• Sonuç bulunamadı

Tasarım kullandıktan sonra kendi bünyesinde bir tasarım ekibi kurmaya niyeti olanlar var Bunlar belli bir noktadan sonra şu anlıyorlar ki, belli bir süre

sonunda firma bünyesindeki tasarımcının yaratıcılığı sınırlanmaya başlıyor ve bir süre sonra onlardan biri oluyor. Motivasyonu kalmıyor, firmanın limitlerini iyi bildiği için şartları çok zorlayamıyor. Dışarıdan çalışan tasarımcılar şartları daha çok zorlayabiliyor, daha yenilikçi ürünler sunabiliyor. Eğer firmanın da böyle bir vizyonu varsa iyi bir ekip çalışmasıyla ortaya daha yaratıcı, yenilikçi ürünler çıkabiliyor. Türkiye’de genelde iletişim kopukluğu yaşanıyor, çok iyi bir iletişim ve koordinasyon gerekli. Yeni çıkacak ürünün başarısını paylaşma motivasyonu yok. Firma içinde ürün geliştiren kişiler ile dışarıdan tasarım yapan tasarımcının birbirini rakip olarak görmemesi lazım. Firma bünyesindeki tasarımcılar genelde serbest tasarımcıları kendilerine rakip olarak görülebiliyor, bu sorunları gidermek yönetimin başarısıdır.

Ö. K. : Tamamlanmış projeler üzerinden Tasarım İş Tanımı kullanımını ve sonuç ürün üzerindeki etkisini örneklendirebilir misiniz?

G. G. : Mesela Trickit, Eczacıbaşı Banyo Mutfak Sanayi, EMS için geliştirilen bir üründü. Tasarım İş Tanımı çok yeterli verilmemişti, banyo içinde kullanılacak bir mobilya üretmek hedeflenmişti, ama ürün çok iyi tanımlanmamıştı.

Çeşitli alternatifler üzerinde çalıştık. Bu alternatifleri hazırlarken ben EMS’ye Türkiye’de aslında bir kit mobilyaya ihtiyaç var, banyoda neden böyle bir ürün olmasın dedim. İKEA ürünleri gibi bir kit olarak satılan, tüketicilerin de kendi ihtiyaçları doğrultusunda bu kitin gerekli parçalarını satın alarak kendilerin kurabilecekleri modüler bir sistem geliştirme önerisinde bulundum. Bunu hedeflerken de mümkün olduğu kadar pratik bir çözüm olsun, hiç vida kullanmadan kolayca sökülüp birleştirilebilsin konseptini önerdim.

Bu konsept teklifi olumlu karşılanınca birbirinin içine sürülerek birleştirilebilen bir alüminyum profil geliştirdik. Ürün kısa sürede kurulabiliyor, istenilen kapak ve kaplamalar seçilerek çok çeşitli alternatifler oluşturulabiliniyordu. Tüketici kendi banyosunun tasarımına göre kapak, kulp ve kaplamayı seçerek kendi varyasyonunu geliştirebiliyordu. Bize verilen brieften farklı bir ürün olmasına rağmen bu fikir çok beğenildi.

Hatta bu sistemi banyodan çıkarıp tüm ev mobilyası olarak geliştirelim dediler. İlk başta sadece kendi mağazalarında satmayı düşünürken yapı marketlere satmayı ve bir marka oluşturmayı düşündüler. Daha sonra bu sistemden kullanılan alüminyum profilin kalıpları yapıldı ve bu profilin patenti aldındı. Bizde baştaki iş tanımın çok ötesinde, tüm ev mobilyası olarak çalıştık, çeşitli kombinasyonlar için çözümler ürettik. Aynı profili kullanarak, banyo dışında oturma odası mutfak gibi evin farklı bölümlerinde kullanılabilen bir mobilya sistemi ortaya çıktı. Maliyeti düşürmek için profil tekrar elden geçirildi, profil biraz daha inceldi, profil incelince çokta şık görünmüyordu ve profillere kapak yapmak gerekti. Sonuçta bu ürünü geliştirmek için bir yılı aşan bir çalışma ile baştaki sözleşmenin 5 katı zaman harcadık.

Projenin ilerleyen aşamalarında bir takım problemlerin giderilmesinde sıkıntı yaşandı. Mesela kitin arkalığıyla ilgili imalattan gelebilecek bir takım sorunlar vardı, biraz oynama yapıyordu. En son aşamada firma bünyesindeki tasarımcı, bu ürünle ilgili sorunları bizimle beraber çözmek yerine kendisi alternatif çözümler geliştirmeye çalıştı. Arkalığı sabitlemek için kendisi bir profil geliştirdi, onun geliştirdiği çözümlerde vida kullanılıyordu ve kabaydı. Sistem dahilinde

kullanılabilecek çözümler değildi ve bizim belirlediğimiz konseptin dışına çıkılmıştı. Arkalıkla ilgili bizim önerilerimizi çokta değerlendirmediler. Bunun gibi sıkıntılar da yaşandı süreç içinde.

Sonuçta ürünün prototipleri yapıldı, birim fiyatlar hesaplandı, ürünün lansmanının nasıl yapılması gerektiği konuşuldu hatta reklam filmi çekilmesi için bir ajans bulundu. Ama ürün pazara sunulma aşamasında iken firmanın genel müdürü değişti ve proje rafa kaldırıldı. Sanırım firma bünyesindeki stratejik değişiklikler, genel müdür ile pazarlama müdürünün aynı vizyonda olmamasından kaynaklandı projenin durdurulması. Gerçi başta verilen brieften çok farklı bir noktaya gelinmişti ama firmadaki strateji değişikliği ile çok beğenilmiş ve heyecan duyulan bir ürün iken üretilememiş bir tasarım projesi olarak kaldı.

Tasarım İş Tanımı kullanımına başarılı bir örnek olarak Hong Kong’daki PSL World için yaptığımız Mr. Swing, Masa Saati’ni gösterebilirim. Verilen briefte ekonomik, dikkat çekici, çarpıcı, genç görünümlü yeni bir esprisi olan bir ürün isteniyordu. Ana hedef iş tanımında “eğlenceli bir ofis aksesuarı” olarak öne çıkıyordu. Çok detaylı bir brief olmamasına rağmen ne istendiği doğru tanımlanmıştı.

Bizim onlara sunduğumuz alternatif konseptlerden biri daha sonra Mr. Swing adını alacak olan bir masa saati konseptiydi. İş yerinde tokatlanıp sıkıştırılabilen ve bir canlıyı çağrıştıran tasarım esprisi yaratmayı amaçladık bu konseptte sonuçta eğlenceli bir ürün hedefleniyordu.

Projenin yürütülmesinde koordinasyon önemli, PSL ile oldukça iyi bir sinerji yakaladığımızı düşünüyorum. Biz tasarımı burada yaptık, üretim ile ilgili detaylar orada çözüldü. Taslak tasarımlar gönderildi, bunlar üzerinden stil çalışmalarını sonuçlandırdık aynı zamanda ürünün üretimine yönelik teknik detaylar firmanın desteğiyle çözüldü. Fikir alıp verme internet üzerinden gerçekleşti. Biz tasarımları onlara gönderdik, sonra gerekli revizyonlar konuşup tasarımı tamamladık. Üretim aşaması ise plastik enjeksiyon ve çelik yay kullanılarak seri montaj ile Uzak Doğu’da yapıldı.

Daha sonra fark ettik ki biz farkında olmadan o dönemdeki trendi çok iyi yakalamışız. Çünkü sonra bizim saatimize benzeyen ürünler çıktı piyasaya, ürünümüz taklit edildi diyemiyorum çünkü çok yakın zamanlarda piyasaya sunuldu benzer ürünler. Piyasa koşullarını takip etmek, fuarlara katılmak, doğru zamanda doğru ürünleri pazara sunabilmenizde oldukça önemli. Biz bunu masa saatinde başardık, ciddi satış rakamlarına ulaşıldı. Burada bize verilen brief piyasa ihtiyaçları

Ek B4

Nesne Tasarım ve Danışmanlık Ofisi

Özlem Perşembe Görüşme Metni, Kasım 2004

Özgür Kayhan: Kısaca kendinizi ve firmanızın gelişim sürecini anlatır mısınız? Özlem Perşembe: Nesne’yi elektronik mühendisi ortağım Hilal Tolasa ile birlikte 1994 yılında bir serbest tasarım danışmanlık firması olarak kurduk. Firmamız İzmir’de faaliyet göstermekte. Projelerin yoğunluğuna bağlı olarak ekibimiz zamanla giderek genişledi, İstanbul’da bir şube daha açmıştık ancak ekonomik krizler nedeniyle İstanbul ofisimizi kapatmak zorunda kaldık.

Şu anda farklı disiplinlerden yaklaşık 10 kişilik bir ekiple tasarım ve mühendislik çalışmalarına devam ediyoruz. Nesne grubunun bir kısmı elektronik yazılım ve donanım çalışmalarını yürütüyor. Bir kısmı mekanik tasarım yapıyor bir kısmı da endüstriyel tasarım yapıyor.

Nesne kurulduğundan beri en çok yaptığımız projeler endüstriyel tasarım, şimdiye kadar yaptığımız projelerin %65’i endüstriyel tasarım ağırlıklı diyebilirim. Elektronik konusunda gelen projelerin sayısı daha az ama bu arada elektronik devre tasarımı sürecinin tasarım sürecinden daha uzun sürdüğünü dikkate almak gerekiyor. Biz projelerde, özellikle kendimiz bünyemizde geliştirdiğimiz projelerde her aşamasının bize ait olmasını istiyoruz. Böylelikle asıl hedefimiz, şu ana kadar pek başaramasak da, projeleri proje olarak geliştirip belirli bir telif hakkı ile satmak istiyoruz.

Ö. K. : Tasarım çalışmalarınız ve bilgi birikiminiz daha çok hangi ürün gruplarında yoğunlaşıyor?

Ö. P. : Projelerimiz birkaç ana grupta toplanıyor; tüketime dayalı elektronik ürünler, endüstriyel elektronik mesela sayaçlar bu konu kapsamına giriyor, elektronik kontrollü makineler, medikal cihazlar, savunma sanayi, beyaz eşya konularında

çalışıyoruz. Bir de yapısal ambalaj konusunda mesela madeni yağ ambalajı gibi uzun süredir çalışıyoruz.

Savunma sanayi ürünlerini TUBİTAK ya da Savunma Bakanlığı ile yürütüyoruz. Ancak bu ürünlerde daha çok kabuk tasarımı yapıyoruz çünkü TUBİTAK elektronik devre tasarımını zaten yapmış oluyor mesela mayın dedektörü çalışmasında olduğu gibi. Deniz kuvvetlerine yapmış olduğumuz diğer askeri projeler ise daha çok kullanıcı arayüzünü daha kullanışlı hale getirme ve ergonomi ağırlıklı projelerdi.

Ö. K. : Tasarım çalışmalarınızın kapsamı hakkında bilgi verebilir misiniz? Üreticiye tasarım sürecinde ne tür hizmetler veriyorsunuz?

Ö. P. : Biz tasarım ve mühendislik çalışmalarının tamamını yapıyoruz. Bir ürünü konsept aşamasından seri üretimine kadar geçen süreçte, mühendislik çalışmaları dahil geliştirip sonuçlandırabiliyoruz.

Sadece prototip aşamasını biz yapmıyoruz ancak sürekli çalıştığımız prototipçilerimiz var. Prototip aşamasından sonra ürün seri üretime geçene kadar kök üretim aşamasında kontrol hizmeti de verebiliyoruz. Verdiğimiz hizmetler projenin gereksinimleri doğrultusunda oluyor. Eğer üretici bizden seri üretim aşamasına kadar destek isterse bunu bütçelendirip hizmet olarak sunuyoruz.

Özellikle KOBİ’lerde kök üretim kontrolü çok sık rastladığımız bir talep oluyor. Firma belirli bir yatırım ile yeni bir ürün üretmek istiyor, biz bu yatırım kapsamında yeni bir ürün geliştiriyoruz. Gerekli yatırım için bütçe planlaması yapılıyor ve ayrıca yeni ürün için bir makine parkının oluşturulması gerekiyor. Biz bu makine parkının kurulması, ardından da kök üretim ve ürünün testlerine kadar danışmanlık hizmeti verebiliyoruz.

Ö. K. : Daha çok hangi ölçekte üreticilere tasarım hizmeti vermektesiniz?

Ö. P. : Ben KOSGEB’de KOBİ geliştirme merkezinde danışmanlık yapıyorum ama KOBİ’lerin müşterilerimiz arasındaki oranı %25 civarında. Bizim çalıştığımız firmaların çoğunluğu büyük ölçekli üreticiler. Çalıştığımız büyük ölçekli firmalar ya bünyelerinde tasarım departmanı bulunmadığı için ya da ellerindeki proje yoğunluğu nedeniyle dışarıdan hizmet almayı tercih eden firmalar.

yaptığımız projeler çoğunlukla elektronik tasarım ağırlıklı olmakla birlikte biz onlara daha önce hiç çalışmadıkları projeler konusunda yenilikçi ürün tasarımları yapmaları yönünde tekliflerde bulunuyorum. Vestel’e ürün gamlarında olmayan bazı konseptler sunduk ve şu anda AR-GE çalışmaları kapsamında birkaç projede beraber ürün geliştirme çalışmaları yapıyoruz.

Biz uzun zamandan beri müşteriden gelen talep yerine, kendimiz yenilikçi ürün konseptleri tasarlayarak firmalara sunmayı hedefliyorduk. Son 3 senedir KOSGEB’den çeşitli destekler alarak kendi bünyemizde AR-GE çalışmaları yapıyoruz ve bir takım büyük şirketlere bu ürünleri teklif olarak götürmeye başladık. Projeyi direkt müşteriden almak yerine kendimiz proje geliştirip müşterilere gidiyoruz artık. Bu kapsamda IBM ve TeknoSA ile görüşmelerimiz devam ediyor. Ayrıca TUBİTAK ve Savunma Bakanlığı için askeri projelerimiz de oldu. Elektrik sayacı konusunda Beko ve Kohler ile çalıştık. Elektrik dağıtım sektörünün özelleştirilmesinden sonra elektrik sayacı konusunda yenilikçi ürün ve konseptlere ihtiyacın daha da artacağını düşünüyoruz. Mesela bu konuda kendimiz konsept geliştirme ve AR-GE çalışmaları yapıyoruz, daha sonra üreticilere bu konseptleri götürerek fikir olarak sunuyoruz. Bunu yazılım donanım, mekanik tasarım ve endüstriyel tasarımı bize ait olarak geliştiriyoruz.

Ö. K. : Üretici firmalar sizinle nasıl temasa geçiyor?

Ö. P. : Müşterilerimi en çok tasarım yaptığımız firmaların bizden almış oldukları memnuniyet ve verdikleri referanslar sayesinde buldum diyebilirim. Çünkü bizimle çalışmaktan memnun kalan firma başka firmaları bize yönlendiriyor. ETMK’nın üyesiyim, yapılan tasarım fuarlarına da katıldık. Ama medya kanalıyla ya da katıldığımız sergiler kanalıyla şimdiye kadar bana hiç müşteri gelmedi diyebilirim. Projeyi yapıyorsunuz, genelde müşteriniz sizinle çalışmaktan ve tasarım kullanmaktan memnun kalıyor. Daha sonra bu müşteriyle yeni ürünler üzerinde çalışmaya devam ediyorsunuz. Daha sonra bu firma sizi başka firmalara öneriyor. Bu şekilde sosyal bir ağ oluşuyor. Mesela bir uzaktan kumanda yapıyorsunuz sonra burada sizin edindiğiniz tecrübe ve sosyal ağ ile bir makinenin kontrol sisteminin arayüzünü tasarlıyorsunuz. Böylece çalışmalarınız bazı konularda yoğunlaşmaya başlıyor.

Bir de biz kendimiz buluyoruz üreticileri. Kendi içimizde geliştirdiğimiz ürünleri randevu alarak bazı firmalara sunmaya gidiyoruz, birkaç müşterimiz oldu bu

çalışmalarımız sonucunda. Mesela medikal sektörü için bir ürün geliştirdikten sonra bu üründe edindiğimiz tecrübe ile sektördeki başka firmalara da giderek kendimizi tanıtıyoruz ve proje tekliflerimizi sunuyoruz.

Ö. K. : Sizce üretici firmalar neden sizinle çalışmayı uygun buluyor?

Ö. P. : Bizim bir mühendislik grubumuz olmasının artılarını görüyoruz. Bu müşterimiz için bir avantaj, ürün geliştirme sürecini mühendislik ve tasarım olarak organize etmek zorunda kalmıyor. Biz tasarım talebini aldıktan sonra projeleri üretilmeye hazır bir ürün olarak teslim ediyoruz.

Mesela TUBİTAK için ilk yaptığımız projede onlara bizden istenmediği halde çok detaylı bir yüzey datası hazırlayıp vermiştik, bunu herhangi bir tasarımcı yapamayabilirdi ama biz tamamıyla daha sonra kalıbı üretilebilecek bir ürün datası teslim ettik onlara. Böylelikle TUBİTAK bu ürün tasarımı için baştan modelleme çalışması yapmadı ve bizden çok memnun kaldı.

Biz zaten kendi bünyemizde kalıp datasına uygun tasarım yapıyoruz. Böylelikle tasarım üretim aşamasına geçerken bizim kontrolümüz altında oluyor. Aksi takdirde kalıbı hazırlanırken tasarım deformasyona uğrayabiliyor. Ayrıca kalıp datasının hazır olması müşterilerimizin de yararına, tekrar bir kalıp çalışması yapmak zorunda kalmıyorlar. Biraz fazla çaba sarf etmiş oluyoruz ama tasarımımızın isteğimiz gibi üretilmesini de sağlamış oluyoruz. Ben bazen telefonla arayıp üretim sürecinde bir problem var mı diye sorarım, tabi ki bu müşterilerimizde büyük bir güven yaratıyor.

Ö. K. : Müşterileriniz tasarım danışmanı kullanma kararını nasıl veriyorlar?

Ö. P. : Firmaların tasarım ihtiyaçları tamamıyla firmaların niteliğine göre değişiyor. Daha kurumsal firmalar öncelikle ciddi bir pazar araştırması yapıyorlar, pazarda bir eksiklik görüyorlar ya da ürünlerinin yenilenmesi gerektiğine karar veriyorlar. Yeni ürün geliştirme kararını verdikten sonra eğer kendi bünyelerindeki ekip yeterli değil ise bizimle temasa geçiyorlar.

Diğer bir durumda ise bazı firmaların kendi bünyelerinde AR-GE ya da mühendislik birimleri var ama hiç endüstriyel tasarımcı ile çalışmamışlar. Bu firmalar ürettikleri ürünlerden pek memnun kalmıyorlar, özellikle piyasadaki diğer ciddi rakiplerinin ürünlerindeki görsel estetik veya kullanım kolaylığını gördükten sonra kendi

Bir de hiçbir ürün geliştirme faaliyeti olmayan firmalar var. Belli bir finansal potansiyelleri var ve yeni bir yatırımla tamamıyla yeni bir üretim bandı ile ürün geliştirme ihtiyaçlarını karşılamak için bizimle çalışıyorlar. Ya da şöyle bir durumla da karşılaşabiliyoruz, bir ürünleri oluyor ama teknolojik olarak yeni bir değişiklik getirilmesi gerekiyor. Kullanılan malzemelerde ya da üretiminde farklı bir teknoloji ile yeni ürün tasarımı talebi gelebiliyor.

Bazı müşterilerimiz de “bizim ürünün yüzü piyasada çok eskidi, artık yeni bir yüzle üretmek lazım” diye geliyor. Ben bu tür projelerde mutlaka firmaları acaba bu ürüne başka nasıl bir yenilik katabiliriz diye yönlendiriyorum. Yoksa yapılan tasarım sadece bir stil çalışması oluyor. Bu kişisel olarak benim hiç bir tasarım çalışmasında yapmak istemediğim bir şey, ben sadece bilgisayarda modelleyip farklı bir estetik görünüş kazandırılan ürün yenileme çalışmalarını endüstriyel tasarım çalışması olarak değerlendirmiyorum.

Ama firmaların büyük bir çoğunluğu tasarımı tam anlamıyla kullanamıyor, tasarımın bilincinde değiller. Büyük bir çoğunluğu tasarımı sadece görsel stil çalışması olarak değerlendiriyor. Ürünlere yenilik getirme sürecinde ürünün üretiminde ya da kullanımdaki sorunları mühendislik çalışmaları da dahil tasarım ile çözebilme kavramı oturmamış durumda. Ayrıca tasarım çalışmaları için yeterli bütçe ayrılmıyor. Özellikle yenilikçi ürünlerin tasarım ve üretiminde firmaların tasarım çalışmalarını finanse edememesi büyük bir eksiklik olarak karşımıza çıkabiliyor. Tasarım çalışmalarına yeterli kaynak ayrılmadığına bir örnek olarak kendimizi gösterebilirim. Nesne 11 yıllık bir firma ama neredeyse kar ettiğimiz hiç bir tasarım projesi yok. Tasarım çalışmalarına devam edebilmek içim projelerin rakamlarını maalesef çok düşürmek zorunda kalıyoruz. Bir de gerektiği halde bazı müşterilerimizi kapsamlı projelere ikna edemiyoruz, bu durumlarda da pazar araştırmaları ya da mühendislik çalışmaları gerektiği gibi yapılamayabiliyor.

Ayrıca tasarımla beraber oluşan kalıp ya da üretim ile ilgili diğer harcamalar var. Benim gözlemlerime göre çoğu firma yeni ürün geliştirme sürecinde tasarımla birlikte gelen diğer maliyetleri karşılama riskini almaktan hala kaçınıyor. Özellikle orta ölçekli firmalar kendi aralarında pazarın nabzını tutabiliyorlar ve tasarımın öneminin farkındalar ancak tasarım ile birlikte gelen üretim yatırımını karşılama güçleri çok fazla değil. Bu da tasarım çalışmalarına negatif olarak yansıyor.

Tasarım kullanarak ekonomik anlamda başarı sağlayan üreticiler de var. Bu projeyi yaptım da niye ürün başına belirli bir oranda telif hakkı istemedim diye pişman olduğum, yani tasarımla piyasadaki pozisyonlarını oldukça güçlendirmiş ve büyümüş

müşterilerim var. Mesela Karel ile uzun süre çalıştık. Karel firması bizin tasarladığımız telefonlar ile Türkiye’de kendi ürün segmentinde en üst sıraya yerleşti. Karel için çok sayıda telefon tasarımı yaptık, oldukça esnek bir tasarım anlayışı ile alt kalıp aynı kalırken üst kalıp değişerek birçok farklı model üretilebiliyordu. Bu telefonlar Anadolu’nun her yerinde pazar bulabildi ve Karel’in bile tahmin etmediği satış rakamlarına ulaşıldı. Ancak şunu da belirtmeliyim ki Karel tasarım kullanma konusunda son derece başarılı ve ürün geliştirmek için yatırım yapabilecek kapasiteye sahip bir firma.

Ö. K. : Tasarım sürecini nasıl yürütüyorsunuz? Süreçte Tasarım İş Tanımı kullanılıyor mu?

Ö. P. : Tasarım sürecinde öncelikle müşteriler ile ön görüşmeler yapılıyor. Ardından olabildiğince onlardan aldığımız bilgiler doğrultusunda ben kendim oturup bir Tasarım İş Tanımı haline getiriyorum. Aldığımız bilgiler diyorum çünkü bu zamana kadar TUBİTAK ve Beko’ya yaptığımız projeler dışında bana yazılı bir Tasarım İş Tanımı iletilmedi.

Tasarım İş Tanımı oluşturmak için hazırlamış olduğumuz bir kontrol listemiz var. Bu liste sizin bana ilettiğinizin neredeyse aynısı. Görüşmelerde topladığımız bilgileri bu forma dolduruyorum ve eksik kalan bilgileri sorarak olabildiğince ayrıntılı bir Tasarım İş Tanımı hazırlamaya çalışıyorum. Daha sonra hazırladığım bu Tasarım İş Tanımını müşterime iletiyorum, proje teklifini Tasarım İş Tanımına onayı aldıktan sonra hazırlıyorum. Tasarım çalışmaları proje teklifimiz kabul edildikten sonra başlıyor.

Kendi tecrübelerimden aktarıyorum, Tasarım İş Tanımındaki bilgiler doğru çıkmadığı zaman siz hazırladığınız teklifte de yanılıyorsunuz, daha işin başında yanılmaya başlıyorsunuz. Çünkü yapılacak tasarım çalışmalarının kapsamı, harcanacak emek ancak iş tanımında size iletildiği şekilde proje teklifine yansıyor. Bu benim yıllar boyu edindiğim bir tecrübe, o yüzden teklif hazırlamam çok uzun sürüyor, mesela bir günde teklif hazırlayamıyorum. Toplantı notlarını inceliyorum, ürünün tasarım çalışmalarında verilmesi gerekecek her türlü hizmeti ayrıntılarıyla bir süreç olarak planlıyorum ve projenin Tasarım İş Tanımını müşteriye iletiyorum. Eğer müşteriden hazırladığım Tasarım İş Tanımına onay gelirse ondan sonra teklifimi hazırlayıp gönderiyorum.

mümkün değil. Daha önceki tecrübelerime dayanarak bir ürün projesini gördüğümde ne kadar zamanda tamamlanarak üretime geçilebilineceğine karar verebiliyorum. Mesela müşterilerimiz “ürünü 5 ayda piyasaya çıkarmayı düşünüyoruz” diyorlar ama ben bir seneden önce piyasaya çıkamayacağını biliyorum. Bu nedenle ben proje teklifinde zaman planlamasını yaparken müşterilerin zaman taleplerinden daha çok kendi öngörülerimden faydalanıyorum.

Kurumsallaşmış firmalarda Tasarım İş Tanımının kullanımı çok daha farklı. Mesela Beko, Arçelik, TUBİTAK ya da askeri projeler için bana iletilen Tasarım İş Tanımları oldukça detaylı yazılmış, ayrıca süreç ve zaman planı hazırlanmış oluyor. Bunun dışında çoğu müşterilerimizle yaptığımız projelerde Tasarım İş Tanımlarını