• Sonuç bulunamadı

4. SONUÇ VE TARTIŞMA

1.5 Ek Kontrol Listesi:

Tasarım İş Tanımının kesinleştirilmesi sürecinde irdelenmesi gereken unsurlar: Firma Amaçları:

• Projenin firma tarafından başlatılma nedeni

• Projenin ticari amacı (kar, pazar payı, maliyet, yeni pazara giriş, ihracat vb) Pazar Kullanıcı Hedefleri

• Ürünün kullanım şekli ve sıklığı • Ürünün kullanım yeri ve koşulları

• Kullanıcı tanımı: Birincil ve – varsa - ikincil kullanıcılar • Ürünün müşterisi/satın alıcı

• Hedef pazarın tanımlanması (belirli segment, niş, bölge vb) • Varsa, ikincil pazarların tanımı

• Ürünün pazara sunum ve dağıtım şekli

• Ürünün pazardaki doğrudan ve dolaylı rakipleri

• Hedeflenen ürün maliyeti ve satış fiyatı (fiyatlandırma stratejisi) Planlama ve Yönetim

• Proje yöneticisi, koordinatörü ve yetkileri • Tahmini proje bütçesi

• Proje başlangıç tarihi, projenin tamamlanma/teslim süresi • Pazara sunum tarihi

• Proje paydaşları (müşteri firma temsilcisi, kullanıcılar, yan sanayi temsilcisi) Ürün ve Üretim

• Üründen beklenen temel işlev, (varsa, ürünün ikincil işlevleri) • Üründen beklenen performans (teknik, ergonomik) nitelikleri • Üründen beklenen biçimsel, simgesel nitelikler ve stil özellikleri • Üründen beklenen yenilik derecesi ve ölçütleri

• Ürün bir serinin parçası olacaksa diğer ürünlerle ortak kullanılan parçalar • Ürünün boyutları, ağırlığı vb. teknik özellikleri

• Varsa ürünün üzerinde yer alan ya da beraberinde bulunan aksesuarlar • Uyulması gereken ulusal/uluslararası standartlar

• Hedeflenen üretim miktarı

• Mevcut makine parkı/üretim teknolojisi ve montaj yöntemi • Proje kapsamında düşünülen imalat/teknoloji yatırım olanakları • Stok sistemi

• Öngörülen paketleme ve ambalaj sistemi • Kalite sistemi ve kalite kontrol parametreleri

Ek B1

DesingUm Tasarım Ofisi

Ümit Altun Görüşme Metni, Kasım 2004

Özgür Kayhan: Kısaca kendinizi ve firmanızın gelişim sürecini anlatır mısınız? Ümit Altun: DesignUM 2004 yılı başında kuruldu, daha yolun başında sayılırız. Uzun süre tasarım sektöründe çalıştığım için zaten belirli bir müşteri potansiyeli oluşmuştu, elektrikli ev aletleri, aksesuar, promosyon ve otomotiv sektörlerinden tanıdığım üretici firmalar vardı. Kendi tasarım ofisimi açmayı uzun zamandır düşünüyordum artık zamanının geldiğine karar verdiğimde DesignUm’u kurdum. Şu anda çalıştığım müşterilerimin %70’i eski müşterilerim, %30’u ise DesignUM kurulduktan sonra çalışmaya başlandıklarım.

Ö. K. : Tasarım çalışmalarınız ve bilgi birikiminiz daha çok hangi ürün gruplarında yoğunlaşıyor?

Ü. A. : Daha çok elektrikli ev aletleri, otomotiv, promosyon ve aksesuar ürünlerinde bilgi birikimine sahibiz, ama ağırlıklı olarak elektrikli ev aletleri ve otomotiv sektörüne tasarımlar yapıyoruz.

Ö. K. : Tasarım çalışmalarınızın kapsamı hakkında bilgi verebilir misiniz? Üreticiye tasarım sürecinde ne tür hizmetler veriyorsunuz?

Ü. A. : Firmanın boyutuna ve kendi alt yapısına bağlı olarak tasarım ihtiyacı ortaya çıkıyor. Büyük ölçekli firmalarda mühendislik, AR-GE ve ürün geliştirme altyapısı oturmuş oluğu için tasarım hizmetini dışarıdan aldıklarında genellikle mühendislik çalışmalarını kendileri yapıyorlar. Biz büyük firmalara daha çok kabuk tasarımı ve görünüş yenileme çalışmaları yapıyoruz. Bu firmalara yeni konsept geliştirmek tüm projelerde mümkün olmuyor, ancak yeni bir görünüş yapılabiliyor. Yeni ürün konseptini firmalar kendileri belirliyor, biz daha çok bu konsepte uygun tasarım çalışmaları yapıyoruz.

Ancak küçük ölçekli üreticiler için konsept aşamasından üretim aşamasına kadar hizmet veriyoruz, gerekirse ürün ile ilgili patent alma çalışmalarını da yapıyoruz. Bizden çıkan mühendislik datası kalıpçıya iletiliyor, kalıbı hazırlanıyor ve üretiliyor. Üretim sürecinde firmanın ihtiyacına göre mühendislik hizmetleri de veriyoruz. Özellikle promosyon sektöründe çalıştığımız küçük firmalar genelde ürün üretilene kadar gereken hizmetleri bizden istiyor.

Ö. K. : Daha çok hangi ölçekte üreticilere tasarım hizmeti vermektesiniz?

Ü. A. : Hemen hemen her boyutta üretici firma ile çalışıyoruz diyebilirim. Küçük atölyelerden otomotiv fabrikasına kadar geniş bir çerçevede hizmet veriyoruz. Otokar’a, Arçelik için üretim yapan büyük yan sanayi kuruluşlarına, küçük ev aletleri ve promosyon ürünleri üreten KOBİ’lere tasarım çalışmaları yapıyoruz. Müşterilerimiz arasında henüz üretim aşamasına geçmemiş, bizimle birlikte ürün geliştirdikten sonra üretime geçmeyi planlayan bir firma bile var.

Ö. K. : Üretici firmalar sizinle nasıl temasa geçiyor?

Ü. A. : Müşterilerim çoğunlukla daha önceki 20 yıllık iş tecrübelerimden ve kişisel kontaklarımdan oluşuyor. Yeni müşteriler daha önce yaptığımız tasarımları görüp bize geliyorlar, ama yine de kişisel kontaklar etkili oluyor. Daha önce iş yaptığımız şirketler tavsiye ediyor bizi. Bizi seçmelerinde portfolyomuz da etkili oluyor. Kendimizi tanıtmak için çeşitli faaliyetlerde bulunmayı da planlıyoruz, ama DesignUm’un biraz daha oturması gerekiyor. Alt yapımızı oluşturuyoruz, daha geniş bir müşteri portföyü edinebilmek için fuarlara katılmaya başlayacağız.

Benim kendi tasarım ofisimi açmamdaki önemli bir neden Türk sanayisinde tasarım talebinin büyük bir ivmeyle artması ve tasarımın öneminin mecburi de olsa giderek kavranması. Büyük ölçekli firmalar diğerlerine nazaran tasarımın farkında, küçük imalatçılar ise hızla tasarımın farkına varıyorlar. Ayrıca kanuni düzenlemeler de üreticileri tasarımcılara yönlendirmekte etkili olmaya başladı. Kopya tasarım artık problem yaratıyor. Ayrıca firmalar ürünlerinin özgün olmasını ve kanuni olarak korunmasını istiyorlar artık.

yakalamak için dışarıdan tasarım hizmeti alıyor. Tasarım çalışmalarını firma içinde yapmak küçük ölçekli firmalar için bir lüks, hatta tasarımcı çalıştıracak yoğunlukta ürün geliştirme çalışmaları yapılmıyor bu imalatçılarda.

Bence tasarıma ve tasarım danışmanlığına asıl ihtiyacı olan firmalar KOBİ’ler. Biz bir ürünü başından sonuna kadar götürebiliyoruz. Konsept tasarımı, görünüm tasarımı (görselleştirme), prototip yapımı, parça tasarımı, komponentlerin yerleştirilmesi, kalıp datasının hazırlanması gibi birçok gereksinimlerini karşılayabiliyoruz. Bilgi birikimimiz ile yeni ürün geliştirme sürecini en başından en sonuna kadar götürebiliyoruz. Yeni ürün geliştirmede oluşan ihtiyacı tasarım ve ürünün üretim aşamasına kadar karşılayabiliyoruz. Çalıştığımız KOBİ’ler bizi bu yüzden tercih ettiklerini söylüyorlar bize.

Proje boyutuna göre gerekli desteği iş ortağı olduğumuz firmalardan alabiliyoruz. Şu anda 2 tasarımcı çalıştırıyorum, ancak büyük projelerde tasarım ihtiyacını dışarıdan karşıladığımız da oluyor, ama ben pek tercih etmiyorum dışarıdan tasarımcı çalıştırmayı, kendi içimizde projeyi koordine etmek bu durumda daha da güçleşiyor.

Ö. K. : Müşterileriniz tasarım danışmanı kullanma kararını nasıl veriyorlar?

Ü. A. : Benim gördüğüm kadarıyla üretici firmalar piyasada rekabet etme arzusuna göre tasarım ihtiyacını belirliyor. Rakiplerinden geri kaldıklarını, yeni bir ürün üretmeleri gerektiğini hissettikleri anda tasarım ihtiyacı ortaya çıkıyor. Gittikleri fuarlara rakiplerinin ürünlerini incelediklerinde tasarım eksikliğini daha iyi fark ediyorlar, pazar paylarını kaybetmemek için rekabet duygusuyla yeni ürün geliştirme çalışmalarına gidiyorlar. Genelde tasarım ihtiyacı ekonomik kaygılar ile ortaya çıkıyor diyebilirim.

Ancak büyük firmalar tasarıma daha kurumsal yaklaşıyorlar, pazar ihtiyaçlarını araştırıyorlar, eğer pazarda bir boşluk görürlerse bu boşluğu doldurmak için yeni ürün fikirleri üretiyorlar. Eğer tasarımı dışarıdan yaptıracaklarsa zaten hedeflerine uygun tasarımcıyı seçiyorlar.

Ama asıl hedef maddi kazanç elde etmek ve daha çok yeni ürün çıkarmak. Sadece çıkış noktası farklı, bazıları hemen kazanmak istiyor, bazıları markalarına yatırım yapıyor. Ekonomik olarak bakarsak markaya yatırım en büyük yatırım ve markalaşabilmek için tasarım olmazsa olmaz bir unsur. Markaya yatırım giderek artıyor ama henüz yeterli değil. Küçük firmaların çoğunun kendi markası yok, fason üretim yapıyorlar. Çok iyi ürünler üreten bu firmalar kendi markaları olmadığı için

maddi kazançlarını maksimize edemiyorlar. Ben müşterilerimi markalaşmaları yönünde bilinçlendirmeye çalışıyorum.

Ö. K. : Tasarım sürecini nasıl yürütüyorsunuz? Süreçte Tasarım İş Tanımı kullanılıyor mu?

Ü. A. : Tasarım İş Tanımları proje sürecindeki sunuşlarda, yapılan toplantılarda tekrar gözden geçiriliyor. Tasarım sürecindeki aşamalar değişmekle beraber bizim aşamalarımızı şu şekilde özetleyebilirim:

1. Hazırlık ve planlama aşaması (7–10 gün);

Bu aşamada tasarım talebinin alınması ve Tasarım İş Tanımının oluşturulması yer alıyor. Alınan tasarım talebi doğrultusunda projeyi bir teklif olarak hazırlayıp gönderiyoruz. Projenin onayı alındıktan sonra yapılacak tasarım çalışmalarına göre bir proje planı hazırlayarak tasarım çalışmalarına başlıyoruz.

2. Konsept oluşturma ve görünüş tasarımı aşaması (süresi projenin hedefine göre değişmekte);

Alınan briefe göre konsept tanımı yapılıyor, üretim yöntemleri belirleniyor, kullanılacak malzemeler netleşiyor, gerekli form ve renk araştırmaları yapılıyor. Gerekirse kullanım gözlemleri yapılıyor. Eğer varsa satış ve pazarlama verileri inceleniyor.

Yenilikçi bir ürün tasarlanıyorsa konsept geliştirme ve görünüş çalışmaları uzayabiliyor, yapılan gözlemler artabiliyor. Bu çalışmalarda yapılan bulgular üreticiye iletilerek doğruluğu kontrol ediliyor ve karşılıklı fikir alış verişi yapılıyor. 3. Tasarım detaylandırma aşaması (süresi projenin boyutuna göre değişmekte);

Bu aşamaya mühendislik çalışması da denebilir. Ürünün üretimiyle ilgili mühendislik çalışmaları, kalıp datasının hazırlanması ve tasarımın üretime hazır hale getirilmesi bu aşamada gerçekleştiriliyor. Tasarımların 2 boyutlu eskiz çalışmasından, 3 boyutlu görünüşe dönüştürülmesi ve sonra da detaylı tasarım çalışması ve mühendislik çalışmaları yapılıyor. Bu çalışmalarda başta belirlenen Tasarım İş Tanımındaki kriterlere uyarak, tasarımda mümkün olduğunca az değişiklik ile detaylandırma çalışmaları tamamlanıyor.

Üretime geçiş aşamasında tasarımı yapılan ürünün CAM datasının hazırlanması ve kalıp üretim çalışmaları yapılıyor. Ayrıca bu aşamada ürünün renk, malzeme ve grafik çalışmaları yapılıyor, eğer gerekirse ürün için tasarım tescil başvuruları yapılıyor. Müşterimizin istemesi durumunda ürün seri üretime geçene kadar ilk üretim testlerinde biz de bu aşamada destek verebiliyoruz.

Ö. K. : Tasarım İş Tanımının önemi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ü. A. : Tasarım İş Tanımı bir ürün geliştirme sürecinin en önemli aşamalarından biri bence. Normalde baktığımız zaman en temel ve basit aşamalardan biri ancak sonuçta çıkacak ürünün tasarımını etkileyen en önemli aşama. Basit derken söylemek istediğim en temel aşama, kolay olduğunu söylemiyorum sadece belirli verilerin toplanması gerekiyor, bir yaratıcılık gerektirmiyor. Zaten işi veren kişinin Tasarım İş Tanımında yer alan bilgileri biliyor olması gerekir. Genelde Tasarım İş Tanımlarının hazırlanması üreticiler ya da tasarımcılar tarafından üzerinde durulmayan ve çok fazla önemsenmeyen bir aşama olarak ele alınıyor. Asıl büyük problem burada, tasarımcıların da üreticiler kadar Tasarım İş Tanımlarında bilinçli olması gerekir. Tasarım İş Tanımını almak konusunda oldukça zorlanıyoruz.

Başlangıçta oluşturulan doğru bir Tasarım İş Tanımı her zaman sizi doğru hedefe yönlendiriyor. Yetersiz ya da doğru yönlendirmeyen bir Tasarım İş Tanımı oldukça tehlikeli, hedefe ulaşılmasını engelliyor ve süreçte problemler yaşanmasına neden oluyor.

Ö. K. : Tasarım İş Tanımı ile ürün spesifikasyonları arasındaki farkı nasıl yorumluyorsunuz?

Ü. A. : Ürün ile ilgili tüm spesifikasyonları projenin başında üreticiden almamız çoğunlukla mümkün olmuyor, bazen cımbızla bilgi alıyoruz. Bu yüzden proje için gerekli bilgileri toplamak oldukça zaman alabiliyor. Tasarıma başlamaya yetecek kadar bilgiyi toplayıp tasarıma başlıyoruz. Diğer spesifikasyonlar konsept aşaması ve sonrasında yapılan toplantılarda netleşiyor.

Ö. K. : Sizce ürün spesifikasyonları tasarımcıların yaratıcılığını kısıtlıyor mu?

Ü. A. : Spesifikasyonlar tasarımcıları kısıtlamanın aksine projenin hedefine yönelik üretilebilir sonuçlanmasını sağlıyor. Tasarım İş Tanımının yetersiz olması

durumunda tasarımcı bu bilgileri toparlamaya çalışıyor ve bu da zaman kaybına yol açıyor.

Spesifikasyonlar yeteri kadar belirlenmediği zaman maalesef tasarımı doğru hedefe yönlendiremiyoruz. Tasarımcının tasarıma başlaması için bazı spesifikasyonlar ve elbette ki iyi bir iş tanımı da çok önemli.

Sözlü bile olsa tasarımdan istenenlerin tanımlanması önemli. Mesela çok kaliteli görünümlü ama maliyeti düşük gibi isteklerini dile getiriyorlar. Böyle kilit kelimeler çok önemli anlamlar taşıyor. Bu bilgiler sizi epey rahatlatıyor çünkü 360 derecelik çalışma alanını 45 dereceyle sınırlandırıyor bu da tasarımcının belirlenen hedeflere doğru yönelmesini kolaylaştırıyor. İstenilen ürünü 360 dereceye bakıp ta görmek başka sadece 45 derecelik bakış açısına odaklanarak görmek başka.

Ö. K. : Tasarım İş Tanımında hangi kriterler sizin için daha önemli? Tasarım çalışmaları için gerekli ürün spesifikasyonlarına ulaşabiliyor musunuz?

Ü. A. : Spesifikasyonlar projeden projeye değişmekte. Ancak genel konuşursam hazır olarak iş tanımı ya da spesifikasyon iletilmiyor, konuşuluyor ancak. Yapılan toplantılarda karşılıklı soru cevap ile bir iş tanımını biz oluşturuyoruz aslında. Bugüne kadar elime hazırlanmış yazılı bir Tasarım İş Tanımı gelmedi diyebilirim. Başlangıçta tasarlanacak üründen beklenenler sözlü olarak ifade ediliyor, ama biz tasarıma başlama aşamasına gelmeden Tasarım İş Tanımını oluşturmak için topladığımız bilgileri yazılı bir doküman haline getiriyoruz. Aslında hazır olarak bize iletilmesi durumunda işimiz kolaylaşır, cevap almamız gereken soruların sayısı azalır bu da proje süresini kısaltır.

DesignUM’da biz kendi çalışma yöntemimize uygun olacak şekilde kriterleri ya sorarak öğreniyoruz ya da iletilen bilgilerden ve dokümanlardan çıkarıyoruz. Ancak Tasarım İş Tanımı hazır olarak gelmiyor. Genelde bazı detaylar toplantılarda netleşiyor zaten. Tasarımın ilerleyen aşamalarına kadar belirlenmeyen kriterler oluyor, bunlar toplantılarda ve yaşanan süreçte netleşiyor.

Projenin başlatılma nedeni bilgisini alabiliyoruz. Proje başlangıcında çoğunlukla rakiplerinin ürünleri ile rekabet edebilecek bir ürün isteği başlatılma nedeni olarak öne çıkıyor.

Hedefi doğru öğrenip, hedef kitlenin estetik beğenilerini saptayıp firmaya öneriyoruz. Tasarım çalışmalarında formu biz yönlendiriyoruz. Bunun için form araştırması yapıyoruz, çünkü bunlar hazır olarak bulunmuyor, üreticiler özellikle KOBİ’ler kendi rakiplerinin ürünlerini bile çok fazla bilmiyor.

Piyasada satılan ürünleri inceliyoruz, kullanıcıları gözlemliyoruz ve fikirlerini alıyoruz. Pazardaki rakiplerinin ve üreticinin şimdiki konumunu belirleyerek üreticinin nereye gitmek istediğini ortaya koyuyoruz. Üretici sadece hedefi veriyor biz de bu hedefe uygun bir form araştırması yapıyoruz ve ürünün pazarda olması gereken yeri tespit ediyoruz. Üretici genelde maddi kısıtlamaları veriyor bize.

Proje bütçesi genelde rakam olarak verilmiyor. Birim maliyeti düşürmek hedefleniyor genelde. Biz de tasarımı bu hedefe uygun olarak yönlendiriyoruz. Kullanılan parça sayısını azaltmak bile birim maliyetleri düşürebiliyor.

Tasarım yapıldıktan sonra üretim imkanlarının zorlanarak üretilmeye çalışılmasından daha çok eldeki imkanlarla üretilebilir tasarımlar yapmayı hedefliyoruz. Üretim için yeni bir teknoloji gerektiğinde bu konular süreç içinde yapılan toplantılarda konuşuluyor. Tasarıma başlamadan nasıl üretileceğini ve gereken üretim teknolojisini netleştirerek tasarıma başlıyoruz. Çok nadiren tasarım bittikten sonra ilave bir yatırım ihtiyacı doğuyor. Çünkü bu yatırımı yapabilmek her zaman mümkün olmuyor. Bazı üreticiler gereken yatırımı yapabilirken bazıları sadece ellerindeki imkanlarla yeni ürün geliştirmeyi hedefliyor.

Bazı müşterilerimiz yenilikçi bir ürün, yaratıcı bir tasarım istiyor, bazı müşterilerimiz ise sadece pazara sunabilecekleri yeni ve üretim maliyetleri daha düşük ürünler istiyorlar. Firmanın üründen beklentilerini biz genelde yapılan ön görüşmelerde sorarak öğreniyoruz. Bizde teklifimizi bu bilgilere göre hazırlıyoruz, detaylı bir teklif sözleşmenin de taslağını oluşturuyor.

Teklif aşamasına gelindiğinde müşteri ürün geliştirme süreci hakkında yeteri kadar bilgilenmiş oluyor.

Yenilikçi ürün tekliflerinde sürece konsept tasarım adımı da ekleniyor, bu da tasarım çalışmalarının ücretlendirilmesini ve projenin zamanlamayı oldukça etkiliyor.

Standartlar tasarımı etkileyebiliyor. Standartları genelde bize veriyorlar, üretim ve satışla ilgili detayları genelde ticari kaygılar ile bize iletiyorlar çünkü üründen zarar etmek istemiyorlar. Ancak tasarımla ilgili kriterleri genelde biz sorguluyoruz.

Kalite kontrol parametreleri varsa söylüyorlar, ancak KOBİ’lerde bu madde pek önemsenmeden geçiliyor.

Tasarıma başlamak için gerekli spesifikasyonlar projeden projeye değişiyor elbette. Genel olarak konuşursam bu spesifikasyonlar çok net olmamakla birlikte: ürünün hedef kitlesinin kim olduğu, nereye nasıl satılacağı, kaç adet üretileceği, üretimde hangi teknoloji kullanılacağı, birim maliyetin ne kadar hedeflendiği. Dikkat edersen saydığım spesifikasyonlar genelde üretim ile ilgili, çünkü tasarım ile ilgili ihtiyaç ve tanımlamaları süreç içerisinde alabiliyoruz.

Konsept tasarımı ve ürünün formu oluşmadan, yani görsel bir hale gelmeden üreticilerden tasarımın estetiğine yönelik detaylı yönlendirici bilgiyi almıyoruz. Üretici firmaların tasarım ihtiyacına yönelik hazır bir çalışmaları olmuyor. Çok az sayıda firma tasarım ile ilgili plan ve hedeflere sahip. Sanırım hazır Tasarım İş Tanımı olan firmalar tasarım ile uzun süredir haşır neşir olan firmalar. Bu süre içinde tasarımcılar o kadar çok sormuşlar ki artık onlar sormadan hazırlayalım bari demiş firmalar, genelde uluslararası büyük firmalar tabi ki bunlar. Zaten bence Tasarım İş Tanımı, firmada olması gereken kurumsal bir doküman.

Mesela biz sadece JTI için yaptığımız bir projede tam anlamıyla bir Tasarım İş Tanımı alabildik.

Türkiye’de genelde üretim ile ilgili bilgilere kolay ulaşabiliyoruz. Belki de satış bilgileri eklenebilir buna. Ancak firmanın kurumsal kimliği, tasarımı nereden nereye götürmek istedikleri, nasıl bir tasarım anlayışı ile tasarım yapılacağı konusunda üretici firmalar oldukça yetersiz. En fazla 3–5 yıldır tasarım yaptıran firmalardan bahsediyorum. Firmaların tasarım ile ürün geliştirme pratiği arttıkça bu konuları daha iyi kavrıyorlar.

Ö. K. : Tasarım İş Tanımlarının sözlü ya da yazılı iletilmesi arasında sizce bir fark var mı? Sözlü iletildiğinde yazılı hale getiriyor musunuz?

Ü. A. : Tasarım İş Tanımın yazılı olarak gelmesi, firmanın tasarıma bakış açışını ortaya koyuyor bence. Birde sözlü iş tanımları informal oluyor ayrıca sözlü iş tanımları kalıcı olmuyor, gelip geçici bilgi olarak kalıyor, yazılı olmayan bilgiler tasarım aşamasında atlanabilir. Ayrıca Tasarım İş Tanımın yazılı olması karşılıklı bir ortak paydada buluşulması anlamına geliyor, bir çeşit tasarım anlaşması. Zaten Tasarım İş Tanımı sözlü bile gelse teklif onaylandıktan sonra biz toplanan tüm

çok kapsamlı yazamıyoruz. Birde çok detaylı iş tanımı gönderdiğimizde üretici firma kendini kısıtlanmış hissediyor.

Ö. K. : Tasarım sürecinde iletişim nasıl sağlanıyor?

Ü. A. : Tasarım İş Tanımlarının güncellenmesinde KOBİ’lerde genelde firma sahipleri ile iletişim kuruluyor. Varsa onların altındaki teknik işlerden sorunlu ikinci kişi ile teknik detayları görüşüyoruz. Ancak kararlar genelde firma sahipleri tarafından veriliyor. KOBİ'lerde pazarlama çok fazla yer almıyor. Çünkü genelde pazarlamayı kendileri yapmıyorlar. Ancak pazarlama departmanları varsa onlarla da iletişim içinde oluyoruz, çünkü pazarlama bilgileri tasarım için çok önemli. Pazarlamadan alınan bilgiler, daha doğrusu marketin beklentileri tasarım için en önemli bilgiler.

Üretici firmalar genelde yönetim yani firma sahibi tarafından iletişime geçiyor. Bazen AR-GE ya da pazarlama da olabiliyor. Ancak firmanın büyüklüğü burada önemli. KOBİ’lerde firma sahibi oldukça etkili. Firma büyüdükçe pazarlama, AR- GE hatta tasarım departmanı ile iletişim kurulabiliyor.

Yapılan toplantılar dışında kafamıza takılan soruyla ilgili kimden cevap alabilecekse onunla iletişim kuruyoruz. Bu kişiler üretimle ilgili teknik bir eleman da olabiliyor, pazarlama da. Yoksa yine firma sahibiyle iletişim kuruyoruz, o bize ihtiyacımız olan bilgiyi bulup gönderiyor.

Ö. K. : Çalıştığınız üreticilerin özel bir tasarım departmanı var mı?

Ü. A. : Üreticilerin birçoğu ürün geliştirmek için özel bir departmana ya da yapılanmaya sahip değil. Kendi gözlemlerimden üreticilerin %80’ninin böyle bir yapılanmaya sahip olmadığını söyleyebilirim, ürün geliştirme departmanları genelde yok. Kalıp haneleri olabiliyor, genelde üretimde tecrübeli bir usta üretimle ilgili detayları çözüyor hatta ürün geliştirmede etkin rol alıyor.

Küçük firmalarda ürün geliştirme işleriyle ilgili bir iki kişi bulunabiliyor ama bunlar tasarım eğitimi almış kişiler değil. Ürün geliştirme yapan kamyon şoförleri bile biliyorum ama artık o kadar tecrübe edinmiş ki işini oldukça iyi yapıyor. Çalıştığımız