• Sonuç bulunamadı

3.7. TÜRKİYE’NİN AFGANİSTAN’A ASKER GÖNDERMESİ

3.7.2. Afganistan Sorunu, BM’de Görüşülmesi ve Asker Gönderme Kararı

ABD, 11 Eylül 2001’de New York’daki Dünya Ticaret Merkezi kulelerine düzenlenmiş olan saldırıyı Usame Bin Ladin’in lideri olduğu El Kaide örgütünün

gerçekleştirdiğini iddia ederek bu örgüte topraklarında her türlü desteği sağlamış olan Afganistan’daki Taliban yönetimine Usame Bin Ladin’in kendilerine teslimini talep etmiştir. Taliban yönetiminin bu talebi reddetmesi üzerine Birleşik Krallık ve ABD, Ekim 2001’de bölgeye karşı bombardımana başlamıştır. Batılı devletler Afganistan’da Taliban yönetimine karşı Kuzey İttifak’ını maddi yönden ve silahlarla donatarak desteklemişler ve bu güçleri de karadan Taliban’a karşı kullanmışlardır. Usame Bin Ladin ve Taliban bir müddet direniş göstermiş ise de Aralık 2001’de büyük şehirleri terk edip ülkenin doğusundaki dağlık bölgeye çekilmişlerdir.

Usame Bin Ladin’e verdiği destek yüzünden uluslararası toplumun tepkisini üzerine çeken Taliban yönetimine karşı BM Güvenlik Konseyi Ekim 1999’da almış olduğu 1267 sayılı kararıyla uluslararası yaptırım uygulamaya başlamış, Aralık 2001’de ise, 1333 sayılı kararı ile teröre destek olduğu ve uyuşturucu üretip ticaretini yaptığı için Taliban’a karşı ilave yaptırımları yürürlüğe koymuştur (Sönmezoğlu, 2002: 128).

ABD ve Birleşik Krallık Taliban yönetimine karşı hava operasyonları ile müdahalede bulunurken herhangi bir BM kararı alınmamış ve 20 Aralık 2001’de yani müdahalenin ardından BM Güvenlik Konseyi 1386 sayılı kararı alarak bir Uluslararası Güvenlik Yardım Kuvveti (UGYK) kurulmasına karar vermiştir. İlk başlarda bu güç büyük ölçüde ABD askerlerinden oluşmaktayken sonradan Türkiye’nin de aralarında bulunduğu NATO birlikleri bu uluslararası güce katılmışlardır. Ülke NATO’nun yeni bir görev alanı haline getirilerek bugün Afganistan’da istikrarlı bir rejim kurulma çalışmaları devam etmektedir. 11 Eylül 2001 Dünya Ticaret Merkezi’ndeki kulelere yapılan terör saldırısından önce Afganistan’da kalıcı ve istikrarlı bir rejim kurulmasını kendi çıkarları açısından uygun görmeyen ABD, bahse konu terör saldırısından sonra terörle mücadele çerçevesinde NATO kuvvetlerini Orta Asya’nın merkezine yerleştirerek yepyeni bir görev alanı tanımını uygulamaya koymuştur (Hasgüler ve Uludağ, 2004: 176).

Amerika’nın Taliban rejimine karşı düzenlemiş olduğu harekât sonucunda Afganistan’da rejim değişikliği meydana gelmiş, 1998’den beri yönetimi elinde tutan Taliban rejimi çökmüştür. Aralık 2001 sonunda Kuzey İttifak’ı Hamid Karzai başkanlığında geçici bir yönetim oluşturarak Afganistan’da idareyi ele almıştır. Ocak 2002’de Afgan Büyük Aşiret Meclisi (Loya Cirga) toplanarak Hamid Karzai’yi 2004

yılına kadar geçici Devlet Başkanı seçmiştir (Tunç, Avrasya Dosyası, İlkbahar 2002: 271; Sönmezoğlu, 2002: 129).

20 Ağustos 2009 tarihindeki devlet başkanlığı seçimlerinde Cumhurbaşkanlığı adaylarından olan Karzai seçimi kazanarak ikinci kez ve beş yıl daha Devlet Başkanlığı koltuğuna oturmuştur. 19 Kasım 2009’da Kabil’de düzenlenen törende yemin ederek ikinci dönemine başlamıştır. Törene Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun yanı sıra Pakistan Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari, ABD, İngiltere, Fransa Dışişleri Bakanlarından oluşan 40 kadar ülkeden 300 yetkili ve diplomat katılmıştır. Törende bir konuşma yapan Karzai, önceliğin ülkesindeki şiddet olaylarına son vermek olacağını ve NATO’nun Afgan güvenlik güçlerini etkili bir şekilde eğitmesi durumunda beş yıl sonra ülkedeki güvenlik sorumluluğunu üstlenebileceğini ifade etmiştir (http://www.bbc.co.uk/turkce, 03.05.2010).

3.7.3. Yasama ve Yürütme Organlarının Tutumu

11 Eylül 2001 saldırısından sonra Türkiye, ABD’yi destekleyen bir tavır sergilemiş ve ABD’nin Afganistan’a yönelik olarak Ekim 2001’de başlatmış olduğu askeri operasyonun ardından dönemin Başbakanı Bülent Ecevit başkanlığında Başbakanlıkta yapılan toplantıda durum değerlendirilmesi yapılarak sonrasında şu yazılı açıklama yapılmıştır: “ ABD’ye karşı 11 Eylül 2001 tarihinde gerçekleştirilen menfur terörist saldırılardan sonra tarafımızdan değişik vesilelerle belirtildiği üzere, Türkiye sorumlu bir müttefik ve dost olarak ABD’yi terörizmle mücadelede desteklemektedir.”

12 Eylül 2001’de almış olduğu bir kararla saldırıyı kınayan NATO, kurucu anlaşmasının 5. maddesini ilk kez uygulamaya koymuş ve NATO Genel Sekreteri Lord Robertson, ABD’nin 11 Eylül’de uğradığı saldırının 5. madde kapsamında değerlendirildiğine ilişkin kararı, BM Genel Sekreteri’ne bildirmiştir. Alınan kararda üyeler, bireysel saldırının mağduru olan devlete gerekli yardımı sağlamakla yükümlü tutulmuştur (Halatçı, 2006: 86).

Türkiye de NATO üyesi bir devlet olarak üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmek için çalışmalara başlamış ve 10.10.2001 tarihinde TBMM’den Afganistan’a asker göndermek için Anayasanın 92. ve 117. maddesi uyarınca Hükümete yetki veren

yasayı çıkarmıştır. 10.10.2001 tarihinde alınmış olan 722 karar numaralı yasa özetle şöyledir:

Dost ve müttefik ABD’nin bile uluslararası bir terör eylemine maruz kaldığını, öteden beri terör olayları tehdidinden dolayı Türkiye’nin diğer devletleri uyardığını ancak bu olaydan sonra birçok ülkenin teröre karşı uluslararası bir dayanışmanın gerekliliğine inanmaya başladığını belirttikten sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin başlatılan bu operasyona kendi olanaklarının elverdiği ölçüde yardım yapacağını, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yabancı ülkelere gönderilmesini, yabancı silahlı kuvvetlerinin Türkiye’de bulunması konusunda yürütülecek faaliyetler konusunda Hükümete izin verildiğini ifade etmiştir (Resmi Gazete, 12 Ekim 2001, Sayı: 24551).

18 Aralık 2001’de Afganistan ve Türkiye konulu makalesinde Yılmaz Öztuna’nın değerlendirmesi şöyledir: Afganistan’da dengenin çeyrek asır önce bozulduğunu, huzura ve barışa kavuşması için uzun yıllara ihtiyaç duyulduğunu Taliban ve El-Kaide’nin yok edilmesiyle işlerin rayına girmediğini aksine birbirinden karmaşık problemlerin üst üste biriktiğini belirtmiş; Afganistan’a giderek 17 Aralık 2001 günü Kabil Büyükelçiliği’ni açan Dışişleri Bakanımız İsmail Cem’in önemli temaslarda bulunduğunu ve Afganistan’a giden ilk yabancı dışişleri bakanı olması yönünden çok isabetli bir karar aldığını ifade etmiştir (http://www.turkiyegazetesi. com /makale detay.aspx?ID=133470, Öztuna, “Afganistan ve Türkiye”, 18 Aralık 2001, 05.05.2010).

Afganistan ve Orta Asya’nın barış içerisinde yaşamasına büyük önem veren Türkiye, 25 Ocak 2010’da İstanbul’da Türkiye-Afganistan-Pakistan Üçlü Zirvesi’nin dördüncüsü ve “Asya’nın Kalbinde Dostluk ve İşbirliği İçin İstanbul Zirvesi”ni gerçekleştirmiştir. Üçlü Zirvede ülkeler arasındaki ilişkilere eğitim alanında yeni bir pencere açılmış, toplantının en önemli gündem maddesini ise, eğitim özellikle de

kızların eğitimi konusu oluşturmuştur.

Türkiye’nin ev sahipliği ile İstanbul’da düzenlenmiş olan Üçlü Zirve kapsamında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai ve Pakistan Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, Türkiye’nin Afganistan ve Pakistan ile ilişkilerinin her şeyden önce halklar arasındaki ilişkiler olduğunu ve gücünü tarihten alan kardeşlik bağları

bulunduğunu belirterek her iki ülke ile olan ilişkilerin önemine işaret etmiştir (http://www.byegm.gov.tr, (Ocak 2010), 05.05.2010). Türkiye’nin girişimi ve öncülüğünde yapılan bu üçlü zirve toplantılarında Afganistan ve Pakistan arasında var olan anlaşmazlıklar da masaya yatırılmakta ve çözüm yolları bulmak için çaba sarf edilmektedir.

3.7.4. Türkiye’nin Afganistan’a Asker Göndermesi ve Türk Askerinin