• Sonuç bulunamadı

Sözlüklerin Tefsir Kaynakları

1. Sözlüklerdeki Tefsir Malzemesinin Döküm ve Tasnifi

1.2. Sözlüklerin Tefsir Kaynakları

Sözlük müelliflerinin Kur’ân ayetlerini bir bağlam içerisinde kullanmaları yahut tefsir alanında öne çıkan ilim adamlarından görüş naklinde bulunmaları nedeniyle onların kısmi de olsa tefsir yaptıklarını söylemek mümkündür. Sözlüklerin söz konusu tefsir örneklerini ifade bağlamında kullandığı ibareler onların tefsir ilmine bakışını göstermesi 498 Kinga Devenyi, “On Farra’s Linguistic Methods in His Work Ma’âni’l-Qur’an”, Studies in the History of

Arabic Grammar II, ed. Kees Versteegh v.dğr. (Amsterdam - Philadelphia: John Benjamins Publishing Company, 1990), 101.

499 Abdüsselam Ahmed Avvâd, Şevâhidü Sîbeveyhi ve menhecuhû fî’l-istidlâl sahîfetü’l-elsün (Matbaatu

câmiati aynü’ş-şems, 1987), 69-116.

500 Badawi - Abdel Haleem, Arabic-English Dictionary of Qur’anic Usage, viii-ıx. 501 Tayyâr, et-Tefsîrü’l-luġavî, 122.

502 Tayyâr, et-Tefsîrü’l-luġavî, 416-417. 503 Tayyâr, et-Tefsîrü’l-luġavî, 158.

bakımından önem arz etmektedir. Zira sözlükte tefsir kelimesinin Kur’ân yorumu anlamında kullanılması ile şiir, hadis gibi metinlerin açıklanması anlamında kullanılması arasında fark vardır. Şayet sözlüklerde tefsir kelimesi teknik anlamda tefsir disiplinine işaret eder biçimde kullanılıyorsa bu durum onların tefsir ilmi ile irtibatlarının yoğun olduğuna işaret edebilir. Bu tezde esas alınan beş sözlüğü bu açıdan incelediğimizde karşılaştığımız netice şöyledir: Kitâbü’l-ʿAyn’da tefsir kelimesi toplam on üç defa zikredilirken bunların yedi tanesi teknik anlamda yani Kur’ân ayetlerinin açıklanmasını ifade eder mahiyette kullanılmıştır.505 Tehẕîbü’l-luġa’da tefsir kelimesi teknik anlamda

seksen dört defa,506 izah anlamında yüz yetmiş bir defa kullanılmıştır.507 eṣ-Ṣıḥâḥ’ta ise

tefsir teknik anlamda bir defa olmak üzere toplam altı kez kullanılmıştır.508 Mücmelü’l- luġa’da tefsir on yerde açıklama ve izah anlamında kullanılırken bir yerde “Mukātil’in tefsirinden” bahisle tefsir disiplinine işaret etmektedir.509 Muʿcemü meḳāyîsi’l-luġa’da

toplam yirmi bir tefsir kullanımının beş tanesi teknik anlamdadır.510 Beş sözlükte toplam

üç yüz altı defa tefsir kelimesi geçmektedir. Bu rakamlardan hareketle, ele aldığımız beş Arapça sözlükte tefsir kelimesinin Kur’ân yorumundan ziyade genel açıklama ve izah

505 Kitâbü’l-ʿAyn’da “tefsir”in ayet yorumu anlamında kullanıldığı yerler: Halil b. Ahmed, Kitâbü’l-ʿAyn,

1: 364; 3: 210; 3: 347; 3: 376; 8: 71; 8: 397; 8: 427. Kitâbü’l-ʿAyn’da “tefsir”in açıklama, izah anlamında kullanıldığı yerler: 1: 21; 1: 296; 7: 248; 8: 345; 8: 369. 506 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 1:18; 1: 25; 1: 27; 1: 99-100; 1: 188; 1: 252-253; 1: 489; 2: 17; 2: 80; 2: 82; 2: 187; 2: 273; 2: 414; 3: 67; 3: 190; 3: 195; 3: 236; 4: 73; 4: 81; 4: 89; 4: 132; 4: 233; 4: 332; 5: 10; 5: 12; 5: 79-80; 5: 93; 5: 216; 5: 255; 5: 290; 5: 352; 5: 377; 5: 390; 6: 73; 6: 91; 6: 108; 6: 292; 6: 336; 6: 424; 6: 427; 6: 441; 6: 481; 7: 112; 7: 237; Müstedrek:125; Müstedrek: 129; 8: 135; 8: 268; 8: 398; 8:399 ; 9: 22; 9: 113; 9: 118; 9: 447; 10: 6; 10: 112; 10: 153; 10: 177; 10: 194; 10: 230; 10: 286; 10: 359; 10: 364; 11: 128; 13: 153; 13: 308; 13: 330; 13: 338; 13: 377; 14: 177; 14: 323; 14: 401; 15: 3; 15: 96; 15: 283; 15: 415; 15: 417; 15: 457; 15: 677; 15: 679. 507 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 1: 13-16; 1: 19; 1: 38; 1: 202; 1: 216; 1: 219; 1: 222; 1: 249; 1: 259; 1: 268; 1: 362; 1: 408; 1: 411; 1: 437; 1: 444; 2: 54; 2: 73; 2: 81; 2: 175; 2: 223; 2: 224; 2: 333; 2: 350; 2: 384; 2: 416; 2: 423; 3: 9; 3: 19; 3: 30; 3: 31; 3: 55; 3: 115; 3: 156; 3: 166; 3: 189; 3: 215; 3: 239; 3: 246; 3: 254; 3:263 ; 3: 383; 3: 442; 3: 443; 4: 9; 4: 107; 4: 125; 4: 80; I29, 202; 4: 395; 4: 424; 4: 443; 5: 5; 5: 13; 5: 14; 5: 62; 5: 102, 5: 144; 5: 202; 5: 234; 5:164; 5: 243; 5: 272; 5: 273; 5: 280; 5: 286; 5: 302; 5: 338; 5: 377; 6: 17; 6: 21; 6: 43; 6: 44; 6: 45; 6: 90; 6: 100; 6: 184; 6: 192; 6: 312; 6: 430; 6: 487; 6: 544; 7: 114; 7: 132; 7: 150; 7: 206; 7: 272; 7: 273; 7: 361; 7: 507; 7: 510; 7: 637; 8: 52; 8: 61; 8: 98; 8: 103; 8: 119; 8: 300; 8: 316; 8: 378; Müstedrek: 240; 9: 65; 9: 82; 9: 141; 9: 227, 9: 297; 9: 328; 10: 379; 10: 5; 10: 8; 10: 26; 10: 59; 10: 116; 10: 135; 10: 147; 10:29 3; 10: 294; 10: 379; 10: 404; 10: 665; 11: 18; 11: 26; 11: 61; 11: 87 ; 11: 118; 11: 342; 11: 371; 11: 399; 12: 50; 12: 124; 12: 139; 12: 148; 12: 214; 12: 392; 12: 407; 12: 421; 12: 444; 13: 27; 13: 45; 13:102; 13: 208; 13: 327; 14: 43; 14: 121; 14: 162; 14: 204; 14: 280; 15: 25; 15: 32; 15: 33; 15: 33; 15: 41; 15: 47; 15: 103; 15:185;15:186;15: 245; 15: 296; 15: 385; 15: 396; 15: 428; 15: 458; 15: 558; 15: 563.

508 Ebû Nasr İsmâîl b. Hammâd el-Cevherî, Tâcü’l-luġa ve Ṣıḥâḥu’l-‘Arabiyye, thk. Ahmed Abdülgafûr Attâr

(Beyrut: Dârü’l-melâyîn, 1990), 1: 68; 4: 1627; 4: 1462; 5: 2103; 6: 2236; 6: 2465.

509 Ebü’l-Hüseyn Ahmed b. Fâris b. Zekeriyyâ b. Muhammed er-Râzî el-Kazvînî el-Hemedânî, Mücmelü’l-

luġa, thk. Züheyr Abdülmuhsin Sultân, 2. Baskı (Beyrut: Müessesetü’r-Risâle, 1986), 1: 84; 1: 131; 1: 168; 1: 175; 2: 328; 2: 354; 2: 507; 2: 517; 3: 664; 3: 726; 3: 808.

510 Ebü’l-Hüseyn Ahmed b. Fâris b. Zekeriyyâ b. Muhammed er-Râzî el-Kazvînî el-Hemedânî, Muʿcemü

meḳāyîsi’l-luġa, thk. Abdüsselam Muhammed Hârun (b.y.: Dârü’l-fikr, 1979), 1: 224; 1: 257; 2: 494; 3: 198; 4: 104; 1: 163; 1: 404; 1: 510; 2: 15; 2: 134; 2: 284; 2: 300; 2: 346; 3: 232; 3: 288; 3: 322; 4: 154; 4: 202, 4: 360; 5: 102; 5: 251.

şeklinde kullanıldığını söyleyebiliriz. Bu sözlükler arasında Tehẕîbü’l-luġa diğer eserlere nazaran tefsir kelimesine daha çok yer vermektedir. Ancak bu eserde toplam tefsir kullanımının neredeyse üçte biri teknik anlamdadır. Oysa bu sözlükten önce telif edilen Kitâbü’l-ʿAyn’da tefsirin teknik ve izah anlamında kullanılışı eşit düzeyde sayılır. Diğer üç eserde ise tefsir kelimesinin teknik kullanımında azalma görülmektedir. Öyleyse II. asırdan IV. asra kadar sözlüklerde tefsir kelimesinin Kur’ân yorumu anlamında kullanımında azalma vardır. Dolayısıyla sözlüklerin teşekkül seyrinde gözlemlediğimiz bu değişikliğin kronolojisi, sözlüklerde tefsir ilmine olan müracaatın azaldığı yönünde bir gösterge kabul edilebilir. Fakat tek bir kelime-kavram üzerinden yapılan analiz, genellikle büyük resmi gözden kaçırma riski içermektedir. Bu risk sözlüklerdeki tefsir materyallerinin bütüncül bir boyutta incelenmesiyle izale edilecektir. Bunun yanı sıra sözlüklerde istifade edilen ve atıf yapılan tefsir-müfessir isimleri de bütüncül bakışa katkı sağlayacaktır.

Kitâbü’l-ʿAyn’da tefsir edilen ayetlerde müfessirlere sınırlı miktarda atıf yapılmaktadır. Halîl b. Ahmed kimi zaman edilgen fiil kullanarak “ ْرّسَفَي”511 ve “ َليِق”512

şeklinde nakilde bulunmakta kimi zaman da “رِسف ي مه ضْعَب”513 ve “مه ضْعَب لاق”514 diyerek etken

fiil kullansa da herhangi bir isim vermemektedir. Onun sözlüğünde tefsir bağlamında nakilde bulunduğu isimler Hasan (ö. 49/669),515 Ebû Saîd (ö. 110/728),516 Ebû’d-

Dukayş,517 İbn Abbas518 ve Ubeyde b. Umeyre’dir.519 Kendi çağdaşı müfessirlerden

Mukātil’e iki yerde atıf yapmaktadır.520 Bunun yanı sıra onun, müfessirler,521 “لاقي”,522 “ لاقي

ىلاعت هلوق ريسفت يف”,523 “رسيفتلا ضعب يف”,524 ve “ريسفتلا يف”525 şeklinde genel ifade kullanıp detay

isim vermediği yerler de vardır. Özellikle kıraat bağlamında isim naklettiği kısımlar 511 Halil b. Ahmed, Kitâbü’l-ʿAyn, 3: 15; 3: 152; 5: 302; 5: 331; 6: 81; 8: 130; 8: 366; 3: 152; 8: 351.

512 Halil b. Ahmed, Kitâbü’l-ʿAyn, 3: 92; 3: 398; 7: 372; 8: 49; 8: 182-183. 513 Halil b. Ahmed, Kitâbü’l-ʿAyn, 1: 227-228.

514 Halil b. Ahmed, Kitâbü’l-ʿAyn, 3: 210.

515 Halil b. Ahmed, Kitâbü’l-ʿAyn, 1: 240; 2: 23;2: 241; 4: 221; 4: 392; 5: 328; 6: 154; 8: 277; 5: 59; 5: 122;

5: 228; 5: 313; 5: 328; 5: 376; 5: 393; 5: 422; 6: 154; 6: 180; 6: 272; 7: 104; 7: 110; 7: 2225; 8: 18; 8: 128; 8: 209; 8: 277; 8: 317.

516 Halil b. Ahmed, Kitâbü’l-ʿAyn Kitâbü’l-ʿAyn, 1: 295.

517 Halil b. Ahmed, Kitâbü’l-ʿAyn, 3: 151. Ebû’d-Dukayş’ın (v. 215) dil konusunda Kitâbü’l-ʿAyn’a 47 yerde

kaynaklık edişinin tasnifi için bk. Abdullah, “Merviyyâtü Ebi’d-Dukayş el-Luġaviyetü fî Kitâbi’l-‘Ayn”, 78-104.

518 Halil b. Ahmed, Kitâbü’l-ʿAyn, 1: 274;3:168; 4: 10; 4: 62;5: 256; 8: 220; 8: 220. 519 Halil b. Ahmed, Kitâbü’l-ʿAyn, 7: 306.

520 Halil b. Ahmed, Kitâbü’l-ʿAyn 5: 228; 5: 313. Halîl b. Ahmed, Muḳātil b. Süleyman ’ı tam adıyla

zikretmeyip sadece Muḳātil şeklinde verse de zikrettiği iki yerden birinde onu kastettiği açıktır.

521 Halil b. Ahmed, Kitâbü’l-ʿAyn, 2: 162.

522 Halil b. Ahmed, Kitâbü’l-ʿAyn, 1: 260; 1: 289; 1: 308-309; 2: 39; 2: 59; 2: 221; 2: 224; 3: 149; 3: 210; 4:

87; 5: 174; 5: 394; 7: 204; 7: 423; 8: 360.

523 Halil b. Ahmed, Kitâbü’l-ʿAyn, 8: 71. 524 Halil b. Ahmed, Kitâbü’l-ʿAyn, 7: 440. 525 Halil b. Ahmed, Kitâbü’l-ʿAyn, 8: 49.

olmakla beraber526 “أرق ي/أرق ت”,527 “أِر ق”,528 “أرق نم ةءارق ىف”529 ve “أرق نم و”530 benzeri meçhul kullanımlar çoktur.531 Kıraat konusunda zikrettiği isimler Ebû Saîd,532 İbn Mes‘ûd,533

Hasan,534 Ebû Ubeyde,535 Abdullah’tır.536 Cumhurun kıraatiyle ilgili görüş beyan edip kendisinin farklı görüşler arasında tercihte bulunduğu tespit edilmiştir.537 Ayrıca nadiren de olsa Arap dil kullanımını tefsire kaynak göstermektedir.538 Bütün bu tespitlerden

hareketle Halîl b. Ahmed’in Kitâbü’l-ʿAyn’da tefsire dair ele aldığı bahislerde genellikle isim zikretmediği söylenebilir. Tefsir bağlamında isim zikrettiği yerlerde ise onun sahabe ve tabîûnu esas aldığı görülmektedir. Zira İbn Abbas ve Hasan Basrî (ö. 110/728) gibi tefsirde öne çıkan şahsiyetlerden nakilde bulunmaktadır. Fakat bu kısımlar, tefsir malzemesini edilgen formla aktardığı yerlere kıyasla azdır. Onun ayetleri tefsir ederken sıklıkla isim vermemesi, dört husustan kaynaklanabilir. Öncelikle Halîl b. Ahmed’in sözlüğünde tefsir çabası birincil amaç değildir. Bu nedenle o tefsirini yaptığı ayetlerde, bu yorumları ilmi bir otoriteye dayandırma ihtiyacı duymamıştır. Şayet tefsir konusunda iddialı olsa, naklettiği görüşleri paylaşan ilim adamlarına titiz bir şekilde atıf yapardı. Onun isim zikretmemesindeki diğer bir etken ise müellifin yaşadığı döneme kadar tefsirin teşekkül sürecinde kanıksanmış ve herkesin malumu bazı bilgileri herhangi bir kaynağa dayandırmayı muhtemelen zait görmesidir. Üçüncü ihtimal olarak, kendinden öncekiler yahut çağdaşları arasından tefsir literatürüne katkı sağlamakla beraber tenkide medar bazı isimleri sözlüğünde anmaktan çekinmesi sayılabilir. Dördüncü olarak, tenkit ettiği görüşü zayıf bulması hasebiyle böyle bir tutum sergilemiş olabilir. Buna ilaveten eserin Halîl b. Ahmed’e aidiyeti etrafındaki tartışmalar ve sözlüğün telifiyle alakalı iddialar hatırlanırsa bu durumun makul olduğu anlaşılacaktır. Çünkü hicrî II. asırda kaleme alınan Kitâbü’l- ʿAyn dönemin ilim geleneği çerçevesinde, şifahi ders ortamında öğrencinin tuttuğu notlardan oluşuyorsa bu şartlar altında, bilgiyi aktaranlar yerine esas meseleye odaklanılmış olması mümkündür.

526 Halil b. Ahmed, Kitâbü’l-ʿAyn, 3: 211.

527 Halil b. Ahmed, Kitâbü’l-ʿAyn, 3: 199; 2: 53; 1: 260; 1: 364; 2: 50; 2: 53; 2: 54; 2: 57; 2: 145; 3: 76; 4: 91;

4: 242; 4: 287; 5: 274; 5: 247; 7: 127; 7: 317.

528 Halil b. Ahmed, Kitâbü’l-ʿAyn, 4: 103; 5: 332; 6: 66; 8: 10; 8: 397. 529 Halil b. Ahmed, Kitâbü’l-ʿAyn, 4: 151; 4: 297; 4: 297; 7: 389. 530 Halil b. Ahmed, Kitâbü’l-ʿAyn, 3: 27; 4: 46; 5: 361; 8: 149. 531 Halil b. Ahmed, Kitâbü’l-ʿAyn, 1: 345.

532 Halil b. Ahmed, Kitâbü’l-ʿAyn, 1: 295.

533 Halil b. Ahmed, Kitâbü’l-ʿAyn, 3: 211; 3: 376; 4: 61. 534 Halil b. Ahmed, Kitâbü’l-ʿAyn, 4: 221; 5: 59. 535 Halil b. Ahmed, Kitâbü’l-ʿAyn, 5: 59.

536 Halil b. Ahmed, Kitâbü’l-ʿAyn, 7: 134. (Abdullah ile kastedilenin İbn Mes‘ud olup olmadığı belli değildir.

Muhakkik bu belirsizliğe dipnotta “لئ اقلا ىلا دتهن مل / söyleyene ulaşamadık”cümlesiyle işaret etmiştir.)

537 Halil b. Ahmed, Kitâbü’l-ʿAyn, 2: 54-55. 538 Halil b. Ahmed, Kitâbü’l-ʿAyn, 8: 154.

Halîl’in eserinde tefsir izahları bulunmasına rağmen tefsirlerde bulunan bütün anlamları vermediğini iddia eden Burge, bu durumu Kitâbü’l-ʿAyn’ın tefsirin buyruğu altında olmamasıyla izah etmiştir.539 Tefsirin buyruğunda olmamak, Halîl’in müfessirlere

az miktarda atıf yapmasını da dolaylı olarak ilzam eder.

Ezherî’nin sözlüğünde tefsir kaynaklarına atıf oldukça çoktur. O Tehẕîbü’l-luġa’yı sözlük biçiminde tasarlamış olmasına rağmen sözlüğü tefsir, hadis, şiir ve rivayet bakımından zengin bir kompozisyon çerçevesinde, genel sözlük kalıplarını aşan bir yapıda telif etmiştir. Bu zengin malzeme arasından tefsirle alakalı bilgiler, bu tezin konusu hasebiyle dikkatimizi çekmektedir. Müellif, sözlükte istişhad unsuru olarak ele aldığı ayetlerin tefsirinde, pek çok ilim adamından nakilde bulunmaktadır. Bu nakiller müellifin benimsediği görüşü teyit sadedinde birer veri kabul edilebilir. Ezherî bu nakillerin yanı sıra bizatihi kendisi Kur’ân ayetlerini tefsir etmektedir. Nitekim bu durum, yer yer onun müfessirlere getirdiği eleştirilerde540 ve kimi zaman da “tefsirini yaptığımız ayet”541

şeklindeki doğrudan ifadelerinde tezahür etmektedir. Ezherî tefsir yaptığını kabul etmekte hatta bu hususta oldukça iddialı bir tutum içerisinde görünmektedir. Zira ilgili ayeti kendisinden daha net ifade eden kimseyi bilmediği yönündeki söylemi542 bunun göstergesidir. Ezherî’nin Kur’ân ayetlerini yorumlarken atıf yaptığı isimler şunlardır: Hz. Ali (ö. 40/661),543 İbn Mes‘ûd,544 İbn Abbas,545 Vehb b. Münebbih (ö. 114/732),546, Ferrâ,547 Ebû İshâk,548 Zeccâc,549 (Ebû İshâk Zeccâc),550 Ebû Ubeyd,551 Ebû İshâk b. es-

539 Burge, “Authority and the Defence of Readings in Medieval Qur’anic Exegesis: Lexicology and the Case

of Falaq (Q. 113:1)”, 174-175. 540 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 6: 25. 541 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 2: 231-232. 542 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 3: 227. 543 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 3: 17; 13: 59; 14: 111; 2: 294; 4: 260. 544 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 1: 130; 4: 246;4: 409; 5: 78; 5: 194; 6: 322; 11: 314; 12: 74; 9: 209; 12: 206. 545 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 1: 13; 1: 15; 1: 92; 1: 188; 1: 369; 2: 10; 2: 207; 2: 211; 2: 294; 2: 306; 3: 128; 3: 225-226; 4: 132; 4: 246;4: 137; 4: 140; 5: 15; 5: 224; 5: 276; 6: 90-91;6: 171; 6: 108; 6: 335; 6: 414; 9: 54;11: 106; 11: 314; 12: 206; 12: 313;12: 334; 13: 7; 13: 54; 14: 105; 14: 111; 14: 313;14: 266; 14: 268; 14: 387; 15: 119; 15: 304. 546 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 2: 207. 547 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 1: 41; 1: 42; 1: 7; 1: 143-144; 1: 168; 1: 272; 1: 369; 1: 390; 1: 442; 1: 451; 2: 153; 2: 208-209; 2: 282; 2: 296; 2: 383; 3: 16; 3: 17; 3: 90; 3: 110; 3: 128; 3: 210; 3: 227-228; 3: 407-408; 4: 73; 4: 89; 4: 104; 4: 204; 4: 228; 4: 335; 4: 350; 4: 414; 4: 432; 4: 429; 4: 446; 5: 10; 5: 24; 5: 39; 5: 79; 5: 90; 5: 126; 5: 140; 5: 150; 5: 207; 5: 221; 5: 223-224; 5: 358; 5: 293-294; 5: 347; 5: 399; 6: 18; 6: 38; 6: 75; 6: 77; 6: 80; 6: 90-91; 6: 108; 6: 121; 6: 142-143; 6: 172; 6: 224; 6: 245; 6: 247; 6: 276; 6: 330; 6: 360; 6: 387; 6: 442; 7: 129; 7: 163; 7: 277; 7: 294; 7: 407; 7: 462, 7: 399; 7: 593; 7: 604; 7: 670; 7: 676; 8: 5; 8: 29; 8: 41; 8: 51; 8: 131; 8: 133; 8: 284; 8: 344; 8: 347; 8: 359; 8: 388; 8: 392; 8: 403; 8: 418; 8: 433; 9: 20-21; 9: 48; 9: 54; 9: 55; 9: 61; 9: 67; 9: 112; 9: 115; 9: 80; 9: 97; 9: 105; 9: 143; 9: 186; 9: 212; 9: 217; 9: 219; 9: 223; 9: 244; 9: 250; 9: 254; 9: 261; 9: 347; 9: 348; 9: 280; 9: 295; 9: 351; 9: 436; 10: 6; 10: 122; 10: 163;10: 167; 10: 231; 10: 233; 10: 250; 10: 286; 10: 320; 10: 371; 10: 377; 10: 395; 10: 455; 10: 457; 10: 493; 10: 551; 10: 575; 10: 593; 10: 607; 10: 664; 11: 56; 11: 72; 11: 152; 11: 182; 11: 187; 11: 207; 11: 214; 11: 215-219; 11: 219; 11: 232; 11: 304; 11: 305; 11: 308; 11: 314; 11: 321; 11: 391; 11:

Serî,552 Mücâhid,553 İbnü’l-A‘râbî,554 Ahfeş,555 Katâde (ö. 117/735),556 Ebü’l-Abbas

Ahmed b. Yezîd,557 Esved b. Yezîd,558 Atâ,559 Kelbî,560 Saîd b. Müseyyeb,561 İbn

442; 11: 445; 9; 12: 52; 12: 57; 12: 68; 12: 103; 12: 119; 12: 137; 12: 146; 12: 170; 12: 176; 12: 185; 12: 232; 12: 281; 12: 292; 12: 294; 12: 246; 12: 265; 12: 316; 12: 323; 12: 356; 12: 382; 12: 382; 12: 401; 12: 413; 13: 10; 13: 24; 13: 56; 13: 79-80; 13: 84; 13: 87; 13: 142; 13: 193; 13: 197; 13: 215; 13: 231; 13: 243; 13: 264; 13: 280; 13: 301; 13: 332; 13: 338; 14: 10; 14: 33; 14: 34; 14: 35; 14: 41; 14: 105; 14: 61; 14: 96; 14: 119; 14: 129; 14: 172; 14: 187; 14: 253; 14: 275; 14: 292; 14: 334; 14: 341; 14: 320; 14: 321; 14: 323; 14: 363; 14: 382; 14: 383; 14: 439; 15: 3; 15: 11; 15: 67; 15: 103; 15: 119; 15: 133; 15: 138; 15: 134; 15: 161; 15: 198; 15: 224; 15: 241; 15: 165; 15: 172; 15: 177; 15: 195; 15: 196; 15: 269; 15: 283; 15: 285; 15: 312; 15: 346; 15: 370; 15: 434; 15: 442; 15: 573; Müstedrek: 134; 1: 122; 3: 58; 11: 56; 1: 82; 1: 340; 2: 345; 2: 10; 3: 141; 4: 137; 4: 327; 4: 421, 6: 26; 6: 87-88; 6: 279, 7: 167; 8: 247; 8: 384; 9: 19; 9: 80; 9: 337; 9: 309; 10: 264; 10: 471; 10: 594; 11: 106; 11: 107; 1: 358; 11: 393; 11: 418; 13: 105; 13: 276; 14: 34; 14: 235; 14: 236; 14: 303; 14: 330; 15: 317; 2: 233-234; 4: 250; 4: 244-245; 10: 209; 10: 359; 12: 227; 15: 144; 15: 345; 1: 153; 3: 13; 3: 395; 5: 178; 5: 258; 6: 41; 7: 168; 7: 246; 8: 413-414; 11: 143; 13: 87; 15: 418; 1: 131; 3: 61. 548 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 1: 41; 1: 13; 1: 410; 2: 320; 3: 159; 3: 447; 3: 234; 4: 19; 4: 102; 4: 271; 4: 288; 4: 315; 4: 339; 4: 458; 5: 12; 5: 50; 5: 72; 5: 93; 5: 95; 5: 159; 6: 164; 6: 173; 6: 241; 6: 291; 6: 330; 6: 349; 7: 49; 7: 99; 7: 114; 7: 502; 7: 546; 8: 133; 8: 248; 8: 432; 9: 106; 9: 116; 9: 87; 9: 197; 9: 212; 9: 216; 9: 226; 9: 393; 9: 359; 9: 422; 9: 454; 10: 71-72; 10: 377; 10: 498; 10: 566; 10: 585; 10: 607; 11: 55; 11: 127; 11: 139; 145; 11: 198; 11: 200; 11: 212; 11: 222; 11: 264; 11: 266; 11: 269-270; 11: 347; 11: 444; 112; 12: 176; 12: 181; 12: 243; 12: 254; 12: 257; 12: 418; 12: 427; 12: 445-446; 13: 26; 13: 34; 13: 99; 13: 136; 13: 205; 13: 221; 13: 243; 13: 264; 13: 316; 13: 329; 14: 18; 14: 39; 14: 48; 14: 68; 14: 171; 14: 277; 14: 299; 14: 330; 14: 324; 15: 3; 15: 42; 15: 98; 15: 235; 15: 296; 15: 333; 15: 347; 15: 351; 15: 434; 15: 560; 1: 79; 3: 143; 12: 113; 13: 79; 1: 37; 7: 499; 11: 117; 12: 118; 14: 26. 549 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 2: 358; 2: 221; 1: 257; 3: 17; 3: 227-228; 4: 3; 4: 37; 4: 168; 4: 204; 4: 246; 4: 335; 4: 338; 4: 369-370; 4: 446; 4: 478; 5: 24; 5: 34; 5: 61; 5: 70; 5: 126, 5: 150; 5: 216; 5: 242; 5: 249; 5: 255; 5: 296; 5: 394; 5: 398; 6: 80; 6: 94; 6: 195; 6: 241; 6: 247; 6: 316; 6: 322; 6: 337; 6: 378; 6: 484; 6: 567; 7: 129; 7: 162; 7: 181; 7: 260; 7: 269; 7: 426; 7: 462; 8: 84; 8: 131; 8: 260; 8: 420; 9: 48; 9: 60; 9: 62; 9: 249; 9: 256; 9: 368; 9: 349; 9: 351; 9: 458; 9: 464; 9: 466; 10: 210; 10: 231; 10: 250; 10: 333; 10: 346; 10: 364; 10: 396; 10: 496; 10: 497; 10: 580; 11: 5; 11: 138; 11: 175; 11: 117-179; 11: 213; 11: 215-219; 11: 264; 11: 266; 11: 346; 11: 354; 11: 368; 11: 439; 11: 473; 12: 9; 12: 96; 12: 136; 12: 137; 12: 252; 12: 345; 12: 352; 12: 356; 12: 386; 12: 402; 13: 7; 13: 117; 13: 125; 13: 128; 13: 132; 13: 150; 13: 193; 13: 199; 13: 211; 13: 212; 13: 229; 13: 371; 14: 18; 14: 71; 14: 144; 14: 164; 14: 165; 14: 168; 14: 177; 14: 275; 14: 202; 14: 298; 14: 304; 14: 314; 14: 419; 15: 3; 15: 11; 15: 77; 15: 77; 15: 78-79; 15: 138; 15: 185; 15: 186; 15: 196; 15: 285; 15: 304; 15: 386; 15: 456; 15: 449; 1: 154; 1: 416; 12: 334; 2: 10; 3: 12; 8: 121; 8: 309; 9: 49; 11: 418; 13: 81; 13: 169; 13: 225-226; 13: 247; 14: 123; 14: 369; 10: 358; 2: 398; 3: 248; 1: 327; 15: 71; 2: 238-239. 550 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 5: 110. 551 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 1: 8; 1: 9; 1: 442; 4: 239; 5: 78; 5: 150; 8: 342; 9: 330; 11: 416; 12: 148; 12: 294; 12: 259; 13: 50; 13: 52; 14: 319; 15: 103; 15: 138; 1: 84; 1: 130; 1: 145; 1: 188; 1: 87; 1: 416; 2: 281; 3: 12; 12: 332-333; 1: 118; 1: 140; 1: 171; 1: 173.

552 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 1: 82. Ebu İshâk, Zeccâc ve Ebû İshâk b. es-Serî adlarıyla anılan şahıs aynı kişidir.

Sadece zikredildiği künye ve isimlere atıf yapmak maksadıyla bu şekilde vermeyi tercih ettik.

553 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 1: 13; 1: 92; 2: 364; 3: 128; 4: 427; 4: 447; 5: 43; 8: 264; 9: 330; 9: 360; 9: 415; 10: 581; 11: 135; 11: 117-179; 12: 313; 13: 10; 13: 59; 14: 102; 14: 111; 14: 268; 15: 297; 1: 290; 14: 319. 554 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 1: 92; 2: 320; 3: 278; 4: 414; 5: 224; 6: 334; 6: 442; 7: 673; 9: 211; 9: 355; 9: 446; 11: 306; 13: 256; 13: 322; 14: 119; 14: 235; 2: 416; 13: 108; 2: 346; 3: 61; 9: 97; 13: 280; 14: 406. 555 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 1: 276; 4: 104; 4: 332; 6: 131-132; 8: 168; 8: 342; 8: 433; 11: 65; 13: 10; 15: 98; 15: 317; 15: 34. 556 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 1: 355; 4: 262; 4: 447; 8: 264; 11: 117-179; 8: 228; 14: 184; 15: 80; 15: 100; 8: 168. 557 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 1: 382. 558 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 1: 437. 559 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 1: 437. 560 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 1: 442; 3: 234; 4: 447; 11: 49; 11: 318; 5: 352; 2: 230. 561 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 2: 208-209.

Şümeyl,562 Ebû Türâb,563 Münzirî,564 Asmâî,565 Ebü’l-Heysem,566 İbni Sikkît,567

Kuteybî,568 Ebû Bekr İbnü’l-Enbârî,569 Ebû Tâlib,570 Ebû Amr,571 Hasan,572 Ebû Ubeyde,573

İbn Arafe,574 Ebû Bekr,575 Kisâî,576 Ebû Ma‘şer,577 Mukātil,578 Ebû Hâtim,579 Şâfiî,580

İkrime (ö. 105/723),581 Süddî (ö. 127/745),582 Ebû İshâk en-Nahvî,583 Ahmed b Yahyâ (ö.

291/094),584 Ebü’l-Abbas,585 Ebû Zeyd,586 Ebû Amr Şeybânî,587 İbn Büzürc,588 Şimr,589 Ebû Hîre,590 İbn Düreyd,591 Ebü’l-Hasan el-Lihyânî,592 İbn Kesîr (ö. 120/738),593 Ebû

Muâz en-Nahvî,594 Ebû Amr.595 Ayrıca onun bazı rivayetleri senet zincirleriyle vermesi

dikkat çekicidir. Bunlardan bazıları şöyledir: “Ahberanî Münzirî ‘an Ebi’l-Abbas ‘an Seleme ‘an Ferrâ”,596 “Ahberanî Münzirî ‘an Harrânî ‘an ibn-i Sikkît”,597 “ravâ Ebû’l-Evzâ ‘an İbn Abbas”,598 “Seleme ‘an Ferrâ,599 “Urve- Ebû Ubeyd-Esmâî”,600 “Münzirî ‘an Ebi’l-

562 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 2: 211; 13: 24. 563 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 2: 333. 564 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 2: 379; 13: 326; 11: 155; 11: 419; 1: 135; 12: 318; 15: 160; 14: 96; 4: 314; 15: 84; 13: 111; 13: 280; 14: 100-101. 565 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 4: 59; 4: 239; 5: 347; 1: 145; 1: 171. 566 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 4: 156; 8: 402; 15: 297; 3: 61. 567 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 5: 34; 11: 92-93; 12: 4; 12: 19; 12: 294; 13: 221; 14: 167; 6: 87-88. 568 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 5: 95. 569 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 5: 140; 5: 223-224; 6: 73; 6: 334; 7: 221; 9: 371; 13: 7; 13: 8; 2: 230; 15: 40. 570 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 5: 207. 571 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 6: 39. 572 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 6: 39; 8: 264; 9: 351; 10: 567; 2: 341. 573 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 6: 131-132; 7: 49; 9: 355; 11: 167; 11: 191; 13: 69; 13: 212; 14: 181; 14: 194; 14: 242; 1: 92; 11: 421; 14: 219; 15: 389; 2: 210; 14: 100-101. 574 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 6: 248; 12: 214; 14: 241; 14: 304; 15: 85. 575 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 6: 310-311; 13: 69. 576 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 6: 334; 8: 342; 13: 332; 1: 188; 2: 168; 2: 245; 2: 281; 6: 11; 1: 413; 1: 131; 2: 230. 577 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 6: 334. 578 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 9: 351.

579 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 15: 304; 2: 243; 13: 144. Buradazikredilen şahıs İbn Ebû Hâtim değildir. 580 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 8: 84; 1: 116; 1: 324. 581 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 5: 352; 1: 131; 14: 252. 582 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 2: 230. 583 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 4: 331; 5: 37; 9: 45; 12: 386; 13: 51; 5: 22. 584 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 7: 28-29; 10: 66; 11: 128; 4: 314. 585 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 12: 411; 15: 32; 14: 220; 7: 334-335; 14: 360; 1: 86-87; 12: 239; 10: 377; 1: 135; 9: 258; 14: 406. 586 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 1: 86-87; 14: 319; 14: 98. 587 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 1: 145. 588 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 8: 162. 589 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 10: 194; 11: 456; 1: 135. 590 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 11: 41. 591 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 1: 135; 592 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 11: 57; 15: 146. 593 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 13: 143; 3: 134; 3: 141. 594 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 3: 245; 2: 277. 595 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 1: 86-87; 3: 134; 3: 141. 596 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 1: 45. 597 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 2: 240; 11: 423; 14: 289. 598 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 2: 379.

Heysem”,601 “İbn Ebî Nüceyh ‘an Mücâhid”,602 Ebû Ubeyde ‘an Kisâî,603 “Ahbera ‘an Zaferânî ani’ş-Şâfiî”,604 “Münzirî ‘an Ebi’l-Abbas- Sa‘leb”,605 “Ahberani Münzirî ‘an

Ahmed b. Yahyâ / Ahberanî Münzirî ennehu seele Ahmed b. Yahyâ ”,606 “Sa‘leb ‘an İbn Arabî”,607 “İkrime ‘an İbni Abbas”,608 “Münzirî ‘an Hüseyin ‘an Fehm an Seleme ‘an Ebî

Ubeyde”.609

Ezherî’nin, Tehẕîbü’l-luġa adlı eserinden önce telif edilen ve ilk sistemli sözlük kabul edilen Kitâbü’l-ʿAyn’dan tefsir rivayetleri bağlamında istifade ettiği yerler olmuştur. Fakat Ezherî bu eserin müellifi olarak Halîl b. Ahmed’i değil Leys’i kabul etmektedir. Bu nedenle esere atıflar bu isim üzerinden olmuştur. Onun Leys’i eleştirdiği kısımlar610

olmakla beraber sözlüğünde, Leys611 ve İbnü’l-Muzaffer612 adlarını zikrettiğini

görmekteyiz.

Müellifin “müfessirler ve ehl-i tefsîr”613 şeklinde isim belirtmeden genel ifade

kullandığı yerler de vardır. Müfessirlerin ilgili ayetteki icmasından bahsettiği614,

müfessirlerin çoğu615 şeklinde geneli teşmile yönelik ifadeler kullandığı yerlerin yanı sıra

“birileri söyledi”, “denildi”, “tefsir etmişlerdir”, “tefsirde rivayet edilmiştir”, “tefsirde şöyle rivayet edilmiştir-gelmiştir”, “müfessirlerin bir kısmı” gibi formlarla nakilde bulunduğu kısımlar616 da mevcuttur. Onun bu ifade kalıplarını kullanması, kendi çağına

599 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 3: 90; 3: 278; 4: 246; 10: 110; 10: 651; 11: 138; 12: 81-82; 13: 58; 13: 126; 13: 132; 14: 180-181; 14: 294; 15: 92. 600 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 3: 159. 601 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 3: 202; 6: 423; 6: 581; 12: 108; 15: 522; 3: 58; 5: 112; 2: 273; 12: 228. 602 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 3: 234; 13: 248. 603 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 4: 255. 604 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 5:15. 605 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 5: 382. 606 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 6: 18; 6: 72; 7: 387; 12: 341; 13: 125. 607 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 6: 94; 6: 151; 7: 166; 7: 183; 8: 133; 8: 429; 10: 110; 12: 252; 12: 386; 14: 143; 14: 173. 608 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 6: 285. 609 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 9: 447. 610 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 2: 414; 4: 239; 8: 398. 611 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 1: 8; 1: 9; 2: 230; 2: 320; 4: 429; 5: 24; 5: 34; 5: 78; 5: 347; 6: 25; 8: 284; 9: 66; 9: 361; 11: 92-93; 11: 108; 11: 212; 13: 69; 13: 338; 14: 18; 14: 419; XV, 77; XV, 470; I, 123; I, 128; I, 145; IV, 132. 612 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 3: 405; 8: 35; 1: 87. 613 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 2: 194; 1: 37; 1: 42; 1: 14; 2: 243; 4: 268; 4: 315; 4: 339; 5: 15; 5: 392; 6: 332; 7: 247; 7: 541; 8: 264; 8: 418; 9: 55; 9: 79; 9: 97; 9: 129; 10: 655; 11: 128; 11: 256; 11: 415; 12: 234; 12: 377; 12: 397; 12: 399-400; 13: 40; 13: 142; 13: 171; 14: 164; 14: 243; 14: 256-257; 14: 236; 14: 227; 14: 297; 14: 298; 14: 420; 15: 247; 15: 185; 15: 470; 1: 92; 1: 99; 2: 416; 3: 395; 5: 47-48; 3: 108; 6: 26; 2: 145; 4: 132. 614 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 1: 15. 615 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 1: 252; 4: 177-178. 616 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 1: 82; 1: 177; 1: 252; 1: 355; 1: 373; 2: 294; 2: 312; 2: 344; 2: 386; 3: 60; 3: 227- 228; 4: 19; 4: 89; 4: 156; 4: 268; 4: 330; 4: 383; 4: 394; 4: 446; 5: 10; 5: 34; 5: 173; 6: 90-91; 6: 417; 8:

kadar telif edilen tefsirlere aşinalığını göstermektedir. Yine müfessirlerin herhangi bir mevzudaki ortak kanaatine dair Ezherî’nin görüş serdedebilmesi, tefsir birikimine işaret etmektedir. Ezherî’nin isim zikretme konusunda ketum davrandığı söylenemez. Aksine o naklettiği bilgilerde kimi zaman senetleri dahi vermekten kaçınmamıştır. Dil âlimlerinin pek çoğunun ismini veren müellif, müfessir kimliğiyle öne çıkan ilim adamlarına sıra geldiğinde ketum davranmaktadır. Tefsir ulemâsını ehl-i tefsîr, müfessirler şeklinde umumî bir biçimde tesmiye eden Ezherî, nadiren isim zikretmektedir. Yalnızca dört yerde Mukātil’e yer vermektedir. Bunların sadece birinde “tefsir sahibi Mukātil”617 ibaresine yer

verirken diğer kısımlarda sadece adını zikretmektedir.618 Tefsir hususunda müracat kaynağı

oldukça zengin olan Tehẕîbü’l-luġa’da, ilk dönem müfessirlerinden İbn Ebû Hâtim, Taberî ve Mâtürîdî’ye ismen atıf yoktur.

Tehẕîbü’l-luġa’nın tefsir içerikli atıflarında, sahabe ve tabiûn müfessirlerine özellikle İbn Abbas’a ve Mücâhid’e öncelik verilmiştir. Fakat sözlükte bu bağlamda en çok zikredilenler dilbilimsel tefsir alanında meşhur ilim adamları Ferrâ ve Zeccâc’tır. Nitekim sayısal veriler de bunu doğrular mahiyettedir. Zira Ezherî, Ferrâ’ya 360, Zeccâc’a ise 174 yerde atıf yapmıştır. Bu isimlere ek olarak Ebû Ubeyde, Münzirî ve İbnü’l-A‘râbî de sözlüğün temel tefsir kaynakları arasında yer almaktadır. Ezherî, Ebü’l-Fazl Muhammed b. Ebû Ca‘fer el Münzirî’den Herat’ta ders almıştır.619

Ezherî’nin sözlüğünde tefsire dair referans kaynağı olarak iki isim üzerinde yoğunlaşması dikkat çekicidir. Zira onun hicrî II. ve III. asırdaki pek çok dilbilimci-dilci arasından özellikle Ferrâ ve Zeccâc’ın görüşlerini aktarması, kendi görüşleriyle bu şahıslar arasında fikri bir yakınlık münasebetinden kaynaklanabilir. Çünkü tenkitsiz bir nakil genellikle tasdik anlamına gelir. Ayrıca Ezherî ve Zeccâc arasında öğrenci-hoca ilişkisi vardır. Ezherî Bağdat’ta dil ve lügat bilgini Zeccâc’ın derslerinden istifade etmiştir.620

Ferrâ ile böyle bir irtibatı yoktur. Çünkü Ezherî ve Ferrâ’nın hayatlarında kesişen bir zaman dilimi olmamıştır. Ferrâ hicrî 207 yılında vefat ederken Ezherî hicrî 282 yılında dünyaya gelmiştir. Buna ilaveten nahivde farklı eğilimleri olan iki isimden Tehẕîbü’l- luġa’daki tefsir nakilleri bağlamında istifade etmesi, onun ilme verdiği önemin

167-168; 8: 421; 8: 428; 9: 143; 9: 348; 9: 408; 10: 323; 10: 585; 11: 127; 11: 182; 11: 348; 13: 69; 13: 136; 13: 150; 13: 338; 13: 377; 14: 275; 14: 297; 14: 369; 14: 427; 15: 146; 15: 154; 15: 235; 15: 334; 1: 85; 1: 471; 1: 135; 2: 346.

617 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 15: 95.

618 Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, 4: 156; 9: 351; 10: 66. 619 Kıyıcı, “Muhammed b. Ahmed Ezherî”, 12: 65. 620 Kıyıcı, “Muhammed b. Ahmed Ezherî”, 12: 65.

göstergesidir. Zira Ezherî hem Kûfe dil ekolünün önde gelen ismi Ferrâ’dan hem de Basra dil ekolünün mensubu sayılan Zeccâc’tan alıntı yapmakta bir beis görmemiştir. Dolayısıyla onun nahivde çeşitli mezheplere yaklaşımında herhangi bir taassup görülmemektedir. Ayrıca adı geçen bu iki şahsiyetten tefsir bağlamında fazla nakil yapması, onların tefsir sahasında verdikleri ürünler sebebiyle de gayet tabidir. Zira her ikisi de Meʿâni’l-Ḳurʾân adlı eserleriyle tefsir tarihinde öne çıkmaktadır.

Halîl’in sözlüğünde tefsir verileri, Ezherî’ye nispetle azdır. Ezherî ile birlikte Arap sözlükçülüğünde, Kur’ân tefsirinden çekinmeyen aksine bu hususta iddialı bir tipoloji ortaya çıkmıştır. Baalbaki’ye göre II. ve III. asrın filologları tarafından çağdaşları olan dilcilerin Kur’ân yorumuna eleştiriler yöneltilmiştir. En şedid eleşitirilerin sahibi olan Ebû Ubeyde, Cermî’yi (ö. 225/840) eleştirirken çıkış noktası, onun yorumunun fakīhlerin yorumundan ayrışmasıdır. Yine Asmaî’ye yönelik eleştiri, Kur’ân yorumunda kendi reyine başvurması nedeniyledir. Onlara göre Kur’ân yorumu, fakīhlerin alanı olarak görülmektedir.621 İşte Ezherî’nin Kur’ân tefsirinde cesur davranmasının sebebi, bu tarihsel arkaplan bilgisiyle anlaşılır hale gelmektedir. Bilindiği üzere Ezherî dilci kimliğinin yanı sıra fakīh oluşuyla temeyyüz etmektedir.

Ezherî’nin sözlüğünde müfessirlerin görüşleri hacim itibariyle epey yer kaplamıştır. Daha önce de belirttiğimiz üzere, 9 sayfalık “abede” maddesi müfessirlerin altı sayfa yorumlarını içermektedir.622

Cevherî ise tefsirle alakalı naklettiği rivayetlerde dil ve tefsirde öne çıkan ilim adamlarına atıf yapmaktadır. Bu ilim adamları arasında özellikle Ahfeş, Ferrâ, Ebû Ubeyde ve İbn Abbas’ın isimleri sık zikredilmektedir. Tespit edebildiğimiz kadarıyla eṣ-Ṣıḥâḥ’ta Ahfeş’e toplamda 32 kez, doğrudan tefsirle ilgili bağlamda 24 kez atıf vardır.623 Ferrâ ise

toplam 22 yerde doğrudan tefsirle ilgili konularda 19 defa zikredilmektedir.624 Ebû

Ubeyde’ye 19 yerde müracaat edilmiştir.625 İbn Abbas ise toplam 14 defa zikredilirken

tefsir söz konusu olduğunda 10 kez anılmaktadır.626 Bu isimlerin yanı sıra sözlükte tefsir

kaynaklı malzemeyi edindiği diğer isimler ise Ebû Amr, Mücâhid, İkrime, Zeyd b. Sâbit 621 Baalbaki, The Arabic Lexicographical Tradition, 41-42.

622 ed-Davud, Eserü’d-Dilâlî li’l-Müfessirîn fî’l-Mu‘cemil’l-‘Arabî -et-Tehẕîb Numûzecen-, 13-16.

623 el-Cevherî, eṣ-Ṣıḥâḥ, 1: 57, 81; 2: 506, 532, 592, 647, 685, 727, 820, 845, 849; 3: 918, 1096, 1255; 4: 1331, 1641; 5: 1724, 1829, 1864, 1866, 2072, 2087, 2141. 624 el-Cevherî, eṣ-Ṣıḥâḥ, 1: 78, 109, 112-113, 205, 371; 2: 685; 3: 925, 933, 949, 1084, 1221; 4: 1320, 1375, 1509, 1578, 1581; 5: 1935, 2145; 6: 2320. 625 el-Cevherî, eṣ-Ṣıḥâḥ, 1: 65,112, 360; 2: 749, 785, 810, 820; 3: 1101, 1306; 4: 1316, 1487, 1497, 1546, 1558, 1634; 5: 1970, 2129, 6: 2205, 2529. 626 el-Cevherî, eṣ-Ṣıḥâḥ, 1: 65, 112-113; 2: 657, 810, 828; 4: 1397; 5: 1898, 1936, 1943; 6: 2404.

(ö. 45/665), Ebû Zeyd, Saîd b. Cübeyr, İbnü’l-A‘râbî, Katâde, İbni Sikkît ve Esmâî’dir. Fakat bunların adı diğerlerine nispeten çok sınırlı sayıda geçmektedir. Bunlara ek olarak müellif, bazı kısımlarda herhangi bir isim zikretmeden “kîle” ve “yukâl” kalıbıyla toplam 11 defa bilgi aktarımında bulunmaktadır. Ortaya çıkan bu sonuç, Cevherî’nin Basra dil ekolü çevresinde yetişmiş kişileri tefsirde önemsediğini göstermektedir. Dikkat edileceği üzere Cevherî, Mukātil b. Süleyman, İbn Ebû Hâtim ve İbn Cerîr et-Taberî gibi sistematik tefsir yazarlarından nakilde bulunmamaktadır.

Ahmed b. Fâris’in Muʿcemü meḳāyîsi’l-luġa’da tefsir bağlamında adını en çok zikrettiği isim Halîl b. Ahmed’dir.627 Hocası Ebü’l-Hasan Ali b. İbrâhim b. Seleme

Kattân’dan Halîl b. Ahmed’in Kitâbü’l-ʿAyn’ını okumuştur. Bu nedenle ondan istifade etmesi doğaldır. Halîl’in yanı sıra Ebû Zeyd el-Ensârî,628 Hasan,629 Katâde,630 Muhammed

b. Hârûn (ö. 307/919-20),631 İbn Düreyd,632 Ferrâ,633 Müberred,634 İbnü’l-A‘râbî,635

Mücahid,636 Enes b. Mâlik (ö. 93/711-12)637 ve Ebû İshâk el-Basrî Zeccâc638 da ayetleri

izah amaçlı zikredilmektedir. Muʿcemü meḳāyîsi’l-luġa’da isim zikredilmeden genel ifadelerle ilim ehli,639 tefsir ehli,640 müfessirler,641 bir kısım müfessirler642ve kimi

tefsirler643 gibi örtük referanslarla karşılaşmaktayız. Aynı şekilde bu tür genel ifadeleri çağrıştıran kîle,644 yukâl,645 kâlû: tefsîruha646 ve tefsir edilmiştir647 şeklinde

kaynakçalandırma mevcuttur. Kıraatla ilgili nakillerde de “okunmuştur” ve “şöyle okuyan kişinin kıraatinde” ibareleriyle bu tutum sürdürülmektedir.648

627 Ahmed b. Fâris, Muʿcemü meḳāyîsi’l-luġa,1: 16, 46, 77, 89, 137, 191, 195, 316; 3: 412; 3: 423; 4: 34; 4:

185; 4: 264.

628 Ahmed b. Fâris, Muʿcemü meḳāyîsi’l-luġa, 1: 6, 132. 629 Ahmed b. Fâris, Muʿcemü meḳāyîsi’l-luġa, 5: 213.