• Sonuç bulunamadı

Türkiye’de Bölgesel Farklılıklar

BÖLÜM 4 :TÜRKİYE’DE BÖLGESEL POLİTİKALAR VE YENİ BİR MODEL

4.1. Türkiye’de Bölgesel Farklılıklar

Sanayi devrimiyle başlayan ekonomik gelişme, dünyanın belirli bölgelerindeki bazı ülkelerde ortaya çıkmıştır. Ne var ki, ekonomik gelişme, sanayi devrimini gerçekleştiren bu ülkelerin tüm bölgelerinde değil, ancak ekonomik gelişmeye en uygun koşullara sahip olan belirli bölgelerinde ortaya çıkmış ve yoğunlaşma göstermiştir. Bölgelerarası gelişmişlik farklarının ortaya çıkışı, ekonomik gelişmenin başladığı her ülkenin kaçınılmaz olarak karşılaşacağı bir durumdur. Bugün dünyanın farklı ülkelerinde değişik yoğunlukta karşılaştığımız bölgesel farklılıklar Türkiye’de de kendini göstermektedir. Türkiye’de bugün kendini gösteren bölgesel farkların kökenlerini, ülkemizin coğrafi yapısından ve tarihi gelişiminden bağımsız düşünmek olanaklı değildir (Dinler, 1994:177).

Coğrafi nedenler olarak öncelikle iklim, yer altı ve yer üstü zenginlikler, doğal koşullar, ulaşım ve haberleşme imkanları gibi çeşitli faktörler sıralanmaktadır.(Gündüz, 2006:100) Sözü edilen coğrafi koşulların ekonomik kalkınmayı durdurucu ya da frenleyici bir rol oynayabileceği değerlendirmesi yapılmaktadır (Dinler,1994:177).

Bu kapsamda yedi coğrafi bölgeden oluşan ülkemizin her coğrafi bölgesinde farklı coğrafi özellikler görmek mümkündür. İnsan ihtiyaçlarının karşılanması genelde tarıma

94

bağlı, tarımsal faaliyetler ise doğanın etkisinde bulunmaktadır. Doğal çevreyi göz önüne almadan hiçbir ülkenin ekonomisini tam olarak kavramak olanaklı değildir. Tarım sektörü, ülke kalkınmasında olduğu kadar bölge kalkınmasında da ekonominin motor gücünü oluşturmaktadır (Gündüz, 2006:100-101; Dinler, 1994:178).

Türkiye’de bölgeler, yükseklik, iklim, bitki örtüsü, yüzey şekilleri, dağları, ovaları ve benzeri coğrafi faktörler yönünden değerlendirildiğinde en dezavantajlı bölgenin Doğu Anadolu Bölgesi olduğu görülmektedir. Sonuç olarak, Batı Anadolu ile kıyasla Doğu Anadolu’nun aleyhine işleyen coğrafi koşullar, bu bölgenin ekonomik kalkınmasını engelleyen en önemli etmenlerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır(Gündüz, 2006:101, Dinler,1994:178-179).

Bölgesel farklılıkların oluşumunda ikinci önemli faktör tarihsel nedenlerdir. Türkiye’nin tarihine bakıldığında, uygarlıklar sadece Batı’da değil Doğu’da da geçmişte hüküm sürmüştür. Bu uygarlıklar, birbirini izleyerek sanayi devriminin ortaya çıktığı 18. yüzyıla kadar gelmekte ve daha sonra, Osmanlı imparatorluğunun gerilemesi ile birlikte, yine yalnız Doğu Anadolu’da değil, Anadolu’nun her yanında bu geri kalmışlık, derece derece kendini göstermiştir. Türkiye’de Doğu ile Batı arasındaki bölgelerarası farklılıkların ortaya çıkması 19. yüzyılda yabancı sermayenin ülkeye girmesiyle gerçekleşmiştir. Çünkü o dönemde ülkede bol miktarda işgücü ve hammadde kaynaklarının bulunması yatırımcıların kazançlarını artırmasına ortam hazırlamıştır. Dolayısıyla başta liman kentleri olmak üzere, Batı Anadolu’daki kentlerin, Batı Avrupa kentleriyle daha sıkı ilişkiye girmesiyle Batı ile Doğu arasında bölgesel farklılıklar belirgin olarak ortaya çıkmıştır (Dinler,1994:179-182; Gündüz, 2006:101-102).

Can’a göre bölgesel farklılıkların ortaya çıkışında coğrafi nedenlerin(uygun olmayan topografik yapı, dağınık yerleşim yapısı, iç ve dış pazara uzaklık, zor iklim koşulları gibi) yanı sıra kaynakların yetersiz dağılımı ve etkin kullanım eksikliği, yetersiz yatırım gibi faktörlerde etkili olmaktadır (2004:119).

Bölgesel dengesizliğin ortaya çıkış gerekçeleri ortaya konulduktan sonra bölgelerin gelişmişlik düzeyleri ve sorunlarının benzerlikleri açısından iki temel bölge grubundan söz etmek gerekecektir. Gelişmiş bölgeler ve görece geri bölgeler diye ikili bir ayrıma tutulan bölgelerden, görece gelişmiş bölgelerde tarım dışı faaliyetler yoğunlaşmış ve nüfus yoğunluğu yüksek iken; görece geri bölgelerde sanayileşmenin ve hizmet

95

sektörünün geri, tarım ve hayvancılığın ise ön planda olduğu görülmektedir. Bölgesel farklılıklar, sorunlarında farklılaşmasına neden olmaktadır. Görece gelişmiş bölgelerin sorunu mekansal yığılmadan doğan kent içi ulaşım, kamu düzeni, sosyal güvenlik, hava-su kirlenmesi, doğalçevrenin tahribi iken; görece geri bölgelerin sorunu ise, düşük eğitim düzeyi, düşük verimlilik, yaygın işsizlik ve büyük kentlere göçtür (Mutlu, 2005:112).

Türkiye’de bölgelerarası farklılıkları ortaya koymak için sosyo-ekonomik göstergelerden GSYİH(Gayri Safi Yurt İçi Hasıla) Endeks değerlerinden hareketle bölgeler ile ilgili çıkarsamada bulunulacaktır. Tablo 3. de GSYİH bölgeler arasında dağılımını gösteren tek veri niteliğini taşıyan Türkiye’de 1990-2000 yılları arası GSYİH’nın bölgelere göre dağılımına yer verilmiştir.

Tablo 3. 1990-2000 Yılları Arası Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın Bölgelere Göre Dağılımı(1987 Yılı Fiyatlarıyla Milyon TL)

BÖLGELER 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 AKDENİZ 12,37 11,89 11,93 12,10 12,24 12,22 11,95 12,12 12,03 12,13 11,73 DOĞU ANADOLU 3,97 3,83 3,77 3,62 3,81 3,49 3,34 3,28 3,27 3,37 3,37 EGE 16,48 16,21 16,37 16,55 17,24 17,15 17,12 16,75 16,75 16,55 16,76 G.DOĞU ANADOLU 5,40 5,72 5,59 5,54 5,40 5,23 5,20 5,32 5,31 5,20 5,11 İÇ ANADOLU 16,19 16,54 16,20 16,03 16,26 16,02 15,67 15,35 15,66 15,73 16,07 KARADENİZ 9,73 9,67 9,78 9,21 9,42 9,15 9,33 9,04 9,20 9,30 9,08 MARMARA 35,86 36,13 36,35 36,94 35,63 36,74 37,38 38,14 37,78 37,72 37,98 TÜRKİYE 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 Kaynak: TÜİK

Tablo 3’den de anlaşılacağı üzere 1990-2000 yılları arasında bölgeler arası gelişmişlik farklarını gidermeye yönelik politikalardan istenilen sonuç elde edilemediği görülmektedir. Bölgeler arasında 1990 yılı itibari ile üretilen GSYH’ya en az katkı veren Doğu Anadolu Bölgesi % 3,97’lik bir paya sahip iken bu oran en fazla paya sahip

96

olan Marmara Bölgesi’nde %35,86’ dır. 2000 yılında ise GSYH’ya en az katkı veren Doğu Anadolu Bölgesi’nde bu oran % 3,37 iken en fazla paya sahip Marmara Bölgesi’nde % 37,98’e ulaşmıştır. Buradan hareketle bölgesel gelişmişlik farklarının 1990-2000 yılları arasında azalmak yerine artma eğilimi gösterdiği dikkati çekmektedir.

Yine bölgesel farklılıkları ortaya koymak için Tablo 4’de İstatiski Bölge Birimleri Sınıflandırmasına(İİBS) göre Düzey 1 bölgelerinde yaratılan katma değerlere yer verilmiştir.

Tablo 4. İBBS’ye göre Düzey 1 Bölgelerinde Yaratılan Katma Değerler

DÜZEY 1 BÖLGELERİ

YARATILAN KATMA DEĞER YILLIK BÜYÜME ORANI (%) 1980 2000 Akdeniz 11,8 12,0 4,16 Batı Anadolu 10,2 10,6 4,28 Batı Karadeniz 8,3 5,7 2,18 Batı Marmara 5,8 4,9 3,28 Doğu Karadeniz 3,9 2,8 2,33 Doğu Marmara 10,5 12,6 4,98 Ege 16,4 15,3 3,70 Güneydoğu Anadolu 4,3 4,9 4,74 İstanbul 19,4 23,3 5,00 Kuzeydoğu Anadolu 2,0 1,4 2,14 Orta Anadolu 4,5 4,3 3,87 Ortadoğu Anadolu 2,9 2,4 3,00 Kaynak:(TÜSİAD, 2008:46).

İBBS’ ye göre Düzey 1 bölgelerinde üretilen katma değerler Tablo 4’de yer almaktadır. Buna göre, 1980 yılında %19,4 ile toplam içinde en yüksek katma değer üretme oranına sahip olan İstanbul, 2000 yılında da bu özelliğini sürdürmüştür. Diğer taraftan 1980 yılında toplam içinde %25,9 oranında katma değer üreten Orta Anadolu, Batı Karadeniz, Doğu Karadeniz, Kuzeydoğu Anadolu, Ortadoğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri; 2000 yılında %21,5’lik oranda katma değer üretmiştir. Bu tablodan çıkarılacak diğer bir sonuç ise, Güneydoğu Anadolu bölgesi hariç, 1980 yılındatoplam katma değer katkısı düşük olan bölgelerin, daha yavaş büyüme oranına sahip

97

olduklarıdır. (TÜSİAD, 2008:46)Tablo 5’de İBBS’ye göre Düzey 2 bölgelerinde yaratılan katma değerlere yer verilmiştir.

Tablo 5. 2006 Yılı İtibarıyla İBBS’ye Göre Düzey 2 Bölgelerinde Yaratılan Katma Değerler (Kişi başına gayrisafi katma değer (GSKD)

İBBS-DÜZEY 2 BÖLGELERİ TOPLAM (TL)

TR Türkiye 9.628

TR10 İstanbul 14.914

TR21 Tekirdağ, Edirne, Kırklareli 12.504

TR22 Balıkesir, Çanakkale 8.248

TR31 İzmir 12.099

TR32 Aydın, Denizli, Muğla 9.868

TR33 Manisa, Afyon, Kütahya, Uşak 8.048

TR41 Bursa, Eskişehir, Bilecik 13.509

TR42 Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova 13.862

TR51 Ankara 13.047

TR52 Konya, Karaman 7.115

TR61 Antalya, Isparta, Burdur 11.110

TR62 Adana, Mersin 7.661

TR63 Hatay, Kahramanmaraş, Osmaniye 5.629 TR71 Kırıkkale, Aksaray, Niğde, Nevşehir, Kırşehir 6.705

TR72 Kayseri, Sivas, Yozgat 6.683

TR81 Zonguldak, Karabük, Bartın 10.247

TR82 Kastamonu, Çankırı, Sinop 6.906

TR83 Samsun, Tokat, Çorum, Amasya 6.794

TR90 Trabzon, Ordu, Giresun, Rize, Artvin, Gümüşhane

7.004

TRA1 Erzurum, Erzincan, Bayburt 5.416

TRA2 Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan 3.867

TRB1 Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli 5.583

TRB2 Van, Muş, Bitlis, Hakkâri 3.392

TRC1 Gaziantep, Adıyaman, Kilis 5.098

TRC2 TRC3

Şanlıurfa, Diyarbakır 4.183

Mardin, Batman, Şırnak, Siirt 4.159

Kaynak: TÜİK(Türkiye İstatistik Kurumu)

Tablo 5’de elimizdeki en güncel veri olan 2006 yılı itibariyle Düzey 2 bölgelerinde üretilenGSKD incelendiğinde İstanbul ilini içine alan TR10 İstanbul, 14.914 TL’lik bir kişi başına gayri safi katma değer üretirken, Van, Muş, Bitlis, Hakkari illerinden oluşan TRB2, 3.392 TL katma değer üretmiştir. Bu durum, iller ve bölgeler arasında var olan gelir farklılıklarının devam ettiğini gösteren en açık göstergelerden birini oluşturmaktadır.

98

Türkiye’de bölgeler arası gelişmişlik farklarının dengeli bir yapıya kavuşturulması, bölgesel ve yerel kalkınmanın hızlandırılması ve sürdürülebilir dengeli bir gelişmenin sağlanması için çeşitli araçlar ve politikalar uygulamaya konmuştur (Özen, 2006:42). Bu kapsamda uygulamaya konulan politikalar planlı dönem öncesi ve sonrası olmak üzere iki aşamada incelenecektir.