• Sonuç bulunamadı

a cılık sistemini nasıl etkilediği konusunda sistemat

ülke açısından, bankalardaki daha büyük mülkiyet hakkının, yerel olarak sahip olunan bankaların kârlılık ve marjlarındaki azalmayla bağlantılı olduğuna ilişkin uygulamalı

YAPILAN AMPİRİK ÇALIŞMALAR

Yukarıdaki kısımda teorik çerçevesi kurulan bankacılık sektörüne yabancıların girişinin etkisi bu kısımda ampirik çalışmalar çerçvesinde değerlendirilecektir. Uluslararası bankacılık sektörüne yabancı girişinin etkileri üzerine birçok çalışma yapılmış ve bu çalışmalar ortak bulgular yanında farklı sonuçları da içermektedir.

Yabancı banka varlığının ulusal b nka

ik bir çalışma sağlamayı hedefleyerek 80 ülkenin 7900 banka verisi kullanılarak, 1988-1995 dönemini kapsayacak şekilde, banka düzeyi muhasebe verileri ve makroekonomik veriler kullanılarak yapılan çalışmada, 80 ülkedeki ulusal bankacılık piyasasında yabancı katılımının çapına ilişkin kanıtlar sunulmaktadır. Ayrıca, yabancı bankaların mali durumlarının, ulusal bankaların mali durumuna göre nasıl farklılık gösterdiğine ilişkin bazı kanıtlar verilmektedir. Bu farklar farklı müşteri tabanını, farklı bankacılık prosedürlerini ve bunun yanı sıra, farklı düzenleme ve vergi rejimlerini yansıtabilir. En önemli bulgu, gelişmekte olan ülkelerde, yabancı bankaların, yerli bankalara göre, daha yüksek faiz marjlarına, kârlılık ve vergi ödemelerine sahip olma eğiliminde olmasıdır. Yabancı bankacılık hakkındaki literatürde sıklıkla, yabancı banka girişinin ulusal bankacılık piyasasındaki rekabeti artırabileceği ve böylece ulusal bankaları daha verimli çalışmaya zorlayabileceği belirtilmektedir. Bu çalışma, çoğu

kanıtlar sağlamaktadır. Genel olarak, bu sonuçlar, uzun vadede yabancı banka girişinin, bankacılık müşterileri açısından olumlu refah etkileriyle, ulusal bankacılık piyasalarının işlevini düzeltebileceği yolundaki hipotezle tutarlıdır. Çalışmanın bir başka ilginç bulgusu da, piyasa paylarından çok, giriş yapan sayısının ulusal sektörde rekabet açısından daha önemli olmasıdır. Giriş yapan sayısı çok olduğunda rekabeti artırıyor oysa piyasa paylarının büyük oluşu olügopol piyasa oluşturuyor. Bu, yabancı bankaların ulusal banka rekabetine girişinin etkisinin, önemli bir pazar payı elde ettikten sonra değil, girdikten hemen sonra hissedildiğini göstermektedir152.

sı olarak, bu konu hakkındaki tek kapsamlı araştırma olan Claessens vd.nin 2001 yılında yaptıkları çalışma temel alınmıştır. Yabancı banka girişinin, ulusal bankalar

Yabancı banka girişinin, ulusal bankaların tutumu üzerindeki kısa vadeli etkileri 1990-96 yılları arasında 48 ülkede uygulamalı olarak incelenen çalışmada, başlangıç nokta

ın verimliliğini artırdığına, zira bu bankaların gelir, kârlılık ve maliyetlerinin yabancı bankaların varlığıyla (boyutu yerine) olumsuz olarak bağlantılı olduğuna ilişkin hipotezi destekleyen kanıtlar bulunmuştur153.

Çalışmada Claessens ve diğerlerinin çalışmasının bir adım önüne geçerek, yabancı banka girişiyle ulusal banka tutumu arasındaki ilişkinin, ekonomik kalkınmaya bağlı olup olmadığı incelenmiştir. Ekonomik kalkınmanın daha alt düzeylerinde, bankacılık sektörü genellikle daha az gelişmiştir ve bu durumda, bankacılık tekniklerinde ve uygulamalarındaki kayıplar (leakages) daha önemli olabilir; bunları uygulamak, en azından kısa vadede maliyetleri artırır. Aynı zamanda az gelişmiş ülkelerin bankacılık sektöründe daha az rekabet vardır. Bu da ulusal bankaların, marjlarını arttırarak uygulama maliyetlerini finanse etmesini sağlayabilir. Daha üst ekonomik kalkınma düzeylerinde ise kayıplar bu kadar önemli değildir ve piyasa rekabeti daha güçlüdür ve bu durum, yabancı bankaların rekabet baskısı nedeniyle, daha düşük maliyetlere, marjlara ve kârlara yol açmaktadır. Genelde, bu hipotezi destekleyen kanıtlar bulunmuştur. Özellikle, yabancı banka girişinin, daha düşük ekonomik 152 Stijn Claessens, Demirgüç-Kunt, Aslı, Huizinga, Harry; “How Does Foreign Entry Effect Domestic

Banking Markets?”, Journal of Banking & Finance, 25, 2001, ss. 891-911.

153 Robert Lensink, Hermes Niels, “The Short-Term Effects of Foreign Bank Entry on Domestic Bank

Behaviour: Does Economic Development Matter?”, Journal of Banking & Finance, 28, 2004, ss. 553-568.

kalkınma düzeylerinde maliyet ve marj artışlarıyla bağlantılı olduğu görülmüş, oysa daha yüksek kalkınma düzeylerinde maliyetler, marjlar ve kârlar ya yabancı banka girişiyle bağlantılı değildir, ya da negatif bir bağlantı bulmuştur. Yapılan araştırma, Claessens ve di

pa Birliğinin bankacılık faaliyetleri hakkındaki İkinci Yönergesindeki modelin öneminin vurguladığı gibi, yas

ğerlerinin bulgularının nitelendirilmesi gerektiğini göstermekte ve yabancı banka girişinin kısa vadeli etkilerine bakıldığında ekonomik kalkınma düzeyini yabancı banka girişinin ulusal bankalar üzerindeki etkilerinin belirlenmesinde önemli bir faktör olduğu belirtilmektedir154.

İtalya’da yabancı bankaların giriş ve faaliyet düzeylerini belirleyen etkenlere ilişkin ekonometrik analizler, diğer ülkelerde daha önce yapılan uygulamalı araştırmaların sonuçlarını teyit etmekle kalmayıp, bazı ilginç olaylara da yeni bir ışık tutmaktadır155.

İtalyan bankacılık sistemine olan yabancı girişimde ekonomik entegrasyon önemli bir rol oynamaktadır. Ticaret hacmi, hem girme kararını, hem de faaliyet düzeyini etkilemektedir. Uluslararasılaşan bankalar, tercihen, çok gelişmiş bankacılık sistemleri olan büyük ülkelerden gelmektedir. Her iki denklemde de, giriş yapabilme olasılığı ve faaliyet düzeyi ile ilgili olarak mesafe ilişkisi negatiftir, bu da, yabancı bir ülkede faaliyet göstermenin zorluğunun, coğrafi ve kültürel farklılıklar arttıkça büyüdüğünü göstermektedir. Diğer şeyler sabit kabul edilirse, Avru

al engellerin azaltılması İtalya’da yabancı bankaların faaliyetlerinin gelişmesini kolaylaştırmıştır. İtalya ve yabancı bankanın kendi ülkesi arasındaki ülke-riski farklılığı, sadece giriş denkleminde olumlu etki yaratır ve esas olarak, yüksek riskli ülkelerden girişlerde denetimsel bir kısıtlamayla bağdaştırılabilir. Diğer araştırmaların aksine, İtalya’da bankacılık faaliyetinin göreli kârlılığının, hem giriş kararlarını, hem de faaliyet düzeyini kuvvetli bir şekilde etkilediği görülmüştür. İtalya olayında, hem tanımsal ve hem de uygulamalı analizler, yasal kısıtlamaların ve kâr fırsatlarının, bankaların yurt dışından gerçekleştirdikleri işlem düzeyinin ve türünün belirlenmesinde çok önemli

154 Lensink, Niels, ss. 553-568.

155 Silvia Magri, Alessandra Mori, Paola Rossi, “The Entry and the Activity Level of Foreign Banks in

olduğunu vurgulamaktadır. Bu kısıtlamalar kaldırıldığı zaman yabancı bankalar iş faaliyetlerini, daha fazla katma değeri olan sektörlere kaydırmaya başlamışlardır156.

Asya krizi, yerel finans sistemlerinde bir dizi eksiklik olduğunu göstermiş, muhasebe ve açıklama uygulamalarında, banka şirketinin yönetiminde ve yabancı bankanın kendi ülkesinin denetiminde ve düzenlenmesinde reform yapılması yolundaki çağrıları yoğunlaştırmıştır. Çoğu zaman ulusal finans sektörünün artan yabancı mülkiyetine açılmasının, anlamlı bir şekilde her üç alanda da gelişmeleri hızlandırabileceği ve mali kriz sonrasındaki reform çalışmalarının temel unsuru olması gerektiğ

aktadır. Meksika’da, benzer durumda daha az bozulmuş kredi oranları olan ama farklı sahipleri olan bankalar arasında, dönemsel dalgalanmalar ve borç verme portföyleri açısından, tutum benzerlikleri bulunmaktadır. Ancak daha az sorunlu kredi oranları olan ulusal ve yabancı mülkiyetindeki bankalar aynı şekilde davranıyordu ve yabancı bankaların, yerli eşdeğerlerine göre, kredi verme konusunda daha d işken davrandıklarına ilişkin hiçbir kanıt bulamamışlardır. Dönemsel

i (tarihi olarak olduğu gibi) savunulmaktadır. Aynı zamanda, çeşitli tartışmalar, yabancı mülkiyetinin olası olumsuz etkilerini vurgulamaktadır. Bugüne kadar, Asya Krizindeki kriz-sonrası mali görünümde, sadece sınırlı sayıda çoğunluğu yabancı mülkiyetinde olan ulusal finans kurumu örneği olduğunu göstermiştir. Gelişmekte olan piyasalarda finans sektörünün dışa açılması konusundaki tartışmalara, Meksika ve Arjantin’deki yabancı banka yerel kredi verme deneyimini gözden geçirerek katkıda bulunmayı amaçlayan çalışma, hem Meksika’da hem de Arjantin’de 1994-1999 yıllarını kapsayan zaman aralığında, yabancı bankaların, tüm ulusal olarak sahip olunan bankalarla karşılaştırıldığında, daha kuvvetli bir kredi büyümesi gösterdiği ve buna bağlı olarak daha az oynama yaşandığı, bunun da genel finans sistemi itibarında daha fazla istikrar oluşmasına katkıda bulunduğu sonucuna varmışlardır157.

Ayrıca, iki ülkede de, yabancı bankalar kriz dönemlerinde dikkate değer kredi büyümesi göstermektedir. Arjantin’de, kredi verme portföyünün oluşumu ile özel yabancı ve özel ulusal bankalar tarafından verilen borçların oynaması arasında çarpıcı benzerlikler bulunm

156 Magri, vd.

157 Linda Goldberg, Dages B. Gerard and Kinney Daniel; “Foreign and Domestic Bank participation in

dalgalan arın

gelişmekte ola ynakları getirdiği zaman

ortaya çıkan sonuçla tutarlıdır. Yerli sermayeli bankalarla yabancı bankaların benzer performa

l bankacılık sistemine, finansal aracılık maliyetini azaltma ve sistemleri daha verimli ve daha sağlam hale getirme açısından yararlı olduğu bulgusuna yer verilmiştir. Bu sonuçlar aynı zamanda, yabancı banka varlığının tek başına bu kazançları sağlamaya yetmeyebileceğini de göstermektedir. En fazla kazancı, yüksek yabancı varlığı ve açık pazarın devam etmesi konusunda bağlılık kombinasyonu veriyor gibi görünmektedir. Yabancı bankalar ayrıca, gelişmiş risk yönetimi uygulamaları başlatmış ve ana ülkenin düzenleyicilerinden denetim “ithal” etmiş, böylece bankacılık sistemlerinin güçlenmesine yardımcı olmuşlardır. Ama aynı zamanda, rekabetin artması yükümlü bankaların alış değerini düşürebilir ve mali istikrarsızlığa yol açabilir. Yeterli yasal düzenlemeler ve denetim doğal politika tepkisi olsa da, birçok düşük-gelirli ülke, iyi hukuksal ve kurumsal çatılar oluşturma konusunda büyük zorluklarla karşılaşmıştır159.

malara tepkileri açısından bankaların sıralanması, yabancı bankal n piyasalara daha kapsamlı, daha çeşitli fon ka

ns göstermesi nedeniyle çalışmada bankanın mülkiyetinin tek başına belirleyici olmadığı, mali bünyesinin sağlamlığının banka kredisinin büyümesi, canlılığı ve dönemselliği açısından kritik unsur olduğunu göstermektedir. Mülkiyetteki farklılık, kriz döneminde ve mali sistemin zayıfladığı zamanlarda daha büyük kredi istikrarı sağlamaktadır158.

Düşük gelir grubunda yer alan ülkelerde artan yabancılaşma eğiliminin incelendiği çalışmada, bazı ülkelerde, uzun zamandan beri süregelen tarihi bağlantılar nedeniyle, yabancı bankalar bir süreden beri ulusal bankacılık sisteminde önemli bir rol oynarken, açılma ve yabancı bankaların varlığının artırılması eğilimi görülmektedir. Bu durumun yere

158 Goldberg, vd.

159 Stijn Claessens, Jong-Kun Lee, “Foreign Banks in Low-Income Countries: Recent Developments and

3.6. BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN FİNANSAL SERBESTLEŞME