• Sonuç bulunamadı

B. BELİRLİ MAL BIRAKMA VASİYETİ

2) Türleri

a. Legatum Per Vindicationem

En eski şekil olan legatum per vindicationem, lehine mal vasiyet edilen kimseye, vasiyet edilen malın mülkiyetini doğrudan kazandıracak ifadeler kullanılarak yapılırdı.225 Bu tasarruf ile vasiyet alacaklısı, vasiyet konusu malın mülkiyetini, başka bir işleme gerek olmaksızın doğrudan kazanırdı.

Bu tür legatum’da esas amaç mülkiyetin devri olduğu için, vasiyet edilen malın vasiyet alacaklısına verildiğine ve mülkiyetinin devredildiğine ilişkin bir beyanın kullanılması zorunludur. Aksi halde vasiyet hükümsüzdür.226 Dolayısıyla, vasiyetnamede

“köle Stishus’u veriyor ve vasiyet ediyorum” (hominem Stichum do lego) veya sadece

“veriyorum” (do), “vasiyet ediyorum” (lego) ya da “alsın” (sumito), “sahiplensin” (sibi habeto) veya “elde etsin” (capitio) şeklinde ifadelerin kullanılması durumunda, vasiyet alacaklısı, vasiyet konusu malın mülkiyetini doğrudan kazanırdı.227

223 Umur, Lügat, s.108.

224 Schulz, s.310; Küçükgüngör, Testamentum, s.214-215

225 Umur, Lügat, s.110.

226 Oğuzoğlu, s.314.

227 Küçükgüngör, Testamentum, s.215-216; Di Marzo, s.515.

50

Vasiyet alacaklısının, vasiyet konusu malı kazanma anı, atanmış mirasçının terekeyi kazanma anıdır. 228 Bu durumda vasiyet alacaklısı, vasiyet konusu mal kendisine verilmemesi halinde rei vindicatio (istihkak davası) açma hakkına sahip olurdu.229 Bu anlamda legatum per vindicationem vasiyet alacaklısına ayni bir hak vermektedir.

Legatum per vindicationem’e konu malın misli olmaması halinde vasiyetçinin bu malın hem vasiyet anında hem de ölüm anında ius civile gereğince maliki olması zorunluyken; malın misli olduğu durumlarda vasiyetçinin, vasiyet konusu malın ius civile mülkiyetine sadece ölüm anında sahip olması yeterli görülmüştür.230 Bunun haricinde bir mal üzerinde intifa hakkı veya diğer bir irtifak hakkının da per vindicationem şeklinde vasiyet edilebileceği kabul edilmiştir.

b. Legatum Per Damnationem

Klasik Hukuk Dönemi’nden itibaren legatum, bir borç kaynağı olarak kabul edilmiştir. Bu durumun en önemli örneği olan legatum per damnationem’de mirasçı;

vasiyet edilen malı, 3.kişiye verilmekle yükümlü tutulmaktadır.

“Mirasçım, şu malımı filan kimseye vermeye mahkûm (veya zorunlu) olsun” gibi belirli ifadeler kullanılarak yapılan231 legatum per damnationem ile mirasçı, vasiyet alacaklısına malı devretmek (dare) borcu altına girmektedir.232 Mirasçı ile vasiyet alacaklısı arasındaki bu durum, ortada herhangi bir sözleşme olmadığı halde vasiyetçinin

228 Legatum per vindicationem’e konu olan malın mülkiyetinin, lehine mal vasiyet edilmiş kişi tarafından ne zaman kazanılacağı konusunda Klasik Hukuk Dönemi’nde Sabinianus’lar ile Proculianus’lar arasında görüş ayrılıkları bulunmaktadır. Sabinianus’lar, vasiyet lehtarının malın mülkiyetini kazanabilmesi için vasiyetin öğrenilmesine ihtiyaç olmadığını savunurlardı. Proculianus’lar ise, vasiyet lehtarının, vasiyet konusu malın mülkiyetinin, vasiyeti öğrenip kabul ettiğini açıklamasından sonra kazanacağını ve bu işlem yapılıncaya kadar malın sahipsiz (nullius) olduğunu kabul ederlerdi. Koschaker/Ayiter, s.412; Buckland, s.335; Berger, s.541; Di Marzo, s.516; Küçükgüngör, Testamentum, s.217.

229 Buckland, s.335; Berger, s.541; Oğuzoğlu, s.315; Schulz, s.316-317; Küçükgüngör, Testamentum, s.216; Umur, Lügat, s.110.

230 Buckland, s.335; Umur, Roma, s.175; Schulz, s.317; Küçükgüngör, Testamentum, s.218; Di Marzo, s.516; Umur, Lügat, s.110.

231 Bu tür vasiyette vasiyetçi, vasiyet konusu malın, lehine mal vasiyet edilen kişiye verilmesi konusunda mirasçı atadığı kişiye talimat verirdi. Koschaker/Ayiter, s.410; Berger, s.541.

232 Rado, Roma Hukuku Dersleri, s.137; Umur, Roma, s.387.

51

iradesi sonucu meydana geldiği için legatum per damnationem sözleşme benzerleri (quasi contractus)233 grubu içerisinde yer almıştır.234

Vasiyet alacaklısı, legatum per vindicationem’den farklı olarak, malın mülkiyetini kendiliğinden kazanmak yerine, mirasçıya karşı malın teslimine ilişkin bir alacak ve talep hakkına sahip olurdu.

Vasiyet konusu malın mülkiyetinin mirasçı tarafından, malın niteliğine göre, mancipatio, in iure cessio veya traditio işlemlerinden biriyle devredilmesi sonucunda malın mülkiyeti vasiyet alacaklısına geçerdi. Bu borcun yerine getirilmemesi halinde ise, vasiyet alacaklısı actio ex testamento235 ile malın iadesini sağlayabilirdi.236

Legatum per damnationem’e konu malın, vasiyetçiye veya atanmış mirasçıya ya da üçüncü bir kişiye ait olması arasında fark bulunmadığı gibi, o anda mevcut olmayan, gelecekte ortaya çıkacak bir malın da söz konusu tasarrufa konu edilmesi mümkündür.

Legatum’un konusunun özgür bir kimse (liber homo), kamu malı (res populi), kutsal (res sacra) veya dini mal (res religiosa) olmaması gerekmektedir. Vasiyet konusu malın üçüncü kişiye ait olduğu durumlarda ise mirasçı, malı teslim ederek veya malın belirlenen değerini (aestimatio)237 ödeyerek borçtan kurtulabilirdi.238

c. Legatum Sinendi Modo

“Mirasçım, Lucius Tutius’un, kölem Stichus’u almasına ve ona sahiplenmesine ses çıkarmamaya (sinere) mahkûm olsun” şeklinde ifadeler kullanılarak yapılan239 ve

233 İki taraf arasında borç doğuran; fakat iki taraf arasında bir anlaşmanın bulunması gerekmediği için, sözleşme olmadığı gibi haksız fiil de olmayan işlemlerdir. Umur, Lügat, s.176-177.

234 Rado, s.137.

235 Actio ex testamento, legatum per damnationem’in ve legatum sinendi modo’nun yerine getirilmelerini sağlayan dar hukuk davasıdır. Ayrıntılı bilgi için bkz. Umur, Lügat, s.7.

236 Berger, s.541; Schulz, s.317-318; Di Marzo, s.516.

237 Aestimatio, taraflardan birisinin diğer tarafa değeri belirlenmiş bir malı satması için vermesi, diğer tarafın da bu malı satabilirse değerini ödemesi, aksi halde malı geri vermesi borcu yükleyen isimsiz bir sözleşmedir. Umur, Lügat, s.21.

238 Umur, Lügat, s.109; Umur, Roma, s.175; Di Marzo, s.516.

239 Honig, Roma, s.261-262; Di Marzo, s.517; Berger, s.541; Umur, Roma, s.175; Talamanca, s.739.

52

sözleşme benzerleri (quasi contractus) grubuna giren legatum sinendi modo ile sadece mirasçının ve vasiyetçinin malları vasiyet edilebilirdi.

Legatum sinendi modo’da mirasçı, vasiyet edilen malın mülkiyetinin devrine ilişkin işlemlerden birini yapmak yerine, sadece malın alınmasına izin vermek veya rıza göstermek zorundadır.240 Aksi halde, kendisine karşı borcun ifasını sağlamak üzere vasiyet alacaklısı tarafından actio ex testamento açılabilirdi.241

Bu tür mal vasiyetinde malın, vasiyetin yapıldığı anda, vasiyetçiye veya mirasçıya ait olması yerine; ölümü anında vasiyetçiye veya mirasçıya ait olması yeterlidir.

d. Legatum Per Praeceptionem

“Lucius Titius, kölem Stichus’u önceden (henüz tereke paylaşılmadan) alsın”

şeklinde ifadeler kullanılarak yapılan242 legatum per praeceptionem ile vasiyetçi, mirasçılardan bir tanesine belli bir malı vasiyet etmektedir.

Legatum per praeceptionem’e ilişkin olarak Sabinianus ve Proculianus okulları arasında görüş ayrılığı bulunmaktadır. Sabinianus’lar, sadece atanmış mirasçılardan birine, tereke paylaşılmadan önce legatum per praeceptionem ile belirli bir malın vasiyet edilebileceğini; dolayısıyla atanmış mirasçılar dışındaki bir kişiye, legatum per praeceptionem ile mal vasiyet edilemeyeceğini; Proculianus’lar ise, mirasçı olarak atanması dikkate alınmaksızın üçüncü kişilere de legatum per praeceptionem ile mal vasiyet edilebileceğini kabul etmişlerdir. 243

Sonuç olarak bir tek mirasçının bulunduğu durumlarda, bu mirasçı bütün terekeyi kazanacağı için, bu kimse lehine vasiyetle belirli mal bırakılması kabul edilememektedir.

Ancak birkaç mirasçının olması halinde, bu kimselerden birine veya birkaçına vasiyetle

240 Rado, s.137.

241 Umur, Roma, s.175; Talamanca, s.739; Di Marzo, s.517; Umur, Lügat, s.110.

242 Di Marzo, s.517.

243 Proculianus’lara göre legatum per vindicationem ile legatum per praeceptionem arasında bir farklılık bulunmadığı ifade edilmektedir. Küçükgüngör, Testamentum, s.225.

53

belirli bir mal bırakılması geçerlidir. Praelegatum adı verilen bu durumda, vasiyet konusu malın mirasçıya teslim borcunun hangi mirasçı tarafından yerine getirileceğinin belirtilmemesi halinde, mirasçıların tamamının bu borçtan hisseleri oranında sorumlu olmaktadır.244