• Sonuç bulunamadı

II. KURAMSAL ÇERÇEVE VE ĠLGĠLĠ ÇALIġMALAR

2.1. YaĢam Boyu Öğrenme Kavramı

2.1.3. YaĢam Boyu Öğrenme Kavramının Tarihi GeliĢimi

2.1.3.2. Türkiye‟de YaĢam Boyu Öğrenme

GeliĢmekte olan ülkemizde ise bu kavram, özellikle Avrupa Birliği sürecinin de etkisi ile önemli hale gelmeye baĢlamıĢtır. Türkiye, Avrupa Birliği‟ne tam üyeliği kendisine temel hedef alarak, Birlik‟le karĢılıklı iliĢkilerini geliĢtirmek ve ülke olarak standartlarını yükseltmek adına, eğitim de dahil önemli alanlarda yeniden yapılanma içine girmiĢtir. Türkiye‟de yaĢam boyu öğrenme konusu, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, BeĢ Yıllık Kalkınma Planları, Milli Eğitim ġûraları olmak üzere çeĢitli plan ve kararlarda ele alınmıĢtır. Bunlara iliĢkin açıklayıcı bilgilere aĢağıda yer verilmiĢtir.

Avrupa Birliği‟nin önemle üzerinde durduğu yaĢam boyu öğrenme anlayıĢı, Türkiye‟de ilk olarak 1973 yılında yürürlüğe giren 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu‟nda eğitimin yaĢ ve süre ile sınırlanamayacağı ile ilgili ifadelere yer verilmesi ile ele alınmıĢtır. Kanun‟da yaĢam boyu öğrenmeden doğrudan söz edilmese de, dolaylı olarak öğrenmenin yaĢam boyu devam ettirilmesi ve bunun için nelerin yapılması gerektiği belirtilmektedir (MEB, 1997). 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ile eğitim örgün ve yaygın eğitim olmak üzere iki bölüme ayrılmıĢ, bu bölümlerin eğitim sistemimiz içerisinde birbirinin tamamlayıcısı olarak uygulanacağı belirtilmiĢtir (Kıvrak, 2007). Buna göre, örgün eğitimin yanında ya da dıĢında yürütülen tüm eğitim etkinlikleri yaygın eğitim kapsamında yer alır. Milli Eğitim Bakanlığı kapsamında bu iĢlerin yürütülmesi ile ilgili sorumluluk Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü‟ne aittir. Ülkemizde yaygın eğitim kapsamında gerçekleĢtirilen faaliyetlerin büyük çoğunluğu Halk Eğitim Merkezleri tarafından gerçekleĢtirilmektedir. Bu merkezlerde her yaĢ ve eğitim düzeyindeki bireylere çeĢitli kurs ve uygulamalar düzenlenmektedir.

Türkiye‟de yaĢam boyu öğrenme kavramı ilk olarak 1957 yılında, 6. Milli Eğitim ġurasında yaygın eğitimin tartıĢılmasıyla gündeme gelmiĢtir (MEB, 1957). Önceki Ģuralardan farklı olarak UNESCO, ILO, FORD vakfı gibi kuruluĢların Türkiye‟deki eğitim-öğretim hakkında düzenledikleri raporlar doğrultusunda, gündem maddeleri mesleki teknik eğitim ve halk eğitim olarak belirlenmiĢtir. ġuranın amacı; örgün eğitim dıĢında kalmıĢ ya da hiç okula gitmemiĢ bireyleri meslek sahibi yapmak, onlara ihtiyaçları doğrultusunda uygun teknik ve mesleki beceriler kazandırmak, çalıĢanlar için ise becerilerini geliĢtirmek ve yeni teknikler kazandırmaktır (Deniz, 2001). Bunun yanı sıra yaĢam boyu öğrenme anlayıĢının yansıtıldığı diğer Ģuralar, 1974‟te toplanan 9. ġura ve 1990 yılındaki 13. ġura olarak sıralanabilir. Dokuzuncu Milli Eğitim ġurasında “sürekli ve her yerde eğitim” vurgusu yapılmıĢ, 13. Milli Eğitim ġurası da tamamen yaygın eğitime ayrılmıĢtır (MEB, 1974, 1990). 13. Milli Eğitim ġurası‟nın teması, “Yaygın Eğitim” olup, “yaĢam boyu öğrenme” kavramından neredeyse hiç söz edilmemiĢ ve kavramlar arasında tam bir ayrım da yapılmadan konu ile ilgili birçok karar alınmıĢtır. Kararların ortak noktası ise, eğitim öğretimin yaĢam boyu devam ettirilmesi olmuĢtur. Bunun için gerekli olan yeni bir yaygın eğitim yasasının çıkartılması ve önceliğe sahip eğitim gereksinimlerinin karĢılanabilmesi için yaygın eğitime ayrılan kaynakların artırılması, ekonomik, kültürel, siyasi değiĢimlerle

baĢ edebilecek bireylerin yetiĢtirilmesinde önemli bir yere sahip olan halk eğitim merkezlerinde eğitimin yüksek nitelikli personel tarafından verilmesi gibi kararlar alınmıĢtır (Duman, 2005). Sonrasında „YaĢam Boyu Öğrenme‟ye ilk defa, 17. Milli Eğitim ġura kararlarının ikinci alt baĢlığı olan “KüreselleĢme ve Avrupa Birliği Sürecinde Türk Eğitim Sistemi” bölümünün birinci kısmında ayrı bir baĢlık olarak yer verilmiĢtir (MEB, 2006). YaĢam boyu eğitim kavramı etrafında bir ulusal politika geliĢtirilmesi gerekliliğine dikkat çekerek baĢlayan belge, yaĢam boyu eğitim kapsamında ele alınabilecek eğitim etkinliklerinin, bu etkinliklerle ilgili verilerin ve belgelendirme yöntemlerinin standartlaĢtırılması ihtiyacından bahsetmektedir. YaĢam boyu öğrenme baĢlığı altında 26 maddeden oluĢan ilkeler benimsenmiĢtir (MEB, 2006). Ulusal istihdam politikası ile eğitim sistemi arasındaki iliĢkinin güçlendirilmesi gerektiğini söyleyen belge, sivil toplum kuruluĢlarının, yerel yönetimlerin, özel öğretim kuruluĢlarının bu alana dönük katkılarının artırılması gerektiğinin altını çizmektedir. Belge, yeni kurumlar oluĢturmak yerine varolan kurumların bu içerikte yeniden düzenlenmesini önermekte ve Avrupa Birliği sürecinde yabancı dil öğretiminin güçlendirilmesine, yetiĢkin eğitimi lisans programlarının yeniden açılmasına, kitle iletiĢim araçlarının öğrenme olanakları hakkında bilgilendirici iĢlevinin geliĢtirilmesine, bilgi iletiĢim teknolojilerinin yaygın ve etkin kullanımına, açık üniversitenin açılmasına ve engellilerin de dikkate alınması gerektiğine iĢaret etmektedir (Bağcı, 2011). Dolayısıyla bu Ģurada, dünyanın kabullendiği yaĢam boyu öğrenmenin geliĢimine yönelik çalıĢmalar önem kazanmıĢtır. 17. Milli Eğitim ġurası‟nda yaĢam boyu öğrenmenin önemine yapılan vurgunun ardından 2010 yılında gerçekleĢtirilen 18. Milli Eğitim ġurası‟nda kavrama atfedilen değerin gerilediği görülmektedir. ġuranın sonuç metninde kavram, baĢka konu baĢlıkları altında yapılan dolaylı göndermelere indirgenmiĢtir. “Eğitim Ortamları, Kurum Kültürü ve Okul Liderliği” baĢlığında eğitim ortamlarının dünyada ve Türkiye‟de kabul gören hayat boyu öğrenme stratejisi dikkate alınarak tasarlanması gerektiği ifade edilmektedir. Bunun yanı sıra “Spor, Sanat, Beceri ve Değerler Eğitimi” baĢlığında bu eğitim alanlarında özellikle Halk Eğitimi Merkezleri‟nde hayat boyu öğrenme kapsamında daha fazla kurs açılması gerektiği belirtilmektedir (MEB, 2010a).

Devlet Planlama TeĢkilatı‟nın Sekizinci BeĢ Yıllık Kalkınma Planına kadar hazırlanan tüm kalkınma planlarında yaĢam boyu öğrenme kavramı tam olarak yer

almasa da halk eğitimi, yetiĢkin eğitimi, yaygın eğitim veya okul dıĢı gençliğin eğitilmesi konularına önem verilmesi ya da bu fırsatların geliĢtirilmesi gerektiğinden söz edilmiĢtir (Duman, 2005, s. 35). 2001-2005 yıllarını kapsayan Sekizinci BeĢ Yıllık Kalkınma Planı‟nda ise, yaĢam boyu öğrenme konusu üzerinde yaĢam boyu eğitim veya örgün olmayan eğitim baĢlığı altında önemle durulmuĢ, “herkes için yaĢam boyu öğrenme” hedef olarak benimsenmiĢtir (DPT, 2001, s. 1). Planla; uygulama döneminde yatay ve dikey geçiĢlerin kolaylaĢtırılması, yetiĢkinlerin öğrenmesini özendirme, kızların okula devamını sağlama, gönüllülerin eğitime katkısını özendirme, eğitime daha fazla kaynak ayırma gibi yaĢam boyu öğrenmenin ilkeleriyle örtüĢen önemli geliĢmeler sağlanmıĢsa da bunların bir sistem bütünlüğüne kavuĢturulması gereği sürmektedir(Poyraz ve Titrek, 2013). Dokuzuncu BeĢ Yıllık Kalkınma Planı‟nda ise, yaĢam boyu öğrenim stratejisinin değiĢen ve geliĢen ekonomi ile iĢgücü piyasasının gerekleri doğrultusunda, kiĢilerin istihdam becerilerini artırmaya yönelik geliĢtirileceği belirtilmiĢtir. Eğitim sisteminin, yaĢam boyu eğitim yaklaĢımıyla destekleneceği vurgulanmıĢtır (DPT, 2006).

Kavram ancak son yıllarda, Türkiye‟nin Avrupa Birliği‟ne üyelik sürecinin hız kazanmasıyla Milli Eğitim belgelerinde yer almaya baĢlamıĢtır. Bununla birlikte Türkiye‟de 2000 yılı itibariyle eğitim politikaları belirlenirken sadece örgün eğitim dediğimiz ilk, orta, lise ve yükseköğretim kurumları değil, aynı zamanda tüm yurttaĢların kiĢisel ve mesleki geliĢimlerinin devamlılığını ve sürdürebilirliğini de göz önünde bulundurulan “Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü” kurulmuĢ ve yaĢam boyu öğrenme için belirli bir adım atılmıĢtır. Resmi düzeyde yaĢam boyu öğrenme ilgili kapsamlı ilk çalıĢma ise, Türkiye‟nin Avrupa Birliği ile yürüttüğü Mesleki Eğitim ve Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi (MEGEP) dahilinde hazırlanmıĢ “Türkiye‟nin BaĢarısı Ġçin Ġtici Güç: Hayat Boyu Öğrenme Politika Belgesi”dir. ÇalıĢmanın amacı, Türkiye‟deki mesleki ve teknik eğitim sisteminin sosyo-ekonomik gereksinimler ve yaĢam boyu öğrenme ilkeleri doğrultusunda bütüncül olarak güçlendirilmesidir (MEGEP, 2006). Ulusal Hayat Boyu Öğrenme Strateji Belgesi ve Eylem Planı ise 2009 yılında BaĢbakanlık Yüksek Planlama Kurulu tarafından onaylanmıĢtır. Bunlara ek olarak Türkiye‟de Hayat Boyu Öğrenmenin GeliĢtirilmesi Projesi Mayıs 2011‟de baĢlamıĢtır (MEB, 2012). Özel hedeflerinin yanı sıra yürütülen

tüm bu projeler kapsamında gerçekleĢtirilmesi planlanan genel hedef, Türkiye‟nin yaĢam boyu öğrenme politikasının geliĢtirilmesi olmuĢtur.

YaĢam boyu öğrenme politikasının hem bilimsel hem de uygulama düzeyinde daha çok mesleki eğitim kapsamında ele alındığı görülmektedir. Ġçinde bulunduğu OECD ülkelerinde olduğu gibi Türkiye‟de de baĢlarda, istihdamı geliĢtirmek, nitelikli iĢ gücü oluĢturarak dünya ekonomisine katkıda bulunmak gibi amaçlara hizmet eden bu kavram, zamanla yerini modern dünya bireylerinin geliĢen yaĢam standartlarına adaptasyonunu sağlamak, mesleklerindeki geliĢmeleri yakından takip ederek kendilerini yenilemeleri ve hak ettikleri kalitede bir hayat yaĢamalarını sağlamak amacına bırakmıĢtır. Bireyin kendini sürekli yenilemesi ve topluma uyumlu bir Ģekilde yaĢayabilmeleri ise yaĢam boyu öğrenme ile mümkündür (DPT, 2001). AB‟nin eğitimle ilgili projelerinde olduğu gibi Türk Eğitim Sistemi‟nde yaĢam boyu öğrenmenin öğretim programlarının temelleri arasında bir beceri olarak tanımlandığı ve bu becerinin öğrencilere kazandırılması gerektiği görülmektedir (Sağlam, Özüdoğru ve Çıray, 2011).