• Sonuç bulunamadı

Vakfiyelerde Para Vakıflarının Kuruluş ve İşleyişleri

C- Literatür ve Yöntem

1.2. Osmanlı Devleti’nde Para Vakıfları

1.2.2. Vakfiyelerde Para Vakıflarının Kuruluş ve İşleyişleri

Osmanlı döneminden kuşkusuz bize kalan ve sahiplendiğimiz en önemli kurumların başında vakıflar gelmektedir. Genellikle vakıflar gayr-i menkul194 vakıflara dayanmakla

birlikte, bunlardan biri olan paranın gelirinin akar olarak kabul görüp nemasından hayrâtın faydalandığı bir vakıf çeşidi olan para vakıfları da hem vakıf hem finans tarihi açısından çok önemli kurumlardır.

Osmanlı toplumunda menkul değerlere dayanan para vakıfları geniş bir uygulama alanı bulmuştur. Gelişen ve değişen şartlara göre Osmanlı hukukçuları ve âlimleri içtihatlarda bulunmuş ve menkulün vakfını, vakfedilen çiftliğin içerisinde bulunan ziraî aletlerde olduğu gibi gayr-i menkule bağlı olma özelliği ve bu konuda örfün bulunması halinde caiz görmüşlerdir.195 Para vakıfları, vakfın faaliyetleri, vakfiyesinde belirtilen şartlar

çerçevesinde yürütülmektedir. Mütevellîye teslim edilen vakıf mal üzerinde, nezâret yetkisi dışında hiç kimsenin müdahale hakkı bulunmamaktadır.196 İdarî ve iktisadî açıdan vakıflar,

kâdının gözetimi ve denetimi altında bulunurlar. Kadı mütevellînin yönetimini denetleyerek hesapları inceler ve harcamaları kontrol eder.197

192 Bu dönemden sonra para vakıflarının caizliği kabulü hususunda yeni bir tartışmaya literatürde

rastlanmamıştır. Ayrıca para vakıfları ister sadece para vakfedilerek kurulsun ister bir gayrimenkulle beraber kurulsun vakfiye şekli hiç değişmeden 16. Yüzyıldan 20. Yüzyıla kadar şekli olarak devam etmiştir.

193 Bir kimse diğer bir kimseye istirbahkasdı ile onu on bir buçuktan (yüzde on beş) borç verip 1 yıl sonunda

nbh'ı borçludan almağa kâdir olurmu? Cevap olarak; olur şeklinde bir cevap verilmiştir. Bkz. Fetvayi Fevziye, 431.

194Yazır, age, 20-23. 195Yazır, age, 27-28. 196 Özcan, age, 110. 197 Çiftçi, age, 83.

Para vakıflarının kuruluşu gerçekleştirildikten sonra, vakfın sermayesi yani asl-i malı, işletim yöntemlerinden biri ile işletilmektedir. Bu bilgiler, kadı huzurunda tescîl edilen idâne hücceti adlı belgelere kaydedilmektedir. Para vakıflarının işletilmesinde temel prensip, vakfedilen paranın anapara198 olarak muhafaza edilerek işletilmesi ve elde edilen gelirin vakıf amaçları doğrultusunda harcanmasıdır.199

Para vakıflarının kuruluş ve işleyişleri ile ilgili konular üç aşamada incelenmektedir. İlk olarak bir para vakfının kuruluşunun nasıl gerçekleştirildiği ve tescîl işlemleri gibi hususlar ele alınacaktır. İkinci aşamada kuruluşunu tamamlamış herhangi bir vakfın idâne (kredi) işlemlerinin nasıl yürütüldüğü, hangi usullerin uygulandığı konusu işlenecektir. Son aşamada ise vakfın faaliyetleri sonucunda elde edilen gelirin ne şekilde harcandığı üzerinde durulacaktır. Buna ilaveten vakıfların idarî organları ve denetimleri ile ilgili hususlar da incelenecektir. Başlangıçta sınırlı bir faaliyet alanı olan para vakfı uygulamalarının zamanla gelişerek değişik adlar altında, farklı fonksiyonlar icra eden kurumlara da örneklik ettiği görülmektedir.

Kuruluş şekli olarak, para vakıflarında herhangi bir dönemde bir farklılık gözlemlenmemiştir. Sadece Arapça ve Farsça bazı vakfiyelere rastlanmıştır. Vakıf kurucuları, hukukî mercilere tescîl ettirdikleri vakfiyelerde, bir taraftan yapmayı amaçladıkları hayır, hasenat ya da tesis ettikleri hayrât hakkında bilgi verirlerken, diğer taraftan da vakfedilen menkulün (paranın) kullanım ve işletilme şartlarını açıklamışlardır.

Para vakıfları vakfiyelerden tespit edilen bilgilere göre; (istirbah, karz, mudârebe, bidâ’a, murâbaha, beyʻ-i istiğlâl, akara tebdîl, Evkâf-ı Hümayûn Beytülmal Kassamlığı’nda nemalandırma, Kısmet-i Askeriyye Mahkemesi’nde istirbah)200 gibi finansman metotları uygulanmaktadır. Bizim çalışmamızda bu metotlara ek olarak (irbah, idâne, imal, tenmiye) kavramlarına da değinilmiştir.

Vakıf paraların işletilmesi birtakım şartlara bağlıydı. Vakıf paralar muâmele-i şer’iyye yoluyla işletilmesi zaman zaman alimler arasında sert tartışmalara neden olmasına

198Anapara Sadaka-i Câriye olup, doğrudan aslı malı oluşturmaktadır. Bu vakfı oluşturan en önemli unsurdur. 199 Alper Değer ve Erdoğan Canan, “16. ve 18 yy. Arasında Bursa Para Vakıfları ve Bursa Ekonomisine

Etkileri”, Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Sayı: 1/Cilt: XXVIII, (2009): 90.

200 Bu yöntemler teker teker ayrıca anlatılacaktır. Bkz. Mehmet Bulut, “Finansal İstikrar ve Para Vakıfları

Etkisi: Rumeli Para Vakıfları Örnekleri”. İslam Ekonomisi ve Finansı Dergisi (İEFD), 2 (1), (2016): 55-76.; Mevlüt Çam, “Vakıf Müessesi ve Para Vakıfları” Lira – Bülten, (Ankara: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, 2014), 35-41.

rağmen, ekonomik nedenler yüzünden yaygın bir şekilde para vakıfları uygulama alanı bulmuş ve belirtilen yöntemlerle işletilmesine devam edilmiştir. Para vakıflarının, ihtiyacı olanları, daha yüksek faiz hadleriyle tefecilik yapanların ellerinden kurtarma ve onlara uygun şartlarla kredi sağlama gayesine yönelik olduğu da söylenebilir. Üstelik para vakfedenlerin genellikle idareci sınıfına mensup olmaları hatta şeyhülislamlardan para vakfı yapanların vakfiyelerine bu vakfın muâmele-i şer’iye ile işletilmesi şartını koyanların dahi olması bu işin bilinçli yapıldığı düşüncesini doğrulamaktadır201.

Para vakıfları, ellerindeki sermaye olarak konulan paraları; belli bir zaman dilimi içerisinde borç olarak vererek, gelirinden elde edilen ribh ile vakfiyelerinde bahsedilen amaçları gerçekleştirirler. Bu amaçları dört başlık altında toplayabiliriz.202

1. Dinî kurumlarının (cami, mescit gibi) ihtiyaçlarının giderilmesi, 2. Sosyal işlerin yerine getirilmesi,

3. Meslek gruplarının ihtiyaçlarının giderilmesi, 4. Eğitim kurumlarının ihtiyaçlarının giderilmesi.

Para vakıfları bu ihtiyaçları yerine getirirken 2 başlık halinde harcama yapar.

1- Vakfın İdaresi ve İşlerin Yürütülmesine İlişkin Harcamalar

Vakfın idaresi ve işlerinin yürütülmesi için bu vakıfları yöneten mütevellî, nâzır, câbî ve kâtip gibi vakıf görevlilerine verilen ücretlerden oluşan idarî harcamalardır. Bu harcamaları yapan görevlilerden; mütevellî, vakfın yöneticisidir. Mütevellî vakıf işlerini, vakfiye şartları ve şer’î hükümler çerçevesinde yerine getirir. Nâzır, vakfın gözetim ve denetiminden sorumlu olup, vakfın faaliyetlerinin vakfiyeye uygun olarak yürütülüp yürütülmediğini, herhangi bir ihmal veya suiistimal bulunup bulunmadığını takip eden kişidir. Câbî, vakfın tahsildarı olup, daha çok büyük vakıflarda bulunan bir görevlidir. Vakfın her türlü tahsilatını ya kendisi ya da gerekli durumlarda kadıyla birlikte gerçekleştirmektedir. Kâtipler ise vakfın hesaplarının tutulmasından ve yazışmaların yapılmasından sorumlu görevlileridir.203

2- Vakfın Kuruluş Amacını Gerçekleştirmeye Yönelik Harcamalar

Vakıf sisteminin bir parçasını oluşturan para vakıfları, kuruluş amacını gerçekleştirmeye yönelik olarak gerçekleştirilen ve bu sistem içinde yer alan hizmetleri

201Yediyıldız, agm., XVIII/159; Mehmet Şimşek, “Osmanlı Cemiyetinde Para Vakıfları”, Çorum İlahiyat Fakültesi

Dergisi, (1985), 217.

202 Cafer Çiftçi, Bursa’da Vakıfların Sosyo-Ekonomik İşlevleri, (Bursa: Gaye Kitabevi, 2004), 54. 203 Özcan, age, 78.

finanse etmektedir. Kuruldukları ilk dönemde para vakıflarının genel amacı mahalle, köy ya da bulunduğu bölgede ahalinin çeşitli ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. 16. yüzyıla gelindiğinde para vakıfları, halkın avârız vergilerinin ödenmesi, dinî ve eğitim ihtiyaçlarının karşılanması ve hayır hizmetlerinin karşılanması gibi amaçlara da yönelmiştir.204

Bu hizmetler ana hatlarıyla, altyapı ve bayındırlık hizmetleri, dinî ve kültürel hizmetler, eğitim hizmetleri, sağlık hizmetleri, sosyal güvenlik, dayanışma hizmetleri ve hayrî hizmetlerinden oluşmaktadır. Böylece, sermayenin işletilmesinden sonra elde dilen gelirler, vakıfların kuruluş amacını gerçekleştirmek için yapılan harcamalara aktarılmış, vakıfların idaresi ve diğer işlemlerin yürütülmesi için görevli olan kişilerin ücretleri bu paralardan sağlanmıştır. 205