• Sonuç bulunamadı

‹flgöremezlik Ödene¤i Ald›¤› Dönem Sigortal›l›k Süresi Olarak Dikkate Al›n›r; Ancak Prim Ödeme Gün Say›s›nda Dikkate Al›nmaz

ÖZET: Dava, hizmet tespiti ve işçilik alacaklarının tahsili taleplerine ilişkindir.

Uyuşmazlık, davacının raporlu olduğu dönemde uzun vadeli sigorta kolla-rı bakımından sigortalı sayılıp sayılmayacağı noktasında toplanmaktadır.

Uzun vadeli sigorta kollarında (malullük, yaşlılık, ölüm) işçinin istirahatli olarak geçici işgöremezlik ödeneği aldığı dönem sigortalılık süresi olarak dikkate alınır. Ancak bu süreler prim ödeme gün sayısında dikkate alınmaz.

Açıklanan hususlar dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olma-sı usul ve yasaya aykırıdır.

➣ 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu m. 77, 104, 105, 108.

D

avacı, davalılardan işveren nezdinde 20.08.2005 - 17.03.2007 tarihleri arasında çalıştığının ve işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini iste-miştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.

Hükmün, davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi M.Ç. tarafından düzenlenen rapor-la dosyadaki kâğıtrapor-lar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

Karar

1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektiri-ci nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,

2- Dava, davacının 20.08.2005 - 17.03.2007 tarihleri arasında kesintisiz çalıştı-ğı halde davalı işyerinde geçen ve davalı kuruma bildirilmeyen hizmetlerinin tesbi-ti istemine ilişkindir.

Mahkemece, istemin kısmen kabulü ile davacının 20.09.2005 - 17.03.2007 ta-rihleri arasında aylık asgari ücretle sürekli olarak çalıştığının tesbitine, kuruma bil-dirilen sürelerin dışlanmasına, fazla istemin reddine karar verilmiştir.

Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 20.09.2005 tarihinde 1028663 işye-ri sicil numaralı işyeişye-rinde işe girdiğine dair işe giişye-riş bildirgesinin kuruma veişye-rildiği, davalı işyerinin 03.11.1998 tarihinde 506 Sayılı Yasa kapsamına alındığı, davacının davalı işyerinde, 2005/12. ayda 11 gün, 2006/4. ayda 26 gün, 10. ayda 23 gün, 2007/1. ayda 29 gün, 3. ayda 24 gün diğer aylarda ise 30 gün bildirildiği, bordro ta-nıklarının beyanına göre davacının kesintisiz olarak işyerinde çalıştığı, 2005/12. ay-da 11 gün, 2006/10. ayay-da 23 gün, 2007/1. ayay-da 29 gün olarak ücret bordrolarının imzalı olduğu, ancak kuruma verilen eksik gün bildirim formunda davacının adının bulunmadığı, davacının 19.04.2006 - 24.04.2006 tarihleri arasında raporlu olduğu anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlık, davacının imzalı ücret bordrolarının bulunduğu ancak kuruma verilen eksik gün bildirim formunda adının bulunmadığı dönemlerde ve 19.04.2006 -24.04.2006 tarihleri arasındaki raporlu olduğu dönemde uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalı sayılıp sayılmayacağı noktasında toplanmaktadır.

506 Sayılı Yasanın 2. maddesinde, hizmet akdine dayalı olarak bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılan kimselerin bu yasaya göre sigortalı sayılacağı belirtilmektedir. 506 Sayılı Yasanın 32. maddesinde sigortalıya, iş kazalarıyla mes-lek hastalıkları kapsamı dışında kalan hastalıklarda geçici iş göremezlik süresince günlük ödenek verileceği, 37. maddesinde ise hastalık sebebiyle geçici iş göremez-liğe uğrayan sigortalılardan geçici iş göremezliğin başladığı tarihten önceki bir yıl içinde en az 120 gün hastalık sigortası primi ödemiş bulunanlara, geçici iş göremez-liğin üçüncü gününden başlamak üzere her gün için geçici iş göremezlik ödeneği verileceği bildirilmiştir. Aksi bir sözleşme veya toplu iş sözleşmesi ile kararlaştırıl-madığı taktirde hastalık süresinde işverenin ücret ödeme yükümlülüğü bulunma-maktadır. Geçici iş göremezlik ödeneğinden prim kesilmeyeceğinden ve bu dönem-de işverence ücret ödönem-denmediğindönem-den istirahatli geçen sürenin “primi ödönem-denmiş sigor-talı gün” olarak değerlendirilmesine yasaca ve hukukça olanak bulunmadığı açıktır.

Uyuşmazlığın çözümü için “sigortalılık süresi” (çalışma süresi) ile “prime esas gün sayısı” kavramları üzerinde durmak gerekir.

Sosyal güvenlik mevzuatımıza 506 Sayılı Yasanın 108. maddesi ile getirilen sistemde sigortalının ilk sigortalı olduğu tarihten yaşlılık aylığı talebinde bulundu-ğu tarih, tahsis için başvurmayan sigortalılar için de ölüm tarihi arasındaki süre

“sigortalılık süresi” olarak kabul edilmiş, çalışılmayan süre de 506 Sayılı Yasanın 2. maddesi anlamında olmasa bile sigortalılık süresi olarak kabul edilmiştir.

Kurumun iş kazalarıyla meslek hastalıkları, hastalık, analık, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının gerektirdiği her türlü yardım ve ödemelerle her çeşit yönetim giderlerini karşılamak üzere 506 Sayılı Yasa hükümlerine göre prim tahakkuk etti-rebileceği süreye ise “prime esas gün sayısı” denir.

506 Sayılı Yasanın “Kısa vadeli sigorta kollarında nazara alınmayan” süreler başlıklı 104. maddesinde iş kazalarıyla meslek hastalıkları, hastalık veya analık si-gortalarından geçici iş göremezlik ödeneği alan sigortalının iş göremediği sürenin kısa vadeli sigorta kollarından yapılacak sigorta yardımlarına kavuşabilmek için be-lirli süre (sigortalılık süresi) içinde yasayla saptanan prim ödeme gün sayısı kadar prim ödenmiş olması gerektiğinden bu belirli süre (sigortalılık süresi)’nin hesabın-da nazara alınmayacağı bildirilmiş, 105. maddede ise uzun vadeli sigorta kolların-da sigortalılık süresinde nazara alınmayacak süreler yönünden böyle bir düzenleme yapılmamıştır. Hal böyle olunca; hastalık nedeniyle istirahatli kalınan ücret ödenmeyen, geçici iş göremezlik ödeneği alınan dönemin uzun vadeli sigorta kolla-rında (malullük, yaşlılık, ölüm) “sigortalılık süresinde” çalışılmış gibi kabul edile-rek nazara alınacağı, ancak prime esas gün sayısında nazara alınmayacağının kabu-lü gerekir.

Nitekim 506 Sayılı Yasanın 77. maddesin de de bu kanun gereğince primlerin hesabına esas tutulacak günlük kazancın, sigortalının, bir ay için prime esas tutulan kazancının otuzda biri olduğu, günlük kazancın hesabına esas tutulan ay içindeki bazı günlerde çalışmamış ve çalışmadığı günler için ücret almamış sigortalının gün-lük kazancının o ay için prime esas tutulan kazancının ücret aldığı gün sayısına bö-lünerek hesaplanacağı, sigortalıların günlük kazançlarının hesabında esas tutulan gün sayılarının, aynı zamanda, bunların “prim ödenme gün sayılarını” göstereceği bildirilmiştir.

Somut olayda davacıya 19.04.2006 - 24.04.2006 tarihleri arasında prime esas kazanç niteliğinde olmayan 506 Sayılı Yasanın 89. maddesi gereğince ödenen sos-yal yardım niteliğinde olan “geçici iş göremezlik ödeneği” ödenmesi nedeniyle ge-çici iş göremezlik ödeneğinden prim kesilmeyeceğinden hizmet tespitine karar ve-rilecek süre içinde istirahatli sürenin nazara alınmaması gerekir.

Öte yandan, davalı işverene ait ücret bordrolarının bir kısmının imzalı olduğu ve davacı tarafından imzaların inkar edilmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davalı işverenin ücret bordrolarında davacının imzasını içeren bordrolara geçmiş sü-relerin dışındaki sürelerle ilgili olarak istemin reddine karar verilmesi gerekirken davacının bu süreler de de çalıştığının tesbitine karar verilmesi isabetsiz olmuştur.

Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hü-küm bozulmalıdır.

SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden ilgiliye iadesine, 17.06.2010 gününde oy-birliğiyle karar verildi.

YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 15.06.2010 Esas: 2009/5981 Karar: 2010/6917

Outline

Benzer Belgeler