksi halde, örneğin öğle arasında dinlenirken, yemek yerken veya kültürel veya sportif bir etkinlik yaparken kazalandıklarında, vazife malûlü imkânlarından yararlanamazlardı. 5434 sayılı Kanun’da ise işe başlamadan önce, iş sırasında veya iş bittikten sonra kazanın gerçekleşmiş olması önem arz etmemektedir. Bu durum da, Kanun’un 4/a kapsamındaki sigortalılara uygulanan iş kazası düzenlemesi ile bağdaşmamaktadır. Zira 5510 sayılı Kanun’un 13/1 maddesine göre, sigortalının işyerinde bulunduğu sırada uğradığı her kaza, sebebi ne olursa olsun iş kazası sayılmaktadır. Bu durumda, aynı işyerinde çalışan 4/a kapsamındaki bir sigortalı ara dinlenmesinde işyerinde meydana gelen bir doğal gaz patlamasında yaralandıklarında, 4/a kapsamındaki sigortalın iş kazası sonucu malûl sayılabilirken 4/c sigortalısı, vazife malûliyeti hükümlerinden yararlanamamaktaydı296. Yine başka bir durum da, özel sektörde çalışan ve 4/a kapsamına giren bir sigortalı fabrika alanında işini bitirmesi ardından örneğin üzerini değiştirdiği sırada kazalandığında, salt işyerinde bulunduğu sırada iş kazası sayılacağı halde, aynı durumdaki bir kamu çalışanı salt yasanın 4/c kapsamında olması nedeniyle vazife malûlü sayılamayabilirdi. Ayrıca bu yeni yapı, sigortalının görev yerinden ayrılarak evine giderken uğradığı kazayı vazife malûliyeti

295 D10D. 18.10.1999, 1997-9/1999-5209, www.danistay.gov.tr, 14.03.2010. 296 AKIN, s.250.

sayarken, henüz görev yerinden ayrılmamış olduğu sırada karşılaştığı kazayı bu kapsamda değerlendirmeyerek son derece garip bir sonuç daha ortaya koymuştur.

Kanun koyucu, yukarda da beyan edilen eleştiri ve görüşleri dikkate alarak, 17.04.2010 tarih ve 5728 sayılı Kanun’un 27. maddesi ile 47. maddede değişiklik yapmıştır. Buna göre kazanın işyerinde meydana gelmesi 4/c kapsamındaki sigortalının vazife malûlü olması için yeterlidir. İşyerinin mahiyeti ve konusundan kaynaklanmış olması gerekmemektedir. Buna göre de işyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür (4857 S.lı Kanun m. 2). Bu şekildeki düzenleme ile de diğer sigortalılara uygulanan iş kazası ve meslek hastalığı sigortası ile paralellik sağlanmıştır. Böylece Kanun’un tüm sigorta gruplarına aynı hükümlerin uygulanmasına yönelik amacına uygun hareket ettiği görülmektedir. Bu durumda bir işyerinde herhangi bir kazanın gerçekleşmesi sonucunda malûliyetin oluşması, sigortalının vazife malûlü sayılabilmesi için yeterlidir.

5. Sigortalının Göreviyle İlgili Olarak İşe Gelişi ve İşten Dönüşü