• Sonuç bulunamadı

4.2. TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNDE YABANC

4.2.3. Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Yapılan Çalışmalar

Yukarıdaki kısımda, Türk bankacılık sektörüne yabancı banka girişleri ve gelişimi sektörde yaşanan gelişmelerle birlikte, detaylı olarak açıklandıktan sonra, bu kısımda Türk bankacılık sektörüne yabancıların girişinin etkisi üzerine yapılan ampirik çalışmal

ya göre, 1980 yılı ile 1997 yılının sonu arasında sektöre 17 yabancı banka ve bir miktar yerli banka katılmış ve üç ölçüte dayanarak, bu bankaların sektöre girişinin performansı nasıl etkilediğini araştırılmıştır: net faiz

ara ve sonuçlarına yer verilecektir.

1980’de genelde banka girişimin serbest bırakılmasından, faiz oranlarındaki ve finansal aracılık üzerindeki kontrolün kaldırılmasından sonra Türk bankacılık sektörüne rekor sayıda yabancı ve yerli banka girişi yaşanmıştır. Bu, Türkiye’deki makroekonomik ortamda egemen olan yüksek ve değişken enflasyona rağmen gerçekleşmiştir. Ülkenin, dünyanın geri kalanıyla finansal entegrasyonu, 1989 yılında sermaye hesabının açılmasıyla daha da büyük bir adım atmıştır ve sermaye akışları önemli ölçüde artmıştır. Finans sistemi, dış piyasalarla giderek daha fazla bağlantılı hale gelmiştir. Liberalleşme sürecinin bir boyutunun, yani finans sektörüne yabancı banka girişinin etkilerinin incelendiği çalışma

317 A.g.e., s. 36.

318 Levent Başak, Türkiye’de Yabancı Bankaların Vergilendirilmesi, Türkiye Bankalar Birliği, Yayın

marjları,

ansal liberalleşme dönemi içinde, (1981’den 1996’ya kadar) yeni kurulan bankalarla yerleşik bankalar arasındaki

knik X-etkinliği ve üretkenlik büyümesini inceleyerek karşılaştıran, çalışmanın amacı urulum sonrasında yeni bankaların performans modellerini incelemektir. Elde edilen sonuçlar yeni bankaların, üretim etkinliğinin her yönünde yerleşik bankalardan üstün lduğunu göstermektedir. Üretkenlik, teknoloji ve etkinlik de, yeni bankalarda yerleşik

ızlı büyüme eğilimi göstermektedir. Ancak, bu gelişmelerin çoğu sürecin ilk aşamalarında yaşanmaktadır. Bu bankalar on yaşına yaklaştıkça, büyük

oyutlarda maliyet oransızlıkları ortaya çıkarak, büyüyen üretim ölçeklerinden kaynaklanan ölçek fırsatları ekonomisinin Türk bankacılık piyasasında oldukça sınırlı

ğunu gösterir. Ayrıca, yabancı banka katılımlarının, yerli katılımlardan çok daha tkili ve üretken olduğu görülmüştür, bu da, gelişmekte olan piyasalarda banka yetkililerinin, kendi bankalarının etkinlik performanslarını canlandırmak amacıyla yabancı banka katılımlarını kullanabileceğini göstermektedir320.

genel giderler ve varlık getirileri bunların hepsi toplam varlıkların yüzdesi olarak ifade edilmiştir. Bulunan sonuçlara göre319:

• Yabancı banka mülkiyetinin ölçütüyle de bağlantılı olduğu görülmüştür. • Yabancı bankaların girişi, ulusal bankaların genel giderlerini azaltarak,

kârlarını artırmıştır.

• Sektöre giren yabancı bankalar, operasyon çapları küçük olmasına rağmen, rekabet üzerinde çok güçlü bir etki yarattığı görülmektedir. Ama piyasa daha fazla rekabeti kaldıracak durumda değildi.

• Yabancı bankaların finansal ve operasyonel planlama, kredi analizi ve pazarlama ve insan sermayesi üzerinde olumlu etki yarattığı yönünde kuvvetli göstergeler bulunmaktadır.

Parametrik olmayan bir yöntem kullanarak, fin

te k o bankalardan daha h b oldu e

319 Cevdet Denizer, Foreign Entry in Turkey’s Banking Sector, 1980-97, Policy Research Working

Paper, 2462, October 2000.

320 İhsan Işık, Doğan Uysal, Meleke Uğur, Post-Entry Performance of de Novo Banks in Turkey,

Liberalleşme programı inliğini, işlevsellik ve mülkiyet açısından iyileştirip iyileştirmediğini belirlemek amacıyla yapılan çalışmada 1970’den

199 eli

DEA’y artan

yeni katılımlar ve gevşeyen düzenlemelerle rekabetin yoğunlaşacağı ve bunun nucunda bankaların kaynak yönetimi konusunda daha sıkı disipline olacağı ve daha etkin olm cağı varsayılmaktadır. Ayrıca etkinsizlik kaynaklarını da işlev ve mülkiyet açısından incelemişlerdir. Çalışmada devletin sahip olduğu bankalarla özel bankalar

ğini ve bu bağlamda, makroekonomik istikrarın, liberalle

sınır yaklaşımı (stochastic frontier anaylysis) uygulayarak 1990-2000 döneminde 53 Türk bankasının etkinliğinin incelendiği çalışmada devlet ve özel bankalar aras ıtına rastlanmamıştır. Ayrıca, inanılanın aksine, d

nın Türk bankalarının etk

4’e kadar her yıl için parametrik olmayan matematiksel programlama mod ı (Data Envolopment Analysis) kullanılmıştır. Liberalleşme sonrasında,

so

aya zorlana

arasında etkinlik farkı olmaması beklenmeyen bir sonuç olmuştur. Nispeten küçücük boyutları ve daha dinamik yapıları nedeniyle özel bankalar ve yabancıların sahip olduğu bankaların liberalleşmeye tepki vermesi bekleniyordu. Bu çalışmada ulaşılan bulgular genel olarak bu varsayımı desteklememektedir. İnceleme dönemi içinde makroekonomik ortamın istikrarlı olmamasının muhtemelen finans sisteminin etkinliğini ve sonuçlarını etkiledi

şme politikalarının etkinlik kazançlarıyla sonuçlanmasında ön koşul olabileceğini ifade edilmektedirler321.

Stokastik

ında herhangi bir heterojenlik kan

evlet bankalarının, özel bankalardan daha yetersiz olduğunu da görülmemiş ve “özel finans kuruluşlarının” geleneksel bankalardan pek ayırt edilmediği görülmüştür. Bu dönemde devlet bankalarının büyük “vergi kayıpları” yaşamalarına rağmen, özel bankalardan daha az etkin olmadığı sonucuna varılmış ve devlet bankalarının izlediği toplumsal hedefleri dikkate almadan, ekonomi üzerinde yük oluşturduğunu söylemenin haksızlık olacağı belirtilmiştir. Politik hedeflerin Toplumsal hedeflere müdahale etmediği takdirde ve sürece, devlet bankaları vergi kayıpları yaşamayacaktır. Böylece özelleştirmeye gerek kalmayacaktır322.

321 Denizer Cevdet, Dinç Mustafa, Tarımcılar Murat, Measuring Banking Efficiency in the Preand Post-Liberalization Environment, Evidence from the Turkish Banking System, November 2000, 322 Mahmoud A.Gamal, Hulusi İnanoğlu, Efficiency vs. Heterogeneous Technologies in the Turkish

Türk bankacılık sektöründe faaliyet gösteren bankaların piyasaya giriş nedenlerinin ve etkisinin irdelendiği çalışmada, Türk bankacılık sektörüne yabancı katılımının muhtemel faydaları ve sakıncaları olabileceği belirtilmekle beraber, Türk bankacılık sektörüne yabancı katılımının tarihsel olarak küçük olduğunu, bu nedenle yabancı bankaların Türk bankacılık sektörünün oligopolistik yapısını ve yüksek konsantrasyonunu fazla etkileyemedikleri vurgulanmaktadır. Diğer yandan, yabancı banka girişlerinin niceliksel yönüne bakıldığında Türkiye’deki finansal sektörün gelişimine finansal planlama, kredi analizi/pazarlama ve insan sermayesi yönünde katkı sağladığına değinilmektedirler. Ayrıca çalışmada kriz dönemlerinde yabancı bankaların kaynaklar

ını krizin etkilerini en azaltacak şekilde kullanmadıkları, tam aksine krizleri tetikleyici yönde faaliyet gösterdikleri ileri sürülmekte ve bu nedenle ülkeye fiziksel olarak giriş yapan bankaların daha önemli olduğuna dikkat çekilmektedir. Çalışmada, yabancıların, ekonomiye katkı sağlayacak yatırımları ve büyümeyi teşvik edecek şekilde çalışmalarının önemli olduğu vurgulanmaktadır323.

BEŞİNCİ BÖLÜM

TÜRKİYE’DEKİ ULUSAL VE ULUSLARARASI SERMAYELİ

B

RMANS ANALİZİ

5.1. GİRİŞ

aşayan Türk bankacılık sektörünün mülkiyet yapılarına göre veri zarflama yöntemiyle (2006, 2007 ve 2008 yılları) ki k sektördeki yabancı sermaye girişlerinin değerlen

kkında bilgi ver

lama Analizi, benzer girdiler kullanarak çıktı ya da çıktılar ortaya koymakla sorumlu karar noktalarının göreceli etkinliklerini değerlendirmek için kullanıla

Zarflama A girdi ve çıkt sonucunda, girdi/çıktı o

olarak kulla n bilgiler elde edilir324.

ANKALARIN ETKİNLİK VE PERFO

Bu çalışmada son yıllarda yapısal değişim sürecini y

et nlik analizi yapılara

dirilmesi amaçlanmıştır. Ayrıca, aynı yıllarda Türk bankacılık sektörünün finansal performansının çok değişkenli istatistiksel tekniklerden olan faktör analizi yöntemiyle irdelenecektir.

Önce araştırmada etkinlik analizi için kullanacağımız veri zarflama yöntemi hakkında daha sonra da performans analizi için kullanacağımız faktör analizi ha

ilecektir.