• Sonuç bulunamadı

Bağlama edatları ile birbirine bağlanmış iki veya daha fazla isim unsurundan meydana gelen kelime grubudur.

İsim Unsuru + Bağlama Edatı + İsim Unsuru = Bağlama Grubu

Tek bir kelime ya da kelime grubu olan isim unsurları grubun kuruluşuna eşit olarak katılırlar. Belirten ve belirtileni ayırt etmek çok zaman mümkün değildir. Bağlama grubu en zayıf, birliği ve yapısı en iğreti olan kelime grubudur. (bk. Ergin, 1993, s. 91)

Eserimizde bağlama edatları, kelime grubu yapımında da cümleleri bağlama fonksiyonunda da fazla kullanılmamıştır. Bağlama grupları, bağlama edatları ve sıralama yapan bağlama edatlarıyla kurulmuştur.

“ve, ile, fakat, yahut” gibi bağlama edatlarıyla kurulan bağlama grubunda edatlar, isim unsurlarının arasında bulunur.

ƒ Sanattan politikaya kadar her şeyden kolay ve cazibeli bir surette bahseder. (302-3) ƒ ...Ağrılar yeri bilinemeyecek kadar sağır ve mübhemdir. (330-12)

ƒ Sürgünler gelince, tiyatro yahut cambaz kumpanyası gelmiş sanıyorlar. (243-9) ƒ Makbule ile Naciye’ye bir kocaman kağıt dolusu fındık ile kuru üzüm aldı. (178-

11)

“ne... ne...”, “hem... hem...”, “...da ...da”, “ister... ister...”, “ya... ya...”, “...mi ...mi”, “gerek... gerek...” gibi sıralama yapan bağlama edatlarıyla kurulan bağlama grubunda ise edatlar, isim unsurlarının başında veya sonunda bulunur. Bu yapıdaki bir bağlama grubunda, isim unsurunun sayısı kadar bağlama edatı bulunur.

ƒ Ne Selâhattin Efendi’nin, ne de oğullarının böyle bir izdivaca razı olmayacaklarını ikisi de biliyorlardı. (21-8)

ƒ Kenan, artık ne annesine, ne kendisini kollarına alıp tekrar takrar yanaklarından öpen babasına bakmamış... (26-1)

ƒ ... ne Melek Hanım’ı ne de Kenan’la Afife’yi mesut edememişti. (26-15) ƒ Kızları hem onlara, hem kendisine silinmeyecek bir leke sürmüştü. (22-19)

ƒ “Hem yâr-ı kadîm nezdinde bir iki gün ihya-yı hâtırat-ı şebâb etmek, hem Ayasuluğ harabeleri bakaya-yı bediîyesini intak ile huzur-ı tarihte birkaç saat-i istiğrak geçirmek istiyorum” diyordu. (8-23)

ƒ Bu işler kırmızı gömleğe benzerdi. Er geç ya kolundan yahut yakasından görünecektir. (181-3)

“ile” kelimesi, hem bağlama edatı hem de son çekim edatı olarak kullanılır. Bağlama edatı olarak kullanıldığı zaman “ve” bağlacını karşılar durumdadır. Son çekim edatı olarak kullanıldığında ise cümleye vasıta, araç ve tarz anlamları katar. Yerine başka bir kelime kullanılamaz ve cümleden çıkarılması da mümkün değildir. Ayrıca bağlama ve

son çekim edatı “ile”, yazıda bazen kendisinden önceki unsurla birleşerek “-la /-le, -(y)la / -(y)le” şeklinde de yazılabilir.

ƒ Mamafih üzümle sanayi-i nefise arasındaki münasebet inkâr edilemez... (5-16) ƒ ...kumaşla astar arasına kaymıştı. (30-19)

ƒ Kenan’la Nimet, devrilmiş bir ağaç kütüğünün üstüne yan yana oturmuşlardı. (75-11)

İçinde ikiden fazla isim unsuru bulunan bir bağlama grubunda, öncekiler virgül / noktalı virgül ile bağlanır, “ve” bağlama edatı, son iki isim unsurunun arasında yer alır.

ƒ İçinde korku, telaş ve hicap ile karışık bir heycan vardı. (133-15)

Bağlama grubunun unsurları kelime grubu olabilir.

ƒ Prens Vefik Paşa ile Münir Bey, pek eskiden beri birbirlerini tanıyorlardı. (6-20)

(isim unsurları, unvan grubu)

ƒ Altında “Şehrimizin Belediye Reis-i Muhteremi ve bestekâr Hüseyin Kenan Bey’in dayısı Sâib Paşa Hazretleri” yazısını... (13-2) (isim unsurları;belirtili isim tamlaması) ƒ Yarı meczup, fakat rint, ehlidil bir adamdır. (15-16) (isim unsurları; sıfat

tamlaması)

1.9.1. Bağlama Grubunun Kelime Çeşidi Olarak Görevleri

Bağlama grubu, cümle içinde isim, sıfat ve zarf olarak kullanılır.

Bağlama grubunun, isim olarak kullanılması:

ƒ Kenan bu mektubu aldıktan birkaç hafta sonra annesini ve Afife’yi görmek için bir ay izinle Seydiköyü’ne gitmişti. (49-23)

ƒ Keman ve piyano ile alafranga bir opera. (246-18)

ƒ Geceleri kimsesiz kulemde sessiz sessiz dolaşır, tenha kırlarda dolaştığım vakit yanımda yürür, ney çaldığım, Hâfız veya Fuzuli’yi okuduğum zaman karşımda boynunu büker, rengini bilmediğim gözleriyle ağlardı. (333-12)

Bağlama grubunun, sıfat olarak kullanılması:

ƒ Ağır, ciddi, fakat munis, uysal tabiatı onu etrafındakilere sevdirmiş... (52-8)

ƒ ...başı önünde uzun müddet sıcak ve kapalı bir odada kalmış çiçekler gibi soluk ve yorgun uzaklaşıyor. (123-21)

ƒ Çirkin ve hazin hakikatimi olanca çıplaklığı ve acılığıyla gördüğüm nadir uyanıklık saatlerimden birindeyim. (362-5)

ƒ Bu durgun ve yorgun yaz manzarasının karşısında uyumuş kalmıştım. (374-2) ƒ “Genç ve değerli Türk virtüözü Hüseyin Kenan” diyordu. (12-9)

ƒ Benim şimdi bu mezarlık köşesindeki sakin ve vakur saadetine imrendiğim anneciğim. (398-1)

ƒ Paşa hazretleri, Kenan oğlumuz ilk feyzini bu topraklardan ziyade bu fakir ve aciz Şem’i Dede’den aldı. (17-11)

Bağlama grubunun, zarf olarak kullanılması:

ƒ Ay ışığının altında beyaz ve parlak uzanıp gidiyor, ilerde bahçelerin koyu gölgeleri içinde kayboluyordu. (348-4)

ƒ Deminden beri evin içinde dalgın ve serseri dolaştığını görüyordum. (357-2)

1.9.2. Bağlama Grubunun Cümle Ögesi Olarak Görevleri

Bağlama grubu, cümle içinde yüklem, özne, nesne, yer tamlayıcısı ve zarf tümleci olarak kullanılır.

Bağlama grubunun, yüklem olarak kullanılması:

ƒ Bunlar bir prensle bir prensestir. (14-9) ƒ Sâib Paşa, bugün sert ve haşin değildi. (29-4)

Bağlama grubunun, özne olarak kullanılması:

ƒ Üç kızıyla dört oğlu vardı. (180-13)

ƒ Amcasıyla yengesi, ondaki tebdili fark etmişlerdi. (110-24)

ƒ Bu acz ve hicap ona büsbütün kaba bir huşunet sevkıtabiisiyle hareket eden bir hayvan dürüştlüğü veriyordu. (237-15)

ƒ Kenan’ın en eski ve acı hatırası babasından ayrıldığı güne aitti. (25-3) ƒ Hatta günden güne cüret ve cesareti artıyordu bile. (137-18)

ƒ Mahmure’nin en küçük çocuğu ile Mebrure köşedeki beşikte koyun koyuna uyuyorlardı. (217-8)

Bağlama grubunun, belirtisiz nesne olarak kullanılması:

ƒ Daima memuriyet ve memleket değiştiriyor, fakat hiç birinde tutunamıyordu. (23-16) ƒ Heyecanı, ıslığa bir musiki aleti hassasiyet ve rikkati veriyor... (19-7)

ƒ ...diline tuhaf bir pelteklik ve rekâket vermişti. (45-18)

Bağlama grubunun, belirtili nesne olarak kullanılması:

ƒ Çünkü onlar, adamakıllı gemi azıya almışlar, cüret ve cesareti delilik derecesine getirmişlerdi. (86-12)

ƒ Genç kadın, bütün vakar ve temkinini unutuyor, Kenan’a mazlum bir çocuk teslimiyeti gösteriyordu. (64-18)

ƒ Rahmetli beybabamdan kalan birkaç kuruş maaşımla kendimi ve çocuğumu idareye çalışacağım. (280-12)

Bağlama grubunun, yer tamlayıcısı olarak kullanılması:

ƒ Kenan her gün onu bağda yahut kuyu başında görüyordu. (131-19)

ƒ İşte biraz evvelki vaka, beni bu daha uzun ve daha ağır uykudan uyandırdı. (362-4)

Bağlama grubunun, zarf tümleci olarak kullanılması:

ƒ Nail, daha çok para kazanıyor, daha canlı ve asabi görünüyordu. (23-23)