• Sonuç bulunamadı

D- Yargılamanın Gösterdiği Özellikler

IV. Tanımanın İptali Davası

Tanıma, evli olmayan doğal yada genetik babanın, kanunun tespit ettiği şekle uygun olarak yaptığı tek taraflı, yenilik doğuran bir hukuki işlemle evlilik dışı doğan çocuğu kendisinden (kendi sulbünden) olduğunu kabul etmesidir. Tanıma, aynı zamanda baba ile çocuk arasında soybağı kuran bir hukuki işlemdir. Bu hukuki işlemin sonuç doğurması için karşı tarafın (anne veya tanınan çocuk) kabulü gerekmemektedir.188

Tanıma, kurucu yenilik doğuran tek taraflı bir hukuki işlemdir. Tanıyan, usulüne uygun surette açıkladığı iradesini sakatlayan veya ortadan kaldıran haller söz konusu olmadıkça sonradan tanıma işleminden geri dönemez. Bununla birlikte vasiyet yoluyla yapılan tanımadan usulüne uyularak dönülebilir. Baba, tanıma işlemini şarta bağlı olarak kullanamaz; tanıma işlemi tamamlandıktan sonra geçmişe yönelik olarak hukuki sonuçlar doğurur. Yani çocuğun doğduğu tarihten ve hatta ana rahmine düştüğü andan itibaren hüküm ifade eder.189

Kanun koyucu tanıyanın baba olmaması ve tanımanın kamu düzenini de ilgilendirmesini göz önüne alarak, Cumhuriyet savcısına ve diğer ilgililere tanımayı iptal ettirmek için dava açma yetkisi vermiştir.190

2) Davanın Şartları

188 Öztan, B., Aile Hukuku, Ankara, 2004, s.539; Oğuzman, K.,/Dural, M., Aile Hukuku, İstanbul,

1994, s.326, Köprülü, B., Kaneti, S., Aile Hukuku, İstanbul, 1989, s. 264; Akıntürk, Turgut, Türk Medeni Hukuku, Aile Hukuku, C.2, İstanbul, 2002, s.337.

189 Öztan, B., Aile Hukuku, Ankara, 2004, s.537.

Tanımanın iptali davası için öncelikle Türk Medeni Kanunu’na uygun bir tanıma işleminin bulunması gerekir.

Tanıma, babanın, nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da resmi senette veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla olur. Tanıma beyanında bulunan kimse küçük veya kısıtlı ise, veli veya vasisinin de rızası gereklidir. Başka bir erkek ile soybağı bulunan çocuk, bu bağ geçersiz kılınmadıkça tanınamaz (T.M.K. m. 295). Beyanda bulunulan nüfus memuru, sulh hakimi, noter veya vasiyetnameyi açan hakim, tanımayı babanın ve çocuğun kayıtlı bulunduğu nüfus memurluklarına bildirir. Çocuğun kayıtlı bulunduğu nüfus memurluğu da tanımayı çocuğa, anasına, çocuk vesayet altında ise vesayet makamına bildirir (T.M.K. m. 296).

Tanımanın iptalinde, çocuğu tanıyanın babanın gerçekte çocuğun babası olmadığını ispat etmesi gerekir. Davacı baba ise, tanıma işleminin yanılma, aldatma veya korkutma sebeplerinden birine dayanarak tanımanın iptalini dava edebilir (T.M.K. m. 297). Tanıyan baba, yanılma, aldatma veya korkutma eylemlerini ve tanıdığı çocuğun kendisinden olmadığını da ispat etmesi gerekir.

3) Davacı ve Davalılar

Tanımanın iptali davasında tanıyan baba, tanıma işlemini yanılma, aldatma veya korkutma sebepleri altında yaptığını iddia ederek tanımanın iptalini dava edebilir. Bu halde davacı olan baba hem yanılma, aldatma veya korkutma sebeplerini hem de kendisinin baba olmadığını ispat etmek zorundadır (T.M.K. m. 297/1, 299). Tanıyan baba, iptal davasını ana ve çocuğa karşı açması gerekir (T.M.K. m. 297/2). Tanıyan babanın açtığı tanımanın iptali davasında ana ve çocuk şekli anlamda mecburi dava arkadaşıdırlar.191

Ana, çocuk ve çocuğun ölümü halinde altsoyu, Cumhuriyet savcısı, Hazine ve diğer ilgililer tanımanın iptalini dava edebilirler. Bu halda dava tanıyana, tanıyan ölmüşse mirasçılarına karşı açılır.(T.M.K. m. 298).

Ana veya çocuk tarafından tanıyanın baba olmadığı iddiasıyla açılan iptal davasında ispat yükü, tanıyanın, gebe kalma döneminde ana ile cinsel ilişkide bulunduğuna ilişkin inandırıcı kanıtları göstermesinden sonra doğar (T.M.K. m. 299/2). Tanıyanın, gebe kalma döneminde ana ile cinsel ilişkide bulunduğunu ispat etmesi, ispat yükünün karşı tarafa geçmesi için yeterli olacaktır. Bundan sonra ana veya çocuk, tanıyanın gerçek baba olmadığını ispat etmeleri gerekir.192

4) Görevli ve Yetkili Mahkeme

Tanımanın İptali davası, 4787 sayılı Kanunun193 dördüncü maddesi gereğince

Aile Mahkemelerince görülür.194 Aile mahkemesi kurulamayan yerlerde ise bu tür

davalar, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemesince bakılır (4787 s.K. m. 2).

Tanımanın İptali davası da soybağına ilişkin davalardan olduğundan bu tür davalar taraflardan birinin dava veya doğum sırasındaki yerleşim yeri mahkemesinde açılır (T.M.K. m. 283).

5) Yargılama Usulü ve Süreler

Cumhuriyet Savcısının açtığı ve katıldığı hukuk davalarında kamu düzeni özel bir önem taşımaktadır. Tanımanın iptali davasında dava açma şartlarının birlikte bulunması halinde Cumhuriyet Savcısı, iptal davası açılması gerekip gerekmediğini takdir etmez. Kanun gereği Cumhuriyet Savcısı bu hallerde davayı açması gerekir.

192 Saldırım, s.123.

193 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yargılama Usullerine Dair Kanun,

Kabul Tarihi: 09/01/2003, R.G.Tarihi: 18/01/2003, R.G. Sayısı: 24997 (Uyap Mevzuat Bilgi Bankası).

194 “4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4/1

maddesi; 4721 sayılı T.M.K.’nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (T.M.K. m.1l8-395, 5133 s.k. m. 2-3) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını, geçici 1. maddesi de; sonuçlanmamış davaların yetkili ve görevli aile mahkemesine devredileceğini hükme bağlamıştır. Karar bozulmakla sonuçlanmamış hale gelmiştir. Bu açıklama karşısında işin görev yönünün de düşünülmesi zorunludur.” Yargıtay 2. H.D. E. 2005/9833, K. 2005/10986, T. 11.7.2005 sayılı kararı (Kazancı İçtihat Bilgi Bankası).

Tanımanın iptali davası sonucunda verilen iptal hükmü inşaî bir hüküm olup herkesi bağlar; davanın reddinde ise tespit hükmü ortaya çıkar. Bu davada da kendiliğinden araştırma ilkesi uygulanacağından hakim kendiliğinde delil toplayabilir.

Tanıyanın dava hakkı, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her halde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer.

İlgililerin dava hakkı, davacının tanımayı ve tanıyanın çocuğun babası olamayacağını öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her halde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer.

Çocuğun dava hakkı, ergin olmasından başlayarak bir yıl geçmekle düşer. Bir ve beş yıllık süreler geçtiği halde gecikmeyi haklı kılan sebep varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir. (T.M.K. m. 100).

V. Babalık Davası