• Sonuç bulunamadı

Bir tanıma göre ise turizm talebi turist gönderen bir merkezden turist çeken bir merkeze yönelik akımdır (Yarcan 1994). Bir diğer tanıma göre, turizm amaçlı gezi yapma isteğine ve bu isteği gerçekleĢtirecek gelire sahip olan insanların miktarıdır (Sezgin ve Acar, 1991). Yolculuk ve konaklama ile doğrudan ve dolaylı ilgili ürün ve

hizmetleri satın almaya hazır olmak (Eralp, 1970). Bir ülkenin turizm talebini ülke içi ve ülke dıĢı olmak üzere iki bölüm olarak kabul edebiliriz (Bahar ve Kozak, 2012, s.

15).

Turizm talebi üç Ģekilde olabilir (Cooper vd., 1993, s.15):

1. Gerçek (fiili) talep: Fiili olarak seyahat eden turistlerden oluĢur.

2. Potansiyel talep: Seyahat etmek isteyen ancak zaman veya parasal nedenlerle olanak bulamayanlardan oluĢur.

3. ErtelenmiĢ (çarpıtılmıĢ) talep: Seyahat kapasitesine sahip olan, faaliyetler hakkında bilgisi olmadıklarından seyahat talebini gerçekleĢtiremeyenlerden bireylerden oluĢur.

ġekil 4‟da turistik mal ve hizmetlerinin talep eğrisi çizilmiĢtir.

Gelir ĠĢ Turizmi Toplantı Turizmi Akraba Ziyareti

Tatil

Y1

Y0

Turizm Talebi (Harcamalar)

Şekil 4. Farklı turizm türlerinin gelir esnekliği

Kaynak: Bull, 1995, s. 37.

ġekil 4‟da turistlerin geliri yükseldikçe (Y0‟ danY1‟e) farklı turizm türlerinin harcama miktarları da artmaktadır.

Uluslararası turizm hareketlerine ve talebin yönüne bakıldığında (Öztürk ve Yazıcıoğlu, 2002, s.183)

-

GeliĢmiĢ ülkelerden→ geliĢmekte olan ülkelere,

-

Amerika‟dan→ Avrupa‟ya,

- Kuzey ve Batı Avrupa‟dan →Akdeniz bölgesine, - Orta Avrupa‟dan→ Asya- Pasifik bölgesine, - Sanayi bölgelerinden→ deniz kıyılarına doğru olduğu görülmektedir.

Turizm talebinin diğer mal ve hizmetlere göre bazı özelliklerinden bahsedecek olursak (Ünlüönen ve Tayfun, 2011, s. 44-48):

- Turizm talebinin ekonomik, toplumsal ve psikolojik bileĢenleri vardır. Turizm talebi otonom yani bağımsız, insanların durmadan yeni yerler keĢfetme ihtiyacını ifade eden sosyal davranıĢların neticesidir (Oral, 1988, s.82).

- Turizm talebi çok yönlü yani heteronomdur. Ġnsanlar çok farklı motiflerin etkisi ile seyahat etmektedirler. PsiĢik veya ticari amaçla seyahat edenler arasında farklılık vardır (Olalı, 1988, s. 196 ).

- Turizm talebi harcanabilir gelirin fonksiyonudur. Pozitif yönlü iliĢki vardır, daha çok geliĢmiĢ ülkelerden kaynaklanır. Turizm talebi kiĢisel gelirlerin kullanılması ile ilgili olup (Olalı, 1983, s. 126). Turiste her zaman tüketici gözü ile bakılmaktadır. Çok az sayıdaki geliĢmiĢ ülke uluslararası turizm talebine yön vermektedir.

- Turizm ürünü ekonomideki baĢka lüks ve kültürel özellikteki ürün ve hizmetlerle daimi bir rekabet halindedir, kiĢisel gelirden turizm amacı için pay ayrılmak zorundadır. Örneğin otomobil kredilerinin düĢmesi sonucu bir ailenin yapmayı düĢündüğü tatilden vazgeçip bankadan ucuz araba kredisi çekmesine yol açacaktır vb.

- Engel ve Schwabe Kanunları kendini gösterecektir, gelir arttıkça lüks ve kültürel harcamalar artacaktır, gelir azaldıkça bunun tam tersi olacaktır yani diğer zorunlu ihtiyaçlara yapılan harcamaların oransal olarak artması turistik tüketimi frenlemektedir (Oral, 1988, s. 82,83).

- Turizm talebi ekonomik, sosyal vb. nedenden ötürü mevsimlik özellik gösterir.

Ayrıca talep artıĢları karĢısında turizm arzı hemen arttırılamamaktadır. Yıllık izinlerin yazın tercih edilmesi ve okulların tatile girmesi gibi nedenlerle turizm talebini yıl içerisine bölüĢtürmek mümkün değildir. Yaz ayları en çok talep edilen aylardır.

Ġkame imkanlarının yüksek olması, modadaki ve geçici meraktaki değiĢmelerden ötürü turist motivasyonuna aĢırı esneklik sağlar (Coltman, 1989, s. 7). Bu da turizmin fiyatlara, sosyal, ekonomik ve politik Ģartlara çok duyarlı olduğunu göstermektedir Turistik talep fonksiyonu:

TT= f( G, FT, FĠ, FTA, N, M, B, Z, ) olarak yazılabilir. Burada G= milli gelir, FT= turistik mal ve hizmetlerin fiyatı, FĠ= ikame turistik mal ve hizmetlerin fiyatı, FTA=

turistik tamamlayıcı malların fiyatı, N= turist sayısı, M= mevcut turistik mal ve hizmetlerin miktarı, B= gelecekteki fiyat beklentisi, Z= turistlerin zevk ve tercihleri (Ünlüören vd., 2011, s. 63).

Ġktisatçılar turizm talebini etkileyen baĢlıca iki faktörün gelir ve fiyatlar olduğunu savunurlar: ( Roney, 2011, s. 26 )

1. Gelirin turizm talebine etkisi: Turizm talebinin gelir esnekliği yüksektir yani gelir arttığı zaman turizm talebi de artmaktadır. AraĢtırmalara göre, turizm talebi, harcamalarla ölçüldüğünde daha esnek, geceleme sayısı olarak ölçüldüğünde ise daha az esnektir ama gelir arttığında zaman kısıtlaması bulunmakta ise tatilin süresini uzatmak mümkün olmamaktadır. Yine gelir azaldığında bireyler tatil süresini kısaltmayı değil daha hesaplı tatil yapmayı tercih etmektedir (Bull, 1995, s. 36). Ryan (1991 ) ise gelirde azalıĢ olduğunda turizm talebinin çok fazla azalmadığını savunur. Farklı turizm türleri farklı gelir esnekliklerine sahiptir, iĢ amaçlı seyahatler zorunluluk olduğundan gelir esnekliği ikinci tatile göre daha küçüktür.

2. Fiyatın turizm talebine etkisi: Turizm ürünleri heterojen yapıya sahip olduklarından ulaĢım hizmetlerindeki fiyat artıĢı (paket tur için) turistik bölgeye olan talebi olumsuz etkilerken, benzer özelliklere sahip A otelinin fiyatının artması B oteline olan talebi arttırmaktadır. Turist benzer özelliklere sahip turizm bölgelerini tercih ederken fiyatı daha ucuz bölgeyi seçecektir. En önemli faktör olan döviz kurları, Avro TL karĢısında değer kazanırsa Yunanistan yerine ülkemizi tercih edeceklerdir. Bull (1995) döviz kuru hareketlerinin bir çeĢit ithal ikamesi etkilerinden de söz eder.

Uluslararası turizm talebini etkileyen diğer faktörler altı grupta toplanmaktadır : 1. Demografik yapı: Ġnsanların seyahat etme eğilimi ve biçimi yaĢa göre

değiĢmektedir. YaĢlı turistler için konfor daha önemlidir, maliyetlere göre (Mak, 2004, s. 30).

2. Coğrafya: Ülkelerin coğrafik konumları turizm talebini etkilemektedir.

Hollanda, Fransa, Ġngiltere ve Ġtalya‟nın hayat standartları aynı olmasına rağmen Hollanda ve Ġngiltere‟nin seyahat eğilimleri Fransa ve Ġtalya‟ya göre çok yüksektir, bunun nedeni Fransa ve Ġtalya‟ da deniz-kum-güneĢ turistik bölgeleri daha fazladır (Mak, 2004, s. 31).

3. Kültürel ve dini bağlantılar: Çin‟i en çok ziyaret edenler yurt dıĢında yaĢayan Çin‟li lerdir (Mak, 2004, s. 31). Katolikler Vatikan‟a giderler.

4. Güvenlik ve Ġstikrar: Turizm talebi savaĢ, terör ve yüksek suç oranı gibi sosyal ve politik istikrarsızlıklara çok fazla duyarlıdır.

5. Hükümetlerin getirdiği kısıtlamalar: Hükümetlerin uyguladığı tarifeler ve diğer kısıtlamalar (vize uygulamaları vb.) uluslararası turizmi etkilemektedir. Turistler ancak gruplar halinde Bhutan‟a gidebilmekte, bireysel turist olarak kabul edilmemektedir. Mekke‟ yi sadece Müslümanlar ziyaret edebilir.

6. Olumlu Pazar imajı: Önemli bir etken de ülke veya bölgenin kendine özgü cazibeleri ile meydana gelen pozitif imajdır. Pekin‟deki Çin seddi, Kapadokya Peribacaları vb. gibi. Kıyılarda yer alan çoğu merkez benzer özellikler taĢıdığından, bu merkezleri farklı kılabilmek için reklamlarla farklı imaj oluĢturma çabası Orta Doğu ve Afrika ülkeleri için daha fazla olması gerekmektedir (Roney, 2011, s. 29-30).

2.3. Turizm Arzı

Turizm arzı bir ülkenin turizm zenginliklerinin tümü diye tanımlanmıĢtır.

Turizm arzı, bir dizi doğal ve insan yapımı çekim faktörleri ile turiste doğrudan veya dolaylı olarak sunulan mal ve hizmetlerin tümü olarak açıklanmıĢtır (Dinçer 1993, s.

17). Bir baĢka tanımda ise “bir ülkenin turistik iĢletmeleri ve kurumları yolu ile turistlere sunduğu maddi ve manevi değerlerin tümüdür “ (Dinler, s, 71-72) . Sessa (1983, s.59) turizm arzını “turizm talebini karĢılamak için gereken mal ve hizmetleri sağlayan üretim faaliyetlerinin sonucudur” olarak nitelendirmektedir. Turistik zenginliklerin tümü turizm arzını meydana getirir (Dinçer, 1993, s. 20-21).

Turizm arzının daha iyi kavranabilmesi için turizm arzının özelliklerini bilmek gerekmektedir (Ünlüören ve Tayfun, 2011, s. 78-79):

- Turizm arzının yaratılabilmesi için büyük yatırımların yapılması gerekir. Örnek olarak beĢ yıldızlı bir otelin inĢa edilip iĢletmeye açılması yüksek miktarda yatırım gerektirmektedir (yüz milyonlarca dolar vb.)

- Farklı turist gruplarına hitap edildiğinden, farklı taleplerin karĢılanması, tüm sosyo- ekonomik, sosyo- demografik ve psikolojik özelliklere dikkat edilmesi elzemdir.

- Turizm sektöründe üretilen mal ve hizmetlerin üretilmesi ve tüketilmesi eĢ zamanlıdır. Örnek olarak havayolu koltuğu veya otel odası stoklanamaz. Daha

sonra tüketilmesi, stok edilmesi imkansızdır. Ġptal edilen bir rezervasyonun telafisi mümkün değildir (Lewis vd., 1995, s. 35).

- Bu sektörde insana insan hizmet eden bir sektör olduğundan diğer sektörlere nazaran verimlilik artıĢı gerçekleĢmemiĢtir. Hala emek yoğun bir sektördür.

MakineleĢme ve verimlilik diğer sektörlere göre daha düĢüktür.

- Turizmde tüketici veya turist ürünün üretildiği yere gitmek zorunda kalır (Coltman, 1989, s. 6). Ürünlerin paketlenmesi söz konusu değildir. Üretim yeri ile tüketim teri arasında kalan uzaklığı ürün değil, turist yapar (Usta, 1995, s.

122).

- Turizm arzında ikame olanakları fazladır ve bu durum risklerin dağıtımını güçleĢtirmektedir (risk satıcının üzerindedir). Belli bir bütçeye sahip turist parasını tatiline veya hoĢuna giden bir ürün veya hizmet için de harcayabilmektedir (Erdoğan, 1995, s. 359).

- Turizmin mevsimlik özelliğinden dolayı toplam talep aynı dönemde oluĢmaktadır (yaz aylarında) bu da arz esnekliğini kapasite olarak sınıra getirir.

Turizm arzı bakımından eksik rekabet Ģartları görülmekte, turizm arzı turizm talebinden uzakta gerçekleĢmektedir (Olalı ve Timur, 1988, s. 185).

- Sezon dıĢında arz bakımından tam rekabete yakın bir ortam oluĢtuğundan, uzaklık zaman ve zahmet açısından avantajlı konuma sahip iĢletmeler olumlu etkilenirken, bazı iĢletmeler sezon dıĢında kapanmakta veya indirime gitmektedirler

- Turizm arzı çok kısa ve kısa dönemde esnek değildir, ancak uzun dönemde esnektir.

Turizm endüstrisinin iki özelliğini olan, üretilen hizmetlerin yüksek sabit maliyetler içermesi ve geniĢ üretim aralığında marjinal maliyetlerin düĢük olması turizm arzı bakımından önemlidir (Reece, 2010, s.3). Üretim aralığının sonunda kapasite sınırlaması problemi doğar, örnek olarak yeni bir yolcu için ikinci bir uçağın alınması marjinal maliyetleri çok geniĢ olarak arttıracaktır. Kısa dönemde turizm arzının fiyat esnekliği 1‟ den küçüktür (Roney S, 2011, s.34).

Turistik arz fonksiyonu: AT= f(Je, Skv, Ka, Fa, Ft, Fdt, M, T, D) Ģeklinde yazılabilir. AT = turizm arzı, Ft= turistik mal ve hizmetlerin fiyatı, Fdt= diğer turistik mal ve hizmetlerin fiyatı, M= turistik mal ve hizmetlerin maliyeti, T= teknoloji, D= üretimle ilgili diğer değiĢkenler, Je= jeo- ekonomik varlıklar, Skv= sosyal, kültürel varlıklar, Fa=

fiziksel altyapı, Ka= kurumsal alt yapıyı temsil etmektedir (Ünlüören vd. 2011, s, 83).

ġekil 5‟de turizm arz çizelgesi belli zaman dilimlerinde çeĢitli fiyatlarda üreticinin satmayı düĢündüğü turistik mal ve hizmet miktarlarını göstermektedir.

Turistik Mal ve Hizmetlerin Fiyatı

ÇKD KD

UD

Turistik Mal ve Hizmetlerin Miktarı

Şekil 5. Turistik arz eğrisi

Kaynak: Roney, S, 2011, s.35

ġekil 5‟de turizm arz eğrisi çok kısa dönem, kısa ve uzun dönem olarak verilmiĢtir.

ġekil 5‟de ki turizm arz eğrisi turizm arzının bileĢenleri beĢ ana kategoride sınıflandırılmaktadır: (McIntosh ve Goeldner, 1986, s. 200).

1. Doğal Kaynaklar: Turizm arzının esas bileĢeni olup, ziyaretçilerin kullanmasına ve eğlenmesine imkan sağlayan yerlerdir: Hava, iklim, yer Ģekilleri, flora, arazi, fauna, su kaynakları, sahiller, doğal güzellikler, jeolojik yapı, ovalar, kanyonları, göller, mercan adaları, nehirler, peri bacaları, Ģifalı suları, kıyılar, krater gölleri vb.

2. Altyapı: Otoyollar, yollar, marinalar, otobüs ve tren istasyonları, kanalizasyon, atık su sistemleri, elektrik ve haberleĢme sistemleri vb. Bir turizm bölgesinin 15- 20 yıl sonrasının altyapısını ileriye dönük planlarla hesaplanması gerekmektedir.

3. Üstyapı: Konaklama, yeme-içme, eğlence hizmetleri, tatil siteleri, oteller, moteller, restoranlar, müzeler, mağaralar, eğlence yerleri, alıĢ- veriĢ merkezleri vb.

4. UlaĢtırma Donanımı: Turizm bölgesinin çekiciliği yüksek olsa da ulaĢımı zor ise turist getirmek zorlaĢmaktadır. UlaĢım ve turizm bir bütünün ayrılmaz parçalarıdır. Uzun mesafeli ve deniz aĢırı seyahatlerin artması ve dünyadaki yeni

destinasyonların önem kazanması beklenmektedir. Bu durum turizmde ulaĢtırmanın önemli bir arz kaynağı olduğunu ortaya koyar.

5. Konukseverlik ve kültürel varlıklar: Yerlilerin turistlere karĢı nazik, içten, arkadaĢça olmaları olumlu neticeler vermektedir. Sanat, edebiyat, tarih, tiyatro, musiki, mimari, folklor, spor etkinlikleri, eski eserler, tarihsel kalıntılar, kazı yerleri, müzeler vb. ise kültürel varlıklara örnek teĢkil etmektedir.

Olalı ve Timur (1988), turizm arzının özelliklerini Ģöyle tanımlamaktadırlar:

turizmde arzın oluĢabilmesi için büyük yatırımların yapılması gerekmektedir. Turizm arzı çeĢitli turizm ürünü sunan bölgelere göre değiĢiklik gösterir. Turizm arzına konu ürünlerin aynı anda tüketilmesi gerekir. Turizm arzında ikame olanakları çok yüksektir.

Turizm arzı emek-yoğun üretime dayalıdır. Turizm arzı kısa dönemde inelastiktir. Turist arzın bulunduğu yere gitmek zorundadır.

3.4. Dünyada Turizm Piyasasının Yapısı

Piyasa, iktisat literarüründe alıcı ve satıcıları bir araya getiren, bir Ģeyi alıp satmalarını sağlayan düzenleme olarak tanımlanır (Ertek, 2008, s. 39-40). WTO (2014) verilerine göre bu yılda dünya turizm sektörü bir önceki yıla göre %4.7 artmıĢ ve 1.138.000.000 turiste ulaĢmıĢtır. 2015 yılı içinde sektörde %3-%4‟lük artıĢ beklenmektedir. KüreselleĢme sonucunda turizm piyasasının yapısı da değiĢerek turizm sektöründe dört çeĢit bütünleĢme görülmektedir:dikey bütünleĢme, yatay bütünleĢme, çeĢitlendirme ve çapraz bütünleĢme. Tur operatörleri hem ileri hem de geri bütünleĢmeyi uygularlar (dikey bütünleĢme). ĠnĢaat Ģirketleri otelcilik faaliyeti yapabilir (çeĢitlendirme), havayolu Ģirketleri (yatay bütünleĢme) ve bilgisayarlı rezervasyon sistemleri araba kiralama ve uçak rezervasyonu iĢlemlerini aynı anda uygulayabilir (çapraz bütünleĢme) (Poon, 1993, s. 215-228). Turizm piyasalarının yapısını üç baĢlık altında incelemek mümkündür:

3.4.1.Konaklama sektörü

Ġkili bir yapı göstermektedir. ĠĢletmelerin hacmi (büyük-küçük) ve mülkiyeti (zincir iĢletmeler-bağımsız iĢletmeler) ile kalitesi ve bulundukları mekan (merkez-çevre) açısından geçerli olmaktadır. Hilton ve Starwood Ģirketi 286 otelin iĢletmecisi ve 312 otelden franchise ücreti almaktadır. Sektörde oligopol piyasası vardır (Reece, 2010, s.140). Oteller genellikle havaalanlarına ve otobanlara yakın yerlerdedir ve fiyat

dalgalanmalarından etkilenmemek için iĢ için seyahat edenlere ve zengin turistlere batı tarzında hizmet vermektedir. Tatilcilere yönelik oteller, kayak merkezleri veya farklı turistik cazibe merkezleri etrafında kümelenmiĢtir. Arazilerin pahalı olmasından dolayı cazibe merkezinin çevresinde yer almaktadırlar. Küçük bütçelerle çalıĢan oteller, gibi (Stabler vd., 2010, s. 170). Dünya ölçeğinde toplam otel oda sayısı 13 milyon 443 bine ulaĢmıĢtır. Avrupa‟da toplam oda sayısı 1 milyon 760 bin‟ dir. Dünya‟nın en büyük otel zincirleri: IHG (Ġngiltere, 4.602 otel, 675.982 oda) , Hilton (ABD, 3.992 otel, 652.378 oda), Marriot (ABD, 3.672 otel, 638.793 oda), Wyndham (ABD, 7.342 otel, 627.437 oda), Choice (ABD, 6.198 otel, 497.023 oda). Konaklama sektöründe dört ve beĢ yıldız oteller grubunda oligopol piyasası vardır ( SamırkaĢ ve Bahar, 2012, s. 2).

3.4.2.UlaĢım sektörü

Havayolları için hem uzun hem kısa mesafeli uçuĢlarda yoğun rekabet vardır.

Hızlı trenlerin çalıĢtığı Avrupa ülkelerinde trenler uçak Ģirketleri ile rekabet ederler, otobüs daha ucuz tren daha hızlı seyahat imkanı sunmaktadır. Demiryolları tekel özelliği gösterir. Üç farklı havayolu ittifakı Oneworld, Star Allience ve Skyteam uluslararası hava taĢımacılığının %60‟ını meydana getirmektedir (Stabler vd., 2010, s.

171). IATA (uluslararası hava taĢımacılığı birliği) hava taĢımacılığı kurallarını belirler.

1990 sonrası deregülasyon ile özelleĢtirmeler baĢlamıĢ ve düĢük maliyetli havayolları ile rekabet amaçlı kendi bünyelerinde alt markalar oluĢturmuĢlardır (Reece, 2010, s.

104-106).

3.4.3.Tur operatörleri

Tur operatörlüğü konaklama, yiyecek-içecek ve ulaĢım gibi ürün ve hizmetleri içeren paket turların önceden bir talep olmadan hazırlanması ve belirlenen destinasyonların turistik ürün Ģeklinde pazarlanması iĢlemlerini içeren hizmetler bütünü olarak tanımlanır. Sektörde oligopol bir yapı olup, yapı oldukça karmaĢıktır. Ġngiliz Horizon Holidays 1950‟de paket tur hazırlayarak müĢterilerini Korsika‟ya götüren ilk tur Ģirketidir. En eski Avrupa tur firması Ġngiliz Thomas Cook‟dur. Alman TUI AG toplam olarak 28 ülkede 285 otel, 120 uçak, 10 gezinti gemisi ve 3.500 seyahat acentası ile dünyanın en büyük tur operatörlerindendir. 2007 verilerine göre TUI, Thomas Cook, First Choice Holiday ve Mytravel Avrupa tur pazarının % 46‟sını elinde tutmaktadır (Stabler vd, 2010, s. 176). Günümüzde Avrupa seyahat pazarının %75‟i 10 seyahat

grubunun kontrolündedir. Sektörde oligopol yapı mevcuttur. Bunlar düĢük kar marjları ve yüksek orandaki satıĢları ile ölçek ve kapsam ekonomilerinden faydalanmaktadırlar ( Roney, 2011, s. 51- 53 ). Avrupa seyahat endüstrisi pazarının iki lokomotif ülkesi Almanya ve Ġngiltere‟dir. 1990‟lar da Almanya‟da bankalar, Ġngiltere‟de borsa Ģirketleri pazarı ele geçirdiler, 2007 eĢik yılıdır 4 büyük grup sayısı ikiye düĢtü TUI AG, First Choice‟i ve Thomas Cook My Travel‟i satın.

Tablo 4.

Turizm seyahat pazaranda söz sahibi olan şirketler ve bağlı oldukları ülkeler verilmiştir.

Avrupa Seyahat Pazarında Lider Tur Operatörleri Pazar Payları (%) 2006-2012 Almanya- TUI & First Choice %31.5

Ġngiltere- Thomas Cook & My Travel %26.2 Almanya- Rewe %10.1 Ġsviçre- Kuoni %10.2 Diğer %21.9

Kaynak: www.aktob Ar-Ge, 2014, s. 18-20).

Yukarıdaki tabloya bakarak turizm tur operatörlüğü sektöründe Almanya ve Ġngiltere firmalarının oligopol oldukları görülmektedir.

ġekil 6 „de turizm sektörü dağıtım kanalları turistik ürünün bulunduğu yer temel alınarak sınıflandırmaktadır.

Turizm iĢletmeleri ( Otel, restoran, UlaĢım, Eğlence vb. ) Toptancılar ( Tur Operatörleri )

Perakendeciler ( Seyahat Acenteleri ) Turistler

Şekil 6. Turizm sektöründe dağıtım kanalları Ģeması

Kaynak: Tükeltürk & Boz, 2013, s. 237.

ġekil 6‟de turizm ürününü tur operatörleri toptancı, seyahat acenteleri perakendeci olarak turistlere satmaktadır. Turistler ürünün olduğu yere doğru seyahat etmekte, buralarda eylemlerde bulunmaktadır. Asıl sorun turistin buralara nasıl getirileceği ve turistik ürünün nasıl satılacağıdır. ġekilde bir turizm iĢletmesinin turiste

ulaĢabilmesini ve satıĢın gerçekleĢmesini sağlayan dağıtım kanalı sistemi açıklanmıĢtır (Tükeltürk ve Boz, 2013, s. 238-249).

3.4.4. Turizm Sektöründe Fiyatlama

Turizm sektöründe en yaygın fiyatlama, kar merkezli fiyatlama, satıĢ merkezli fiyatlama (ucuz tarifeli uçak firmaları) ve statüko merkezli fiyatlama (hedef Ģirketin piyasa payını aynı seviyede tutmaktır örnek olarak kiralık araba Ģirketleri verilebilir (Vanhove, 2005, s. 87).

Ġki temel fiyatlama politikası olan maliyet üstü fiyatlama ve fiyat farklılaĢtırması (turizm sektöründe sık görülür, örnek olarak bir havayolu Ģirketi iĢ amaçlı seyahat edenlere daha yüksek fiyattan bilet satar, turizm amaçlı seyahat edenlere ise alternatif taĢıma yolları bulunduğundan bilet fiyatını düĢürür) sektörde bulunur (Roney, 2011, s.

53-54).

Turizm sektöründe eksik rekabet koĢulları yaygındır, iĢletmelerde yüksek sabit maliyetlerle ve düĢük marjinal maliyetlerle çalıĢılır bu yüzden kar maksimizasyonu için ürün farklılaĢtırması ve fiyat farklılaĢtırılması sık görülür (Reece, 2010, s. 186-187).

3.4.5. Dünya da turizm sektörünü düzenleyen uluslararası örgütler

Bu örgütlerin en önemlileri UNTWO, IATA, WTTC, IH&RA ve WFTGA kuruluĢlarıdır.

BirleĢmiĢ Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO): Dünya Turizm Örgütü BirleĢmiĢ Milletler bünyesinde yer alan bir kuruluĢtur. Örgüt pazar hakkında veri üreterek rekabetçi ve sürdürülebilir turizm politikaları oluĢtur ve turizm ile ilgili eğitim faaliyetlerini teĢvik ederek ve turizmi ekonomik geliĢmenin etkin bir yöntemi yapmak için dünyada 100 üzeri ülke ile çalıĢmaktadır (Dünya Turizm Örgütü, 2012).

Avrupa Birliği‟nin dünya turizmini yönlendirerek turizmin sosyo-kültürel bütünleĢmeyi sağlayan ve hızlandıran bir rolü olduğuna inanmaktadır (Emekli, 2005).

Avrupa Birliği üye devletlerinden Akdeniz çanağındaki üye devletlerin ekonomileri turizme bağımlı bir yapı ortaya koymaktadır. Kitlesel turizm ağırlıklı yapıya sahip bu ülkelerle birlikte yeni üye devletlerin ve aday ülkelerin istihdamın arttırılması, dıĢ ticaret açıklarının azaltılması için Birlik içerisinde turizm sektörünün geliĢimi desteklenmektedir (Çeken, 2004). Örnek olarak IPARD fonların gösterebiliriz.

Avrupa Komisyonu‟nun Altıncı Çevre Programı (Bizim Geleceğimiz- Bizim Seçimimiz) dört öncelikli konuya vurgu yapmaktadır: iklim değiĢikliği, çevre ve doğal yaĢamın korunması, çevre ve sağlık sorunlarının çözülmesi ile doğal kaynakların muhafazası ve atık yönetimidir. Üye devletlere bu konularda destek olmak için Birlik fon da sağlamaktadır (Branza, 2010). Uluslararası Hava TaĢımacılığı Birliği (IATA), uluslararası hava taĢımacılığını ve koordinasyonlarını düzenler. Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi (WTTC), 1990 yılında üst yöneticilerce kurulmuĢtur, sektör ile ilgili bilgilendirici raporlar yayınlamaktadır. Uluslararası Otel ve Lokanta Birliği (IH&RA), konaklama hizmetlerinin standarnizasyonunu sağlar. Dünya Turist Rehberleri Birlikleri Federasyonu (WFTGA ), dünyada bulunan turist rehberleri ile etik ilkeler ile alakalı kararlar alır.

3.5. Uluslararası Turizm Talebinde Geleceğe Yönelik Trendler

21. yüzyılda küreselleĢme ile sınırların kalkması, yatırımların uluslararası hale gelmesi, ulaĢım araçlarındaki hız konfor kapasite ve fiyatlandırmadaki geliĢmeler uluslararası turizm sektörünün geliĢmesine sebep olmuĢtur. Dünya Bankası, BirleĢmiĢ Milletler ve WTTC gibi uluslararası iĢ organizasyonları turizm sektörünü daha da geliĢtirmek için yoğun faaliyet göstermektedirler. Dünya Ticaret Örgütü 11 ana müzakerelerinin birinin alt baĢlığı turizm ve seyahat baĢlığıdır. Hizmet Ticareti Genel AntlaĢması (GATS) müzakerelerinde turizm hizmetlerindeki tüm alanlar tartıĢılmakta, tüm kamusal ulaĢımın serbestleĢtirilmesi, vize ve pasaport iĢlemlerinde regülasyonlar gündeme gelmektedir. GOÜ‟ler açısından turizm sektörünü çok uluslu turizm Ģirketlerine teslime hazırlamayı düĢünen süreç yaĢanmaktadır. Ekin Yayım Merkezi (2001) raporuna göre müĢteri dağılımındaki ve enformasyon teknolojilerindeki hızlı değiĢim ile birlikte yıl içerisinde çıkılan büyük tatillerin yerini kısa tatiller alacak, kültür turizmi, eko-turizm, trekking, doğa turizmi, kutuplar, öğrenci turizmi (Erasmus), macera turizmi, kurvaziyer ve eğlence turizmi çeĢitleri önem kazanacaktır.

Macera turizmi artacak, 65 yaĢ üstü kesim kültür turizmine yönelecek (dünyada sayıları 1.5 milyar olarak tahmin ediliyor), kurvaziyer turları geliĢmeye çok açık.

2011‟de %51 olan internetten rezervasyonlar 2015‟de %73‟e çıkacak, Asya Latin Amerika ve Çin pazarları önem kazanacak (özellikle Çin‟den 100 milyonlarca kiĢi yurt dıĢına çıkacak), tatil anneleri (çalıĢan ama çocuğu olmayan kadınlar yeğenlerini tatile çıkaracak), millenial kuĢak (18-30 yaĢ arası) Ģehir ve konser turlarına önem verecek,

kiĢiye özel rehberlik, nehir turları (Volga, Tuna, Seine, Kwaii, Amazon) görülecek, klasik pazarlama yerini mobil pazarlamaya bırakacak (sosyal medya, twitter), Ģehir turizminin ve yaratıcı turizmin (özgün, otantik, deneyimi buluĢturan turizm çeĢidi)

kiĢiye özel rehberlik, nehir turları (Volga, Tuna, Seine, Kwaii, Amazon) görülecek, klasik pazarlama yerini mobil pazarlamaya bırakacak (sosyal medya, twitter), Ģehir turizminin ve yaratıcı turizmin (özgün, otantik, deneyimi buluĢturan turizm çeĢidi)