• Sonuç bulunamadı

I V .KAMU YARARI KAVRAMI

A. Kavram

noksanlık: Tek bir fonksiyonu ilgilendiren vücudun bir bölümü ile ilgilidir. Sakatlık: Sağlık alanında bir noksanlığın sonucunda meydana gelen ve normal olarak kabul edilebilecek bir kişi ile mukayese edildiğinde bir işi yapabilme performansının kaybedildiği, kısıtlanıldığı veya sınırlandırıldığı bir durumu ifade eder. Malûllük ise: Sağlık alanında bir noksanlık veya sakatlık neticesinde, belirli bir kişide meydana gelen ve o kişinin yaş, cinsiyet, sosyal ve kültürel faktörlere nazaran normal sayılabilecek faaliyette bulunma yeteneğini önleyen ve sınırlayan dezavantajlı bir durumu ifade eder70. Bir örnek ile üç kavramı açıklayacak olursak, mesela felç olan kişi ayaklarını kullanamadığı için noksan bir kişidir. Bu kimsenin yürüyememesi, merdivenleri kullanamaması sakatlık durumudur. Ancak, kişinin binanın giriş katından ikinci kata çıkması isteniyor ve bunu da yalnız merdiven aracılığı ile yapabiliyorsa o zaman malûldür. Bununla birlikte bina da rampa veya merdiven varsa kişi malûl değildir. Yani, malûllük belirli hareket ve belirli yerler için söz konusudur.

Birleşmiş Milletler de sakat kavramını tanımlamıştır. Buna göre; normal bir kişinin kişisel veya sosyal yaşantısında kendi kendine yapması gereken işleri, bedensel veya ruhsal kabiliyetlerindeki kalıtımsal ya da sonradan olma herhangi bir noksanlık sonucu yapamayanlar şeklinde tanımlanmıştır71.

Uluslararası Çalışma Örgütünce kabul edilen Mesleki Rehabilitasyon ve İstihdam (sakatlar) Hakkında 159 sayılı sözleşmeye göre: Fiziksel ve ruhsal bir noksanlık sonucu uygun bir işi sağlamak, o işi korumak (sürdürmek) ve bu işte

69 UŞAN, Sakatlık, s. 5.

70 UŞAN, Sakatlık, s. 9-10.

ilerlemek (yükselmek) ihtimalleri önemli ölçüde azalmış olan kişi şeklinde sakatı tanımlamıştır72.

Avrupa Birliği de sakat kavramı konusunda bir tanım yapmıştır. Buna göre: Fiziksel veya zihinsel veya psikolojik noksanlıkların neticesinde, normal olarak kabul edilen bir insan için, bir eylem veya fonksiyonun yapılabilmesinin imkânsız kılındığı veya sınırlandığı bir kişidir, şeklinde tanımlanmıştır.

Ülkeler arasında da sakatlık tanımları konusunda benzerlik ve farklılıklar da görülebilmektedir. Şimdi de bazı ülkelerin sakatlık tanımlarına bakalım. Amerika Birleşik Devletlerinde sakat; Temel yaşam aktivitelerinin birinin veya daha fazlasının fiziksel veya zihinsel bir noksanlık nedeniyle sınırlandığı kişiyi veya böyle bir noksanlığı nedeniyle kaydolmuş, yani geçmiş hayatında başından bir sakatlık geçmiş olan ve artık sakatlığı kalmamış kimseyi veya toplum içerisinde başkalarının davranışlarıyla böyle bir noksanlığı var olarak algılanan kişiyi ifade eder73. Alman Hukukuna göre sakat: Düzensiz fiziksel, zihinsel ve psikolojik durumunun etkilerinin bir sonucu olarak, sosyal entegrasyon için kapasitesini etkileyen fonksiyonel sakatlığa uğramış kimsedir74. İngiliz Hukukuna göre ise: Yaralanma, hastalık veya doğuştan gelen bozukluk sebebiyle istihdama girişte veya istihdam ilişkisini sürdürmede veya kendi hesabına çalışırken önemli ciddi şekilde malûliyete uğrayan kimsedir75. Fransız Hukuku da sakat tanımını yapmıştır. Buna göre: Fiziksel veya

zihinsel yeteneklerinin eksilmesi veya yetersizliği nedeniyle normal bir istihdamda işe giriş ve iş ilişkisini sürdürme ihtimalinin önemli derecede sınırlandırdığı kimsedir76. Bu şekilde birçok farklı tanımlar ülkelerin mevzuatlarında ve hukuklarında mevcuttur77.

Sakatların istihdamı Hakkında Tüzükte78 sakatlık tanımı çalışma gücü esas alınarak tanımlanmıştır. Buna göre: Bedensel, zihinsel ve ruhsal özürler nedeniyle

72 UŞAN, Sakatlık, s.12.

73 UŞAN, Sakatlık, s. 16; AKIN, s.150. 74 UŞAN, Sakatlık, s.16; AKIN, s.150 75 UŞAN, Sakatlık, s.18.

76 UŞAN, Sakatlık, s.30. 77 Bkz. UŞAN, Sakatlık, s.31 vd. 78 16.05.1987 t. ve 19402 S.lı RG.

çalışma gücünün en az %40’dan yoksun olduğu sağlık kurulu raporu ile belgelenenler, bu tüzük kapsamında sakat sayılırlar79. SSK, Bağkur, Emekli Sandığı Kanunlarında da malûl kavramına yer verilmiştir. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanuna göre: “Çalışma gücünün en az üçte ikisini kaybeden, üçte iki kayıp söz konusu olmasa da çalışamaz olduğu tespit edilen veya iş kazası veya meslek hastalığı neticesi meslekte kazanma gücünün en az %60’ını kaybedenler malûllük sigortası yardımlarından yararlanır”. Bağ-Kur Kanun’a göre ise: “Bu Kanun’un uygulanmasında çalışma gücünü en az üçte ikisini yitirdiği tespit edilen sigortalı malûl sayılır” şeklinde tanımlamış, yine Emekli Sandığı Kanunu da; “her ne sebep ve suretle olursa olsun vücutlarındaki hâsıl olan arızalar ve tedavisi imkânsız hastalıklar yüzünden görev yapamayacak duruma giren iştirakçiler malûl sayılır” şeklinde tanımlamıştır.

Yine 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanunda80: “65 yaşını doldurmadığı halde, başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek şekilde malûl olduklarını tam teşekküllü hastaneden alacakları sağlık kurulu raporu ile kanıtlayanlar ile durumlarına uygun bir işe yerleştirilemeyen sakatlar tabirini kullanmıştır”81. Esasen buna ilişkin yönetmelikte onsekiz yaşından büyük ve 65

yaşından küçük olanlardan, çalışma gücünü %40 ile %70 arasında kaybedenler, aynı kaybı %70’in üzerinde olanlar malûl olarak tanımlanmıştır. 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nda82 da malûl çalıştırma yükümlülüğü getirmiştir, ancak malûllüğün tanımı yapılmamıştır. Buna ilişkin çıkarılan yönetmelik83 de ise malûllüğün tespitini sağlık kurulu raporuna bağlamıştır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu da sakatlara indirim getirmiştir. Sakatlık halinde yapılacak indirimlerin belirlendiği yönetmeliğe84 göre sakatlık durumlarını birinci, ikinci ve üçüncü derece olmak üzere derecelere ayırmıştır. Birinci derece sakatlık: Çalışma gücünün %80’nden fazlasını (%80 dâhil) kaybetmiş olanlar. İkinci derece sakatlık: %60 ile

79 AKIN, s.151; UŞAN, Sakatlık, s.37. 80 06.01.1994 t. Ve 21810 s.lı RG. 81 UŞAN, Sakatlık, s.39; AKIN, s.151 82 12.04.1991 t. ve 20843 mük. S.lı RG. 83 29.03.1996 t. ve 22595 S.lı RG. 84 28.04.1981 t. ve 17324 S.lı RG.

%80 arasında çalışma gücünü kaybetmiş olanlar. Üçüncü derece sakatlık ise: %40 ile %60 arasında çalışma gücünü kaybetmiş olanlardır.

Sosyal Hizmetler alanında düzenleme getiren 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu85 başlangıçta sakat kavramını kullanmakta iken, 1997 yılında yapılan değişikliğin ardından özürlü kavramını kullanmaya başlamışlardır. Buna göre: “Özürlü, doğuştan veya sonradan herhangi bir hastalık veya kaza sonucu bedensel, zihinsel, ruhsal, duygusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle normal yaşamın gereklerine uymama durumunda olup, korunma, bakım rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyacı olan kişiyi ifade etmektedir86”.

Buraya kadar sakatlık kavramını ve malûliyet ile bağlantısını açıklamaya çalıştık. Son olarak Türk Hukuk Lügatına baktığımız da malûliyet, bir kişinin dıştan gelen etki veya bir kaza ya da hastalık sonucunda hareket yeteneğini tümüyle ya da kısmen kaybetmesidir. Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre ise, sadece sakat olmayı ifade eder. Ancak bu tanım genel nitelikte olup bu çalışmamız için yeterli olmaz.

Sonuç olarak malûllük; Sosyal Güvenlik Hukuku bağlamında belli düzeye gelmiş sakatlığı ifade etmektedir. Başka bir değişle Sosyal Güvenlik Kurumu sunacağı sigorta yardımlarına hak kazanılabilmesini sakatlık oranının belli bir orana ulaşmasına bağlı tutmuş ve bu orana erişenleri malûl kabul etmiştir. Dolayısıyla malûllük, daha ziyade sosyal sigorta haklarının elde edilmesi amacıyla yapılan değerlendirmelerde kullanılmakta olsa da temelde bir sakatlık nitelendirmesidir87.

B. Malûl Sayılma