• Sonuç bulunamadı

Çalışmamız belli başlı Arapça sözlüklere odaklanmasına rağmen tarihte sözlükbilime değinmemizde iki açıdan fayda vardır. Öncelikle dünya sözlük mirasını öğrenmek sûretiyle, Arapların sözlük kaynakları hakkında bilgi sahibi olmak mümkündür. İkincisi ise bu sayede Arapların dünya sözlükçülük tarihindeki konumu belirlenebilir.128

Arap sözlükçülüğünün detaylarına girmeden önce, dünya tarihinde sözlüklerin konumunu öğrenmek, konuyu tarihsel arka planıyla kavramayı sağlayacaktır.

Sözlüklerin tarihinin antik Mısır dönemine kadar uzandığı söylenir.129 İlk sözlük

denemesinin M.Ö. 3. bin yılın sonlarında, Sümerce öğrenmek için Akadlar tarafından Sümer-Akad-Kitt kil tabletlerinde olduğu130 söylenmektedir. Yaklaşık olarak M.Ö. 2300

yılında Akad İmparatorluğunda, Sümerce Akadca karşılıklar kılavuzu olarak yazılan sözlüğün adı Urra Hubullu’dur. Konularına göre düzenlenen ve yirmi dört tabletten oluşan sözlüğün tabletleri Suriye’deki Ebla kalıntılarında bulunmuştur. Bu kalıntılar halen Fransa’da Louvre Müzesi’nde sergilenmektedir.131 Akabinde tarihi sıralamaya göre

Asurlular gelmektedir. Çünkü Attâr’ın araştırmalarına göre Asurlular Araplardan 1000 yıl önce dillerinin kaybolması korkusuyla sözlük yazmıştır. Zira onlar eski remizli yazı sistemlerini bırakınca dillerinin kaybolması tehlikesi ortaya çıkmıştı.132 Asurluların dil

birikimlerini kaybetme korkusunun M.Ö. VII. asırdan önce onları sözlük yapmaya sevk ettiği bilinmektedir.133 Samirîce zor ibareleri anlamakta zorlanan Asurlular’ın 3000 yıl

önce sözlük hazırladıkları tespit edilmiştir.134 Sanskritçe ilk sözlük çalışması ise M.Ö. 500

127 F.J. Lombard, “Lexicographer, Linguist and Dictionary User: an Uneasy Triangle?”

http://lexikos.journals.ac.za (Erişim: 26 Temmuz 2019).

128 Haywood, Arabic Lexicography, 2.

129 Sami Baskın, “Türkiye ve Dünyada Sözlük Bilimi: Tanımı, Kapsamı ve Diğer Bilimlerle İlişkisi”,

International Language of Journal Academy 2/4 (2014): 445-457.

130 Gülzura Cumakunova, “Türk Sözlük Biliminin Etkileşim Alanları”, Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi

4 (2011): 15.

131 Mustafa Samet Kumanlı, “Lugatı Türki Arabi Farisi’de Kullanılan Sözlükçülük Yöntemleri Üzerine”, III.

Uluslararası Sözlükbilimi Sempozyumu Bildiri Kitabı, ed. Erdoğan Boz v.dğr. (Eskişehir: Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Yayınları, 2017), 608-625.

132 Attâr, “Mukaddimetü’s-Ṣıḥâḥ”, 1: 41. 133 es-Sûfî, el-Luġa ve me‘acîmuhâ, 35. 134 Kâsımi, İlmu’l-luğa, 27.

yıllarına denk düşmektedir.135 Bir başka kaynakta ise Sanskritçe’nin ilk sözlüğü

Amarakoşa’nın M.S. IV. yüzyılda yazıldığı aktarılmıştır.136 Bunu takip eden en eski

sözlük, Çin’e nispet edilmektedir. M.S. I. ve II. yüzyıllarda Xu Shen tarafından derlenen bu sözlük, on bin Çince kelimeyi kökenleri, anlamları ve telaffuzlarıyla içermektedir. Bu sözlüğün hazırlanış gerekçesinin, Kur’ân’ı ve hadisleri anlama amacıyla hazırlanan Arapça sözlüklerin amacıyla paralel olduğu ileri sürülmüştür.137 Attâr’ın araştırmalarına göre,

M.Ö. 150 yılında Çinli Hsuo Shen, Shuo Wen sözlüğünü yazmıştır. Ku ye Wang adındaki Çinli ise Yu Pien adlı sözlüğü M. S. 530 yılında yazmıştır.138 Kâsımî de Çinlilerin ilk

sözlük girişiminin M.Ö. 200 yılında olduğunu tespit etmiştir.139 Bu görüşlerin yanı sıra Çin

sözlükçülüğünü daha erken bir tarihe M.Ö. IX. yüzyıla götürenler de vardır.140 Zeydan da

Çinlilerin kırk bin kelimeden oluşan sözlüğü M.Ö. XI. yüzyılda hazırladıklarını bildirmektedir.141

Leksikografi/sözlükbilim, linguistiğin alanlarından birisidir. Haywood sözlük yapımının, yazının bizatihi kendisi kadar eski olduğundan bahseder. Dünya sözlük mirasına dair veriler, sözlüklerin benzer gerekçelerle ve yöntemlerle hazırlandığını göstermektedir.142

Araplar sözlük alanında ilk telif yapan millet değildir. Onlardan önce Asurlular, Çinliler ve Yunanlılar sözlük yazmıştır.143 Fakat Arapların dünya sözlük tarihindeki kadim

yeri, Fischer gibi batılı araştırmacılar tarafından da takdir edilmektedir. Zira o, Çin istisna edildiğinde Arapların sözlük çalışmalarında övgüyü hak edecek çalışmalar ortaya koyduğunu söyler.144 İcat ve yaratıcılığın bir milletin tekelinde olmadığını vurgulayan Al-i

Yâsin, diğer milletlerin sözlükleriyle Arap sözlükçülüğü arasında metot, madde, kapsam ve tertip bakımından çok büyük farklılık olduğuna değinir.145

M.Ö. I. asrın sonunda Çin’de 10.600 kelimeyi açıklayan sözlük, özellikle dini metinlerde yer alan kelimelere yönelmiştir. Dini kelimelere yönelik sözlüksel bu ilginin 135 Kâsımî, el-Mu‘cemiyyetü’l-‘Arabiyye, 24.

136 Şükrü Hâluk Akalın, “Sözlüğün Tarihi”, Türk Dili Dil ve Edebiyat Dergisi 699 (Mart 2010): 274. 137 Jamiu, “Science of Arabic Lexicography: A Survey of It’s Emergence and Evolution”, 60-65. 138 Attâr, “Mukaddimetü’s-Ṣıḥâḥ”, 1: 41.

139 Kâsımî, el-Mu‘cemiyyetü’l-‘Arabiyye, 24.

140 Pelin Kocapınar, “Sözlüklerin Ortaya Çıkışıyla İlgili Teoriler Üzerine Bir Değerlendirme”, Gazi Türkiyat

Dergisi 16 (Bahar 2015): 129-141.

141 Corci Zeydan, Târihu âdâbi’l-luġati’l-‘Arabiyye (Beyrut: Menşûrat Dârü mektebeti’l-hayat), 1: 617. 142 Haywood, Arabic Lexicography, 5.

143 Attâr, “Mukaddimetü’s-Ṣıḥâḥ”, 1: 40; Abdullatif es-Sûfî, el-Luġa ve me‘acîmuhâ fî’l-mektebeti’l-

‘Arabiyye (Dımaşk: Dârü Talâs, 1986), 35.

144 Ömer, el-Bahsü’l-luġavî, 74. 145 Al-i Yâsin, Dirâsât luġaviyye, 225.

arkasında, Budist ruhbanlar eliyle Hind’den Çin’e taşınan ilmî birikimin olduğu tahmin edilmektedir. Yani Budist rahipler aracılığıyla fonetik çalışmalar Çin’e ulaşmıştır.146

Çinliler, sesleri telaffuzda kulllanılan organlara göre tasnif etmeyi Budist azizlerinden alınan Sanskritçe etkiye borçludurlar.147 Budist ve Laoist metinlerinin çalışılmasının, Çin

sözlükçülüğü için güçlü bir teşvik oluşturduğu konusunda şüphe olmadığını iddia eden Haywood, Sanskritçede de Veda literatürünün teşvik etkisi yaptığını ileri sürmektedir.148

Çinlilerin sözlük yazımında zamansal öncelikleri olsa dahi Arapça sözlükçülük hareketlerinin, doğuda ve batıda kadimde ve modernde öncü rol üstlendiği ifade edilmektedir.149

Hint ve Pers toplumları da sözlük telifinde öne çıkmaktadır. Hint sözlük geleneğinde, sözlüklerin tasnifiyle ilgili “nighantu”, “kosha” ve “nirukta” gibi terimlerin bulunması sözlükbilimle ilgili önemli bilgiler vermektedir. Veda metinlerindeki zor kelimeleri anlamak için yapılan açıklamalara “nighantu” adı verilmektedir.150 Dolayısıyla

Hint geleneğinde sözlük telifinin, dini metinlerle irtibatı olduğunu söyleyebiliriz. M.Ö. II. veya III. yüzyılda “nighantu”da bulunan kelimeler için Yaska isimli bilgin tarafından yazılan tefsire ise “nirukta” adı verilmiştir. Nirukta sözlüğün şerhi olarak görülebilir. M.S. VI. yüzyılda Amarasinha, isimleri manzum bir şekilde içeren arşiv oluşturmuştur. Bu arşivler “kosha” diye isimlendirilir. Ömer de kutsal metindeki zor kelimeleri içeren eser şeklinde ilk sözlük çalışmalarının Hintlilerde başladığını aktarırken bu çalışmaların süreç içerisinde bünyesine dildeki diğer kelimeleri de aldığını bildirmektedir. Yine Ömer, Amara Sinha tarafından Amara Kosha adlı sözlüğün miladî VI. yüzyılda hazırlandığını söylemektedir.151 Nispeten erken döneme ait sözlük telifinin kategorileşmesi, Hintlilerde

sözlükbilimin oldukça gelişmiş düzeyde olduğu sonucuna götürür.

Klasik Yunan’da sözlük telifi, M.Ö. V. yüzyılda Homeros’un şiirlerinde geçen zor ve antik kelimeleri izah sadedinde başlamıştır. Fakat bu döneme ait nüshalar mevcut değildir. Ömer, bilinen ilk Yunanca sözlüğün Homeros’un kullandığı kelimeleri ele alan sözlük olduğu üzerinde durmaktadır152 Zeydan’a göre Homeros’un dili için yazılan en eski

146 Ömer, el-Bahsü’l-luġavî, 74-75. 147 Haywood, Arabic Lexicography, 6. 148 Haywood, Arabic Lexicography, 3.

149 Abdülhasan Abbas Hasan el-Cemel ez-Züveynî, el-Bahs el-Luġavî fî Dirâsâti’l-Müsteşrikîn el-Almân

(Yüksek Lisans Tezi, Kûfe Üniversitesi, 2010), 42.

150 Abdulgaffâr Hamid Hilâl, Menâhicü’l-bahs fî’l-lisâniyyât ve ilmi’l-mu‘cem (Kahire: Dârü’l-Kirâbi’l-

Hadîs, 2010), 166.

151 Ömer, el-Bahsü’l-luġavî, 60. 152 Ömer, el-Bahsü’l-luġavî, 63-65.

sözlük, Agustus döneminde İskenderiye’de Karamatik Apulonos tarafından yazılmıştır. Yunanca tam sözlük ise milâdî 177 yılında Yulius Pollux tarafından yazılmıştır.153

Atheneous’un iddiasına göre 35 adet kayıp sözlük vardır. Günümüz sözlüklerine en çok benzeyen kadim Yunan sözlüğü ise Valerius Flaccus tarafından İmparator Ağustus döneminde yazılmıştır.154 Yunan sözlük telifi, M.S. I. yüzyılda Atticism diye bilinen

linguistik hareket sonucunda farklı bir boyut kazanmıştır. Yunan sözlükçülüğünün altın çağının milattan sonraki asırlar olduğu iddia edilmiştir. Bilhassa İskenderiye’de pek çok sözlük telif edilirken bunların arasında M.S. 180 yılında Glasusuc’un telif ettiği alfabetik Hipokrat sözlüğü meşhurdur.155 Eski Yunanda anlaşılması zor, muğlak sözcüklerin,

yemeklerin, içeceklerin, Homeros, Hipokrat, Eflatun gibi yazar, düşünür ve bilim adamları ve filozofların eserlerinde geçen sözcüklerin sözlükleri de hazırlanmıştır.156

Söz konusu bilgilerden anlaşıldığı üzere dünyada sözlükbilimin ortaya çıkışına dair temel faktörler benzerlikler arz etmektedir. İbranîce ve Arapça sözlükler de buna dâhildir. İlk İbranîce sözlük, X. yüzyılda derlenmiştir. M.S. VII-XIII. yüzyıllar arasında çok sayıda Arapça sözlük yazılmıştır. Arapça sözlük yazımı, Arap grameriyle yakından ilgilidir. Arap gramerinin sistematize edilmesinin başlangıcı Kur’ân’ın anlaşılması çabalarıyla aynı zamana denk gelmektedir. Zaten Hint gramer çalışmalarını başlatan Vedalar, Yunanda Homer, Çinde Konfüçyüsün kitapları ve İbranicede Kutsal Kitaptır. Müslümanlar da Kur’ân çalışmalarını derinleştirdikçe gramer çalışmaları başlamıştır.157 Aynı şekilde İngilizce sözlük yapımında da dini gerekçeler etkili olmuştur. 597 yılında Roma’nın Hıristiyanlığı kabul etmesiyle ve manastırların gelişimiyle birlikte İngilizce sözlük çalışmaları başlamıştır.158 Katolik kiliselerinde kullanılan dilin Latince olması nedeniyle

rahip ve keşişler vazifelerini yerine getirmek için İncil’i Latince okumak zorundaydı. Rahipler, yetiştikleri kütüphanelerde dini içerikli pek çok Latince kitabı okurken bunları anlamak maksadıyla metnin altına İngilizcesini yazmıştır. Zamanla bu şekilde satır arası açıklamalar sözlük biçiminde düzenlenmiştir.159 Dolayısıyla dünyadaki dil çalışmalarının

büyük bir bölümünün dinle ve akideyle ilgili olduğu görülür. Hintliler, kutsal kitapları Vedalara hizmet için dil çalışması yapmış, Çinliler de Budist dini metinlerini anlamak için

153 Zeydan, Târihu âdâbi’l-luġati’l-‘Arabiyye, 1: 617. 154 Attâr, “Mukaddimetü’s-Ṣıḥâḥ”, 1: 41.

155 Ömer, el-Bahsü’l-luġavî, 63.

156 Akalın, “Sözlüğün Tarihi”, 273; es-Sûfî, el-Luġa ve me‘acîmuhâ, 35.

157 Ignaz Goldziher, On the History of Grammar Among the Arabs, trc. Kibga Devenyi - Tamas İvenyi

(Armsterdam, John Benjamins Publishing Company, 1994), 4; Ömer, el-Bahsü’l-luġavî, 68.

158 Kumanlı, “Lügatı Türki Arabi Farisi’de Kullanılan Sözlükçülük Yöntemleri Üzerine”, 608-625. 159 Howard Jackson, Lexicography: an Introduction, (Taylor - Francis e-library, 2003), 31.

Çin sözlüklerini oluşturmuşlardır. Yunanda ise hamâsî ve dini şiir, dil çalışmaları için etkendir.160 Hicrî ilk asrın yarısında fetihler nedeniyle İslam toprakları genişlemiştir. Bu genişleme, mevâlînin (gayrı Arap unsurların) İslam’a girişini ve dilde bozulmaları beraberinde getirmiştir. Dili lahndan/hatalardan koruma gayesiyle nahiv ilmi ve îrab ortaya çıkmıştır. Dili hatalardan koruma çabasının temelinde, Kur’ân’ı muhafaza gayesi yatmaktadır.161 Öyleyse Ali Kâsımî’nin de vurguladığı üzere sözlükler dilsel bir

nazariyenin tatbikinden ziyade pratik gerekçelerle hazırlanmıştır. Bununla birlikte sözlüklerin ortaya çıkışında ana gerekçeler bölgeden bölgeye farklılık gösterebilir.162 Nitekim dünya sözlük tarihine dair aktardığımız bilgiler, toplumların ihtiyaçları neticesinde sözlük çalışmalarının şekillendiğini göstermektedir.