• Sonuç bulunamadı

Türkiye’de Göç’e Karşı Alınan Önlemler

2.5. TÜRKİYE’DE İÇ GÖÇ HAREKETLERİ

2.5.5. Türkiye’de Göç’e Karşı Alınan Önlemler

Türkiye’de göçü belli merkezlerde toplanmasını engellemek için bir takım önlemler alınmıştır. Bu önlemlerin alınmasındaki amaç ise göçü belirli bölgelerde toplanmasını engellemektir. Bu önlemler başlıca köyden kente dönüşüm proje faaliyetleri, terör olaylarının sona erdirilmesi ve bölgesel alanda yatırımlar bu önlemlerin başlıca yapılanlarıdır.

2.5.5.1. Köyden Kente Dönüşüm Proje Faaliyetleri

Türkiye’de köyden kente göç hareketleri sanayileşme ile birlikte 1950’li yıllardan itibaren başlamıştır. Ancak sonraki dönemlerde göç hareketlerinin hızlı bir şekilde artış göstermesi ile birlikte kentsel alanlarda sorun olmaya başlamış çarpık kentleşmeye, güvenlik sorunu, alt yapı sorunu ve gecekondu gibi yapıların oluşmasına neden olmuştur (Güreşçi, 2010: 47-48). Sorunların oluşması nedeniyle devlet kırsal alandan göçü engelleye yönelik politikalar, tedbirler almaya başlamıştır.

Kentlerde gecekondu mahallelerinde genel olarak maaşı ile eğitim seviyesi düşük ve suç işlemeye meyilli kişiler yaşamaktadır. Bu gecekondu mahalleri alt yapı

sorunu olan, civarlarında park, hastane olmayan, elektrik sorunu olan sağlıksız yerlerdir. Bundan dolayı devlet bu yerler yıkıp, kentsel dönüşüm faaliyetleri başlatmıştır (Koçak, 2014: 1414-1415). Ancak başarılı olamamış bunun yerine göçü engelleyici faaliyetlerde bulunmaktadır.

Köyden kente proje dönüşüm proje kapsamında köyden göçü engellemek için sulamalı tarım yöntemine geçilmiştir. Bu kapsamda Güneydoğu Anadolu Bölgesinde GAP projesi geliştirilmiştir. Sulamalı tarım ülke geneline yaygınlaştırılarak göçler azda olsa engellenebilmiştir (https://www.msxlabs.org, 2017). Yine köyden kente proje faaliyetleri kapsamında köyden kente göçü engellemek için tarıma dayalı sanayi kollarını kırsala taşınmıştır. Bu kapsamda Karadeniz Bölgesi’nde, Marmara Bölgesi’nde, Akdeniz Bölgesi’nde salça ve konserve fabrikaları açmışlardır (http://turkiyedeki-sanayi-kollari.nedir.org, 2017).

2.5.5.2. Terör Olaylarının Sona Erdirilmesi

1980’li yıllardan sonra artan terör olayları Doğu Anadolu’daki göçü hızlandırmış insanlar zorunlu olarak yaşadıkları alanları terk etmek zorunda kalmışlardır. Şiddetlenen terör olayları yüzünden insanlar batı bölgelerine göç etmek zorunda kalmışlardır. Terör olayları ülke ekonomisine ciddi zararlar vermiştir (Özdemir, 2012: 7-10).

Terör olayları yüzünden binlerce insan ölmüş ve hayvan telef olmuştur. TBMM insan hakları raporlarına göre 2013 yılı itibariyle son otuz yılda Türk Silahlı Kuvvetleri 7918 şehit vermiş 5557 sivil vatandaş hayatını kaybetmiştir. Birçok köy boşaltılmak zorunda kalmış, okullar, demir yolları, karakollar, sağlık ocakları, barajlar ve yollar gibi yapılar terör eylemleri sonucunda zarar gören yapılardır. Terör eylemleri sonucunda birçok kamu binası zarar görmüş kullanılamaz hale gelmiştir. Terör eylemleri dış ticareti, turizmi ve yatırımları etkilemiş ülkede ciddi döviz kayıplarına neden olmuştur (Alp, 2013: 2-16).

Terör olaylarının bitirmek için Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nde İlkokul, Lise ve Üniversite sayıları arttırılmış, burada yoksul ekonomik durumu iyi olmayan öğrencilere maddi destekler sağlanmış, devamsızlık yapan

öğrenciler takip altına alınmış ve aileleri ile iş birliğine gidilerek ayrıca bölgedeki yanlış ideolojilere sahip kitaplar da toplatılmıştır (http://www.icisleriafad.gov.tr, 2017).

2005 yılında çıkarılan kanunla bu bölgelerdeki üretimi arttırmak için Köye Dönüş ve Rehabilitasyon Projesi ile daha önceden bu bölgelerden göç eden kişileri geri dönmesi için maddi ve manevi destekler sağlayarak tekrardan göç etmesini sağlamaya çalışmıştır. Devlet bu bölgelerde halkın güvenliğini sağlayabilmek için Köy Koruyuculuğu uygulamasını başlatmış her geçen yıl köy koruyucusu sayısını arttırmaya yönelmiştir. Bu bölgelerde Güneydoğu Anadolu Projesi ile sulamalı tarım arttırılmış bunun sonucunda üretim arttığı için halkın göç etmesi engellenmiştir. Bunun yanında bu bölgelerde terör olaylarının azaltılması için asker sayısı ve silahlı mücadele arttırılmıştır (www.tbmm.gov.tr, 2017).

2.5.5.3. Bölgesel Alanda Yatırım

Türkiye’de iç ve dış göçün nedenleri genellikle bölgeler arası dengesizliklerden kaynaklanmaktadır. Her ülkede genel olarak bölgeler arası dengesizlikler, sağlık, eğitim ve istihdam göçe neden olmaktadır. Türkiye’de göçler sanayisi gelişmiş olan Marmara Bölgesi’ne doğru olmaktadır ( Yılmaz, 2006: 255-256).

Ülkeler, bölgeler arasındaki farklılıkları ortadan kaldırmak için farklı yollara başvurmaktadır. Türkiye sosyoekonomik açıdan geride kalmış Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ni kalkındırabilmek için öncelik tanımıştır. Kalkınmada öncelikli yöreler olarak adlandırılmışlardır. Bu bölgeleri kalkındırabilmek için GAP, DAP ve DOKAP gibi projeler üretilmiştir. Amaçları geride kalmış bölgelerin diğer bölgelerle eşit imkânlara kavuşabilmesini sağlamaktır. GAP’ın amacı hem bölgeyi hem de ülkenin kalkınmasını sağlamak, bölgeye barajlar, hidroelektrik santralleri yaparak tarımda sulamayı geliştirmek ve verimliliği arttırmak, bölgenin elektrik ihtiyacını karşılamaktır. DAP ise bölgenin mevcut kaynaklarını kullanarak bölgeye katkıda bulunmaktadır (Sevinç, 2011: 36-48).

Göçü başlatan olay bölgeler arası farklılıklardır. Göçün nedeni kentlerin çok gelişmiş olması değil kırsal alanların insanları geçindirecek düzeye sahip olmamasıdır. Göç veren yerler hem genç nüfusunu hem de mal varlıklarını sermayelerini kaybetmektedirler (Altuntepe ve Öztürk, 2008: 1592-1594).

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3.1. KÜTAHYA HAKKINDA GENEL BİLGİ

İç Batı Ege’nin en eski yerleşim yerlerinden biri olan Kütahya’nın kuruluşu tam olarak bilinmemektedir. Ancak zaman içerisinde burada kurulan medeniyetler bilinmektedir. Kütahya’nın sırasıyla Hititler, Lidyalılar, Frigyalılar, Persler ve Bizans İmparatorluğunun egemenliği altına girdiği bilinmektedir. Daha sonra Kütahya Şelçuklu Devleti, Germiyan Devleti ve son olarak da Osmanlı Devleti’nin hâkimiyeti altına girmiştir. Birçok medeniyete ev sahipliği yaptığı için tarihi ve kültürel zenginlikleri bulunmaktadır (www.kutahya_net., 2017). Bu zenginliklere Aizanoi Antik Kenti, Kütahya Çinili Cami, Kütahya Zafertepe Anıtı, Ulu Cami, Kütahya Saat Kulesi, Dönenler Mevlevihane’si ve Hisar kalesi örnek verilebilir (www.travelterminal.net, 2017).

Kütahya ili arazilerinin % 53’ü ormanlık alanlardan oluşurken tarım arazileri ise % 34’nü oluşturmaktadır. Kütahya’da kırsal kesimde yaşayanların başlıca geçim kaynakları tarım ve hayvancılıktır. Tahıla dayalı üretim yapılmakta bunun yanı sıra şeker pancarı, ayçiçek, soğan, nohut, patates üretimi yapılmaktadır. Vişne, kiraz, elma ve armut başlıca üretilen meyvelerdir. Başlıca yeraltı zenginlikleri linyit, borasit, alümit, manyezit, krom, demir ve gümüştür. Kütahya’nın en önemli sanayi kolunu porselen, çinicilik ve seramik oluşturmaktadır. Bunların haricinde Kütahya çok önemli yeraltı sıcak su kaynaklarına sahip olduğundan buna bağlı olarak termal tesisler kurulmuştur (www.kutahya.yerelnet.org.tr, 2017).

Kütahya hakkındaki bu genel bilgilere ayrı başlıklar halinde değinmek gerekmektedir. Bu yüzden sırasıyla Kütahya’nın tarihi, nüfus gelişimi, göç durumu, ekonomik imkânları, ulaşım imkânları ve turizm imkânlarından bahsedilecektir.