• Sonuç bulunamadı

Bir nesneyi, bir niteliği, bir hareketi karşılamak üzere aynı cinsten iki kelimenin arka arkaya getirilmesi ile meydana gelen kelime grubudur.

Grupta yer alan kelimeler arasında hem şekil, hem de anlam ilişkisi vardır. Grubun içindeki kelimeler eş görevlidir ve gruba eşit olarak katılırlar. Genellikle kelimeler arasında belirli bir ses düzeni bulunur. Bundan dolayı, tekrar gruplarının birçoğunda unsurların yeri değiştirilemez.

ƒ Yalnız, ara sıra... (29-12)

ƒ ...hatta yaşlı başlı bir arkadaş gibi sevmişti. (34-19) ƒ Dudaklarıyla bir iki üzüm koparıyor... (122-20)

Bağlama ve son çekim edatları dışında bütün kelimelerle tekrar grubu kurulabilir (bk. Karahan, 2005, s. 61). İsimler, sıfatlar, zarflar ve gerundiumlar tekrara en elverişli kelime çeşitleridir. Zamirler tekrara elverişli değildirler. Edatlardan da yalnız bazı ünlem edatlarının tekrarları yapılabilir. Fiillerde bunlara göre daha geniş bir tekrar yapma kabiliyeti vardır. Fakat fiil tekrarlarında tekrardan çok arka arkaya gelme durumu vardır denebilir (bk. Ergin, 1993, s. 356).

ƒ Hiçbir beis yok, dedim, asıl büyük iş oldu bitti. (305-5) ƒ Büyük küçük herkes kardeş canciğer oldu. (143-8)

ƒ Bu sözler on altı on yedi yaşında ufak tefek, yusyuvarlak bir genç kız ile herhalde yirmiyi geçmiş zayıf, kumral bir taze arasında geçiyordu. (176-6)

ƒ Beklediği oyalı boyalı aşüfteye mukabil çok sade giyinmiş, o çok, sakin mahcup, mahzun bir genç kız görünce inkisar-ı hayale uğradı. (182-19)

ƒ Böyle coşkun taşkın zamanlarda damadıyla karşılaşmak istemez, büsbütün yüz göz olmaktan* korkardı. (198-20)

ƒ ...alt alta üst üste aşağı yuvarlandılar. (219-22)

ƒ Vah vah...ne kuvvetli bir sebep? Ne büyük mazeret... diye eğlenmeye başladı. (65-3) ƒ Bu yaz biter tükenir şey değil. (338-22)

ƒ Günler bitip tükenmek bilmiyor. (326-23)

ƒ İçin için yiyip bitiren hastalığın bundan başka alameti yoktur. (330-13) ƒ Köşkün silinip süpürülmesine... (63-8)

ƒ Ayıla bayıla bana vakayı anlattı. (166-3)

ƒ Kerem, dolabın iniltileriyle kendini bir ağır hülyaya kaptırmış gibi dalgın dalgın düşünüyor, teneke oluklardan taş havuza dökülen köpüklü sular içinde soğuktan buğulanmış renk renk salkımları-sarı kehribar kümeleri, allı yeşilli donuk necef mahşerleri- kaynaşıyordu. (70-1)

Grubu oluşturan unsurların şekil ve anlam özelliklerine göre tekrar grupları şu şekilde yapılır.

1.7.1. Aynen Tekrarlar (İkizleme)

Bir kelimenin arka arkaya iki defa tekrarlanması ile yapılan tekrarlardır.

ƒ Yayvan bir koltuğun içinde yemek ağırlığı ve yol yorgunluğuyla uyuşup kalan Prens Vefik Paşa üşene üşene gözleri açtı, yorgun bir rica ile: (3-5)

ƒ Münir Bey yavaş yavaş ona doğru yürüyerek cevap verdi: (3-10)

ƒ Münir Bey, eski arkadaşını rahat bırakmıyor, onu kalkmağa mecbur etmek için koltuğu hafif hafif sarsıyordu. (4-4)

ƒ ...her tabağın önünde ayrı ayrı duruyor... (6-17)

ƒ Saadetimle için için yanıyorum. (20-24)

ƒ Aydın vilayetinin bütün kasabalarını birer birer gezmeğe başlamışlardı. (23-15) ƒ ...öteki muallimler gibi hakaret etmediğini gördükçe tecavüzünü perde perde

arttırıyordu. (44-19)

ƒ ...pantolonunun sipil sipil olmuş paçalarını düzeltiyordu. (45-20)

ƒ Yavaş yavaş aydınlığa alışan hasta gözler gibi korka korka ona bakmağa başlıyordum. (376-13)

ƒ Dudaklarından hemen hemen gayri ihtiyari bir kelime düştü: “Bu gece.” (133-11) ƒ Makbule çarşafının pelerinini omuzlarından atmış, kırıta kırıta oynuyor, bir yandan

duvara dayanmış bir büyük aynadan kendini seyrediyordu. (190-15) ƒ Karşıdaki kayalar damla damla eriyip akıyor gibi. (121-9)

ƒ Menemen ovalarından doğru serin, hafif bir rüzgar esiyor, mini mini dalgalarla hâlâ sönmeyen gurup aydınlıkları körfezde ince, kızıl serv-i siminler açıyordu. (58-21)

1.7.2. Eş Anlamlı veya Yakın Anlamlı Tekrarlar

Aynı manaya gelen veya çok yakın manalı iki ayrı kelimenin meydana getirdiği tekrarlardır.

ƒ Vefik Paşa ara sıra ona mektuplar yazıyor: (8-22)

ƒ İhtiyar damadı bağırta çağırta kim bilir nerelere götürecekler... (16-7)

ƒ Çoluksuz çocuksuz hayatımın bütün merakını yeni üzüm cinsleri yetiştirmeğe verdim... (5-9)

ƒ İstanbul’da belli başlı bir kimse tanımadığı için memuriyet almasına imkan yoktu. (44- 7)

ƒ Tahsil vesilesiyle Avrupa’ya giden Cevat, orada yerleşmiş, hatta ufak tefek ticaret işleri bile yapmağa başlamıştı. (49-11)

ƒ Doğru dürüst akort bile edilmemişti. (59-18) ƒ Yaşlı başlı adamım. (133-18)

ƒ Ne yaparsın, zar zor çekilecek. (242-17)

ƒ Değilse bile sen artık evli barklı bir adamsın. (311-19) ƒ Fakir fukara serinlesin. (372-1)

ƒ Tanımadığım bir kadınla yedi sekiz yaşındaki kızının fotoğrafını almak için bahçeye çıkmıştı. (366-4)

ƒ Bazı arkadaşları ona musiki muallimliği tavsiye etmişler, rüştiye mekteplerinde bir iki gına dersi, fakir mahallelerde iki üç keman hocalığı bulmuşlardı. (44-8)

ƒ Bu rezalet bitip tükenmez dedikodulara meydan vermişti. (252-19) ƒ Seni asıp kesmek elimde değil. (29-16)

Eş-yakın anlamlı tekrarların başka bir yapılış şekli de “falan” ve “filan” kelimeleri ile yapılan tekrarlardır.

ƒ Kahve filan istemem hanım kızım. (169-22) ƒ Beybabanız filan olmasın. (177-13)

ƒ Sen politika ile filan uğraşmazdın galiba. (245-7)

ƒ Bunların ekserisi eski belediye memurları filan. (312-20) ƒ Sakın onu ayartayım filan deme. (377-6)

ƒ Görüyorsun ki ben de şair, heykeltıraş filan gibi hayat yaratan bir sanatkârım. (6-15)

1.7.3. Zıt Anlamlı Tekrarlar

Birbirinin zıddı olan iki kelimenin meydana getirdiği tekrarlardır.

ƒ ...dördüncü ay İzmir’e dönebilmesi için gidip gelme bilet almasını tavsiye etmişti. (51- 21)

ƒ ...pervane dalgalarının içinde batıp çıkan sandalda ... (57-9)

ƒ Sevdayı size kalpte doğup ölen bir şey diye öğretiyorlar Kınalı Yapıncak. (140-18) ƒ Katl vakası Kütahya’yı alt üst etmiş... (236-13)

ƒ ...beni de az çok mesul ediyor. (287-19)

ƒ Hele dayımı kandırıncaya kadar akla karayı* seçtim. (340-15)

ƒ Bu serin, karanlık havanın içinde bir aşağı bir yukarı piyasa etmek ne hoş olacak. (372-2)

ƒ Benim için gece gündüz, yaz kış hepsi bir. (233-4)

1.7.4. İlaveli (Eklemeli) Tekrarlar

“Kelime başına ilave bir unsur getirmek suretiyle yapılan tekrarlardır. İkiye ayrılırlar: 1. kelime başına bir ses ilavesiyle yapılanlar, 2. kelime başına bir veya iki hece ilavesiyle yapılanlar” (Ergin, 1993, s. 357).

“Başa bir ses ilave edilenlerde vokalle başlayan kelimelerin doğrudan doğruya başına, konsonantla başlayanların o konsonantı kaldırılarak yerine bir “m” sesi getirilir” (Ergin, 1993, s. 357).

ƒ Herkesle beraber o da güldü müldü ama epeyce içerledi. (246-21)

“Başa heceler ilave edilenlerde umumiyetle bir kısım sıfatların ilk heceleri alınır; bu hecelerin sonuna vokalle bitiyorlarsa doğrudan doğruya, konsonantla bitiyorlarsa o konsonantları atılarak “m, p, r, s” seslerinden biri getirilir; meydana gelen, ilk heceden doğma bu unsur ayrı bir kelime gibi asıl kelimenin önüne getirilir; böylece hece tekrarına dayanan, bir bakıma tekrar diyebileceğimiz bir grup ortaya çıkar” (Ergin, 1993, s. 357).

ƒ ...sımsıkı kapadığı dudaklarını... (70-9) ƒ Bu çukurun içine upuzun yattım. (352-4)

ƒ ...bildiği dünyadan büsbütün başka bir dünya içinde yaşamağa başlardı. (32-24) ƒ Genç kadın, kıpkırmızı kesildi. (65-11)

ƒ Kulelerin tahta kepenkleri kapalı, göz alıcı bir pırıltıyla uzanıp giden yollar bomboş. (121-6)

Tekrarlar anlamı kuvvetlendirir, nesne ve harekete çokluk, süreklilik, ortalama ve beraberlik anlamı kazandırır.

ƒ Bu iki genç, orada hemen hemen beraber yaşamışlar az çalışıp çok eğlenmişlerdi. (6- 22) (anlamı kuvvetlendirme)

ƒ ...memleket memleket gezmeğe başlamıştı. (7-11) (çokluk)

ƒ Melek Hanım ağlaya ağlaya çocuğunun elini tuttu. (30-20) (süreklilik) ƒ Sâib Paşa, ikide birde belediye reisi intihap edilir... (11-22) (süreklilik)

ƒ ...sorulan şeylere tek tük kelimelerle cevap vermesine rağmen... (38-22) (ortalama) ƒ ...elindeki beş on parayla... (34-3) (ortalama)

ƒ Yolun öte başından irili ufaklı garip bir gölge kafilesi geliyor... (15-3) (beraberlik) ƒ Bu baba kızdaki alayiş merakı... (8-15) (beraberlik)

1.7.5. Tekrar Grubunun Kelime Çeşidi Olarak Görevleri

Tekrar grubu, cümle içinde isim, sıfat ve zarf olarak kullanılır.

Tekrar grubunun, isim olarak kullanılması:

ƒ Allah mübarek etsin Kenan, dedi, inşallah hayırlı dölün döşün, senin gibi sanatkar, zevcen gibi şık çocukların olur. (57-11)

ƒ Hep kendi kendine gelin güveyi olur, bu mütenevvi’ bey ve efendilerden hemen hiçbiri sevildiklerini bilmezlerdi. (258-4)

Tekrar grubunun, sıfat olarak kullanılması:

ƒ Sade sıra sıra kütüklerin küçük gölgeleri var. (10-22)

ƒ Kuyunun yanında miniminicik bir taş havuz vardı ki sular oradan oluklara dağılır, üzümler orada soğurdu. (67-6)

ƒ Aklınıza bir şey gelmesin yaşlı başlı hanımefendiler. (246-7) ƒ Boylu boslu, kanlı canlı, anlı şanlı muhteşem bir kadın. (253-4)

Tekrar grubunun, zarf olarak kullanılması:

ƒ Yaz kış Bozyaka’da otururdu. (34-7)

ƒ ...Kenan, ara sıra onu kucağına alır, bildiği havaları çalmağa uğraşırdı. (33-3) ƒ Beyaz karyolanın kenarına yan yana oturdular. (114-15)

ƒ Avlunun taşları üstüne boylu boyuna uzanarak köpek gibi uluyor... (198-16)

ƒ O mütemadiyen gülüp söylerken Lâmia gizli gizli bir ıstırap çekmeğe, şüphelenmeğe başlıyordu. (112-18)

1.7.6. Tekrar Grubunun Cümle Ögesi Olarak Görevleri

Tekrar grubunun, yüklem olarak kullanılması:

ƒ Gittiği yerlerde daima sanatkârlarla düşer kalkar. (7-13)

ƒ Hatta bazı ufak tefek maceraları bile oluyor, Leylâ’dan sonra tamamiyle boş, metruk kalan kalbinde yeni heycanlar yanıp sönüyordu. (52-6)

ƒ Çiçekleri ne yapacağını bilemeyerek elinde evirip çeviriyordu. (100-13)

Tekrar grubunun, özne olarak kullanılması:

ƒ Lâmia’nın eli ayağı titriyor, kalbi çarpıyordu. (179-24)

ƒ Burada hem birkaç sene gözün gönlün açılır, hem adamakıllı bir konservatuarda mesleğine devam edersin. (49-18)

Tekrar grubunun, nesne olarak kullanılması:

ƒ Bunlar ekseriya türkü filan söylerler, gürültü ederler. (15-7) ƒ ...çoluk çocuğu toplamış... (15-19)

Tekrar grubunun, yer tamlayıcısı olarak kullanılması:

Tekrar grubunun, zarf tümleci olarak kullanılması:

ƒ Nimet Hanım, yarı şaka, yarı ciddi hafif bir hiddet ve hayret feryadı kopardı. (65-8) ƒ Makbule ile Lâmia kırk yıllık ahbaplar gibi senli benli konuşuyorlardı. (179-1) ƒ Vefik Paşa halsiz halsiz yerinden kalktı. (4-6)