• Sonuç bulunamadı

Turizm sektöründe kaynak etkinliği ve sürdürülebilirlik ciddi planlama gerektirir. Hall (1999) planlama sürecinin etkin olabilmesi ancak turizm ile ilgili tüm kesimlerin planlamada aktif rol alması ile mümkündür der. Turizmin kontrolsüz geliĢtiği bölgeler turizmin planlı geliĢtiği bölgeler ile rekabet edemezler, nasıl hareket edeceğini bilemeyen ülke, bölgeler için turizm planı rehber niteliği göstermektedir (WTO, 1994). KuĢadası‟na 1970‟ler de turizmin geliĢmesi ile yatırımcılar bölgeye gelmiĢ ama plansız yapılaĢma ile turizm talebi diğer bölgelere gitmiĢtir.

Tüketici istekleri, arz durumu, çevre, sağlık, güvenlik vb. nitelikler dikkate alınarak bölge için ekonomik, sosyal, kültürel ve çevresel potansiyellerinde hesaba dahil edildiği bir sistem kurulmalıdır. Yerel halka turizmin faydalarının anlatılması en önemli baĢlangıç süreci olmaktadır (Edgell, Del Mastro, Smith ve Swanson, 2008).

Ülke ve bölge seviyesinde turizm planlaması her Ģeyden önce kaynakların akılcı yöntem ve etkin olarak kullanılmasını gerektirir, belirlenen hedeflere ulaĢılmada ve karĢılaĢılabilecek problemlerin çözümünde fayda sağlayacaktır (BM Çevre Programı, 2009).

1987-1992 yılları arasında Bermuda‟da turist sayısı çok düĢmeye baĢlamıĢ, kurulan Turizm Planlama Komitesi önce sorunları analiz etmiĢ sonra önerilerini hükümete sunarak turizmin yeniden artmasına yol açmıĢtır (Swarbrooke, 1998, s. 99).

3.15. Turizmde MarkalaĢma, Reklam ve Tanıtma

Marka tüketicinin zihnindeki algılanan değer olarak tanımlanmaktadır.

Destinasyonlar için benzer rakiplerinden ayrılmak için marka kimliği oluĢturmak çok önemlidir. Seyahat alma kararında yapılan bir araĢtırmaya göre gazete haberi %10, reklam %4 etkili olmaktadır. Turizm talebini destinasyona yönlendirmek için tanıtma faaliyetlerinden yararlanılmaktadır.

Üçüncü bölümde turizm sektöründe turizm arzı ve turizm talebini etkileyen faktörler anlatılmıĢtır. Turizm talebini etkileyen faktörler: demografik yapı, coğrafya, kültürel ve dini iliĢkiler, güvenlik ve istikrar, devletlerin koyduğu kısıtlamalar ve olumlu pazar imajı olarak sıralanabilir. Turizm arzını etkileyen faktörler ise: turizm ürünün yüksek sabit maliyetler gerektirmesi ve geniĢ üretim aralığında marjinal maliyetlerin düĢük ancak kapasite artırma (doluluk oranı) maliyeti çok yüksek olma özelliğidir. AGÜ turizmden batılı ülkelerden sermaye, teknoloji, uzmanlık ve batılı

değerleri transfer için kullanır (modernleĢme kuramı) ancak turizm odaklı kalkınmaya çalıĢan ülkeler umut ettikleri faydaları gerçekleĢtirememiĢlerdir (bağımlılık kuramı).

Turizmden elde edilen gelirin büyük kısmı ülke dıĢına çıkmaktadır. Alternatif kalkınma kuramı olarak turizmde “sürdürülebilir turizm” olgusu olarak yerel halklara ve çevrenin korunması Ģeklinde kendini göstermektedir. Turizm sektörünün olumlu ekonomik etkileri olarak: emek yoğun bir sektör olan turizmin istihdam oluĢturma, artan istihdam nedeni ile kiĢisel gelir artar, ülkeye gelen döviz arzını artırır ve ödemeler bilançosuna olumlu katkı verir, uygulanan KDV ve ÖTV vb. vergiler yolu ile devletin gelirleri artıĢ gösterir neticede yatırımlar artar. Olumsuz ekonomik etkiler arasında mevsimsellik (yaz dönemi yoğun çalıĢma, kıĢ dönemi atıl iĢletmeler), fırsat maliyeti (Akdeniz ve Ege bölgesinde tarım arazileri turizme açılmıĢ ülkemiz net tarım ürünleri ihracatçısı iken net tarım ithalatçısı olmuĢtur) en önemli olanlarıdır.

Rekabet, rakiplere göre nispi gücün elde edilmesidir. Porter (1998), pazar konumunun güçlendirilmesi için rekabet stratejisi geliĢtirilmelidir der. Turizm literatüründe rekabet, destinasyon (turizm bölgeleri) rekabeti Ģeklinde anlaĢılır.

Destinasyon rekabeti dinamik olgudur, ilerlemenin ana motorudur. Rekabet gücü ölçümü ile alakalı yaklaĢımların baĢlıcaları: karĢılaĢtırmalı üstünlük ya da fiyat rekabeti yaklaĢımı, strateji ve yönetim yaklaĢımı, trihi ve sosyo-kültürel yaklaĢım, ülke rekabetinin göstergelerini geliĢtirme yaklaĢımıdır. Turizm bölgesi açısından karĢılaĢtırmalı üstünlük: iklim, manzara, flora, fauna vb. ile olurken; rekabetçi üstünlükde turizm altyapısı, yönetim kalitesi, devlet politikaları ve çalıĢanların özelliği gibi olgular önemlidir. Turizm rekabetinde model oluĢturulurken karĢılaĢtırmalı üstünlükler ve rekabetçi üstünlükler birlikte değerlendirilmelidir. Rekabet üstünlüğünün devamı, karĢılaĢtırmalı üstünlüklerin rekabetçi üstünlüklere dönüĢümünün sağlanması ile olur. Doğal kaynaklar destinasyon için karĢılaĢtırmalı üstünlük sağlarken, bu kaynakların etkin ve sürdürülebilir kullanımı rekabetçi üstünlük sağlayacaktır.

Uluslararası turizm talebinde yeni trendlerin görülmesi ile dünya turizm talep yapısının yakından analiz edilerek alternatif ürünlerin pazara sunulması, AB turizm politikaları ile uyumlu politikalar uygulamak, turizm ürün kalitesini artırmak, pazarlama stratejisi belirleme sonucu ülkemizin rekabet gücü artacaktır.

BÖLÜM IV

TÜRKĠYE DE TURĠZM SEKTÖRÜ

Bu bölümde Türkiye turizm sektörü, 1980-2015 dönemi için güncel veriler kullanılarak Türk turizm sektörünün kalkıĢ (take-off) tarihçesinden baĢlayarak günümüze değin anlatılacaktır.

4.1. Turizm Sektöründe 1980 Sonrası GeliĢim Süreci

1980‟li yıllara kadar Türk turizm sektörü beĢ yıllık kalkınma planları doğrultusunda geliĢim sergileyememiĢtir. Turizm sektörünün baĢlangıç noktası IV. BeĢ Yıllık Kalkınma Planı (1979-1983) dönemi ikinci yılındaki 24 Ocak 1980 Ekonomik Ġstikrar Tedbirleri paketi gösterilir. Bu paket dolayısı ile 1982‟deki 2634 sayılı Turizm TeĢvik Kanunu ile artık sektör düĢük faizli kredi, teĢvik primi, döviz tahsisi, yabancı personel istihdam edebilme ve haberleĢme kolaylıkları gibi teĢvikler verilmiĢtir. 2634 sayılı yasaya dayanılarak 1983 yılında Kamu Arazisinin Turizm Yatırımlarına Tahsisi yönetmeliği ile Çanakkale-Ġçel kıyılarındaki turizm merkezlerinde bulunan kamu arazileri kiralama yöntemi ile turizm yatırımcılarına verilmiĢtir. 1981‟de ayrı bakanlıklar olan Kültür Bakanlığı ve Turizm ve Tanıtma Bakanlığı birleĢtirilerek Kültür ve Turizm Bakanlığı kurulmuĢtur (Roney, 2011, s. 138-139).

1980 sonrası dönemde Türk turizm sektörü muazzam büyüme göstermiĢ, turizm arz hacmi elde edilen turizm geliri ve gelen turist sayısı katlanarak artmıĢtır. 1980 sonrası en önemli etki 24 Ocak 1980 tarihli Ekonomik Ġstikrar Tedbirleridir. Turizm sektörünü alakadar eden maddeleri Ģunlardır: devalüasyon yapılacaktır, yabancı sermaye çerçeve kararı, kambiyo mevzuatının değiĢtirilmesi kararı, 2634 sayılı Turizmi TeĢvik Kanunu ve yurtdıĢına turizm amaçlı çıkıĢlar hakkında kararlar vardır. 2634 sayılı kanun ile daha önce olmayan bir çok teĢvik getirilmiĢtir, bunlardan baĢlıcaları: düĢük faizli kredi, yatırım indirimi, finansman fonu bina inĢaat vergi resim harç istisnaları, teĢvik primi, döviz tahsisi, KDV ertelemesi, yabancı personel istihdam edebilme, haberleĢme kolaylıkları ve elektrik doğal gaz su ücretlerinde indirim. 2634 sayılı kanuna dayandırılarak sonraki yıllarda bir çok yönetmelik yürürlüğe sokulmuĢtur. 1984 Programı ile turizm sektörünün öncelikli yöre ve yerleĢim merkezlerinde geliĢtirilmesi,

ülkemize seyahat düzenleyen tur operatörleri ve hava yolu firmalarının desteklenmesi uygulamaları göze çarpar ( Kozak ve Kozak, 2013, s.110-112).

1980- 1990 yılları turizm sektörünün en hızlı geliĢtiği dönemdir. Yatak sayısı 56 bin den 170 bine ulaĢmıĢ, ülkeye giren turist miktarı 1.2 milyondan 5.3 milyona çıkmıĢtır.

1990 öncesi hiç konuĢulmayan iç turizmde milyonlara ulaĢan rakamlara varmıĢtır.

2634 sayılı Turizmi TeĢvik Yasası kapsamında sunulan teĢviklerin baĢlıcaları Ģu Ģekilde sıralanabilir (Deloitte, 2010, s. 11):

- Turizm alan ve merkezleri ilan edilmiĢ, imar planı yapma ve onama yetkisi ile turizm amaçlı planlanan kamu arazilerinin 49 yıl süre ile turizm yatırımcılarına tahsisi yapılmıĢtır

- Turizm iĢletmelerinin belgelendirilmelerine baĢlanmıĢtır

- Konaklama tesislerinin su ve elektrik gider bedellerinin konutlara uygulanan indirimli tarifeden ödenmesine baĢlanmıĢtır

- 155 adet turizm merkezi ilan edilmiĢtir

- Çanakkale- Mersin kıyı hattı boyunca 1 milyon 120 yatak kapasitesi öngören çevre düzeni planlarının yapımı, 400.000 yatak kapasitesi içeren turistik tesisin belgelendirilmesi ve 116.000 yatak kapasitesi içeren 320 turistik tesis için kamu arazisi tahsisi gerçekleĢtirilmiĢtir

- Antalya sahili boyunca ilk bütünleĢik turizm geliĢim projeleri olan Güney Antalya, Belek ve Side projeleri ile toplam 150.000 yatağa ulaĢılmıĢtır.

- Yabancı personel çalıĢtırma izni verilmesi hakkında yabancı uzman personel ve sanatkarlar toplam personelin % 10‟u nu geçmemek kaydı ile çalıĢtırılabilir kararı alınmıĢtır

- HaberleĢme kolaylıkları için belgeli iĢletmelerin her türlü telefon ve teleks taleplerine iĢlem ve tahsis öncelikli yapılır kararı alınmıĢtır

- Turizm kredileri kullanılabilmesi hakkında TCMB turizm merkezlerindeki yatırımlara tahsis edilmek üzere yabancı kaynaklardan döviz kredileri alabilmesine olanak verilmiĢtir.

- Belgeli iĢletmelerden Bakanlar Kurulunca her yıl belirlenen döviz miktarını sağlayanlar ihracatçı sayılır kararı alınmıĢtır.

2001 de bölgesel geliĢmeye yönelik yatırımlara iliĢkin Fon Kaynaklı Kredi uygulamasının baĢlaması ile birlikte Adıyaman, Bitlis, Diyarbakır, Tunceli, ġırnak, Van

vb. illerdeki yarım kalmıĢ, iĢletme sermayesi yetersizliğinden faaliyete geçememiĢ konaklama tesisleri için yeni imkanlar tanınmıĢtır. 2001 yılında TeĢvik Mevzuatı‟nın AB mevzuatına uyum ile Çanakkale il sınırlarının güneyi ve Ġçel ilinin doğusu arasında kalan 3 kilometre derinliğindeki kıyı Ģeridi ile NevĢehir, Ürgüp ve Avanos ilçe sınırları dıĢarısına yapılacak turizm yatırımları KOBĠ kapsamına alınmıĢ, kredi tahsisi yapılmıĢ, Yatırım TeĢvik Belgeleri ve Fon Kaynaklı Kredi verilmesi kararlaĢtırılmıĢtır. Turizm yatırımları hala özel önem taĢıyan sektör yatırımları olarak kabul edilmekte Yatırım TeĢvik Belgeli yatırımlar; yatırım indirimi, KDV istisnası, gümrük vergisi, toplu konut fonu istisnası, vergi resim ve harç istisnası desteklerinden faydalanmaktadırlar. Ancak 2634 Turizmi TeĢvik Yasasında belirtilmiĢ olmasına karĢın turizm yatırım ve iĢletmecilerinin ihracatçı kabul edilmelerine yönelik uygulama baĢlatılamamıĢtır.

4.2. Türkiye’ de Turizm Sektörünün Yapısı

Turizm sektörü içerisindeki en önemli birimler olan konaklama, ulaĢtırma iĢletmeleri ve seyahat Ģirketlerinin ve turizm sektörünü ilgilendiren diğer yan sektörlerin yapısı incelenecektir.

4.2.1. Konaklama iĢletmeleri

2013-2014 yılı itibariyle Türkiye bakanlık konaklama tesislerinin yıldız ve sınıfları açısından toplam büyüklüklerinin ayrıntılı büyüklükleri tablo ‟de verilmiĢtir

Gösterildiği üzere turizm belgeli konaklama tesislerinin çoğunluğunu oteller meydana getirir. Otellerin çoğu 3 ya da 4 yıldızlıdır onları 5 yıldızlı oteller izler, Türkiye‟de oteller sayısal olarak önemli rakama gelmiĢ olsalar da niteliksel açıdan yeterli değildir Konaklama tesislerinin coğrafi bölge dağılımı turizm talebinin deniz-kum-güneĢ özelliğinden baĢta Akdeniz Bölgesi olmak üzere kıyı bölgelerinde kümelenmiĢtir. Toplam yatak kapasitesinin %88‟i kıyı bölgelerinde görülür. Toplam yatak büyüklüğünün %45‟i Akdeniz Bölgesinde, %27‟si Ege Bölgesinde, %16‟sı Marmara Bölgesinde, %6‟sı Ġç Anadolu Bölgesinde, %3‟ü Karadeniz Bölgesinde, %2‟si Güneydoğu Anadolu Bölgesinde, %1‟i Doğu Anadolu Bölgesinde yer alır. (Roney S, 2011, s. 140). TÜROFED (2014) Turizm Raporu‟na göre 5 yıldızlı otellerin %52‟si Antalya, %13.7‟si Ġstanbul ve %8.26‟sı Muğla ilinde bulunmaktadır. ĠĢletme belgeli yatak kapasitesi son 10 yılda 2 kat artmıĢtır.

Türk turizm sektörü, Bakanlık belgeli tesis sayısı ve sınıflandırmaları 2014 yılı için: 5 yıldızlı otel 482 adet, 4 yıldızlı otel 657 adet, 3 yıldızlı otel 822 adet, 2 yıldızlı otel 411 adet, 1 yıldızlı otel 51 adet, tatil köyü 83 adet, termal otel 62 adet, motel 9 adet, butik otel 76 adet, apart otel 107 adet, özel konaklama tesisi 292 adet ve pansiyon 43 adettir. Bakanlık belgeli tesislerde 880.000 yatak, belediyelerce belgelendirilen konaklama tesisleri yatak sayısı 1 milyon 390 bin dolayındadır.

Şekil 16. Türkiye yatak arzı geliĢimi (2000-2013)

Kaynak:www.aktob.org/2015.

Yukarıdaki Ģekile göre 2000-2013 yılı arasında Türkiye‟nin yatak arzı iki kat artmıĢtır.

4.2.2. UlaĢtırma iĢletmeleri

Kitle turizmi ulaĢımda en çok hava yolunu tercih eder. 2009 KTB verilerine göre ülkemize gelen turistlerin %70‟i havayolu, %22.27‟si karayolu, %7.5‟i deniz yolu ve

%0.26‟sı tren yolu ile giriĢ yapmıĢtır. TÖSHĠD (Türkiye Özel Sektör Havacılık ĠĢletmeleri Derneği) 2010 yılında ülkemize gelen turistlerin %55‟inin yerli havayolu firmalarını tercih ettiklerini verir ama ulaĢım hizmetlerinin yarıya yakını Türkiye‟ye turist gönderen firmalardadır (Roney, 2011, s. 144). Havayolu Ģirketlerinin koltuk kapasitesi 2013 yılı için 380 uçak ve 65.860 adet koltuktur.

0 200.000 400.000 600.000 800.000 1.000.000 1.200.000 1.400.000

2000 2002 2004 2006 2008 2010 2012 2013

Yatak Arzı GeliĢimi 2000-2013 (adet)

Yatak Arzı GeliĢimi

4.2.3. Seyahat Acenteları

Türkiye‟de 2008‟de 5.672 olan toplam seyahat acentesi 2012 itibarı ile TÜRSAB verilerin göre toplam 6721, A grubu (6445 adet), B grubu (93 adet), C grubu (183 adet) olmuĢtur. Bunları büyük çoğunluğu “incoming” hizmeti yaptıklarından dıĢ turizm gelirlerinin büyük bir oranı dıĢ ülkelere kalır. 2013 yılı toplam acente sayısı 7.429 adettir.

Ekin Grubu araĢtırma Birimi (2011) verilerine göre 2011 yılında ülkemize gelen 28 milyon turistin 13 milyonu paket tur ile giriĢ yapmıĢtır. 2010 paket tur pazarında ilk iki sırada TUI (%14.27) ve Thomas Cook-Diana (%9.95) vardır. Pazarın ilk beĢ Ģirketin payı %43.58‟dir (Resort Dergisi, 2011, s. 8-9)

4.3. Türkiye Ekonomisinde Turizm Sektörünün Yeri

1980 den bu yana döviz gelirlerini artırmak için kitle turizm politikaları ile ülkemiz deniz-kum-güneĢ olarak pazarlanmaktadır (Roney, 2011, s. 146). Turizm sektörünün öneminin analiz edilmesi için turizm yatırımları, dıĢ ödemeler dengesi, milli gelir ve istihdam üzerindeki etkilerinin belirtilmesinde fayda vardır.

4.3.1. Türkiye’de Turizm Yatırımları

Turizm sektörü 1985 yılında “Kalkınmada Özel Önem TaĢıyan Sektör” kabul edilmesi ile 1986 da hibe türü teĢviklerle yatırımların desteklenmesi neticesinde baĢvuran firma sayısında ve yatırımlarda önemli artıĢlar gerçekleĢmiĢtir. Turizm yatırımcıları 1985-1999 dönemi için en çok yatırım indirimi, gümrük muafiyeti, KKDP (Kaynak Kullanımı Destekleme Primi), teĢvik primi, vergi, resim ve harç istisnaları Ģeklinde olmuĢtur (Turizm Yatırımcılar Derneği, 1992). Yatırım maliyetini en düĢük miktara indirmek yolu ile turizm sektörünü cazipleĢtirmeyi hedefleyen 2634 sayılı Turizmi TeĢvik Kanunu ile 1985 den sonra yürürlüğe giren KKDP sektöre çok ivme sağlamıĢtır. Yöre farkı gözetmeden turizm yatırımları için uygulanan yatırım indirimi

%100‟dür. Özel sektör 1980-1999 dönemi arası turizm yatırımlarının %90‟nını gerçekleĢtirmiĢtir. TeĢvik belgelerinin dağılımında Ege, Akdeniz ve Marmara bölgeleri ilk üçte yer alır (deniz-kum-güneĢ). Karadeniz Bölgesi geridedir çünkü yazları kısa geçer (Kalkınma Bankası, 2000, s. 20-30).

Zengin (2006) yatırımı gelecek zamandaki faydalarından yararlanmak için sahip olunan kaynakların belirli alanlara kanalize edilmesi olarak tanımlar. Bir bölgenin

turizme açılması hızla olmaz, sektörün risk oranın yüksek olması finans ve kredi kuruluĢlarını çekindirir, sonuçta gerekli olan yüksek miktar sermayenin bulunmasını zorlaĢtırır. Kısıtlı turizm yatırımları ile beklenen fayda gerçekleĢemez (Tutar, 1999, s.

50).

Turizm yatırımları altyapı, konaklama tesisleri ve diğer hizmet tesisi yatırımları olmak üzere üç baĢlıkta toplanı (Barutçugil, 1986, s. 131).

Turizm sektörüne 1980 öncesi ayrılan yatırımların payı toplam sabit sermaye yatırımlarının ancak %0.7‟si tutarındadır (Çımat ve Bahar, 2003, s. 3). Yerli ve yabancı turistlerin konaklama, yeme-içme, dinlenmeye yarayan tesis ve iĢletmeleri turizm sektörü yatırımları içerisindedir. 1995‟den baĢlayarak turizm sektöründe sabit sermaye yatırımlarının toplam yatırımlar içerisindeki oranı artmaktadır. 1995 de toplam sabit sermaye yatırım tutarı olan 1.839 milyon YTL içerisinde turizm yatırımları 44 milyon YTL yani %2.4 olmuĢtur. 2007 senesinde toplam sabit sermaye yatırımları 137.385 milyon YTL olmuĢ turizm yatırımları 7.763 milyon YTL yani %5.7‟ye yükselmiĢtir.

Tablo 13‟de turizm sektöründe yabancı sermayeye verilen izinler ve izin verilen yabancı sermayenin tutarı verilmiĢtir.

Tablo 13‟e göre sektöre verilen yabancı sermaye izinleri 1991, toplam 940 adedin 117 si turizm sektörüne verilmiĢ (turizm sektörünün payı %12.4), toplam izin verilen yabancı sermayenin % 12,2‟sini, 1995‟de % 6,0‟nı ve 2000 de % 1,6‟ sını oluĢturmuĢtur. Örnek olarak 2000‟de izin verilen toplam yabancı sermaye miktarı Hazine MüsteĢarlığı DıĢ Ticaret TeĢvik Dairesi verilerine göre 3.060 milyar dolar iken turizm sektörünün yabancı sermaye yatırımı ancak 50 milyon dolar civarındadır (%1.6).

Toplam teĢvik izni 1.082 adet iken , turizm sektörü 94 adettir . 2003‟ te ise turizm sektörüne verilen yabancı sermaye izini 36.9 milyon dolar olup bu miktar toplam yabancı sermaye içerisinde ancak % 3.05 düzeyindedir (Ünlüören vd., 2011, s. 241).

Turizm yatırımlarının artmasının bir diğer nedeni de 1985-1989 dönemi teĢvik kararnamelerin de sektör yatırımlarının hibe türü teĢviklerden en yüksek oranda yararlanma imkanı sağlanması ve yabancı sermaye yatırımlarının teĢvik edilmesi söylenebilir (Ulutürk, 1998, s. 165).

Tablo 13.

Turizmde Yabancı Sermaye İzinleri ( 1991- 2003 ) Ġzin Verilen Yabancı Sermaye (Mil. $) Turizmin Top. Ġç. Payı

Yıllar Turizm Toplam %

1991 240.2 1.967 12,2

1992 108.1 1.820 5,9

1993 107.2 2.063 5,2

1994 57.0 1.478 3,9

1995 174.8 2.938 5,9

1996 129.1 3.837 3,4

1997 240.1 1.678 14,3

1998 52.1 1.647 3,2

1999 40.0 1.701 2,4

2000 50.2 3.060 1,6

2001 86.5 2.738 3,2

2002 80.2 2.726 3,6

2003 42.2 1.208 3,05

2005 4

0.57

2007 33 0.17

2009 54 0.86

2010 94 2.52

Kaynak: TÜROFED, 2011,Turizm Raporu s.18.

Hazine MüsteĢarlığı DıĢ Ticaret TeĢvik Dairesi verilerine göre sektörde 1991‟de yatırım teĢvik belgeleri toplamda 1.775 teĢvikten 146 adeti yani % 8.2‟ si turizm yatırım teĢvikidir. 1997 de turizm yatırım teĢviki toplam 5.144 yatırım içinde 284 adet ve oranı

% 5.5‟dir. 2003 yılı için yatırım teĢviklerinde turizm sektörünün oranı % 6.6‟dır (Ünlüönen ve Tayfun, 2011, s. 240-243).

2634 sayılı Turizmi TeĢvik Kanunu ve Kamu TaĢınmazlarının Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak turizm alan ve merkezleri içerisinde imar planları ile turizme ayrılan yerlerdeki KTB tasarrufuna verilmiĢ kamu arazilerinde yerli ve yabancı giriĢimcilere yatırım ve iĢletme yapma izni verilen tesis sayısı 2014 yılı için Antalya‟da 208 adettir. Çevreye duyarlı tesis belgeli (yeĢil yıldız) toplam 188 adettir (KTB Tan. ĠĢl. G. M.).

Konaklama sektörü 2014 yılında 375 adet yatırım projesi için 6.1 milyar YTL teĢvik almıĢtır, teĢviklerden 313 adedi komple yeni yatırımdır, bu yatırımlar ile 84.000 yeni yatak üretilecek ve 20.300 yeni istihdam olanağı sağlanacaktır. Yatırım bütçesinin

%52‟si 5 yıldız otel, %30‟u 4 yıldız, yatırımların merkezi Antalya ve Ġstanbul‟dur (Aktob Bülten, Mart 2015, s.20).

Turizm yatırımlarının kaynak sorunları için yabancı sermaye alternatif çözüm sunar düĢüncesi turizm sektörü yabancı sermaye giriĢleri miktarlarına baktığımızda gerçekleĢememiĢtir, Ciddi boyutta yabancı sermaye giriĢine gerek vardır (Zengin B, 2010, s. 120). Yabancı sermaye turizm sektörüne yatırımdan çok kiralama yöntemini kullanır (Tunçsiper ve Çeken, 1997, s. 61). Günümüzde sektörün en büyük problemlerinden biri de altyapı ve üstyapının yetersiz olmasıdır (Çeken, 2003, s. 164-165). 2015 ve 2016 yılı içerisinde 341 tesis ve 58.321 oda yani 115.542 yatak devreye girecektir, rekabet daha da artacaktır. Yeni pazarlara ihtiyaç vardır. Antalya ilimiz turizm sektörü toplam tesis sayısının %23‟üne sahiptir (TÜROFED, 2015, s. 38).

Yatırımların mali büyüklüğü ile bir örnek vermek istersek Kültür ve Turizm Bakanlığı 49 yıl arazi tahsis ve her yıl cirodan %1 pay alma Ģartı ile Antalya-MuratpaĢa‟

da 3.426.920 m2 araziye 70.000 metre2 kapalı alana sahip temalı park inĢa edilecektir.

Projenin toplam maliyeti 346.831.910 YTL‟ dır.

5 yıldızlı oteller ve tatil köyü için genel inĢaat giderleri ve yüklenici karı dahil m2 maliyeti 1.710 YTL, kongre merkezi ve dört yıldız oteller için m2 maliyeti 1.500 YTL, üç yıldız otel için m2 maliyeti 960 YTL‟ dır .

Her yıl yayınlanan Avrupa Otel Değerleme Endeksi (HVI) 2014 Ģehir içi 1 otel odasının maliyeti Ġstanbul için 303.000 Euro‟dur.

4.4. Türkiye Turizminde Ġstihdam Verileri

Turizmin emek yoğun bir sektör olmasından ve sektörün yapısından ötürü ( mevsimsel olması) istatistiki verilerin elde edilmesini zorlaĢtırır. Ġstihdam ile elde edilen veriler son dönemleri özellikle 1992 ve sonrasını kapsar. Turizmin sunduğu dolaylı ve dolaysız istihdam imkanları 1993 yılında toplam 1.655.203 kiĢiye ve 2001 de ise 2.519.481 kiĢiye ulaĢmıĢtır (Ünlüönen vd. 2011 s, 247) 2012 verileri ile toplam sektörde çalıĢanların sayısı 2.053.600‟dır (WTTC, Travel & Tourism Economic Impact 2013, s.7). Yine baĢka bir kaynağa göre ise 2008 yılında turizm sektöründe doğrudan

istihdam 1.807.890, ülkemizin toplam istihdamı 21.736.000 a ve turizmin toplam istihdam içerisindeki payı % 8.7 ye ulaĢmıĢtır (TÜRSAB, Nisan 2009).

1993 de turizm sektörünün toplam istihdamdaki payı %12.4‟den 2001 yılında

%17.9‟ a yükselmiĢtir. 2014 yılı için Türkiye toplam sigortalı sayısı 13.211.467 ve turizm sektöründe çalıĢan sigortalı iĢçi sayısı 987.399 dur, toplam istihdam içerisindeki payı %7.47.2dir. Turizm sektöründe istihdam sorunları üzerine yapılan bir araĢtırmada sektörde çalıĢma saatleri genellikle 12 saat ve üzerinde olduğundan, genç nüfus 19- 24 yaĢ döneminde sektörde çalıĢmayı tercih ederken geliĢmiĢ ülkelerde ortalama 30- 44 yaĢ arası istihdam edilmektedir (WTO, 2009, s. 21). Turizm sektöründe çalıĢanların % 25‟i kır, % 75‟i ise kent nüfusludur. Sektörde iĢ gücü devir hızı yüksektir yapılan araĢtırmaya göre % 51.2‟si mevcut iĢyerinde 1 yıl ve daha az, % 32.9‟u 2- 4 yıl arası çalıĢmaktadırlar. Kadın çalıĢanlara dinlenme saatlerinde pozitif ayrımcılık yapılmaktadır. Ücretlerin düĢüklüğü niteliksiz iĢgücünü sektöre çekmektedir. Örnek olarak Fethiye ilçesinde turizm sektöründe çalıĢanların % 30‟u ilkokul mezunudur.

Bulgulara göre ise otellerin yıldız sayısı arttıkça çalıĢanlara sağlanan sosyal güvencede artmaktadır (Avcı ve Yanardağ ,2012, s. 44- 50).

Tablo 14„de gösterildiği gibi TÜROFED 2011 yılı turizm sektöründe çalıĢanlarının toplam sayısı ve toplam istihdamdaki payı yer almaktadır.

Tablo 14.

Türkiye Turizm Sektöründe Çalışanların Sayısı

Toplam ÇalıĢan

Sayısı Yabancıların

(Bin) Oranı (%)

2002 826 2.48

2004 872 3.11

2006 1.001 3.59

2008 1.058 4.49

2010 1.177 5.33

Kaynak: TÜROFED, 2011, Turizm Raporu, s. 34.

Tablo 14‟ye göre 2002 de 826.000 olan çalıĢan sayısı 2010 da 1.177.000 rakamına ulaĢmıĢtır. Türkiye turizm sektöründe konaklama iĢletmelerinde çalıĢanların eğitim düzeyi 2004 verileri ile ilkokul % 33.6, lise % 31.0, Turizm meslek lisesi % 9.3,

Turizm ön lisans % 6.2, turizm lisans % 10.8, üniversite % 9.1‟dir. Nitelikli iĢgücü ve kalifiye eleman bakımından ülkemiz hala istenilen düzeyde değildir (Bahar, 2004).

Tablo 15‟de gösterildiği gibi Türkiye turizm sektöründe sigortalı çalıĢanların toplam sayıları 2012-2013 dönemi verileri sunulmuĢtur.

Tablo 15.

Turizm Sektöründe Sigortalı Çalışan Sayısı

2012 2013 2014

Konaklama 394.806 257.979 244.484

Hava Yolu TaĢımacılığı 45.100 53.900 22.662

Yiyecek-Ġçecek Hizmetleri 222.809 458.000 559.606

Seyahat Acentası, Tur ope 46.210 49.998 49.745

Eğlence Hizmetleri 6.723 18.395 40.730

Toplam 715.640 838.199 917.227

Kaynak: Aktob Bülten, Mart 2015, Sayı:15, s.7

Yukarıdaki tabloya göre 2013 yılı için toplam istihdam 12.262.422 iken turizm sektöründe sigortalı çalıĢanların oranı 838.199 yani %6.8‟dir. 2012 yılı için toplam istihdam 11.521.869 iken turizm sektöründe çalıĢan sigortalı iĢçi sayısı 715.640 yani

Yukarıdaki tabloya göre 2013 yılı için toplam istihdam 12.262.422 iken turizm sektöründe sigortalı çalıĢanların oranı 838.199 yani %6.8‟dir. 2012 yılı için toplam istihdam 11.521.869 iken turizm sektöründe çalıĢan sigortalı iĢçi sayısı 715.640 yani