• Sonuç bulunamadı

TEK TARAFLI OLARAK SONA ERDĠRME

Belgede Simsarlık sözleşmesi (sayfa 146-156)

C) ÜCRET VE GĠDER TALEP ETME HAKKININ DÜġMESĠ

I. TEK TARAFLI OLARAK SONA ERDĠRME

Borçlar Kanunu gereğince, vekâlet sözleĢmesi taraflarına sözleĢmeyi diledikleri zaman tek taraflı irade beyanları ile sona erdirme imkânı tanınmıĢtır. Bu imkân 818 sayılı eski Borçlar Kanunu’nun 396. maddesinde “Vekâletten azil ve

ondan istifa her zaman caizdir.” Ģeklindeyken; Türk Borçlar Kanunu’nun 512.

maddesinde, “Vekâlet veren ve vekil, her zaman sözleşmeyi tek taraflı olarak sona

erdirebilir.” Ģeklinde kaleme alınmıĢtır. Buna göre, eski Borçlar Kanunu’da "azil ve istifa" ifadeleri kullanılırken, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda "tek taraflı sona erdirme" ifadesi kullanılmıĢtır910.

Simsarlık sözleĢmesi sebep gösterilmeden her zaman tek taraflı bir irade beyanı ile sona erdirilebilir. Öte yandan simsarın edimi külfet niteliğinde olduğundan ve aktif çalıĢma mecburiyeti bulunmadığından diğer sona erme sebepleri özellikle ikale sözleĢmesi teorik düzeyde kalır.

Azil ve istifa, vekâlet sözleĢmesinin vekil ya da vekâlet veren tarafından bir sebebe dayanması gerekmeksizin, tek taraflı, varması gereken bir irade beyanıyla, ileriye etkili911 olarak sona erdirilmesidir912. Vekâlet verenin sözleĢmeyi tek taraflı

908 ġahiniz, s. 142; Bozkurt, s. 148; Bakar, s. 75. 909 Bakar, s. 75; ġahiniz, s. 142.

910 Azil kavramının Almanca’daki karĢılığı “Widerruf” olup, “geri” anlamına gelmektedir. 911

Aynı yönde Yargıtay kararı için: “(…) Davacı, bu davasında her ne kadar davalıya vekâleten dava dışı borçlu C Ltd. Şti ve arkadaşlarına karşı başlattığı takip sonucu borçlu şirketin şahsına ve ailesine tehditler nedeniyle istifa etmek durumunda kaldığını hak kazandığını ileri sürerek talepte bulunmuş ise sürülüş biçiminden de açıkça anlaşıldığı gibi davacının davalı neden

irade beyanı ile sona erdirmesi azil iken, vekilin sona erdirmesi istifadır913. Simsarlık sözleĢmesi açısından ise, iĢ sahibinin tek taraflı olarak simsarlık sözleĢmesini sona erdirmesi azil; simsarın sona erdirmesi istifadır. Azil ve istifa hukukî niteliği itibariyle, bozucu yenilik doğuran hak olarak değerlendirilir914. Tek taraflı sona erdirme hakkı Kanunda herhangi bir Ģekil Ģartına tabi kılınmamıĢtır, dolayısıyla hak sahibi bu hakkı zımnen, delalet edici bir eylem ile ya da açıkça dilediği Ģekilde kullanabilir915. TTK m. 18 f. 3 hükmünde, tacirler arasında sözleĢmeyi feshe, sözleĢmeden dönmeye iliĢkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılacağı öngörülmüĢtür. Her iki tarafın da tacir olması ve simsarlık sözleĢmesinin tarafların ticarî iĢletmesini ilgilendirmesi916

hâlinde, tek taraflı sona erdirme hakkı bu Ģekle uygun olarak kullanılmalıdır917

.

Tek taraflı irade beyanının vekâlet sözleĢmesi bakımından Ģarta bağlı olarak yapılıp yapılamayacağı hususu tartıĢmalıdır. Aynı tartıĢma simsarlık sözleĢmesi için de geçerlidir. Doktrinde bir görüĢe göre, tek taraflı sona erdirme hakkı yenilik olmadığı gibi toplanan delillerden davalının istifaya neden olabilecek herhangi bir kusurunun varlığı saptanamamıştır. Hal böyle olunca davacı davalıdan sadır olmayan ve dışarıdan geldiğini iddia ettiği tehditler nedeniyle vekillikten istifa ettiğini ileri sürerek müvekkilinden talepte bulunamaz. BK 396/1 maddesine göre vekillikten istifa her zaman mümkün olup bu istifa vekâlet ilişkisini ileriye doğru sona erdiren bozucu ve yenilik doğuran bir işlemdir. Vekilin istifa hakkını her zaman kullanması mümkündür. Avukatlık Kanunu‟nun 174/1 Maddesine göre de üzerine aldığı işi haklı bir sebep olmaksızın takipten vazgeçen avukat ücret talebinde bulunamaz. Az yukarıda açıklandığı gibi davacının istifasında davalı yönünden haklı bir neden bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken…” (13. HD., 05.07.2005 tarih 2956/11493, www.sinerjimevzuat.com.tr, EriĢim Tarihi: 01.02.2019). Aynı yönde Yargıtay kararları için bkz. Yargıtay 13. HD., 09.03.2010, 9343/2815; Yargıtay 4. HD., 15.05.1980 tarih 1600/6365, www.sinerjimevzuat.com.tr, EriĢim Tarihi: 01.02.2019).

912 Hatemi/Serozan/Arpacı, s. 431-433; Akıncı, (Vekâlet), s. 54; Aral/Ayrancı, s. 433; Yavuz, s. 674;

ġahiniz, s. 145; Tandoğan, s. 619; Ayhan/Çağlar, s. 527-528; Seçer, s. 892; TaĢdelen, s. 113-114; Kayıhan, ġ./Ünlütepe, M., Vekâlet SözleĢmesinin Kendine Özgü Sona Erme Sebepleri, FSM Ġlmî AraĢtırmalar Ġnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, S. 3, Y. 2014, s. 180; Sarı, s. 83-84.

913 Akıncı, (Vekâlet), s. 54; Sarı, s. 77; TaĢdelen, s. 113; ġahiniz, s. 145. 914

Eren, s. 715; ġahiniz, s. 145; Tandoğan, s. 619; Akıncı, (Vekâlet), s. 59; Sarı, s. 89; Kayıhan/Ünlütepe, s. 181; Seçer, s. 882. Aynı yönde Yargıtay kararları için bkz. Yargıtay 13. HD., 09.03.2010 tarih 9343/2815; Yargıtay 4. HD., 15.05.1980 tarih 1600/6365, www.sinerjimevzuat.com.tr, EriĢim Tarihi: 01.02.2019. Bozucu yenilik doğuran hakka iliĢkin ayrıntılı bilgi için bkz. Buz, V. Medeni Hukukta Yenilik Doğuran Haklar, Ankara 2005, s. 191 vd.

915 Akıncı, (Vekâlet), s. 62; Eren, s. 715; Seçer, s. 883-884; Tandoğan, s. 622; Kayıhan/Ünlütepe, s.

183; Sarı, s. 86.

916 Her ne kadar kanunî ifadede tarafların ticarî iĢletmesi ile ilgili olma Ģartı aranmasa da hükmün

istisnaîliği dikkate alındığında dar yorumlanması gerektiği, dolayısıyla her iki tarafın tacir olmasının yanı sıra tarafların ticarî iĢletmesini ilgilendirmesi de gerektiği savunulmaktadır, Arkan, s. 160.

doğuran hak niteliğinde olması sebebiyle kural olarak Ģarta bağlanamaması gerekirken, vekâlet sözleĢmesinde diğer tarafın da tek taraflı sona erdirme hakkı bulunduğu için, kararsızlık hâlinde bu hak kullanılabileceğinden azil ve istifanın Ģarta bağlanabileceği ileri sürülmektedir918. Bir baĢka görüĢe göre ise, her ne kadar hukuki güvenlik ve kesinlik ihtiyacı gerekçesiyle yenilik doğuran hakkın kural olarak Ģarta bağlanması mümkün değilse de tek taraflı sona erdirme hakkının kullanılması muhatap bakımından belirsiz bir durum yaratmıyorsa, Ģarta bağlı Ģüpheli durum muhatap açısından katlanılmaz değilse hakkın Ģarta bağlı olarak kullanılmasında bir sakınca yoktur919. Özellikle Ģartın gerçekleĢmesinin, muhatabın iradesine bağlı olduğu durumlarda, bu imkânın kullanılmasında bir engel bulunmamaktadır920

. Bizim de katıldığımız diğer görüĢe göre ise, tek taraflı sona erdirme hakkı, kesinlik ve açıklık gerektiren bozucu yenilik doğuran bir hak olduğundan Ģarta bağlanamaz921

.

Tek taraflı sona erdirme için haklı bir sebep olması gerekmemesi bir tarafa, sebebin bulunması dahi gerekmez922. Bu, taraflar arasındaki güven iliĢkisine dayanan vekâlet sözleĢmesine özgü bir sona erme sebebidir923. Söz konusu sona erme sebebinin, simsarın edimi yerine getirmeye yönelik teknik anlamda bir borcunun bulunmaması, iĢ sahibinin aracı olunan asıl sözleĢmeyi yapıp yapmamak konusunda serbest olması ve sözleĢmenin taraflar arasındaki güvene dayanması sebepleriyle simsarlık sözleĢmesi için de geçerli olduğu kabul edilmelidir924

. Taraflardan birinin tek taraflı irade beyanıyla sona erdirme hakkını kullanması neticesinde, simsarlık sözleĢmesi sona erer ve tarafların bu sözleĢmeden doğan tüm yükümlülükleri geleceğe etkili olarak ortadan kalkar925

.

918

Tandoğan, s. 622.

919 Sarı, s. 89. Aynı yönde bkz. Gökyayla, E. Avukatlık SözleĢmesinin Avukatın Azli ve Ġstifasıyla

Sona Ermesi, Ankara 2007, (Avukatlık sözleĢmesi), s. 50.

920

Erdem, M. Vekâletten Azil ve Ġstifa (Vekâlet SözleĢmesinin Tek Taraflı Olarak Sona Erdirilmesi), Erdoğan Teziç'e Armağan, Ġstanbul 2007, s. 951; Seçer, s. 885; Sarı, s. 89.

921 Eren, s. 715; Akıncı, (Vekâlet), s. 61.

922 Ayhan/Çağlar, s. 527; Kurt, s. 1443; Kayıhan/Ünlütepe, s. 181; Tandoğan, s. 620; TaĢdelen, s.

113; Seçer, s. 879 Yalçınduran, s. 46; Sarı, s. 90-91.

923

Tandoğan, s. 620; Seçer, s. 879; Sarı, s. 69; Kayıhan/Ünlütepe, s. 181; Kurt, s. 1443.

924 ġahiniz, s. 146; Ayhan/Çağlar, s. 527; Arkan, s. 739; Ülgen, s. 739; TaĢdelen, s. 113.

925 Akıncı, (Vekâlet), s. 59; Yalçınduran, s. 99; Seçer, s. 892; Gökyayla, (Avukatlık SözleĢmesi), s. 56

Kanun koyucu, TBK m. 512 hükmü ile taraflara nedensiz ve her zaman kullanabilecekleri bir sona erdirme hakkı tanırken, bunun uygun olmayan zamanda926 kullanılması hâlinde tek taraflı sona erdiren tarafın diğerinin zararını gidermekle yükümlü olacağına hükmetmiĢtir. Bu hakkın uygun olmayan zamanda kullanılması hâlinde dâhi vekâlet sözleĢmesi derhâl sona erer; bir baĢka deyiĢle uygun olmayan zamanda bu hakkın kullanılması yasaklanmamıĢtır, yalnızca bundan dolayı ortaya çıkan zararın tazmini zorunluluğu getirilmiĢtir927. Vekâlete iliĢkin bu hükmün simsarlık sözleĢmesi için de uygulanıp uygulanmayacağı doktrinde tartıĢmalıdır. Azınlıkta kalan bir görüĢe göre, bu hüküm simsarlık sözleĢmesi için uygulama alanı bulmaz928. Zira iĢ sahibi, simsarın aracılık ettiği sözleĢmeyi yapıp yapmamakta serbestken, simsarın ise asıl sözleĢmenin kurulmasını sağlamaya yönelik aktif faaliyet gösterme yükümlülüğü olmadığı için, her iki tarafın da tek taraflı sona erdirme sebebiyle zarara uğraması söz konusu olamaz929. Bizim de katıldığımız hâkim görüĢe göre ise, TBK m. 512’deki bu hüküm simsarlık için de geçerlidir930

. Öte yandan, simsarlık sözleĢmesinin tesadüfî bir niteliğe sahip olması, söz konusu hükmün adi vekâletteki kadar geniĢ bir Ģekilde uygulanmasını engeller. Bir baĢka deyiĢle, hükmün simsarlık sözleĢmesinde çok daha sınırlı bir uygulama alanı vardır931. Tek taraflı sona erdirme hakkının uygun olmayan zamanda kullanıldığı gerekçesiyle tazminat talebinde bulunulabilmesi için tek taraflı sona erdirme yüzünden karĢı tarafın zarara uğraması (olumlu Ģart) ve karĢı tarafın sona erdirmeyi haklı kılan bir sebep932

yaratmamıĢ olması (olumsuz Ģart) Ģartlarının birlikte

926 Uygun olmayan zaman kavramı hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Sarı, s. 135 vd. 927

Sarı, s. 129; Akıncı, (Vekâlet), s. 119-120.

928 Arkan, s. 202, dpn. 3, dpn 6; Ülgen, s. 740; Yasasever, s. 670.

929 Yasasever, s. 670; Ülgen, s. 740; Arkan, s. 202, dpn.3, 6. Bu görüĢ için Gautschi, Tercier, bkz.

ġahiniz, s. 150. ġahiniz'e göre, "iĢ sahibinin sunulan asıl sözleĢmeyi kabul etmekten kaçınabilme hakkı" ile " simsarlık sözleĢmesini her zaman tek taraflı sona erdirme hakkı" benzer nitelikte görünse de birbirinden farklı ve bağımsız haklardır. Zira iĢ sahibinin simsarın sunduğu asıl sözleĢmeyi kabul etmemesi hâlinde, simsarlık sözleĢmesi sona ermeyeceğinden, simsar bir baĢka asıl sözleĢme sunma ve buna bağlı olarak ücrete hak kazanma ihtimaline hâla sahiptir. Öte yandan tek taraflı sona erdirme hakkının kullanılması hâlinde, simsarlık sözleĢmesi son bulur ve simsar açısından ücret alma olasılığı artık kalmaz. Dolayısıyla, iĢ sahibinin sunulan asıl sözleĢmeyi kabul edip etmemekte serbestiye sahip olması, uygunsuz zamanda kullanılan tek taraflı sona erdirme hakkının karĢı tarafın zararını tazmin borcu yarattığına iliĢkin hükmün simsarlık sözleĢmesine uygulanmasına engel teĢkil etmez. ġahiniz, s. 154-155.

930 Bilge, s. 323; ġahiniz, s. 150-151; Kurt, s. 1442. 931 ġahiniz, s. 152-15; Seçer, s. 807.

bulunması gerekir933. Tek taraflı sona erdirme hakkının uygunsuz bir zamanda kullanıldığı hususundaki ispat yükü, tazminat talep eden taraftadır934

.

Tek taraflı sona erdirme iĢlemine maruz kalan taraf, sadece menfi zararının tazminini talep edebilir935. Ġsviçre Federal Mahkemesinin bazı kararlarında ve doktrinde, talep edilebilecek zararın, tek taraflı sona erdirme hakkının her an kullanılma ihtimali sebebiyle öngörülmesi beklenen olağan zararları aĢan özel bir zarar olduğu kabul edilmektedir936. Ayrıca iĢ sahibi tarafından tek taraflı sona erdirme sonucunda simsarın yapmıĢ olduğu masrafları talep etmesi bunun sözleĢmede kararlaĢtırılmıĢ olması hâlinde mümkündür, aksi hâlde azledilmiĢ bir simsar yapmıĢ olduğu masraflar sebebiyle zarara uğramıĢ sayılmaz937

. TBK m. 512 gereğince talep edilecek tazminatın hukukî niteliği hususu tartıĢmalıdır. Bir görüĢe göre, taraflar hukuk düzeni tarafından kendilerine tanınmıĢ olan bir hakkı kullandığından, bu durumda sözleĢmeye aykırılıktan bahsedilemez; tazminat kanunî borç niteliğindedir938. Bizim de katıldığımız diğer görüĢe göre ise, ödenecek tazminat akitten doğmaktadır. Buna göre, uygun olmayan zamanda kullanılan tek taraflı sona erdirme hakkı sadakat veya özen borcuna aykırılık oluĢturduğundan, sözleĢmeye dayanan bir tazmin sorumluluğu söz konusudur 939

.

Doktrinde ve mahkeme içtihatlarında hâkim olan görüĢe göre, adi vekâlet sözleĢmesinde azil veya istifadan feragat edilemeyeceği ve sınırlanamayacağı kabul edilmektedir940; bir baĢka deyiĢle tek taraflı sona erdirmeye iliĢkin hüküm

933 Eren, s. 716; Akıncı, (Vekâlet), s. 119; ġahiniz, s. 154 vd.

934 Akıncı, (Vekâlet), s. 120; Kayıhan/Ünlütepe, s. 186; Seçer, s. 902. Örneğin, simsarın aracılık

faaliyeti için önemli bir masraf yapmasından hemen sonra azledilmesi örnek gösterilebilir.

935

Sarı, s. 139; Seçer, s. 899; Aral/Ayrancı, s. 435; Eren, s. 716; Yavuz, s. 674; Tandoğan, s. 638; ġahiniz, s. 154; Bakar, s. 76; Hatemi/Serozan/Arpacı, s. 438.

936 ġahiniz, s. 154-155. Farklı görüĢ için bkz. Sarı, s. 143 vd.; Seçer, s. 900. 937 Arkan, s. 202; ġahiniz, s. 155.

938

Aral/Ayrancı, s. 435; Sarı, s. 131; Seçer, s. 898; Gökyayla, (Avukatlık SözleĢmesi), s. 115. Uygun olmayan zamanda yapılan tek taraflı sona erdirme sonucunda talep edilen tazminatın sözleĢmeye aykırılığa dayanan tazminat değil, hakkaniyete dayanan tazminat olduğu görüĢü savunulmaktadır. Zira burada, her zaman ve sebepsiz kullanılabilen tek taraflı sona erdirme hakkının yol açtığı olumsuz sonuçların giderilmesi söz konusudur. ġahiniz, s. 153; Aral/Ayrancı, s. 435.

939 Akıncı, (Vekâlet), s. 115; Tandoğan, s. 640. GörüĢün eleĢtirisi için bkz. Sarı, s. 132.

940 Aynı yönde Yargıtay kararı için: “(…) Davacı avukat ile davalı arasında 7.11.1996 tarihinde yapılan sözleşme ile sözleşmenin 20.10.1996 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere üç yıl süreli olduğu avukatın belli bir mesaiye bağlı olmaksızın davalı şirketin hukuk müşavirliği ve sürekli avukatlık hizmetlerini yürüteceği, 8.maddesi ile de avukatın haklı bir sebep olmaksızın görevinden çekilmeyeceği, şirketinde haklı bir sebep olmaksızın azil etmeyeceği, haksız azil ve sözleşmenin feshi hâlinde, sözleşme süresinin kalan kısmı üzerinden avukata bu sözleşmeden doğan hak ve

emredicidir, sözleĢme ile aksi kararlaĢtırılamaz941. TBK m. 520 f. 2 hükmü ile yapılan atıf gereğince simsarlıkta da uygulama alanı bulan bu hükmün, simsarlık için de emredici nitelikte olup olmadığı, bir baĢka deyiĢle azil ya da istifa hakkından feragat edilip edilemeyeceği hususu tartıĢmalıdır. Doktrinde bir görüĢe göre, vekâlet sözleĢmesine iliĢkin bu hususun simsarlık sözleĢmesine uygulanamayacağı, simsarlık müessesesinde tek taraflı sona erdirme hakkından süreli feragatin mümkün olduğu kabul edilmektedir. Öte yandan, bu görüĢteki yazarlar, simsarın hastalanması gibi önemli sebeplerin mevcudiyeti hâlinde tek taraflı sona erdirme hakkının kullanılacağını savunmaktadır942. Bizim de katıldığımız hâkim görüĢe göre ise, simsarlık sözleĢmesinde de azil ya da istifa hakkından önceden feragat edilemez943

. Simsarlık iliĢkisinin esasında güven iliĢkisi vardır; bu tür bir feragat güven iliĢkisi sona ermesine rağmen simsarlık iliĢkisinin devam etmesi gibi tercih edilmeyen sonuçlara sebep olur944

.

Tek taraflı sona erdirme hakkını ortadan kaldıran ya da sınırlayan kayıtların değiĢik görünüm biçimleri vardır. ġöyle ki feragat, simsarlık sözleĢmesinde tek alacaklarının toplamının, hizmet tazminatı olarak ödeneceği hükümleri kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin 11.3.1997 tarihinden geçerli olmak üzere davalı tarafından feshedildiği, feshin ve vekâletten azlin haksız olduğu sabit olup, esasen bu hususlar taraflar arasında da ihtilafsızdır. Vekâlet sözleşmesi karşılıklı güvene dayalı bir sözleşme olup, güven sözleşmenin önemli bir özelliğini teşkil eder. Bu nedenle taraflardan her biri, sözleşmeyi her zaman feshedebilir. Yani vekâletten istifa ve azil BK. 396/1.maddesi gereği her zaman caizdir. O halde, istifa ve azil hakkından önceden feragati öngören veya zorlaştıran kararlaştırmalar geçersizdir. Bu nedenle, taraflar arasında düzenlenmiş bulunan sözleşmenin 8. maddesinin, az yukarıda açıklanan ilkelere aykırı hükmü de geçersizdir. Ne var ki buna rağmen, azil haksız olduğu için davacı ücretin tamamına hak kazanır. Ancak, BK. 390 ve 325. maddeleri uyarınca davacının işi yapmadığından dolayı tasarruf ettiği, yahut diğer bir iş ile kazandığı ve kazanmaktan kasten feragat eylediği şeylerin ücretinden indirilmesi gerekir.” (13. HD., 7.11.1997 tarih 7395/8923, www.sinerjimevzuat.com.tr, EriĢim Tarihi: 01.02.2019). Aynı yönde Yargıtay kararı için bkz. Yargıtay 3. HD., 29.12.1997 tarih 11339/12497, HGK. 05.05.1993 tarih, 1-797195, 13. HD., 29.12.1997 tarih, 7395/8923 sayılı karar, www.sinerjimevzuat.com.tr, EriĢim Tarihi: 01.02.2019.

941 Hatemi/Serozan/Arpacı, s. 436; Akıncı, (Vekâlet), s. 66; Aral/Ayrancı, s. 434; Yalçınduran, s. 51;

Tandoğan, s. 623; Bilge, s. 301; Buz, s. 417; Gökyayla, (Avukatlık SözleĢmesi), s. 65; Olgaç, s. 164. Bu hususta farklı görüĢler hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Akıncı, (Vekâlet), s. 65 vd; Sarı, s. 102 vd.; Seçer, s. 889 vd.; Yalçınduran, s. 51 vd. Doktrinde bir görüĢe göre, söz konusu hükmün emredici olup olmadığı tartıĢması yapılırken, tipik, olağan vekâlet ile isimsiz, karma veya sui generis vekâlet sözleĢmeleri arasında ayrım yapılması gerekir. Tipik, olağan vekâlet sözleĢmeleri mutlak bir güven iliĢkisine dayandığından bu sözleĢmeler için emredici nitelikteyken; isimsiz, karma veya sui generis vekâlet sözleĢmeleri açısından emredici değildir, Eren, s. 716; Seçer, s. 891-892.

942

Becker, (Çev. Dura), s. 82.

943 Kurt, s. 1442; Ülgen, s. 739; ġahiniz, s. 160; TaĢdelen, s. 114; Arkan, s. 202; Bakar, s. 76; Yavuz,

s. 1283; Yasasever, s. 670.

taraflı sona erdirme hakkının açıkça yasaklanması Ģeklinde olabileceği gibi azil ya da istifa hakkının kullanılması durumunda cezai Ģart945

ödeneceğine dair bir kayıt Ģeklinde de olabilir946. Tek taraflı sona erdirme hakkının dolaylı ya da doğrudan sınırlandığı bu durumlarda, söz konusu kayıtlar batıl kabul edilir. Bu kayıtlara rağmen, tarafların sözleĢmeyi her zaman tek taraflı olarak sona erdirme hakları devam eder947. Simsarlık sözleĢmesinin sona erdirilmesi için feshi ihbar süresi öngörülmesi hâlinde, bu kaydın akıbetinin ne olacağı tartıĢmalıdır. Bir görüĢe göre, TBK m. 512 hükmünün emredici niteliğiyle bağdaĢmadığı için bu kayıt geçersizdir948. Diğer görüĢe göre ise, tek taraflı sona erdirme hakkının belirli süre için yasaklanması durumunda bu kayıt geçersizken, bu hakkın, kullanılmasından belirli bir süre sonra hüküm ifade edeceğine dair kayıtlar geçerliliğini korur949. Öte yandan, simsarlık sözleĢmesinin belirli süreli olarak kurulması, azil ya da istifa haklarının sınırlandırıldığı anlamına gelmez. Zira belirlenen sürenin sonunda sözleĢmenin kendiliğinden sona erecek olması, bu süre içinde tarafların tek taraflı sona erdirme haklarını kullanamayacağı anlamına gelmemektedir950

. Simsarlık sözleĢmesinin iĢ sahibi tarafından tek taraflı sona erdirme hakkının kullanılması sonucu sona ermesi hâlinde, simsarın azli sonrasında yapılan asıl sözleĢme ile simsarın aracılık faaliyeti arasında nedensellik bağı bulunuyorsa, iĢ sahibi simsarın ücretini ödemek zorundadır951

. Zira bu durumda, asıl sözleĢmenin yapılması, simsarın azledilmeden önceki çabası sayesindedir. Bu durumda, simsar asıl sözleĢmenin yapılması ile kendi aracılık faaliyeti arasındaki nedensellik bağını ispatlamakla yükümlüdür952

.

Birden fazla vekilin yalnız baĢına hareket ettiği vekâlet sözleĢmelerinde, vekillerden birinin iĢinin tek taraflı irade ile sona erdirilmesi, diğerlerinin vekâlet

945

Aynı yönde Yargıtay kararı için bkz. 3. HD., 29.12.1997 tarih 11339/12497, www.sinerjimevzuat.com.tr, EriĢim Tarihi: 01.02.2019.

946 Ülgen, s. 739; Akıncı, (Vekâlet), s. 66-67; ġahiniz, s. 163; Yalçınduran, s. 50; Kayıhan/Ünlütepe,

s. 188; Seçer, s. 901; Sarı, s. 94-95.

947

ġahiniz, s. 160-163; Yalçınduran, s. 50.

948 Kayıhan/Ünlütepe, s. 188. Bu görüĢteki yazar: Guggenbühl, bkz. ġahiniz. s. 162. 949 ġahiniz, s. 162-163.

950 Becker, (Çev. Dura), s. 82; TaĢdelen, s. 113; ġahiniz, s. 162 951

Arkan, s. 202; Ülgen, s. 740.

952 Bilge, s. 323; Ülgen, s. 740; Arkan, s. 202, dpn. 5. Aynı yönde Yargıtay kararları için bkz. 3. HD.,

20.01.2011 tarih 19951/59; 07.06.2012 tarih 11429/1456 sayılı kararlar için bkz. Ülgen, s. 740, dpn. 110.

sözleĢmesini sona erdirmez953; bu durumda diğer vekillerin yaptığı iĢlere iliĢkin müteselsil sorumluluk, sözleĢmesi sona erdirilen vekil için ortadan kalkar954. Vekâlet veren, birden fazla vekilin bulunduğu vekâlet sözleĢmesini tamamen sona erdirmek istiyorsa, vekillerin tamamı için tek taraflı sona erdirme hakkını kullanmalıdır; vekillerin ortak bir temsilcisi varsa temsilciye yöneltilecek beyan da sözleĢmeyi sona erdirmek için yeterlidir955

.

Birden fazla vekil, yalnızca birlikte hareket etme kabiliyetine sahip miras ortaklığı ya da adi Ģirket956

ise, vekâlet veren sözleĢmeyi sona erdirmek niyetindeyse, ya hepsine bu iradesini bildirmeli ya da vekillerin ortak temsilcilerine bildirmelidir. Bazıları ile sözleĢmeye devam etmek istiyorsa, tamamına karĢı tek taraflı sona erdirme hakkını kullandıktan sonra, dilediği kiĢilerle yeni bir vekâlet sözleĢmesi yapabilir957.

Doktrinde miras ortaklığı gibi kanunî ortaklık teĢkil eden birden çok vekilden birinin yalnız baĢına istifa ederek bu ortaklıktan ayrılamayacağı fikri savunulmaktadır958. Birden çok vekil de ancak birlikte hareket etmek suretiyle vekâlet sözleĢmesini sona erdirebilir959. Ġstifa hakkının kullanılması bakımından birlikte karar verme zorunluluğu, bu kiĢilerin birlikte vekâleti kabul ederken ortaya çıkan birlikte hareke etme iradesinin bir gereğidir960. Ancak bizim de katıldığımız diğer görüĢe göre ise, birlikte vekillerin tek baĢına istifa edememesi, emredici nitelikte olan her zaman kullanılabilen tek taraflı sona erdirme hakkına aykırılık oluĢturur. Dolayısıyla birlikte vekillerden her biri dilediğinde tek baĢına istifa edebilmeli, vekâlet sözleĢmesinde isteği dıĢında kalmaya zorlanmamalıdır961

.

Vekâlet sözleĢmesine iliĢkin bu yorumlar, uygun düĢtüğü ölçüde simsarlık sözleĢmesine de uygulanacağından, birden fazla simsarın birlikte hareket etmediği simsarlık sözleĢmesinde simsarlardan birinin sözleĢmesinin sona erdirilmesi

953 Seçer, s. 903; Tandoğan, s. 644; Akıncı, s. 92. 954 Tandoğan, s. 644; Seçer, s. 903.

955

Sarı, s. 238-239; Akıncı, (Vekâlet), s. 92; Tandoğan, s. 646.

956

Birden fazla vekilin aynı iĢi icra etmek üzere bir araya gelmesi hâlinde, adi Ģirket iliĢkisinin kurulmuĢ olacağına dair görüĢ için olduğu yönündeki görüĢ için bkz. Gautschi, Art. 404, N. 13c.

Belgede Simsarlık sözleşmesi (sayfa 146-156)