• Sonuç bulunamadı

ÇIKAN TEMEL SORUNLAR

3.1.5. Türkiye’nin Üyeli4i Yerine, “Özel Statü” Önerilmes

AB-Türkiye aras ndaki kat l m müzakereleri 3 Ekim 2005 itibariyle ba lam t r. Görü meler, “aç k uçlu”dur ve en az ndan 10 y l sürmesi beklenilmektedir .Fransa ve Almanya’n n Türkiye’nin AB üyeli ine kar tutumlar n tam üyelik yerine “ayr cal kl ortakl k” önermeleri ile göstermi olmas gerek Türkiye371 gerekse Avrupa Komisyonu taraf ndan tepkiyle kar lanm t r. Geni lemeden sorumlu komiser Olli Rehn, politikac lar AB-Türkiye ili kileri hakk ndaki tart malar nda sorumluluk sahibi davranmaya ça rm t r. Olli Rehn, 4 Ekim 2006 tarihinde Ankara’da yapt konu mas nda, imtiyazl ortakl k tart malar n n sadece AB’nin Türkiye aç s ndan güvenilirli ini zedeleyece ini ve ko ullulu u zay flataca n ve bu nedenle reformlar için gereken siyasi te vi i zay flataca n belirtmi tir372.

Fransa Cumhurba kan Sarkozy ise Türkiye’nin üyeli ine kar olumsuz tutumunu devam ettirerek, Türkiye ve AB aras nda ba lar n kurulmas gerekti ini ancak ili kinin tam üyeli e kadar gitmemesi gerekti ini ifade etmektedir373. Sarkozy Avrupa vizyonunu aç klad bir konu mas nda, AB’nin istikrar ve demokrasiyi geli tirerek s n rlar nda muhafaza etmeyi amaçlamas gerekti ini ifade etmi tir. Buna göre, geni leme s n rland r lmal d r, AB’nin kom ular na önerebilece i ili ki tam üyelik de il imtiyazl ortakl kt r. Sarkozy’nin Avrupa vizyonunda Türkiye, bir dost

368 Sen, s.84.

369 Palab y k ve Y ld z, s.99. 370 Sen, s.84.

371 Evren, s.165.

372 “Rehn dismisses 'privileged partnership' for Turkey”, Yay nlanma tarihi, 5 October 2006 ,

http://www.euractiv.com/en/enlargement/rehn-dismisses-privileged-partnership-turkey/article- 158513?Source=RSS , (06.12.2007).

ve bir kom u olarak yer almaktad r374. Angela Merkel, "Türkiye'nin AB’ye siyasal, ekonomik ve sosyal aç lardan yük getirece ini ve AB’nin bütünle me sürecini tehdit edece ini ifade ederek, Türkiye'ye tam üyelik teklif edilemeyece inin anla lmas halinde, masada bir di er seçene in bulunmas n n gerekli oldu unu savunmaktad r375.

AB, Brezilya, Rusya, ABD, Hindistan ve Çin ile ayr cal kl ortakl klar (stratejik ortakl klar) imzalam t r376. Ancak Türkiye, AB ile ili kilerinin geçmi i ve gelecekteki hedefi itibariyle bu ülkelerden farkl bir konumda bulunmaktad r. Türkiye’deki çevrelerin genel olarak tutumu tam üyelik d nda hiçbir seçene in dikkate al nmamas eklindedir. Türkiye, gümrük birli i, güçlü siyasi diyalog gibi mekanizmalara dahil oldu u mevcut durumda zaten AB ile ayr cal kl bir ili ki modeli içindedir. 1963 y l ndan itibaren tam üyelik hedefine ula mak istemektedir. Olli Rehn’in yakla m da hiçbir tür ayr cal kl ortakl n AB-Türkiye ili kilerinin mevcut durumundan daha ileri gidemeyece ini eklindedir. Rehn, Türkiye’nin GB’de oldu unun, NATO üyesi oldu unun ve AB programlar na kat ld n n alt n çizmektedir377.

Sarkozy’nin, Cumhurba kanl k seçimini kazanmas n n ard ndan yapt konu mada bir Akdeniz Birli i kurarak Avrupa ve Afrika aras nda köprü görevi yapman n zaman n n geldi ini söylemesi ve Türkiye’ye bu birlik içinde yer göstermesi378, tam üyelik hedefinden uzak olmas nedeniyle Türkiye taraf ndan kabul edilemez olarak görülmü tür. AB, Avrupa-Akdeniz Ortakl ve Avrupa Kom uluk Politikas olmak üzere iki temel politikayla Akdeniz ülkeleriyle olan ili kilerini yürütmektedir379. Türkiye, Avrupa-Akdeniz Ortakl ’na kat lmaktad r ancak aday

374 “Nicolas Sarkozy’s European Vision”, Friends of Europe, 8 September 2006,

http://www.friendsofeurope.org/Portals/6/Documents/Reports/FoE%20Policy%20Spotlight%20Nicol as%20Sarkozy%20sept%2006.pdf,(06.12.2007).

375 Ray Furlong, “Merkel'den imtiyazl ortakl k mektubu”, Yay nlanma tarihi 26 A ustos, 2005,

http://www.bbc.co.uk/turkish/europe/story/2005/08/050826_merkel_turkey.shtml, , (06.12.2007).

376 “EU, Brazil join in strategic partnership “,Yay nlanma tarihi 5 July 2007,

http://www.euractiv.com/en/trade/eu-brazil-join-strategic-partnership/article-165263(06.12.2007).

377 “Rehn dismisses 'privileged partnership' for Turkey”,

378 “Sarkozy: Türkiye Akdeniz birli inin belkemi i olsun”,

http://www.milliyet.com.tr/2007/02/08/dunya/dun01.html(06.12.2007).

379 “Mediterranean project vs. EU: An illusion or reality for Turkey”, 30 May 2007,

ülke statüsünde olmas nedeniyle Avrupa Kom uluk Politikas kapsam nda yer almamaktad r. Merkel ise Akdeniz Birli i fikrini AB’yi bölme riskini ta mas nedeniyle ele tirmektedir. Merkel, i birli inin tüm AB üyelerine aç k olmas n ve tüm üyeler taraf ndan kabul edilmesi gerekti ini, AB fonlar n n baz üyelerin kat laca Akdeniz Birli i için kullan lmamas gerekti ini söylemi tir.380

Cmtiyazl ortakl n ya da benzer nitelik ta yan önerilerin müzakerelere ba lama karar al nmas na paralel olarak gündeme ta nmas Türkiye’de AB üyeli ini önleme çabalar olarak alg lanm ve ku kuyla kar lanm t r381. Di er yandan, bu dönem May s 2004 geni lemesini ve Fransa ile Almanya’daki referandum sonuçlar n ya ayan AB’nin, gelece ini yeniden dü ünmeye ba lad ve bu anlamda kamuoyunu rahatlatmaya çal t bir dönemdir. Kronikle en durgunluk ve i sizlik gibi yap sal nedenlerle özellikle Fransa’da olu an AB kar t duygular n AB’nin derinle me projesine yans yan etkisi anayasa tart malar nda ortaya ç km t r. Türk ve müslümanlara kar önyarg n n yayg n oldu u Fransa ve Almanya’n n tam üyelik d ndaki seçenekleri kamuoyunu rahatlatmak amac yla aç kça sundu u dile getirilmektedir382.

Türkiye 1999 y l nda AB üyeli i mukadder bir ülke olarak (destined in Europe) görülürken, adayl k statüsünün di er aday ülkelerle e it oldu u belirtilirken, 2004 y l nda Türkiye’ye ku kulu ve belirsiz yakla lmas n n Türk halk n n AB’ye deste inin dü meye devam etmesine ve Türkiye’ye yönelecek yat r mc larda güven kayb ya anmas na yol açmas beklenmektedir383. Di er yandan, AB, müzakere çerçeve belgesinde, Türkiye’nin tam üyeli inin gerçekle memesi durumunda bile AB yap lar na mümkün olan en güçlü ba larla ba lanmas gere inin alt n çizmektedir. Günter Verheugen Türkiye’nin “bir ortak ve güvenlik eklemi” olarak AB aç s ndan öneminin büyük oldu unu dile getirmektedir384.

380 “Merkel Criticises Sarkozy's Mediterranean Union Plans”, 06.12.2007,

http://euobserver.com/?aid=25284 (06.12.2007).

381 “Sarkozy, 'Akdeniz Birli i' için bast r yor”,

http://www.milliyet.com.tr/2007/07/31/son/sondun13.asp

382 Selim Somça , AB K0br0s Ermenistan Bir Teslimiyet Güncesi, 2006 Yay nevi, Cstanbul, 2006,

ss.80–82.

383 Cem, s.300. 384 Somça , s.96.

Almanya’daki Birlik Partisi milletvekillerinden Karl-Theodor Freiherr zu Gutenberg, imtiyazl ortakl k ile Avrupa ekonomik alan gibi bir yap n n hedeflendi ini belirmi tir. Cmtiyazl ortakl kta önerilen kurumsal yap lanma u

ekildedir: Avrupa Komisyonu ve AB ülkelerinin temsilcileri ve Türk büyükelçisinden olu an bir AB-Türkiye Ortak Komisyonu; AB ülkeleri D i leri Bakanlar ile Türk D i leri Bakan ’ndan olu an bir AB-Türkiye Konseyi; Avrupa Parlamentosu milletvekillerinden ve TBMM üyelerinden olu an bir AB-Türkiye Karma Parlamenter Komisyonu; Mallar n serbest dola m (yo urt, margarin gibi baz ürünlerin AB pazar na giremezken tar m ürünlerine uygulanan s n rlamalar kald r labilir); Sermayenin serbest dola m , Hizmetlerin serbest dola m ; C gücünün serbest dola m (s n r bölgelerinde ya ayanlara vize kolayl sa lanabilir) ve Ortak para birimi (Balkan ülkelerinde oldu u gibi tek tarafl olarak Euro’ya geçilmesi ve sabit döviz kuru veya Türk Liras ’n n desteklenmesi)385.

Emekli Büyükelçi Gündüz Aktan, Radikal gazetesinde yay nlanan imtiyazl ortakl k ile ilgili yaz s nda Fransa’daki bir dü ünce kurulu unun ba kan ile olan görü mesine dayanarak imtiyazl ortakl n içeri i hakk nda u noktalara de inmektedirr: “Üyelik müzakereleri 15-20 y l sürebilecekken, imtiyazl ortakl k gecikmeden olu turulabilir ve Türkiye tam üyelik hedefinden vazgeçmeden paralel müzakereler yap labilir. Cmtiyazl ortakl k durumunda, Türkiye, Avrupa savunma ve güvenli i konusunda oy hakk na sahip olarak Savunma Bakanlar Komitesi'ne üye olabilir. Cmtiyazl ortakl kta, Türkiye'ye tam üyelik sürecinde sa lanmas planlanan ekonomik yard m miktar na yak n bir oranda yard m sa lan r. Türkiye, üretim maliyetlerini büyük ölçüde art ran AB standartlar n uygulamak zorunda kalmaz. Cmtiyazl ortakl kta, AB s n rlar n n korunmas için Türkiye ve AB birlikte önlem ald ktan sonra Türklere kar vize uygulamas nda esnekli e gidilir386. Aktan, ortakl n çekici yönü olarak, K br s ve Ege sorunlar n n, Ermeni soyk r m iddialar n n art k Türkiye-AB ili kileri gündeminden dü ecek olmas n dile

385 Karluk, 2006, ss.15–16.

386 Gündüz Aktan, “Cmtiyazl ortakl k “, Yay nlanma tarihi 19.05.2005,

getirmektedir. Süreçte kar la labilecek bir sorun olarak da borsan n imtiyazl ortakl a olumsuz tepki verme ihtimalini görmektedir387.”

Di er taraftan imtiyazl ortakl , “ikinci s n f ortakl k” olarak yorumlayan görü ler de mevcuttur. Buna göre, Türkiye Avrupa Parlamentosu, Konsey ve Komisyon gibi AB kurumlar nda temsil edilmeyerek, mali kaynaklardan e it faydalanamayarak, i gücünün serbest dola m gibi AB iç pazar n n getirdi i bir

387 Emekli Büyükelçi Gündüz Aktan’ n 19.05.2005 tarihli Radikal Gazetesindeki yaz s n n tam metni:

“17 Aral k kararlar sonucu 3 Ekim'de giri müzakerelerine ba lamam z kabul edildi. Fransa ve Almanya'n n bu konuda mutab k kald klar biliniyor. Alman muhalefeti (CDU-CSU) ile Fransa'da iktidar partileri UMP ile UDF imtiyazl üyelikten yanalar. 2006 sonbahar nda yap lacak Alman seçimlerinde muhalefetin, 2007'de Fransa'da yap lacak cumhurba kanl seçimlerindeyse UMP Ba kan Sarkozy'nin iktidara gelme olas l yüksek. Türkiye'nin üyeli i ve bu amaçla müzakere tarihi verilmesi bir AB taahhüdü oldu u kadar iki ülke için de bir devlet taahhüdü. Cktidarlar de i ti i için bu taahhütlerin de de i mesi devlet ciddiyetiyle ba da maz. Ama üyeli imize muhalif olanlar, imtiyazl ortakl a tereddütsüz kayacaklar izlenimi veriyor. K sa bir süre önce Chirac'a yak nl yla bilinen bir dü ünce kurulu unun ba kan yla görü tüm. Kendisini imtiyazl ortakl k konusunda ola anüstü haz rl kl görmek beni a rtt . Cmtiyazl ortakl k lehine söylediklerini öyle toplayabiliriz: Üyelik müzakereleri 15–20 y l sürecek; sonucu da belli de il. Oysa imtiyazl ortakl gecikmeden olu turmak mümkün. Kald ki Türkiye'nin tam üyelikten vazgeçmesi de gerekmiyor. Cki paralel müzakere süreci yap labilir. Türkiye, Avrupa savunma ve güvenli i konusunda oy hakk na sahip olarak Savunma Bakanlar Komitesi'ne üye olur. Türkiye'ye tam üyelik sürecinde ne kadar ekonomik yard m sa lanacaksa imtiyazl ortakl k için de ona yak n bir mebla sa lan r. Türkiye, üretim maliyetlerini büyük ölçüde art ran AB standartlar n uygulamaktan kurtulur. Bu sa l k, çevre ve i yeri standartlar , yeni 10 üyenin GSYCH'lerinin yüzde 3-4'üne ula m t . Türkiye için bu mebla yakla k 9–12 milyar dolar olacak. Özel sektörün ödeyece i, istihdam yaratmayan, belki de istihdam azaltacak olan bu masraflar yüzünden, yeni üyelerin hangi sektörü müzakere edilirse, o sektör AB üyeli ine muhalif hale gelmi ti. Cmtiyazl ortakl kta s n rlar m z n korunmas için birlikte önlemler al nd ktan sonra Türklere kar vize uygulamas yumu at lacak. Konunun as l cazip yönü, imdi art k birer art haline gelmi oldu u için bizden tek yanl ödün beklenen K br s (ve daha sonra Ege) sorununun AB gündeminden dü ecek olmas . Muhatab m z imtiyazl üyelik müzakere sürecinde K br s Rumlar ve Yunanistan' n veto hakk na sahip olmayaca n veya veto kullanmalar na izin verilmeyece ini söylüyor. Tabii Ermeni soyk r m iddialar n n da esamisi okunmayacak ve Kürt sorunu Kopenhag siyasi k stas niteli ini kaybedecek. Sorun borsan n tam üyelikten imtiyazl ortakl a geçi e kar olumsuz tepki gösterip göstermeyece inde. O da iki taraf aras nda yap lacak i birli iyle yumu at labilecek. Bu dü ünce kurulu unun Frans z politikas na etkisini veya söylediklerinin yap l p yap lamayaca n kesin biçimde bilmek ku kusuz imkâns z. Ama geli tirdi i seçene in tamamen gayriciddi oldu u da söylenemez. Yunan/Rum açgözlülü ü K br s sorununda çözümü engelliyor. Papadopulos, bizim taraf m zdan tan nmakta, Türk birliklerinin yerle iklerle beraber çekilmesinde, kuzeye s n rs z yerle me ve Rum emlakin tümüyle iadesinde srar ediyor. Böylece çözüm AB içinde kendili inden gerçekle tirilecek. 1963–74 dönemi me rula t r larak az nl k statüsüne indirilecek K br s Türkleri k sa zamanda tasfiye edilecek. Yunanistan da Ege'de oldubittilerle lehine de i tirece i statükoyu me rula t rman n pe inde. Fransa, Ermeni soyk r m n bize kabul ettiremezse, giri anla mas n referandumda reddedebilecek. Öcalan' n yeniden yarg lanmas ve yeni Kat l m Ortakl Belgesi'yle Kürtlerin kolektif az nl k haklar na kavu turulmas na çal l yor. Türkiye bunlardan hiçbirini kabul edemez. Zaten bu konular sanki kabul edilemesin ve üyeli imize engel olu tursun diye bu hale getiriliyor. Böyle giderse, sürecin bir a amas nda zaten daha ileri gidemeyece imiz bir veya birkaç engelle kar la aca z. Sorun bu engellere çarpmay beklemek mi, yoksa olaca imdiden görüp gere ini yapmak m ? Her iki seçenek de çok zor ve maliyetli.” Gündüz Aktan, “Cmtiyazl ortakl k “, Yay nlanma tarihi 19.05.2005, http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=153171, (06.12.2007).

haktan vazgeçerek ayr cal kl bir ortak olamaz388. Müzakere çerçeve belgesinde i gücünün serbest dola m ve tar m gibi konularda özel düzenlemeler ve kal c tedbirler getirilebilece inin belirtilmi olmas , Türkiye’nin tam üyelik halinde bile ekonomik anlamda AB’den daha önceki üyeler kadar getiri sa layamayaca n göstermektedir.Bu durumda, imtiyazl ortakl k ya da özel statünün Türkiye’ye u anki konumuyla sahip olmad avantajlar getirmesi mümkün görünmemektedir389.

3.2.TÜRK YE’N N AB’YE ÜYEL NE YÖNEL K SENARYOLAR

Türkiye’ye Avrupa Birli i’ne aday ülke statüsünün verildi i 9–10 Aral k 1999 tarihli Helsinki Zirvesi’nden bu yana, Türkiye’nin çok daha istikrarl bir düzeyde devam eden reform sürecinin özellikle insan haklar ba ta olmak üzere, birçok alandaki hukuki düzenlemelerin de i tirilmesi ve modernize edilmesi biçiminde somutla mas n n sonucu olarak, Avrupa Birli i Komisyonu’nun 6 Ekim 2004 tarihinde yay nlad Clerleme Raporu ve Tavsiye’sinde, Türkiye’nin Kopenhag siyasi kriterlerini yerine getirdi i belirtilmi ve Türkiye’yle üyelik müzakerelerinin aç lmas tavsiye edilmi tir. Devlet ve Hükümet Ba kanlar da, 17 Aral k 2004 tarihinde ald klar kararla, üyelik müzakerelerinin 3 Ekim 2005 tarihinde ba lamas n kararla t rm lard r390.

Türkiye’nin AB’ye tam üyelik amac yla geçmi ten günümüze harcad yo un çabalara ra men, 17 Aral k Brüksel Zirvesi sonuç belgesinde, Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinin aç lmas öngörülmekle birlikte, tar m, serbest dola m, yap sal fonlar gibi alanlarda kal c koruma hükümleri getirilebilece i ifadesi yer almaktad r. Hatta müzakerelerin tam üyelikle sonuçlanmamas ihtimali de bulunmaktad r. Baz AB ülkelerinin yetkililerinin Türkiye ile tam üyelik konusunu referanduma götüreceklerini bildirmeleri ile baz AB üyesi ülkelerde Türkiye ile ili kilerin imtiyazl ortakl k veya özel statü gibi bir çerçevede tutulmas gerekti i

eklindeki görü lerin s kça dile getirilmesi bu ihtimali desteklemektedir.

Özellikle, AB’de siyasi a rl bulunan Almanya’da son eyalet seçimlerinde 39 y ll k Sosyal demokrat hükümetin seçimleri kaybetmesi ve Fransa ile Hollanda

388 Evren, s.165. 389 Somça , ss.80–82.

referandumlar ndan ç kan “hay r” oylar ile H ristiyan bat kültürüne dayal ve dolay s yla Türkiye’yi kültürel gerekçelerle d layan e ilimlerin ortaya ç kma ihtimali Türkiye’nin AB yolunu biraz daha zorla t racak gibi görünmekte; hatta baz AB ülkelerinin Türkiye’nin üyeli i önüne ulusal hassasiyetlerini zorlay c ko ullar getirme çabalar ise Türkiye’nin AB ile ili kilerinin nas l geli ece ini giderek daha belirsiz bir hale getirmektedir391. Türkiye’de ise AB’ye tam üyelik yönündeki geçmi ten günümüze kadar devam eden çabalar yine yo un biçimde devam ederken gümrük birli inin gözden geçirilmesi veya ekonomik bütünle me modelinin serbest ticaret bölgesine dönü türülmesi önerileri dile getirilmektedir. Bütün bunlar dikkate al narak, bu bölümde Türkiye’nin ve AB’nin, Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinden nas l etkilenece i de i ik aç lardan ele al nmaktad r392.

3.2.1.Türkiye’nin Üyeli4inin AB’ye Etkileri ve AB Ülkelerinin Türkiye’ye Olumsuz Yakla10mlar0

Türkiye’nin AB üyeli i için aday ülke ilan edilmesiyle birlikte Türkiye’nin olas üyeli inin AB’ye etkileri en çok tart lan konulardan birisi haline gelmi tir. Türkiye’nin AB’ye kat l m n n siyasi, ekonomik ve güvenlik gibi de i ik boyutlarda yarataca etki nedeniyle, Birli in önceki geni lemelerinden farkl olaca s k s k vurgulanmaktad r. Zira Türkiye yeni üyeler ve mevcut aday ülkeler içinde AB verilerini tek ba na en fazla etkileyecek ülkedir konumundad r.

AB’nin penceresinden bak ld nda; Türkiye’nin üyeli inin etkileri konusunun oldukça tart mal oldu u görülmektedir. Baz çevreler, Türkiye’nin AB’ye kat l m n n yol açaca maliyetlerin Birli e getirece i kazan mlardan çok daha fazla olaca n ileri sürmektedir. Hatta Avrupa Anayasas ’n n haz rlanmas sürecinde oldukça etkin bir rol oynayan Konvansiyon ba kan Giscard D’Estaing Türkiye’nin Birli e kat l m n n “AB’nin sonu” olaca n dahi iddia etmi tir393. Öte yandan, di er baz çevreler ise Türkiye’nin muhtemel üyeli ine daha l ml yakla makta ve Türkiye’nin üyeli inin AB üzerinde önemli ama yönetilebilir etkileri olaca n

390 Tezcan, s.309. 391 Sen, s.67. 392 Ege, s.98.

393 BBC News, “Turkey Entry Would Destroy EU”, 8 Kas m 2002,

vurgulamaktad r394. Nitekim süreç do ru yönetildi i takdirde, her iki taraf için de önemli f rsatlar ortaya ç kabilecektir395. Esasen Türkiye’nin AB’ye üyeli inin fayda ve maliyetleri çok yönlü bir konu olup jeo-politik boyut, ekonomik boyut, siyasi boyut, kurumlar, iç pazar gibi çok çe itli alanlarda de erlendirme yap lmas n gerektirmektedir.

Türkiye’nin üyeli inin AB’ye etkileri konusu, Avrupa Komisyonu taraf ndan 2004 y l nda haz rlanan Türkiye’nin AB üyeli inden kaynaklanan konular” ba l n ta yan çal ma belgesinde ayr nt l olarak de erlendirilmi tir. Söz konusu belgede; Türkiye’nin AB’ye kat l m n n hem Türkiye hem de AB aç s ndan zorlu bir süreç oldu u vurgulanmaktad r. Türkiye’nin geçmekte oldu u de i im sürecine dikkat çekilerek bu sürecin devam etmesinin herkesin yarar na oldu u belirtilmektedir. Rapora göre Türkiye, ço unlu unu Müslümanlar n olu turdu u ve özgürlük, demokrasi, insan haklar na ve temel özgürlüklere sayg ve hukukun üstünlü ü gibi temel ilkelere ba l kalan önemli bir model ülke olabilecektir. Üyeli in ekonomik etkileri ise olumlu olmakla birlikte, Türk ekonomisinin orta büyüklükte bir ekonomiyi temsil etmesinden ötürü ve kat l mdan önce gümrük birli i sayesinde belli bir derecede ekonomik bütünle menin zaten gerçekle mi olmas ndan dolay , nispeten küçük kalacakt r. Ancak nüfusunun yo unlu u, genç nüfusu ve dinamik ekonomisi göz önüne al nd nda AB’nin d ekonomik ili kilerini etkileyece i ve ekonomik bir aktör olarak küresel etkisine yön verece i öngörülmektedir.

Türkiye’nin iç pazara entegrasyonu gümrük birli i kapsam ndaki mevcut yükümlülüklerini yerine getirmesi, düzenleyici çerçeveleri güçlendirmesi ve yolsuzlukla mücadele gibi reformlar gerçekle tirmesi halinde yararl olabilecektir396. Bugün önemli

bir ekonomik güç olarak AB’nin ya ad en önemli sorun ekonomik büyümenin oldukça yetersiz olmas d r. Bu ba lamda Türkiye’nin Avrupa’ya uzun vadede büyüme katk s sa layacak bir ülke konumunda oldu u da dü ünülebilir397. Öte yandan dü ük-orta gelir ülkesi olarak, Türkiye’nin kat l m , AB’de bölgesel ve 394 Kirsty Hughes, “Turkey and the European Union: Just Another Enlargement? Exploring the

Implicaions of Turkish Accession”, A Friends of Europe Working Paper, 2004, http://foe.link.be/pdfs/TurkeyandtheEuropeanUnion-WorkingPaperFoE.pdf, s. iii.

395 European Commission, Issues Arising From Turkey’s Membership Perspective, s. 2. 396 European Commission, Issues Arising From Turkey’s Membership Perspective, s. 5.

397 Yonca Özer, “Küresel Ekonomik Bir Güç Olarak AB ve Türkiye’nin Üyeli inin Muhtemel

Etkileri”, Türkiye-AB li1kileri: Avrupa’n0n Geni1lemesi, Müzakere Süreci ve Bat0l0la1ma

ekonomik farkl l klar art rabilecek ve uyum politikas aç s ndan önemli s k nt lar olu turabilecektir398. Gerek ülkenin ekonomik kalk nm l k düzeyinin Avrupa Birli i ortalamas n n alt nda olmas , gerek ülkede bölgeleraras geli mi lik fark n n çok yüksek bulunmas , Avrupa Birli i’nin bugüne kadar uygulad ve bütçesinin yakla k üçte birinden fazlas na tekabül eden uyum politikas na ve yap sal fonlara ayr lan miktarlarda önemli art lara gidilmesini gerektirecektir.

Jeopolitik aç dan bak ld nda Türkiye, Avrupa Birli i’nin küresel bir güç haline gelmesine imkân sa layacak, Asya, Avrupa ve Ortado u aras ndaki konumu, kültürel kimli i ve potansiyeliyle AB’nin çok geni bir alanda etkin bir güç olabilmesi için en önemli partnerlerden biridir399. Ayr ca Türkiye’nin kat l m AB’nin daha iyi enerji arz yollar n güvence alt na almas nda etkili olacakt r. Öte yandan,