• Sonuç bulunamadı

3. TOPLUMSAL YAPININ DEĞĠġĠMĠNDE TOPLUMSAL HAREKETLERĠN

3.2. Toplumsal Hareketler ve ĠletiĢim Teknolojileri

Castells, tarihsel olarak toplumsal hareketlerin “elden ele, kulaktan kulağa yayılan,

kürsüden, basından ya da mevcut herhangi bir iletişim kanalından vb. şekilde”

kendine özgü iletiĢim mekanizmalarının varlığına dayalı olduğunu savunur (Castells, 2012: 28). Bu noktada, toplumsal hareketlerde kiĢiler arası örgütlenmelerin temelini oluĢturan iletiĢimin önemine dikkat çeken Habermas‘a göre, bir insan eylemi olarak iletiĢim, insan eylemlerinin özünü oluĢturacak derecede ön plandadır. Habermas, Marx‘ın iletiĢim ve özgürleĢme arasındaki bağı oluĢturmaya çalıĢırken, Marx‘ın sınıf mücadelesi ve devrim kavramını “kriz” kavramı olarak ifade ederek, modern toplumun bireysel gereksinimlere karĢılık vermediği ve kurumların bireyleri manipüle ettiği düĢüncesinden dolayı insanların krize karĢı mücadele etmek için etkileĢimde bulunduğunu vurgulayarak bu etkileĢimi “iletişimsel eylem” olarak tanımlandırır. ĠletiĢimsel eylem kavramı, dil ve eylem yeterliliğine sahip en az iki kiĢi arasında olan etkileĢim ile eylem durumu üzerinde görüĢ birliği sağlamalarıdır (Habermas, 2001). ĠletiĢimsel eylem kuramında Habermas, bireylerin ve toplumun diğer parçası olan insanların sosyal olarak koordine edilmiĢ etkinlikler ya da eylemler aracılığıyla varlıklarını sürdüklerini ve bu eylemleri de iletiĢim aracılığıyla gerçekleĢtirdiklerini ileri sürer (Habermas, 2001).

ĠletiĢim teknolojilerinin toplumsal iletiĢim biçimlerini değiĢtirmesinin yanı sıra beraberinde toplumun bilinç yapısını da dönüĢüme uğrattığını vurgulayan Çoban, bu duruma Rus Devrimi sürecinde kitlelere seslenen Rus Devrim Sinemasını örnek

107

gösterir. Çoban, sinemanın sınıf mücadelesinde etkili iletiĢimsel bir araç olarak kullanılmasını Ģöyle ifade eder;

―ĠĢçilerin gerçekliğini konu alan filmler, etkili bir radikal medya olan muhalif sinemanın ürettiği toplumsal sorunları konu alan filmler ve asıl olarak da iĢçi filmleri, iĢçileri kendi emek süreçlerinden nefret eder hale getiren, kendilerine yabancılaĢtıran kapitalist sisteme karĢı duruĢ geliĢtirmelerini sağlayan, yani iĢçilere ayna tutan ve unuttukları tarihlerini, değerlerini yeniden anımsatarak, sınıf mücadelesinin egemen ideolojinin tüm söylemlerine rağmen bitmediğini ve hatta daha da acımasızlaĢarak sürdürdüğünü gösterir‖ (Çoban, 2009: 50-52).

Bu bağlamda, bir iletiĢim aracı olarak sinema etkili bir propaganda aracı olarak toplumsal çatıĢmalarda önemli bir yer tutmuĢtur. GeniĢ coğrafyalara seslenebilmesi ve kolay ulaĢılır olması açısından toplumların bilinç yapısını etkilemesi açısından sinemadan daha etkili bir iletiĢim aracı radyonun muhalifler tarafından tercih edilmesini daha mümkün kılmıĢtır.

ĠletiĢim araçları, Türk KurtuluĢ SavaĢı döneminde de etkin bir Ģekilde kullanılmıĢtır. Kitle iletiĢim araçları, ülkenin kurtarılması adına yapılan tüm örgütlenmeler, özellikle kongrelerde alınan kararların, gerek yazılı ve gerek telgraf ile halka duyurulması sayesinde, milli mücadelenin toplu ve düzenli bir biçimde yapılması sağlanması anlamında önemli rol oynamıĢtır. Bu bağlamda, milli mücadeleyi desteklemesi amacıyla 1919‘da “İrade-i Milliye”, 1920‘de “Hâkimiyet-i Milliye”, ve

“Ceride-i Resmiye” gazetesinin çıkarılması, yine 1920‘de “Anadolu Ajansı‟nın”

kurulmasından sonra 1925 yılında çıkarılan “Telsiz Tesisi Hakkında Kanun” dan iki yıl sonra 1927‘de ülkenin dört bir yanına telsiz Ģebekesinin kurulması, 1927‘de ilk resmi radyo yayınının ardından 1928 yılında “Ankara Radyosu‟nun” düzenli radyo yayınları Milli Mücadele‘de dönemin iletiĢim araçlarının rolünün önemini gösterir. Milli Mücadele‘de Mayıs 1919 ile Nisan 1920 tarihleri arasında yaklaĢık yirmi genelge yayınlanmıĢ ve bu genelgeler aracılığıyla iĢgallere karĢı halkın bilinçlendirilmesi, örgütlenmesi bu anlamda yurdun her tarafından geniĢ, toplu miting ve gösteriler yapılması ve halkın katılımlarının arttırılması amaçlanmıĢtır (Eyuboğlu, 2010). Milli Mücadele süresince basılan genelgeler dağınık ve zayıf topluluklardan oluĢan mitinglere ve gösterilere daha çok katılımın ve örgütlenmenin güçlü olmasını sağlamıĢtır.

Toprakların düĢmanlar tarafından iĢgaline karĢı tepkilerini düzenlenen protestolar, mitingler ve toplantılarla gösteren halk aynı zamanda bu tepkilerini yetkili

108

makamlara gösterilerin ve toplantıların sonunda aldıkları kararları protesto telgraflarıyla belirtmiĢtir. Mücadeleyi gazeteler aracılığıyla da yaymayı hedefleyen Mustafa Kemal PaĢa, 14 Eylül 1919tarihinde çıkarılan “İrade-i Milliye” gazetesinde, Milli Mücadele süresince yapılan kongrelerin söylevlerini, millete yönelik yazılan bildirileri ve padiĢaha gönderilen telgrafların içeriklerini yayınlatmıĢtır. Bu bağlamda, yazılı iletiĢim araçlarının baĢında yer alan dönemin gazetelerinin mücadele süresince üstenmiĢ olduğu rolün önemi 10 Ocak 1920‘de çıkarılan

“Hâkimiyeti Milliye” gazetesi için Nutuk‘ta ―ulusal kurtuluş savaşının sözcüsü”

olarak nitelendirilmesiyle gösterilebilir (Ergeç, 2006).

ĠletiĢimin toplumsal eylemlerde insanların sosyal katılım ve örgütlenmelerindeki önemi savunan Castells‘e göre, “(…) iletişimin şimdi ve tarihte toplumsal

hareketlerin oluşumunda ve pratiğinde kritik bir rol oynadığını vurgulamak temel önemdedir. Çünkü insanlar tahakküme ancak birbirleriyle bağlantı kurarak, öfkelerini paylaşarak, birlikteliği hissederek, kendileri ve toplumun geneli için alternatif projeler inşa ederek meydan okuyabilirler. Aralarındaki bağlantı etkileşimli iletişim ağlarına dayanır” (Castells, 2012: 197- 198). Thompson geçmiĢte

toplumsal hareketlerde kullanılan iletiĢim araçları karĢısında günümüz iletiĢim araçlarının özellikle toplumsal etkileĢimi karĢılıklı mümkün kılması açısından toplumsal eylem ve etkileĢim için yeni biçimler yarattığını savunur. Thompson bu konudaki görüĢlerini Ģöyle ifade eder “(…) Ancak yeni teknik araçlar yeni toplumsal

etkileşim biçimlerini değiştirir ya da zayıflatır, eylem ve etkileşim için yeni odaklar ve sahalar yaratır ve böylelikle mevcut toplumsal ilişkileri ve bunların bir parçası olduğu kurumları ve örgütleri yeniden yapılandırmaya yarar) (Thompson, 2013:

261). Bu bağlamda Castells, eski toplumsal hareketlere göre yeni toplumsal hareketlerin gerek katılımcıları, gerek örgütlenme yapıları ve gerekse amaçları, değerleri ve duyguları anlamında farklılık gösterdiği gibi, hareketlerin örgütlenmelerinde kullanılan iletiĢim araçlarının ve mecralarının da farklılıklar gösterdiğini savunur. Castells‘e göre, geçmiĢteki toplumsal hareketlerde görülen iletiĢim ağlarının yerini, günümüzde yeni iletiĢim teknolojileriyle çok biçimli yatay bir iletiĢim ağına sahip, tarihteki en hızlı ve en özerk etkileĢime olanak veren bir iletiĢim ağları almıĢtır. “Dolayısıyla dijital çağda ağlar oluşturan hareketlerin yeni

109