• Sonuç bulunamadı

Doğu Bloğu’nun yıkılmasının ardından Arnavutluk ekonomik, politik ve anarşi problemleri ile karşılaşmıştır. Ülkenin demokrasi tecrübesinden yoksun olması ve sanayi alanında zayıf olması geri kalmışlığındaki en büyük etkenlerdendir. Komşu devletlerinden olan Sırbistan ile Kosova sorunu yüzünden ilişkileri gerilmiş, Makedonya ve Karadağ’da ise önemli sayıda Arnavut nüfusunun bulunması Arnavutluk’un bu bölgelere olan ilgisini artırmıştır. Yunanistan ile Arnavutluk Kuzey

Epir Sorunu nedeniyle zaman zaman problemler yaşamaktadır. Yunanistan Arnavutluk toprakları içerisinde Yunan Ortodokslarının bulunduğu Epir bölgesinin kendisine bağlanmasını istemektedir. Arnavutluk ise bu isteğe şiddetli bir şekilde karşı çıkmaktadır. Arnavutluk, 3,5 milyon nüfuslu bir ülke olmasına rağmen kendi nüfusundan fazla Arnavut ise, komşu ülkelerde yaşamını sürdürmektedir. Arnavutların dış ülkelerdeki Arnavut nüfus ile bir araya gelerek Büyük Arnavutluk Devleti’ ni bir gün gerçekleştirme idealleri vardır.

Arnavutluk ülke nüfusunun %70’i Müslüman, %20’si Ortodoks ve %10’u da Katoliklerden oluşmakta olup, 12 Aralık 1992’de İslam Konferansı Örgütü’ne üye olmuştur. Ülkedeki en önemli partilerden olan Sosyalist Parti ve Demokrat Parti başkanları mücadelelerini demokratik olmayan yöntemleri kullanarak yaptıklarından ülkedeki siyasi ortam gerilmiştir. Mart 1997’de finans sisteminin çökmesi sonucunda paralarını ve maaşlarını alamayan Arnavutlar sokağa dökülmüş, yaklaşık 2000 kişinin ölümü ile sonuçlanan büyük olaylar meydana gelmiştir. Ülkede olayların büyümesi üzerine Türkiye’nin de aralarında bulunduğu uluslararası bir müdahale zorunlu hale gelmiş ve müdahale sonucunda olaylar yatıştırılabilmiştir (Çakmak, 2004: 157).

Temmuz 1997’de Arnavutluk’ta yapılan genel seçimleri Sosyalist Parti kazanmış ve Sali Berişa hükümeti Sosyalist Parti lideri Fatoş Nano’ya bırakmıştır. Yeni iktidar anti demokratik uygulamaları yüzünden fazla iktidarda kalamamıştır. 17 Eylül 1998’de Sali Berişa ve Fatoş Nano’dan memnun olmayan halk (Demokratlar ve Sosyalist) gösterilere başlamış, Fatoş Nano baskılara fazla dayanamayıp 28 Eylül 1998’de görevi bırakmıştır. Başbakanlığa 30 yaşında genç birisi olan Pardeli Majko atanmıştır. Ülkenin genç Başbakanı Majko, komünizm sonrası ülkenin ilk anayasasını yapmış ve Nisan 1999’da yürürlüğe girmesini sağlamıştır.

Arnavut olan ve halen İtalya’daki Avrupa Üniversitesi Floransa Enstitüsü’nde doktora çalışmalarını (Modern Arnavut Kimliğinin İnşa Süreci) sürdüren, Osmanlı ve Modern Türkiye adlı bir kitabı yayımlanan Olsi Jazexhi (Olsi Yazıcı) ile bir röportaj yapan araştırmacı yazar Ayhan Demir yaptığı röportajı Arnavutluk ve İslamiyet başlığı adı ile 17 Aralık 2009’da yayımlamıştır. Jazexhi, 2002 yılından itibaren birçok uluslararası sempozyuma katılmış ve Arnavut Müslümanları hakkında önemli tebliğler

sunmuştur. Jazex’i komünizm sonrasında ülkesinde yaşayan farklı toplumların ve Müslüman Arnavut toplumunun karşılaştırmasını şöyle yapmaktadır:

“Bununla birlikte, komünizmin yıkılmasından sonra, Arnavutluk’ta durum değişti. Hıristiyanlık ve özellikle Ortodoks ve Katolik toplumları, Yunanistan ve İtalya’nın yardımları ile güçlenerek büyüdüler ve iktidara geldiler. Yine Amerikalıların politik ve ekonomik desteğiyle Hıristiyanlar, Hıristiyanlığı çok olumlu yönleri olan ve Batılı bir karakter taşıyan bir din, İslam’ı ise, Arnavutlar için suçluluk doğuran yabancı bir din olarak sundular.” (http://www.dunyabulteni.net/ news_detail.php?id=99073, 28.04.2010).

3.5.2. Yasama ve Yürütme Organlarının Tutumu ve Arnavutluk’a Asker Gönderme Kararının Alınması

Mart 1997’de finans sisteminin çökmesinin ardından paralarını ve maaşlarını alamayan Arnavutlar’ın sokağa dökülmesi sonucunda yaklaşık 2000 kişi ölmüş ve ülkedeki olaylar iç savaşa dönüşmüştür. Arnavutluk’ta başlamış olan olayların içsavaşa dönüşmesi üzerine BM Güvenlik Konseyi toplanmış ve 28 Mart 1997’de 1101 sayılı kararı almıştır. 1101 sayılı karar ile BM Güvenlik Konseyi Arnavutluk olaylarının çözümü için Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nı (AGİT) görevlendirmiş, AGİT yetkili organlarında konuyu görüştükten sonra İtalya’nın önderliğinde çok uluslu bir güç oluşturularak Arnavutluk’ta devam eden iç savaşa müdahale edilmesini kararlaştırmıştır. Yaklaşık 6000 kişiden meydana gelen bu güce İtalya, Fransa, Yunanistan, Avusturya, İspanya, Romanya, Danimarka ve Türkiye katılmıştır (Çakmak, 2004: 157-159).

Arnavutluk iç savaşının olduğu günlerde Türkiye, DYP ve REFAH Partisi’nin koalisyonu sonucu kurulmuş olan 54. Hükümet’in Başbakanı Necmettin Erbakan tarafından yönetilmektedir. Başbakan Necmettin Erbakan, 1 Nisan 1997’de Ankara’ya gelmiş olan Bosna-Hersek Barışı Uygulama Konseyi Yürütme Kurulu Yüksek Temsilcisi Başkanı Carl Bilt’i kabul etmiş ve yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Arnavutluk’a 500 asker göndereceğini bildirerek, Arnavutluk’un Türkiye için Bosna- Hersek kadar önemli bir ülke olduğunu ifade etmiştir (http://www.byegm.gov.tr/ayın tarihi detay. aspx-Nisan-1997, 23.04.2010).

Türkiye Cumhuriyeti, tarihi ve kültürel bağları olan Arnavutluk’taki üzücü olayları yakından takip ederek ülkenin yeniden istikrara dönmesi için ne gerekiyorsa

yapmıştır. TBMM ve Hükümet yetkilileri Arnavutluk’taki durumu görüşmüşler ve bu konuda alınması gerekli tedbirleri uygulamaya geçmişlerdir.

54. Hükümet Arnavutluk’ta meydana gelen kriz sonucunda BM Güvenlik Konseyi’nin 28 Mart 1997 tarih ve 1101 sayılı kararı çerçevesinde Arnavutluk’a TSK’nin gönderilmesine dair tezkereyi TBMM’nin onayına sunmuş ve TBMM Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Arnavutluk’a gönderilmesi yönündeki tezkereyi 10.04.1997 tarih ve 492 sayılı kararla kabul etmiştir. Kabul edilen karar şu şekildedir:

Arnavutluk’ta baş gösteren krizin bertaraf edilmesi için Arnavut halkının acil yardım ihtiyacının düzenli bir şekilde karşılanabilmesini teminen, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 28 Mart 1997 tarihli ve 1101 sayılı kararı çerçevesinde oluşturulması öngörülen yardımın suretle, güvenli bir şekilde anılan ülkeye ulaştırılması ve dağıtımı, ayrıca kurulacak sivil misyonların korunması için Arnavutluk’ta polis hizmeti yapması planlanan askeri misyona katılmak üzere, lüzum, hudut ve şümulü ve zamanı Hükümetçe takdir ve tespit edilmek kaydıyla Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Arnavutluk’a gönderilmesine, Anayasanın 92 nci maddesi uyarınca izin verilmesi, Genel Kurulun 10.04.1997 tarihli 81 nci birleşiminde kararlaştırılmıştır (Resmi Gazete, 10.04.1997, Sayı: 22967).

10 Temmuz 1998’de Türkiye’ye gelen Arnavutluk Savunma Bakanı Luan Haydaraga Başbakan Yardımcısı ve Milli Savunma Bakanı İsmet Sezgin ile görüşmüş, Türkiye ve Arnavutluk arasındaki Hibe Anlaşması’nı imzalayarak çeşitli temaslarda bulunmuştur. 14-15 Temmuz 1998 tarihleri arasında Cumhurbaşkanı Demirel Arnavutluk’u ziyaret etmiş ve Arnavutluk Cumhurbaşkanı Recep Meidani ile yaptığı görüşmede “ Kosova’da uluslararası toplumun üzerinde mutabık kalacağı bir çözüm istiyoruz” demiştir (http://www.byegm.gov.tr/ayın tarihidetay.aspx-Temmuz-1997, 25.04.2010).

TBMM, Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanlığı ile Arnavutluk Savunma Bakanlığı arasında 10 Temmuz 1998’de Türkiye’de yapılan protokollere istinaden hazırlanarak gelen Arnavutluk’a Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gönderilmesi hususunda Hükümeti yetkili kıldığına dair tezkereyi 23.07.1998’de 587 karar sayısı ile kabul etmiştir (http://www.byegm.gov.tr/ayın tarihidetay.aspx-Temmuz-1997, 25.04.2010; Resmi Gazete, 25.07.1998, Sayı: 23413).

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Arnavutluk’a gönderilmesi hususunda Hükümetin yetkili kılınması için, Anayasanın 92 nci maddesine göre izin verilmesine dair karar:

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Arnavutluk’taki faaliyetleri çerçevesinde, Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanlığı ile Arnavutluk Cumhuriyeti Savunma Bakanlığı arasında imzalanan protokoller uyarınca lüzum, hudut ve şümulü ve zamanı Hükümetçe takdir ve tespit edilmek kaydıyla Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Arnavutluk’a gönderilmesine, Anayasa’nın 92 nci maddesi uyarınca izin verilmesi, Genel Kurulun 23.07.1998 tarihli 127 nci Birleşiminde kararlaştırılmıştır (Resmi Gazete, 25.07.1998, Sayı: 23413).

3.5.3. Türk Askerinin Arnavutluk’a Gitmesi ve Arnavutluk İç Savaşını Sona Erdirmede Katkıları

Türkiye, Arnavutluk iç savaşı’nı durdurmak ve yardımların güvenli bir şekilde yerine ulaştırılması için İtalya’nın komutasındaki çok uluslu kuvvete 16 Nisan 1997’den başlamak üzere 759 kişiden oluşan bir deniz piyade tabur görev kuvvetini, buna ilave olarak karargâhta görevli 20 subay ve astsubay görevlendirmiştir. Arnavutluk’un başkenti Tiran’da ve kuzeyinde görev alan Türk birliği değişik yerlerde mülteci kampları kurmuş, bu kamplarda 3200 mülteciyi kabul ederek barındırmıştır (Çakmak, 2004: 158-159) “Harekâta katılan tüm ülkeler içinde disiplini, üstün görev anlayışı ve aldığı bahriye nosyonu ile ön plana çıkan birliğimiz görev sonunda en iyi birlik seçilmiş ve ödülünü operasyon komutanı İtalyan Korgeneral’den almıştır. Birlik, 03 Ağustos 1997 tarihinde görevini tamamlayarak geri intikal etmiştir.” (http://www.dzkk.tsk.tr/ turkce/birliktanitimi/AmfDzPTugayi/Tarihce.html, 24.04.2010).

23.07.1997 Tarihli ve 587 Sayılı TBMM Kararı’nın ardından Türkiye Genel Kurmay Başkanlığı tarafından Arnavutluk Paşa Limanı Deniz Üssü ve Deniz Harp Okulu’nun yeniden inşasında görevlendirilmiş olan Türk Lojistik Birliği’nin emniyetini ve eğitim hizmetlerinin yürütülmesini sağlamak amacıyla, Amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanlığı’ndan görevlendirilen ve 01 Kasım 1998’de Arnavutluk’a gönderilen bölük halen takım seviyesinde görevini sürdürmektedir (http://www.dzkk.tsk.tr/turkce/ birliktanitimi/AmfDzPTugayi/Tarihce.html, 24.04.2010).

3.6. TÜRKİYE’NİN KOSOVA’YA ASKER GÖNDERMESİ