• Sonuç bulunamadı

Canlı ve cansız varlıkların oluşturduğu çevre ile insanlar arasında karşılıklı bir etkileşim söz konusudur. İnsanlar, bir yandan çevreyi korumaya çalışırken bir yandan da farkında olmadan doğrudan veya dolaylı olarak çevreye zarar vermektedirler. Bunun yanında 21. yüzyıl bilgi çağı olup gelişen teknolojiye ayak uydurmak ve toplumun yaşam standartlarını yükseltmek için insanlar, teknolojiyi kullanmak zorundadırlar.

Ancak bunun sonucunda farkında olmadan çevreye zarar vermektedirler.

Teknolojinin hızla gelişmesinin çevreye birçok olumlu katkısı bulunmaktadır.

Bu olumlu katkılarından bir tanesi, dünyanın herhangi bir yerinde meydana gelen çevre sorununun kitle iletişim araçları aracılığıyla aynı anda diğer ülkeler tarafından duyulmasıdır ki bu da insanları çevre konusunda daha bilinçli ve daha duyarlı hale getirmektedir. Bunun sonucunda insanlar, başka ülkelerin çevre sorunlarını öğrenmekte ve kendi ülkeleri için olası tedbirleri almaktadırlar.

Çevre ve teknoloji birbirini hem doğrudan hem de dolaylı olarak etkilemektedir..

Gelişen teknoloji bir yandan hayatımızı kolaylaştırırken diğer yandan da çevremize zarar vererek hayatımızı zorlaştırdığı gerçeği göz ardı edilmemelidir. Buna örnek

verecek olursak: motorlu taşıtlardan çıkan egzoz gazları, sanayi kuruluşlarının bacalarından çıkan dumanlar, mutfaklarda kullanılan mikrodalga fırın, evlerde kullanılan tv. vb. cep telefonları ile her yerde rahat konuşulsun diye artan baz istasyonlarının sayıları gibi insanların hayatını kolaylaştıran teknoloji, aynı zamanda insanların hayatlarını olumsuz etkilemektedir. Başta insan sağlığı olmak üzere teknolojinin yarattığı diğer etkileri ortadan kaldırmak için de yine teknolojiden faydalanılacağı aşikârdır.

Cevaplanması gereken sorulardan bir tanesi “gelişen teknolojinin çevreye verdiği zararlar ve çözüm önerileri nelerdir?” Teknolojinin Neden Olduğu Çevre Kirliliği ve Çözüm ÖnerileriTablo 2’de görüldüğü gibi özetlenmiştir.

Sonuç olarak, teknolojide meydana gelen gelişmelerin olumlu etkilediği alanların yanında olumsuz etkilediği alanlarda vardır ki bunlardan birisi hiç şüphesiz çevredir. Gelişen teknoloji bir taraftan hayatımızı kolaylaştırırken diğer taraftan çevreyi kirleterek hayatımızda yeniden çözülmesi gereken problemlere sebep olmaktadır.

Tablo 2: Teknolojinin Neden Olduğu Çevre Kirliliği ve Çözüm Önerileri Teknolojinin Neden Olduğu Çevre

Kirlilikleri

Çözüm Önerileri Trafikteki araç sayısı artması ve bu

araçların yaydığı egzoz dumanları

 Toplu taşıma araçların kullanımının özel araçlara tercih edilmesi,

 Kısa mesafeli yerlere yürüyerek ya da bisiklet kullanılarak gidilmesi, Ağaçların kesilmesi  Bilinçsiz ağaç kesenlerin cezalandırılması,

 Şehir planlanması yapılarak modern binalar için ormansızlaşmanın önüne geçilmesi,

Fabrikaların bacalarından salınan zehirli gazlar

 Fabrikaların şehir merkezlerinden uzak alanlara yapılması,

 Fabrikaların bacalarına filtrelerin takılması,

Fabrikalardan atılan endüstri atıkları  Fabrika atıklarından dolayı çevreye zarar verenlerin cezalandırılması

 Fabrikaların şehir merkezlerinden uzak alanlara yapılması,

 Fabrikalardan atılan bu atıkların sulara karışmasının engellenmesi, Toprağa karışan birtakım kimyasal

maddeler

 Topraktaki böcekleri öldürmek amacıyla kullanılan kimyasal maddelerin miktarının azaltılması ya da hiç kullanılmaması,

 Toprağın mümkün olduğunca kimyasal maddeden uzak tutulması, Suya karışan birtakım kimyasal

maddeler

 Özellikle içme suları temiz olsun diye aşırı kimyasal kullanımından kaçınılması,

Nükleer enerji santralleri-denemeler  Nükleer denemelerin yapılmasına sınır getirilmesi,

 Nükleer enerji santrallerinin her ülkede kurulmasına izin verilmemesi,

 Kurulan nükleer enerji santrallerinin insan yaşamını etkilemeyecek şekilde uzak mesafelere kurulması,

Baz istasyonlarının sayılarının artması  Cep telefonları ile her yerde iletişim sağlansın diye kurulan baz istasyonlarının sayısının azaltılması,

Radyoaktif maddeler  Radyoaktif maddeye sahip hayvansal ve bitkisel ürünlerin kullanımının azaltılması,

 Mikrodalga fırınlarının kullanımının azaltılması,

 Cep telefonlarının kullanımının azaltılması ve kullanılmadığı zamanlarda kapalı olması,

 Bilgisayarların kullanımının azaltılması ve kullanılmadığı zamanlarda kapalı olması.

2.5. İlgili Araştırmalar

2.5.1. Araştırma İle İlgili Yapılan Yurt İçi Çalışmalar

Şimdiye kadar yapılan araştırmalar, öğrencilerin bilişim teknolojileri hakkındaki bilgilerini, bilişim teknolojilerine yönelik tutum ve okuryazarlıklarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Bunları kısaca incelersek:

Seçken (2005) “The Relations Between Global Environmental Awareness And Technology” isimli çalışmada öğrenciler başta olmak üzere tüm bireylerin, global çevre bilinci tutumları ölçülmüştür. Çalışmada global çevre bilincinin oluşturulmasına teknolojinin etkisi ve bunun yanında bilgisayar destekli eğitimin global çevre bilinci ve teknoloji kullanımına yönelik tutumlara etkisini belirlemek amaçlanmıştır. Uygulama öncesi ve sonrası verilerden faydalanarak teknolojiye yönelik öğrencilerin tutumları ile global çevre bilinci arasındaki ilişki belirlenmiş ve BDE’in global çevre bilinci ve teknoloji tutumlarına etkisi açığa çıkartılmıştır. Araştırmada öğrencilerin internet ortamında yaptıkları çalışmalar sonunda, teknolojiye yönelik tutum puanlarının istatistiksel olarak anlamlı derecede arttığı görülmüştür. Öğrencilerin internet ortamında global çevre bilinci konusunda yaptığı araştırmalarda ve interneti kullanarak hazırladığı ödev ve çalışmalar sonunda global çevreye yönelik tutum puanlarında istatistiksel olarak anlamlı bir artış olduğu görülmüştür.

Şanlı, Sünkür ve Arabacı (2011) “İlköğretim II.Kademe Öğrencilerinin Bilişim Teknolojilerinden Yararlanma Düzeyleri (Malatya İli Örneği)” isimli çalışmada ilköğretim ikinci kademe öğrencilerinin bilişim teknolojilerinden yararlanma düzeylerini belirlemek amaçlanmıştır. Bilişim teknolojilerinden yararlanma konusunda kent merkezi ve gecekondu bölgeleri ilköğretim okullarındaki II. Kademe öğrencilerinin görüşlerinin birbirinden belirgin bir şekilde farklılaştığı görülmüştür. Gecekondu bölgelerindeki okullarda öğrenim gören öğrenciler oyun ve eğlence amacıyla bilişim teknolojilerinden daha çok faydalanırlarken, oyun ve eğlence boyutu ile ilgili olarak 6.sınıf öğrencileri ile 7 ve 8. sınıf öğrencilerinin görüşleri arasında anlamlı bir fark olduğu görülmüştür.

Altun, Yiğit ve Adanur (2011) “İlköğretim Öğrencilerinin Bilgisayara Yönelik Tutumlarının İncelenmesi: Trabzon İli Örneği” isimli araştırmanın amacı, ilköğretim ikinci kademe öğrencilerinin bilgisayara yönelik tutumlarını belirlemektir. Bu amaç

doğrultusunda araştırmada Bilgisayara Yönelik Tutum Ölçeği kullanılmıştır. Bu ölçeğin, güven, isteklilik, isteksizlik ve inanç olmak üzere dört alt faktörü bulunmaktadır. Araştırmanın sonunda ilköğretim ikinci kademe öğrencilerinin bilgisayara yönelik tutumlarının olumlu olduğu sonucu görülmüştür. Aynı zamanda öğrencilerin cinsiyet, yerleşim yeri, akademik başarı, ailede bilgisayar kullanım durumu, okulda bilgisayar laboratuarının bulunma durumu, bilgisayar kullanım sıklığı ile bilgisayara yönelik tutum arasında anlamlı farklılıklar bulunurken, sınıf düzeyi ile bilgisayara yönelik tutum arasında anlamlı farkın olmadığı görülmüştür. Ayrıca erkek öğrencilerin tutum puanları kız öğrencilerden daha yüksek bulunmuştur.

Özmusul (2010) “İlköğretim İkinci Kademe Öğrencilerinin Bilişim Teknolojilerinden Yararlanma Düzeyleri” isimli çalışmada ilköğretim ikinci kademe öğrencilerin bilişim teknolojilerinden yararlanma düzeylerini belirlemek amaçlanmıştır.

Bu çalışmada, Özmusul’un geliştirdiği Bilişim Teknolojilerinden Yararlanma Ölçeği (BTYÖ) ve elde ettiği sonuçları kullanmıştır. Bilgi edinme, araştırma-inceleme, iletişim, oyun-eğlence ve kendini ifade etme olmak üzere beş alt boyuttan oluşan ölçek, ilköğretim okullarında ikinci kademe öğrencilerine uygulanmış ve araştırmanın sonunda öğrencilerin bilişim teknolojilerinden yararlanma düzeyleri bilgi edinme, araştırma-inceleme, iletişim ve oyun-eğlence alt boyutlarında orta düzeyde iken; kendini ifade etme alt boyutunda düşük düzeydedir.

Yüksel (2010) “İlköğretim II. Kademe Öğrencilerinin Bilgisayar Tutumları ve Öğrenme Stilleri Arasındaki İlişkinin Belirlenmesi” isimli çalışmada ilköğretim II.

Kademe (6, 7 ve 8 sınıflar) öğrencilerin bilgisayara karşı tutumlarını tespit etmek için bilgisayar tutum ölçeği geliştirmek amaçlanmıştır. Öğrencilerin öğrenme stillerini belirlemek, bilgisayarlara karşı tutum ile öğrenme stilleri arasındaki olası ilişkiyi ortaya çıkarmak araştırmanın başka bir amacıdır. Araştırmanın sonuçları arasında bilgisayar tutumları cinsiyet değişkenine göre anlamlı bir farklılık göstermemiştir. Ancak kendine güven alt ölçeğinde erkeklerin daha olumlu tutumlara sahip oldukları görülmüştür. Evde bilgisayarı olanların bilgisayara yönelik daha olumlu tutumlara sahip oldukları ve interneti olan öğrencilerin tutumları arasında bir farklılık olmadığı görülmüştür. Ayrıca araştırmada sadece motivasyon boyutunda bir ilişki bulunmuştur. Öğrencilerin düşünce biçimleri ile bilgisayara yönelik tutumları arasında anlamlı bir ilişki görülmemiştir.

Şerefhanoğlu, Nakiboğlu ve Gür (2008) “İlköğretim İkinci Kademe Öğrencilerinin Bilgisayara Yönelik Tutumlarının Çeşitli Değişkenler Açısından İncelenmesi: Balıkesir Örneği” isimli çalışmada ilköğretim II. Kademe öğrencilerinin bilgisayara yönelik tutumlarının cinsiyet, okul türü ve sınıf düzeyine göre nasıl değiştiğini açığa çıkarılmaya çalışılmıştır. Araştırmanın sonuçlarında kız ve erkek öğrencilerin bilgisayarlara yönelik tutumları arasında anlamlı farklılık olmadığı görülmüştür. Araştırmaya katılan üç okul türünden 1. okul sosyo ekonomik durumu düşük ailelerin olduğu, 2. okul sosyo ekonomik durumları yüksek olan okulları ve 3.

okul ise orta sosyo-ekonomik durumu olan okulları göstermektedir. Araştırma sonuçlarının her üç okula ait bulgular incelendiğinde anlamlı derecede farklılık olduğu görülmüştür. Her üç okulunda tutumlarının olumlu değiştiği görülmüş olup ortalaması en yüksek puan 2 nolu okula aittir. 3 ayrı sınıf düzeyindeki öğrencilerin bilgisayarlara yönelik tutumlarının olumlu olduğu, en iyi tutuma ise 6. sınıf öğrencilerinin sahip olduğu görülmüştür.

Gül (2007) “İlköğretim Öğrencilerinin Teknolojik Bir Araç ve Öğretim Aracı Olarak Bilgisayara Karşı Tutumlarının Çeşitli Değişkenlere Göre İncelenmesi” isimli çalışmada 4. sınıftan itibaren bilgi teknolojisi ile karşı karşıya kalan öğrencilerin bilgisayar kullanmalarına yönelik tutumlarının ne olduğu ve bu tutumların çeşitli değişkenlere göre farklılık gösterip göstermediğini belirlemek amaçlanmıştır. Araştırma sonucunda çalışmaya katılan öğrencilerin ölçekten aldıkları puanların ortalamasına bakıldığında öğrencilerin bilgisayara yönelik tutumlarının yüksek olduğu söylenebilmektedir. Ayrıca araştırmada öğrencilerin bilgisayar tutumlarında; erkek öğrenciler ile kız öğrencilerin ölçekten aldıkları puanlar bazında, erkek öğrenciler yönünde anlamlı fark olduğu, 6. sınıf öğrencilerinin bilgisayara yönelik tutumlarıyla 7.

ve 8. sınıf öğrencilerin bilgisayara yönelik tutumları arasında, 6. Sınıf öğrencileri yönünde anlamlı bir fark olduğu, özel okullarda okuyan öğrencilerin, devlet okulunda okuyan öğrencilere göre bilgisayar tutum puanlarının daha yüksek olduğu ve bu farkın anlamlı olduğu sonucu görülmüştür. Ayrıca evlerinde bilgisayar sahibi olan öğrencilerle olmayan öğrenciler arasında bilgisayar tutumunda anlamlı bir fark bulunamamış, öğrencilerin evlerinde kendilerinden başka bilgisayar kullanan bireyler olup olmamasının öğrencilerin bilgisayar tutumlarını etkilemediği, öğrencilerin öğretmenlerinin derslerinde bilgisayar kullanmasının ya da kullanmamasının öğrencilerin bilgisayar tutumları açısından anlamlı bir farklılık yaratmadığı ve

kendilerine her zaman bilgisayar kullanılarak yapılması gereken performans ödevleri verilen öğrencilerin diğerlerine göre daha olumlu tutuma sahip oldukları görülmüştür.

Öğrencilerin bilgisayar tutumları, bilgisayarı kaç yasından beri kullandıklarına bağlı olarak anlamlı bir şekilde değişmektedir. Öğrencilerin bilgisayar tutumları hangi sınıftan itibaren bilgisayar dersi gördüklerine göre anlamlı farklılık göstermektedir.

Şerefhanoğlu (2007) “İlköğretim İkinci Kademe Öğrencilerinin Bilgisayara Yönelik Tutumları İle Çoklu Zekâ Alanlarının Karşılaştırılması” isimli çalışmanın amacı ilköğretim II. Kademe öğrencilerinin çoklu zeka alanları ile bilgisayara yönelik tutumları arasında bir ilişki olup olmadığını belirlemektir. Araştırmanın sonuçlarından ilköğretim II. Kademe öğrencilerinin bilgisayara yönelik tutumlarının olumlu olduğu görülmüştür. Çalışmada cinsiyet farkının ve okulun, öğrencilerin bilgisayarlara yönelik tutumlarına bir etkisinin olmadığı ancak sınıf düzeyi ile öğrencilerin bilgisayara yönelik tutumları arasında anlamlı bir fark olduğu belirlenmiştir. Ayrıca öğrencilerin bilgisayara yönelik tutumları ile çoklu zekâ alanları arasındaki ilişkilere bakıldığında; sözel-dilsel ve bedensel-kinestetik zekâ alanı ile bilgisayara yönelik tutumları arasında bir ilişkinin olmadığı görülmüştür. Benlik ve doğacı zekâ alanları arasında zayıf bir ilişki olmasına rağmen bu ilişkinin anlamsız olduğu, öğrencilerin mantıksal-matematiksel, görsel-uzaysal, müziksel-ritmik ve sosyal zekâları ile bilgisayara yönelik tutumları arasında pozitif yönde zayıf olsa da anlamlı bir ilişkinin olduğu araştırmanın sonuçları arasındadır.

Beşli (2007) “Teknoloji ve Toplum: Ortaöğretim Öğrencilerinde Teknoloji Kullanımı ve Etkileri” isimli çalışmada modern teknolojik gelişmelere ve tartışmalara tarihi ve toplumsal açılardan değinmek ve ortaöğretim öğrencileri üzerinde yapılan bir anket ile sonuçlarını belirlemek amaçlanmıştır. Bu nedenle toplumsal etkilerini gözlemlemek, günlük yaşantılarında iletişim, haberleşme ve de eğlence amaçlı teknolojiden ne kadar faydalandıkları araştırılmış olup araştırma sonunda ise öğrencilerin büyük çoğunluğunun kişisel bilgisayarlarının, cep telefonlarının ve müzik dinleyecekleri cihazların olduğu, internet bağlantılarının büyük çoğunlukta olduğu görülmüştür. Bununla beraber öğrencilerin önemli bir çoğunluğu bilgisayarı internete girmek ve oyun oynamak için kullandıklarını belirtmiş olup cep telefonlarını ise mesajlaşmak ve konuşmak için kullandığını belirtmişlerdir. Öğrencilerin bilgisayarı kullanma süreleri yaklaşık 2 saat civarında olup, öğrencilerin %50’ye yakın bir kısmının

cep telefonu ile konuşma süreleri 2 saat dolaylarındadır. Öğrencilerin büyük bir çoğunluğuna bilgisayar kullanırken belli bir süre verilmiştir. Öğrenciler kullandıkları cihazların özelliklerini büyük çoğunluğunun bildiğinden bahsetmektedir. Sonuç olarak araştırmanın örnekleminde yer alan öğrencilerin bu teknolojik cihazları kullanma yoğunluğu yüksek olmasına rağmen bağımlılık düzeylerinin o kadar yüksek olmadığı görülmüştür.

İşman ve Gürgün (Tarihsiz) “Özel Okullarda Öğrenim Gören İlköğretim Öğrencilerinin İnternete Yönelik Tutum ve Düşünceleri (Acarkent Doğa Koleji Örneği)” isimli çalışmada ilköğretim öğrencilerinin internete yönelik bilgi ve düşüncelerini belirlemenin yanında öğrencilerin interneti kullanma amaçları, interneti kullanmaya ilişkin bilgi düzeyleri, internetin kullanımına ilişkin düşünceleri araştırılmıştır. Araştırmanın sonuçları arasında ise ilköğretim öğrencilerinin internet kullanım düzeylerinin iyi seviyede olduğu ve internete yönelik tutumlarının olumlu geliştiği belirtilmektedir. Öğrencilerin öğrenim gördükleri sınıf ve interneti kullanma sıklıklarının, internete yönelik düşünceleri ve internet kullanımı bilgi düzeyleri üzerindeki etkileri araştırıldığında gruplar arasında anlamlı farklılıkların olduğu görülmüştür. Bilgisayar/internet eğitimi alan/almayan öğrencilerin internete yönelik düşüncelerinde farklılıklar olduğu, öğrencilerin internete yönelik bilgi, tutum ve düşüncelerinde cinsiyete göre istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmuştur.

Evinde bilgisayarı olmayan öğrencilerin evinde bilgisayarı olan öğrencilere göre genel amaçlı arama motorlarını kullanma, internetin bilgiye ulaşmak için en hızlı yol olduğu ve internetin evrensel bir dijital kütüphane olduğu konularında internete yönelik daha olumlu düşündükleri, bilgisayar ve internet eğitimi alan öğrencilerin bilgisayar ve internet eğitimi almayan öğrencilere göre internette gezinti yapma, e-posta kullanma, internet üzerinden TV izleme, materyal hazırlamak için internetten yararlanma, dünyadaki yeni gelişmeleri öğrenmek için internetten yararlanma, eğitimle ilgili uzmanlar tarafından yazılmış makaleleri okumak için interneti kullanma, internetten erişilen bilgilerin doğruluğunu kontrol etme ve internetin etkileşimli öğrenme aracı olacak potansiyele sahip olması konularında internete yönelik daha az olumlu düşündükleri bulunmuştur.

Durmuş ve Kaya (Tarihsiz) “İlköğretim Öğrencilerinin Bilgisayar Kullanım Alışkanlıkları İle Velilerin Bilgisayar Kullanım Alışkanlıkları Arasındaki İlişki” isimli

çalışmada ilköğretim 4. ve 5. sınıf öğrencilerinin bilgisayar kullanım alışkanlıkları ile velilerinin bilgisayar kullanım alışkanlıkları arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın sonucunda ise; veli ve öğrencilerin bilgisayarı internette gezinme, belge hazırlama ile eğitim yazılımlarından yararlanma amaçlı kullanım sıklıkları arasında anlamlı bir ilişki görülmemiştir. Bilgisayarı e-posta alma ve gönderme, oyun oynama, film izleme ve müzik dinleme amaçlı kullanım sıklıkları arasında düşük düzeyde pozitif ve anlamlı bir ilişki, resim veya fotoğraflara bakma, sohbet etme, araştırma yapma amaçlı kullanım sıklıkları arasında orta düzeyde pozitif ve anlamlı bir ilişki görülmüştür.

Tekindal, Ertekin ve Tekindal (2010) “Meslek Liselerinde Eğitim-Öğretim Gören Öğrencilerin Bilgisayarlara Yönelik Tutumlarının Değerlendirilmesi” isimli çalışmanın amacı meslek liselerinde öğrenim gören öğrencilerin bilgisayarlara yönelik tutumları üzerinde etkili olan değişkenleri belirlemektir. Bu çalışmada bilgisayar tutum ölçeği ile bir anket formu kullanılmış ve araştırma sonunda öğrencilerin bilgisayarlara yönelik tutumlarının olumlu olduğu ve bilgisayar kullanma sıklığı, gelecekte bilgisayar üzerine çalışma isteği gibi değişkenlerle aralarında anlamlı bir farklılık olduğu görülmüştür. Bölüm, cinsiyet, bilgisayar sahibi olma durumu, ailede bilgisayar kullanan birinin olması, evde internetin olması, bilgisayar kullanma yılı, evde bilgisayar sayısı, kardeş sayısı, ailede çalışan sayısı, başarılı olduğu alan, ailenin aylık ortalama geliri gibi değişkenlerde ise anlamlı bir farklılık görülmemiştir.

Köse, Savran Gencer ve Gezer (2007) “Meslek Yüksek Okulu Öğrencilerinin Bilgisayar ve İnternet Kullanımına Yönelik Tutumları” isimli çalışmanın amacı Pamukkale Üniversitesi Buldan Meslek Yüksekokullarına yeni başlayan öğrencilerin bilgisayar ve internet kullanımına yönelik tutumları araştırmaktadır. Araştırmada program, cinsiyet, bilgisayar sahibi olma ve internet erişimi olma gibi bağımsız değişkenlere göre fark olup olmadığı karşılaştırılmıştır. Araştırmada “Bilgisayar ve İnternet kullanımına yönelik tutum anketi” kullanılmıştır. Araştırmanın sonuçlarında Buldan MYO öğrencilerinin bilgisayar ve internet kullanımına yönelik olumlu tutumları olduğu ve erkek öğrencilerin kız öğrencilerine oranla daha olumlu tutum sergiledikleri görülmüştür. Aynı zamanda bilgisayar ve internet sahibi olanların bilgisayar ve internet kullanımına yönelik daha olumlu tutumlara sahip olduğu araştırmanın sonuçları arasındadır.

Korkmaz ve Mahiroğlu (2009) “Üniversiteyi Yeni Kazanmış Öğrencilerin Bilgisayar Okuryazarlık Düzeyleri” isimli çalışmada üniversiteyi yeni kazanmış öğrencilerin bilgisayar okuryazarlık düzeylerini belirlemek amaçlanmıştır. Veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından hazırlanan 30 soruluk bir başarı testi kullanılmıştır.

Araştırmanın sonuçlarında ise öğrencilerin çok azı kendilerini bilgisayar okuryazarı olarak görebilmekte olup bu öğrencilerin büyük kısmı ya bilgisayar okuryazarlık becerilerine sahip değildir ya da alt düzeyde okuryazarlık özelliğine sahip olduğu sonucu çıkmıştır. Erkek öğrencilerin okuryazarlık düzeyleri kız öğrencilerinden daha yüksek, Eğitim Fakültesi öğrencilerinin bilgisayar okuryazarlık düzeyleri en yüksek iken Fen edebiyat fakültesi öğrencilerinin bilgisayar okuryazarlıklarının ise en düşük düzeyde olduğu görülmüştür.

Usta ve Korkmaz (2010) “Öğretmen Adaylarının Bilgisayar Yeterlikleri ve Teknoloji Kullanımına İlişkin Algıları İle Öğretmenlik Mesleğine Yönelik Tutumları”

isimli çalışmanın amacı öğretmen adaylarının öğretmenlik mesleğine karşı tutumları ve bilgisayar yeterlikleri ile teknoloji kullanımına karşı tutumları arasında bir ilişki olup olmadığını belirlemektir. Araştırmada öğretmen adaylarının büyük bir kısmının bilgisayar becerileri yeterli düzeydedir. Sınıf öğretmenliği öğrencileri sosyal bilgiler öğretmenliği öğrencilerine oranla kendilerini bilgisayar yeterlik düzeyleri açısından daha yeterli olarak görmektedirler. Ancak bu durum anlamlı düzeyde farklılık yaratmamaktadır. Her iki ana bilim dalında öğrenim gören öğretmen adaylarının eğitimde teknoloji kullanımına ilişkin algıları genel olarak olumludur. Öğretmen adaylarının bu olumlu algı düzeyleri, onların öğretmenlik mesleğine yönelik tutumlarını olumlu yönde etkilemektedir. Ayrıca öğretmen adaylarının teknolojiye yönelik okur-yazarlık düzeyleri arttıkça eğitim sürecinde teknoloji kullanımına yönelik olumlu tutumlarında yükselme meydana gelmektedir.

Özgen, Obay ve Bindak (2009) “Ortaöğretim Matematik Öğretmen Adaylarının Bilgisayar ve Bilgisayar Destekli Eğitime Yönelik Tutumlarının İncelenmesi” isimli çalışmada matematik öğretmen adaylarının bilgisayar ve BDE yönelik tutumlarını çeşitli değişkenlere göre incelemek amaçlanmıştır. Araştırmada “öğretmenler için bilgisayar tutum ölçeği” ve “BDE yapmaya ilişkin tutum ölçeği” kullanılmıştır.

Araştırmanın sonunda ise öğretmen adaylarının bilgisayar ve BDE yönelik tutumlarının

cinsiyet, kişisel bilgisayarı olma, sınıf düzeyi ve bilgisayar destekli matematik dersi alma değişkenlerine yönelik anlamlı bir farklılık olmadığı görülmüştür. Öğretmen adaylarının bilgisayar ve bilgisayar destekli eğitime yönelik tutumları, bilgisayar kullanma sıklığına göre anlamlı farklılık göstermektedir. Aynı zamanda öğretmen adaylarının bilgisayar ve bilgisayar destekli eğitime yönelik olumlu tutumları arasında pozitif ve anlamlı bir ilişki bulunmuştur.

Kılınç ve Salman (2006) “Fen ve Matematik Alanları Öğretmen Adaylarında

Kılınç ve Salman (2006) “Fen ve Matematik Alanları Öğretmen Adaylarında