• Sonuç bulunamadı

Bir isim unsuru ile bir son çekim edatından meydana gelen kelime grubudur.

İsim unsuru + Son Çekim edatı = Edat grubu

Tek bir kelime ya da kelime grubu olan isim unsuru önce, son çekim edatı sonra getirilir. İsim unsuru zamir veya isim olmasına ve edatın cinsine göre çeşitli hâllere girer ve çeşitli çekim ekleri alır. Edat unsuru ise istisnalar dışında daima eksizdir.

Türkçede kullanılan başlıca son çekim edatları şunlardır: “ile, için, kadar, göre, diye, rağmen, karşı, doğru, gibi, dolayı” vb.

ƒ Mektebi güçlükle bitirdi. (12-1)

ƒ Bir paşalık ile üç beş nişan elde etmek için... (26-17) ƒ Aradan bir sekiz on gün kadar geçmişti. (246-22) ƒ Onun da haline göre kuvveti vardı. (70-11)

ƒ Ele geçmesin diye onu cebime koydum. (156-10)

ƒ Fakat buna rağmen Nail bir türlü bu lekeyi silememiş... (21-17) ƒ Dayınıza karşı pek kibar bir muamele ettiniz. (353-19)

ƒ Paşa, sen bu güzel mehtaba karşı bir hâb-ı naza dalacak gibi görünüyorsun... (3-3) ƒ Ev sahibi tabağı lambaya doğru kaldırdı. (9-22)

ƒ Bazı sebeplerden dolayı Sâib Paşa, kız kardeşini de, yeğenini de sevmiyordu. (11-21) ƒ Fena kadınların feci akıbetlerine dair vakalar anlattı. (224-7)

ƒ Demek kızımı yetim olarak doğduğu zamandan beri her gece bu ninni ile uyutmuşlar. (393-17)

ƒ Daima beraber bulunduğu halde onlara pek az sokuluyordu. (74-16)

Bu grupta birleşme, isim unsurunun ve edatın türüne göre ekli veya eksiz olur:

Eksiz olarak yapılan edat grupları, “gibi, için, ile, diye, evvel, kadar” edatlarıyla kurulur.

ƒ İkisi de beş sene kadar Şûrâ-yı Devlet azalığında arkadaşlık etmişlerdi. (7-2) ƒ ...yalnız Kenan ile iyi geçinirdi. (39-8)

ƒ Hekimane bir tavır ile... (37-17) ƒ Heyamola ile sınıf geçiyormuş. (37-20)

ƒ Bağlar hâlâ bir Temmuz sıcağıyla yanıyor... (87-7) ƒ ...yarı açık gözleri cam gibi donuktu. (152-18)

ƒ İnsaniyet onu “Prenses Cavidan” diye tanıyacak. (10-6) ƒ İzmir’e iş için inmiştik efendim. (153-13)

ƒ Yaz, o sene erken gelmiş, bağ hayatı, mevsiminden evvel uyanmıştı. (109-4) ƒ Kimsenin de aklına zerre kadar şüphe gelmezdi. (172-4)

ƒ ...karısı, çocuklarıyla beraber onu görmeğe gittikçe çocuk gibi ağlamaktan başka bir şey yapamıyordu. (24-12)

Ekli olarak yapılan edat gruplarında, “yönelme, ayrılma ve ilgi hâli eki ile “-ki” aitlik eki ve iyelik eki kullanılmıştır.

Yönelme hâli eki (-a / -e) ile kurulan edat gruplarında, “doğru, göre, kadar, karşı, rağmen” edatları kullanılır.

ƒ Sabahlara kadar bağlarda çalgılar çalınır, hora tepilir; yollarda önlerinde meşalelerle kafileler dolaşırdı. (36-17)

ƒ Bu itirafa rağmen muhakeme aylarca sürmüştü. (24-9)

ƒ Yalnız, o gece sabaha karşı anlaşılmaz bir hisle uykudan uyanmış, yanındaki yatakta koyun koyuna uyuyan annesiyle Afife’nin hissettirmeden, uyandırmadan yanaklarını öpmüştü. (26-10)

ƒ ...buna mukabil kemanını çok, pek çok ilerletmişti. (44-2) ƒ ...ortalık kararıncaya kadar... (72-5)

ƒ Birkaç güne kadar İstanbul’a döneceğim. (154-14)

ƒ Etrafa karşı zevahiri kurtarmakla iktifa ediyoruz. (357-23)

Ayrılma hâli eki (-dan / -den) ile kurulan edat gruplarında, “beri, başka, dolayı, sonra” edatları kullanılır.

ƒ Vefik Paşa öteden beri kendini bir sanayi-i nefise münekkidi zanneder... (5-19) ƒ Hüseyin Kenan iki günden beri burada, dayısının bağında misafir bulunuyor.(11-15) ƒ Küçük yaşından beri tanırım. (11-20)

ƒ Kenan, bir zamandan beri bu küçük kızı deli gibi seviyordu. (40-9) ƒ Yengesiyle beraber dünden beri İzmir’de olduğunu söylediler. (153-11) ƒ Biliyorsunuz ki benden başka evde işe yarayacak kimse yok. (99-10)

İlgi hâli eki (-nın / -nin) ile kurulan edat gruplarında, “gibi, için, ile” edatları kullanılır.

ƒ Nasıl ki sen de benim için bir tatlı yaz rüyasından ibaretsin... (138-12) ƒ İhtimal, o da benim gibi Leylâ’sının gözleri için gizli gizli ağlamıştı. (60-17) ƒ Ben, senin için güzel bir keman sesinden başka bir şey değilim. (138-11) ƒ Ben de bir zamanlar senin gibi çocuk oldum Kınalı Yapıncak. (140-3)

ƒ ...ondan başka kimseyle evlenemeyeceğini, onun için her şeyi göze alacağını yazıyordu. (22-11)

İyelik eki ile kurulan edat gruplarında, “için, gibi, kadar, ile” edatları kullanılır.

ƒ Terliğini giymesi için ona işaret etti. (396-21) ƒ Hangi meziyetim için beni isteyeceksiniz... (157-1)

ƒ Etrafları kaz ayağı gibi kırış kırış olmuş sürmeli gözleriyle Lâmia’ya bakıyor, cevap bekliyordu. (170-5)

ƒ ...Kenan’ın operası kadar kuvvetli bir tesir yapacak bir program hazırlamıştı. (102-2)

-ki eki ile kurulan edat gruplarında, “gibi, kadar, ile” edatları kullanılır.

ƒ Sonra o mehtap gecesindeki gibi... (149-20) ƒ Hâlâ küçüklüğündeki gibi emsalsizdi. (32-12)

“diye” ve “gibi” edatları iç içe birleşik cümlelerde, iç cümleden sonra gelip edat grubu yapabilirler. Bu şekilde yapılan edat grupları, temel cümlenin zarf tümleci olur.

ƒ “İnsan hayat da yaratabilir” diye gösterebileceğim bir eser. (9-18) ƒ Zannederim bu kış, diye cevap verdim. (303-19)

ƒ Kenan, bu besteyi ilk defa işitiyormuş gibi derin bir haz ile dinliyor, rüzgarlar içinde dağılan en küçük parçaları zapt etmek ister gibi başını uzatıyordu. (59-8)

Edat grubunda, isim unsuru kelime grubu olabilir.

ƒ Bağın ta öbür ucuna / kadar gittim. (10-20) (isim unsuru;belirtili isim tamlaması) ƒ Münir Bey gözlerinde bir gizli istihza pırıltısıyla devam ediyordu: (10-8) (isim

unsuru;belirtisiz isim tamlaması)

ƒ Fehametlu misafirlerim / için bağımdaki muhtelif üzüm çeşitlerinden ve bilhassa eserlerimden bir sergi kurdum. (3-14) (isim unsuru;sıfat tamlaması)

ƒ O da babası / gibi mutasallifti; o da sanatı kıymetli bir süs / gibi kullanıyordu. (8-9)

(isim unsuru;sıfat tamlaması)

ƒ Şem’i Dede’yi beyaz entarisi, güveylik kırmızı mercan terlikleriyle eşeğe bindirmişler... (16-5) (isim unsuru;sıfat tamlaması)

ƒ ...bu çocuklardan vazgeçmesi / için... (41-6) (isim unsuru;isim-fiil grubu) ƒ ...saatlerce uyuşup kalmak / için... (33-16) (isim unsuru;isim-fiil grubu)

ƒ ... biraz evvel bir tek üzüm daha yemeğe mecali olmadığını söylediği / hâlde... (6- 16) (isim unsuru: sıfat-fiil grubu)

ƒ Hava çok sıcak olduğu / için camlarını açık bırakarak yatağına uzandı. (116-1) (isim

unsuru: sıfat-fiil grubu)

ƒ Hasta denecek / kadar hassastı. (27-16) (isim unsuru: sıfat-fiil grubu)

ƒ Saçlarının sarı telleri birer birer ağarıncaya* / kadar beni kalbinde mi saklayacaksın? (138-8) (isim unsuru: zarf-fiil grubu)

ƒ Fakat ilk gençliğin taravetiyle / beraber... (31-20) (isim unsuru;edat grubu)

ƒ Ben de çok acı olmakla / beraber kendi nişanlımdan ayrılıyorum. (154-10) (isim

unsuru;edat grubu)

ƒ Kardeşine ve yeğenine / karşı ateş püskürüyordu. (12-4) (isim unsuru;bağlama

grubu)

İsim unsuru yabancı tamlama olan örnekler de kullanılmıştır.

ƒ Mühim bir mesele için zat-ı âlileriyle müşavere etmek istiyorum. (38-3) ƒ Birdenbire silkindi; bir cebr-i nefs ile tekrar... (64-12)

“...den ...e kadar” şeklinde yapılan edat gruplarında birden fazla isim unsuru kullanılmıştır.

ƒ Bahçede ne yetiştiyse yolmuş, gelinciklerden, papatyalardan nar çiçeğine kadar hiçbir çeşidi ihmal etmemişti. (229-7)

ƒ Mardik dudu, aile fotoğrafılarından gazete, kitap resimlerine kadar eline ne geçtiyse bu “halılar”ın üstüne asmış, dikmiş, yapıştırmıştı. (270-13)

1.8.1. Edat Grubunun Kelime Çeşidi Olarak Görevleri

Edat grubu, cümle içinde isim, sıfat ve zarf olarak kullanılır.

Edat grubunun, isim olarak kullanılması:

ƒ Lâmia bunu söyledikten sonra birdenbire hafiflemiş gibiydi. (76-14)

Edat grubunun, sıfat olarak kullanılması:

ƒ Billur gibi çocuk kahkahaları... (15-11) ƒ Utanır gibi bir hal ile yanıma geldi. (396-9)

Edat grubunun, zarf olarak kullanılması:

ƒ Birkaç günden beri onu ihmal etmişti. (134-4)

ƒ Sabaha kadar bir kararsızlık buhranı içinde kendi kendisiyle didişti. (151-3) ƒ Ben hafif ve lakayt bir tebessümle teşekkür ettim. (341-1)

ƒ Aksi gibi hava bozuktu, hafif, ince yağmur yağıyordu. (160-17) ƒ Böyle olduğu halde kararında sebat etti. (31-2)

1.8.2. Edat Grubunun Cümle Ögesi Olarak Görevleri

Edat grubu, cümle içinde yüklem, nesne, yer tamlayıcısı ve zarf tümleci olarak kullanılır.

Edat grubunun, yüklem olarak kullanılması:

ƒ O da benim hatırım için ha. (37-20)

ƒ Bu güzel kibar kızını istemek, yıldızlardan birini istemek gibiydi. (40-15) ƒ Benim sergim mideden, damaktan ziyade gözlerin zevki için. (4-2)

ƒ Bu soluk mektup parçasından bir parça yaz güneşi, bir nefes bağ kokusu geliyor gibiydi. (108-3)

ƒ Henüz son nefesini vermiş bir hastanın odasından çıkmış gibiydim. (371-1) ƒ Aramızda mütemadiyen bir kara çalı demeyim, fakat bir sarı diken gibi. (74-5)

Edat grubunun, zarf tümleci olarak kullanılması:

ƒ Bütün gayretine, bütün fedakârlıklarına rağmen bu izdivaç Melek Hanım’ı umduğu kadar mesut edememişti. (23-1)

ƒ Böyle olduğu hâlde ikisini de severdi. (8-17)

ƒ Lâmia hafif bir hareketle kendini Kenan’ın kollarından kurtarıyor. (123-19)

ƒ Annesi veda vesilesiyle onu yanımıza çağırdı, küçük bir nutukla bizim saadetimizi bir kere daha tasvir etti. (357-4)

ƒ Bunu sadece lakırdı olsun diye söylemiştim. (389-14) ƒ Kızıyor gibi göründü. (66-4)

ƒ Melek Hanım, yolu daha iyi görmek için uzandı: (19-1)

ƒ Sandal, yalımızın rıhtımına yanaşıncaya kadar bu tahayyüllerden kendimi kurtaramadım. (295-11)

ƒ Bu bahsi zaten senin için açmıştım, Kınalı Yapıncak. (71-16)