• Sonuç bulunamadı

Genel (Adi) Malûllük Aylığının Başlaması, Ödenmesi ve Alt Sınırı

I V .KAMU YARARI KAVRAMI

C. Genel (Adi) Malûllük Aylığının Başlaması, Ödenmesi ve Alt Sınırı

Malûllük aylığının ne zaman başlayacağına ilişkin soruya 5510 sayılı SSGSSK m. 27/2 cevap verir. Buna göre; “Malûllük aylığı, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerindeki sigortalılar ile (c) bendi kapsamında sigortalı iken görevinden ayrılmış ve daha sonra başka bir sigortalılık haline tabi olarak çalışmamış olanların; malûl sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istem tarihinden önce ise yazılı istek tarihini, malûl sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek tarihinden sonra ise rapor tarihini, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında çalışmakta olanların ise, malûliyetleri sebebiyle görevlerinden ayrıldıkları tarihi takip eden aybaşından itibaren takip eder”. Böylece, malûllük aylığı sigortalının işini bırakmış ya da vazifesinden ayrılmış olması koşuluyla, rapor tarihi yazılı istek tarihinden önce ise yazılı istek tarihi, rapor tarihi yazılı istek tarihinden sonra ise rapor tarihini takip eden aybaşından itibaren başlar. Bu koşulların arasında bir sıralama zorunluluğu yoktur. Önemli olan tüm koşulların gerçekleşmiş olmasıdır. Dolayısıyla aylık, tüm koşulların gerçekleştiği tarihi izleyen aybaşından başlar350.

2. Ödenmesi

Hak sahiplerine veya sigortalıya bağlanan gelir ve aylıklar her ay peşin olarak ödenir. Gelir ve aylıkların ödeme dönemleri, ödeme tarihleri, ödeme şekli ve ödeme merkezleri Kurumca belirlenir. (Kanun m. 55/VI) 5510 sayılı Kanun’un bu düzenlemesinin yanında Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği de gelir ve aylıkların ödenmesi başlığı altında kanunun uygulanmasını gösterir mahiyette düzenlemeye yer vermiştir. Yönetmeliğin 73. maddesinde ödeme dönemi ve ödeme tarihleri düzenlenirken, 74. maddesinde de ödeme şekli ve ödeme merkezleri konusunda düzenlemeye yer vermiştir. Buna göre “sigortalıya ve hak sahiplerine bağlanan gelir ve aylıklar, Kurumca belirlenen dönem ve tarihlerde her ay peşin olarak ödenir. Ödeme günü cumartesi gününe rastlayan grubun ödemesi cuma, pazar gününe rastlayan grubun ödemesi pazartesi günkü grup ile birleştirilerek yapılır. Ödeme günlerinden herhangi birinin cumartesi veya pazar günü dışında resmî tatil gününe

rastlaması hâlinde, ödemelerin hangi tarihlerde yapılacağı, Kurumca belirlenerek ilan edilir. Daha önce belirlenen ödeme dönem ve tarihlerinin Kurumca yeniden düzenlenmesi hâlinde, ödeme tarihleri öne alınanların gelir ve aylıklarından bir kesinti yapılmaz. Ancak, ikinci fıkra hariç olmak üzere, ödeme tarihleri ileri alınanlara bir ayı aşan gün karşılığı kadar fark ödenir. Bu maddenin birinci ve ikinci fıkralarında belirtilen nedenlerle ödeme günü öne alınan sigortalı ve hak sahiplerine ödenen gelir ve aylıklar geri alınmaz”.

SSİY m. 74’e göre, “Sigortalı ve hak sahiplerinin gelir ve aylıklarının ödenmesini sağlamak ve ödeme merkezlerini belirlemek üzere Kurum, bankalarla ve PTT ile protokol imzalayabilir. Ödemeler, protokol imzalanan bankalara ve PTT bilgi işlem birimlerine bilgisayar ortamında gönderilen ödeme bilgilerinin, gelir ve aylık sahipleri adına banka şubelerinde açılan mevduat veya çek hesaplarına aktarılması ile sağlanır. İlk defa ödemeler kütüğüne dâhil edilen gelir ve aylık sahiplerinin birikmiş ödemeleri ile daha önce hak kazanılan birikmiş ödemeler de, bilgisayar ortamında düzenlenen kayıtlara eklenerek, işlemin sonuçlandığı ayı takip eden ilk ödeme döneminde ödenmek üzere, ilgililerin hesaplarına aktarılır. Sigortalı veya hak sahiplerine bir defaya özgü olarak ödenecek olan emeklilik ikramiyesi, toptan ödeme ve ilgilinin sağlığında hak edip alamadığı gelir ve aylıklarından varislere yapılacak ödemeleri, mevduat veya posta çek hesabı açılmadan ilgili ödeme merkezleri aracılığı ile ödenir. Bu maddenin birinci ve ikinci fıkralarında belirtilen nedenlerle ödeme günü öne alınanlar ile durum değişikliği veya ölüm hâlinde sigortalı ve hak sahiplerine durum değişikliği veya ölüm tarihine ait Kanun’da belirtilen ödeme döneminde peşin ödenen gelir ve aylıklar geri alınmaz. Uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi hükümleri saklı kalmak kaydıyla, yurtdışında sürekli ikamet edenlerin gelir ve aylıkları, yazılı istekleri hâlinde, masrafları kendilerince karşılanmak üzere yurtdışı hesaplarına transfer edilir”. Kurumca belirlenen yaşın üzerinde olanlar ile başkasının bakımına muhtaç olduğu Kurumca tespit edilen ya da sağlık kurulu raporu ile belgelenen sigortalı veya hak sahiplerinin gelir ve aylıkları, yazılı istekleri üzerine PTT aracılığıyla, bildirdikleri adreste ödenebilir.

Onsekiz yaşını doldurmamış veya ergin olmayan çocuklara, kısıtlılara veya kendisine kayyım tayin edilen kimselere ait gelir ve aylıklar, bunların veli, vasi veya kayyımlarına ödenir. Vekillere (veli, vasi veya kayyım) yapılacak ödemelerde,

sigortalı veya hak sahibine ait gelir ve aylığı alma yetkisi bulunduğunu açıkça belirten ve noterlikçe onaylanmış vekâletnamenin ödeme merkezlerinin ilgili personeline ibraz edilmesi şarttır (SSİY. m. 76).

Kurum gerekli gördüğü durumlarda kendisi veya yetki vermiş olduğu bankalar veya PTT aracılıyla yoklamalar yapabilir. Bunun amacı gelir veya aylık almakta iken ölen ya da gelir ve aylık alma koşullarını kaybedenlerin zamanında belirlenerek, öncelikle bunlar adına yapılan ödemelerin durdurulmasını, daha sonra da gelir ve aylığın kesilerek varsa yersiz olarak yapılan ödemelerin ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilmesini sağlamaktır ( SSİY. m. 77 ). Sigortalının yaşayıp yaşamadığının tespiti amacıyla Kurum ödemeler kütüğü ile Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün nüfus kütükleri her ay 15 günü geçmemek üzere belirli periyotlarla karşılaştırılır. Aylık alma hakkını yitiren sigortalıların aylık ödemeleri durdurulur ( SSİY. m. 79/2 ).

3. Alt Sınırı

Sigortalıya bağlanacak olan aylığın alt sınırı konusunda Kanun’un ilk halinde herhangi bir düzenlemeye yer verilmemişti. Ancak 17.04.2008 tarihinde 5754 sayılı Kanunla Kanun’un 55. maddesinde yeni bir fıkra daha eklenerek aylığın alt sınırı konusu da açıklığa kavuşturulmuştur351. Buna göre, “Bu Kanun’a göre sigortalıya

bağlanacak aylıklar ile ölen sigortalının hak sahiplerinin aylıklarının hesabına esas tutar, çalışma sürelerindeki her yıl için 82 nci maddeye göre tespit edilen prime esas günlük kazanç alt sınırları dikkate alınarak, talep veya ölüm yılına ait Ocak ayı itibariyle 29 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenen ortalama aylık kazancın % 35’inden, sigortalının bakmakla yükümlü olduğu eşi veya çocuğu varsa % 40’ından az olamaz”. Hak sahibi kimselerin aylıkları; hak sahibi bir kişi ise bu fıkraya göre hesaplanan alt sınır aylığın % 80’inden, hak sahibi iki kişi ise % 90’ından az olamaz. Uluslar arası sosyal güvenlik sözleşmeleri gereğince bağlanan kısmı aylıklar için bu fıkra hükümleri uygulanmaz”. Bununla birlikte Kanun’da malûllük aylığı bakımından başka bir alt sınır daha konulmuştur. Bu da yine aynı maddenin dördüncü fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre; “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılar için ayrı ayrı olmak üzere,

351 UŞAN, s.248.

malûllük sigortasından dosya bazında her yıl bağlanan aylıkların aylık başlangıç tarihinin ait olduğu yılın Ocak ayı itibariyle yıl içine ait artışlar uygulanmaksızın hesaplanacak tutarları, yaşlılık sigortasından bir önceki yılın son ödeme ayında söz konusu sigortalılar için ayrı ayrı dosya bazında ödenen en düşük yaşlılık aylığından az olamaz”.

Kurum, sigortalıya veya hak sahiplerine bağlanacak gelir, aylık veya toptan ödemeleri, gerekli belgelerin ve incelemelerin tamamlandığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde hesap ve tespit ederek sonuçlarını bildirmek zorundadır (Kanun m. 42). Bu maddenin 2008 yılında değiştirilmeden önce, ilgililer yazıyı aldıkları günden başlamak üzere iki ay içinde Kuruma veya Kurumca verilen karar üzerine, yetkili mahkemeye başvurarak Kurum kararına itirazda bulunabilir. Mahkemeye itiraz, kararın uygulanmasını geciktirmez, şeklinde düzenleme mevcuttu. Ancak bu cümle maddeden kaldırıldı. Bu durumda ilgililer Kurumun işlemine karşı dava açamayacaklar mı? Bu şekildeki düzenleme Kurumca yapılan tespit ve bildirime karşı dava açılamayacağı anlamına gelmez. İlgililer Kurumun bu kararına karşı da ilgili İş Mahkemesinde dava açabilirler. Bu maddeye göre açılacak itiraz davasının konusu, aylığı hesaplayan Kurumun kararı olacaktır.

Kanun m. 97/4’e göre, “Bu Kanuna göre bağlanan gelir ve aylıklarını tahakkuk ettirildiği tarihlerden itibaren aralıksız altı ay sonuna kadar tahsil etmeyenlerin gelir ve aylıkları, gelir ve aylık bağlanma şartlarının devam edip etmediğinin tespiti amacıyla durdurulur. Durdurulan aylıklar, sigortalı ya da hak sahipleri tarafından Kuruma talepte bulunulması durumunda, müstahaklık tespiti yapıldıktan sonra tekrar başlatılır” (SSİY m. 79/2). Aylık bağlanma şartlarının devam ettiği anlaşılırsa aylıkların ödenmesine, durdurulduğu tarihten itibaren devam edilmesi gerekir352.

Malûllük aylığı almakta olanlara fazla ve yersiz olarak yapıldığı tespit edilen 5510 sayılı Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler geri tahsil edilir. Bu konuyu da Kanun’un 96. maddesi düzenlemiştir. Buna göre, “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu

352 GÜZEL/OKUR/CANİKLİOĞLU, s.430.

kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler; kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden, Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, üç aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır”. Ancak bu konuda şunu da belirtmeliyiz ki, kötüniyetli olarak bu ödemeleri alanlara ilişkin hüküm isabetli ise de, Kurumun hatası sonucu tamamen iyiniyetli olanlara ilişkin olarak getirilen hüküm isabetli olmamıştır. Böyle bir durumda konunun BK 61 vd. maddeleri uyarınca sebepsiz zenginleşme olarak kabul edilip, sigortalının ellerinde kalan miktarla sorumlu olduklarının kabul edilmesi daha isabetli olurdu353.

Alacakların yersiz ödemelere mahsubu, en eski borçtan başlanarak borç aslına yapılır, kanunî faiz kalan borca uygulanır. Bu hüküm ilgili hak sahiplerinin muvafakat etmeleri kaydıyla, aynı dosyadan diğer bir hak sahibine yapılan yersiz ödemelere mahsubunda da uygulanır. Yersiz ödemenin gelir ve aylıklardan kesilmesinde, kesintinin başlayacağı ödeme dönemi başı itibarıyla kanunî faizi ile birlikte hesaplanan borç tutarı, gelir ve aylıktan % 25 oranında kesilmek suretiyle uygulanır. Yersiz ödemelerin tespiti ile geri alınmasına ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. Bu konuya ilişkin olarak Fazla veya Yersiz Ödemelerinin Tahsiline İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik354 çıkarılmıştır.

Sigortalının hak etmiş olduğu malûllük aylığının haciz edilebilmesi veyahut da devredilebilmesi konusunda Kanun’un 93. maddesinde bir düzenlemeye yer verilmiştir. Buna göre; “Bu Kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerine gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu Kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez.

353 GÜZEL/OKUR/CANİKLİOĞLU, s.430. 354 28.07.2008 t ve 27010 S.lı RG.

Gelir, aylık ve ödenekler; 88 inci maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemezler. Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürlüğü tarafından reddedilir”. Bu fıkra Kanun’a 18.02.2009 tarihli ve 5838 sayılı Kanun’un 32. maddesi ile eklenmiştir. Bu fıkranın eklenmesi ile daha önce hükmün kamu düzenine ilişkin mutlak emredici niteliği ortadan kaldırılmıştır. Borçlunun yani aylık sahibinin rızası ile aylıkları haczedilebilecektir355.

D. Genel (Adi) Malûllük Aylığının Kesilmesi ve Yeniden Başlaması