• Sonuç bulunamadı

Emir Sultan Vakfı’nın Vakıf Görevliler

Belgede Emir Sultan ve vakıfları (sayfa 76-81)

EMİR SULTAN: HAYATI VE VAKIFLAR

2.8. Emir Sultan Vakfı’nın Vakıf Görevliler

Emir Sultan vakıfları çalışanları hakkında bilgiye en geniş olarak vakıflara ait olan vakfiyede rastlıyoruz. Bu çalışanlar sırasıyla Mütevelli, Şeyh, Müezzin, Kayyım, Bevvab, Hafız, Hatip, Aşçı, Ferraş, Bevvab, Kilerci, Katib, Muallim, Câbî, Kâse Yıkayanlar, Halı Temizleyen, Tamirci, Ekmekçi, Et Taşıyan, Hediye Toplayan gibi çalışanların adına rastlamaktayız.128

Ayrıca vakfiyeden anlaşılıyor ki Emir Sultan Vakıfları büyük ölçekli bir vakıftı. Çalışanların sayısı ve yaptıkları işler diğer küçük ölçekli vakıflardan çok büyüktü. Vakfiye Emir Sultan Vakfı çalışanların ücretlerini de göstermektedir. Fatih Sultan Mehmet‟in Emir Sultan Vakfı‟na yaptığı vakıflardan sonra vakfın gelir ve giderleri de artmış idi. Bu yüzden çalışanların ücretleri de artırılmıştır. Gördüğümüz kadarıyla vakfiyede yer alan ücretlendirmeler şöyle idi: “daha önceden müezzinlere iki dirhem129

verilirken artık üç dirhem verilmeye başlanmıştır. Kayyımlara her gün iki dirhem, aşçılara her gün dört dirhem ve senede iki müdd130

buğday verilirdi. Türbenin bevvabına her gün iki dirhem, dört müdd on altı kile131

de buğday verilir. Diğer görevlilerinde aldıkları ücretler hemen hemen iki

126

Vakfiyede mütevelli tayini ile ilgili bölümde “En azîz ve kerim, şerefli ve muhterem Mevlânâ Süleyman b. Mehmed Bey zikrolunacağı söylenen bu evkafa mütevelli idi ve bunlara bahçeler, değirmenler, hamam, dükkânlar vesaire ilhak etmiştir ki, bunların bazısını, gailenin fazlasıyla kendi bina ve inşa ettirmiş, bir kısmını da mahsulâttan artan ile satın almıştır” kısmı yer almaktadır. Kunter, 46.

127 Kunter, 44. 128 Kunter, 51.

129 Dirhem eski bir kelime olmakla beraber hem bir ağırlık ölçüsü hem de gümüş para birimidir. Yunan devletiyle ticari ilişkiler sırasında drahmi kelimesinden Farsça'ya, sonra da Arapçaya geçmiştir. Hem ağırlık hem de para birimi olarak dirhem kullanılmıştır. Osmanlıda ağırlık ölçüsü kabul edilmeden önce kullanılan ağırlık ölçüsü dirhem idi. “1 dirhem 3,2 kg.dır. Eski ölçülere göre yaklaşık 70 adet arpa ağırlığına denk gelir. Diğer bir deyişle eskiden kullanılan bir okkanın dört yüzde biri oranında ağırlık ölçüsüdür. Osmanlıda İstanbul için bir dirhem 3,207 gram olarak belirlenmişti.” Halil Sahillioğlu, Dirhem, Türk Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, Cilt 9, İstanbul: Diyanet Vakfı Yayınları, 1994, 369. Walther Hinz, İslâm'da Ölçü Sistemleri, Acar Sevim (çev.), İstanbul: Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Yayınları, 30.

130

Osmanlı‟da müdd 20 kileye denk gelir. Bazı kaynaklarda 1 müdd 2,5 kile olarak belirlenmiştir. Standart müdd ise buğdayda 513,12 kg, arpada ise yaklaşık 445 kg civarındadır. 1 kile 25 okka yaklaşık 25 kg.dır. Hinz, 58.

131 Kile hububat ölçü birimlerinden birisidir. Osmanlı Devleti‟nde en çok kullanılan ölçü birimidir. Kile bölgelere, mahallelere göre farklı değerler almaktadır. Kile Osmanlı Devleti‟nin resmî ölçeğidir.

62 katına çıkarılmıştı.” Aşağıdaki tabloda Emir Sultan Vakfı‟nda maaş alan personel ve aldıkları ücretler yer almaktadır.132

Tablo 2.2. Emir Sultan Vakfı‟nda Maaş Alan Personel ve Aldıkları Ücretler (874H/1470M)133

Görevi Nakdî/Günlük/

dirhem sultani

Aynî/Yıllık/ müdd buğday

Mütevelli134 Gelirlerin Öşrün yarısı

Müderris135 2 dirhem 1 müdd136 buğday

Muid137 Zaviyedar

Nazır138 6 dirhem 6 müdd buğday/6 müdd arpa

Cüzhan139

Bevvab140 2 dirhem 4 müdd ve 16 kile buğday

Ferrâş141 1,5 dirhem 1 müdd buğday

Müezzin 3 dirhem

Kayyım142 2 dirhem 2 müdd buğday

Aşçı 4 dirhem 2 müdd buğday

Hafız 1 dirhem

Hatib 4 dirhem 2 müdd buğday

Ekmekçi 5 dirhem 2 müdd buğday

İmaret Bevvabı 1 dirhem 4 müdd ve 16 kile buğday

Kilerci 2 dirhem 4 müdd ve 16 kilebuğday

Katib 3 dirhem 3 müdd arpa, 3 müdd buğday

Kase yıkayan 1,5 dirhem yarım müdd buğday

Halı temizleyen Yarım dirhem yarım müdd buğday

Tamirci 1 dirhem 4 müdd ve 18 kile buğday

İstanbul kilesi XVI. yüzyılda 20 okka yaklaşık 25,6589 kg buğday ve un 23,093 kg da arpa alırdı. Walter Hinz buğday için 25,656 kg ve arpa için 22,25 kg olarak vermiştir. Cengiz Kallek, Kile, Türk Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, Cilt 25, Ankara: Diyanet Vakfı Yayınları, 2002, 568-569.

132

Kunter, 51 133

Kunter, 51.

134 İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ…, 148. Akgündüz, 451.

135 Bu vakıfta bir de müderrisin bulunması zaviye eğitim hizmetlerinin gerçekleştiği hakkında bilgi edinmemizi sağlar. Osmanlı Devleti‟nde vakıflar eğitim hizmetlerinin büyük bir bölümünü yerine getirmekte idiler. Medrese ve büyük camilerde yüksek seviyede ders okutan âlimlere müderris denir. İlhan Ayverdi, Misalli…, 2212.

136 Müdd,” Hububat ölçülerinden biridir. Her biri 4‟er şinikten meydana gelen 20 kileye denk gelirdi. Bu resmi müdddü. Miktarı bölgeye göre değişiklik gösterirdi. Osmanlı Devleti‟nde 20 kileye denk gelen müdd kimi kaynaklarda 1 müdd 2,5 kile olarak gösterilmiştir. Standart müdd buğdayda 513,12 kg, arpada ise 445 kg civarındadır. 1 kile 25 okka yaklaşık 25 kg dır.” Hinz, 58.

137 Eskiden medreselerde okutulan dersleri ders saatlerinin başında talebeye tekrarlatmakla görevli olan müderris denirdi. Yardımcılarına muid denmekteydi. İlhan Ayverdi, Misalli…, 2158.

138

Nazır kelimesi, özellikle Osmanlı uygulamasında mütevellinin vakıfla ilgili tasarruflarını kontrol etme ve gerektiğinde ona vakıfla ilgili meselelerde danışmanlık yapma görevini üstlenen kişi veya organlar için de kullanılmıştır. Mehmet Günay, 478.

139

Bir vakfiyedeki şartlara göre belli yerlerdeki ve belli zamanlarda cüz okuyan kişilere cüzhan denmekteydi. İlhan Ayverdi, Misalli…, 518.

140 Bevvab, diğer adı kapıcıdır. Çocukları evlerine getirip götüren okul hademelerine ayrıca bevvab denilmekteydi. Devellioğlu, 93.

141 Ferraşların zaviyelerin çoğunda bir görevin olduğu bilinmektedir. Ferraşlar, vakıf müesseselerinde misafirlerin yataklarını serip kaldıran kişilerdir. Sözlük manasına baktığımızda da “döşeyen, seren, yatak, kilim vb. eşyaları yayan kimselere verilen ad” olarak görmekteyiz. Ferraşların yerleri süpürüp, temizleyen hizmetçi manasında da anlamları bulunmaktadır. İlhan Ayverdi, Misalli…, 957.

142 Camilerde” temizlik yapan eşyayı koruyan, kandilleri yakmak gibi işler yapan kişilere kayyım” denmekteydi. İlhan Ayverdi, Misalli…, 1643.

63

Et taşıyan 1 dirhem

Fukara

(Emir Hüsameddin Seyyid Hasan)

1 dirhem yarım müdd buğday

İmaret Hadimi 1 müdd buğday

Muallim 2 dirhem

Nakib143 2 dirhem 1 müdd buğday

Câbî144 1 dirhem

Sâdât145 yarımşar müdd buğday

İmam 3 dirhem

Bayram hediyesi 150 dirhem

4 müdd buğday

Nazır 4 müdd ve 16 kile buğday

Zaviyelerde vakıf görevlilerinin berat ile görevlendirilmelerin yapıldığını biliyoruz. Zaman zaman bu beratların yenilenmesi gerekmekteydi. Emir Sultan Vakfı görevlilerinin görevlendirme işlemlerine dair örnekler vardır. Bu berat yenileme ya da görevlendirmelerin 01 Rebiülevvel 1276H/28 Eylül 1859M tarihli bir emirle nasıl şekillendirildiği görülmektedir. Bursa‟da Emir Sultan Hazretleri Dergâhı vazifesinin verilmesi ile ilgili bir emirdir.146

Zaman zaman bu beratların yenilenmesi gerekmekteydi. Bu berat yenileme ya da görevlendirmelerin 14 Rebiülevvel 1296H/14 Mart 1880M tarihli bir emirle nasıl şekillendirildiği görülmektedir. Bu emirde “Cami, mescid, tekke, zaviye ve sair

hayratda görevli olanların elinde bulunan beratların yenilenmesi ve yeni görevlendirme işlemlerini görev sahiplerini mağdur etmeyecek şekilde usulüne uygun olarak yapılması” emredilmektedir. Buradan bir başka konuya değinecek

olursak, önceden idari açıdan bağımsız olan vakıflar artık devlet yönetimi altındadır diyebiliriz. Tarih itibariyle de bu emir 1826‟da Evkaf Nezaretinin kuruluşundan sonradır.147

Vakfiye şartları arasında vakıf görevlilerin görev süreleri belirtilmekteydi. Bunu, incelediğimiz belgelerde de açıkça görmekteyiz. Mütevelliler ve zaviyedarlar başta

143

Nakib, “tekkelerde mukabelede, semada şeyhe vekâlet eden kıdemli derviş ya da dede, esnaf teşkilatında şeyh yardımcısıdır.” İlhan Ayverdi, Misalli…, 2321.

144 Câbîler vergileri tahsil eden kimselerdi. Vakıfların akar kiralarını toplamakla görevli olan kimselerdi. Devellioğlu, 121.

145 Büyük ve yüce kimseler, ileri gelenler. Hz. Muhammed‟in torunu Hz. Hüseyin‟in soyundan gelen kimselere seyitler denir. İlhan Ayverdi, Misalli…, 2657.

146 BOA, İrade Dâhiliye (İ.DH), 443/29303, 01 Ra. 1276/28 Eylül 1859.

147 Zamanla özellikle XVII. yüzyıldan başlayarak vakıfların güzel günlerini kaybetmeye başladıkları görülür. Artık başka konuların vakıflar konusunda ön plana çıktığı görülmektedir. Ocak, Zaviyeler; Dini, Sosyal…, 259.

64 olmak üzere kayd-ı hayat şartının çok rastlanan bir durum olduğunu görmekteyiz. Konumuz olan Emir Sultan Vakfı‟na ait bir vâkıfın vakfiyede de böyle bir şart konulduğunu görmekteyiz. İncelediğimiz 15 Recep 874H/18 Ocak 1470M tarihli vakfiyede Oruz oğlu Hacı İsa kayd-ı hayat şartı şu şekilde yazılmıştır. “Sulahanın

medar-ı iftiharı mezkûr Oruz oğlu Hacı İsa elinde mülkü olanı vakfetmiştir ki, o da Bursa Şehri dâhilinde zikri geçen İmaret Mahallesi‟nde kâin bir mamur hanenin temamı olup iki odayı, bir sofayı, bir avluyu müştemildir ve mahallinde bu vâkıfa nisbetle şöhretinden dolayı tahditten müstağnidir. İşbu hane vâkıfın evlâdına, evlâdı evlâdına batından batna vakfolup evlâdın inkırazından sonra zikri geçen İmaretin mesalihine anlatıldığı vech üzere sahih ve şer‟i surette vakıf olur”.148 Burada vakfın tevliyet ve nezaretini “nefsine sonra oğullarına ve neslen bade neslin oğulları

oğullarına eğer bu oğullardan kimse bulunmaz ise mezbur zaviyenin şeyhine şart kılıp vakfı sahihi şer‟i ve hapsi sarihi mar‟i ile vakfetti”.149

Böylece zaviye vakfı kurucuları da nesillerine ve yakınlarına hem iş hem de düzenli bir gelir sağlamış oluyorlardı. Buradan da anlaşılacağı üzere Emir Sultan Zaviyesinde zaviyedarlık görevinin babadan oğla geçtiğini ve evlada şart koşulduğunu öğrenmiş oluyoruz. Özellikle zaviyenin en önemli görevlisi aynı zamanda yöneticisi konumunda olan zaviyedarlardır. Fakat böylesine büyük ve çalışanlarının fazla olduğu zaviyede, zaviyedar isimlerine çok fazla rastlayamıyoruz. Sadece elimizdeki arşiv belgelerinden zaviyedar ve mütevelli isimlerini tespit edebiliyoruz.

Emir Sultan Vakfı‟na ait vakfiye şartları arasında vakıf görevlilerin görev süreleri belirtilmekteydi. Bunu, incelediğimiz belgelerde de açıkça görmekteyiz. Vakıf kurucusu mütevelliyi atar ve kadının defterine kaydedilen vakfiyeye yazılırdı.150 1608 yılında vakfın istihdam ettiği vazîfehârân151

sayısı 122 kişidir.152 Bu ölçekte bir vakıf için çalışanların sayısı azdır. Çalışan sayısının azlığı bu vakıfta medresenin olmaması ve imaretinin çalışmıyor olması bu durumu açıklayabilir.1609 yılına baktığımız zaman bu vakıf da çalışanların sayısı 163 görülmektedir. İmaret yeniden açıldığında çalışan sayısının arttığı dikkat çeker. İmaretin çalışması ile birlikte çalışanlarının sayısı sekizden yirmi dörde kadar çıkmıştır. 1611 yılına gelindiğinde

148

Kunter, 52. 149 Kunter, 52.

150 İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ…, 148.

151 Vazîfehârân, tahsisatı olan, ücret alan anlamlarında kullanılır. Devellioğlu, 1141. 152

65 personel sayısının da 174‟e çıktığı tespit edilmiştir.1612 yılına gelindiğinde bu artış devam etmiştir. Bu yılda da çalışanların sayısı 181 kişiye kadar yükselmiştir.153

Tablo 2.3. 1608 Senesine Ait Örnek Çalışan Listesi (1016H/1608M)154

Vakıf Çalışanı Sene Kişi Sayısı

Kâtip ve Câbî 1608 18 Mütevelli 1608 60 Nazır 1608 6 Cami Çalışanı 1608 30 Türbe çalışanı 1608 10 İmaret çalışanı 1608 8 Eczahanan 1608 53 Zabitan-ı evkaf 1608 3

1619‟da maaş ve aylık ödemeleri 252.000 akçeye155

yükselmiştir. 156 Vakıfta çalışan diğer bir görevli olan cibayetçi ya da câbî157

olarak geçen görevli idi. Câbîlerin görevi vakıf gelirlerini toplamaktı.158

Emir Sultan Vakfı‟nda da birden çok câbînin olduğunu görüyoruz.

153 Orbay, Emir Sultan…, 30. Kayhan Orbay‟ın tespitlerine göre; “1608 yılı kayıtlarına göre çalışanların otuzu cami çalışanları, onu ise türbe çalışanı olarak listelenmiştir. Elli üç kişi eczahanan kadrosundadır. İmaret çalışanları sekiz kişidir. On sekiz kişi kâtip ve câbî olarak istihdam edilmektedir. Zabitan-ı evkaf kadrosu içinde üç kişi yer almaktadır. Mütevelli yevmi 60 akçe, kâtip 15 akçe ve nazır 6 akçe ile bu kadroda kayıtlıdır. Vakıf ayrıca yirmi iki kişilik bir zevâidhâr kesimine aylık bağlamıştır. Vakıf ayrıca aynî maaş ödemektedir. 1611 senesinde 2.208 kile buğday, 1612‟de 1.956 kile buğday cerrehârâna ödenmiştir.” Kunter, 30.

154

Orbay, Emir Sultan…, 30.

155 Osmanlı Devleti‟nin ilk gümüş parası sikkesi olan akçedir. “Osmanlı Devleti başlangıçta "gümüş sikke", XV. yüzyıldan itibaren de "para" karşılığı olarak kullanılan akçe "beyaz, parlak, temiz" manalarına gelen “ak” kökünden türemiştir”. Halil Sahillioğlu, Akçe, Türk Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, Cilt 2, İstanbul: Diyanet Vakfı Yayınları, 1989, 227.; 1326 yılında Orhan Bey adına bastırılan akçe ilk Osmanlı parası olarak kabul edilir. Bunun 1, 5 ve 10 akçelik birimleri vardır. 1 ve 5‟lik akçeler Orhan Bey, 10‟luklar ise Fatih Sultan Mehmet ve II. Bayezid devirlerinde çıkarıldı. Gümüş akçe XVII. yüzyılın sonuna kadar temel Osmanlı para birimi olma özelliğini korudu. Ali Akyıldız, Para, Türk Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, İstanbul: Diyanet Vakfı Yayınları, Cilt 34, 2007, 167.

156 Orbay, Emir Sultan…, 30-31.

157 Câbînin sözlük anlamı eskiden vakıf gelirlerini, toplama işidir. Cibayete baktığımız zaman ise vakıfa ya da hazineye ait paraların toplanma işini yapan kişidir. İlhan Ayverdi, Misalli…, 497; “Evkafa ait bazı vazifeler kâtiplik ve cibayet kefilsiz olarak altı ay müddetçe verilmiş bu da devletin varidat miktarını bilinmez hale getirmiştir. Hazine hesapları alt üst olmuştur”. İlhan Ayverdi, Misalli…, 497.

158

66

Tablo 2.4. Emir Sultan Vakfı Câbîlerinin Bursa‟da Bahçe, Dükkan, Ev, Hamam Vesaireden Aldıkları Ücretler (874H/1470M)159

Ödeyen Yer Nakdî/Günlük/dirhem Ayni/Yıllık/müdd buğday

Bursa 1 dirhem

Kelifli 2 dirhem 4 müdd ve 16 kile buğday

Her sene 4 müdd arpa

Karabürçek 2 dirhem Her sene 4 müdd ve 16 kile buğday Senede 4 müdd arpa

Bozburun 4 dirhem

Senede 6 müdd buğday 6 müdd arpa

1 müdd pirinç

Tekir Köyü 2 dirhem Senede 4 müdd arpa

Kumala Köyü 2 dirhem Senede 4 müdd ve 12 kile buğday 4 müdd arpa

Genceli 2 dirhem Senede 4 müdd ve 16 kile buğday 4 müdd arpa Eşkel 2 dirhem Senede 4 müdd ve 16 kile buğday 4 müdd arpa

Sürme 2 dirhem Senede 4 müdd ve 16 kile buğday

4 müdd arpa

Zindancık 2 dirhem 4 müdd ve 16 kile buğday

4 müdd arpa

Gönan Kasabası 1 dirhem

Belgede Emir Sultan ve vakıfları (sayfa 76-81)