• Sonuç bulunamadı

Osmanlı Devlet Geleneği Çerçevesinde Vakıf Kurumları

Belgede Emir Sultan ve vakıfları (sayfa 38-41)

OSMANLI DEVLETİ’NDE VAKIF KURUMU

1.3. Osmanlı Devlet Geleneği Çerçevesinde Vakıf Kurumları

Osmanlı Devleti‟nde vakıfların sosyal yardımlaşmanın direği idiler. Bunun dışında vakıf kurumları sayesinde insanlar iş sahibi olmaya başlamışlardır. Vakıfların bu tip görevleri yerine getirerek sosyal bir kurum niteliğine büründükleri görülmektedir.21

Osmanlı Devleti‟nde vakıflarla ilgili birçok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalar vakıfları her yönüyle inceleyerek vakıflar hakkında geniş bir bilgi havuzu oluşturmuşlardır. Tezimizi yapılandırırken Osmanlı Devleti‟nin kuruluş döneminden bahsederken çok önemli kaynaklar karşımıza çıkmaktadır. Bu kaynaklar bize Osmanlı Devleti‟nin kuruluş dönemi ve Emir Sultan vakıfları hakkında bilgiler vermişlerdir.

Bu dönemde yaşayan sufiler hakkında en önemli kaynaklar Başbakanlık Osmanlı Arşivi ve Ankara Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Arşivi‟nde yer alan Tapu Tahrir defterleridir.22 Kuruluş dönemi Osmanlı padişahları ve sufilerle ilişkilerinin ayrı bir öneme haiz olduğu yapılan araştırmalarla ortaya konulmuştur. Haşim Şahin‟in “Osmanlı Devleti‟nin Kuruluş Döneminde Dinî Zümreler” adını taşıyan doktora tezi Osmanlı Devleti‟nin kuruluş dönemindeki dinî zümreler hakkında bilgiler vermektedir.23

Bu şeyhler Osmanlı Beyliği‟nin kuruluşunda büyük etken olmuşlardır. Şeyh Edebali‟nin adı adeta devletle anılır. Emir Sultan gibi sufilerde bu dönemin önemli isimleridir.

Osmanlı beyleri kuruluşlarında dervişlere, gazilere ve diğer guruplara pek çok vakıflar kurdurmuşlardır. Onlara tekke ve zaviyeler inşa ettirdiler. Osmanlı sultanları vakıf kurma ile ilgili önemlidirler diyebiliriz.24

21 Köç, 49.

22 Tapu Tahrirlerinde velilerin sahip oldukları vakıflar, hakkında bilgiler vermektedir. Osmanlı Devleti Ömer Lütfi Barkan ve Enver Meriçli tarafından hazırlanan Hüdavendigâr Livası Tahrir Defteri en önemli kaynaklar arasındadır. Cevdet Evkaf tasnifinde yer alan belgelerde bazı vakıflar hakkında bilgiler elde edilebilmektedir.

23 Haşim Şahin, Osmanlı Devleti’nin Kuruluş Döneminde Dinî Zümreler (1299-1402), Marmara Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Türk Tarihi Anabilim Dalı, Ortaçağ Tarihi Bilim Dalı, Doktora Tezi, İstanbul 2007.

24

24 Buraya kadar verilen bilgiler göz önüne alındığında, bu dervişler ile ilk Osmanlı beylerinin ilişkileri önemlidir. Osmanlı beyleri, bu kişilere vakıflar tahsis ederek onların nüfuzundan yararlanmayı hedeflemişlerdir. Onlar bu sayede, iskân ve İslamlaşmayı sağlamışlardır. Bu kurulan tekkeleri sayesinde yol güvenliğini sağlamayı hedeflemişlerdir. Zaviyeler sayesinde konaklama ve güvenilirlik sağlayarak, daha birçok yer fethetmişlerdir.25

Osmanlı beylerinin dervişlerle olan ilişkilerinin temeli Şeyh Edebali ile başlatılıdır. Şeyh Edebali‟nin Osmanlı ailesi ile olan bağlantısı Süleyman Şah‟ın yaşadığı dönemle başlamaktadır. Haşim Şahin‟in Hadîdî‟den naklettiğine göre, “zamanın kutbu olarak kabul edilen Şeyh Edebali‟nin Süleyman Şah ile birlikte gaza akınlarına iştirakinden bahseder. Ancak, şeyhin Osmanlı tarihi ile anılması olayı, Ertuğrul Gazi veya Osman Gazi tarafından görüldüğü ve şeyh tarafından yorumlandığı öne sürülen rüya hadisesidir. Bazı farklı yorumlar olmakla birlikte kronik yazarlarının, pek çok devletin kuruluşunda dinî meşruiyeti işlemek için çok sık kullandıkları ifadeler yer almaktadır. Osmanlı Devleti‟nin kuruluşunu manevî temele dayandırma isteği taşıdıkları görülmektedir. Rüya ile başlayan olaylar, evlilik yoluyla kurulan akrabalık ile devam eder” şeklinde yorumlar.26

Osmanlı Devletinin ilk zamanlarında bu dervişlere pek çok vakıf yapılmıştır. Beylik müjdesini veren Kumral Abdaldır. Osman Gazi ilk fethettiği araziyi ona vermiştir. Buraya bir zaviye yaptırmıştır. Ayrıca kılıçını da Kumral Abdal‟a vermiştir.27

Osmanlı Devleti‟nin kuruluş zamanında vermiş olduğu bazı imkânlar ve vakıflara baktığımız zaman bu dervişlerin kuruluş dönemindeki etkilerini daha iyi anlarız.28 Osmanlı padişahları vakfiye kayıtları, sufilere çok sayıda vakıflar vermişlerdir.29

25 Sezai Sevim, Bursa ve Yakın Çevresinde Kuruluş Devri Sultanlarınca Desteklenen Dervişler II (Orhan Gazi ve I. Murad Devirleri), Bursa’da Dünden Bugüne Tasavvuf Kültürü, Bursa 2002, 156. 26 H. Şahin, Osmanlı Devleti’nin…, 210.

27 Orhan F. Köprülü, Abdal, Türk Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, Cilt 1, İstanbul: Diyanet Vakfı Yayınları, 1988, 63.

28 H. Şahin, Osmanlı Devleti’nin…, VII.

29 S. Seviméin tespitlerine göre “I. Murat‟ın vakıf tahsis ettiği fakihler arasında Ahmed Fakih, Hızır Fakih, Hızır İlyas Fakih, Hasan Fakih, Ömer Fakih, ve Hacı Danişmend Fakih gibi ünlü dervişler yer almaktadır.” Sevim, 155.

25 Yıldırım Bayezid döneminde ise fakihlerin varlığı bilinmektedir.30 Bu dönemde Emir Sultan‟ın da iktidar ile yakın ilişkileri olduğunu görmekteyiz.

Bursa, vakıfların araştırılması için önem arz etmektedir. Her vakfın tescili mecburiyeti vardır. XV-XVI. Yüzyılları ile ilgili defterler Bursa‟da bulunmaktadır. Vakıf araştırmamız da ve tezimizde Bursa oldukça önemlidir.31

Osmanlı Devleti kuruluşundan beri yıllarından beri vakıf müessesesini faydalı bir şekilde kullanmıştır.32

Yeni fethedilen yerlere bu dervişleri aileleri ile birlikte yerleştirmiştir. Özellikle bu derviş zümrelerine padişahlar farklı büyüklüklerde vakıflar inşa etmişlerdir. Türk nüfus bu yeni yerlere getirilerek buraların gelişmesi sağlanmaya çalışılmıştır. Vakıf kurumları Osmanlı‟nın en önemli kurumlarıdır. Osmanlı bu kurumları destekleyerek yeni bir kültür oluşmasını sağlamışlardır.33

Osmanlı padişahları bu sufilere tekke, zaviye ve cami inşa ettirdiler. Padişahlar ile sufiler arasındaki bu yakınlığın önemi büyüktür. Türkleşme ve İslamlaşmasına önem verilen topraklar zamanla bu kurumlar sayesinde çoğalmıştır.34

Osmanlı Devleti zamanla büyük bir imparatorluk olmuştur. Çok sayıda vakıf müessesine sahip olmuştur. Osmanlı Devleti hakim olduğu diğer ülkelerin vakıflarını da korumuştur. Bu müesseselerinde varlığı korunmuştur.35

Emir Sultan‟ın vakıf eserleri inşa edildiği tarihlerde onun adı ile anılmaya başlamıştır. İlk yapılan kurumlar cami ve zaviyesidir. Bursa‟da var olan vakıflar

30

Bunların en ünlülerinden biri Mevlîd-i Şerif yazarı Süleyman Çelebi‟dir. Âşık Çelebi‟nin eserine göre, “Süleyman Fakih, Yıldırım Bayezid’in imamı idi. Yıldırım Bayezid’in Nasırüddinler isimli bölgeyi bunlara bağışlamıştır. Arazi ve bağdan oluşan arazi bu araziyi Yıldırım Bayezid’in Ümmid Fakih’e vermişler. Daha sonra bu vakfı sırasıyla oğlu İsmail Fakih, torunu Yusuf Fakih ve onun oğlu Mehmed ve Veli devam ettirmiştir”.H. Şahin, Osmanlı Devleti’nin…, 141

31 Hale Demirel, Mahkeme Sicillerine Göre XVI. Yüzyıl İlk Yarısında Bursa Vakıfları, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Bursa 2006

32 Mustafa Cezar, Osmanlı Klasik Dönem İmar Sistemi, IX. Türk Tarih Kongresi: Ankara 21-25 Eylül 1981 Kongreye Sunulan Bildiriler, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Sayı 3, Ankara 1989, 1391-1414.

33 Nazif Öztürk, İslâm ve Türk Kültüründe Vakıflar, Vakıflar Dergisi, Sayı 29, 2005, 19. 34 H. Şahin, Osmanlı Devleti’nin…, 249.

35

26 Osmanlı Devleti‟nin kuruluş dönemine aittir. XVI. yüzyılda Bursa da kurulan vakıflar kuruluş döneminde var olmuşlardır.

Belgede Emir Sultan ve vakıfları (sayfa 38-41)