• Sonuç bulunamadı

Türkiye Fikri Mülkiyet Sisteminin Yargasal Altyapı: Fikri ve Sınai Haklar Mahkemeleri Mahkemeleri

TÜRKĠYE FĠKRĠ MÜLKĠYET SĠSTEMĠ

2.3 Türkiye Fikri Mülkiyet Sisteminin Yargasal Altyapı: Fikri ve Sınai Haklar Mahkemeleri Mahkemeleri

122 Gümrük idaresi aldığı durdurma kararını hak sahibine bildirdikten sonra on gün içinde bu konuda yetkili mahkemede dava açılmaz ya da mahkemeden tedbir kararı çıkmazsa, eĢya hakkında beyan sahibinin talep ettiği gümrük rejimi kurallarına göre iĢlem yapılır. Gümrük iĢlemleri durdurulan eĢya, yetkili mahkemenin kararına göre, tasfiye rejimi hükümleri doğrultusunda imha ya da asli özellikleri değiĢtirilerek satıĢ amacıyla tasfiye edilebilir.155

2.3 Türkiye Fikri Mülkiyet Sisteminin Yargasal Altyapı: Fikri ve Sınai Haklar

123 Ankara (4 hukuk ve 2 ceza mahkemesi) ve Ġzmir‟de (1 hukuk ve 2 ceza mahkemesi) bulunmaktadır.156

Ġhtisas fikri mülkiyet mahkemesi fikri mülkiyet haklarıyla ilgili belirli tür ihtilafları karara bağlamak için ulusal düzeyde faaliyet gösteren bağımsız bir kamu yargı organıdır. Fikri mülkiyet anlaĢmazlıkları, bazen esas olarak, sahtecilere karĢı fikri mülkiyet haklarının uygulanması ile alakalı anlaĢmazlıklarla iliĢkilidir. Bununla birlikte, fikri mülkiyet ihtilaflarının gerçekliği ve tabiatı çok daha karmaĢıktır: fikri mülkiyet haklarıyla ilgili ihtilaflar çok çeĢitli olabilir. Bu çeĢitlilik, fikri mülkiyet hakları türleri arasındaki farklardan ve belirli fikri mülkiyet hakları türleri için ortaya çıkabilecek belirli yasal sorunlardan kaynaklanmaktadır.

Fikri mülkiyet ihtilaflarının çeĢitliliği, mevcut olan çeĢitli yasal iĢlemlerden kaynaklanmaktadır. Fikri mülkiyet ihtilafları, özellikle fikri mülkiyet haklarının verilmesiyle ilgili olarak hukuki iĢlemlere, cezai iĢlemlere ve idari iĢlemlere sunulabilir. Ayrıca, fikri mülkiyet anlaĢmazlıkları sıklıkla, rekabet hukuku, sözleĢme hukuku ve uluslararası özel hukuku dahil olmak üzere farklı yasal alanların kesiĢiminde karmaĢık yasal sorular oluĢturabilen iĢlemsel bir bağlamda ortaya çıkmaktadır. Dijital ortamda fikri mülkiyet haklarının korunması, ayrıca özel düzenlemeler ve/veya uygulama mekanizmaları için çağrı yapabilir.

Ġhtisas fikri mülkiyet mahkemesi oluĢturmanın en büyük avantajı, fikri mülkiyet sisteminin güven kazanması, öngörülebilirlik ve mahkeme kararlarının kesinliğinden kaynaklanan güvendir. Bu kesinlik, özel sektörün sadece yatırım ve geliĢimini planlamasına izin vermekle kalmaz, aynı zamanda yatırım topluluğunun güvenini arttırır. Ġhtisas fikri mülkiyet mahkemesinin kurulması, fikri mülkiyet ihtilaflarını genel mahkeme planı ve yasaların dıĢına çıkarır. Ġhtisas mahkeme sistemi, çağdaĢ fikri mülkiyet anlaĢmazlıklarının geniĢ kapsamı nedeniyle, ilgili tüm teknolojik alanlarda fikri mülkiyet uzmanlığına ihtiyaç duyar.

Ġhtisas fikri mülkiyet mahkemeleri, mahkemenin uzmanlığının, mahkemenin önceki fikri mülkiyet ihtilaflarını çözme konusunda edindiği deneyimlere dayanarak karar vermeyi mümkün kılmasından dolayı adalet kalitesini arttırdığı kabul edilir. Mahkemenin uzmanlığı, fikri mülkiyet ihtilafları için özel bir öneme sahiptir, çünkü mahkemelerden kısa bir süre içinde geçici bir yardım baĢvurusu için karar vermeleri ve bu nedenle hızlı ve etkili geçici önlemler almaları

156 UK Intellectual Property Office, Intellectual property rights in Turkey, Newport: Crown copyright, 2017, s.

11-12.

124 istenmektedir. Bu zaman kısıtlamaları, söz konusu mahkemelerin hızlı ve verimli bir Ģekilde karar verebilmelerini zorunlu kılmaktadır.157

Ġhtisas fikri mülkiyet mahkemelerinin bir baĢka avantajı, fikri mülkiyet hukukunun dinamik geliĢmelere ayak uydurabilmesi ve hızlı bir Ģekilde uyum sağlayabilmesidir.

Mahkemenin uzmanlığı, ihtisaslaĢmayan mahkemelerin getirdiği riskler ıĢığında bir avantaj olarak algılanıyor. Her durumda, uzman hakimlerin hukuk alanındaki en son geliĢmelerden haberdar olmalarını sağlayarak ihtisas mahkemesinin uzmanlığını korumak için faal mücadeleye yönelik tedbirler alınmalıdır.

Ġhtisas fikri mülkiyet mahkemeleri, iĢlemlerin zamanını ve maliyet etkinliğini daha da geliĢtirebilir. Bu, tüm paydaĢlar, özellikle de anlaĢmazlığın esasen kararlaĢtırılmasından önce bazen çok uzun bir süre beklemek zorunda kalmayacak dava sahipleri için caziptir. Bu özellikle teknolojilerin ticarileĢtirildiği ve iĢ kararlarının hızlı bir Ģekilde alınması gerektiği bu zamanda önemlidir. Aynı zamanda mahkemeler için de caziptir çünkü uzmanlıkları, yüklerini uygun bir Ģekilde yönetmeyi mümkün kılar ve böylece birikmiĢ riskten kurtulmaya katkıda bulunabilir.

Fikri mülkiyet mahkemeleri de yasada tutarlılığı ve tek biçimliliği teĢvik edebilir. Bu, potansiyel dava sahiplerine ve bir bütün olarak topluma fayda sağlayan ve böylece verimliliği artıran daha öngörülebilir mahkeme sonuçları oluĢturur. Fikri mülkiyet mahkemeleri oluĢturma ve sürdürme maliyetleri dezavantaj olarak görülmektedir. Bu tür maliyetlerin meĢrutiyeti ve orantılılığı, özellikle dosya yüküne ve bu maliyetlerin mevcut kaynaklar tarafından karĢılanabilirliğine bağlıdır. Ġhtisas fikri mülkiyet mahkemesinin kurulmasıyla ilgili potansiyel maliyetlerin değerlendirilmesi, ayrıca hakimlerin belirlenmesi, cezbedilmesi ve tutulması maliyetlerinin değerlendirmesini de içermelidir. Dolayısıyla, insan kaynakları eksikliği, fikri mülkiyet mahkemelerinin kurulmasına potansiyel olarak mani olan büyük bir engel teĢkil edebilir. Sonuç olarak, maliyet değerlendirmesi, adli insan kaynaklarının uygun Ģekilde yönetilmesinin maliyetini de yansıtmalıdır.158

Ġhtisas fikri mülkiyet mahkemesinde değerlendirilebilecek sınırlı uzman potansiyeli, çıkar çatıĢmalarını düzenleyen uygun kural ve ilkelerin benimsenmesini gerekli kılmaktadır. Tüm bu maliyetler ve engeller, sonuçta Ġhtisas fikri mülkiyet mahkemelerinin (özellikle adli verim) oluĢturulmasından kaynaklanacak beklenen faydalarla karĢılaĢtırılmalıdır.

157 DE WERRA, Jacques, Specialised Intellectual Property Courts-Issues and Challenges, Strasbourg: The Center for International Intellectual Property Studies (CEIPI), 2016, s. 19.

158 DE WERRA, Jacques, a.g.e., s. 24.

125 Ek bir risk, fikri mülkiyet mahkemelerinin vizyonunun daralmasıdır. Fikri mülkiyet, hukukun geri kalanından izole edilmemelidir. Bu çok önemlidir, çünkü fikri mülkiyet anlaĢmazlıkları, anayasal, insan hakları, sözleĢme veya rekabet hukuku gibi fikri mülkiyet alanı dıĢındaki yasal meseleleri sık sık ortaya çıkarır. Bu nedenle, fikri mülkiyet uzmanı bir mahkemenin, kanunun bu alanlarına uygulanan geliĢen ilkelerle uyumlu olmayan, haksız fiil veya sözleĢme hukuku gibi genel yasal ilkelere iliĢkin kuralları kabul etmesi ve tanımlaması riski olabilir.

Fikri mülkiyet mahkemelerinin kurulması, mahkemenin özel yargı yetkisi ile diğer mahkemelerin özel veya genel yargı yetkisi arasındaki ayrım sorununu gündeme getirmektedir.

Ġçtihat hukuku sık sık bu sınırlamanın hassas olabileceğini göstermektedir. Bu nedenle ihtisas mahkemeler oluĢturmak, potansiyel olarak ciddi sınır sorunlarının kaynağıdır. Ġhtisas yargı yetkisi bu nedenle dikkatli bir Ģekilde tanımlanmalı ve çok dar bir Ģekilde tasarlanmamalıdır.159

Sonuç olarak, avantajları ve dezavantajları göz önünde bulundurarak, Türkiye‟de fikri ve sınai haklar mahkemesi oluĢturmak yalnızca fikri mülkiyet mantığının tutarlılığına değil, aynı zamanda gelecekteki korumanın geliĢtirilmesine de yarar sağlar. Hukuk ve ceza davalarında, ihtisas mahkemesi sadece bütün delilleri eĢit Ģekilde yargılamakla kalmaz, aynı zamanda tekel hakkını gerektiği gibi dengelemenin yanı sıra hak sahibini korumak için en iyi yöntemi dikkatli bir Ģekilde belirler.

Türkiye; Ankara, Ġstanbul ve Ġzmir gibi Ģehirlerde 21 ihtisas fikri ve sınai haklar ceza ve hukuk mahkemesi ve fikri ve sınai hakları araĢtırmalarından sorumlu savcının bulunduğu bir ülkesidir. Fikri ve sınai haklarını içeren hukuk davaları, Türkiye'nin Ankara, Ġstanbul ve Ġzmir‟deki fikri ve sınai haklar hukuk mahkemelerine ve fikri ve sınai haklar hukuk mahkemelerinin bulunmadığı ilk derece asliye hukuk mahkemelerine getirilebilir. Fikri ve sınai haklar ceza davaları, Türkiye‟nin Ankara, Ġstanbul ve Ġzmir‟deki fikri ve sınai haklar ceza mahkemelerine ve fikri ve sınai haklar ceza mahkemelerinin bulunmadığı ilk derece asliye ceza mahkemesine açılabilir. Bir veya iki genel hukuk veya ceza mahkemesi varsa, ilki fikri ve sınai hakları davalarıyla ilgilenmeye yetkilidir. Üç veya daha fazla hukuk veya ceza mahkemesi varsa,

159 PINOYOSINWAT, Jumpol, “A Model for Specialized Intellectual Property Court in Developing Countries”, (Waseda University, Faculty of Law, YayınlanmamıĢ Doktora Tezi), Tokyo, 2010, s. 14.

126 üçüncü fikri ve sınai hakları davaları ile ilgilenmek için yetkilidir. Genel hukuk ve ceza davaları aynı mahkeme tarafından görülmez.160

Fikri ve sınai haklar hukuk mahkemeleri, ihlali durdurmak ve/veya iĢlemlerden önceden talep edilebilecek olan ihlal edici ürünleri ele geçirmek için ihtiyati tedbir kararı verebilir, ancak bu tür bir karar, çok güçlü bir ihlal kanıtı bulunmadıkça nadiren verilir.

Bir fikri ve sınai mülkiyet sahibi, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemeleri aracılığıyla, sanığın ihlal eylemlerini durdurulması ve tazminat ödenmesi emredilerek karar verilmesini dava açabilir. Mahkemesinin kararı, ayrıca sahte ürünlere el konulması ve imha edilmesinin yanı sıra sahte ürünleri üretmek için kullanılan makine ve diğer ekipmanın da imhasını içerebilir.

Cezai soruĢturma için, hak sahibinin savcıya ihlale karĢı Ģikayette bulunması gerekir.

Ceza davası yaygın olarak kullanılır ve sahteciliği önleme görevinde en etkili araçtır. Sadece Türk barolarından birine kayıtlı olan avukatlar mahkeme önünde tarafları temsil edebilir. Patent ve marka vekilleri, yargısal iĢlemlerde bir tarafı temsil edemez.

Türkiye, yalnızca fikri mülkiyet davalarını ilgileyen ihtisas mahkemeleri kuran bazı yargı bölgelerindedir. Ġhtisas mahkemesi, ilk derece mahkemesi olarak yürütmek üzere tasarlanmıĢtır.

Ġhtisas mahkemesinin kendi idari birimi ve personeli vardır. Ġlk derece düzeyinde ihtisas mahkemesi kurulması, korunmanın etkinliğini sağlayabilir. Ancak, hükumetin birçok yeni mahkemeye, hakime, mahkeme personeline ve yapılandırmalara büyük miktarda bütçe ayırması gerekmektedir. Türkiye, büyük Ģehirlerde 20‟den fazla ihtisas mahkemesi kurmuĢtur. Yine de, fikri mülkiyet konularındaki yargı yetkisi ülkenin bir bölümünü kapsar. Ġhtisas mahkemelerinin bulunmadığı yargı bölgelerinde, genel mahkemeler fikri mülkiyet ihtilaflarının tümüne hükmediyor. Mahkeme sistemi, çağdaĢ fikri mülkiyet anlaĢmazlıklarının geniĢ kapsamı nedeniyle, ilgili tüm teknolojik alanlarda fikri mülkiyet uzmanlığına ihtiyaç duyar. Hakimlerin, mahkeme personelinin ve diğer icra memurlarının, fikri mülkiyet standartlarını tek tip ve düzgün bir Ģekilde uygulamak için gerekli fikri mülkiyet hukuku eğitimine veya teknik altyapıya sahip olmaları gerekir. Sonuç olarak, ihtisas mahkemelerinin oluĢturulması, mahkeme altyapısı ve ayrıca hakimlerinin ve mahkeme personelinin eğitim masrafları açısından maliyetlidir.161

160 ZUALLCOBLEY, Rohazar Wati vd., Study on Specialized Intellectual Property Courts, International Intellectual Property Institute (IIPI) and the United States Patent and Trademark Office, Washington, 2012, s. 29.

161 HIRST, Alastair, “The Role of the Government Authorities in the Enforcement of Intellectual Property Rights”, WIPO Workshop on the Enforcement of Intellectual Property Rights for Judges, World Intellectual Property Organization – WIPO, 1999, s. 3-4.

127 Türkiye‟de fikri ve sınai haklar mahkemelerini yöneten hakimler, hukuk deneyimine sahiptir ve teknik sorunlar, bilirkiĢilerin yardımı ile çözülmektedir.

Fikri mülkiyetle ilgili ihtilaflarda, yetkili mahkeme:

 davacının ikamet mahkemesi;

 suçun iĢlendiği yerin mahkemesi; veya

 ihlal eyleminin bir etkiye sebep olduğu yerin mahkemesi.

Davacı, izleyeceği eylemi bu üç seçenek arasından seçebilir. Hükümsüz kılma ve iptal davalarında, yetkili mahkeme, davalının ikamet mahkemesidir. Davacının Türkiye‟de ikamet etmediği hallerde, yetkili mahkeme, kayıtlı temsilcinin iĢ yerinin bulunduğu yer mahkemesidir;

temsilcinin sicil kaydına giriĢinin iptal edilmesi durumunda, yetkili mahkeme TÜRKPATENT'in bulunduğu yerdir (Ankara).

Fikri mülkiyet davaları, davacının ilk davasının sunulması ve ücretlerinin ödenmesi ile baĢlar. Bunu takiben mahkeme dilekçe ve delilleri toplamaya baĢlayacak ve ön incelemenin bir duruĢma ile yapılıp yapılmayacağına karar verecektir. Davanın yasal yollarını ve tarafların ön itirazlarını değerlendirdikten sonra mahkeme madde meselesini incelemeye baĢlar.162

Yazılı yargılama usulü, Türkiye‟deki hukuk ve ceza davaları için genel usulü olarak kabul edilir ve fikri mülkiyet davalarındaki iĢlemler yazalı yargılama usulüne göre yürütülür.

Ceza davalarında, soruĢturma ve kovuĢturma ilke olarak hak sahibi tarafından bir Ģikayete tabi tutulur. BaĢka bir deyiĢle, hakları ihlal edilen kiĢi, ihlal edenlere karĢı Ģikayette bulunmadıkça, kamu davası açılmaz. Ayrıca, savcı ve mahkemeler tarafından soruĢturulup yargılanan bandrol suçları gibi istisnai durumlar da vardır.

Hak sahibi, kararının kesinleĢmesinden önce istediği zaman Ģikayetini geri çekebilir veya davasından vazgeçebilir. Dava, Ģikayetin geri çekilmesi veya davadan vazgeçilmesiyle birlikte düĢer. Bu nedenle, davadan vazgeçilmesi davalının iznine bağlıdır. Ancak davacı, Ģikayette bulunma hakkından veya söz konusu ihlale iliĢkin bir davadan vazgeçmek için failin iznine ihtiyaç duymamaktadır.

Hukuk davalarında hak sahibi, taklit ürün ve araçların mülkiyet hakkının kendisine devredilmesini talep edebilir. Ceza davalarında, ürün ve araçların mülkiyet hakkını davacıya vermek mümkün değildir. Uygulamada, hukuk davaları ve ceza davaları genellikle aynı anda

162 EPO, Patent Litigation in Europe: An overview of national law and practice in the EPC contracting states, 4. b., Munich: European Patent Academy, 2016, s. 131.

128 yapılır. Taklit ürünlerin bulundurulması, genellikle ya müĢtekiye ya da sanığa, mütevelli makamlarında verilir. Yargılama aĢamasında, incelemeye tabi olan ürünlerin ele geçirilenlerle aynı olmadığı, her iki tarafça iddia edilebilir. Bunu ortadan kaldırmak için, sahte olduğu iddia edilen ürünlerin mülkiyetini, mahkeme güvenlik odasına vermek en uygun çözümdür. 163

Ġspat yükümlülüğü genellikle davacıdadır. Ancak bu genel kuralın bazı istisnaları vardır.

Örneğin, markanın kullanılmamasına dayanan iptal davalarında, ispat yükümlülüğü davalıya aittir. BaĢka bir deyiĢle, kullanım dıĢı temeli esas alan iptal davalarında, davacının markanın kullanılmadığını iddia etmesi yeterlidir. Marka gerçekten kullanılıyorsa, davalının ispat etmesi beklenir. Aksi takdirde davacının davasını kanıtladığı ve davayı kabul edeceği addedilir. Bu istisnaların yanı sıra, ispat yükü her zaman davacıdadır.164 SMK uyarınca, TÜRKPATENT (mahkemeler yerine), kullanılmaması nedeniyle oluĢan iptal iĢlemleriyle ilgilenir. Bununla birlikte, kanunun 192. Maddesi yedi yıl boyunca bu hükmün etkisini askıya aldığından, bu tür davalar, 2023 yılına kadar davalının ikametgahında fikri ve sınai haklar mahkemeleri önünde yapılmaya devam edilecektir. SMK, usul patentleri için ihlal kanıtı yüküne iliĢkin bir kural getirmiĢtir. Usul patentini almayı düĢünen bir patent sahibi, önce ihtilaf halindeki patentin yeni bir ürünü veya maddeyi mi yoksa bilinen bir ürünü veya maddeyi mi kapsadığını değerlendirmelidir. Söz konusu patentin, yeni bir ürün veya maddeyle ilgili bir süreci kapsadığı bir ihlal davasında ispat külfeti, davalıya aittir. Söz konusu patentin, bilinen bir ürün veya maddeyle ilgili bir süreci kapsadığı bir ihlal davasında ispat külfeti, mahkemenin takdirine bağlı olarak diğer taraflardan birine kaydırılabilir.

Fikri mülkiyet davaları, ilke olarak yazılı iĢlem usulüne tabi tutulur. Bu nedenle, tarafların, iddialarını özellikle yazılı bilgi ve belgeler ile kanıtlamaları gerekir. Adli iĢlemlerde kullanılan “delil” kelimesi, genellikle olayları belirleyebilmesi için mahkemeye konabilecek anlamına gelir.

Üç delil Ģekli ayırt edilebilir:

 tahriri delil, yani her türlü yazı ve belgelerin sağladığı delil;

 gerçek delil, yani açıklamasından ziyade bir Ģey tarafından sağlanan delil; ve

 bilirkiĢinin kanıdelili, yani bir uzman tarafından sağlanan delil.

163 IT IP Law Group Europe, IP & IT Litigation in Europe: a Legal Guide for Foreign Lawyers, https://www.itiplg.eu/, (EriĢim Tarihi: 30.04.2019), s. 229.

164 SULUK, Cahit, KENAROĞLU, Yasemin, Türk Fikri Mülkiyet Hukukunda Güncel GeliĢmeler, Ġstanbul:

Ġstanbul Ticaret Odası, 2012, s. 20.

129 Mümkün olduğunca, tüm deliller yazılı olarak sunulmalıdır. Sözlü ifadeler varsa, genellikle harfiyen alınır ve makam tarafından incelenmek üzere yazılı olarak kaydedilir;

bununla birlikte, sözlü tanıklık duruĢması istenirse, normal olarak verilecektir. Genel bir kural olarak, taraflarca yapılan açıklamalar, aksi kanıtlanmadıkça veya itiraz edilmedikçe genellikle doğru olarak kabul edilir. Eğer böyle bir durum söz konusuysa, mahkeme daha fazla delil isteyebilir. BaĢlangıcından önce, bu iĢlemlerin masraflarını karĢılamak için para yatırma zorunluluğu getirilebilir. Bu kovuĢturma, tarafları duymak, bilgi talepleri, belge üretimi, duruĢma Ģahitleri, uzmanların görüĢleri, inceleme ve yeminli ifadeleri yazılı olarak içerebilir. Sözlü deliller söz konusu olduğunda, Ģahitlik veya tanıklık ifadesi, muhalif veya mahkeme tarafından sorgulamaya tabi olmak üzere hazırlanmalıdır.165

Tahriri deliller, dosya geçmiĢi, açıklamalar ve diğer tahriri deliller olmak üzere üç ögeye ayrılabilir. Dosya geçmiĢi, genellikle baĢvuru, TÜRKPATENT tarafından yapılan itiraz veya gözlemler ile baĢvuru sahibi tarafından yapılan gözlemlerden oluĢur. Bazen sözde kanıt, baĢvuru sahibinin ifadelerini de içerebilir. “Sözde” kelimesi kasıtlı olarak kullanılır, çünkü bu delil genellikle kanıt değil, tartıĢmadır. Deneysel raporlar, pazar anketleri, fotoğraflar, satıĢ rakamları, istenmeyen referanslar gibi baĢka tahriri deliller olabilir. Yine, tüm bu materyaller; kaynağı, kaynağın ne gösterdiğini, neden sunulduğunu ve teknik önemini açıklayarak tanıtılmalıdır.

Modeller, teknikte tarif edilen fiili makineler ve patent baĢvurusunun konusu gibi gerçek deliller da gösterilebilir.

Patent iĢlemlerinde geçerlilik konusuna iliĢkin olarak, genel delil; önceki kullanım, buluĢun ticari baĢarısı, patent Ģartnamesinin yetkili bir teknisyene karĢı anlaĢılırlığı ve yeterliliği, buluĢun yararlılığı ve kullanılabilirliği, maddi tarihlerdeki ortak genel bilginin durumu, teknik terimlerin anlamı ve önceki teknik ve bilgi ıĢığında değerlendirildiğinde talep edilen buluĢun yeni veya ĢaĢırtıcı niteliğine dayanarak, genellikle uzman tanıklarından elde edilir.

Özellikle marka davalarında, belirli bir ticari isim, marka veya tescil ile ilgili

“kamuoyuna” ait deliller veya kamu görüĢünün durumu, hem konu ile bağlantılı hem de kabul edilebilir niteliktedir. Son zamanlarda, pazar anketleri ve pazar araĢtırmalarının sonuçlarını

“kamuoyuna” ait deliller olarak faaliyete geçirmeye çalıĢma çabaları olmuĢtur. Bu tür delillerin etkisiyle ilgili bazı anlaĢmazlıklar söz konusudur. Bir pazar anketinin delili, görüĢülen Ģahıslar

165 Suluk & Kenaroğlu Avukatlık Bürosu, Türk Fikri Mülkiyet Hukukunda Güncel GeliĢmeler, Ġstanbul:

MÜSĠAD, 2011, s. 20.

130 tarafından belirli görüĢlerin ifade edildiğinden daha fazlasını kanıtlayamayabilir. Mahkemeye doğrudan delil bulunmadığı takdirde, bu tür görüĢlerin gerçekten onlar tarafından tutulduğunu ya da bu görüĢlere nasıl ulaĢıldığını gösteremez.

Deliller, en önemli noktalarda, yeminli ifadeler Ģeklinde sunulabilir. Bu ifadeler, bir nöter önünde ya da sahte beyanda bulunmasının sonuçlarını ve cezalarını bilmesini sağlayan bir mahkeme önünde, beyanda bulunan kiĢi tarafından imzalanan yazılı ifadedir. Genel olarak yasalar, yanlıĢ ifadede bulunulduğu takdirde cezalar için hüküm hazırlar. Ancak, yazalı ifade uygulamasının Türk hukukunda nadir görülmesi nedeniyle, yazılı ifadelerin delil değeri, özellikle sunulanların oranı düĢüktür.

Herhangi bir yargılamada üçüncü bir tarafın yokluğu durumunda, yeminli ifadeler normalde, beyan ettikleri gerçeklerin delil olarak kabul edilir. Bu nedenle konuyla iliĢkili ve doğru olduklarından emin olmak gerekir.

Üçüncü bir taraf söz konusu olduğunda, ortaya konan gerçeklerin geçerliliğini test etmek için üçüncü tarafa, ifadeyi veren tarafı çapraz inceleme fırsatı verilebilir. “Çapraz inceleme”, muhalif tarafın, ifadeyi veren kiĢiyi sorguladığı bir prosedürdür. Sorular, beyanda dile getirilen herhangi bir konuya yönelik olabilir ve genellikle ifadenin doğruluğu ve temeli ile ilgilidir.

Taraflar, mahkemeden dosyanın incelenmesi için bir bilirkiĢi veya bilirkiĢi heyeti tayin etmesini ve bilirkiĢi raporunu delil olarak kullanmasını talep edebilirler. Ayrıca, taraflar, bekleyen bir mahkeme davasıyla ilgili olarak mahkeme tarafından atanmayan bilirkiĢilerden raporlar alabilirler. Bununla birlikte, elbette, taraflardan birinin talep etmesi halinde özel bilirkiĢiler tarafından hazırlanan raporlar, mahkemeler tarafından atanan bilirkiĢiler tarafından hazırlanan raporlara eĢit kabul edilmez. Mahkemelerin çoğu bu özel raporları dikkate almamaktadır. Bazı hakimler bu tür raporların dosyalara sunulmasına bile izin vermemektedir.166 Türkiye‟deki ilk derece fikri ve sınai haklar mahkemeleri nezdinde açılan hukuk veya ceza mahkemesi eylem süresi, 18 aydan iki yıla kadar sürebilir. Hukuk dava usulü ile ilgili olarak, mahkeme davası açıldığında, dava dilekçesi, sanığın yanıt dilekçesini sunmasına olanak sağlamak için deliller ile birlikte bildirilir. Esaslar hakkındaki ilk duruĢma tarihi, bu ilk inceleme aĢamasının tamamlanmasının ardından, yani taraflar iddialarını ve yanıt dilekçelerini verdikten sonra belirlenir.

166 ÇETĠN, Hüyla, “Fikri ve Sınai Haklarında Yaptırımların Yeknesaklığı”, Avrupa Birliği ve Türkiye’de Sınai Haklarda Son GeliĢmeler Tebliğler, Ankara, 2003, s. 73.

131 Tarafların iddialarını ve savunmalarını dinledikten sonra mahkeme, - resmi veya tarafların talebi üzerine - delilleri değerlendirmek adına bir bilirkiĢi veya bilirkiĢi heyeti atayabilir. Mahkeme tarafından, bilirkiĢilerin dava esası hakkında değil, yalnızca kendi uzmanlık alanları içindeki teknik noktalar hakkında görüĢ bildirmeleri istenmektedir. Mahkeme, bilirkiĢilerin raporundan memnun kalmazsa ya da tarafların itiraz veya talebi üzerine, aynı bilirkiĢi(ler)den veya farklı bilirkiĢilerden ek bir rapor isteyebilir. Sonuç olarak, tarafların görüĢlerine, kanıtlarına ve dosyanın bilirkiĢi incelemesine dayanarak, mahkeme kararını son duruĢmada sunar. Gerekçeli karar, kararın mahkemede verilmesine müteakip birkaç ay içinde yayınlanmalıdır.

Ġlk derece mahkemesi gerekçeli kararını verdikten sonra, karardan memnun olmayan bir taraf, yetkili istinaf mahkemesinden önceki iki hafta içinde istinaf yoluna baĢvurabilir. Bölge Adliye Mahkemesi, davayı hem usule dayanak hem de esas bakımından inceleme yetkisine sahiptir. Tarafların talebi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi, davanın esaslarını incelerken, yeni bir bilirkiĢi raporu almak için baĢka bir bilirkiĢi veya bilirkiĢi heyeti atayabilir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karĢı, usul Ģartlarının yerine getirilmesi halinde Yargıtay‟a temyiz yoluna baĢvurulabilir. Yargıtay, yeni üç aĢamalı hukuk usul sisteminde üçüncü ve son yargı otoritesidir. Yeni sistem daha yeni çalıĢmaya baĢladığı için, iĢlem süresinin ne yönde etkilenip etkilenmeyeceği henüz bilinmemektedir.167

Türkiye‟deki davaların mahkeme giderleri ve avukatlık ücretleri, Avrupa ülkelerine kıyasla çok düĢüktür. Kaybeden taraf, mahkeme harçlarını ve avukat ücretlerini ödemek zorundadır. Eğer her iki taraf da kazanır ve/veya bir dereceye kadar kaybederse, mahkeme kazanan orana göre avukat ücretine karar verir, bu nedenle her iki taraf da diğer tarafın avukat ücretini alır. Mahkeme ve avukatlık ücretleri dava türü ve değerine göre hesaplanır. Avukatlık ücretlerinin hesaplanması, her yıl Türkiye Barolar Birliği tarafından resmi olarak belirlenen ve Türkiye resmi gazetesinde yayınlanan “asgari ücret tarifesine” dayanmaktadır. Türkiye‟de iĢlemlerin resmi maliyetleri de çok düĢüktür. Bu bağlamda, taraflara baĢka avukat ücretleri (yani avukatlarına ayrı olarak ödemeyi kabul ettikleri ücretler) verilmemektedir.

Fikri mülkiyet haklarına dayanan davalarda ihtiyati tedbirler talep edilebilir. Türkiye‟de, ihtiyati tedbir talebinde bulunmak, yaygın bir yaklaĢımdır.

167 UK Intellectual Property Office, a.g.e., s. 12.

132 Fikri mülkiyet hakları, özel kanunlarla korunmaktadır (FSEK, SMK). Bu özel mevzuatın bir parçası olarak, ilk ihtiyati tedbir prosedürü de özel olarak düzenlenmiĢtir. Sonuç olarak, sistem içerisinde fikri mülkiyet hukuku kapsamında daha hızlı ve geniĢ kapsamlı ihtiyati tedbir kararları alınması mümkündür. Fikri mülkiyet hukuku konusundaki bu özel düzenlemenin teĢvik edilmesi, fikri mülkiyet haklarının hemen hemen her ihlalinde, her zaman onarılamaz bir hasar riski olduğu gerçeğidir.

Turk Hukuk Usulü Kanunu ve SMK, devam eden veya öngörülen hak ihlallerini önlemek ve delilleri korumak için özel hükümler içermektedir. UyuĢmazlık içindeki eylemin önemli bir tehlike yaratması veya onarılamaz bir hasara neden olma riski varsa, hakim yargının baĢlangıcında veya sırasında sanığa karĢı ihtiyati tedbir kararı alma hakkına sahiptir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbir, ana kararın sonucunu sağlayacak Ģekilde yapılamaz.168

Ġhtiyati tedbirler, esaslı iĢlemler öncesinde veya sırasında aranabilir ve verilebilir.

Davacının Ģunu kanıtlaması gerekir:

 hak sahibinin;

 hakları ihlal ediliyor veya yüksek bir ihlal olasılığı var; ve

 telafisi mümkün olmayan bir zarar veya hasara maruz kalabilir.

SMK uyarınca, ciddi veya onarılamaz bir hasarın yaklaĢma tehdidi durumunda, dava sırasında herhangi bir zamanda bir ihtiyati tedbir emri istenebilir. Ġhlali durdurmak için hızlı ve etkili bir araç olan ihtiyati tedbirler, mahkemenin nihai kararının etkinliğini ve uygulanabilirliğini aĢağıdakilerle güvence altına alır:

 ihlal etme davranıĢların durdurulması;

 üretilen veya ithal edilen ihlal edici ürünlerin yanı sıra, bunların üretim araçlarının veya patentli yöntemlerin, Türk topraklarında (gümrükler, serbest limanlar veya serbest ticaret bölgeleri dahil) gerçekleĢtirilmesi ve bu tür ihlal eden ürünlerin gözaltında tutulması; ve

 davalıya olası herhangi bir zararın tazmini için, zararın karĢılanacağına dair teminatın verilmesi.

168 IT IP Law Group Europe, a.g.e., s. 229.