• Sonuç bulunamadı

1. BALKANLAR’DA TÜRK-ĐSLAM ĐZLERĐ

1.4. Sırplar Tarafından Türkler’e Yapılan Baskı ve Zulümler

1.4.3. Srebrenica Katliamı (1995)

Bosna Savaşının sonlarına doğru Müslümanların birçok cephede zafer kazandığı bir sırada öne çıkarılan Dayton Barış Müzakereleriyle savasın sona ereceğini gören Sırplar, avantaj elde etmek için iki stratejik kent olan Gorajde ve Srebrenica’yi ele geçirmek maksadıyla bütün güçleriyle bu iki kente saldırmışlar ve tarihin gördüğü en büyük katliamlardan birini tüm dünyanın seyirci bakışları arasında sergilemişlerdir. BM tarafından 1993’te güvenli bölge olarak ilan edildikten iki yıl sonra Srebrenica, 1995 yılının yaz ayında II. Dünya Savası’ndan sonra meydana gelen en büyük toplu katliamın kurbanı olmuştur.

6-8 Temmuz 1995’de daha önce Kuzey-Bosna’daki Sırp saldırılarından kaçan binlerce sivilin sığındığı Srebrenica kenti, Sırp güçleri tarafından kuşatılmıştır. Sırp güçleri sabaha karşı kente tank ve top ateşiyle bombardımana başlamışlardır. Bu maksatla Sırplar tarafından bölgeye 12 bin asker, 30 tank ve top ile SAM füzeleri sevk edilmiştir.

11 Temmuz 1995 günü Ratko Mladiç komutasındaki Sırplar hiçbir direnişle karşılaşmadan kente girmişlerdir. Sırp güçleri, kenti güçleri altına aldığı sadece beş günde 8.000 masum Müslüman sivili kurşuna dizerek, yakarak ve diri diri gömerek insanlık dışı birçok yöntem uygulayarak katletmiştir.

Srebrenica’da yapılan katliamın Karadziç ve Miladiç’ten sonra başlıca sorumlusu Sırp Kumandan General Obrenovic’dir. Obrenovic ve adamları Srebrenica katliamı haberinin yayılmasını engellemek ve delilleri yok etmek amacıyla da cesetleri toplu mezarlara gömmüşler, ancak gerek Obrenovic’in gerekse diğer Sırp kumandanların gizlemeye çalıştıkları toplu mezarlar savaş sonrası birer birer ortaya çıkmıştır.

Yine bu kapsamda; 11 ve 12 Temmuz tarihlerinde Potoçari’ye gelen Mladiç televizyon kameraları karşısında kimseye bir şey yapılmayacağı ve herkesin güvenle Srebrenica dışına çıkarılacağı garantisi vermiştir. Gelen 60 kadar kamyon ve otobüse bindirilen erkeklere esir değişimi için Tuzla’ya gönderilecekleri söylenmiştir. Ancak iki gün süren bir katliamın ardından kendilerine hiçbir şey yapılmayacağı garantisi verilen bu gruptan kurtulan pek kimse olmamıştır. Sırp güçlerinin kenti güçleri altına aldığı

sadece beş günde katledilen masum Müslüman sivil erkek sayısının 10 bin civarında olduğu düşünülmektedir. Müslümanları öldürürken kurşuna dizme, yakma, diri diri gömme gibi insanlık dışı birçok yöntem uygulanmıştır.

12 Temmuz 1995’de, kadınlar ve çocukları Müslüman bölgesine taşımak üzere araçlar kente gelirken Sırplar, 12 ile 77 yaş arası bütün erkekleri ‘’ savaş suçlusu sanıkları sorguya çekmek'’ bahanesiyle ayırmaya başlamışlardır. Sonraki 30 saat içerisinde 23.000 dolayında kadın ve çocuk bölgeden tahliye edilmiştir. Ayrılan yüzlerce erkek ise kamyonlara ve depolara doldurulmaya başlanmıştır. Kadın, çocuk ve yetişkin erkekten oluşan 15 bin civarında Müslüman Bosnalı grup ise Susnjari’de toplanarak kaçmaya çalışırlarken Sırplar tarafından bombardımana tutulmuşlardır. Yola çıkanlardan pek azı bu çileli yolculuk sonunda Tuzla’ya salimen ulaşabilmiştir.283

21-22 Temmuz 1995’de Meces kasabası yakınlarında Sırp askerler büyük kepçe makineleriyle 260 Müslümanı diri diri gömüp, üstlerini toprakla örtmüşlerdir. Bizzat yapılan bu zulümler uluslar arası ceza mahkemesinde de Sırplarca itiraf edilmiştir.284

1992-1995 arasında Uluslar arası Kızılhaç Örgütü verilerine göre Bosna– Hersek’te 312 bin civarında kişi hayatını kaybetmiştir. Bu kayıpların 200 bin kadarı Boşnak olup bu insanlar dünyanın gözü önünde ve Avrupa’nın göbeğinde sistematik bir soykırıma tabi tutulmuşlardır.285 Bosna’da 800 cami ortadan kaldırılmış, 300 bine yakın insan öldürülmüştür. Ölen çocuk sayısı 35 bin, yaralı ve sakatlar ise 78 bindir. 80 bin kadın ve kız çocuğuna tecavüz edilmiş karşı koyanlar ise boğularak öldürülmüşlerdir.286

Bosna Savaşını sona erdiren Dayton Anlaşması, Paris’te 14 Aralık 1995’te imzalanmıştır. 300 bin kişinin ölümüne ve yüz binlerce sivilin yurtlarından göçmesine neden olan dört yıllık savaşı durduran bu anlaşma, dönemin ABD Balkan Özel Temsilcisi Richard Holbrooke’un başkanlığında ABD’nin Ohio eyaletine bağlı Dayton adlı kasabadaki bir hava üssünde haftalar süren müzakerelerden sonra karara bağlanmıştır. Bosna–Hersek Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı Alia Đzzetbegoviç’in ifadesiyle’’ adil olmasa da olabileceğin en iyisi’’ olan bu anlaşma da türünün tek örneğidir.287

283 Erhan Türbedar: Kosava ‘nın Bağımsızlık Đlanının Sirbistan,Bosna-Hersek ve Makedonya’ya Etkileri,Avrasya Dosyası,C.14.S.1,Ankara,2008,s.36-39: http://www.erulke.com/?p=394 09.01.2009 284 http://www.tespitler.com/sayfa 10/bosna.htm. 10.01.2009

285 http://www.erulke.com/?p=394 09.01.2009

286 http://www.tesbitler.com/sayfa10/bosna.htm 10.01.2009 287 http://www.erulke.com/?p=394 09.01.2009

2.TÜRKLER’E YAPILAN DĐĞER BASKI VE ZULÜMLER

Balkanlar’da Müslüman Türklere Bulgarlar, Sırplar ve Yunanlılardan başka devletler de zulüm yapmıştır. 1877-1878 (93 Harbi) Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Ruslar, 26 Haziran 1877’de Ziştevi yakınından Tuna vilayetine girmiş ve sistematik olarak Türkler üzerinde imha hareketi yürütülmüştür. Ruslar, sivil halkın malının mülkünün talan edilmesini, yakılıp yıkılmasını savaş tekniğinin bir aracı olarak kullanmışlardır. Böylece evler ve tümüyle köyler Ruslarla Bulgarlar tarafından yakılıp yıkılmıştır. Sığırlar ve bütün taşınır mallar gasp edilmiş, Bulgaristan’da Türk varlığı gerçek anlamda silinmiştir. 1877’de Bulgaristan’daki Müslüman nüfus 1.501.883 idi. 1879’da bu nüfustan 515.000’i Osmanlı Devletinin elindeki bölgelere ulaşmış, sivil halktan 260.000’i bu savaşta ölmüştür. Yani imha edilmişlerdir. Rusların ve Bulgarların giriştiği kıyım eylemleri Türklerin kaçışının temel zorlayıcı nedeni olmuştur.288 Savaşın başında Bulgaristan’ın nüfusunun yarıya yakınını Türkler oluşturuyordu. Bazı vilayetlerde çoğunluk onlardaydı. Savaşın sonunda bir milyon Türk evlerinden barklarından sürüldü, öldürüldü..289

Balkan Savaşı sırasında Rumeli’den Türk göçlerinin en önemli nedenini müttefik Balkan Devletlerinin askerleri ve komitacılarınca yapılan akıl almaz zulümler oluşturmuştur.290 Örneğin Dedeağaç’ta Bulgar ve Yunan çetelerinin katliamları Cuma gününden Pazar gününe kadar devam etmiştir. Sırp, Bulgar ve Yunanlılar Arnavutluk’ta Müslüman halktan 100.000 kişiyi katletmişiler, Yine Bulgar ve Yunanlılar Makedonya’da yaşayan Müslümanlardan ise 150.000 kişiyi türlü işkencelerle yok etmişlerdir.291

Yukarıda da bahsedildiği gibi Balkan Savaşları sırasında katliama uğrayan masum Türk halk kitlelerinin kesin sayısı bilinmemektedir. Rumeli’den Türk göçleri hususunda çeşitli araştırmaları bulunan Bilal Şimşir’in tahminlerine göre bu sayı 200.000’den aşağı değildir. Bir başka bilgiye göre, Đstanbul’da bulunan büyük devletlerden birinin memur-ı mahsusunsun, Roma’ya gönderdiği bir mektupta, Balkan müttefiklerinin işgal ettiği arazide silahsız ve masum Türklerden 240.000 kişiyi öldürdüğü ve katliama devam edildiği de belirtilmiştir. Balkan Devletleri tarafından katledilen Müslümanların miktarı 500.000’den fazla tahmin edilmiştir.292

288 Justin McCarty, a.g.e.s.13 289 Bilal N.Şimşir, a.g.e. s.16 290 Ahmet Halaçoğlu, a.g.e., s 31 291 Ahmet Halaçoğlu, a.g.e., s 38 292 Ahmet Halaçoğlu, a.g.e., s 43,44

1.BALKANLAR’DA SIRP-BOŞNAK ĐLĐŞKĐLERĐNDE TARĐHSEL PLAN ( 1945 ÖNCESĐ DÖNEM)