• Sonuç bulunamadı

YENİ İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİNİN SOSYAL HAREKETLERİN GELİŞMESİNDE YERİ VE ÖNEMİ

TOPLUMSAL HAREKETİN DAYANDIĞI İLİŞKİ ZEMİNİ VE HAREKETLERİN ORTAYA KOYU LUŞ BİÇİMLERİ

Günümüzde yeni iletişim/bilişim teknolojinin getirdiği yeni iletişim ortamı, her bireyin kendisini ifade ede- bileceği ortamları, olanakları, çeşitlendirmekte artırmaktadır. Diğer yandan, İnternetin, büyük bir ekonomik aktör olarak da belirleyiciliğinin ön olana çıktığı görülmektedir. Kuşkusuz internet, bireyler arası iletişimin ve paylaşımın çok yönlü bir şekilde gelişmesini olanaklı kılmaktadır. İletişim ortamının sunduğu olanaklar çerçevesinde, gençler, gündelik yaşam içerisinde karşılıklı düşünceler, inançlar, duygular ve tutumları paylaşarak, kimlik ve kültürel te- melli yeni sosyalliklerin oluşma zeminlerini yaratmaktadırlar. Aynı zamanda söz konusu iletişim ortamının yarattığı zemin, sosyal hareketlerin potansiyelini de oluşturmaktadır. Gençler, Wikipedia, Facebook, Youtube,Tiwitter, Ekşi Sözlük gibi siteleri kullanarak, kendi aralarındaki ilişkiyi yeniden üretmektedirler. Kurulan ilişkinin içeriğinin ve yoğunluğunun, söz konusu zeminin oluşmasında nasıl bir rol oynadığını aşağıdan izlemek mümkündür:

“…Facebook, twitter, msn, giriyorum… okuldan arkadaşlarımla ve sokak sanatçılarıyla paylaşımlarım var… myspace’de hobilerimi sergilemek tanıtmak için giriyorum…Sohbetlerim genelde sokak sanatı üzerine konuşma- lar…Penguen ve uykusuz dergilerini internette web sitesinde takip ediyorum…” G1, “….Facebook’a giriyorum. İn- ternetteki çevrem, mahaleden ve okuldaki arkadaşlarımdan oluşuyor… İnternet sayesinde Afrika’da yaşayan insan- lar hakkında çok iyi bilgi sahibi oldum. Oradaki insanların bize göre çok zor koşullar altında yaşadıklarını öğrendim. Bu haberleri internette gönderilen videolar ve fotoğraflar sayesinde öğrendim…” G2, “…Sosyal paylaşım sitelerini geziyorum… facebook’da Atatürk’le ilgili sayfaları takip ediyorum… Sohbet kısmında birkaç kişi birbirini hiç ta- nımayan kişilerle çoklu oturumda tarihle ilgili sohbet ediyoruz… Geçen aylarda Gündoğdu Meydanında şehitler için yürüyüş yapılacağını Facebook’dan öğrendim. Herkes birbirine etkinlik daveti gönderip binlerce insanı davet etti katıldım… Bunun gibi şeyler sosyal paylaşım siteleri sayesinde bu kadar yayılıyor… Çocuk esirgeme ile ilgili bir etkinlik yapılmıştı. Herkes çocuklara destek vermek için profil resmini çizgi film karakterleriyle süslemişti… Van depremi olduğunda kıyafet gönderme etkinliğine katıldım… Telefondan nasıl bağış yapılacağı, hangi bankadan para yatırılıp yardım edileceği hep sosyal paylaşım siteleri tarafından yayınlandı…”G3., “…İnternet sayesinde siyasete bakış açım değişti. Siyaseti sevmezken, siyaset ile daha çok ilgilenmeye başladım…” G6.

Anlatılar, gençlerin Facebook, Twitter, mySpace gibi sosyal paylaşım sitelerini kullandıkları ve bu web sitele- rini ziyaret etme davranışını günlük aktivitelerinin önemli bir parçası haline getirdiklerini göstermektedir. Görüşme- ler, söz konusu paylaşım sitelerinde çeşitli etkinliklerin paylaşılmasının, toplumsal hareketler anlamında, gençlerin, siyasal ve toplumsal içerikli çeşitli sorunlara karşı duyarlılık geliştirmelerinde etkili olduğunu ortaya koymaktadır. Sosyal paylaşım siteleri, yeni iletişim teknolojilerinin potansiyeline ilişkin bilgiyi de içermektedir. Potansiyeli gide- rek genişleyen ve çeşitlenen iletişim ortamında, bireyler ve kimlikler yeniden tanımlanma süreçlerine maruz kal- makta ve söz konusu iletişim ortamında toplumsal ilişkilerin ve olayların yapısı da değişime uğramaktadır. Twitter, Facebook gibi sitelerin dışında, internet üzerinden gerçekleşen, yerel ve küresel düzeyde yüzlerce paylaşım siteleri bulunmakta ve giderek kullanıcı sayısı artmaktadır. Anlatılar, bu paylaşım sitelerinin, gençleri, ortak beğeniler, ilgi alanları, etnik, dinsel ve kültürel benzerlikler, ulusal kimlik ve çeşitli etkinlikler çerçevesinde bir araya getirdiğini ortaya koymaktadır. Sosyal paylaşım sitelerinin içerdiği uygulamaların da ayrıca gençlerin katılım düzeylerini etki- lediği görülmektedir:

sitesinden çok güzel kitaplar sipariş edebiliyorum… Kendime bir müzik grubu kurdum…” G5, “…Doğulularla Do- ğulular daha iyi anlaşır, kendilerini daha rahat hissederler…” G7.

Gençler sosyal paylaşım sitelerinde, ilişki kurdukları kişilerin oluşturdukları içerik üzerinde yorum yapa- bilmektedir. Gençler, Facebook arkadaşlarının paylaşımlarını web siteleri üzerinde beğendikleri ve beğenmedikleri içeriği işaretleme yoluyla tepkide bulunabildikleri gibi, kendileri de beğenilerini arkadaşlarına sunabilmektedirler. Bu iletişim ortamı, bireylerin inanç, tutum ve değerlerini değişime uğramakta ve çok farklı siyasal, sosyal ve kültürel yönelimlerin önünü de açmaktadır:

“…Sosyal paylaşım sitelerinde arkadaşlarımla daha sık konuşmaya başladım… Tanımadığım arkadaşlarım da var. Onlarla pek konuşmuyorum. Sadece durumlarımı beğenmeleri için ekledim… Herhangi bir düşüncemi du- vara yazarak bütün arkadaşlarıma ulaştırabiliyorum… Arkadaşlarımın düşünce ve davranışları beni etkiliyor. Mil- liyetçi ve ırkçı insanlar beni rahatsız ediyor. Kürtleri küçük görüyorlar… Kürtçe dili öğreten kurumlar var, Kürt dayanışma kurumları var ama ben hiç gitmedim… Kürtlere yapılan asılsız eleştirilerden dolayı rahatsız oluyorum ve kendilerine cevap yazıyorum… İnternet hayatıma girdikten sonra değer yargılarım değişti. Farklı dinlere saygı duymaya başladım. Farklı dinleri keşfettim. Yeni bilgiler öğrendim. Felsefeyle ilgili sitelere üye oldum… Başka ül- kelerinde gerici ve katliamcı olduğunu öğrendim. Bakış açım değişti. Siyasi sorunlar, ülkelerdeki kargaşalar vb. öğ- rendim… Eşcinsellerin hayatı dikkatimi çekiyor… Alevilere karşı önceden ön yargılarım vardı. Şimdi ise o ön yar- gılarımı attım… İnternette solcu fikirlerle dolu olan bir grubum olsun isterim. Benim için internet önceleri bir oyun ve ödev yapma aracıydı. Şimdi arkadaşlık kurma, sosyalleşme, güncel olayları takip etme aracı haline geldi…” G8

Görüşmecinin anlatısı, yeni iletişim teknolojilerinin yarattığı iletişim ortamının kimlik, farklılık ve yerellik temelinde farklı gerginlikleri ürettiğini ve bu gerginliklerin, sosyal, dinsel, kültürel ve siyasi alana kadar etkilerini genişlettiğini göstermektedir. Bu görüşmecinin interneti ilk kullanma amacı ile süreç içerisindeki kullanma amacı arasındaki farklılaşmada da gözlenmektedir. Farklılaşmanın etnik, dini, kimlik ve politik alana doğru kaydığı görül- mektedir. Aynı zamanda gencin, “internette solcu fikirlerle dolu olan bir grubum olsun isterim” ifadesi, gençlerin yeni iletişim araçlarının dolayımıyla kurdukları iletişim ortamında, toplumsal hareketlerin ilişki zemini için var olan potansiyelini de ortaya koymaktadır. Söz konusu potansiyeli, diğer bir görüşmecinin anlatısından da izlemek müm- kündür:

“…Kürtlere karşı yazılan bir sürü yazılar ve kurulan gruplar benim canımı sıkıyor… Açıkçası Kürt-Türk ayrımı yüzünden Türkiye’de yaşamak istemezdim… Her ne kadar Türklüğe önem veriyorsam, ben bir Türk oldu- ğum kadar Kürdüm de. Henüz benliğimi kaybetmiş değilim…” G9, “…Ben kesinlikle insanları ikiye bölmem. Ama genellikle Batılı arkadaşlarım bizi yadırgıyor. Ama ne olursa olsun laf getirtmem… Biz nasıl onlara saygı duyuyorsak onlarda duymalı…”G5.

Günümüzde yaşanan sosyo-ekonomik süreç, tüm dünya toplumları açısından hissedilen benzer biçimlerde etkiler yaratmakta ve benzer tepkileri gündeme getirmektedir. Verili politik bir çerçevede bir hareket tipinin ko- numu zaman içinde değişebilmektedir. Örneğin araçsal hareketler çok kimliğe dayalı hareketlere ve alt kültür ha- reketleri dışsal yönelimleri olan hareketlere dönüşebilmektedir. Diğer bir deyişle aynı hareket bir tipten diğerine en azından genel eğilim olarak kayabilmektedir ( Kriesi&Koopmens&Duyvendak vd.,2003: 85). Söz konusu sü- recin etkileri, Türkiye açısından, bir taraftan kimlik ve farklılık temelinde değerlerin olumlanmasını, diğer taraftan, ulus- devletin ve Atatürkçülüğün sahiplenilmesi gereken başlıca değerlerden biri olarak algılanmasını beraberinde getirmektedir. Gençlerin konuyla ilgili söylemlerinde, Atatükçülük ve Doğulu olmak birbirleriyle karşıt bir ilişki içinde ele alınmakta ve bu kavramların içerikleri yine kendi bakış açıları çerçevesinde ortaya konulmaktadır. Söz konusu kavramların, birbirlerini dışlaması dikkat çekmektedir. Gençler tarafından dile getirilen kavramların, gençler tarafından birbirlerini “ötekileştirme”nin araçları olarak kullanılması göze çarpmaktadır. Verilerden, etnik kimliğinin onaylanmasını talep eden görüşler olduğu gibi, ulus- devlet ve onun kurucusu olan kişiye karşı bağlılığı esas alan siyasal muhalif bir duruş da gözlenebilmektedir. Sürecin, gençler arasında ayrımlaşmayı nasıl etkilediğini bir anlatı şöyle ortaya koymaktadır:

“…En çok Kürtçe konuşmalarına kızıyorum… Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bu ülkede yaşı- yorsak eğer, dilimiz Türkçedir… Kürtçe şarkıları sevmiyorum… Kendim gibi düşünen insanlarla konuşmayı sevi- yorum… İnternetten siyasi haberleri takip ediyorum. Bazı yazarların bakış açılarını öğreniyorum. Köşe yazılarını okumak hoşuma gidiyor… Atatürk’e saygısızlık yapan kişilerin bir de usanmadan fotoğraflarını paylaşması, hadsizce bir de altına yorum yazmaları bazen bizi de çığırımızdan çıkarabiliyorlar. Bunlara cevap da veriyoruz bazen…”G18.

Gençler arasındaki ideolojik ve pratik farklılaşmanın ve kendi aralarındaki karşıtlıkların dayandığı nedenler, diğer görüşmecilerin ifadelerinde ise şöyle izlenmektedir:

“… Kendimi doğululara uzak görüyorum… Başka bir dünyada yaşıyorlar gibi. Anlamadığımız bir dilde ko- nuştukları için, hakaret mi ediyorlar, küfür mü ediyorlar belli değil. Doğulular kendi başlarına hiçbir iş yapamazlar. Bildikleri sadece kavga. Konuşmazlar her şeyi zorbalıkla hallederler…” G17, “…Doğulular kendi kullandıkları dili konuşuyorlar. Arkadaşlarımı seçerken Türk olmalarına dikkat ederim. Kürtler çok kötü kokuyor. Mümkün olduğun- ca uzak duruyorum. İnternette, Atatürk’çü Kemalizm düşünceli gruplarda olmak isterim. Sadece kendim gibi olan insanlarla konuşuyorum. Ben Türküm ve Türk gibi yaşamak istiyorum… İnternet hayatıma girince siyasi anlamda Türkiye’ye sevgim arttı ve bölmek isteyenlere de sinirim arttı… Okulda görüşlerimizi söyleyemiyoruz. Farklı gö- rüşte olanlar, bizim görüşlerimize saygı duymadığı için tartışmalar çıkıyor. Bu yüzden internetten konuşuyorum… İnternette Atatürk’e hakaret eden yazılar, resimler oluyor. Ben çok rahatsız oluyorum… Genelde muhabeti siyasi yönde yapan arkadaşlar seçiyorum…”G16

Gençlerin ifadelerinin bu yöndeki seyrine bakıldığında, toplumsal gerilimlerin hangi temalar üzerinden ge- liştirildiği gözlenmektedir. Gerilimlerin, arka planda bazı grupların diğerlerinden daha üstün olduğuna ilişkin dü- şünceler temelinde, tamamen bir diğerini olumsuzlayıcı bir biçimde, ifadelere yansıdığı görülmektedir. Atatürkçü söylem temelinde, ötekine karşıt bir yaklaşım söz konusudur:

“…Facebook’da Atatürk’e küfür eden ve küçümseyen siteleri şikâyet ediyorum…” G34, “…Biz Doğulular gibi tutucu değiliz… Doğulular kötü kokuyor...” G15.

Yeni iletişim ortamının aktörü rolündeki internet, neo-liberal politikaların daha geniş uygulama alanına kavuşmasına olanak tanıyarak, sermayenin beklentileri bağlamında, sadece ekonomiyi, sosyal ilişkileri ve kültürü değil siyaseti de dönüştürmektedir. Kuşkusuz, yeni iletişim teknolojileri, küresel sermayenin kendini yeniden üret- me sürecinde etkin bir işleve sahiptir ve bu işlevi, sermayenin, internet üzerinden yeni tüketim alanları yaratma ça- basıyla ilişkilendirmek mümkündür. Buna karşın, yeni toplumsal hareketlerin de, aynı iletişim teknolojilerini etkili bir şekilde kullanarak, yaşanılan sisteme karşı muhalefetini gerçekleştirmeye çalıştıkları gözlenmektedir. İnternetin paylaşım ve tartışmanın esas olduğu bir alana dönüşmesi, beraberinde alternatif muhalefet ortamlarının oluşmasını sağlamakta, küresel ve yerel kimlikler şeklinde karakterize edilebilecek yeni oluşumlara kaynak oluşturmaktadır. Bu oluşumlar, aşağıdaki anlatılardan da izleneceği gibi, “etiketleme”, “dışlama” ve ötekileştirme kavramlarını içermekte- dir. Göçmen olmayan gençlerin aşağıdaki ifadeleri, farklı etnik yapıda olan bireylerin, söz konusu kavramları, birbi- rinden farklı ve ya birbirine karşıt içerikleri vurgulamak amacıyla kullandıkları görülmektedir:

“…Aslında göçmenlerle aramızda pek bir şey yok. Ama onların Türk-Kürt ayrımı yapmaları hoşuma gitmi- yor. Göçmenlerin hepsi değil ama bazıları ırkçılık yapıyor. Biz, onlar farklı dilde konuştuklarında bir şey demiyoruz. Ama biz Kürtçe konuştuğumuz zaman çok kızılıyor…”G9, “…Küçükken ırkçılık nedir bilmezken, şimdi her konuda ırkçılık kelimesi geçiyor…” G5,

Diğer yandan, gençlerde “biz duygusu”nun ve ortak hedefler belirleme konusunda belirli bir ortak siyasal bilincin gelişmesinde, yeni iletişim araçlarının işlevsel rolü izlenmektedir:

“…Facebook’da siyasi amaçlı kurduğum grubum var. Hepsi Kürt. Geleceğe dönük planlar ve bilgi alış verişi yapıyoruz. Sebebi, üzerimizde bulunan baskıcı, zulmedici ve psikolojik çökeltici bir sistem olduğundan, eylem yeri- ne kalem ve kitap üzerinden güçlü olmamızı sağlamak istiyoruz. Üniversiteye gidince siyasi gruba girmeyi düşünü- yorum. Kürt halkının ABD’nin emperyalist gücüne karşı bir tutum sergilemesini arz ediyorum. Arap Baharında olan olaylar ise saltanatın bittiğini tüm dünya ve ezilmiş halkalar öğrenmiş bulunmaktadır. Bunları Facebook’da protesto ettim… İnternet hayatıma girdiğinden beri gittikçe İslamcı Kürt bir kişi oldum. Yerel kimliğim daha da öne çıkmış vaziyette… Kendimi daha önce asimile edilmiş bir kişi olarak görürken, internet, arkadaşlar ve en önemlisi kitaplar sayesinde asimilasyondan kurtulmuş bulunmaktayım…” G10.

Yeni iletişim araçlarının alternatif olabilecek ilişki ve iletişim biçimlerini olanaklı kılarak, ulus ve ulus ötesi dinamiklerin birbirleriyle etkileşimini kolaylaştırmaktadır. Anlatılardan da izlenebildiği gibi, bu etkileşim sürecin- de ulus-devletin homojen bir bütünlüğü içeren söylemlerine karşı, çoğulculuk, farklılık gibi kavramların ön plana çıktığı görülmektedir. Böylece, politik süreçlerden ve karar mekanizmalarından dışlanan bireylerin yanı sıra, farklı görüşleri, talepleri olan bireyler de kendilerini ifade edebilecekleri göreceli bir özgürlük ortamına kavuşmaktadır. Söz konusu ortamın yaratılmasında internet, sınırsız bilgiye erişimini kolaylaştıran ve yatay ilişki ağlarını mümkün

kılan özelliği ile gençler açısından mekansal ve zamansal engelleri ortadan kaldırarak, gençlerin iletişim çevrelerini genişletmektedir. Bu durum bireylerin birbirlerini ulaşmalarını mümkün kıldığı gibi, aynı zamanda, sosyal hareket- lere buluşma zemini de yaratmaktadır:

“…İnternet sayesinde yurt dışından tanıştığım ve Türkiye’ye gelince görüştüğüm insanlar oluyor. Onlara ülkemizi tanıtıyorum…” G31

“…İstanbul’da yaşayan Roman arkadaşlarım var onlarla internet üzerinden konuşuyoruz. Bizim malede ne olup bittiğini haberler veriyoruz… Sivas’ta Roman arkadaşlarım var. Onlarla Facebook üzerinden grup açtık. Grup- ta etkinlikler yapıyoruz ve konuşuyoruz. Arkadaşlar Sivas’ta neler olmuş, neler yapıyorlar bütün gelişmeleri sayfada paylaşıp bana anlatıyorlar. Ben de bizim malede ne gelişmeler var sa sayfada paylaşıp, anlatıyorum onlara. Sayfada özgürüz. İstediğimiz her şeyi yapabiliriz. Kimse karışmıyor ve kimse görmüyor…” G23, “…Ben memleketim olan Nazilli sitesine üyeyim. Sitedeki paylaşımları okuyorum. Bazen yazılar yazıp gönderiyorum. Oradaki efelerin ve yö- rüklerin kültürlerini daha çok benimsedim… Nazilli sitesindeki arkadaşlarım gün geçtikçe çoğalmakta ve bu arka- daşların yaşam tarzlarını öğreniyorum…” G25,

“…Selanik’te akrabalarımız var onlarla konuşuyoruz. Sohbetlerimiz genelde Atatürk’ten ve ailemizden olu- yor…” G15.

Yeni iletişim ortamı, gençlerin, siyasi ve sosyal içerikli alanlara karşı ilgi ve katılım düzeylerini etkilemekte, yeni eylem ve söylem tarzlarını geliştirmelerine olanak tanımaktadır. Nitekim bu temelde, yeni kolektif eylem biçim- lerinin ortaya çıkması, sosyal hareketlerin yeniden kavramsallaştırılmasını teşvik etmiştir. Örneğin, barış hareketleri, öğrenci hareketleri, anti nükleer enerji gösterileri, azınlık milliyetçiliği, gay hakları, kadın hakları, hayvan hakları, alternatif tıp, radikal dini hareketler gibi hareketler, son yıllarda en çok üzerinde çalışılan konular olmaktadır (Johns ton&Lorano&Gurfield,1994:3). “Kimlik” ve “farklılık” ilişkisi temelinde oluşan bu zemin, gençlerin sosyal hareket- lere katılım biçimi ve düzeyi üzerinde farkındalıklar yaratarak, gençlerin dikkat ve ilgilerini etnik, dini ve toplumsal cinsiyet ayrımına duyarlı mücadele alanlarına çekmektedir:

“…Artık İstiklal marşının mecbur olmadığı, söylendi. İsteyen okur isteyen okumaz söylendi. Facebook’da buna sayfa açtık ve kınadık. Bununla ilgili yorumlar yaptık…” G30, “…İnternetten birçok ırkın olduğunu gördüm… Tanıştığım insanlar dinime, ırkıma saygılı insanlardı. Faket bazen Yunanlı biri ile sohbet ettiğimde, aramızdaki düş- manlığın sık dile getirildiğini gördüm. Muhabet ilerlediğinde konu Osmanlı, Yunanlı savaşlarına geliyor. O kendi toplumunu savunuyor… İnternet üzerinde insanların daha çok milliyetçiliği ön plana çıkıyor… İnternet sayesinde, Türkiye’de kadın şiddetinin çok fazla olduğunu öğrendim… Cinsiyet tercihini değiştiren insanların hor görüldüğü- nü öğrendim…” G29

“…Alevi grubum var… Aynı mezhepten olup, farklı görüşler farklı davranışları paylaşıp, uygunluğu hakkın- da fikirlerimizi paylaşıyoruz… Ege bölgesindeki gruplar ve Aleviler ile görüşüyorum…” G20.

Günümüzde sosyal medya olarak nitelendirilen internete dayalı bir iletişim tarzı ülkemizde hızla yaygınlaş- maktadır. Sosyal medyanın, gençler arasında da bir etkileşim aracı olarak kendini ortaya koyduğunu göstermektedir:

“…Facebook’da Alevi sayfalarına ilgi duyuyorum…Beğendiğim ve üye olduğum sayfalara geçmiş ile ilgili, Alevilik konularında konuşmalar yapıyorum… İnternetim olmadan önce, Alevilik hakkında pek bilgi sahibi değil- dim… Etkinlik yapıldığında yerini öğrenip, mitinglere katılıyorum… İnretnetteki sayfalarda Alevileri görünce sevi- niyorum. Çünkü biz her zaman geriye atılmış bir topluluk olduk… Güçlenerek yalan yanlış söylenenlere karşı göz yummadığımızı görünce seviniyorum. Alevilerin sayısının az olduğunu ve sadece Türkiye’de olduğunu sanıyordum. Sayfalar sayesinde yurt dışında da Aleviler olduğunu gördüm… Eskiden çoğu arkadaşım beni Müslüman değil diye tanımladılar. Onlar böyle diyince ben kendimi savunamazdım. İnternet sayesinde, kendi kimliğim hakkında bilgi sahibi oldum ve arkadaşlarım sorduğunda yanıtladım…Alevilik sayfalarındaki bağlantıları takip ediyorum..anlatılan doğruları okuyorum. Kendimi daha bilgili ve güçlü hissediyorum…” G22, “…Pir Sultan Abdal ve Türk büyüklerini takip ediyorum… Telefondan köy derneklerinden mesaj geliyor…”G21.

Gençlerin anlatıları, yeni toplumsal hareketlerin ilişki zemini ve yapısını da ortaya koymaktadır. Cinsiyetle- rin, etnik grupların, dinlerin onaylanmasını ve ulus-devletin yeniden sorgulanmasını içeren bu zeminin, sorunlara, taleplere, ilgi alanlarına, politik bilinçlerine göre çeşitli toplumsal hareketlere dönüşebilme potansiyeli aşağıdaki an- latılardan da izlenmektedir:

“…Greenpeace üyesiyim. Belirli etkinliklerde telefon ya da internet aracılığıyla haberdar ediliyorum. Pa- rasal açıdan birçok yardımda bulunuyorum. Eylemlere elimden geldiğince katılıyorum. Facebook sayesinde birçok insanı Greenpeace üyesi yaptım… Greenpeace ile tanışmam, bir restaurantta yemek yerken yanıma gelen bir oğlan aracılığıyla oldu. Bana birçok şey anlattı. Kimi zaman telefonla arayıp projelerini anlatıyorlar ve ya internetten e-ma- il yoluyla ulaşıyorlar…” G31, “…Savaş olduğu zaman, profil resmimize siyah fotoğraf koyduk Facebook’a. Çocuk esirgeme kurumu günü için, Facebook’a profil resmimize çizgi film karakterleri koyduk. Şehitlerimiz olduğunda internet üzerinden haberleşip yürüyüş yaptık, bayraklarla, pankartlarla…” G28, “…Hangi ülkelerin hangi silahları olduğunu öğreniyorum. Bu sayfaları önce şikayet ediyorum. Sonra kişinin linkini paylaşıp bir ton kişi olarak küfür ediyoruz. Çünkü belli sayıda kişiler ettiğinde ya sayfa kapatılır ya da gönderen kişinin profili kapatılır…” G24, “… CHP mitinglerine katılmak için, Facebook ‘da açılan gruplara katılıyor, burada mitinglerin zamanını ve yerini öğre- niyorum…” G29.

“…Pembeye Yakın Mor Çatı’ya üyeyim. O çatıya üye olduktan sonra bakış açım değişti. Farklı düşüncelere sahip oldum. Resim sergileri, konserlerden haberim oluyor. Yaşım onlara göre biraz küçük. Erkeklerin bayanlara yaptığı ihanet, şiddet daha çok konu oluyor. Kendimi tek bir kişiye fazlasıyla adamak değil, bu dünyada kendimi başka davalara adamam gerektiğini anladım. Kendimi ezdirmemeyi, özellikle erkekler tarafından oyuncak olmamayı öğrendim…” G27

Anlatılar, yeni iletişim araçlarının bireylerin kendilerini ifade edebilme süreçlerini olanaklı kıldığını ve buna bağlı olarak gençlerde, yeni dayanışma, söylem, iletişim ve pratik biçimlerinin geliştiğini ortaya koymaktadır. Böy- lesi pratiklerden oluşan sosyal hareketler, doğrudan ulusal ve uluslar arası siyasetin oluşumunda yer alabilmekte ve bu hareketlerin aktörleri politikanın uygulanmasında önemli bir rol oynayarak, çok çeşitli şekillerde politikayı