• Sonuç bulunamadı

FĠKRĠ MÜLKĠYET ĠLE ĠLGĠLĠ GENEL BĠLGĠ

1.3 Fikri Mülkiyet ile Ġlgili Olumlu ve Olumsuz Argümanlar

23 biyoteknoloji alanlarındaki geliĢmeler fikri mülkiyet haklarının düzenli olarak gözden geçirilmesini gerekli kılmaktadır. Fikri mülkiyet sistemi dinamiktir ve evrim geçirebilme ve zamanın taleplerine ayak uydurabilmesiyle nitelik kazanmaktadır.

Folkloru, geleneksel bilgiyi ve genetik kaynakları fikri mülkiyet olarak korumaya yönelik bir hamle de hazırlanmaktadır. Bazı yorumcuların bu hamle konusunda çekinceleri bulunmaktadır. Bunun sebebi, bu unsurların korunmaya değer olmaması değil, geleneksel fikri mülkiyet kavramlarına uyarlanmalarının zorluğudur. Bazı yorumcuların bu tür çekinceleri yoktur. Öte yandan sorun, bu yeni düzen haklarının değiĢmez ve sürekli tekeller yaratacak olmasıdır.

Hukuk geleneğine göre fikri mülkiyet haklarının kapsamı ve kullanımı, bireysel ifadeci eserlerin yayılmasını destekleyen, tekeli önleyen ve korsana karĢı bir savunma sunan demokratik ilkeleri teĢvik ettikleri için meĢrudur.

Fikri korumaya dair esas gaye, toplumsal refahla ilgilidir. Bu bakımdan fikri mülkiyet hakları, iki tarafı keskin bir kılıç olarak görülmektedir. Bunlar bir yandan bilgiyi ifĢa ederek yeniliği ve büyümeyi teĢvik etmektedir, diğer yandan da üretimin marjinal maliyetinden yüksek bir fiyatı müĢterilere dayatarak bir ekonomik verimsizlik, bir “dara kaybı” oluĢturmaktadır. Yeni bilgi açıklandığı zaman, herkes bunun olumlu dıĢsallıklarından faydalanacaktır. Faydalananların sayısı arttıkça, toplumun payına daha fazla değer düĢecektir.29

24 mülkiyet yasalarının, belirli durumlarda uygulanan belirli yasalara atıfta bulunmadan genel olarak “iyi” veya “kötü” olduğunu söylemek, durumu basite indirgemek olur. Bu nedenle, Ģüphesiz fikri mülkiyetin her iki tarafını görmek ve olumlu ve olumsuz eleĢtirileri karĢılaĢtırmak gerekir.

Fikri mülkiyet ile ilgili olumlu argümanlar: Güçlü fikri mülkiyet haklarına yönelik argümanları teĢvik, ödül, emek, ahlak, kamuya ifĢa, teknolojinin devri, teknoloji geliĢtirme ve sanayi politikası teorileri olarak adlandırmak mümkündür.

 Ġnsanların yaratıcı olması için teĢvikler sağlar: Fikri mülkiyet hakkıyla güvence altına alınan münhasırlık olasılığı, insanları yaratıcı çabalara baĢlamaya teĢvik eden güçlü bir motivasyondur. Bu tür kararlar üzerindeki etkisi sayesinde, fikri mülkiyet, yenilik döngüsünün bir anahtarını elini tutar. Toplum daha iyi, daha az pahalı ürünlerden ve daha çok sanatsal ve kültürel çeĢitlilikten yararlanır. Bireyler ve Ģirketler, neyin yaratılacağına veya icat edileceğine ve bu iĢte daha fazla geliĢtirme veya yatırım yapılıp yapılmamasına karar verirken fikri mülkiyeti dikkatlice değerlendirir.

 Ġnsanları yaratıcı olduktan sonra ödüllendirir: Bazı insanlar merak ya da özgecilik sebebiyle teĢvik almadan yaratıcı olur. Bir yeniliği üretmek için teĢvik gerekmese bile, yaratıcı eylemden sonra bir ödülün sunulması onları ve diğerlerini gelecekte daha fazla yaratıcı eser üretmeye teĢvik eder.

 Ġnsanlara yaratıcı emeklerinin meyveleri toplama hakkı tanır: Ödüllerin yanı sıra, birçok insan, emekçilerin iĢ ürünleri üzerinde hakları olduğuna inanmaktadır. Zihin vücudun bir parçasıdır ve zihnin emeği, yaratıcı ürünlerin ait olması gerektiği yaratıcıya aittir.

ÇalıĢmaları doğrudan kamusal alana girerse, emekleri için ne ödül ne de takdir aldıklarından elleri boĢ kalır. Fikri mülkiyet hakları, yaratıcılara, baĢkalarını hariç tutma ya da onlara eriĢim tanıma tercihi Ģeklinde kontrol sunar.

 Manevi veya asli hakların ilkelerini yerine getirir: Sanatçılar, mucitler ve diğer yaratıcı insanlar, sıklıkla somut mülkiyet haklarından veya ekonomiden öte bir iliĢki teĢkil eden iĢlerine karĢı bir ebeveynlik hissi içindedir. Toplum bu iliĢkiyi, yaratıcılara çalıĢmalarının ve ilgili fikri mülkiyetlerin kullanımı üzerinde kontrol sağlayarak destekleyebilir. Fikri mülkiyet hakları, yenilik döngüsünü teĢvik ederek önemli yeniliklere eriĢimi korur ve kaybedilme ihtimallerini sınırlar.

25

 Yeni bilgilerin kamuya açıklanmasını teĢvik eder: Ġnsanlar yeni bilgileri açıklamaya teĢvik edilirse ve bunu kendi Ģartlarıyla yapabilirse, bunların paylaĢılması geliĢtirilmiĢ olur. Fikri mülkiyet yasaları olmadan, insanlar buluĢlarını paylaĢma konusunda isteksiz olacaklar ve yeni bilgiler bir topluluk tarafından geniĢ oranda benimsenemeyeceği için bu durum yenilik döngüsünü bozacaktır.

 Yeniliğin devrini kolaylaĢtırır: Kayıt altına alınmaya tabi olmak üzere devredilebilir mülkiyet haklarının belirlenmesiyle, fikri mülkiyet hakları, tıpkı gerçek veya somut mülkiyette olduğu gibi, insanlara somut olmayan mülkiyeti alma, satma, kiralama veya ticaretini yapma ya da kredi teminatı olarak kullanma imkanı verir. Güçlü bir fikri mülkiyet hakları sistemi, örgütlere anlaĢılan koĢullarda baĢka örgütlere yenilikler devredebilme ve alıcının bu koĢulları yerine getirme zorunluluğu konusunda birtakım güvenceler tanır. Herhangi bir koruma yoksa, örgütlerin yeniliklerini sır olarak tutmaya yönelir.

 Yeniliğe yatırım yapılmasını kolaylaĢtırır: Teknolojinin ve diğer yaratıcı eserlerin geliĢtirilmesi ve yayılması, büyük miktarda çaba ve sermaye yatırımı gerektirir. Fikri mülkiyet hakları yatırımcılara, daha yüksek kârlar Ģeklinde mali geri dönüĢ elde etmelerinin bir yolunu sunar. Yatırımcılar, münhasır hakları bulunmayan bir teknolojiye yatırım yapmaktan kaçınır çünkü bir rakip, bu ürünü her zaman kopyalayabilir ve yeniliği üretenden daha ucuza satabilir. Yaratma eyleminde de olduğu gibi, fikri mülkiyet hakları yatırım için bir teĢvik sağlayıp piyasa ilkelerini yerine getirerek yatırımcıların, yatırımlarına ne olacağını kontrol edebilmelerini sağlar.

 Sanayi politikasını uygular: Ulusal fikri mülkiyet yasaları, yenilik döngüsünü güdülemek ve yönünü etkilemek için kullanılabilir. Bir ülke, fikri mülkiyet korumasını titizlikle belirleyerek, güçlendirerek, zayıflatarak veya ortadan kaldırarak belirli sektörleri ve faaliyetleri destekleyebilir veya caydırabilir. GeliĢmekte olan ülkeler, geliĢmiĢ ülkelerle daha iyi ticaret iliĢkileri karĢılığında, fikri mülkiyet yasalarını güçlendirerek baĢka siyasi avantajlar elde edebileceklerini keĢfetmiĢtir.31

Fikri mülkiyet ile ilgili olumsuz argümanlar: EleĢtirmenler, olumsuz sonuçlara iliĢkin kaygılara dayanan farklı argümanlar kullanarak, bazı fikri mülkiyet koruma türlerini kısıtlamayı

31 GOLLIN, Michael A, Driving Innovation: Intellectual Property Strategies for a Dynamic World, Cambridge:

Cambridge University Press., 2008, s. 37-40.

26 veya hatta ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Bu argümanlar teknolojiye kısıtlı eriĢim, artan maliyet, tekelleĢme, uygunsuz yatırım teĢvikleri, rekabet, gider, kurumsal gereksinimler ve etik temelli kuramlar Ģeklinde özetlenebilir.

 Yenilikleri kamusal alanın dıĢında tutar: Münhasırlık, kamunun bir yeniliğe tam eriĢime sahip olmasının önüne geçen fikri mülkiyetin birincil özelliğidir. Münhasır haklar aĢırıysa (çok uzun süreli veya çok geniĢse), yeniliğe eriĢimi azaltır. Bu tür aĢırı koruma mal sahibine fayda sağlayabilir ama topluma daha büyük bir avantaj getirmez. Münhasır haklar, yeniliğin gelecekte devam etmesini sağlamak üzere yukarıda belirtilen teĢvikleri, ödülleri ve diğer avantajları sunmak için çok önemli olsa da hiç kimse tam olarak doğru dengeyi bilmemektedir.

 Teknolojinin maliyetini arttırır: Bir fikri mülkiyet sahibinin münhasır hakları, ortada rekabet varsa, rekabettekinden genellikle daha yüksek bir fiyat belirlemek için kullanılır.

Tüketici için artan maliyet, fikri mülkiyet haklarının yenilikçi için bir teĢvik ve ödül aracı olarak kullanılmasının ayrılmaz bir parçasıdır.

 Tekeller yaratır: Ġnsanlar fikri mülkiyet haklarının belirli teknolojiler çevresinde, belirli Ģirketler veya belirli ülkeler için tekeller yarattığını söylemektedir. Açıkçası, bir patent veya telif hakkı veya hak portföyüne sahip olmak, bir tekel için gerekli piyasa kontrolünü yaratmayabilir. Bunun altında yatan eleĢtiriye göre fikri mülkiyet portföyleri büyük Ģirketlerdeki yenilikçiliğin ve yaratıcılığın merkezileĢmesine ve diğer Ģirketlerin giriĢindeki engeller nedeniyle rekabetin azalmasına yol açmaktadır. Tekelciliğe karĢıtı yasalar, fikri mülkiyet haklarının bir tekelde aĢırı güç yoğunlaĢmasına neden olmaması amacıyla kullanılabilmektedir. Bununla birlikte, rekabetteki her kısıtlama, tekelciliğe karĢıtı bir ihlale yol açmamaktadır. Bir rakip, yenilik yoluyla eski tekeli yıkıp bunun yerine daha yeni ve iyi bir tekel getirebiliyorsa, kısa bir süreliğine belli bir teknoloji üzerindeki sınırlı bir tekel sakıncalı değildir.

 Endüstriyi en iyi olana değil, korunabilecek olana odaklar: Fikri mülkiyet, yaratıcı gayreti ve yatırımı, fikri mülkiyet hukukuyla korunabilecek yeniliklere yöneltir ve kamusal alandaki bilgilerden uzak tutar. AraĢtırmacılar ve yatırımcılar, daha yüksek ekonomik getiri umuduyla, daha iyi performans özelliklerine sahip benzer ürünlerden daha iyi fikri mülkiyet korumasına tabi ilaç, mahsul ve teknoloji geliĢtirme ve pazarlama konusunda daha fazla çaba sarf etmektedir. Yeni bir Ģirkete yatırım yapıp yapmama konusundaki

27 yatırımcı kararları sadece teknolojinin etkililiğine, yönetim ekibinin becerisine ve pazarın büyüklüğüne değil, aynı zamanda fikri mülkiyet korumasının yatırımlarını garanti altına alacak kadar güçlü olup olmadığına da dayanmaktadır.

 Ġnsanları iĢ birliğinden rekabete zorlar: Bireysel düzeyde, fikri mülkiyet hakları iĢ birliğinin aksine ticari tutumu teĢvik edebilir. ġirketler birbirlerinin fikri mülkiyet haklarını engellemeye veya bunlardan kaçınmaya çalıĢarak rakiplerle kesin bir Ģekilde baĢa çıkabilir.

 Elde edilmesi ve tutulması pahalıdır: Telif hakları ve ticari sırların korunması nispeten basit olmakla birlikte, patentler ve bazı markaların edinilmesi pahalı ve karmaĢıktır. Bu nedenle yoksul ve eğitimsiz bireyler veya örgütler, çokuluslu Ģirketlere ve varlıklı kuruluĢlara kıyasla dezavantajlı durumdadır.

 Ayrıntılı ulusal hukuki ve düzenleyici kurumlar gerektirir: Birçok ulusal yasama organı yeni yasalar çıkarmıĢtır ve her bir ülke, fikri mülkiyet uygulama davalarını idare edebilecek bir patent ve marka dairesi ve mahkeme sistemine fon sağlamalıdır. Bu kurumlar, ulusal fonların ve uzmanlığın önemli oranda kararlılığını gerektirir. Daha yoksul ülkelerin, gerekli idari altyapıyı sağlamak için yetersiz kaynakları yönlendirmesi gerekmektedir.

 Mülkiyet haklarına karĢı çıkan ahlaki görüĢlerle çeliĢir: Serbest kalması gereken bir Ģeye mülkiyet hakları dayatılmasının ahlaki olmadığı gerekçesiyle, geleneksel çiftçilikte veya dini uygulamalarda kullanılan bitkilerin patentlerine yönelik çeĢitli itirazlar ortaya çıkmıĢtır. Genetik dizileri, insan vücudundan elde edilen materyaller üzerindeki mülki haklara karĢı muhalefet de gündeme gelmiĢtir. Ġnsan vücudu bileĢenlerinin kutsal olarak ele alınması gerektiği ya da en azından piyasa güçlerine tabi mülkiyet muamelesi görmemesi gerektiği düĢüncesi, etik gerekçelerle birçok insana hitap etmektedir.32

Fikri mülkiyet ile ilgili olumlu ve olumsuz bu argümanlar, modern sistemin doğal ikiliğini ve gerilimini gözler önüne sermektedir. Belki de en bariz karĢıtlık, fikri mülkiyeti olmayan bir dünya ve hakların aĢırı güçlü olduğu bir dünya hayal etmektir. Fikri mülkiyetin olmadığı veya fikri mülkiyet haklarının çok güçsüz olduğu bir dünyada insanlar, yaratıcılığa yönelik teĢvik ve ödüllerden yoksun olacağı için yenilik döngüsünün birinci safhası yavaĢlar.

Yeni bir Ģeyler yaratmaya baĢlaması durumunda, insanlar bununla ne yapacaklarına dair tercih

32 GOLLIN, a.g.e., s. 40-44.

28 ve kontrolden mahrum bırakılır ve böylece bunu tamamen gizli tutmaya yönelirler. Yeniliği gizlilik olmaksızın baĢkalarıyla paylaĢırlarsa, yenilik herkese açık hâle geldiği için baĢkalarının yeniliği geliĢtirmeye ve toplumda yaymaya büyük zaman veya kaynak yatırması için ortada teĢvik olmaz. Yenilik kendiliğinden toplumun hizmetine açılabilir ama öte yandan benimsenmesi ve kullanılmasını kimse savunmadığı için silinip yok olabilir.33

Diğer uç durumda, aĢırı güçlü ve fazla fikri mülkiyetlerin bulunduğu bir dünyada bireysel yaratıcılık, bilgiye eriĢimin kısıtlanmasıyla sekteye uğrar. Bir haklar bolluğunda araĢtırmacılar, tazminat ve tedbir kararı riski altında iĢ birliğine gitmez, mevcut teknolojileri geliĢtirmez.

Toplum da yeniliklerden faydalanamaz. Belki de aĢırı münhasırlığın yol açtığı en yaygın zarar, gücün fikri mülkiyet sahiplerinde yoğunlaĢması sebebiyle, tüketiciler dâhil olmak üzere buna sahip olmayanların aleyhine bir rekabet kaybı olur. Küresel bir bağlamda, geliĢmekte olan ülkeler fikri mülkiyet haklarının, yeniliği desteklemeye veya ürünleri için ödeme yapmaya gücü yetmeyen daha yoksul ülkelerin aleyhine, varlıklı ülkelerde yoğunlaĢma eğiliminde olduğunu ileri sürmektedir.34