• Sonuç bulunamadı

TAR H: GENEL B R BAK

2.1. Tarihin Tan :

Bilimlerin s flanmas yla ilgili literatür incelendi inde birçok kaynak yedi bilim dal sosyal bilimler kategorisi içinde ele almaktad r. Bu bilim dallar Antropoloji,

Sosyoloji, Siyaset Bilimi, Co rafya, Tarih, Ekonomi, Psikoloji olarak s ralanmaktad r (Do anay, 2003: 23).Tarih Türkçede çok eskiden beri bilinen ve kullan lan bir kavramd r. Önasya kökenli olan tarih Türkçede Arapça ve Farsçada ayn ekilde ifade edilmektedir(D.V. .A. Cilt: 11, 777-799).

Geçmi ten günümüze ayn anlama gelmekle birlikte birçok bak aç yla tarihin çe itli tan mlar yap lm r.

Ahmet Cevdet Pa a Tarih-i Cevdet adl eserinde u tarifi yapm r;

lm-i tarih efrad nas vekai “ ve “masir-i maziyeye ve vükela ve havas-s hafaya ve serair-i mükteziyeye muttali” idüp, nef-i “amme-i âleme ait ve raci oldu undan amme-i e has mütalaas na mecbul ve beynel havas makbul ve mergup bir fenn-i kesir’ül menafidir”.

Yani “ tarih, halka geçmi in olay ve güzelliklerine, naz rlar ve seçkinlere gerekli gizli s rl bilgileri edindirip herkese faydal oldu undan bütün insanlar okumaya istekli ve seçkinlerce de makbul ve ra bet gören çok yararl bir ilimdir”( Baykara,1999: 2).

bn-i Haldun’ un tan ise öyledir; “Tarih, insanlar n ve kavimlerin hal ve durumlar n nas l de mi oldu unu, devlet s rlar n nas l geni lemi , kuvvet ve kudretlerinin nas l artm oldu unu, ölüm ve y lma ça gelinceye kadar yeryüzünü nas l imar ettiklerini bize bildirir”(Safran,2009: 18).

Türk Dil Kurumunun Türkçe Sözlü ün II. Cildinde;

“Tarih topluluklar , milletleri, kurulu lar etkileyen hareketlerden do an olaylar zaman ve mekân göstererek anlatan bu olaylar aras ndaki ili kileri daha önceki ve sonraki olaylarla ba lant lar kar kl etkilenmeleri, her milletin kurdu u medeniyetleri kendi iç sorunlar inceleyen bilim” eklinde bir tan m yap lm r.

Kafeso lu tarihi u ekilde tan mlamaktad r; “Tarih maksats z bir malumat de il, topluma hitap eden, cemiyetin haldeki durumuyla alakal ve ayn zamanda

Tarih kelimesi Arapça kökenli bir kelime olup, bir nesnenin zaman belirlemek demektir. Günlük konu ma dilinde ise tarih; hem geçmi te ya anm olaylar belirtir, hem de geçmi in, tarihçilerin çal malar nda yeniden olu turulup aktar lmas ifade eder (Tosh, 2005: 5).

Tarih, Arapça bir kelimedir ve sözlükte “vaktin bilinmesi” anlam ifade eder. Bu anlamda, “tarih”, her eyin zaman n kendisinde sona erdi i gayesi ve vaktidir. Tarihin konusu da zaman ve insand r. Fakat “tarih” kelimesinin asl konusunda ba ka görü ler de vard r. Baz lar na göre, “tarih” Sami dilinden bir kelime olup “v-r-h” asl ndan türemi tir. Bu yüzden kullan çok eskilere uzan r. Bu durumda, “tarih”in anlam , zaman birimi olarak “ay” n tan olur; bir yandan olay n, tarihi vaka’n n tespitini ve süresinin belirlenmesini, di er yandan ise, zaman sürecini, kronolojisini ifade eder. Bir k m tarih yazarlar ise, “tarih” kelimesinin Arapça olmay p, Farsça “mâh rûz”dan (ay’ n görülmesi) al narak Arapçala lm oldu unu söylerler; bu kelimede ay ba lang çlar n belirlenmesi anlam oldu unu görü lerine gerekçe gösterirler. Geçmi teki toplumsal olaylar olarak tarihe res gestae; bu olaylar konu alan disipline ya da bilime de historia rerum gestarum demi lerdir. Bu res gestae (geçmi te ya ananlar) anlam ndaki tarihtir. Ama filozoflar n birço u da, hem ya anm geçmi i adland rmakta, hem de bu geçmi i konu olarak alan disiplini anmada sadece historia (tarih) sözcü ünü kullanm lard r. (Do an,1994: 11).

Tarih, son zamanlarda s kl kla söylenen oldu undan farkl veya görmek istedi imiz ba ka türlü yazabilece imiz hayali bir metin de ildir. Tarihin, istenilirse tam tersinin de yaz labilece i türünden anlams z yakla mlar varolu umuzun do al bir bile eni olu u gerçe ini göz ard ediyor ve onu adeta sentetik bir bile enmi gibi görme yan lg içeriyor(Safran,2009: 19).

Tarih; niceliksel zaman aç ndan geçmi te olup bitenleri, toplumlar n geçirdikleri dönemleri yer ve zaman belirterek anlatan, geçmi te ya anan olaylar aras nda nedensel ili kiler kurmaya çal arak bu ili kileri belge ve kal nt lara dayand rarak sistematik olarak incelemeyi konu edinen bir disiplindir.Bu cümleden de olarak, bugün, tarih yoruma daima aç k vakalar n objektif bir ekilde tespiti eklinde anla lmaktad r. Bu anlamda tarih sosyal ilimlerden biridir.

Özbaran(1997: 96) tarihi, “geçmi te insanlar n yapt klar na, beklentilerine veya niyetlerine ve çektiklerine ili kin olarak, gerçekli e inan larak ortaya konulmu betimlemeler” olarak tan mlar. Lewis (Özbaran, 1997: 128) göre tarih, pek çok yanlar yla memnun edici olmayan bir bilgi dal r; güvenilmezdir, de kenlik gösterir, uyu mazd r, parçac klar halindedir, ço u zamanda inkârc r. Ancak bu niteliklerine ra men yine de geçmi e ili kin de erli bilgiler ta r. Be eri görüntüyü do ru yans r. Bu yüzden de yaln zca geçmi i de il, günümüz de olup biteni de anlayabilmek için gereklidir. Tarih yap itibariyle disiplinler aras çal an bir bilim dal r.

nsanl k tarihi d dünyadan ayr olarak özel bir var olu tur. Bilim içerisinde ona özel bir tan m kar k gelir. Tarihten genel ve özel olmak üzere iki ana karakter

kar z. E er tarihi genel kanunlar çerçevesinde kavrarsak, asla genel olarak tarihin kendisini elde etmi olamay z. Zira tarih kendi özeli içinde tektir.

Bilimin amac , gerçektir. Tarih bir sosyal bilimdir. Öyleyse tarih, gerçe i amaçlar. Tarih e itimcilerinin, temelde tarihin bir sosyal bilim oldu unu kabul etmeleri, bu ön kabulün aç mlar n fark nda olmalar ve di er bilim dallar nerede duruyor ise tarihi de oraya koymalar faydal olacakt r(Safran,2009: 20)

Braudel’e göre tarihi s rl bir tan m içinde anlatmak do ru de ildir. Tarih toplum ya am n belle idir. Tarihin içinde toplumlar n de imleri ve geli imleri, ortaya ç kan ideolojilerin olu mas na yard mc olan ko ullar bulunur. Tarihçiler, be eri bilimlere zemin olu turarak bir arka plan vermekte, bu durum ise bilginin geçerli olabilece i kültürel alan olu turmaktad r (Özbaran, 2005: 10).

Özbaran tarihi iki ekilde ifade etmi tir. Bunlardan ilki; “Gerçekle mi oldu una inand z ama ortaya ç kar lmam veya tarihçiler, uzmanlar ya da yorumcular taraf ndan biçimlendirilmemi , ke fedilmemi geçmi dü üncesi”dir. Di er bir ifade ise, “Geçmi le u ra an ki ilerin kan tlara ve belgelere dayanarak kurmaya ve

ekillendirmeye çal klar geçmi imgesi”dir(Berk,2008: 14).

Tarih bir vaka olarak yer ve zaman içindeki insan n ya am çal ma alan olarak insan n sosyal hayat n incelenmesidir. Yöntem olarak olaylar zaman ve mekân içinde

mekân içinde s rl ve süreklili ini fark etmek ve bunun fark nda olmak demektir. Tarih sadece malzeme sa lamaz bir çerçeve bir alg lama alan bir perspektif sunar. Tarihin sadece geçmi le de il bugün ve gelecekle ilgili bir disiplin oldu unu da bilmemiz gerekir( vg n,2009: 37).

Tarihi, sosyolojik ba lamda tan mlayanlardan biri olan Mills’e (2000, 245) göre tarihsel çal malara önem vermekle toplumsal yap lar n önemini kavrayabilme ans z ço al r. Tarihçiler ço u kere kaz bilimin sunduklar sayesinde tarih hakk nda de erlendirmelerde bulunmaktad rlar. Dilek’e(2002: 5) göre, bilinmesi gereken en temel nokta tarihin geçmi veya geçmi in aynas olmad r. Tarih geçmi i inceleyen bir çal ma alan r. Dolay yla hiçbir zaman geçmi in kendisi de ildir( Ak no lu,2007:138-139).